Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Nesebin Düzeltilmesi-Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-03-2009, 19:25   #1
Kemosabe

 
Varsayılan Nesebin Düzeltilmesi-Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası

İyi akşamlar;değerli meslektaşlarım;davacı,davalının gerçek babasının kendi murisi(babası) olmadığını iddia ederek dava açıyor.Dinlenen tanık anlatımları ve davalının beyanına göre davalının,annesinin evlilik harici birleşmesinden meydana geldiği,gerçek babasının başka bir şahıs olduğu,davacının babası ile evlenirken davacının babasının baba olarak nüfusa kayıt edildiği anlaşılıyor.Somut olayda dava açmak için bir süre söz konusu olur mu?Bu tür davaları ne şekilde adlandırabiliriz?Nüfus davası mıdır?Nesebin reddi yada nesebin tashihi davası mıdır?Cevap verecek olan meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ediyorum.Saygılarımla.
Old 18-03-2009, 10:07   #2
cinequanon

 
Varsayılan

sayın meslektaşım aşağıda verdiğim 2 örnek karardan da anlaşılacağı üzere bu dava 1587 syl nüfus kanunu 46. madde gereği nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Ancak nüfus kaydı iptal edilirken aynı zamanda gerçek baba ile de soybağının tespiti gerekecek ve her iki dava birlikte açılmışsa dava Aile Mahkemesinin görev alanına girecektir. Süre yönündense bir sınırlama olmadığı kanaatindeyim. Saygılarımla

YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/5169
Karar: 2003/6783
Karar Tarihi: 08.05.2003

ÖZET: Nüfus kaydının iptali davasında;Husumetin davacının kardeşleri ile baba olduğu iddia edilen İ...'in kimliği belirlenip, sağ ise bu kişiye, ölü ise mirasçılarına yöneltilip, gösterdikleri takdirde delilleri de toplanıp, birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.

(4721 S. K. m. 27, 39, 495, 575, 598) (1587 s. Nüfus K. m. 46)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava nüfustaki kaydın düzeltilmesine ilişkindir.( NK. md.46) Husumetin davacının kardeşleri görülen Hamit, Ayşefatma, Gülhan, Muharrem, Ramazan, Kemal ile baba olduğu iddia edilen İsmail'in kimliği belirlenip, sağ ise bu kişiye, ölü ise mirasçılarına yöneltilip, gösterdikleri takdirde delilleri de toplanıp, birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.Açıklana husus üzerinde durulmadan taraf teşkili yapılmadan işin esasının incelenmesi, usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, oybirliği ile karar verildi. (08.05.2003)

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2005/2-572
Karar: 2005/551
Karar Tarihi: 28.09.2005

ÖZET: Soybağına ilişkin hükümler Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılır. Ancak nüfus kayıtlarının davacının talebi gibi düzeltilebilmesi için öncelikle gerçek anne-babanın dolayısı ile soy bağının tespit edilmesi gerekir. O halde her iki davanın birlikte açılması halinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değil Aile Mahkemesidir.

(4721 S. K. m. 282) (1587 S. K. m. 46)

Dava: Taraflar arasındaki <soy bağı ve nüfus kaydının düzeltilmesi> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 1.Aile Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 12.10.2004 gün ve 2004/331 E. 104 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 21.02.2005 gün ve 2004/16747-2469 sayılı ilamı ile;

(... Dava H. ve F. yönünden nüfus kaydının iptali, K. ve F. yönünden soy bağı davasıdır. Yargılama sürdürülerek varsa taraf delilerinin toplanıp, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

A- DAVA KONUSU: Dava, soy bağının tespiti ve buna bağlı olarak nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir.

B- DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı, nüfus kayıtlarında anne ve babası olarak gözüken F. Y. ve H. Y.’nın gerçek anne ve babası olmadığını, gerçek anne ve babasının F. T. ve K. T. olduğunu, bu durumun tespiti ile nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.

C- DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalılar K. ve F. T. ile F. ve H. Y., davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.

D- YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Adana Asliye 3. Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı Aile Mahkemesine devretmiştir.

Adana 1.Aile Mahkemesi ise davanın soy bağı davası olmayıp nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olduğunu açıklayarak davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME: Hükmün davalılar H. ve F. Y. tarafından temyizi üzerine Özel Daire, yukarıda açıklanan şekilde, Aile Mahkemesinin davaya bakması gerektiği gerekçesi ile kararı bozmuş, mahkeme önceki kararında direnmiştir, direnme kararı davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

E- UYUŞMAZLIK: Davanın niteliği ve buna bağlı olarak davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine mi, yoksa Aile Mahkemesine mi ait olduğu noktasında toplanmaktadır.

a) Ön sorun değerlendirilmesi;

Yukarıda da açıklandığı üzere dava kendisine açılan Asliye Hukuk Mahkemesi, görevli olmadığına, davaya bakmakla aile mahkemesinin görevli olduğuna karar vermiştir; dosya kendisine gönderilen aile mahkemesi ise kendisinin görevli olmayıp asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu yolunda karar ittihaz etmiştir. Bu kararın temyizi üzerine Özel Daire davaya aile mahkemesinin bakması gerektiği gerekçesiyle hükmü bozmuştur.

Bu bozma üzerine dosya kendisine ulaşan aile mahkemesinin ilk oturumunda, davacı vekili ile davalılar bozma kararına uyulmasını istemişlerdir. Aile mahkemesi tarafların bozmaya uyulmasını istemelerine karşın bozma kararına uymayıp asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin ilk kararında direnmiştir.

Bu durumda her iki tarafın uyma kararı verilmesini istemeleri halinde, yerel mahkemece direnme kararı verilip verilemeyeceği bir ön sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bilindiği gibi HUMK. nun 429. maddesi hükmüne göre, Yargıtay bozma kararı üzerine hakim, tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verir. Görülüyor ki hakim, kural olarak Yargıtay bozma ilamına uymak ya da bu karara karşı direnme kararı vermek konusunda tarafların istekleri ile bağlı olmayıp serbest takdir yetkisine sahiptir. Eş anlatımla hakim bozma ilamına uymak zorunda olmayıp eski kararında direnebilir.

Ana kural bu olmakla birlikte bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden (re'sen) göz önünde bulundurması gereken hususlardan olmaması halinde, taraflar veya vekilleri, bozma kararına uyulmasını istemişlerse, artık mahkeme bu bozmaya uymak zorunda olup, direnme kararı veremez. Yargıtay'ın çekişmeli yargıda yerleşmiş ve kurallaşmış uygulaması bu doğrultudadır (Hukuk Genel Kurulu'nun 25.06.1997 gün, E: 1997/11-313, K:1997/ 569, 18.10.1989 gün 541-534, 21.02.1990 gün 10-117, 19.02.1992 gün, 635-82, 23.02.1994 gün, 936-94, 27.01.1999 gün, 26-4 sayılı kararları).

Somut olayda taraflar bozma ilamına uyulmasını istemiş iseler de, Genel Kurulda yapılan görüşmeler sonunda; Özel Dairenin bozma sebebi yaptığı konu kamu düzenine ilişkin görülmüş ve bu nedenle yerel mahkemenin her iki tarafın bozmaya uyulmasını istemelerine rağmen direnebileceği sonucuna varılmıştır.

b) Direnmenin değerlendirmesi;

Davacı, K. ve F. T.’nun gerçek anne babası olduğunun tespitini, nüfus kayıtlarında anne babası gözüken ancak gerçek anne ve babası olmayan H. ve F. Y.’nın nüfus kayıtlarından çıkarılmayı ve nüfus kaydının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.

Dava K. ve F. açısından soy bağı, H. ve F. açısından nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır.

4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5133 sayılı Kanun ile değişik 4/1 maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabından (MK. m. 118-494) doğan bütün dava ve işlere Aile Mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir.

Soy bağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Medeni Kanunun 282.maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. Nüfus Kanununun 46. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılır. Ancak nüfus kayıtlarının davacının talebi gibi düzeltilebilmesi için öncelikle gerçek anne-babanın dolayısı ile soy bağının tespit edilmesi gerekir. O halde her iki davanın birlikte açılması halinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değil Aile Mahkemesidir.

Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK. nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.09.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 18-03-2009, 13:06   #3
Kemosabe

 
Varsayılan

Cevap veren meslektaşıma çok teşekkür ediyorum.Saygılarımla.
Old 10-04-2014, 13:07   #4
terina

 
Varsayılan

buna benzer bir olay da adli yardımdan bana geldi.işin içinden çıkamadım.Boşanma ilamında evlilik biriği içinde doğan çocuktan hiç bahsedilmemiş çünkü çocuğu nüfusa kaydettirmemişler.çocuğun gerçek babası ise kadının boşanmadan sonra evlendiği hsalen evli olduğu eşi.Gerçek baba çocuğu nüfusuna geçirmek istiyor fakat noterden anne küçük adına vekalet çıkartamıyor.Çünkü velayetin kimde olduğu belli değil, anne ile eski eşin bir araya gelip ortak vekalet vermesi de imkansız çünkü eski eşe ulaşılamıyor ve sorunlu biri deniyor .Benim bu durumda ne yapmam lazım ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası Av.Elvan Akkaya Meslektaşların Soruları 22 29-12-2022 20:56
Gerçeğe Aykırı Nüfus Kaydının İptali/Düzeltilmesi Davası. uye8490 Meslektaşların Soruları 9 09-07-2014 16:45
nüfus kaydının düzeltilmesi davası SUCCEED Meslektaşların Soruları 7 16-09-2008 15:41
nesebin nüfus kaydının düzeltilmesi davası yolu ile değiştirilmesi Avukat Neslihan Meslektaşların Soruları 2 04-07-2008 08:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04467797 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.