Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

1yıl dolmadan anlaşmalı boşanma davası

Yanıt
Old 03-06-2008, 10:11   #1
gulsarihan

 
Varsayılan 1yıl dolmadan anlaşmalı boşanma davası

sevgili meslektaşlarım
1 yıllık süre dolmadan açılmış anlaşmalı boşanma davasında dava 166/3 şartları gerçekleşmediğinden dolayı davanın reddine karar verilmesi olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi gerekip usulden reddedilmesi gerekirken mahkeme davayı resen şiddetli geçimsizlik sebebine dönüştürerek ve taraflardan bu yönde delil bildirmelerine dair ara karar ihdas etmesi ve davayı görmeye devam etmesi usule aykırı değilmidir.Ayrıca bu dava davacının davasını ispat edemediği için retle sonuçlanmış ve temyize gitmeden kesinleşmiş.verilen hükmüm kanun yararına bozulması adalet bakanlığından isteyebilirmiyim.teşekkürler.
Old 03-06-2008, 13:59   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Anlaşmalı boşanma olarak açılmış bir dava,mahkeme tarafından RESEN,şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davasına dönüştürülemez.Eğer,anlaşmalı boşanma hususunda anlaşılamamışsa hakim 166/1 hükmüne göre "Evlilik birliğinin temelinden sarsılması " hususu ispatlanmalı ve bu takdirde karar vermelidir.

Yazılı emirle bozma şartlarının (kanuna aykırı karar ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olması şartları ) gerçekleştiğini ve "yazılı emirle bozma " talebinizi ihbar olarak Adalet Bakanlığı'na yapmanız gerektiğini düşünüyorum.
aşağıda "yazılı emirle bozulmuş anlaşmalı boşanma davası " örneği sunuyorum.

Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/18361

K. 2007/6831

T. 26.4.2007

• BOŞANMA ( Taraflar Arasındaki Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsıldığı Hususunun İspatlanamaması ve Bir Yıllık Sürmüş Evlilik Şartının da Gerçekleşmemiş Olması - Reddi Gereği )

• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILDIĞININ İSPATLANAMAMASI ( Bir Yıllık Sürmüş Evlilik Şartının da Gerçekleşmemiş Olması - Anlaşmalı Boşanma Davasının Reddedileceği )

• ANLAŞMALI BOŞANMA ( Bir Yıl Sürmemiş Evlilik - Taraflar Arasındaki Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsıldığı Hususunun İspatlanamaması/Davanın Reddi Gereği )

4721/m. 166


ÖZET : Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususunun ispatlanamamış olması, Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen bir yıllık süre şartının da gerçekleşmemiş olması nedeniyle boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede sarsılmış olması halinde eşlerden her birinin boşanma davası açabileceği hüküm altına alınmıştır.
İncelenen dosyada, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin bir delil ileri sürülmediği, ancak tarafların boşanma hususunda anlaştıkları görülmektedir.
Anılan Kanunun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan hükümde, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılabileceği öngörülmüştür.
Dosyada mevcut nüfus kaydından, tarafların 2/12/2004 tarihinde evlendikleri anlaşılmış olup, dava tarihine göre henüz bir yıllık yasal süre dolmamıştır.
Mahkemece, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususunun ispatlanamamış olması, Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen bir yıllık süre şartının da gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 26.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/17188

K. 2007/6041

T. 11.4.2007

• ANLAŞMALI BOŞANMA ( Hakim Tarafların ve Çocukların Menfaatlerini Gözeterek Anlaşmada Gerekli Değişiklikleri Yapabileceği )

• HAKİMİN SÖZLEŞMEYE MÜDAHALESİ ( Anlaşmalı Boşanmalarda Tarafların ve Çocukların Menfaatlerini Gözeterek Anlaşmada Gerekli Değişiklikleri Yapabileceği )

• SÖZLEŞMEDE DEĞİŞİKLİK ( Anlaşmalı Boşanmalarda Hakimin Yaptığı Değişiklikler Taraflarca Kabul Edilirse Türk Medeni Kanunu 166/3 Uygun Bulmazlarsa 166/1. Maddesine Göre Deliller Araştırılıp Bir Hüküm Kurulması Gereği )

4721/m.166


ÖZET : Anlaşmalı boşanmalarda hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini gözeterek anlaşmada gerekli değişiklikleri yapabilir. Yapılan değişiklikler taraflarca kabul edilirse, Türk Medeni Kanunu 166/3, uygun bulmazlarsa aynı Kanun'un 166/1. maddesine göre deliller araştırılıp bir hüküm kurulmalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesine dayalı boşanma davasında hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini gözönünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Taraflarca hazırlanan protokolde belirlenen çocukla kişisel ilişki süreleri değiştirildiği halde, bu hususta tarafların onayı alınmadığı gibi, protokolde yer verilen taşınmaz mal hakkında da bir hüküm kurulmamıştır. Anlaşma protokolünde mahkemece yapılan değişiklik hakkında tarafların görüşü sorulmalı, uygun bulmaları halinde Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi çerçevesinde; uygun bulmamaları halinde ise, taraflardan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine göre delilleri sorulup, bu çerçevede bir hüküm oluşturulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan sebeple ( BOZULMASINA ), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/12011

K. 2006/18556

T. 28.12.2006

• ANLAŞMALI BOŞANMA ( Evlilik Tarihinden Dava Tarihine Kadar 1 Yıllık Süre Geçmiş Olması Şartı )

• SÜRE ŞARTI ( Anlaşmalı Boşanmaya Karar Verilebilmesi İçin Evlilik Tarihinden Dava Tarihine Kadar 1 Yıllık Süre Geçmiş Olması Gereği )

• BOŞANMA DAVASI ( Anlaşmalı Boşanmaya Hükmedilebilmesi İçin Evlilik Tarihinden Dava Tarihine Kadar 1 Yıllık Sürenin Geçmiş Olması Şartı )

4721/m.166/3


ÖZET : İncelenen dosyada, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin bir delil ileri sürülmediği, ancak tarafların boşanma hususunda anlaştıkları görülmektedir. Dosyada mevcut nüfus kaydından, tarafların evlendikleri tarihten dava tarihine kadar bir yıllık yasal süre dolmamıştır. Mahkemece, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususunun ispatlanamamış olması, Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen bir yıllık süre şartının da gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı tarafından 2/5/2002 tarihinde davalıya karşı açılan boşanma davasının kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında, evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede sarsılmış olması halinde, eşlerden her birinin boşanma davası açabileceği hüküm altına alınmıştır.
İncelenen dosyada, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin bir delil ileri sürülmediği, ancak tarafların boşanma hususunda anlaştıkları görülmektedir.
Anılan Kanunun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan hükümde, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılabileceği öngörülmüştür.
Dosyada mevcut nüfus kaydından, tarafların 10/8/2001 tarihinde evlendikleri anlaşılmış olup, dava tarihine göre henüz bir yıllık yasal süre dolmamıştır.
Mahkemece, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususunun ispatlanamamış olması, Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen bir yıllık süre şartının da gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 28.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/1637

K. 2005/3656

T. 10.3.2005

• ANLAŞMALI BOŞANMA ( En Az Bir Yıl Sürmüş Evliliklerde Eşlerin Birlikte Başvurması Ya da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi Halinde Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmış Sayılabileceği )

• BOŞANMA ( Anlaşmalı - Hakimin Bizzat Tarafları Dinleyerek İradelerinin Serbestçe Açıklandığına Kanaat Getirmesi ve Tarafların Anlaşmalarını Uygun Bulması Gereği )

• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( En Az Bir Yıl Sürmüş Evliliklerde Eşlerin Birlikte Başvurması Ya da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi - Anlaşmalı Boşanma )

4721/m.166/3,184


ÖZET : 4721 sayılı TMK'nun 166/3. maddesi hükmüne göre, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılabilir. Bu halde dahi boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocuklarının durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerden birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılabileceği öngörülmüştür. Bu halde dahi boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocuklarının durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir.
Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim, tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının Medeni Kanunun 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken, davacı ve davalı asil dinlenilmeksizin, taraf vekillerinin beyanına dayanılarak boşanma hükmü kurulması olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 10.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 03-06-2008, 16:40   #3
gulsarihan

 
Varsayılan

Çok teşekkür ederim ilginize Gamze Hanım.Ancak asıl sormak istediğim şuydu.1 yıllık süre dolmadan açılmış bu boşanma davasında mahkeme şartlar gerçekleşmediğinden davayı usulden reddetmek yerine resen davayı şiddetli geçimsizlik sebebine tebdili ve taraflardan bu yönde delil bildirmelerine dair ara karar ihdas etmesi ve davayı görmeye devam etmesi usule aykırımıdır.Ve evet öyleyse mahkeme davayı davacının iddiasını ıspatlayamadığından reddetmesi sonucu dava temyizden geçmeden kesinleşmiş . şimdi ilk davadaki davalı kadın yeniden boşanma davası açmış ve dayandıkları delil reddedilen ilk dava. yüklü miktarda da tazminat istemişler.ben ilk açılan ve müvekkilim aleyhine reddedilen ilk davayıkanun yarrına bozma yaparsam sonuçları bu yeni açılan davayı etkileyecektir.İlk dava henüz bitmediğinden yeni açılan davada derdestlik itirazında bulunabilirim.Ve kanun yararına bozma yaparsam bekletici mesele sayılacak yeni açılan dava için yanlış mı düşünüyorum acaba.
Old 03-06-2008, 17:41   #4
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın gülsarıhan,

Yargıtay kararlarını ayrıntılı olarak incelerseniz;"Mk 166 maddesine göre açılmış davalarda bir yıllık evli olma şartı yanında tarafların boşanma konusunda birlikte rıza göstermeleri "evliliğin temelinden sarsılmasına kesin olarak karine " olduğundan boşanmaya karar verilir " denmiştir.
Yani burada özel durum evlililğin bir yıl sürmesine rağmen,taraflar hakim karşısında ben boşanmak istiyorum derlerse " Evlilik temelinden sarsılmış " olacak ve bu sebeble tarafların boşanmalarına karar verilecektir.
Eğer evlilik bir yıl sürmemiş ve taraflar bu beyanda bulunmuşlarsa " Evliliğin temelinden sarsılması ile birlikte bir yıl şartı gerçekleşmediğinden taraflar MK 166. maddeye göre boşanamayacaklardır"

Sizin olayınızda MK 166/3. maddesi ile yola çıkılmış ve fakat usuli bir yanlışlıkla (kanımca) şiddetli geçimsizlikten reddedilmiştir.

Davanızda önemli olan husus ise "daha evvel reddedilip kesinleşmiş olan bu dava dayanak yapılarak Mk 166/4 gereğince süreye dayanılmakta ve üç yıl boyunca ortak hayatın kurulamamasına hasredilmektedir"

Bu takdirde davanın ne sebeble kesinleştiği pek önemli olmuyor.

Çünkü 166/4 maddesine göre "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir " denmektedir.

Eğer ilk dava Mk 166/3 e göre reddedilseydi dahi bu red kararı üç yıl sonra 166/4 maddesine göre boşanma sebebi sayılacaktır.
Bu nedenledir ki ilk karar yazılı emirle bozma yoluna gidilse dahi yine ortada "Şiddetli geçimsizlik sebebiyle olmasa dahi Mk 166/3 maddesinin ispatlanamaması sebebiyle reddedilmesi " sözkonusu olacak bu takdirde yine eğer ortak hayat kurulamamışsa 166/4 e göre boşanma gerçekleşecektir.

Umarım açıklayabilmişimdir.

Saygılar
Old 04-06-2008, 08:17   #5
gulsarihan

 
Varsayılan

sayın gamze dülger
gerçekten ilginize çok teşekkür ederim.Fakat ilk dava kesinleşmesi 3.2007 ve 2008 de tekrar dava açılıyor.Yani 3 yıl henüz dolmamış oluyor.Ben elbette davaya cevap dilekçesi vericem süre uzatma talebim kabul edildi ama bu aşamada da acaba kanun yararına bozma yapmalımıyım.Bir etkisi olur mu onu merak ediyorum.Sizin de dediğininz gibi ilk açılan davada usuli bir yanlışlık yapılmış.Aslında amacım şimdi yeni açılan davada davacı taraf reddedilen bu davayı (müvekkilim aleyhine reddedilmiş)dayanak yapıyor nasıl olsa davası reddedilmiş ve (kocanın kusurlu olduğundan dolayı)ozaman biz de tazminat isteyelim diyorlar.Ben bu davanın halen derdest olmasını ya da bir hükmü olmamasını sağlarsam yeni açılan davaya dayanak yapamazlar diye düşünüyorum.Bi de bu açıdan bakarsak durum ne olur acaba
Old 04-06-2008, 09:06   #6
Ekin EKŞİ YILMAZER

 
Varsayılan

Ben burada hakimin kendince doğru bir karar verdiğini düşünüyorum. Çünkü boşanma sebebinin 166.md.nin 1 veya 3. f.na girmesi arasında usul yönünden bir fark yoktur. Davacı ve davalı olma sıfatları değişmemektedir. Davada yine karşılıklı iki taraf vardır.
Bunu şuna benzetebiliriz: işçi ve işveren anlaşmalı iş aktini feshedebilir diyen bir görüş vardır. Bir de anlaşmalı fesih olamaz, fesih daima tek taraflıdır, dolayısıyla işçi ile işverenin yaptığı (zorunluluktan bile olsa) anlaşma feshin sonuçlarına ilişkindir.
Boşanmada anlaşmayı kabul eden görüş, evlenmenin de tarafların isteğine bağlı birşey (anlaşmalı) olduğunu kabul eden görüştür. Bir de boşanmada anlaşmayı kabul etmeyen görüş, evlenmenin de anlaşmaya dayanmadığını kabul eden görüştür. Buradaki anlaşma evlilik akdinin feshinin sonuçlarına ilişkindir.
Hakimin burda takdir hakkı olması gerekir ki birden fazla görüş çıksın ve içtihatlar birleştirilsin.
Saygılarımla..
Old 04-06-2008, 17:04   #7
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gulsarihan
sayın gamze dülger
gerçekten ilginize çok teşekkür ederim.Fakat ilk dava kesinleşmesi 3.2007 ve 2008 de tekrar dava açılıyor.Yani 3 yıl henüz dolmamış oluyor.Ben elbette davaya cevap dilekçesi vericem süre uzatma talebim kabul edildi ama bu aşamada da acaba kanun yararına bozma yapmalımıyım.Bir etkisi olur mu onu merak ediyorum.Sizin de dediğininz gibi ilk açılan davada usuli bir yanlışlık yapılmış.Aslında amacım şimdi yeni açılan davada davacı taraf reddedilen bu davayı (müvekkilim aleyhine reddedilmiş)dayanak yapıyor nasıl olsa davası reddedilmiş ve (kocanın kusurlu olduğundan dolayı)ozaman biz de tazminat isteyelim diyorlar.Ben bu davanın halen derdest olmasını ya da bir hükmü olmamasını sağlarsam yeni açılan davaya dayanak yapamazlar diye düşünüyorum.Bi de bu açıdan bakarsak durum ne olur acaba

Sayın Meslektaşım,
Bu cevap karşısında daha evel sunduğum yargıtay kararlarını da inceleyerek bu yolu denemeniz gerektiğini düşünüyorum.

Eğer ilk dava yazılı emirle bozulursa,karar verilmiş olsa da yeni dava açısından önemli olacak.

Saygılar ve kolaylıklar dilerim
Old 04-06-2008, 20:15   #8
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

kanun yararına bozma hükmün hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz (HUMK 427) Bu şekildeki bozma kararları Resmi Gazetede yayınlanarak karardaki hataların bir daha yapılmaması amaçlanır.

Bu yönden karar hatalı olsa dahi, kanun yararına bozmanın taraflara bir yararı olamaz.

Kaldı ki; anlaşmalı boşanma dediğimiz dava 166/1 mad. göre açılan davadan ayrı bir dava şekli değildir. Her ikisi de " evlilik birliğinin sarsılması" na dayalı boşanma davasıdır. 3. fıkra " temelden sarsılma " olayını ispat şekli ile ilgilidir. Dolayısı ile olayda 3 fıkradaki koşullar yoksa hakim iddianın ispatı için taraflara imkan tanır . İspat edilemezse evlilik birliğinin sarsılmasına ( şiddetli geçimsizliğe ) dayayı davayı ret eder. Bence verilen kararda bir yanlışlık ta bulunmamaktadır.

Diye düşünüyorum.
Saygılarımla.
Old 05-06-2008, 08:07   #9
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Yücel Kocabaş'a katılıyorum. Ayrıca Delillerin takdirinde hataya düşülmüş olması nedeniyle kanun yararına bozma yoluna gidilmesi durumunda sonuç alınmaz diye düşünüyorum.

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1995/1564
K. 1995/2924
T. 14.3.1995
• ADALET BAKANLIĞI TEKLİFİ ( Yargıtayca İncelenmeksizin Kesinleşen Hükümlerin Bakanlığın Göstereceği Lüzum Üzerine Cumhuriyet Başsavcısı Tarafından Kamu Yararına Temyiz Olunması )
• DELİL TAKDİRİ ( Dava Konusu Olaya İlişkin Delillerin Takdirinde Hataya Düşülmüş Olmasının Yazılı Emir Yoluyla Bozma Sebebi Olamaması )
• YAZILI EMİR ( Dava Konusu Olaya İlişkin Delillerin Takdirinde Hataya Düşülmüş Olmasının Yazılı Emir Yoluyla Bozma Sebebi Olamaması )
1086/m.272/7,427/6
743/m.88
ÖZET : Kesin olarak verilen hükümlerle niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükümler, Adalet Bakanlığının göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz olunur.
Temyiz isteği Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, hüküm kanun yararına bozulur. Bozma hükmün hukuki sonuçlarını kaldırmaz. Dava konusu olaya ilişkin delillerin takdirinde hataya düşülmüş olması yazılı emir yoluyla bozma sebebi olmaz.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : "Kesin olarak verilen hükümlerle niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükümler, Adalet Bakanlığının göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz olunur" ( HUMK. 427/6 )
"Temyiz isteği Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, hüküm kanun yararına bozulur. Bozma hükmün hukuki sonuçlarını kaldırmaz" ( HUMK. 272/7 ).
Kanun metninde açıkça belli olduğu üzere, yazılı emir yolu ile bozma isteğinin amacı somut hükmü düzeltme olmayıp mer’i hukukun yorumunda ve uygulanmasında düşülen yanılgıyı ortaya çıkarmak ve yayımlamak suretiyle hakimlerin dikkatini bu noktaya çekmektir.
Şu halde Adalet Bakanlığının ve Cumhuriyet Başsavcılığının işe müdahaleleri ve fevkalâde kanun yolu olan yazılı emir yoluna gidilebilmesi için kanuna aykırılığın çok ciddi boyutta ve genel uygulamada yer alabilecek nitelikte olması gerekir. Somut olaya has ve takdirde ulaşılan sonuçları bu nitelikte kabul etmek mümkün olmadığından açık bir hata teşkil etmediği sürece delil takdirine yönelik bozma isteklerinin kabulü ve hükmün Hukuk Muhakemeleri Kanununun 427/6-7 maddesi uyarınca bozulması mümkün değildir.
İncelenen kararda mahkeme ortaya konan delilleri takdir ile Medeni Kanunun 88.maddesinde gösterilen koşulların oluşmadığını belirlemiş olduğuna göre yukarıda açıklanan nitelikte olmayan temyiz isteğinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6.maddesi uyarınca vaki bozma isteminin REDDİNE oybirliğiyle karar verildi.14/03/1995
Old 05-06-2008, 17:37   #10
gulsarihan

 
Varsayılan

bütün meslektaşlarımın ilgisine çok teşekkür ederim.Bu durumda yaptığım kanun yararına bozmanın taraflara bir yararı olmayacak ancak eğer karar sonuca etkili olamamak şartıyla bozulursa belki bu hukuka aykırı şekilde verilen karara yeni davada yaslanılamayacağı müvekkilim açısından davanın reddedilmiş olması yönünden yeni davada delil ,karine teşkil edemeyecek .Ancak ozaman şöyle bir sorun vardır kanımca.Yeni açılan boşanma davası için kanun yararına bozma yapılan dosyayı yani ilk açılan ve reddedilen dosyayı kanun yararına bozma prosedürü işletildiği için bekletici mesele sayılmasını isteyebilirmiyim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Anlaşmalı Boşanma Sonrası "Mal Rejiminin Tasfiyesi Davası muhatap Meslektaşların Soruları 14 02-10-2012 16:41
şiddetli geçimsizlik nedeni ile açılan boşanma davasının anlaşmalı boşanma olması? caner87 Meslektaşların Soruları 9 23-03-2008 23:01
Boşanma - Kesin Süre İhlali - Duruşmada Anlaşmalı Boşanma Av.METİN Meslektaşların Soruları 13 21-02-2008 20:46
Ayrılık süresi dolmadan başka nedene dayalı olarak boşanma davası dsahutoglu Meslektaşların Soruları 4 22-01-2008 13:01
1 yıl dolmadan anlaşmalı boşanan çiftlere Yargıtay'dan kötü haber faruksa Hukuk Haberleri 2 29-11-2006 11:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07567501 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.