Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Paylı Mülkiyette tahliye davası açılırken zorunlu dava arkadaşlığı var mıdır

Yanıt
Old 14-01-2013, 11:20   #1
sebepsiz zenginleşme

 
Varsayılan Paylı Mülkiyette tahliye davası açılırken zorunlu dava arkadaşlığı var mıdır

Paylı Mülkiyet bulunan bir taşınmazda iktisap nedeniyle açılacak davada davacılar kısmında tek bir maliğin adı mı yazılması yeterli midir sormak istediğim bu paylı malikler arasında zorunlu dava arkadaşlığı mı vardır sizce yanı tüm malikler dava açılması yönünde noterden muvafakatname alıp tahliye dava dosyasına koysak da gene de davacılar kısmına iki maliğin adını yazmak mecbur mudur

Yargıtay Altıncı Hukuk Dairesi E: 2006/1338K: 2006/3354 sayılı ilamına göre:
6570 sayılı Yasanın 7/b ve c maddeleri uyarınca ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak davalarda dava hakkı kural olarak kiralayana aittir. Ancak, kiralayan durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Kiralanan, paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar, birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabilir
Old 14-01-2013, 11:27   #2
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

6.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/4999
Karar: 2012/7656
Karar Tarihi: 22.05.2012
KİRALANANIN TAHLİYESİ VE KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ İSTEMİ - DAVADA YER ALMAYAN DİĞER MİRASÇILARIN DAVAYA MUVAFAKATLARININ SAĞLANMASI YA DA TEREKEYE TEMSİLCİ ATANMAK SURETİYLE TARAF TEŞKİLİNİN TAMAMLANMASINDAN SONRA ALACAĞIN ESASININ İNCELENMESİ GEREĞİ
ÖZET: Mahkemece, davada yer almayan diğer mirasçıların davaya muvafakatlarının sağlanması ya da terekeye temsilci atanmak suretiyle taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra alacağın esasının incelenmesi gerekirken alacağın tahsiline de karar verilmesi hatalı olmuştur. Yine karşı davacı miras bırakan kiralayanın borcu sebebiyle alacak davası açtığına göre, mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, diğer mirasçıların öncelikle davaya dahil edilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
(6100 S. K. Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 428)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Dava, temerrüt sebebiyle kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsiline ilişkindir. Davalı tarafça açılan karşı dava ise, 1.630 TL alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, kiralananın tahliyesine, 20.000 TL kira bedelinin davalıdan tahsiline karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davaya konu işyeri niteliğindeki kiralananın ölü malik F. D. tarafından davalıya kiralandığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosyada mevcut mirasçılık belgelerinde kiralayan Fatma'nın temerrüt ihtarnamesinin keşide edildiği 06.07.2010 tarihinde on mirasçısı olduğu, ihtarnamenin ise altı mirasçı tarafından keşide edildiği, dava tarihi olan 17.09.2010 tarihinde ise 12 mirasçısı olduğu halde sekiz mirasçı tarafından dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Kiralanan, paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği mülkiyete konu teşkil ediyorsa, tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi, bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanır. Elbirliği mülkiyetinde, ortakların davaya katılmaları sağlanamaz ise, miras bırakanın terekesine temsilci atanması sağlanarak, temsilci huzuruyla dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin olan bu hususların mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.

Olayımıza gelince; davacılar kiralanan taşınmaza elbirliği halinde malik bulunmaktadırlar. Elbirliği halinde mülkiyetin söz konusu olduğu hallerde tüm mirasçıların birlikte ihtar gönderip birlikte dava açmaları gerekir. Elbirliği halinde maliklerin tümü tarafından gönderilmeyen temerrüt ihtarnamesi tahliye yönünden hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle temerrüde esas alınamaz. İhtarnamedeki bu noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Bu durumda temerrüt ihtarının hukuki sonuç doğurmayacağı göz önüne alınarak, mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Ayrıca davacılar kira alacağı talebinde bulunduklarından davada tüm mirasçıların yer alması gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece, davada yer almayan diğer mirasçıların davaya muvafakatlarının sağlanması ya da terekeye temsilci atanmak suretiyle taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra alacağın esasının incelenmesi gerekirken alacağın tahsiline de karar verilmesi hatalı olmuştur. Yine karşı davacı miras bırakan kiralayanın borcu sebebiyle alacak davası açtığına göre, mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, diğer mirasçıların öncelikle davaya dahil edilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK. ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK. nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 14-01-2013, 11:28   #3
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

6.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/11504
Karar: 2011/2241
Karar Tarihi: 01.03.2011
İTİRAZIN KALDIRILMASI VE TAHLİYE DAVASI - KİRA BEDELİNİN KİRA SÖZLEŞMESİNDEKİ ÖDEME GÜNÜNE GÖRE HENÜZ İSTENEBİLİR HALE GELMEMESİ - İTİRAZIN KALDIRILMASI İSTEMİNİN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ
ÖZET: Borcun istenebilmesi için öncelikle borcun muaccel olması gerekir. Takibe konu kira bedelinin kira sözleşmesindeki ödeme gününe göre henüz istenebilir hale gelmediğinden itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekir.
(2004 S. K. m. 269) (818 S. K. m. 260)

Dava: İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçluların itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Davalının tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince; takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 1.4.2003 başlangıç tarihli ve 6 yıl süreli ve 13.6.2006 tanzim ve 1.2.2009 bitiş tarihli kira sözleşmeleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Kiralanan otel paylı mülkiyete konu olup, 15440/32368 hissesi dava dışı B... Belde Yapı Ticaret Turizm A.Ş. tarafından 1.4.2006 başlangıç ve 1.2.2009 bitiş tarihli sözleşme ile 3236/32368 hisse ise 13.6.2006 tanzim ve 1.2.2009 bitiş tarihli sözleşme ile davacı H. H. D. tarafından davalı şirkete kiralanmıştır. Kiralayanlar birden fazla olduğundan kiralayanlar arasında mecburi dava arkadaşlığının bulunduğunun kabulü gerekir. Birden fazla kiralayan olması halinde icra takibinin bütün kiralayanlar tarafından yapılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur. İcra takibi yalnızca kiralayan H. H. D. tarafından yapılmış, dava da yine H. H. D. tarafından açılmıştır Tahliye isteği akdin feshi sonucunu doğuracağından bölünemez. Bu sebeple tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

2- Davalılar vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince; Taraflar arasında 3236/32368 hisseye ilişkin olarak düzenlenen 13.6.2006 tarihli kira sözleşmesinin 1. maddesinde davalı şirket ile dava dışı B... Belde Yapı Tic. Turizm A.Ş. Arasında daha önce yapılan 24.3.2003 tarihli kira sözleşmesi hükümlerinin tamamı (süre, yetkili mahkeme, tahliye gibi tüm hükümleri dahil olmak üzere) kıyasen bu kira sözleşmesi için de uygulanacağı, 2. maddesinde 3236/32368 hissenin 1.2.2008 tarihine kadar kira bedelinin 12500 Euro olduğu ve 30.7.2007 tarihinde ödeneceği, 1.2.2008-1.2.2009 tarihleri arasındaki 12500 Euro kira bedelinin 30.7.2009 tarihinde ödeneceği kararlaştırılmıştır.

Bu şartlar geçerli olup, tarafları bağlar. Sözleşmeyi D... Turizm İnşaat Gıda Petrol Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. kiracı, İ. Ç. müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Davacı alacaklı, davalılar hakkında 9.3.2010 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde 2009 yılı kira bedeli 12500 Euro, bu döneme ait 1500 Euro işlemiş faiz ile 2010 yılı kira bedeli 12500 Euro ve 250 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.750. Euro karşılığı 55.998,45 TL'nin tahsilini istemiş, davalı borçlular vekili süresinde yaptığı kısmi itirazında 2010 yılı kira bedeli 12500 Euro'nun 30.7.2010 tarihinde ödenmesi gerektiğinden alacağın muaccel olmadığını bildirmiştir. İİK.'nun 269/1. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun 260. maddesi gereğince borcun istenebilmesi için öncelikle borcun muaccel olması gerekir. Takibe konu 2010 yılı kira bedelinin 13.6.2006 tarihli kira sözleşmesine göre ödeme günü 30.7.2010 tarihi olup henüz istenebilir hale gelmediğinden itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması ve Borçlar Kanunu 484 maddesi gereğince kefilin kefaletinin kira süresiyle sınırlı olduğunun gözetilmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın bozulmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 01.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 14-01-2013, 11:30   #4
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Yukarıdaki Yargıtay kararları uyarınca, dava açıldıktan sonra diğer paydaşların onayının alınması yeterli görülmüştür. Ancak şahsi fikrimce, dava açılırken tüm paydaşlar adına dava açmanızda yarar bulunmaktadır. Şayet diğer paydaşlar dava açıldıktan sonra açılan davaya icazet vermezlerse, davanızda mecburi dava arkadaşlığı söz konusu olduğundan reddedilebilir.

NOT: Sorunuzda yer alan noter kanalıyla diğer paydaşlardan tahliye dava açılması yönündeki muvafakatnamenin, davanız açısından geçerli olacağı görüşündeyim. Yargıtay kararlarında davanın açılması için onay alınması ya da davaya tüm paydaşların dahil edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca noterden alınacak muvafakatname de, davacı olacak malik adına bu yönde yetki verildiği hususu da belirtilmesi de gerekir diye düşünmekteyim.
Old 14-01-2013, 11:36   #5
sebepsiz zenginleşme

 
Varsayılan

Üstadım teşekkür ederim ama ben dava açarken davacı kısmına ad diğer iki maliğin adını yazmadım ama muvafakatname vardır diğerleri de bana üç malikde ortak vekaletname verdi hem de muvafakatname verdi hakimde davayı pay ve paydaş çoğunuluğunu sağlanması için davaya dahil etme dilekçesi yaz ver dedi öncelikle zaten vekaletname var dava dosyasında muvafakatnamede var o an bile davaya dahil edilebilecekken dava sürüncemede kaldı kanaatindeyım kaldıkı elbirliği mülkiyette zorunlu dava arkadaşlığı var diye biliyorum paylı mülkiyette zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı kanaatindeyim aksine görüşünüz varsa sunarsanız müteşekkir olurum
Old 14-01-2013, 11:51   #6
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Paylı mülkiyette olağan ve olağanüstü işler bakımından bir ayrıma gidilmiştir. Olağan işler bakımından paydaş çoğunluğunu bulunması yeterlidir, olağanüstü işlemlerde ise paydaşların oybirliğiyle karar almaları gerekmektedir. Şahsi görüşümce bu bakımdan olağanüstü işlemler bakımından zorunlu dava arkadaşlığı olacaktır. Yine şahsi görüşümce tahliye istemli dava açılması olağanüstü işlem niteliğindedir. Bu nedenle de dava da zorunlu dava arkadaşlığı söz konusudur. Daha önce söylediğim gibi Yargıtay kararları uyarınca alınan muvafakatler bence yargılama açısından yeterlidir. (Zira tüm paydaşlar davaya onay vermiş durumdadırlar) Ancak hakim tarafından aksine karar verilmişse, diğer paydaşları da dahil etmeniz gerekecektir.
Old 14-01-2013, 12:12   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sebepsiz zenginleşme
kaldıkı elbirliği mülkiyette zorunlu dava arkadaşlığı var diye biliyorum paylı mülkiyette zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı kanaatindeyim aksine görüşünüz varsa sunarsanız müteşekkir olurum

İlk mesajda siz sunmuşsunuz zaten.
Old 14-01-2013, 12:14   #8
sebepsiz zenginleşme

 
Varsayılan

Üstadım İsmail Ercanın kitabında dava konusu hak veya borcun elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir nedenle ortak olması başlığı altında Paylı(Müşterek) mülkiyette de paydaşlar arasında ihtiyarı dava arkadaşlığı vardır yazılıdır.İhtiyari dava arkadaşlığı davacılar arasındaysa dava arkadaşları,davalarını tek bir dilekçeyle açarlar.Bütün dava arkadaşlarının ad soyadı ve adreslerinin dava dilekçesinde ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.Zorunlu dava arkadaşlığı kısmında ise şu yazılıdır bir hukuksal ilişkide alacaklı yada borçlu tarafta hak yada borç bölünemez nitelikte ise açılacak davalarda aynı yanda yer alan taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır kira sözleşmesinde birden fazla kiralayan varsa örneğini vermiş ve akabinde kiralanaın tahliyesi bölünebilen bir borç değildir demiş ancak benim olayımda kira sözleşmesi yok ben yeni maliğim yeni almışım taşınmazı ve 3 ortak yeni almış bu taşınmazı .Kaldı ki zorunlu dava arkadaşlığında dava yalnız biri veya bazıları tarafından açılmış ise dava hemen red edilmez mahkeme davacıya diğer zorunlu dava arkadaşlarını davaya katması veya MUVAFAKATLERİNİ alması için süre verir diğer dava arkadaşları davaya katılır veya Muvafakat verirlerse davaya devam edilir yazılıdır Benim davamda ben en başında alıp koymuşum muvafakatı yanı hakım sürüncemede bırakmak için elinden geleni yaptı kanaatindeyim
Old 14-01-2013, 12:20   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sebepsiz zenginleşme
Üstadım İsmail Ercanın kitabında dava konusu hak veya borcun elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir nedenle ortak olması başlığı altında Paylı(Müşterek) mülkiyette de paydaşlar arasında ihtiyarı dava arkadaşlığı vardır yazılıdır.İhtiyari dava arkadaşlığı davacılar arasındaysa dava arkadaşları,davalarını tek bir dilekçeyle açarlar.Bütün dava arkadaşlarının ad soyadı ve adreslerinin dava dilekçesinde ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.Zorunlu dava arkadaşlığı kısmında ise şu yazılıdır bir hukuksal ilişkide alacaklı yada borçlu tarafta hak yada borç bölünemez nitelikte ise açılacak davalarda aynı yanda yer alan taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır kira sözleşmesinde birden fazla kiralayan varsa örneğini vermiş ve akabinde kiralanaın tahliyesi bölünebilen bir borç değildir demiş ancak benim olayımda kira sözleşmesi yok ben yeni maliğim yeni almışım taşınmazı ve 3 ortak yeni almış bu taşınmazı .Kaldı ki zorunlu dava arkadaşlığında dava yalnız biri veya bazıları tarafından açılmış ise dava hemen red edilmez mahkeme davacıya diğer zorunlu dava arkadaşlarını davaya katması veya MUVAFAKATLERİNİ alması için süre verir diğer dava arkadaşları davaya katılır veya Muvafakat verirlerse davaya devam edilir yazılıdır Benim davamda ben en başında alıp koymuşum muvafakatı yanı hakım sürüncemede bırakmak için elinden geleni yaptı kanaatindeyim

Dava dilekçesinde "tek" malikin adı yazıldığına göre, usulüne uygun hale getirmeniz için size süre verilmesinde terslik göremiyorum.
Old 14-01-2013, 13:36   #10
sebepsiz zenginleşme

 
Varsayılan

Davacıya diğer zorunlu dava arkadaşlarını davaya katması veya MUVAFAKATLERİNİ alması için süre verir diğer dava arkadaşları davaya katılır veya Muvafakat verirlerse davaya devam edilir yazılıdır av bey ben en başında muvafakatname aldım sorun burda muvafakat varsa neden süre veriyor
Old 14-01-2013, 15:38   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sebepsiz zenginleşme
Davacıya diğer zorunlu dava arkadaşlarını davaya katması veya MUVAFAKATLERİNİ alması için süre verir diğer dava arkadaşları davaya katılır veya Muvafakat verirlerse davaya devam edilir yazılıdır av bey ben en başında muvafakatname aldım sorun burda muvafakat varsa neden süre veriyor

Sizin dava dilekçenizi re'sen düzeltemeyeceği için.
Old 14-01-2013, 15:51   #12
sebepsiz zenginleşme

 
Varsayılan

düzeltilicik bişey yok ki muvufakale açılmış dava
Old 28-02-2017, 11:53   #13
Av. İbrahim ASLAN

 
Varsayılan

merhabalar bu bahsettiğiniz konu kira alacağı için yapılan icra takiplerinde de geçerli mi yani örnek 13te alacaklı kısmında paylı mülkiyet sahibi olan iki malikin de ismi yazılacak mı yoksa kira sözleşmesinde imzası olan tek bir malik olarak takip açmak geçerli mi? görüşlerinizi bekliyorum sayın meslektaşlarım
Old 28-02-2017, 12:43   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. İbrahim ASLAN
merhabalar bu bahsettiğiniz konu kira alacağı için yapılan icra takiplerinde de geçerli mi yani örnek 13te alacaklı kısmında paylı mülkiyet sahibi olan iki malikin de ismi yazılacak mı yoksa kira sözleşmesinde imzası olan tek bir malik olarak takip açmak geçerli mi? görüşlerinizi bekliyorum sayın meslektaşlarım

Kiralayan konumunda tek kişi varsa onun adına takip yapabilirsiniz.
Old 13-09-2017, 08:57   #15
olgu

 
Varsayılan

Davacı olmayan ancak açılan davaya muvafakat veren zorunlu dava arkadaşının davanın reddi halinde yargılama giderlerinden sorumluluğu var mııdır?
Old 13-09-2017, 13:27   #16
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan olgu
Davacı olmayan ancak açılan davaya muvafakat veren zorunlu dava arkadaşının davanın reddi halinde yargılama giderlerinden sorumluluğu var mııdır?

Olasılığı mı soruyorsunuz yoksa somut bir ilam var mı? Benim cevabım "evet sorumluluğu olmalıdır". Çünkü dava açılmasına neden olmuştur.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iştirak halinde mülkiyette meni müdahale davası taşınmazın aynına ilişkin dava mıdır? av.yağmur deniz Meslektaşların Soruları 6 19-12-2012 11:13
Zorunlu dava arkadaşlığı var mıdır? avukatedali Meslektaşların Soruları 2 24-11-2010 14:04
zorunlu dava arkadaşlığı Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 1 22-06-2010 11:34
Acil,zorunlu dava arkadaşlığı gökmen17 Meslektaşların Soruları 3 19-04-2010 08:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05910897 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.