Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tacirler Arası Ayıplı İfa Nedeniyle Tazminat

Yanıt
Old 05-08-2015, 09:01   #1
avukat2323

 
Varsayılan Tacirler Arası Ayıplı İfa Nedeniyle Tazminat

Değerli meslektaşlarım,
Müvekkil şirketin katılacağı fuarda stant tasarımı için anlaştığı firma, bu hizmeti yerine getirememiş, şirket ürünleri yağan yağmur nedeniyle hasara uğramıştır.
Firmaya ayıp ihbarı derhal yapılmış ise de sonuç önlenememiştir. Müvekkil yaşanan olay nedeniyle stant bedelini ödemekten kaçınmış, faturaları iade etmiştir. Yaşanan zarar ve itibar kaybı nedeniyle açtığımız tazminat davasına karşı taraf, icra takibine yapılan itiraz nedeniyle itirazın iptali davasını karşı dava olarak açmıştır.
Ayıplı hizmet nedeniyle, her ne kadar stant bedeli ödenmemiş ise de ayrıca tazminat talebinde de bulunabileceğine dair Yargıtay kararı arıyorum, konu ile ilgili yardımlarınızı rica ediyorum.
İyi Çalışmalar
Old 05-08-2015, 10:12   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Bu kararda taraflardan biri tüketici ama ayıplı hizmet nedeniyle tazminat talebi mevcut. Yardımcı olacağını düşünüyorum. Ayrıca bedeli ödememiş olsanız bile tazminat talebinde bulunabileceğiniz kanaatindeyim. Zira sözleşme gereği karlıklı ifa gerekir. Hizmet yerine getirilmediğinde ifa edilmemiştir. Bu nedenle sizin ödeme yoluyla ifa etmeniz beklenemez. Müspet ve menfi zararınızın tazminini de isteyebilirsiniz


T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:2004/15-83
K:2004/98
T:25.2.2004
• TÜKETİCİNİN KORUNMASI
• AYIPLI HİZMET NEDENİYLE TAZMİNAT İSTEMİ
• TAZMİNAT DAVASI
• TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETİ KARARLARI
• AKDİ İLİŞKİNİN VARLIĞI
• TÜKETİCİNİN ALDATILMASI
ÖZET ava, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna dayanılarak açılmış, ayıplı hizmet nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı halısının davalının hatalı yıkaması nedeniyle bozulduğunu iddia eden iş sahibi, davalı ise halı yıkama işini gerçekleştirdiği iddia edilen firma yetkilisidir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amacı ve kapsamı düşünüldüğünde uyuşmazlığın bu yasa kapsamında çözümü yerinde olacaktır. Davalı yan bastırdığı broşürle reklamını yapmış mevcut delillerden anlaşıldığına göre davacı da halısını davalı firmaya temizletmiştir. Firmanın bu işlem karşılığı temizlik malzemesi satışına ilişkin kasa fişi vermesi tüketicinin aldatılmasına yönelik bir davranış olup, sırf buna dayanarak akdi ilişki olmadığını reddetmek de iyi niyetle bağdaşmaz. Nitekim tanık beyanları ve celbedilen kayıtlar bu durumu desteklemektedir.
Diğer taraftan, Tüketici Sorunları hakem heyeti tarafından verilen kararların 4077 sayılı yasanın 22. maddesinde tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebileceği hükme bağlanmış ve hatta 4822 sayılı yasayla yapılan değişiklikle de bu kararlara değer ölçütü getirilerek tarafları bağlayıcı olduğu ifade edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını kabul eden direnme kararı yerindedir.
(4077 s. kanun m. 4, 22)
(1086 s. kanun m. 288, 290)
Taraflar arasındaki "tüketici koruma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 1.Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.04.2002 gün ve 2001/1736 E- 2002/591 K. sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 22.04.2003 gün ve 2003/2073-2156 sayılı ilamı ile; ( ...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında halı temizliği konusunda yapılmış yazılı bir sözleşme yoktur. Davalı yüklenici halının temizliğini yapmadığını, sadece davacıya temizlik malzemesi sattığını beyan etmiştir. Somut olayda halının temizlik için davalı yükleniciye teslim edildiğinin davacı tarafça yazılı belgeyle ispatlanması gerekir. Davacı tarafından halının temizlik için davalıya teslim edildiği ispatlanamamıştır. Davacı dava dilekçesinde "her türlü yasal deliller" demek suretiyle yemin deliline de dayanmıştır. Bu durumda mahkemece iddia edilen akdi ilişkinin varlığının ispatlanması yönünden davalı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu davacıya hatırlatılmalı, yeminin teklif edilip edilmemesi ve teklif edilmesi durumunda yerine getirilip getirilmemesine göre akdi ilişkinin varlığı değerlendirilmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Davacı tarafça halının teslimi ve dolayısıyla akdi ilişkinin varlığı ispatlanmadan davanın esasının incelenmesi ve kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de; davacı tarafından gönderilen ihtarnamedeki 15 günlük ödeme süresi sonunda davalının temerrüde düşeceği düşünülmeden faizin ihtarın tebliğ tarihinden itibaren başlatılması da yanlış olmuştur.
Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna dayanılarak açılmış, ayıplı hizmet nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı halısının davalının hatalı yıkaması nedeniyle bozulduğunu iddia eden iş sahibi, davalı ise halı yıkama işini gerçekleştirdiği iddia edilen firma yetkilisidir.
Davacı vekili 4.6.2001 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24.07.2000 tarihinde 6 m2 büyüklüğündeki Balıkesir İmalatı Kars modeli Yörük halısını davalı şirkete yıkanması için teslim ettiğini, bu olay sebebiyle toplam 11.250.000-TL hizmet bedeli ödediğini ancak karşılığında hizmet bedeli faturası yerine temizlik maddesi satışına ilişkin yazar kasa fişi verildiğini, halı temizlendikten sonra renginin solduğu ve davalıya teslim edildiği tarihteki orijinal halini kaybettiğini, halının üzerinde hasarın giderilebilmesi için müteaddit işlem yapmalarına rağmen başarılı olamayan firmanın müvekkili kabul etmemesine rağmen 03.12.2000 tarihinde elemanları marifetiyle halıyı kapının önüne bırakarak terk ettiğini, olay sebebiyle müvekkili ve eşi tarafından firma elemanlarının imzadan imtina ettiği iki adet tutanak tutulduğunu, istenildiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak amacıyla halının müvekkili tarafından muhafaza edildiğini, müvekkilinin müteaddit müracaatlarına rağmen halının eski haline getirilemediği gibi zararı da giderilmediğini bunun üzerine müvekkilinin konu ile ilgili olarak Çankaya Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunduğunu, Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 15.01.2001 tarih ve 27 sayılı kararı ile 4007 sayılı yasa gereğince davalı firmanın halının piyasa değeri üzerinden parasının ödenmesine karar verdiğini, hakem heyetinin bu kararının 21.04.2001 tarihinde davalıya tebliğ edilerek m2'si 90.000.000.-TL olan halının piyasa değeri olan 540.000.000.-TL'nin 15 gün içerisinde ödenmesi istendiğini aksi takdirde aleyhine dava açılacağının ihtar edildiğini, davalı firmanın kendilerine tanınan süre içerisinde ihtarnamelerine bir cevap vermediği gibi ödemede de bulunmadığını, ifadeyle, ayıplı hizmet nedeniyle hasar gören 6 m2 büyüklüğünde Balıkesir imalatı Kars Modeli Yörük halısının yerine yenisinin alınarak taraflarına teslimini hasarlı halının yerine yenisinin verilemediği takdirde fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile halının ihtarname tarihindeki rayiç bedeli olan 540.000.000.-TL'nin ihtarın yapıldığı 21.04.2001 tarihinden itibaren işleyecek %70 faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili 11.01.2002 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle husumetten olmazsa da esas yönünden reddi gerektiğini, halının müvekkiline teslim edilmediğini, davacının müvekkilinin çalıştığı işyerinden bir takım temizlik malzemeleri aldığını, bunun haricinde davacı ile müvekkili arasında herhangi bir alım-satım veya hizmet akdi oluşmadığını, halının müvekkiline teslim edildiğine veya teslim alındığına dair hiçbir belge sunulmadığı gibi, bu yönde hiçbir kanıt ta getirilmediğini, bilirkişi görüşünü kabul etmediklerini, davanın kanıtlanamadığını, reddini savunmuştur.
Yerel Mahkeme; "Dava, 4077 S.Y.nın 4. madde kapsamında ayıplı hizmet nedeniyle açılmış tazminat davasıdır. Davacı tarafından ibraz edilen 03.12.2000 tarihli tutanak, Hakem Heyeti kararı, 20.04.2001 tarihli davalıya gönderilen ve 21.04.2001 tarihinde davalıya tebliğ edilen ihtarname ( iade kartı ), tanık Cemile Baykal'ın yeminli ve görgüye dayalı beyanı, davalının el ilanı ve davacıya verilen fişler ( aslında halı yıkama nedeniyle tek fiş verilmesi gerekirken ) tümden değerlendirildiğinde olayın davacılar ile davalı arasında geçtiği tartışmasız anlaşılmaktadır.Nitekim, davalının vergi kayıtlarından yapılan yazışmalardan davalının devamlı adres değiştirdiği veya birkaç yerde işyeri bulunduğu ( Mutlu Mahallesi, General Zeki Doğan Mah.-Öveçler Narlı sokak gibi ) ve müşterileri ile ilişkilerinde doğru beyanda bulunmadığı, halıyı kapıya bırakanların geldiği aracın başka bir şirkete ait olduğu, el ilanında halı yıkama da olduğu halde vekili tarafından verilen cevapta inkar yoluna gidebildiği, basiretli ve güvenli bir tacir gibi hareket etmediği tespit olunmuştur. Tüm bu durumlar değerlendirildiğinde halının bilirkişi raporuyla da anlaşıldığı üzere yıkanması neticesi zarara uğradığı anlaşıldığından halının yenisinin alınması işleminin bu şartlarda yerine getirilmeyeceği, kanaatine varıldığından bilirkişinin de belirlediği bedel üzerinden davanın kabulü gerekmiştir. Davacının 20.04.2001 tarihli ihtarı, davalıya 21.04.2001 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 15 gün içinde davalı yerine getirmediğinden temerrüt tarihi tebliğ tarihi olarak belirlenmiştir." gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının davacıya ait halıya ayıplı hizmet nedeniyle zarar verdiği anlaşıldığından halı bedeli 540.000.000 TL'nin 21.04.2001 tarihinden itibaren %70 avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ayıplı halının davalı tarafından geri alınmasına, karar vermiştir.
Kararın davalı vekilince temyizi üzerine Özel Dairece hüküm taraflar arasındaki akdi ilişkinin ispatlanamadığı noktasından yukarıda başlıkta belirtilen gerekçe ile bozulmuştur. Mahkeme önceki kararında direnmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, bazı özel yasalardaki düzenlemeler hariç eser sözleşmesinin geçerliliği için bir şart öngörülmemiştir.
Ne var ki HUMK.288 ve 290 ncı maddeleri uyarınca aradaki akdi ilişkinin varlığının ve teslim olgusunun ispatında ispat hukuku yönünden yazılı delil aranmaktadır. Kural bu olmakla birlikte eldeki davada olduğu gibi eser sözleşmesine ilişkin hükümler ile tüketici hukukunun birlikte uygulanması gereken hallerde tüketici hukukuna ilişkin özelliklerin göz ardı edilmemesi gerekir.
Taraflar arasındaki ilişki temelinde eser sözleşmesi olmakla birlikte, dava, hukuksal nitelikçe 4077 S.Y.nın 4.madde kapsamında ayıplı hizmet nedeniyle açılmış tazminat davasıdır. Davacı yan halısını davalı firmaya temizlettiğini, ücretini de ödediğini, buna ilişkin kendilerine kasa fişi verildiğini, halının temizlik işlemi sonucunda bozulması üzerine firmanın halıyı terk ederek gittiğini ve Tüketici Sorunları Hakem Heyetine yaptıkları başvuruya ve halının tazminine karar verilmesine ve bu durum davalıya bildirmesine karşın tazmine yanaşmadığı iddiasıyla eldeki davayı açmıştır. Davacının ispata ilişkin yazılı tek delili kasa fişleri ve davalının dağıttığı ve karşı çıkmadığı broşürlerdir. "Temizlikte yeni bir anlayış Hakan Temizlik" başlıklı broşürde yapılan işler temizliğe yönelik olarak açıklanmış, temizlik malzemesi satışından söz edilmemiş, adres ve telefon numarası bildirilmiştir. Telefon numarası kasa fişlerinde bulunan numara ile aynıdır. Kasa fişlerinde 29.07.2000 ve 31.07.2000 tarihleri bulunmaktadır. Altı adet bu kasa fişleri taraflar arasında bir akdi ilişki bulunduğunu göstermekte ancak davacı bunun halı yıkama ilişkisi olduğunu iddia ederken davalı taraf ise temizlik malzemesi satışı olduğunu iddia etmektedir. Fişlerde "muhtelif m. " açıklaması yanında "tmz mad" Açıklaması da bulunmaktadır. Bu delillere dayanarak Tüketici Sorunları Hakem heyetine yaptığı başvuru kabul edilmiş ve eski hale getirme veya tazmine karar verilmiştir. Bu hususun davalıya bildirilmesine karşın davalı bu ilişkiye karşı çıkmamıştır.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amacı ve kapsamı düşünüldüğünde uyuşmazlığın bu yasa kapsamında çözümü yerinde olacaktır. Davalı yan bastırdığı broşürle reklamını yapmış mevcut delillerden anlaşıldığına göre davacı da halısını davalı firmaya temizletmiştir. Firmanın bu işlem karşılığı temizlik malzemesi satışına ilişkin kasa fişi vermesi tüketicinin aldatılmasına yönelik bir davranış olup, sırf buna dayanarak akdi ilişki olmadığını reddetmek de iyi niyetle bağdaşmaz. Nitekim tanık beyanları ve celbedilen kayıtlar bu durumu desteklemektedir.
Diğer taraftan, Tüketici Sorunları hakem heyeti tarafından verilen kararların 4077 sayılı yasanın 22. maddesinde tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebileceği hükme bağlanmış ve hatta 4822 sayılı yasayla yapılan değişiklikle de bu kararlara değer ölçütü getirilerek tarafları bağlayıcı olduğu ifade edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını kabul eden direnme kararı yerindedir. Ne var ki, işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel dairesine gönderilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnme kararı yerinde ise de davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın 15.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 25.02.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 05-08-2015, 10:14   #3
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Meslektaşım,

Öncelikle
Alıntı:
"müvekkilin ... anlaştığı firma, bu hizmeti yerine getirememiş, şirket ürünleri yağan yağmur nedeniyle hasara uğramıştır.
yazmışsınız fakat mesajınızda "ayıplı hizmet" şeklinde açıkladığınız için anladığım kadarı ile burada hizmet hiç yerine getirilmemiş değil; olması gerektiği şekilde yerine getirilmemiş. Eğer hizmet hiç yerine getirilmedi ise o zaman soruya vereceğim yanıtlar daha detaylı ve farklı olacaktır. -TBK m.123, m.124, m.125 vd., temerrüt ve seçimlik haklara ilişkin düzenlemeleri ve yine TBK m.112, 113 vd. düzenlemeleri inceleyiniz.-(Zira bir hizmetin hiç yerine getirilmemesi ile ayıplı olarak hizmet verilmesi ayrı durumlardır.)

Ben, "ayıplı hizmet" dediğinizden; hizmetin verildiği fakat gereği gibi ve ayıpsız şekilde yerine getirilmediğinden yola çıkarak sorunuzu yanıtlayacağım.Bir de bu tip fuar stant kurulumlarında bildiğim kadarı ile stant fuar sabahı ya da 1 gün önce kurulabiliyor, sizin sözleşmenizin koşullarını bilmeden vereceğimiz yanıtlar sağlıksız olacak ama yine de yazacağım.

Sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edilmesi halinde (elbette yasal süreler içerisinde ayıp ihbarı ve sözleşmeden dönmeye ilişkin bildirimi yaptınız kabul ediyorum), ayıplı hizmetten dolayı maddi ve manevi zarar oluştu ise ve bunu kanıtlayabilecek ispat vasıtalarınız var ise, tazminat talep etmenize herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır.Zira sözleşmeden dönme ayrı bir konu, ayıplı hizmet yahut mal nedeni ile oluşan maddi-manevi zararın tazmini ayrı bir konudur.

Örneğin, bu ayıplı hizmet nedeni ile standa koyduğunuz ürün yahut malzemeler zarar görmüş, zedelenmiş, satılamaz hale gelmiş olabilir(maddi) ayrıca tüm sektör, müvekkilinizin fuarda ne hallere düşüldüğünü konuşuyor olabilir (manevi)vs.vs. örnekler çoğaltılabilir. Tüm bunlar maddi ve manevi tazminat isteminin nedenlerini oluşturabilir.Buna göre değerlendirme yaparak, var ise maddi ve manevi zararın tazminini de istemeniz gerektiği düşüncesindeyim.

Karar araştırması yapmadım, vakit bulursam karar da ekleyeceğim.
Old 05-08-2015, 10:19   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Tam ben yazıcaktım ki Duygu hanım konuya açıklık getirmiş. Bu arada ayıplı hizmet değil, sözleşmede kararlaştırılan hizmetin hiç yerine getirilmemesi yani ifa edilememesi mevcut
Old 05-08-2015, 18:31   #5
avukat2323

 
Varsayılan

Öncelikle yanıtlarınız için içtenlikle teşekkür ederim
Somut olayda, ifa ayıplı olarak gerçekleşmiştir zira açık fuar alanında yırtık brandalarla stant kurulmuş yağan yağmur ile de dava konusu zarar oluşmuştur. Ayıp ihbarı süresinde yapılmıştır ancak aynen ifa talep edilmesine rağmen ve firmanın müdahalesine rağmen sözleşme koşullarına uygun bir stant kurulumu sağlanamamıştır. Bu nedenle müvekkilin hem firmaya fuar bedelini ödememesi için hem de yaşanan itibar kaybını, zarar gören ürünleri (video,tanık ve fotograflarla sabit) tazminat yoluyla karşılayabilmek için Yargıtay kararı sunmak istiyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tacirler Arası Kira Sözleşmesi HakiMavi Meslektaşların Soruları 2 09-07-2015 17:40
Tacirler arası cezai şart qendal21 Meslektaşların Soruları 0 13-01-2015 13:45
tacirler arası ibarname Av. Erdal ŞAHİN Meslektaşların Soruları 4 22-01-2013 17:00
tacirler arası ayıp ihbarı av. ali Meslektaşların Soruları 2 18-09-2012 13:59
Tacirler arası ayıpta yeni zamanaşımı efekankaptan Meslektaşların Soruları 1 29-07-2012 02:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04598498 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.