Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

kira tespit davası ile kira arttımı ile ilgili açılacak dava aynı mıdır?

 
Old 04-02-2007, 00:07   #1
elif dinler

 
Varsayılan kira tespit davası ile kira arttımı ile ilgili açılacak dava aynı mıdır?

ıyı akşamlar kıra tespıt davası ıle kıra arttımı ıle ılgılı acılacak dava aynı mıdır yoksa farklı davalar mıdır..bılgılerınıze acıl ıhtıyacımız var tesekkur ederım..
Old 04-02-2007, 02:13   #2
dozger

 
Varsayılan

KİRA TESPİT DAVASI kiralayanın kirayı arttırmak isteğine karşı kiracının başvurduğu bir hukuki yoldur...haliyle kira artırımı ile aynı.
Old 04-02-2007, 20:36   #3
elif dinler

 
Soru

Peki kira tespit davası ıle kıra arttırım davası aynı ise, kıra parasının yenı koşullara gore uyarlanma davası faklı, öyle mı oluyor?

Sanırım asla borclar ozelı gecemeyeceğim..
Old 05-02-2007, 12:43   #4
hidayet

 
Varsayılan

Sn.Elif,kira tespit,kira arttırım ve uyarlama davalarının her üçü de kira bedelinin tespitine yönelik davalardır.Kira tespit davasını,hem kiralayan hem kiracı hukuki yararı bulunmak şartıyla açabilir.Uyarlama davası bu yönü itibariyle yine bir tür kira tespit davasıdır.Ancak uyarlamada;özellikle değişen şartlar nedeniyle taraflar arasındaki edimlerde fahiş fark olması,işlem temelinin çökmesi,bir tarafın oluşan şartlar nedeniyle sözleşmeye katlanmasının mümkün olmaması gibi hususlar aranır.Kira arttırımı ise kiralayanın yine şartları varsa açabileceği bir dava olması itibariyle ilk ikisinden biraz daha farklı olmakla beraber netice itibariyle kira bedelinin tespiti sonucunu doğurur.
Old 05-02-2007, 13:49   #5
Av.Demet

 
Varsayılan

Borçlar Özel Hukuku'nu geçmeniz dileği ile...
Kira Parasının Yeni Koşullara Uyarlanması Davası olarak anılan dava, tespit niteliğinde olsa da bu dava, kira parasının belirlenmesi (tespiti) davası niteliğinde değildir.
Kira belirleme ve artırım davası, sulh hukuk mahkemesinde açıldığı halde; uyarlama davası, değerine göre asliye veya sulh hukuk mahkemesinde açılır. Kira belirleme davasının gelecek dönem içim artırımı sağlayabilmesi için kiralayanın, kira döneminin bitiminden en geç 15 gün önce kiracının eline geçecek biçimde bir ihtarname göndererek artırım istemesi ya da açacağı dava dilekçesinin dönem bitiminden en geç 15 günden daha önceki bir süre içinde kiracının eline geçmesi gerektiği halde; uyarlama davası, her zaman açılabilir. Yani uyarlama davası, kira dönemi içindeki herhamgi biir tarihte açılabileceği gibi önceden bir ihtar göndermeye de gerek yoktur. Bir diğer husus da; uyarlama davalarında, dava tarihinden daha önceki bir tarih için uyarlama da istenemez.Ayrıca kira sözleşmesi sona erdikten sonra uyarlama davası açılamaz; kira tespit davasının açılması gerekir.

Başarılar....
Old 05-02-2007, 16:01   #6
eaylanc

 
Varsayılan

Merhaba,
Konu çok ilginç geldiği için yazma ihtiyacı hissettim.Önce belirteyim ki ben hukukçu değilim.Neden bu ayrım yapılmış, yani kira belirleme ile kira tespit aynı şey değilmi? Ya da kira uyarlama... Sonuçta hepsi de varolan bir kira kontratından veya sözleşmesinden dolayı ihtilafa düşen tarafların haklarının yargı yolu ile tespitidir.Bilmediğim için soruyorum; bu davaları ayrılma nedeni açılma veya ilgilendirdikleri dönemlerin farklılığımıdır? Mesela kira tespit davasında davacının kira kontratının bitim tarihinden en az 15 gün önce elinde olacak şekilde ihtar etmesi veya dava açması gerekirken(gelen dönemi içermesi açısından) uyarlama davasında farklı bir uygulama mı vardır?Ya da kira kontrat bitim tarihinden sonraki dönem için kira artışı isteyen mal sahibi kontrat bitim süresinden sonra uyarlama davası açarak o döneme ait kiranın belirlenmesini isteyebilir mi?
Teşekkürler...
Old 05-02-2007, 18:01   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı: elif dinler
kıra tespıt davası ıle kıra arttımı ıle ılgılı acılacak dava aynı mıdır yoksa farklı davalar mıdır..

Peki kira tespit davası ıle kıra arttırım davası aynı ise, kıra parasının yenı koşullara gore uyarlanma davası faklı, öyle mı oluyor?
Öncelikle kavramları ve yasal dayanaklarını irdelemek gerekir. Ne B.K. da ne de 6570 S.Y.da kira tespit, kira artırımı veya uyarlama davası kavram olarak geçmemektedir.

B.K.'na tabi kira sözleşmelerinde feshi ihbar sürelerinde fesih imkanı olduğundan kira tespit davası, kira artırımı davası açılması mümkün değildir. B.K.nun 262,263,285 ve 287 inci maddelerine göre 3 ve 6 aylık feshi ihbar sürelerine uyularak akdi sona erdirmek mümkündür.

Ancak 6570 S.Y. farklı olup, daha ziyade kiracıyı koruduğundan, sebep göstermeden akti feshetmek hakkı sadece kiracıya tanınmıştır. 11 inci maddeye göre, en az 15 gün önceden kiralayana yazılı olarak bildirmek şartıyla; kiracı akdi feshedebilir. Bu yasanın (İptal edilmeden önceki) 2 ve 3 üncü maddeleri kira paralarını düzenlemekteydi. Ancak Anayasa Mahkemesi sözkonusu maddeleri iptal etmiştir. Yerine yeni maddeler düzenlenmediğinden kanunda boşluk doğmuştur. Bu boşluğun doldurulması amacıyla çeşitli tarihlerde İBK oluşturulmuştur.

7.7.1965 gün ve 5/5 Sayılı İBK “kira parasının tespiti” hususunda ilkeler getirmiştir. 21.11.1966 gün ve 19/10 Sayılı İBK ise kiralayan tarafından “kira süresi hitamından sonraki dönem için kira parası tespiti davası açabileceğine” “Kiralayan tarafından kiracı aleyhine kira parasının tesbiti için her zaman dava açabileceğine” “Yeni dönem kira parasının o davaya ait dava dilekçesinin kiracıya tebliğini takip eden kira dönemi için kiracıyı bağlayacağına, dilekçenin tebliğ tarihi ile yeni kira döneminin başladığı tarih arasında 15 günden fazla bir sürenin geçmiş olması gerektiğine” karar vermiştir. Yine kiracının da bu davayı açabileceği 18.11.1964 gün ve 2/4 tarihli İBK’da “hakimin işe el atması, belli bir davanın açılmasına bağlıdır. Burada kira parasının tesbiti ile kiracıdan alınması yolunda bir dava konusu olabileceği gibi, kiralayan veya kiracı tarafından açılmış bulunan ve sadece kira parasının tesbitini hedef tutan bir dava açabilir.”şeklinde hüküm tesis edilerek kiracının da tespit davası açabileceği belirlenmiştir.

Yukarıdaki bilgiler ışığında;

Kira tespit davası: Kiralayan veya kiracı tarafından açılabilmektedir.

Kira artırımı davası: Mevzuatta ve sözü edilen İBK’larda da bu isimle bir dava olmamasına rağmen; belki kiralayan tarafından Türkçeleştirerek açılan bu davalar az sayıdaki Yargıtay kararlarında da bu isimle geçmektedir. İsminden de (Artırılması) anlaşılacağı üzere bu davayı sadece kiralayan açabilecektir. Kira tespit davası ile arasındaki fark budur.

Her iki davada görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.

Uyarlama Davası: Bu davayı da her ikisi açabilmektedir. Bu dava uzun süreli kira ilişkilerinde açılabilmektedir. 1-2 yıllık sözleşmelerde sözkonusu edilemez. Bu davanın amacı sözleşme serbestisi ilkesine rağmen olağanüstü koşullar nedeniyle; sözleşmenin taraflardan birisi için ağırlaşması ve hakimin sözleşmeye müdahalesinin sağlanmasıdır. 5-10 yıllık kira sözleşmelerinde kira döneminden söz edilemeyeceği için kira tespiti yoluna gidilemez.

İşlem temelinin çöktüğü iddiasıyla; hakimden sözleşmenin değişen hal ve şartlara uyarlanması istenmektedir. Bu davalarda görev dava değerine göre, sulh veya asliye hukuk mahkemesi olarak belirlenmektedir. Diğer iki davadan bir farkı da budur. Yine kiracının bu davayı açabilmesi için temerrüde düşmemesi gerekmektedir. Yukarıda da yazıldığı gibi, geçmişe etkili olarak bu dava açılamaz.

Saygılarımla
Old 05-02-2007, 18:50   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
B.K.'na tabi kira sözleşmelerinde feshi ihbar sürelerinde fesih imkanı olduğundan kira tespit davası, kira artırımı davası açılması mümkün değildir.

Sayın Av.Suat Ergin

Ayrıntılı açıklamanız teşekküre değer ise de, yukarıdaki alıntıdaki görüşünüze katılamıyorum: B.K.'na tabi kira sözleşmelerinde kira tespit davası açılması mümkündür.

Borçlar Kanununa tabi bir kiralanan için fesih mümkün ise de, fesih dava konusu haline gelip aylarca sürebilir. Fesih Davası sırasında kiracı ‘’ nasılsa tahliye olacağı ‘’ düşüncesiyle kirayı arttırmaya yanaşmadığından, kira tespit davası açma zorunluluğu doğmaktadır.

Eğer kiralayanın tahliye etmeye niyeti yoksa ancak o durumda, kiracı sözleşmenin devam etmesi için kiralayanın her teklifini kabul ettiğinden tespit davası açmaya fiilen gerek kalmamaktadır.

Ama eğer kiralayan önerilen yüksek kiraya karşın kiralananın tahliyesini isterse, ihbar süresinin sonunda kiracı hemen tahliye etmemekte; kiralayan bu durumda aktin feshi ve tahliye davası açmak durumunda kalmaktadır. Keşif de yapılan bu davalar, kiracı davalının ayak sürümesiyle, en az bir yıla yakın sürmektedir. Bu süre içinde kiranın arttırılması için tespit davası açılması mümkündür.

Saygılarımla
Old 05-02-2007, 19:47   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Ama eğer kiralayan önerilen yüksek kiraya karşın kiralananın tahliyesini isterse, ihbar süresinin sonunda kiracı hemen tahliye etmemekte; kiralayan bu durumda aktin feshi ve tahliye davası açmak durumunda kalmaktadır. Keşif de yapılan bu davalar, kiracı davalının ayak sürümesiyle, en az bir yıla yakın sürmektedir. Bu süre içinde kiranın arttırılması için tespit davası açılması mümkündür.

Sayın Av.Armağan Konyalı,

Bence mesajınız kendi içinde çelişmektedir. B.K.' na göre kiralayan hiç bir sebep göstermeden, akdi feshedebilmektedir. Verdiğiniz örnekte olduğu gibi, kiracının tahliyeye yanaşmadığını varsayalım.Kiralayan ne yapacaktır. Tahliye davası açacaktır. Dava uzun sürecek gerekçesiyle bir de kira tespit davası açarsa; tahliyeye yönelik iradesi ne olacaktır? Bir başka deyişle açtığı tahliye davasını kazandıktan sonra, yine açmış olduğu kira tespit davasını da kazandığında davalının kiracılığını tanımış olmayacak mıdır?

Kiralayan süreli kira sözleşmesinde ya önceden ihtar çekip, tahliye iradesini bildirecek ya da süre sonunda doğrudan dava açacaktır. Kiralayan bakımından ortada bir sözleşme kalmayacaktır. Ki o sözleşmeye istinaden kira tespit davası açabilsin.

Kanaatimce ecrimisil davası açmalıdır. Ama sizin başınızdan uygulamaya yönelik iddianızı da ıspatlayan bir dava geçtiyse; ayrıntısını öğrenmek isterim. Ben iddiama yönelik bir adet Yargıtay kararını da aktarıyorum.

Saygılarımla

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/12645
K. 2002/2230
T. 7.3.2002
• KİRA TESPİTİ DAVASI ( Tespit Davalarının Sadece 6570 Sayılı Yasaya Tabi Olan Taşınmazların Kiralarıyla İlgili Olarak Açılabilmesi )
• 6570 SAYILI YASAYA TABİ ILMAYAN TAŞINMAZLAR ( Bu Taşınmazlarla İlgili Kira Tespit Davası Açılamaması )
• BORÇLAR KANUNU HÜKÜMLERİNE TABİ TAŞINMAZLAR ( Bu Taşınmazlarla İlgili Kira Tespit Davası Açılamaması )
6570/m.1
818/m.285
ÖZET : Kira tespiti davaları sadece 6570 sayılı Kanuna tabi olan taşınmazların kiralarıyla ilgili olarak açılabilecek davalardır. 6570 sayılı Kanuna tabi olmayan taşınmazlar, Borçlar Kanunu hükümlerine tabidirler. Borçlar Kanununda kira tespiti ile ilgili bir hüküm bulunmadığından, kira bedeliyle ilgili uyuşmazlıklarda taraflar akdi feshetme hakkına sahiptir.
DAVA : Taraflar arasındaki kira tesbiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemesinin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıya kiraya verdiği pansiyon için aralarında en son 5.5.1994 tarihli kira sözleşmesinin yapıldığını, davalı hakkında akde muhalefetten tahliye davası açtığını, davalıya gönderdiği 19.2.1997 tarihli ihtarla kirayı aylık 60.000.000 liraya artırarak ödemesini bildirdiği halde, kirayı artırmadığını bildirip, aylık kiranın 60.000.000 liraya artırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazın köy sınırları içinde kalıp 6570 sayılı kanuna tabi yerlerden olmadığını ve kira tesbiti istenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı temyizi sonucu Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Belediye sınırları dışında olduğundan 6570 sayılı kanunun uygulanmamasının doğru olduğu, ancak BK. Göre davanın görülmesi gerektiği ve yıllık kira bedeline göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirterek hükmü bozmuş, bozmadan sonra yapılan yargılama sonucu Asliye Hukuk Mahkemesince davanın bilirkişi raporuna dayanılarak kısmen kabulüne, aylık kiranın 50.000.000 TL. olarak tesbitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, belediye sınırları dışında köyde bulunan taşınmazı için kira tesbit davası açmıştır. Taşınmazın 6570 sayılı yasaya tabi olmadığı tüm dosya münderecatından anlaşıldığı gibi, bu konu taraflar arasında da tartışmasızdır. Kira tesbiti davaları, 6570 sayılı yasaya tabi olan taşınmazların kiraya verilmesi halinde mümkündür. Bunun dışında kalan, 6570 sayılı yasaya tabi olmayan taşınmazlar Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Borçlar Kanununda kira tesbiti ile ilgili bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında, kira şartları bakımından çıkan uyuşmazlıkların varlığı halinde, B.K.285. maddesi taraflara akdi feshetme imkanını tanımıştır. Davacının bu davada fesih yönünden bir talebi bulunmadığına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine,7.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Old 05-02-2007, 20:50   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
davacı temyizi sonucu [b]Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Belediye sınırları dışında olduğundan 6570 sayılı kanunun uygulanmamasının doğru olduğu, ancak BK. Göre davanın görülmesi gerektiği ve yıllık kira bedeline göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirterek hükmü bozmuş, bozmadan sonra yapılan yargılama sonucu Asliye Hukuk Mahkemesince davanın bilirkişi raporuna dayanılarak kısmen kabulüne, aylık kiranın 50.000.000 TL. olarak tesbitine karar verilmiş;[/B] hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, belediye sınırları dışında köyde bulunan taşınmazı için kira tesbit davası açmıştır. Taşınmazın 6570 sayılı yasaya tabi olmadığı tüm dosya münderecatından anlaşıldığı gibi, bu konu taraflar arasında da tartışmasızdır. Kira tesbiti davaları, 6570 sayılı yasaya tabi olan taşınmazların kiraya verilmesi halinde mümkündür. Bunun dışında kalan, 6570 sayılı yasaya tabi olmayan taşınmazlar Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Borçlar Kanununda kira tesbiti ile ilgili bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında, kira şartları bakımından çıkan uyuşmazlıkların varlığı halinde, B.K.285. maddesi taraflara akdi feshetme imkanını tanımıştır. Davacının bu davada fesih yönünden bir talebi bulunmadığına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine,7.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bu kararda bir tuhaflık var sanki. Yargıtay 3. HD. BOZMA kararında kira tespiti olur diyor. Mahkeme Bozmaya uyuyor ve bilirkişi raporu doğrultusunda kısmen tespit kararı veriyor.

Karşı taraf temyiz ediyor. Bu defa 13. HD. bozma kararını ortadan kaldırıyor ve tespit olmaz diyor.!!!

Bu nasıl iştir anlayamadım.

Araya girmiş gibi olmayayım ama belirtmeden geçemedim:

Ben de Sayın Konyalı'ya katılıyorum. Adi kira sözleşmesi ister 6570 sayılı kanuna tabi olan yerler bakımından yapılmış olsun isterse BK kapsamında olup, 6570 sy kanuna tabi olmayan (Köy vs gibi) yerler için yapılmış olsun tespit davasına konu olmalıdır.

Fesih imkanının olması tek başına geçerli ve yeterli bir neden olarak kabul edilemez. Zira 6570 sayılı kanuna tabi yerlerde de BK nın genel hükümlerinin uygulanması bu arada fesih imkanının da kabil olduğu bilinmektedir. Hatta ve hatta BK.1 dairesinde tesis edilen her sözleşmede cari BK.106-108 hükümlerinin dahi uygulanması mümkündür.

Saygılarımla.
Old 05-02-2007, 23:00   #11
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Ama sizin başınızdan uygulamaya yönelik iddianızı da ıspatlayan bir dava geçtiyse; ayrıntısını öğrenmek isterim. Ben iddiama yönelik bir adet Yargıtay kararını da aktarıyorum.
Bu yönde davalara girdim. Gayrımusakkaf olması nedeniyle, 6570'e değil, BK hükümlerine tabii mecurlar için aktin sonunda kira tesbiti davası açıldığını, Mahkemece (Beyoğlu Mahkemeleri) kira tesbiti yapıldığını ve Yargıtayca da onandığını yakınen biliyorum.
Old 05-02-2007, 23:13   #12
elif dinler

 
Varsayılan

öncelikle bana zaman ayırıp sorumu cevaplayan butun meslektaşlarıma sonsuz tesekkurlerımı sunarım..
BASKA ARKADAŞLARIMINDA YARARLANABILMESİ ADINA SN.PROF.DR.ABDÜLKADİR ARPACI HOCAMIZIN BUGUN YAPTIĞI SINAVDAN UYARLAMA DAVASINA İLŞKİN OLAN SORUYU PAYLAŞIYORUM..
OLAY:A,Kadiköy'deki apartman dairesini B'ye 6 yıl süreyle kiraya verir.Kira sözleşmesinde her iki tarafın da 15 gün önceden bildirmek kaydıyla,sözleşmeyi herzaman feshedebilecekleri yazılıdır.Öte yandan,kira sözleşmesinin yapılmasından iki yıl sonra,ülkede başgösteren işsizlik yüzünden B işinden çıkarılır ve kirayı ödeyemez hale gelir.yıne aynı tarihler dekalp krızı gecıren ve ıkıncı krızde dayanamayacagı kesin olan A da,halen oturmakta oldugu 5.kat dairesinden taşınıp B'nin otutrduğu 1. kattaki daireye taşınmak istemektedir.Zira A'nın oturmakta oldugu apartmanda asansör yoktur..

SORULAR:1)B,kira bedelinin düşürülmesi için hemen bir dava açabilir mi?Niçin?

2)A,olaya göre hemen kendi dairesine taşınmanın hukuki yolunu bulabilir mi?Niçin?
Old 06-02-2007, 00:38   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Av. Armağan Konyalı, Av.Mehmet S.Dikici ve Admin,

Kazancı’dan aşağıdaki kararları buldum. Evet Yargıtay kararları o davaya ilişkin koşullara göre verilir; bazı kararlar çelişkilidir; bir ay içinde aynı konuda iki farklı karar mevcuttur. Ancak benim bulduğum kararlar bu konuda yerleşmiş bir görüşün olduğunu göstermektedir.
Sizin iddia ettiğiniz şekilde en azından Kazancı’dan karar bulamadım.

Mevzuatta ise 6570 S.Y. da hüküm bulunmadığı takdirde B.K. uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Sorudaki kavramlar mevzuatta bulunmamakta ve fakat çeşitli İBK larda bulunmaktadır. İlk mesajda belirttiğim gibi İBK lar; An.Mahkemesi’nin 6570 S.Y.nın 2 ve 3 üncü maddelerinin iptali üzerine 6570 S.Y. daki boşluğu doldurmak üzere ihdas edilmiştir.

B.K da bir boşluk yoktur. Bu nedenle de İBK bulunmamaktadır. Genel Hükümler yerine kira ile ilgili yasa maddesini dayanak yapabilir misiniz?

Yargıtay kararlarına itibar etmeyelim. Peki İBK ?

Saygılarımla

KARAR:1
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/649
K. 2002/1160
T. 5.2.2002
• KİRA TESPİT DAVASI ( Dava Konusu Taşınmazın Musakkaf Olup Olmadığının Belirlenmesi )
• 6570 SAYILI YASANIN UYGULAMA ALANI ( Dava Konusu Taşınmazın Musakkaf Olduğunun Anlaşılması Durumunda 4531 Sayılı Yasa Uyarınca Kira Tespitinin Gerekmesi )
• MUSAKKAF TAŞINMAZIN KİRA PARASININ TESPİTİ ( 4531 Sayılı Yasanın Uygulanması )
• MUSAKKAF OLMAYAN TAŞINMAZ ( Sözleşmede Öngörülen Süre Sonunda Kira Sözleşmesini Sona Ermesi )
6570/m.11,1
1086/m.8
ÖZET : 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları hakkındaki Kanunun 1.maddesine göre; arsa olarak kiralanan ( musakkaf olmayan ) yerler bu kanun kapsamına girmemektedir. Ancak, dava konusu taşınmazın musakkaf olup olmadığı dosya kapsamından net olarak anlaşılamamaktadır. Bu nedenle mahkemece, dava konusu yerde yeniden keşif yapılmak suretiyle taşınmazın musakkaf olup olmadığının tesbit edilmesi gerekir.
Dava konusu taşınmazın musakkaf olduğu ve 6570 sayılı Kanun kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde mahkemece 4531 sayılı Kanun uyarınca %10 oranında artırılmak suretiyle kira parası tesbit edilmelidir. Aksi halde, kiralanan taşınmazın musakkaf olmadığı anlaşılır ise, o takdirde taraflar arasındaki kira ilişkisinin Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğu, kural olarak sözleşmede öngörülen süre sonunda kira akdinin sona erdiği kabul edilmelidir.
DAVA : Dava dilekçesinde kira parasının 1.1.2001 gününden başlayarak aylık 432.100.000 lira olarak tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, dava dilekçesinde 1.1.2001 tarihinden itibaren aylık kira parasının 432.100.000 lira olarak tesbit edilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece; hak ve nesafet kurallarına göre ( davacınında talebi dikkate alınarak ) karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmektedir.
Taraflar arasında imzalanan 1.1.2000 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesinde dava konusu mecurun "arazi, malzeme stok sahası" olarak kiraya verildiği anlaşılmaktadır.
6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları hakkındaki Kanunun 1.maddesine göre; arsa olarak kiralanan ( musakkaf olmayan ) yerler bu kanun kapsamına girmemektedir.
Ancak, dava konusu taşınmazın musakkaf olup olmadığı dosya kapsamından net olarak anlaşılamamaktadır. Bu nedenle mahkemece, dava konusu yerde yeniden keşif yapılmak suretiyle taşınmazın musakkaf olup olmadığının tesbit edilmesi gerekir.
Dava konusu taşınmazın musakkaf olduğu ve 6570 sayılı Kanun kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde mahkemece 4531 sayılı Kanun uyarınca %10 oranında artırılmak suretiyle kira parası tesbit edilmelidir.
Aksi halde, kiralanan taşınmazın musakkaf olmadığı anlaşılır ise, o takdirde taraflar arasındaki kira ilişkisinin Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğu, kural olarak sözleşmede öngörülen süre sonunda kira akdinin sona erdiği kabul edilmelidir.
Bu halde de Hukuk Genel Kurulunun 13.5.1994 tarih ve 1994/3-174- 1994/336 sayılı kararında ifade edildiği üzere dava, HUMK'nun 8.maddesinde anılan kira sözleşmesine dayanan bir kira tesbiti davası olarak nitelendirilemez. Bu itibarla dava değeri dikkate alınarak Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan hususlar üzerinde araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
sonuç : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 5.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KARAR:2T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/10519
K. 2002/12942
T. 28.11.2002
6570/m.1
• KİRA TESPİT DAVASI ( 6570 Sayılı Yasa Kapsamında Bulunan Taşınmazlar İçin Açılabileceği - Arsa Niteliğinde Taşınmazın Borçlar Kanunu Hükümlerine Tabi Olacağı )
• ARSA KİRASININ TESPİTİ ( Borçlar Kanunu Hükümlerine Tabi Olacağı - Tesbit Değil Ancak Tahliye Davası Açılabileceği )
• TAHLİYE DAVASI ( Arsa Niteliğinde Taşınmazın Borçlar Kanunu Hükümlerine Tabi Olacağı - Tesbit Değil Ancak Tahliye Davası Açılabileceği )
ÖZET : Kira tesbit davaları yasal olarak ancak 6570 sayılı yasa kapsamında bulunan taşınmazlar için açılabilir. Dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olduğu için 6570 sayılı yasa kapsamında olmadığından Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Borçlar Kanununda da kiranın tesbitini düzenleyen herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar sona eren kira sözleşmesi sonunda anlaşamadıkları takdirde kira tesbit davası değil, ancak tahliye davası isteyebilir.
DAVA : Taraflar arasındaki kira tesbiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı Vakıflar İdaresi, 1.1.1999-31.12.1999 kira dönemi için aylık kiranın 700.000.000 TL olarak tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı kiracı şirket, yersiz açılan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, aylık kiranın 258.720.000 TL olarak tesbitine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesine konu olan taşınmaz arsa vasfındadır. Davacı, arsa vasfındaki taşınmazının kirasının arttırılması talebi ile bu davayı açmıştır. Kira tesbit davaları yasal olarak ancak 6570 sayılı yasa kapsamında bulunan taşınmazlar için açılabilir. Dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olduğu için 6570 sayılı yasa kapsamında olmadığından Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Borçlar Kanununda da kiranın tesbitini düzenleyen herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar sona eren kira sözleşmesi sonunda anlaşamadıkları takdirde kira tesbit davası değil, ancak tahliye davası isteyebilir. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Açıklanan gerekçe ile temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.11 2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KARAR:3

T. 22.10.1990
• KİRA AKDİNİN SEBEPSİZ FESHİ ( Borçlar Kanununa Tabi Taşınmaz Kirasında )
• BORÇLAR KANUNUNA TABİ KİRA SÖZLEŞMESİ ( Akdin Sebep Göstermeden Feshi )
• ARSANIN KİRALANMASI ( Sözleşme Serbestisi Hükümlerine Tabi Olması )
• KİRALANANIN TAHLİYESİ TALEBİ ( Akdin Feshi İradesini de Kapsadığı )
818/m.19
ÖZET : Dava konusu taşınmazın 1.4.1985 başlangıç tarihli ve 4 yıl, 7 ay süreli sözleşme ile arsa olarak kiralandığı ve bu hali ile 6570 sayılı Kanuna tabi olmadığı mahkemenin kabulündedir. Uyuşmazlıkta 6570 sayılı Yasanın tatbik kabiliyeti bulunmadığına göre tamamen Borçlar Kanununun akit serbestisi ilkesine göre düzenlenmiş kira akdi hükümlerine tabidir. Karşılıklı borç doğuran kullandırma akitlerinden olan kira akdi ilişkisinin akdin süresi sonunda herhangi bir sebep gösterilmeksizin feshi mümkündür. DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, bir kısım davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, arsa olarak kiralanan yerin tahliyesi isteminden ibarettir. Mahkeme; davayı reddetmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, arsa olarak kiralanan taşınmazın 8.11.1989 tarihinde açtığı iş bu dava ile tahliyesini istemiştir.
Davalı, davayı kabul etmemiş, mahkeme taşınmazın 6570 sayılı Kanuna tabi olmadığını kabul ederek davayı reddetmiştir.
Dava konusu taşınmazın 1.4.1985 başlangıç tarihli ve 4 yıl 7 ay süreli sözleşme ile arsa olarak kiralandığı ve bu hali ile 6570 sayılı Kanuna tabi olmadığı mahkemenin kabulündedir. Uyuşmazlıkta, 6570 sayılı Yasanın tatbik kabiliyeti bulunmadığına göre tamamen BK.nun akit serbestisi ilkesine göre düzenlenmiş kira akdi hükümlerine tabidir. Karşılıklı borç doğuran kullandırma akitlerinden olan kira akdi ilişkisinin akdin süresi sonunda herhangi bir sebep gösterilmeksizin feshi mümkündür. 1.4.1985 başlangıç tarih ve 4 yıl 7 ay süreli olan akdin sonu 1.11.1989 tarihine rastlamaktadır. İİK.nun 272. maddesi ile akdin sonunu takip eden 1 ay içerisinde tahliye istenebileceği kabul edilmiştir. davada akdin sonunu takip eden bir aylık dönem içerisinde açılmıştır. Akdin süresiz hale dönüşmesi söz konusu değildir. Süresinde dava yoluyla ortaya konan fesih ve tahliye iradesi akitte başkaca bir fesih şartı öngörülmediğine göre hukuki sonuç doğuracağı düşünülmeden davanın reddedilmesi yukarıda yazılan esaslara aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.
Kaldı ki, akit sona ermeden evvel davacı 27.3.1989 tarihli ihbarname ile akdi yenilemeyeceğini davalıya bildirmiştir. İhbarnamede ve dava dilekçesinde akdin feshinden bahsedilmemekle beraber tahliye istenmiştir. Tahliye kavramı feshi de içeren daha geniş bir kavramdır. Fesih iradesinin bu şekilde açıklanması mümkündür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün ( BOZULMASINA ), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KARAR:4

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/5594
K. 2002/6252
T. 15.5.2002
• ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL ( Kiralanan Yerin 6570 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Olması ve Kira Süresinin Bitmiş Olması Nedeniyle Davanın Kabul Edilmesi Gereği )
• 6570 SAYILI YASAYA TABİ OLMAYAN ARSA ( Kira Süresinin Bitmiş Olması Nedeniyle Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil Davasının Kabul Edilmesi Gereği )
• KİRA AKDİ ( Kiralanan Yerin 6570 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Olması ve Kira Süresinin Bitmiş Olması Nedeniyle Davanın Kabul Edilmesi Gereği - Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil Davası )
4721/m.683
6570/m.1
ÖZET : Kiralanan yer 6570 sayılı Kanunun kapsamı dışında bulunduğundan, akit de sona erdiğinden elatmanın önlenmesi ve ecrimisilin tahsiline ilişkin davanın reddi yerinde değildir.
DAVA : Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, arsa niteliğindeki çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Taraflar arasında yapılan kira sözleşmesi 31.12.1986 tarihinde ek sözleşme ise, 31.12.1997 tarihinde sona ermiştir. Bu tarihten sonra, sözleşme usulüne uygun yenilenmediği gibi, bu süre için kira bedelleri de davacı idare tarafından alınmış değildir.
Hemen belirtmek gerekir ki; 6570 sayılı Kira Kanununa tabi olmayan arsa niteliğindeki taşınmazlarda, kira akdi belirlenen süre dolduktan sonra kendiliğinden sona erer. Nitekim taraflar arasında yapılan kira akdinin 16. maddesinde de bu yön açıkça belirtilmiştir.
Hal böyle olunca, fuzuli şagil durumuna düşen davalının elatmasının önlenmesine ve ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile red kararı verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 15.5.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kira Tespit Davası aslı çağdaş Meslektaşların Soruları 17 30-06-2022 02:26
Uyarlama ve Kira Tespit Davası Defensour Meslektaşların Soruları 26 28-12-2013 13:23
Kira Tespit Davası İlamının icraya koyulabilmesi için kesinleşme şartı aranması. Av. Levent Kıray Meslektaşların Soruları 16 11-02-2010 13:53
Kira Tespit Davası Av.Nebi Meslektaşların Soruları 16 25-02-2009 15:39
kira tespit davası KIRLANGIÇ Meslektaşların Soruları 6 26-11-2006 00:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06709504 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.