ltd.şti.' de kârın paylaşımı hakkında

sevgili arkadaşlar
özel okul işletmek üzere 6 öğretmen ortak tarafından kurulmuş bir limited şirkette,okul bina ve personel ve ekipmanları sağlanıp öğretime başladıktan sonra,ortaklardan biri "ben artık burada çalışmayacağım ama kârdan payımı isterim" demektedir.
Sorun şu ki,öğretmen ortakların bizzat çalışması şirketin yaşaması ve kârlı olabilmesi için önemli ve zorunlu.Şirket ana sözleşmesinde yer almasa da bu husus taraflar arasında şifahen de kararlaştırılmış ve güvenilmiş.

Limited şirketlerde emeğin sermayeden sayılamaması kuralı da hesaba katıldığında,karar defterine geçirilecek 6/7 çoğunluklu bir kararla ya da aynı çoğunlukla yapılmış şirket ana sözleşmesi değişikliğiyle,ve yahut bunların dışında yapılacak bir sözleşmeyle,çalışma zorunluluğu şirkette ortak kalabilme ya da kârdan pay alabilmek için bağlayıcı ve zorunlu kılınabilir mi?

İlginize teşekkürler.

* Ortakların sorumluluklarının genişletilmesi için oybirliği gerekmektedir:



**** Mukavelenin değiştirilmesi:
I - Karar:
Madde 513 - Mukavelede daha yüksek bir nisap öngörülmemiş ise mukavele, sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilir.
Ortakların mesuliyetini genişletme hakkındaki kararların, herhalde ittifakla verilmesi gerekir

********************************************

Eğer şirket sözleşmesinde:

"TEMSİL VE İLZAM :

MADDE 9- Şirketi müdür veya müdürler temsil ederler. Şirketi ilzam edecek imzalar ortaklar kurulu tarafından tespit ve tescil ve ilan olunur."

bu tür madde konmuşsa ve buna göre de müdür veya müdürler atanmışsa TTK 513'e göre "oybirliği" ile sözleşme değiştirilebilmektedir.

Sayın Av. Mehmet Saim Dikici'nin benzer bir başlıkta yaptığı

"Olaydaki olgulara göre bir ortağın cezaevinde bulunması, diğerinin ortaklıkla ilgilenmemesi her ne kadar şirket tüzel kişiliği ile ortaklar arasındaki "perde" *nedeniyle haklı neden değilmiş gibi düşünülebilirse de, şirketin kuruluş amacının gerçekleşip, gerçekleşmeyeceği, mevcut şirketin yapısı, organlarının kağıt üstünde değil gerçek manada "organ" niteliğini taşıyıp, taşımaması gibi olgularla ortaklarla, ortaklık arasındaki sıkı bağın, "perdenin aralanmasına" neden olduğu belirtilip, haklı nedenin varlığı kabul edilebilir.

Türkiye'de hemen bir çok şirket kağıt üstünde şirkettir. Gerçekte şahıs firmalarından farksızdırlar... Başka bir ifade ile ortağın fiili katılımı olmadan şirketin yürümesi olanaklı değildir."


yorumunu söz konusu soruna uygulayabiliriz ve buna göre TTK madde 187/2'ye dayanarak L.O.'nun esas sermayesinin yarısından fazlasına sahip ortakların, mutlak çoğunluğunun kararı ile sorunlu olan ottak "çıkarma/ihraç" edilebilir.

Eğer sorunlu ortak bu çıkarma kararını kabul ederse çıkarma sonuçlanıdırılır. Bu halde mahkemeye başvurmaya gerek yoktur.*(Ortaklıklar Ve Koop. Hukuku-Poroy-Tekinalp-Çamoğlu-syf.857)



**"3. Muhik sebepler:

Madde 187 - Haklı sebep, şirketin kuruluşu mucip olan fiili veya şahsi müla-hazaların şirket maksadının husulünü imkansız kılacak veya güçleştirecek surette
ortadan kalkmış olmasıdır; hususiyle:
1. Bir ortağın, şirketin idare işlerinde veya hesaplarının tanzimi hususunda
şirkete ihanet eylemiş olması;
2. Bir ortağın kendisine düşen esas vazife ve borçları yerine getirmemesi;
3. Bir ortağın şahsi menfaatleri uğrunda şirketin ticaret unvanını veya
mallarını suistimal etmiş olması;
4. Bir ortağın, uğradığı daimi bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı,
üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için lüzumlu olan kabiliyet ve ehliyetini
kaybetmesi;
gibi haller haklı sebeplerdendir.
Bu maddenin 1,2 ve 3 sayılı bentleri gereğince fesih sebebi meydana getirmiş
olan ortağın dava hakkı yoktur"


*****************

Özetle , eğer söz konusu olayı yanlış yorumlamadıysam, en uygun çözüm; muhik sebepe dayanarak "çıkarma davası " açmaktır.