hizmet tespitinde 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması

Sitede yaptığım araştırma içerisinde sorumun cevabını net olarak bulamadım. Yardımcı olacak meslektaşlarıma şimdiden teşekkürler.

Yargıtay 21. H. D. 2003/1658 – 2359 E.K. sayılı kararında “işe giriş belgesi verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde dava açabileceklerini” bildirmiştir.

2008-2012 arasında müvekkil şirkette çalıştığını iddia eden bir kişi var ve bu kişinin burada çalıştığını gösterir hiçbir resmi evrak, işe giriş bildirgesi, SGK’ya bildirilen evrak vs. hiçbir belge yok. Ancak tanık beyanları ile davası kabul edildi. Ancak ben talebinin bir kısmının hakdüşürücü süreden dolayı reddedilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yukarıdaki kararı nasıl yorumlamalıyız?

1) 2012 yılına kadar şirkette çalıştığını iddia eden kişi için hakdüşürücü süre 2017’de tamamlanır ve bu tarihe kadar dava açabilir. Ya da

2)Dava açma tarihi 2015’tir. 5 yıllık hakdüşürücü süre düşüldüğünde 2010 yılından önceki talepleri kabul görmez.

Ben ikinci yorumun doğru olduğunu düşünüyorum ancak bununla ilgili birebir karar bulamadım. İlgilenenlere teşekkür ederim. İyi çalışmalar.

Sayın meslektaşım;

Söz konusu süre hak düşürücü bir süredir ve hakkın hangi süre içinde talep edilmesi gerektiğine ilişkindir. Dolayısıyla hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde dava açılabilir. Bu durumda ikinci yorumunuzdan ziyade ilk yorumunuzun doğru olduğunu düşünüyorum.

Bende 1 no.lu yorumuzun doğru olduğunu düşünüyorum. Zira; 2008 yılında ilk çalışması var ama kesintisiz olarak 2012 yılına kadar devam ediyor.

Sn Sarıkaya ve Taçyıldız değerli yorumlarınız için teşekkür ederim.

Ancak bir diğer karar olan Yargıtay 21. H. D. 2008/4572-2009/3399 E.K. sayılı kararında da “Kural olarak işe giriş bildirgesinin verildiği tarihten önceki çalışmalar, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurulmazsa hak düşürücü süreye uğrayacağını” bildirilmiştir.

Kararları lafzi yorum ile inceleyecek olursak ilk mesajımdaki 2. yorumun daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum çok mu ısrar ediyorum ya da öyle olmasını mı istiyorum? ( )

Bence buradaki çalışmayı 2008-2012 yılı arasında bir bütün olarak değerlendirilmek yerine her yıl yapılan çalışma ayrı ayrı değerlendirilip 5 yıl sonra hak düşürücü süreye uğrayacağı düşünülmelidir.

2008 yılı çalışmaları 2013'te 2009 yılı çalışmaları 2014'te hak düşürücü süreye uğradığından bu yıllara yönelik tespit istemi reddedilmelidir. Yok mu benim gibi düşünen meslektaşım?

Sanırım ()

Meslektaşım yorumunuz biraz zorlama gibi duruyor

506 sayılı yasanın 79.maddesi “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”

8.fıkrasında ÖNGÖRÜLEN 5 YILLIK SÜRE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE olup hak düşürücü sürenin özelliği dolayısı ile davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece re’sende dikkate alınacaktır.

Madde metninden de anlaşılacağı üzere 5 yıllık sürenin başlangıcı hizmetin sona erdiği senenin sonundan itibaren hesaplanarak 5 yıldır.



YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/1889

K. 2002/2474

T. 21.3.2002

• HİZMET TESPİTİ DAVASI ( Davacının Devam Eden Çalışması Nedeniyle Beş Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Gerçekleşmemesi )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Davacının Devam Eden Çalışması Nedeniyle Beş Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Gerçekleşmemesi )

• ÇALIŞMA ( Davacının Devam Eden Çalışması Nedeniyle Beş Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Gerçekleşmemesi )506/m.79

ÖZET: Davacının devam eden çalışması nedeniyle 5 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmemiştir.
DAVA: Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.4.1981 tarihinden beri çalıştığının tespiti ile bu çalışmalarının 506 Sayılı Yasa kapsamı içine alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Osman Bülbül tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR: Davacı davalı işverene ait işyerinde 1.4.1981 tarihinden beri çalıştığının tespitini istemiştir.
Mahkemece 02.11.1989 tarihinden önceki çalışmanın hak düşürücü süre nazara alınarak reddine karar verilmiş ise de, davacının devam eden çalışması nedeniyle 506 Sayılı Kanunun 79. maddesinin 10. fıkrasında öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmemiştir. Yani mahkemece kabul edilmeyen kısım hak düşürücü süreye uğramamaktadır.
Bu maddi ve hukuki olgular karşısında 2.11.1989 tarihinden önceki sürenin hak düşürücü sürenin dolmasından dolayı reddi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

2. yorumla birlikte bugün temyiz dilekçemi teslim edeceğim. Bakalım Yargıtay nasıl yorumlayacak? Neticeyi paylaşacağım. İyi çalışmalar.