Rehinli aracın kaza yapması halinde kasko ödeme yapar mı?

Merhabalar, müvekkil sıfır bir araba almaktadır. Bu arabayı alırken x bankasından kredi çekmekte, bankada kredi bitene kadar yeni araç üzerinde rehin hakkını kullanır. Yani araç rehinlidir. Bu arada araç alınır alınmaz kaskosu yapılmıştır. Araç alındıktan 2 ya da 3 ay sonra araç önüne çıkan köpeğe çarpmamak için bir duvara çarpıyor ve tek taraflı trafik kazası oluyor. Müvekkil hemen kasko şirketinden aracının bedelini istiyor, fakat kasko şirketi taksitler halinde olan kasko bedelinin tamamının ödenmesini istiyor, müvekkil kasko borcunun tamamını kapatıyor. Aracın kasko bedeli 30.000, rehinli olan kısmı 15.000 (kredi çekilen kısım) kasko şirketi diyor ki; aracın pert olmuş ama rehinli olduğu için ben sadece rehinli olmayan kısım için paranı veririm, sen arabanı pert olarak sat kalanıylada araç bedelini tamamlamış olursun diyor. Böyle bir durum mümkün mü, üzerinde rehin var diye kaskonun ödeme yapmama gibi bir durumu var mı? Şimdiden cevaplarınız içn teşekkü ederim.

Merhabalar;

Şahsi kanaatime göre önce sigorta poliçesi incelenmelidir.Muhtemelen sigorta poliçesinde sadece rehinli kısmın dışında kalan kısım sigortalıdır ve benzeri bir ifade olmayacaktır, bu doğrultuda sigorta şirketinin poliçe tutarı oranında ödeme yapması gerektiğini düşünüyorum.

Benzer bir duruma ilişkin başıma gelen olayda, rehinli araç kaza neticesinde pert olduğunda sigorta şirketi aracın değerini doğrudan ödemişti. Kaldı ki; banka kredisi ile alınan rehinli araçlarda banka kendi alacağı açısından da kasko zorunluluğu getirmektedir. Dolayısıyla sigorta şirketinin takındığı tavrın yanlış olduğunu düşünüyorum.

Hülasa; rehinli kısım kasko kapsamı dışında değildir.

Kasko poliçesi üzerinde taşıt kredisi veren bankanın dain mürtehin kaydı vardır. Kasko şirketi kasko bedelinden öncelikle kredi borcunu ödemek üzere bankaya ödeme yapmak zorundadır. Ancak bu miktar ödendikten sonra ve aracın hurda değeri düşüldükten sonra kalan meblağ varsa o da sigortlıya ödenir.

Dain Mürtehin'in muvafakatı olmaksızın sigortacı işlem yapamaz. Bu bağlamda Sn. Av. KIRMIZI değerlendirmeleri
doğru.

Cevaplarınız için teşekkür ederim, ama kasko sanırm zaman kazanmak için rapor çıkartıyoruz, beklemeniz gerekiyor şeklinde bizi oyalıyor. Dava yolundan önce kasko şirketine durumu anlatan, şu nolu hesap numarasına kasko bedelini ödeyiniz şeklinde bir ihtarname göndermenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Bu konuda fikirleriniz nelerdir ayrıca elimde ne raporlar ne de fazla döküman omadığı için çektiğim ihtarnamedeki beyanların beni ieride kısıtlayacağı düşüncesidir. Şimdiden tekrar teşekkürler..

Evet dain mürtehin kaydı mevcut. Peki kasko bana mı ödeme yapıyor yoksa doğrudan bankaya ödeme yapıp kalan miktarı bana ödüyor? Yani ben talebimi düşük meblağlı gösterip daha sonra çıkacak rapora göre ıslah etmem (ki dava açarsam) daha doğru olur sanırm. Aracın kasko değeri (ben dava açarsam) dava konusunun değeri olmuyor o zaman.

Sayın dostum, kasko sigortasın bulunan araçta gerçekleşen riziko kasko poliçesinin güvence altına aldığı kapsamda ise aracın hasar durumuna göre ya aracınız tamir edilip teslim edilir ya da tamiri mümkün değil yahut ekonomik değilse aracınız kasko bedeli size ödenir. Ancak siz aracı rehinli olarak aldığınızdan ve sanıyorum bankanın da zorunlu kılması üzerine araç kaskolanmış. Kasko poliçenizde banka rehinli alacaklı olarak mürtein kaydı koymuş ise rehin bedelinin bankaya ödenmesi gerekir. Kasko şirketiniz ödeme yapmamakta diretiyorsa bir ihtar çekiniz. İhtarın içeriği basit olmalıdır. .... şu poliçe numarası ile şirketiniz tarafından kasko yapılan aracım şu tarihte hasar görmüştür. Kasko bedelinin tarafıma ödenmesini talep ederim demeniz yeterli. Şirket ödeme yapmadığı taktirde dava açarsınız ve dava daini mürtein olan bankaya da ihbar edilir. Neticede doğan alacaktan rehin bedelinden artan kısmı alırsınız. Çünkü rehinde borçlu olan şey malın kendisidir. Banka da mal zayi olduğu için parasını bu şekilde tahsiş edecektir. Saygılarımla

Sigorta Poliçesinde belirlenen Dain Mürtehin'in muvafakati olmaksızın dava dahi görülemez ( dava şartı )iken, son sayın katılımcının ( yanıltıcı ) değerlendirmeleri doğru olmamıştır.

Alıntı: Yazan Malik Eskişehirli Sigorta Poliçesinde belirlenen Dain Mürtehin'in muvafakati olmaksızın dava dahi görülemez ( dava şartı )iken, son sayın katılımcının ( yanıltıcı ) değerlendirmeleri doğru olmamıştır.

Peki rehin alacaklısı durumdan haberdar olmaz veya haberdar olsa dahi banka dava açmaz, sigortalı dava açamaz ve kasko şirketi de parayı ödemezse ne olacak? Burada rehin kısmından artan bedel üzerinde hak sahibi olan sigortalının bu hakkını elde etmek maksadı ile dahi dava açamayacağı yorumunu yapabilir miyiz? Dain mürtehin' in muvaffakatini almak adına davanın ihbar olunması gerekmektedir. Kaldı ki dain mürtehin sadece kendi alacağı üzerinde hak sahibi olup aracın artan kısmı üzerinde hakkı da olamaz. Bu bakımdan sadece bu yorumla sigortalının dava açma hakkının kısıtlanması doğru olmayacaktır. Nitekim burada bahsettiğiniz şartın var olup olmadığı ancak davanın açılması ile araştırılabilir. Bu noktada da "dava dahi görülemez" yönündeki beyan (yanıltıcı) yanlış olmuştur. İlgili yargıtay kararı aşağıdadır.

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/6383
Karar: 2010/7368
Karar Tarihi: 27.09.2010

"....TTK.'nun 1269. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1270. maddesi hükme gereğince, bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 879. maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatinin alınması gerekmektedir.
Somut olayda, dain mürtehin sıfatı bulunan ve menfaati olan dava dışı bankadan, dava açmaya ve tazminatın davacıya ödenmesine muvafakati olup olmadığı konusu araştırılmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, dava dışı bankadan, davanın açılmasına ve tazminatın davacıya verilmesine muvafakati olup olmadığı konusu araştırılmalı, muvafakati sağlandığı takdirde yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması, aksi halde davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir..."

Sayın xploide,
Bu karar Sayın Malik Eskişehirli'nin görüşünü doğruluyor. Sizin görüşünüzün zıttını söylüyor.

Sn. KIRMIZI.
Hakkı teslim ettiğiniz için size alanen teşekkür ediyorum. İşin mutfağındayım. Ancak, Hukukçu değilseniz bazen inandırıcılığınız da olmayabiliyor!
İyi Dileklerimle.

Sayın Eskişehirli, Konuya çok vakıf olduğunuz belli. Ancak bu sitede meslektaşlarımızla çok hararetli tartışmalar yapabiliyoruz. Bu soruyla ilgili yorumlarda da sizin şahsınız ile ilgili bir yorum yapıldığını sanmıyorum. Lütfen alınganlık etmeyin.
Öte yandan "olması gereken hukuk" açısından Yargıtay'ın bu görüşünü de doğru bulmadığımı söylemeliyim. Gerçek bir olaydan örnek vereyim. Aracın değeri 40.000 TL. Kredi miktarı 15.000 TL hasar 6.000 TL. Böyle bir olayda kredi veren banka kredi taksitleri ödendiği sürece kasko şirketine dava açmaz. Zaten sigorta şirketleri ile bankalar arasındaki organik bağ da sanırım malumunuzdur. Bu durumda sigortalı kasko şartlarına uymasına rağmen parasını alamıyor. Uygulamada çoğu zaman dava öncesinde veya esnasında krediyi kapatmak zorunda kalıyorlar. Yargıtayın krediyi veren banka kadar sigortalıyı da koruyacak bir içtihat geliştirmesi gerekir diye düşünüyorum. Saygılar.

Bana da kalirsa buradaki mesele dava dahi acmadan muvaffakata ikiskin beyani nasil alacaginiz noktasinda. Dava acildiktan sonra davaya muvaffat yok ise davanin reddedilecegini biliyoruz ancak muvaffak beyani alinana kadar dava gorulur. Buradaki beyan esasa girilemez yonunde olmalidir diye dusunuyorum

Herkese ilgisi ve yorumları için teşekkür ediyorum, fikirlerinizden çok yararlandım fakat işler daha da karışıyor sanırım. Banka rehin borcunu ödeyemeyen müvekkile karşı icra takibinde bulunuyor haliyle borç faiz ve masraflarla oldukça artıyor. kasko şirketi aracın kasko değerini 20.000 sayarsak 10.000 TL sini hemen hesabına yatırayım ve pert aracı vereyim sen aracı kendin sat demekte. Müvekkil haliyle sıkışmış durumda, ben kasko şirketiyle görüştüm dava açmak istemediğimi uzlaşmak istediğimi söyledim onlarda ancak bu şekilde bir uygulaam yapabileceklerini söylediler. Eğer banka rehinli alacağı için takip yoluna gitmeseydi dava açıp uğraşmak isterdim fakat bu süre içerisinde bankanın faizini düşünmek dahi istemiyorum! Bu konuda bana acil yardım ederseniz çok sevineceğim. Şimdiden teşekkürler..

Araç bu hali ile 10.000.- ediyor ise, teklifi kabul edin. Açık nispetsizlik varsa ve araç sigortacının hakimiyeti ( antlaşmalı servis gibi ) altındaysa reddedin. Kasko değeri de " sayarsak " la olmaz. Sigortacının aracın Pert tarihinde 20.000.- TL. olarak tespit etmiş olması gerekir.

Aynı durum benim başıma geldi
henüz bankayla görüşmedim
İnşallah ödemede sıkıntı yaşamam