Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Ziynet Ve Çeyiz Eşyası İadesi Yargıtay Kararları

Yanıt
Old 24-12-2007, 12:32   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Ziynet Ve Çeyiz Eşyası İadesi Yargıtay Kararları

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/13-73
K. 2004/29
T. 28.1.2004


İSTİRDAT DAVASI ( Çeyiz Senedindeki Ziynet Eşyalarının İadesi - Evlilik Birliğinin Borçlarına Harcandığı/Davalı İade Edilmemek Üzere Verildiğini Kanıtlamadıkça İade ve Tazmin İle Mükellef Olduğu )

ÇEYİZ SENEDİNDEKİ ZİYNET EŞYALARI ( İstirdat Davası - Evlilik Birliğinin Borçlarına Harcandığı/Davalı İade Edilmemek Üzere Verildiğini Kanıtlamadıkça İade ve Tazmin İle Mükellef Olduğu )

ZİYNET EŞYALARI ( Çeyiz Senedindeki/İstirdat Davası - Evlilik Birliğinin Borçlarına Harcandığı/Davalı İade Edilmemek Üzere Verildiğini Kanıtlamadıkça İade ve Tazmin İle Mükellef Olduğu )

İSPAT YÜKÜ ( Davalının Çeyiz Senedindeki Ziynet Eşyalarının İade Edilmemek Üzere Verildiğini Kanıtlaması Gereği - Aksi Halde İade ve Tazmin İle Mükellef Olduğu )

TAZMİN MÜKELLEFİYETİ ( Davalının Çeyiz Senedindeki Ziynet Eşyalarının İade Edilmemek Üzere Verildiğini Kanıtlaması Gereği - Aksi Halde İade ve Tazmin İle Mükellef Olduğu )

4721/m.185, 186, 188

ÖZET : Taraflar ve tanıklarca imzalanan çeyiz senedindeki davacıya ait ziynet eşyalarının davalıya teslim edildiği, davacı tarafından evden ayrılırken götürülmediği, aksine bozdurularak davalı adına araba alındığı onun da satılarak evlilik birliğinin borçlarına harcandığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çeyiz senedindeki ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkin davada, sözleşme hukuku kurallarına göre davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyalarının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile mükelleftir.

Çeyiz senedindeki ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkin dava, her ne kadar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğünden sonra açılmış ise de, evlilik akdinin ve çeyiz senedinin 743 sayılı Medeni Kanun zamanında yapıldığı gözetilerek sonucuna göre karar vermek gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "istirdat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 5.3.2003 gün ve 2002/289 E, 2003/66 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 30.6.2003 gün ve 4787-8650 sayılı ilamı ile, ( ...Davacı, aralarında boşanma davası devam eden davalı ile ayrı yaşadıklarını, çeyiz senedindeki eşyalarını da alamadığını belirterek,aynen iadesini olmadığı takdirde dava tarihindeki değeri olan 15.000.000.000 TL. nin yasal faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, ziynet eşyaları yönünden davanın kısmen reddini savunmuştur. Mahkemece ziynet eşyaları dışındaki eşyaların teslim edilmiş olması nedeniyle bu eşyalar bakımından karar verilmesine yer olmadığına, ziynet eşyaları ile ilgili talebin ise, evlilik birliğinin devamı sırasında bozdurularak evlilik kurumunun borçlarına harcanmış olması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Çeyiz senedinde belirtilen ziynet eşyalarının davacı tarafından evden ayrılırken götürülmediği, aksine mahkemenin kabulünde de olduğu gibi evlilik birliğinin devamı sırasında paraya çevrilerek harcandığı açıklığa kavuşmuştur. Evin infak ve iaşesinin temini kocaya ait olduğuna göre ziynet eşyaları bakımından da tazminata hükmedilmesi gerekirken, bunların satımından dolayı elde edilen paranın evlilik kurumunun borçlarına harcandığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava istirdat istemine ilişkindir.

Davacı kadın 19.7.2002 tarihli dava dilekçesinde, aralarında boşanma davası devam eden davalı ile ayrı yaşadıklarını, çeyiz senedindeki eşyaların kendine iade edilmediğini beyanla, aynen iadesini, olmadığı takdirde dava tarihindeki değerinin faizi ile ödenmesini talep etmiştir.

Davalı, çeyiz senedindeki ziynet eşyaları dışındaki eşyaların iade edildiğini, ziynet eşyalarının ise davacı tarafından kendisine bağışlandığını paraya çevrilerek araba satın alındığını, daha sonra arabanın da satılarak evlilik birliğinin borçlarının ödendiğini beyanla davanın reddini istemiştir.

Mahkemenin davanın reddine dair verdiği karar, yukarıda belirtilen nedenlerle Özel Dairece bozulmuştur.

Mahkemece, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 185/2, 186/son ve 188/1 maddeleri karşısında, evin infak ve iaşesinin sadece kocaya ait olduğu yönündeki bozma gerekçesinin kabul edilemeyeceği, Türk Medeni Kanunu'nda eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarının belirtildiği, çeyiz senedindeki ziynet eşyalarının paraya çevrilerek araba alındığı ve daha sonra arabanın da satılarak birliğin borçlarının ödendiği, davalının elinde kalmadığı" gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.

Taraflar ve tanıklarca imzalanan 20.6.1999 tarihli çeyiz senedindeki davacıya ait ziynet eşyalarının davalıya teslim edildiği, davacı tarafından evden ayrılırken götürülmediği, aksine bozdurularak davalı adına araba alındığı onun da satılarak evlilik birliğinin borçlarına harcandığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava, çeyiz senedindeki ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkin olup, sözleşme hukuku kurallarına göre davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyalarının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile mükelleftir.

Somut olayda davalı, ziynet eşyalarının kendisine bağışlandığını iddia etmiş ise de, bunların bağışlandığı harcamaların davacının isteği ve onayı ile yapıldığı kanıtlanamadığından davalının aynen iade veya tazminle sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddi isabetsizdir.

Öte yandan, her ne kadar dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğünden sonra açılmış ise de, evlilik akdinin ve çeyiz senedinin 743 sayılı Medeni Kanun zamanında yapıldığı gözetilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan gerekçelerle davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır.

O halde, yukarıda belirtilen bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 28.1.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kazancı Bilişim
Old 24-12-2007, 12:34   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/5056
K. 2005/10185
T. 23.6.2005


ALACAK DAVASI ( Dava Konusu Eşyalar ile Ziynetlerin Ayrılırken Davalı Kocada Kaldığını Öne Sürerek Eşyaları ile Ziynetleri Aynen Mümkün Olmadığı Takdirde Bedellerinin Tahsiline Karar Verilmesi İstenilmesi )

EŞYA ALACAĞI DAVASI ( Davalı Kocanın Alıp Bozdurup Harcadığı Ziynetlerin Bedelini Davacıya İade Etmekle Yükümlü Olması )

ZİYNET EŞYALARI ( Taraflar Birlikte İken Ailenin Hastalık ve Diğer İhtiyaçları Nedeniyle Bozularak Harcandığını Kabul Etmiş Olmaları-Davalı Koca Alıp Bozdurup Harcadığı Ziynetlerin Bedeleni Davacıya İade Etmekle Yükümlü Olması )

KOCANIN SORUMLULUĞU ( Olayın Gerçekleştiği Tarihteki Medeni Kanun Hükümlerine Göre Kocanın Ailenin Reisi Olarak İnfak ve İaşesinden Sorumlu Olması )

4721/m.202

ÖZET : Taraflar birlikte iken ailenin hastalık ve diğer ihtiyaçları nedeniyle bozularak harcandığını kabul etmiştir. Olayın gerçekleştiği tarihteki Medeni kanun hükümlerine göre koca ailenin reisi olarak infak ve iaşesinden sorumludur. Davalı alıp bozdurup harcadığı ziynetlerin bedelini davacıya iade etmekle yükümlüdür.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı Bayram Aktaş’la 2000 yılında evlenirken çeyiz olarak getirdiği ve ayrıca kendisine mehir olarak verilen dava konusu eşyalar ile ziynetlerin ayrılırken davalı kocada kaldığını öne sürerek, eşyaları ile ziynetleri aynen, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Bayram Aktaş, eşyalara itirazı olmadığını, altın ve ziynetlerin evlilik sırasında hastalıkları sebebiyle ve diğer müşterek ihtiyaçlar için bozdurulup kullanıldığını bildirerek, davanın reddini dilemiştir.

Diğer davalı Mustafa Aktaş, Bayram’ın babası olduğunun, dava ile ilgisi bulunmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece dava konusu eşyaların davacıya iadesine, altın ve ziynetler hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Çeyiz eşyaları ve evlilik sebebiyle kendisine hibe edilen ( mehir ) eşyaları altın ve ziynetler davacının kişisel eşyalarıdır. Taraflar arasında bu konuda her hangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.

Davalı Bayram Aktaş, dava konusu altın ve ziynetlerin taraflar birlikte iken ailenin hastalık ve diğer ihtiyaçları nedeniyle bozularak harcandığını kabul etmiştir. Olayın gerçekleştiği tarihteki Medeni kanun hükümlerine göre koca ailenin reisi olarak infak ve iaşesinden sorumludur. Davalı alıp bozdurup harcadığı ziynetlerin bedelini davacıyı iade etmekle yükümlüdür. Mahkemece dava konusu altın ve ziynetler yönünden de davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Açıklanan gerekçe ile temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.6.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Bilişim
Old 24-12-2007, 12:36   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/1554
K. 2007/3471
T. 12.3.2007


ZİYNET EŞYALARININ KADIN ÜZERİNDE BULUNMASI ( Davalının Davacıyı Döverek Müşterek Konuttan Kovduğu Sabit Olup Davacıya Ait Ziynet Eşyalarının Davacı Tarafından Birlikte Götürüldüğünün Kabulüne Olanak Bulunmadığı )

ALACAK DAVASI ( Davalının Davacıyı Döverek Müşterek Konuttan Kovduğu Sabit Olup Davacıya Ait Ziynet Eşyalarının Davacı Tarafından Birlikte Götürüldüğünün Kabulüne Olanak Bulunmadığı )

4721/m. 220

ÖZET : Kural olarak ziynet eşyalarının kadın üzerinde bulunduğu ve kadın tarafından götürüldüğünün kabulü gerekirse de, davalının davacıyı döverek müşterek konuttan kovduğu ceza davası ve boşanma davasında verilen kararlarla sabit olup bu durumda davacıya ait ziynet eşyalarının davacı tarafından birlikte götürüldüğünün kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek davacının ziynet eşyalarına ilişkin iddiasının boşanma ve ceza davasındaki delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken ziynet eşyalarıyla ilgili olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.

DAVA : Taraflar arasındaki eşya bedelinden alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı ile 13.6.2000 tarihinde evlendiğini, davalının kendisini döverek konuttan kovması sonrasında davalı aleyhine boşanma davası açtığını, çeyiz senedinde yazılı ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını belirterek ziynetlerin ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmaz ise bedellerinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı, ziynetleri davacının götürdüğünü, çeyiz senedinde yazılı olan eşyaların kendisinde olduğunu ve davacı tarafça alınmasını istediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, ziynet eşyalarının davacının elinden zorla alındığının ispatlanamadığı gerekçesiyle ziynetlere yönelik talebin reddine, çeyiz senedindeki eşyaların aynen davacıya iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bilirkişi tarafından belirlenen değerleri toplamı 9.070 YTL.nın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı eldeki davada, ziynet eşyalarının elinden zorla alınarak dövülmek suretiyle müşterek konuttan kovulduğunu ortak ceza davası ile tanık beyanlarına dayanmıştır. Yargılama aşamasında dinlenen davacı tanıkları davalının davacıyı döverek evden kovduğunu, davacının ablasının evine bırakılması sırasında üzerinde herhangi bir ziynet eşyasının bulunmadığını belirttikleri gibi, boşanma davasında da davalı ve ailesinin davacıya hakaret ederek ablasının evine bıraktıkları, davacının davalı tarafından dövüldüğü kabul edilmek suretiyle tarafların boşanmasına karar verildiği anlaşıldığı ceza davasında da davalının davacıyı dövdüklerinden bahisle davalının cezalandırılmasına karar verildiği ve anılan mahkeme kararlarının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kural olarak ziynet eşyalarının kadın üzerinde bulunduğu ve kadın tarafından götürüldüğünün kabulü gerekirse de, davalının davacıyı döverek müşterek konuttan kovduğu ceza davası ve boşanma davasında verilen kararlarla sabit olup bu durumda davacıya ait ziynet eşyalarının davacı tarafından birlikte götürüldüğünün kabulüne olanak bulunmamaktadır.

Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek davacının ziynet eşyalarına ilişkin iddiasının boşanma ve ceza davasındaki delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken ziynet eşyalarıyla ilgili olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bent uyarınca temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 91.75 YTL.nın davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 12.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Bilişim
Old 24-12-2007, 12:38   #4
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/5282
K. 2005/7635
T. 10.5.2005


• KADININ KİŞİSEL MALLARINI GERİ ALMA TALEBİ ( Kabul Edilen Eşyaların Değerlerinin Ayrı Ayrı Kararda Gösterilmesi Aynen İadenin Mümkün Olmaması Halinde Bedele Hükmedilmesi Gereği )

MAL REJİMİ ( Davacının Evliliğin Başlangıcında Kocasının Evine Götürdüğü Çeyiz Eşyaları Kişisel Eşyalarını ve Düğünde Takılan Takılarının İadesini Talep Etmesi İçin Sona Ermiş Olması Gerekmeyeceği )

ÇEYİZ EŞYALARI TAKILAR VE KİŞİSEL EŞYALARI TALEP ( Mal Rejiminin Sona Ermiş Olması Gerekmeyeceği - Kabul Edilen Eşyaların Değerlerinin Ayrı Ayrı Kararda Gösterilmesi Aynen İadenin Mümkün Olmaması Halinde Bedele Hükmedilmesi Gereği )

4721/m. 220/1-2

ÖZET : Eşyalar aynen davacıya iade edilmeyip bedellerinin ödenmesi söz konusu olabilecektir. Bu bakımdan kabul edilen eşyaların değerlerinin ayrı ayrı kararda gösterilmesi gerektiği gibi, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedele hükmedilmesi gerekir. Geri istenebilmesi için, mal rejiminin sona ermiş olması gerekmez.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Davacı, evliliğin başlangıcında kocasının evine götürdüğü çehiz eşyaları ile kişisel eşyalarını ve düğünde takılan takılarının iadesini talep etmiştir. İstek, kişisel malların ( TMK.md. 220/1-2 ) geri alınmasına ilişkindir. ( TMK. md. 226/1 ) Davacının tasfiye isteği bulunmamaktadır. Kişisel malların; bu nitelikte oldukları kanıtlanması koşuluyla geri istenebilmesi için, mal rejiminin sona ermiş olması gerekmez. Bu bakımdan kararın gerekçesinde "... davacının eşya talebinin ayrı yaşamaya imkan verecek ve ihtiyaçlarına yetecek eşyaların kendisine tahsis edilmesi... " olarak nitelendirilmesi ve "... eşyaların boşanma ile beraber istenebileceğinin ... " belirtilmesi doğru değil ise de hüküm, kabul edilen eşyalar yönünden ( "... bu eşyaların davacının kişisel malı" olduğu gerçekleşmiş olmakla ) aşağıda belirtilen bozma sebebi dışında sonuç itibarıyla doğru olduğundan gerekçedeki yanlışlık bozma sebebi yapılmamıştır.

2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

3-Davacı eşyaların aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde tesbit edilecek bedellerinin davalıdan yasal faiziyle tahsilini istemiştir. Eşyalar aynen davacıya iade edilmeyip bedellerinin ödenmesi söz konusu olabilecektir. Bu bakımdan kabul edilen eşyaların değerlerinin ayrı ayrı kararda gösterilmesi gerektiği gibi, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedele hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Hükmün yukarıda 3. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçesinin de yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple değiştirilerek ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.05.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Bilişim
Old 17-04-2009, 22:29   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

E. 2008/2-525
K. 2008/537
T. 17.9.2008

• ÇEYİZ VE ZİYNET EŞYASI İSTEMİ ( Tercih Hakkı Bulunan Davacının Çeyiz Eşyalarının Aynen Teslimini İsteyebileceği Gibi Bedelini de İsteyebileceği )

• ÇEYİZ EŞYALARININ AYNEN İADESİ ( Tercih Hakkı Bulunan Davacının Çeyiz Eşyalarının Aynen Teslimini İsteyebileceği Gibi Bedelini de İsteyebileceği )

• EŞYA BEDELİ ( Çeyiz Eşyalarının Bedeli İstendiğine Göre Yıpranma Bedelleri Düşülerek Eşyaların Değerine Hükmedilmesi Gerektiği )

1086/m.74
4721/m.220

ÖZET : Dava, çeyiz ve ziynet eşyası istemine ilişkindir. Tercih hakkı bulunan davacı çeyiz eşyalarının aynen teslimini isteyebileceği gibi bedelini de isteyebilir. Çeyiz eşyalarının bedeli istendiğine göre, yıpranma bedelleri düşülerek eşyaların değerine hükmedilmelidir.

DAVA : Taraftar arasındaki "ziynet ve eşya iadesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Ankara Onuncu Aile Mahkemesi )'nce davanın reddine dair verilen 08.11.2006 gün ve 2005/655 E., 2006/1078 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 27.12.2007 gün ve 2006/22240 E., 2007/17951 K. sayılı ilamı ile;

( ... 1- Toplanan delillerden davacı kadının fiziksel şiddete uğrayarak evden ayrılmak zorunda kaldığı ve çeyiz senedinde yazılı olup talep edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığı anlaşılmakla, ziynet eşyaları yönünden davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

2- Davacı kadın, dava konusu diğer eşyalarına yönelik bedel isteminde ( HUMK m. 74 ) bulunmuştur. Davacı kadın, dava konusu olup davalı koca yanında kalan eşyalarına yönelik bedel isteminde bulunabilir. Mahkemece yapılacak iş; dava konusu eşyaların dava tarihindeki yıpranma değerleri de düşülerek bedele hükmetmekten ibarettir.

Bu yön gözetilmeden davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile diğer eşyalar yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, çeyiz ve ziynet eşyası istemine ilişkindir.

Davacı vekili, çeyiz senedinde yazılı olan çeyiz eşyaları ve cihazların davacıya ait olduğunu, eşyaları davalı ve ailesinin kullandığını, cihazları da davacıdan alarak yatırıma dönüştürdüklerini ileri sürerek çeyiz senedinde yazılı eşyaların bedeli olan 43.018,80 YTL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının evi terk ettiğinde altınları beraberinde götürdüğünü, taraftara ait eşyaların tamamının bulunduğu haliyle fiili ayrılıktan itibaren kullanılmamış şekilde muhafaza edildiğini, bu eşyaların tamamını aynen teslime hazır olduklarını, bu nedenle aynen teslime hazır oldukları malların bedelinin talep edilmesinin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.

Yerel mahkemece ziynet eşyalarına ilişkin dava ispat edilemediğinden, diğer eşyalara ilişkin dava ise, davalı aynen teslime hazır olduğundan davacının eşyaların bedelini istemekte hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Özel Daire'ce yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuş, mahkeme aynı gerekçe ile önceki kararında direnmiştir.

Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, çeyiz senedinde yazılı olup da talep edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığının kanıtlanıp kanıtlanamadığı; davacı kadının, davalının aynen muhafaza edildiğini ve teslime hazır olduğunu iddia ettiği eşyaların aynen iadesi yerine bedelini istemekte hukuki yararı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Yargılama sırasında dinlenen tanıklar davacı kadının baba evine zorla gönderildiği ve üzerinde sadece giysileri bulunup, ziynet eşyası bulunmadığı şeklinde beyanda bulunduklarından, ister ziynet eşyaları satılıp kocanın sermayesine katılmış olsun, ister kadının baba evine götürmediği belirlenmiş bulunsun, sonuç değişmeyeceğinden, tanık beyanlarında ziynet eşyalarının kadının yanında bulunmadığı açık ve net olarak anlaşıldığından, ziynetlerin kocada kaldığının kabulü gerekir.

Çeyiz eşyaları yönünden ise, davacının dava açarken tercih hakkı bulunmaktadır. Eşyaların aynen teslimini isteyebileceği gibi bedelini de isteyebilir. Davacı da bu tercih hakkını kullanarak eşyaların bedelini istediğine göre; eşyaların bulunduğu mahalde keşif yapılarak, kullanılıp kullanılmadıklarının belirlenmesi, kullanılmış iseler yıpranma bedellerinin düşülmesi sonucu belirlenecek bedele hükmedilmesi gerekir.

O halde, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.09.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kazancı
Old 18-04-2009, 05:28   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Yukarıdaki Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2007/1554 E., 2007/3471 K. sayılı ve 12.3.2007 tarihli kararının aksine aşağıdaki Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin kararında "kadının evden nasıl ayrıldığı" tartışılmadan "ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun" kabulü kanımca hatalıdır.


Yargıtay
6. Hukuk Dairesi
2008/544 E.
2008/3619 K.

İlgili Kavramlar

İSPAT YÜKÜ
ZİYNET EŞYALARININ İADESİ

Özet
TÜRK MEDENİ KANUNU'NUN 6. MADDESİ HÜKMÜ UYARINCA, KANUNDA AKSİNE BİR HÜKÜM BULUNMADIKÇA, TARAFLARDAN HER BİRİ HAKKINI DAYANDIRDIĞI OLGULARIN VARLIĞINI KANITLAMAKLA YÜKÜMLÜDÜR. ZİYNET EŞYALARI NİTELİKLERİ İTİBARİYLE SAKLANABİLEN, TAŞINABİLEN EŞYALARDAN OLDUĞUNDAN, KURAL OLARAK KADININ ÜZERİNDE BULUNDUĞU KABUL EDİLMELİDİR.


İçtihat Metni

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Uyuşmazlık, çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, bozma gereklerine uygun şekilde karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davalı vekilinin ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların aralarında görülmekte olan boşanma davasının açılmasından bir süre sonra ayrı yaşamaya başladıklarını, davacının yanına hiçbir eşya almadan müşterek haneden ayrıldığını belirterek, 19.09.1998 tarihli çeyiz senedinde yazılı eşyaların aynen iadesini ya da bedeli olan 20.000 YTL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini

talep etmiştir. Davalı vekili, bozma kararından sonraki yargılama aşamasında yeniden bilirkişi raporu alınıp alınmaması konusunda takdiri mahkemeye bıraktıklarını belirtmiştir.

Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse, İddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.

Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.

Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.

Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır.

Olayda, davacı kadın, evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde "her türlü delil" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan, davacıya ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü İle hükmün yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz haranın temyiz edene iadesine, 25.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: UYAP Mevzuat Programı
Old 22-04-2009, 08:10   #7
Av.Nur Hayat BURAN

 
Varsayılan

Açılmış boşanma davasının ardından ziynet eşyası için dava açılmış ise bu davada boşanma davasının bekletici mesele yapılması talep edilebilir mi? Zira boşanma davası kabul edilmez ise bile ziynetin iade edilmesi gerekir o zaman. Değil mi?
Old 22-04-2009, 09:00   #8
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Ziynet eşyası kişişel bir maldır ve talep edilmesi boşanma davasının varlığına,sonucuna bağlı değildir.

Bu nedenle iade davasının Bekletici mesele yapılmasına gerek yoktur,
Old 22-04-2009, 09:13   #9
Av.Nur Hayat BURAN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Habibe YILMAZ KAYAR
boşanma davası kabul edilmediğinde de eşyanın iadesi gerekmez diye düşünüyorum.
işte sırf bu yüzden bekletici mesele yapılması gerekmez mi? Çünkü boşanma davası sonuçlanmadan eşya davası olan ziynet istemli davanın sonuçlanması halinde müvekkil ziynet eşyalarını iade ile yükümlü olmayacak mı?
Old 22-04-2009, 11:34   #10
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Ziynet eşyalarının bozdurulması/ev alınması/ boşanmanın sonucunu bekleme

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/4362
Karar: 2007/1624
Karar Tarihi: 12.02.2007

ÖZET: Davanın görülebilmesi mal rejiminin sona ermesine bağlıdır. Boşanma kararı henüz kesinleşmemiştir. O halde mahkemece, değer artış payına ilişkin talebin bu davadan tefrik edilerek boşanma hükmünün kesinleşmesinin bek*lenmesi ve sonucu itibarıyla karar verilmesi gerekir.


(4721 S. K. m. 225, 227)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın aşa*ğıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.

2- Davacı kadın ziynet eşyaları ile ailesinden gelen yardımların evin yapımında kullandığını ileri sürerek değer artış payını istemiştir. (TMK. md. 227)

Bu davanın görülebilmesi mal rejiminin sona ermesine bağlıdır. (TMK. md. 225) Boşanma kararı henüz kesinleşmemiştir. O halde mahkemece, değer artış payına ilişkin talebin bu davadan tefrik edilerek boşanma hükmünün kesinleşmesinin bek*lenmesi ve sonucu itibarıyla karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

Temyiz edilen hükmün 2. bentte belirtilen nedenle değer artış payı yö*nünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan sair temyiz itiraz*larının 1. bentte belirtilen nedenle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 22-04-2009, 11:36   #11
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Madi manevi tazminat/feragat/ziynet eşyası tazmini davası açılabilirlik

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/7196
Karar: 2007/10046
Karar Tarihi: 27.09.2007

ÖZET: Eldeki ziynet ve çeyiz eşyalarının tazminine ilişkin dava boşanma davasının eki niteliğinde değildir. Bu nedenle davacının altın ve ziynet eşyaları üzerindeki hakkından vazgeçtiği kabul edilemez. Taraflar arasında görülerek kesinleşen boşanma kararı kesin hüküm teşkil etmediğinden, altın ve ziynet eşyalarının tazmini için dava açılmasına engel değildir.


(4721 S. K. m. 220) (1086 S. K. m. 237)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Uyuşmazlık, altın ve ziynet eşyalarının iadesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı dava dilekçesinde düğünde takılan altın ve ziynet eşyalarının mümkünse aynen iadesini, mümkün değilse değerlerinin faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının boşanma davasında maddi ve manevi tazminat isteklerinden feragat ettiğinden bahisle kesin hüküm nedeniyle istemin reddine karar verilmiştir.

Taraflar arasında görülerek kesinleşen mahkemenin 2005/169 Esas, 675 Karar sayılı boşanma davasına ait dosyanın incelenmesinden, davacının boşanma ile birlikte kişilik hakları zedelendiğinden 10.000. YTL manevi, eşinin desteğinden mahrum kalacak olması nedeniyle 5000. YTL de maddi tazminat isteminde bulunduğu, yargılamanın 06.07.2005 tarihli oturumunda ise maddi ve manevi tazminat istemlerinden feragat ettiği anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi o davada, davacı boşanma ile birlikte boşanmanın eki niteliğinde maddi ve manevi tazminat istemiş, ayrıca harcını vererek altın ve ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili için bir istekte bulunmamıştır. Eldeki ziynet ve çeyiz eşyalarının tazminine ilişkin bu dava boşanma davasının eki niteliğinde değildir. Bu nedenle davacının altın ve ziynet eşyaları üzerindeki hakkından vazgeçtiği kabul edilemez. Taraflar arasında görülerek kesinleşen boşanma kararı kesin hüküm teşkil etmediğinden, altın ve ziynet eşyalarının tazmini için dava açılmasına engel değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgu karşısında davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.09.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 22-04-2009, 11:38   #12
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Ziynet/boşanma olmadan talep edilebilme

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/1299
Karar: 2004/2013
Karar Tarihi: 23.02.2004

ÖZET : Davalı - karşı davacı, düğünde takılan ve kendisine ait olan ziynet eşyalarının bedelini istemiştir. Bu istek boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından, boşanma gerçekleşmese dahi talep edilebilir.Talebin esası incelenmelidir.

(4721 S. K. m. 184, 220)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar, tazminatlar ve ziynet eşyası bedeli olan alacak istemi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı - karşı davacı Sevim'in aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Davalı - karşı davacı Sevim, düğünde takılan ve kendisine ait olan ziynet eşyalarının bedelini istemiştir. Bu istek boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından, boşanma gerçekleşmese dahi talep edilebilir. Ziynet bedeline yönelik istemin esası incelenmeden, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün temyize konu diğer yönlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 23.02.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 22-04-2009, 14:36   #13
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Ufuk'un eklediği kararlardan da anlaşılacağı gibi,

1-Takılar eğer diğer eşin bir mal alınmasına katkı olarak kullanılmış ise ve takı maliki kadın takıları değil,bedeliyle katıldığı maldaki katkı payı/değer atışını istiyorsa bu mal rejimi tasfiyesidir ve boşanmanın kesinleşmesi ile esas hakkında karar verilebilir.

2-Takılar diğer eşin zilyetliğinde ise ve malik eş bunun aynen veya bedelini istiyorsa burada bir katkı payı/değer artışı sözkonusu değildir.

Boşanma olsun olmasın her zaman dava açılabilir ve esasa ilişkin karar verilebilir diye düşünüyorum.
Old 13-07-2009, 17:16   #14
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Çeyiz Ve Takıların İadesi-Hükmün İnfazı

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/3790
K. 2007/17652
T. 17.12.2007

ÇEYİZ EŞYALARININ VE ALTINLARIN İADESİ ( Misli Olmadıkları ve Misli Olanlarında Hükümde Ayrıntılı Belirtilmediği - İnfazının Duraksamaya Yol Açacağından Hükmün Bozulması Gereği )

HÜKÜM İNFAZI ( Çeyiz Eşyaları Misli Olmadığı Halde İadesi ve Altınlar Misli Olsa da Ayrıntılı Gösterilmeden İadesine Karar Verilmesinin Duraksamaya Yol Açacak Nitelikte Olduğu - Bozulması Gereği )

1086/m. 389

ÖZET : Davacı, dava konusu bilezik ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedellerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Dava konusu çeyiz eşyaları misli eşyalardan değildir. Altın misli eşya ise de, kararda ayrıntılı gösterilmediğinden temini mümkün değildir. Hükmün infazı duraksamaya yol açacak nitelikte olduğundan bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm ziynetler ve eşyalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacı, dava konusu bilezik ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedellerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Dava konusu çeyiz eşyaları misli eşyalardan değildir. Altın cinsindeki eşyalar misli eşyalardan ise de, bunların cinsi ve nitelikleri ayar ve gramları karar yerinde gösterilmediğinden mislen temini de mümkün değildir. Bu haliyle hükmün infazı duraksamaya yol açar niteliktedir. Dava konusu ziynet ve eşyaların değerlerinin ehil bir bilirkişiye tespit ettirilip, hüküm fıkrasında ayrı ayrı gösterilmesi ve aynen iade olmadığında bu değerlerinin davalıdan alınıp davacıya verilmesi şeklinde hüküm kurulmaması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise l. bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Bilişim
Old 03-11-2009, 15:02   #15
Av. Taner BAŞ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ

Esas No.
2008/8459
Karar No.
2008/13350
Tarihi
27.11.2008

İLGİLİ MEVZUAT
4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/220/6

KAVRAMLAR
ZİYNET EŞYALARININ İADESİ
ÇEYİZ EŞYA BEDELİNİN TAHSİLİ
EŞYA DAVASI
YIPRANMA PAYI

ÖZET
TARAFLAR ARASINDAKİ UYUŞMAZLIK, EŞYALARIN MEVCUTSA AYNEN İADESİNE VEYA BEDELİNİN TAHSİLİNE İLİŞKİNDİR. DAVAYA KONU MİSLİ NİTELİKTEKİ EŞYALAR ZAMAN İÇERİSİNDE YIPRANIP DEĞER KAYBINA UĞRADIĞINDAN YIPRANMA PAYININ HESAPLANIP DÜŞÜLMESİ GEREKİR

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya iadesi-alacak davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık çeyiz eşyalarının ve ziynetlerin aynen iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut delillerin takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdir delilinde isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalının eşyaların bedeline ilişkin temyiz itirazına gelince;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, eşyaların mevcutsa aynen iadesine veya bedelinin tahsiline ilişkindir. Davaya konu misli nitelikteki eşyalar zaman içerisinde yıpranıp değer kaybına uğradığından yıpranma payının hesaplanıp düşülmesi gerekir. Bilirkişinin 08.07.2005 tarihli raporunda yıpranma payı hesaplanmamıştır.
Mahkemece yıpranma payına ilişkin ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu konunun gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 12-12-2010, 22:52   #16
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/15844
K. 2007/4089
T. 15.3.2007

ZİYNET EŞYASININ İADESİ İSTEMİ ( Davalı Fiilen Ayrılmalarından Sonra Ziynetlerinin Baskı İle Geri Verdiğini İleri Sürmüş İse de Dosyada Bu Yönde Bir Delil Bulunmadığı - Borçlu Olmadığı Şeyi Hataen Kendisini Borçlu Zannederek Verdiğini İspat Etmedikçe Onu İstirdat Edemeyeceği )

ZİYNETLERİNİN BASKI İLE GERİ VERİLDİĞİ İDDİASI ( Bu Yönde Bir Delil Bulunmadığı - Borçlu Olmadığı Şeyi Hataen Kendisini Borçlu Zannederek Verdiğini İspat Etmedikçe Onu İstirdat Edemeyeceği/Ziynetlerle İlgili Talebin Reddi Gerektiği )

İSTİRDAT İSTEMİ ( Davalı Fiilen Ayrılmalarından Sonra Ziynetlerinin Baskı İle Geri Verdiğini İleri Sürmüş İse de Dosyada Bu Yönde Bir Delil Bulunmadığı - Ziynetlerle İlgili Talebin Reddi Gerektiği )

DÜĞÜNDE TAKILAN TAKILARIN EVİ TERKETMEDEN ÖNCE GERİ VERİLDİĞİ ( Davalı Bunları Geri İsteyemeyeceği - Bu Bakımdan Davalı-Karşı Davacı Kadının Ziynetlerle İlgili Talebinin Reddi Gerektiği )

818/m.62
4721/m.220
ÖZET : Davalı, fiilen ayrılmalarından sonra ziynetlerinin baskı ile geri verdiğini ileri sürmüş ise de dosyada bu yönde bir delil bulunmamaktadır. Borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez. Davalı, düğünde kendisine takılan takıları, evi terk etmesinden sonra rızasıyla davacıya geri verdiğine göre bunları isteyemez. Bu bakımdan davalı-karşı davacı kadının ziynetlerle ilgili talebinin reddi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacının ( kadın ) tüm, davacı-karşı davalının ( koca ) aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Toplanan delillerden, tarafların fiilen ayrılmalarından sonra, her iki tarafın aile büyükleri tarafların ayrılmakta karalı olduklarını görünce "... herkes verdiğini, çeyizini, ziynetlerini geri alsın... şeklinde konuştukları bu şekilde karar alındığı, tarafların da, ailelerinin aldığı bu karara itiraz etmedikleri, davalı kadının kendi çeyiz eşyalarını aldığı, düğünde davacının taktığı takıları da davacıya geri verdiği..." anlaşılmaktadır. Davalı, fiilen ayrılmalarından sonra ziynetlerinin baskı ile geri verdiğini ileri sürmüş ise de dosyada bu yönde bir delil bulunmamaktadır. Borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez. ( BK. md. 62 ) Davalı, düğünde kendisine takılan takıları, evi terk etmesinden sonra rızasıyla davacıya geri verdiğine göre bunları isteyemez. Bu bakımdan davalı-karşı davacı kadının ziynetlerle ilgili talebinin reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, tarafların sair temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Tuba'ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcını yatıran Hakan'a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kazancı
Old 07-06-2012, 13:12   #17
Av.Mehmet Ali Helvacı

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/3380
K. 2011/7053
T. 27.6.2011
• ZİYNET EŞYALARININ İADESİ TALEBİ ( Islah Suretiyle Dava Değeri Arttırılabilir İse de Dava Konusu Olmayan Talebin Dava Kapsamına Alınmasının Mümkün Olmadığı )
• ISLAH ( Ziynet Eşyalarının İadesi Talebi - Islah Suretiyle Dava Değeri Arttırılabilir İse de Dava Konusu Olmayan Talebin Dava Kapsamına Alınmasının Mümkün Olmadığının Gözetileceği )
• DAVA KONUSU OLAMAYAN TALEBİN ISLAH İLE DAVA KAPSAMINA ALINMASI ( Islah Suretiyle Dava Değeri Arttırılabilir İse de Dava Konusu Olmayan Talebin Dava Kapsamına Alınmasının Mümkün Olmadığının Gözetileceği )
• FAİZ UYGULAMASI ( Islah İle Arttırılan Bölümü İçin Faiz Başlangıç Tarihi Olarak Islah Dilekçesinin Verildiği Tarihin Nazara Alınacağı )
4721/m.220
1086/m.83
ÖZET : Dava ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Islah suretiyle dava değeri arttırılabilir ise de dava konusu olmayan talebin dava kapsamına alınması başka bir deyişle talep sonucuna yeni talepler eklenmesi mümkün değildir. Mahkemece bu hususun göz ardı edilerek davalı aleyhine fazla alacağa hükmedilmesi hukuka aykırıdır. Islah ile arttırılan bölümü için faiz başlangıç tarihi olarak ıslah dilekçesinin verildiği tarihin nazara alınması gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı katkı payı davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince,
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkiline ait olup davalı tarafından bozdurulan 1 adet altın set, 1 adet grimse, 48 adet çeyrek, 1 adet künye, 11 adet burma bilezik ve 3 adet cumhuriyet altınının aynen iadesi, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL üzerinden karşılığının tahsilini istemiştir. Mahkemece düğün ve nişan CD'leri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davacıya takılan takıların adet ve nitelikleri tespit edilmiştir. Bu tespitten sonra davacı vekili 20.12.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 9.607 TL'ye yükseltmiş, çeyrek altına yönelik taleplerini de 48'den 54'e çıkartmıştır. Islah suretiyle dava değeri arttırılabilir ise de dava konusu olmayan talebin dava kapsamına alınması başka bir deyişle talep sonucuna yeni talepler eklenmesi mümkün değildir. Mahkemece bu hususun göz ardı edilerek davalı aleyhine fazla alacağa hükmedilmesi, öte yandan dava değerinin ıslah ile arttırılan bölümü için faiz başlangıç tarihi olarak ıslah dilekçesinin verildiği tarihin nazara alınması gerekirken dava tarihinin nazara alınması hatalı olup hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-11-2012, 15:54   #18
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/9346
K. 2012/15877
T. 11.6.2012

• ZİYNET ALACAĞI (Davacının Talep Ettiği Ziynetleri Dava Dilekçesinde Saydığı/Talep Aşılarak Hüküm Kurulamayacağı - Aynen İade İsteği ve Bedellerine İlişkin Faiz Talebinin de Bulunmadığının Gözetileceği)

• ZİYNETLERLE İLGİLİ AYNEN İADE TALEBİ BULUNMAMASI (İstek Dışına Çıkılarak Aynen İadeye Karar Verilemeyeceği)

• ZİYNET BEDELİNE İLİŞKİN FAİZ TALEBİ BULUNMADIĞI (Yasal Faiz Yürütülmesine Karar Verilemeyeceği - Davacının Talep Ettiği Ziynetleri Dava Dilekçesinde Saydığı/Talep Aşılarak Hüküm Kurulamayacağı)

6100/m.26
4721/m.174

ÖZET : Davacı talep ettiği ziynetleri dava dilekçesinde saymıştır. Talep aşılarak hüküm kurulamaz. Davacının ziynetlerle ilgili aynen iade isteği yoktur. İstek dışına çıkılarak aynen iadeye karar verilemez. Davacının ziynetlerin bedeline ilişkin faiz talebinin bulunmadığı gözetilmeden ziynet bedellerine yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi de hukuka aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 06.02.2012 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacı talep ettiği ziynetleri dava dilekçesinde saymıştır. Davacı kadının istekleri içinde 1 adet 22 ayar 2'li burma bilezik, 1 adet beşi bir yerde, 1 adet yüzük, 2 adet bileklik, 1 adet isimli bileklik, 1 pırlanta yüzük, 1 adet 14 ayar set, 1 adet üçlü set, 1500 TL, 250 Euro ve 1800 Frang nakit para yer almadığı halde, talep aşılarak bu ziynetlerin ve nakit paranın da hüküm altına alınması doğru bulunmamıştır.

3-Davacının ziynetlerle ilgili aynen iade isteği yoktur. İstek dışına çıkılarak aynen iadeye karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

4-Davacının ziynetlerin bedeline ilişkin faiz talebinin bulunmadığı gözetilmeden ziynet bedellerine yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi de isabetsizdir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı
Old 13-11-2012, 16:33   #19
Av.Mehmet Ali Helvacı

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2001/2-116
K. 2001/106
T. 7.2.2001
• BOŞANMA ( Ziynet eşyalarının kayınvalidede olması )
• ZİYNET EŞYALARININ KAYINVALİDENİN KASASINDA OLMASI
• MANEVİ TAZMİNAT ( Boşanma )
• BOŞANMA ( Manevi tazminat )
743/m.143/2,6

ÖZET : 1- Kocasına ve ailesine hakaret eden, boşanmaya neden olaylarda kusurlu bulunan eşlerine manevi tazminata hükmedilmesi isabetsizdir.

2- Davacı eşe ait ziynet eşyaları, kayınvalidesinin kasasında saklandığı ve onun kontrolü altında kullanıldığı anlaşıldığına göre, bu durumun kabulü ile ziynetlerle ilgili talebin kabulü gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma ( ziynet eşyaları iadesi - manevi tazminat )" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 8.11.1999 gün ve 1999/173 E-725 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 29.2.2000 gün ve 2000/257 - 2565 sayılı ilamı;

( ... 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine davacının yoksulluk nafakası isteğinin bulunmasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Davacının kocaya ve ailesine karşı hakaretler ettiği, boşanmaya neden olaylarda kusurunun bulunduğu, davalı tanıklarınca ifade edilmiştir. Medeni Kanunun 143/2. maddesinin koşullarının oluşmadığı dikkate alınmadan manevi ödeninceye hükmedilmesi doğru değildir.

3- Davacıya ait ziynetleri kayınvalidenin çantasında ve kasasında saklandığı, belirli ziyaretlerde kayınvalidenin onayı ile davacının takılarını takmasına müsaade edildiği, özel durumun sona ermesinden sonra da ziynetlerin kayınvalidece teslim alındığı, karı - kocanın akşamdan akşama evlerine gittikleri, kayınvalidenin taraflar üzerinde mutlak bir baskı ve egemenliğinin bulunduğu, ziynetleri davalı adına alıkoyduğu, davacının annesini ziyaret etmek üzere bırakıldığı, bir daha eve alınmadığı, davacının eşyalarını almak üzere anahtar istediği, eve gittiğinde davalının kendisine ait tüm eşyaları aldığının tespit edilmiş olması nedeniyle, davacının ziynetlerini alamadan ve esasen ayrılış nedeniyle almasını gerektiren bir nedenin ve ortamın bulunmaması da gözetildiğinde, ziynetlerin kayınvalidenin kasasında kaldığının kabulü gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR Davacı vekilinin;

1- Manevi tazminata ilişkin temyiz isteğinin reddi ile tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davalı vekilince temyize konu edilmemiş olmasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

2- Ziynet eşyalarına yönelik temyizine gelince; Ayrıca, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : 1- Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA,

2- Davacı vekilinin ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Kazancı
Old 13-11-2012, 16:35   #20
Av.Mehmet Ali Helvacı

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/4-249
K. 2004/247
T. 5.5.2004
• ZİYNET EŞYALARININ İADESİ TALEBİ ( Evlilik Sırasında Kadına Takılan Ziynet Eşyalarının Boşanma Gerçekleşse de Kadına Ait Olacağı )
• EVLİLİK SIRASINDA KADINA TAKILAN ZİYNET EŞYALARI ( Kadına Ait Olmaları ve Boşanma Halinde Kadına İadesinin Gerekmesi )
• EŞYALARIN İADESİ TALEBİ ( Ev Eşyalarından Hangisinin Hangi Eşe Ait Olduğunun Değerleri ve Nitelikleri İtibarine Göre Tesbit Edilmesi Gereği )
• BOŞANMA DAVASI SONUCU EV VE ZİYNET EŞYALARININ İADESİ TALEBİ ( Ziynet Eşyalarının Kadına Ait Olması - Ev Eşyalarının Aidiyetinin Değerleri ve Niteliklerine Göre Tesbit Edilmesi Gereği )
4721/m.6, 228

ÖZET :1-Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurularak ev ihtiyacı için harcandığı davalı yanca kabul edilmiştir, davalı, kadının kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini kanıtlayamadığından dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade ile mükelleftir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan ziynet eşyalarına ilişkin talebin tümden reddedilmiş olması isabetsizdir.

2-Tarafların müşterek evden ayrılmadan önce kavga ederek karakola başvurdukları, davalının karakolda bulunduğu sırada davacının evin kapısını çaldığı, evde bulunan eltilerinin kapıyı açmaması üzerine balkon kapısından eve girerek, paketlenmiş eşyaları, çuvala konan giysileri ve çocukları alarak evden ayrıldığı, dava konusu edilen eşyalardan önemli bir bölümünün kendisine ait olduğu gerekçesiyle davalı tarafından alındığı, bir kısım eşyanın evde bırakıldığı tanık beyanlarından anlaşılsa da evin anahtarının davacıda bulunduğu iddia edilmiş ancak davacının bu tarihten sonra yeniden eve geldiği ve eşya götürdüğü konusunda dosyada herhangi bir delil bulunmadığına göre mahkemece tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek, dava konusu edilen eşyaların miktar ve nitelikleri itibariyle taraflardan hangisine ait olabileceği gözetilmek suretiyle, hepsinin paketlerle taşınmasının mümkün olup olmayacağı üzerinde durulması ile, davacıya ait olan eşyalar tek tek belirlenmek ve davacıya iadesine karar vermek gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "ev eşyası ve ziynetlerin iadesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Osmaniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.3.2002 gün ve 1998/162-2002/145 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 17.3.2003 gün ve 12549-2919 sayılı ilamı ile, ( ...1-Dava,davalı eşte kalan ziynet ve ev eşyalarının verilmesine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun onu bağışlanmış sayılır.Böylece davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devam sırasında davalı tarafından alınarak bozdurulup harcanmış olduğu davalı yanca da kabul edildiğine göre davacıya iadesi gerekir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan ziynet eşyalarına ilişkin isteğin tümden reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

2-Davacı ile davalının müşterek evden ayrılmadan önce kavga ederek karakola başvurdukları,davalının henüz karakolda bulunduğu sırada davacının eve girerek bir valiz içine yerleştirdiği eşyalar ile evden ayrıldığı anlaşılmıştır.Davacının bu tarihten sonra yeniden eve geldiği ve eşya götürdüğü konusunda dosyada herhangi bir delil yoktur.Dava konusu edilen eşyaların miktar ve nitelikleri de gözetilerek hepsinin bir valiz ile taşınmasının mümkün olup olamayacağı üzerinde durulmadan ev eşyalarına ilişkin davanın da tümden reddi doğru değildir.Kaldı ki bir kısım davalı tanıkları dahi dava konusu edilen ev eşyalarının önemli bir bölümünün davalı tarafından alındığını bildirmişlerdir.O halde dosyadaki tüm deliller birlikte incelenerek davacıya aidiyeti belirlenerek eşyaların verilmesi gerekir.Mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, davalı eşte kalan ziynet ve ev eşyalarının iadesi istemine ilişkindir.

Mahkemenin "davacının, davalının evde olmadığı sırada kendisindeki anahtar ile içeri girerek bir takım eşyaları götürdüğünün, davalının da kendisine ait eşyaları alıp, davacıya ait olanları bıraktığının tanık beyanlarından anlaşıldığı, davacının eşyalarının davalıda kaldığını kanıtlayamadığı, ziynet eşyalarının kadının yanında bulunması gerektiğinin hayatın olağan akışına uygun bulunduğu, davalı eş tarafından zorla veya başka bir sebeple alındığının davacı tarafından kanıtlanması gerektiği, ziynet eşyaları bozdurulmuş olsa bile evin ortak ihtiyaçları için harcandığından iadesinin istenemeyeceği" gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine dair verdiği karar yukarıda belirtilen nedenlerle Özel Dairece bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurularak ev ihtiyacı için harcandığı davalı yanca kabul edilmiştir, davalı, kadının kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini kanıtlayamadığından dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade ile mükelleftir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan ziynet eşyalarına ilişkin talebin tümden reddedilmiş olması isabetsizdir.

Öte yandan; tarafların müşterek evden ayrılmadan önce kavga ederek karakola başvurdukları, davalının karakolda bulunduğu sırada davacının evin kapısını çaldığı, evde bulunan eltilerinin kapıyı açmaması üzerine balkon kapısından eve girerek, paketlenmiş eşyaları, çuvala konan giysileri ve çocukları alarak evden ayrıldığı, dava konusu edilen eşyalardan önemli bir bölümünün kendisine ait olduğu gerekçesiyle davalı tarafından alındığı, bir kısım eşyanın evde bırakıldığı tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Her ne kadar evin anahtarının davacıda bulunduğu iddia edilmiş ise de, davacının bu tarihten sonra yeniden eve geldiği ve eşya götürdüğü konusunda dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek, dava konusu edilen eşyaların miktar ve nitelikleri, taraflardan hangisine ait olabileceği gözetilmek suretiyle, hepsinin paketlerle taşınmasının mümkün olup olmayacağı üzerinde durulmak, davacıya ait olan eşyalar tek tek belirlenmek ve davacıya iadesine karar vermek gerekirken bu yönler üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 5.5.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı
Old 29-01-2015, 17:57   #21
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/8085
K. 2014/19072
T. 1.10.2014

• BOZDURULARAK HARCANAN ZİYNET EŞYALARININ İADESİ ( Eşyaların Kadının Rızası İle İadesi İstenmeksizin Kocaya Verildiğini Kocanın İspatlaması Gerektiği - Koca Bu Durumu İspatlayamadığından Ziynet Eşyalarının Davacı Kadına İadesine Karar Verileceği )

• ZİYNET EŞYALARININ KADININ RIZASI İLE VERİLDİĞİ HUSUSUNUN İSPATI ( Eşyaların Kadının Rızası İle İadesi İstenmeksizin Kocaya Verildiğini Kocanın İspatlaması Gerektiği - Koca Bu Durumu İspatlayamadığından Kadının Ziynet Eşyalarının İadesi Talebinin Kabul Edileceği )
• EVLİLİK SIRASINDA KADINA TAKILAN ZİYNET EŞYALARININ KİŞİSEL MAL SAYILMASI ( Ziynet Eşyaları Kim Tarafından Alınmış Olursa Olsun Kadına Bağışlanmış Sayılacağı ve Kadının Kişisel Malı Sayılacağı - Eşyaların Kadının Rızası İle İadesi İstenmeksizin Kocaya Verildiğini Kocanın İspatlaması Gerektiği )

• YARGILAMA GİDERLERİNİN MİKTARININ BELİRTİLMESİ ( Ziynet Eşyası Alacağı Talebi - Yargılama Giderinin Davalıdan Tahsiline Karar Verildiği/Hükümde Yargılama Gideri Miktarının Belirtileceği )
4721/m. 4, 174, 220
6098/m. 50, 52
6100/m. 332/2
ÖZET : Davacı kadın dava konusu yaptığı ziynetlerin, eşi tarafından rızası dışında bozdurulmak amacıyla kendisinden alındığını belirterek ziynetlerin bedelinin tahsilini istemiştir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının kanıtlanması halinde koca almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur.

Kadının rızası ile iadesi istenmeksizin bozdurulmak üzere ziynet eşyalarının kocaya verildiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Koca da bu durumu ispat edemediğinden, bozdurulan ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükelleftir. Davacının bozdurularak harcanan ziynet eşyalarına yönelik talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verildiği halde, hükümde yargılama gideri miktarının belirtilmemesi doğru olmamıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı ( kadın ) tarafından; yoksulluk nafakasının miktarı, gelecek yıllardaki artışa karar verilmemesi, tazminatların miktarı, çeyiz ve ziynet alacağı ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı ( kadın )'ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- )Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı ( kadın ) yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

3- )Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı ( kadın ) yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ( TMK md. 174/1 ) ve manevi ( TMK md. 174/2 ) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

4- )Davacı ( kadın ) dava konusu yaptığı ziynetlerin, eşi tarafından rızası dışında bozdurulmak amacıyla kendisinden alındığını belirterek ziynetlerin bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı ( koca ) ise ziynetlerin eşinin isteği ve bilgisi dahilinde bozdurularak ortak ikametgah oluşturmak için ev kiralama ve elektronik eşyalara harcandığını iddia etmiştir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının kanıtlanması halinde koca almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda ise, kadının rızası ile iadesi istenmeksizin bozdurulmak üzere ziynet eşyalarının kocaya verildiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini koca ispatlamak zorunda olup, koca bu durumu ispat edemediğinden, bozdurulan ziynet eşyalarını davacı ( kadın )'a iade ile mükelleftir. O halde, davacı tarafından talep edilen, bozdurularak harcanan ziynet eşyalarına yönelik talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

5- )Mahkemece davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verildiği halde, hükümde yargılama gideri miktarının belirtilmemesi doğru olmamıştır. ( HMK md. 332/2 ).

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3, 4 ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde, 01.10.2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı
Old 24-10-2017, 09:46   #22
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Aksine anlaşma yoksa erkeğe takılan ziynetler de kadına aittir




T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/469
Karar No:2015/19671
K. Tarihi:


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 15. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2014
NUMARASI : 2013/868-2014/731
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacıya takılan ziynetlerin hırsızlık korkusu ile banka kasasında saklandığını, kasanın iki anahtarının da ortak konutta olduğunu, davalının davacıyı dövdüğünü, ailesinin gelerek davacıyı hastaneye götürdüklerini, yetkisi bulunan davalının ziynetleri banka kasasından aldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, ziynetlerin aynen iadesine; mümkün değil ise, bedeli olan 16.940.00.TL'nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; düğünde damada takılan altınların davalıya ait kişisel mal olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne ;
a)5 adet 22 ayar Adana burma bilezik, 1 adedi 20.00 gr'dan toplam 8.030,00 TL,
b)2 adet 22 ayar bilezik, 1 adedi 15.00 gr olmak üzere toplam 2.409,00 TL,
c)1 adet 14 ayar takı bileziği 4.50 gr'dan toplam 288,00 TL,
d)1 adet 22 ayar set takım, 55,00 gr'dan toplam 4.416,50 TL,
e)10 adet çeyrek altının 1 adedi 141,00 TL den toplam 1.410,00 TL'nin aynen; olmadığı takdirde bedeli olan 16.553,50 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına, örf ve adete, ülke gerçekleri ile yöresel geleneklere göre; evlenme sebebiyle, gerek ailelerce ve gerekse yakınlarınca kadına geleceğinin güvencesi olarak takılan ziynet eşyaları (altın vs.) emaneten (geçici olarak) takıldığı konusunda kadının bir kabulü olmadığı sürece, düğünde davacı kadına bağışlanmış sayılır. Aynı biçimde, düğünde erkeğe takılan fakat, daha sonra koca tarafından eşine (kadına) verilen ziynet eşyaları için de kadının herhangi bir biçimde kabulü söz konusu olmadıkça ve aksi de kanıtlanmadıkça kocanın bu eşyaları eşine bağışladığı kabul edilir.
Somut olayda; aksi iddia ve ispat edilmediğine göre, düğünde erkeğe takılan ziynetler de, davalı tarafından davacıya bağışlanmış sayıldığından; bu eşyalar yönünden de, talebin kabulüne karar verilmesi gerekir iken; eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 14-06-2018, 11:26   #23
Matrix

 
Varsayılan Fiili Birliktelik Gerçekleşmemişse

Kadına nişanda takılan ziynet eşyası, nikah yapılıp düğün gerçekleşmemişse iade edilecek midir?
Old 14-06-2018, 13:50   #24
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Burada, evlilik birliği kurma umudunda olan taraflardan erkek, kadına bağışta bulunmuştur. Eğer evliliğin fiilen kurulamamasında kadın ağır kusurlu ise, erkek ziynet eşyalarının iadesini sağlayabileceğini düşünüyorum.

Ancak kadına izafe edilebilecek bir kusur yoksa kadına yapılan bağış geçerlidir. Diye düşünüyorum.

Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ziynet Ve Çeyiz Eşyalarının Iadesi dilekgulsen Aile Hukuku Çalışma Grubu 17 01-01-2013 23:50
Boşanma davası-Ziynet eşyaları ve ev eşyası genç osman Meslektaşların Soruları 8 03-04-2012 11:56
Yargıtay Kararları adıge Hukuk Sohbetleri 5 28-07-2007 15:24
Çeyiz Eşyası- Mehir Senedi- İstihkak Davası Mı?- Yetki- ( Acil) advokat34 Meslektaşların Soruları 3 07-02-2007 23:51
Aile İçi Şiddet ve Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 2 13-04-2004 10:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11221695 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.