Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Usul Hukukunda Dipnotlar-3: Görev

Yanıt
Old 08-02-2009, 18:28   #1
halit pamuk

 
Varsayılan Usul Hukukunda Dipnotlar-3: Görev

GÖREV



1. Dava Konusu yabancı devlet parası olan davalarda görevli mahkeme;Yabancı para davanın açıldığı gündeki döviz kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilmesi suretiyle gerçekleştirilip bulunur..(3. HD 23.11.1999, 11373/11779)


2. Sözleşmeye dayanarak açılan mal davalarında görevli mahkeme, malın sözleşmede yazılı olan değerine göre değil; malın dava tarihindeki değerine göre belirlenir. ((HUKUK GENEL KURULU E. 2006/14-692 K. 2006/702 T. 8.11.2006)


3. Şufa davalarında görevli mahkeme tapudaki satış bedeline göre belirlenir. ( 6. HD. 5.6.1997, 5011/5159) (HGK 15.4.1998,6/272-284) (HUKUK GENEL KURULU E. 2005/6-282 K. 2005/318 T. 11.5.2005)

4. Müddeabihleri görev sınırından az olan ve bu nedenle sulh mahkemesinde ayrı ayrı açılmış olan davaların Sulh Mahkemesince birleşmesi durumunda, müddeabihlerin kıymetlerinin toplamı görev sınırını geçse bile, sulh mahkemesi görevsizlik kararı veremez. (Baki Kuru. Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1. sh. 190)


5. Objektif dava birleşmesi şeklinde Asliye mahkemesinde açılmış dava Mahkemece ayrılmasına karar verilmesi durumunda yine davalara Asliye mahkemesince bakılmaya devam edilir. Ancak objektif dava birleşmesi caiz olmadığı için birlikte açılmış davaların ayrılmasına karar verilmesi durumunda görev sınırı altında olanlar için görevsizlik kararı verilmesi gerekir. (14. HUKUK DAİRESİ E. 2001/767 K. 2001/1205 T. 19.2.2001 )


6. İhtiyari Dava arkadaşlığında birlikte açılan davalar birbirinden bağımsız olduğundan görev her dava için ayrı ayrı belirlenir yani objektif dava arkadaşlığındaki müddeabihlerin toplanması kuralı burada uygulanmaz.(4.HD 11.10.1988, 5127/8536) (HUKUK GENEL KURULU E. 1990/4-320 K. 1990/478 T. 10.10.1990)


7. Kısmi davalarda, alacağın tamamı çekişmeli ise, mahkemenin görevi alacağının tamamına göre belirlenir. Bu nedenle dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu davalarda, saklı tutulan miktar davacıdan sorulup tespit edilmeli ve ona göre görev hususu değerlendirilmelidir. (3.HD. 16.1981, 173/1102) (3.HD 27.10.1999, 6618/6304) (3. HUKUK DAİRESİ E. 2005/12426 K. 2005/14370 T. 26.12.2005)


8. Devri edimlerde (belli süre ile ödenmesi gereken) görevli mahkeme yine alacağın tamamına göre belirlenir. Ancak alacağın tamamı bilinemeyeceği için belirli bir süre içindeki toplamı esas alınmalıdır. Örneğin 5 yıllık zamanaşımı dikkate alınarak 5 yıllık toplam tutar göz önünde bulundurulabilir. “… bu tür alacaklar (dönemsel- devri edimler) BK’nun 126/1 maddesi hükmü uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğuna göre, talep edilen aylık alacak miktarının 5 yıllık tutarı üzerinden belirlenmesi gerekir” ( 11. HD. 26.11.2001, 6453/9284) İsviçre Federal Mahkemesi aksi görüştedir.


9. Karşılık davalarda, görev sınırı hangisinin fazla ise o mahkemede davalar görülür. Ancak, Esas dava Sulh Hukuk Mahkemesinde karşılık dava Asliye Hukuk Mahkemesinde ise, Sulh Hukuk Mahkemesi görevsizlik kararı verip Dosyayı asliye Hukuk Mahkemesine gönderecektir. Sulh Hukuk Mahkemesi görevsizlik kararı verdiğinde vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilemez. Ayrıca HUMK.m.193’teki 10 günlük başvuru süresi burada uygulanmaz. Asıl dava Asliye Hukuk Mahkemesinde, Karşılık dava Sulh Hukuk Mahkemesinin görevinde olsa dahi, Asliye Hukuk Mahkemesi her iki davaya bakmaya devam eder. Ayrıca Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren bir konuda Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmışsa, karşılık dava Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giriyorsa mahkeme bu durumda görevsizlik kararı veremez.Ayrıca istisna bir durum kira sözleşmesinden doğan davalarda bu kurallar uygulanmaz, karşılık davaya da Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmeye devam eder. Yine iptal davası İcra mahkemelerinde istihkaka davalarına karşılık dava olarak açılırsa, İcra Mahkemesi iptal davasını da bakmaya yetkilidir. (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1. sh.210)

10. Geçit hakkına ilişkin olarak HUMK.m.6 uygulanmaz. Geçit hakkı bedeli ne ise, ona göre görev belirlenir.(14. HD. 15.10.1996, 6657/6398)

11. HUMK'nın 8/II-1 maddesi ile 6570 sayılı Yasa'nın uygulama alanı içinde kalan yerler hakkında açılan davaların basit yargılama usulünün uygulandığı Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülerek süratle sonuçlandırılması amaçlanmıştır. Borçlar Kanunu'nun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kirası hükümlerinin uygulanması gereken yerler hakkında anılan madde hükmü uygulanamaz.” (14. HUKUK DAİRESİ E. 2006/5843 K. 2006/8633 T. 18.7.2006)


12. Kira Sözleşmesine dayanmadan oturan kişiye karşı açılacak el atmanın önlenmesi davasında mahkemenin görevi taşınmazın değerine göre belirlenir (1. HD. 20.03.1995, 2644/3782)

13. Kiracının taşınmazı başkasına yetkisi olmadığı hallerde yaptığı kiralaması nedeniyle açılacak tahliye davaları da Sulh Hukuk mahkemesinde görülür. (6. HD. 1.6.1990, 7279/7908) Alt Kiraya veren kiracı değilse bu kural uygulanmaz, görev değere göre belirlenir. (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1.SH.218)

14. Kira sözleşmesinin geçerli olmadığı batıl olduğu gerekçesiyle kira sözleşmesinin iptali için dava açılması durumunda görevli mahkeme taşınmazın değerine göre, Asliye ya da sulh hukuk mahkemesidir. (3. HD. 15.2.1993, 18589/2075)


15. Kira sözleşmesine dayanan her türlü tespit davası da Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür.Ancak bu kira bedelinin tespitidir. Kiracılık sıfatının tespiti davası dava değerine göre belirlenir.(3. HD.27.3.1989, 8703/3140)( 3. HUKUK DAİRESİ E. 2005/3462 K. 2005/3763 T. 7.4.2005)Ancak, 14. HD’si aksi görüştedir: “Dava kira sözleşmesine dayanılarak kiracılık sıfatının tespiti ve muarazanın giderilmesi istemlerini kapsamaktadır. HUMK.nun Sulh Mahkemelerinin görevini belirleyen 8. maddesinin II. Fıkrası 1.nci bendi uyarınca, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış, kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaları görmekle görevlidir.” (14. HUKUK DAİRESİ E. 2007/835K. 2007/2738 T. 15.3.2007)


16. Sulh Mahkemesinde tahliye davası ile birlikte açılmış kira alacağı davasında, sulh mahkemesi tahliye davasının reddine karar verse bile, kira alacağı talebi hakkında da karar vermek zorundadır, kira alacağı görev sınırından fazla olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı veremez. Yine aynı şekilde tahliye kısmından feragat edilse bile Sulh mahkemesi kira alacağına ilişikin görevsizlik veremez ve davaya bakmaya devam eder. (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1.SH.232)


17. Kiralanan şeyin teslimi için açılan davalar da, dava değerine göre mahkeme belirlenir. (3. HD. 5.7.1977, 3977/4403)

18. Uyarlama davalarında ana kurala göre görevli mahkeme belirlenir, bunun için yıllık kira miktarına bakılır. (3. HD 27.3.2000, 2648/2640)

19. Su davalarında görevli mahkeme, suyun değerine göre belirlenir. Suyun değeri belirlenirken çekişmeli sudan yararlanan taşınmazların susuz değeri ile sulu değeri arasındaki farka bakılmalıdır. Tespit edilen fark, dava edilen suyun değeri olarak kabul edilmeli ve görevli mahkeme de bu değere göre tespit edilmelidir (3. HUKUK DAİRESİ E. 2005/1414 K. 2005/1978 T. 1.3.2005)



20. İpoteğin kaldırılması davasında sözleşmeye ve akit tablosundaki yazılı değere göre görevli mahkeme belirlenir. (14. HD 3.11.1997, 7557/7658)

21. Terekenin borca batık olduğunun tespiti davası tereke alacaklısının alacak miktarına göre görevli mahkeme belirlenir. (HGK 14. 03. 1984, 2/66-239)

22. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan müktesep hak doğurmaz, bu nedenle yeni bir kanunla görevsiz hale gelen mahkeme görevsizlik kararı vermesi gerekir. Tabi, yeni çıkan kanunda intikal hükümleriyle ayrıksı durum özel olarak belirtilmişse ona uyulur.(4. HD 2.4.1984, 1854/3248)


23. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1.SH.314) Alangoya aksi görüştedir. Yani taraf teşkili sağlanmadan görevsizlik kararı verilemeyeceği görüşündedir. ( Yavuz Alangoya Medeni Usul Hukuku Esasları. 3. Bası Sh. 76)

24. Görev itirazı kural olarak davalı tarafından yapılır. Ancak esas hakkında davası reddedilen davacı da davayı görev yönünden temyiz edebilir. (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1.SH.314)

25. Yapılan itirazlarda mahkeme öncelikle görevli olup olmadığını inceler, örneğin hem husumet hem görev itirazı varsa öncelikle görevli olup olmadığını inceler. Yine yetki ve görev itirazı varsa öncelikle görevi inceler. (7. HD. 13. 9.1983, 13354/12687) (7. HUKUK DAİRESİ E. 2004/2159 K. 2004/2620 T. 7.7.2004)


26. Mahkeme hem yetkisizlik hem görevsizlik kararı veremez. (2. HD 3.5.1976, 3311/3753) (3. HUKUK DAİRESİ E. 2005/8010 K. 2005/8663 T. 19.9.2005)



27. Yargıtay’da mahkemenin görevli olup olmadığını resen inceler, Bu aynı zamanda mutlak temyiz sebebidir. Bozmaya uyulduktan sonra yapılan duruşmada da görev itirazında bulunulabilir. Ancak Yargıtay temyiz incelemesi sırasında görev itirazını reddetmişse mahkeme de Yargıtay’ın kararına uymuşsa, Yerel Mahkeme görevsizlik kararı veremez. (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1.SH.317)


28. Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine giren bir dava Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmışsa, Taraf itiraz etmemişse, artık davanın sulh mahkemesinin görevine girdiği bahisle, hükmün bozulması için temyiz yoluna gidilemez. Aynı şekilde bozmadan sonra Asliye Hukuk Mahkemesi de, itiraz üzerine veya resen artık görevsizlik kararı veremez.Ancak yukarıda bahsedilenler, Sulh Mahkemesinin görevine giren bir durumun Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması hali içindir. Asliye Mahkemesinin görevine giren bir davaya Sulh Mahkemesince bakılması durumunda, yukarıda bahsedilen kurallar kıyasen uygulanmaz. (Yavuz Alangoya Medeni Usul Hukuku Esasları. 3. Bası Sh.77)

29. Mahkeme yalnız görevsiz olduğuna karar vermiş, görevli mahkemeyi bildirmemişse, Yargıtay içtihatlarına mahkemenin bu hükmünün düzelterek onanması gerekir. (7. HD 5.2.1976, 1143/1867)

30. Görevsiz olduğuna karar veren mahkeme hem görevsizlik hem de davanın esası hakkında karar veremez. (13. HUKUK DAİRESİ E. 2003/16717 K. 2004/6058 T. 26.4.2004)


31. Görevsizlik kararının kesinleşmesinden öncede görevli mahkemeye başvurulmasında kanuni bir engel yoktur. Bu durumda, Kendisine başvurulan mahkeme, kararın kesinleştirme işlemlerini yapması için davacıya uygun bir süre verir. Bu arada görevsizlik kararı Yargıtay Tarafından bozulursa, İkinci mahkeme davayı reddeder. Ancak bu ret kararı görevsizlik kararı değildir. (1. HD 21.4.1994, 1883/5265)


32. Mahkeme, görevsizlik kararı verdiğinde, gönderme kararı vermekle yetinmeli, resen dosyayı görevli mahkemeye göndermemelidir. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi için ve davanın görevli mahkemede devam edebilmesi için davacının görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren on gün içinde görevli mahkemeye başvurarak davalıya tebligat yaptırması gerekir, aksi takdirde dava açılmamış sayılır.On günlük süre, mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren başlar; eğer mahkeme kararı kesin ise, 10 günlük süre kararın tefhiminden itibaren başlar.Görevsizlik kararı değişik tarihlerde taraflara tebliğ edilmişse, en sonraki tebliğ tarihine göre hesaplanır.Eğer, görevsizlik kararı Yargıtay incelemesi sonrasında kesinleşmişse; 10 günlük süre onama ilamının davacıya tebliği tarihinden itibaren başlar (Yavuz Alangoya Medeni Usul Hukuku Esasları. 3. Bası Sh.78)

33. HUMK.m.193’e göre görevsizlik kararı üzerine görevli mahkemeye başvurma hakkı ve görevli mahkemede davanın devam edilmesini isteme hakkı yalnız davacıya değil, davalıya da tanınmalıdır. Ancak Yargıtay genellikle aksi görüştedir. ( Yavuz Alangoya- Medeni Usul Hukuku Esasları. 3. Bası Sh.78)

34. Görevsizlik kararı verildiğinde on gün içinde görevsiz mahkemeye de başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebilir. Yani Yargıtay içtihatlarına göre sadece görevli mahkemeye değil; görevsiz mahkemeye başvurarak da dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi istenebilir. (HGK 1.3.1972, 1/757-139)

35. Görevsizlik kararı üzerine;Dilekçe görevsiz mahkemeye verilmişse, Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini; görevli mahkemeye başvurulmuşsa, dosyanın görevli mahkemeden istenilmesini ve taraflara tebligat yapılması istenir.Bu dilekçenin bir şekli yoktur. Dava dilekçesi şeklinde düzenlemesi şart değildir. On gün içinde yapılacak başvuruda tebligat giderlerinin yatırılması şart ve yeterlidir. (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1.SH.340)

36. İkinci mahkeme bu görevsizlik kararına uyar ya da uymak zorunda kalırsa davaya bakar ama bu yeni bir dava olmayıp görevsiz mahkemede açılmış davanın devamıdır. Bu nedenle yeniden harç alınmaz. Görevsiz mahkeme dava açılmakla kazanılmış olan haklar korunur. Yine görevsiz mahkemede alınmış olan ihtiyati tedbir veya ihtiyari haciz devam eder. Görevsiz mahkemede açılan davanın esasıyla ilişkin olarak, kanun değişikliği meydana gelirse, geçmişe etkili olmayan yeni kanun burada uygulama alanı bulmaz. Görevsiz mahkemede başlamış olan iddianın ve savunmanın genişletilmesi yasağı aynen devam eder. Davalıya yeniden tebligat yapılır. Davacıya yeniden süre veremez. Yine aynı şekilde karşılık dava açamaz(Yargıtay’ın aksi yönde kararları vardır.)Tarafların görevsiz mahkemede yaptıkları işlemler geçerlidir. Dava dilekçesi, Savunma dilekçesi, ikrar, yemin, kabul,sulh, feragat de geçerlidir. Taraflar görevsiz mahkemede göstermiş oldukları delillerle bağlıdırlar. Yani yeni delil gösteremezler. Buna karşılık görevsiz mahkeme tarafından yapılan usul işlemleri kural olarak geçersizdir. Ancak, görevli mahkeme, görevsiz mahkemenin yapmış olduğu işlemleri tekrarlaması için neden yoksa kararına esas alabilir.( Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1.SH.347)

37. 10 günlük süre geçtikten sonra Görevli mahkemeye başvurulduğu halde, mahkeme bunu dikkate almadan esas hakkında karar verirse; Yargıtay esas hakkında inceleme yapmadan Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi kararı bozabilir. (1. HD, 23.12.1996, 15184/15574) (1. HUKUK DAİRESİ E. 2006/7195 K. 2006/9211 T. 25.9.2006)



38. 10 günlük sürede görevli mahkemeye başvurulmadığı için davanın açılmamış sayılmasından sonra davacı ayrı bir dava dilekçesi ve harç ödeyerek davayı tekrar açabilir. Ancak yenileme dilekçesi dava dilekçesi olmadığından ayrı bir dava dilekçesi ile dava açılması gerekir. (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1.SH.357)

39. Davanın açılmamış sayılması ile meydana gelen bütün sonuçlar ortadan kalkar. Mesela zamanaşımı kesilmesi hükümsüz hale gelir. Ancak dava konusu hakkın alacağın muaccel olduğu tarihle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği tarih arasında zamanaşımı bitmiş ise, davacı 60 günlük ek süre içinde yeniden davasını açabilir. Fakat bu 60 günlük sürenin başlangıcı konusunda tartışmalar vardır. 11.HD’si 60 günlük sürenin başlangıcını görevsizlik kararının kesinleşmesinden 10 günlük sürenin geçmesinden itibaren başlatırken; 15. HD’si Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren başlatmaktadır. (Yavuz Alangoya- Medeni Usul Hukuku Esasları. 3. Bası Sh.82)

40. Davanın açılmamış sayılması, davalının mütemerrit durumuna düşürülmesini geçersiz kılmaz. Kira bedelinin tespiti davası açılmamış sayılırsa,ikinci dava tarihini takip eden kira dönemi için kira tespiti istenebilir. Aynı şekilde nafaka davası da ikinci dava tarihinden itibaren nafaka ödenmesine karar verilir. Yeni kanun uygulama alanı bulur. İddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı uygulanamaz. Ancak ikrar, yemin, kabul, sulh ve feragatin geçerli olması gerekir. Mahkemenin yaptığı usul işlemleri geçersizdir. Yeni deliller ileri sürülebilir. Tedbir kararları ortadan kalkar. (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1.SH.367)


41. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkeme, taraflar müddeabihin değerinde anlaşsalar bile, müddeabihin değerini re’sen takdir etmeli ve bu değere görevli olup olmadığını belirlemelidir. (14. HUKUK DAİRESİ E. 2006/540 K. 2006/1021. 8.2.2006)
Old 21-05-2009, 15:28   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

Tasarıdaki Düzenleme :

BİRİNCİ BÖLÜM
Görev, Yetki ve Yargı Yeri Belirlenmesi

BİRİNCİ AYIRIM
Görev

Görevin belirlenmesi ve niteliği
MADDE 1- (1) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla belirlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.

Malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görev
MADDE 2- (1) Malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme, dava konusunun davanın açıldığı tarihteki değerine veya tutarına göre belirlenir.
(2) Dava konusunun değer veya tutarının belirlenmesinde faiz, icra tazminatları, yargılama giderleri ile takip giderleri dikkate alınmaz.
(3) Para alacaklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değerinin belirlenmesinde, dava dilekçesinde gösterilmiş olan tutar esas alınır.
(4) Konusu paradan başka bir şey olan malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değerini mahkeme kendiliğinden tespit eder.
(5) Diğer kanunlardaki göreve ilişkin hükümler saklıdır.

Davaların yığılması hâlinde görev
MADDE 3- (1) Davaların yığılması hâlinde görevli mahkeme, dava konularının değer veya tutarlarının toplamı esas alınarak belirlenir

Terditli dava ile seçimlik davada görev
MADDE 4- (1) Terditli davada görevli mahkeme, ileri sürülen taleplerden birisinin para alacağı olması hâlinde, bu para alacağının tutarı; her iki talep de paradan başka bir şeye ilişkin ise yalnızca değeri daha fazla olanı esas alınmak suretiyle belirlenir.
(2) Yukarıda belirtilen kural, seçimlik davada görevli mahkemenin belirlenmesinde de kıyas yoluyla uygulanır.

Kısmî davada görev
MADDE 5- (1) Kısmî davanın konusu dava edilen alacağın son kısmı ise görevli mahkemenin belirlenmesinde bu kısım esas alınır.
(2) Dava edilen, alacağın son kısmı değilse, alacağın tamamı esas alınarak görevli mahkeme belirlenir.

Karşı davada görev
MADDE 6- (1) Karşı dava konusunun değeri asıl dava konusunun değerinden daha fazla ise görevli mahkemenin belirlenmesinde karşı dava konusunun değeri esas alınır.
(2) Değer itibarıyla, asıl dava asliye hukuk mahkemesinin, karşı dava sulh hukuk mahkemesinin görevine giriyorsa, her iki davaya da asliye hukuk mahkemesinde bakılır.

Eşyaya bağlı irtifak haklarına ilişkin davalarda görev
MADDE 7- (1) Eşyaya bağlı irtifak haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme, dava edilen irtifak hakkının, yararlanan taşınmaza sağladığı değer artışı ile yüklü taşınmaza verdiği değer kaybından hangisi daha fazla ise ona göre belirlenir.

Sulh hukuk mahkemelerinin görevi
MADDE 8- (1) Sulh hukuk mahkemeleri;
a) İflâsa, konkordatoya ve sermaye şirketleri ile kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasına ve vakıflara ilişkin davalar ayrık olmak üzere, malvarlığı haklarından doğan değer veya tutarı beşbin Türk Lirası (bu tutar dahil) geçmeyen davaları,
b) Dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
1) Kiralanan taşınmazların, İcra ve İflâs Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
2) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
3) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
c) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları,
görürler.

Şahıs varlığına ilişkin davalarda görev
MADDE 9- (1) Şahıs varlığına ilişkin dava ve işlerde, görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece asliye hukuk mahkemesidir.
Old 20-10-2012, 11:00   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yeni tartışmalar ve değerlendirmeler:

GÖREV

SULH HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVİ:

1.Kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan tüm davalar ile bu davalara karşı açılan davalar, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür. (hmk.m.4)

---- Kira sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle kira sözleşmesinin iptali davası da sulh hukuk mahkemesinde görülecektir.

---- Kira ilişkisinden doğan her türlü olumlu ya da olumsuz tespit davası Sulh Hukuk Mahkemesinde açılacaktır.

----- Her türlü kira alacağı ve tazminat davaları ile bunlara mukabil açılan karşı davalar da sulh hukuk mahkemesinde görülecektir. Ancak UMAR’a göre, kanunun yeni metninde “kira alacağı ve tazminat davası” demediğini, metni kırparak sadece kira alacağı dediğine göre, kira alacağının yanında haksız fiilden doğan tazminat talebi olması durumunda, ikinci istem için tefrik kararı vererek o istem bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerektiği görüşündedir. (Bilge Umar-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh. 20. Vd) Ancak, Kuru, her türlü kira alacağı ve tazminat davası ifadesini kullanmaktadır.(Kuru,Arslan, Yılmaz- Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı. 22. Baskı Sh. 123)

----- İlamsız tahliye, kanunda istisna olarak gösterilmiştir.

---- 6100 sayılı kanunla yapılan değişiklikle birlikte, Uyarlama davaları, kiralanan şeyin teslimi için açılan davalarla kiralananın müşteriye gösterilmesine ilişkin davalar da Sulh Hukuk Mahkemesinin görevlidir.

----- Umar’a göre, Bir taşınırın kiralanmasından doğan uyuşmazlıklar dahi Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. (Bilge Umar-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh. 20. Vd) Ancak Ejder Yılmaz’a göre ise, HMK.m.4’de yer alan görev kuralının sadece taşınmaz kiraları ile ilgili olduğu görüşündedir.Bu nedenle, Yılmaz, su kaynağının kiralanmasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.Ticari işletmeye ilişkin kira sözleşmesinden doğan davalarda da Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olmadığı, görüşündedir.(Ejder Yılmaz-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh.81.vd.)

------ UMAR’a göre, Alt kiralama yapılması durumunda taşınmazın alt kiracıya karşı açtığı davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülemeyeceği kanaatindedir. Zira bu davalarda görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu düzenleyen 6570 sayılı kanunun 12. Maddesi kaldırılmıştır. . (Bilge Umar-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh. 20. Vd)

------ Ejder Yılmaz’a göre, kira sözleşmesine dayalı olarak kurulmuş olsa dahi, baz istasyonun sökülmesi davası da HMK.m.4 kapsamında değildir. .(Ejder Yılmaz-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh.82.vd.)


2. Paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi davalarında da Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.

----- HUMK.m.561-572 maddelerine 6100 de yer verilmediğinden, Sulh Hukuk Mahkemesi, ortaklığın giderilmesi veya paylaştırma ilgili davalara bakarken bu görevlerinin dışında bir ihtilafla karşılaştığında bu ihtilafları ön sorun olarak kabul edemeyecek, bu hususlara ilişkin dava açmak üzere taraflara süre verip davayı tehir edecektir. (Abdurrahim Karslı- Medeni Muhakeme Hukuku Ders Kitabı. Sh. 216 vd)

----- Adi ortaklığın feshi davası, ortaklığın giderilmesi davası nitelinde olmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.

------ İştirak halinde mülkiyetten müşterek mülkiyete dönüştürülmesi davasında görevli mahkeme, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesidir. (TMK.m.644)

3. Zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür.

---- Bu davalar, TMK.m. 982-984 ve TMK.m.992 II deki davalarıdır. TMK.985’den daha sonra düzenlenen zilyetliğe haklılık davası, zilyetliğe istihkak davası, zilyetliğin iadesi davaları bu kapsamda olmayıp bu davalarda Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.

4) Diğer haller.

----- Hukuk Muhakemeleri Kanunun 382 de yer alan çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.Mirasçılık belgesinin verilmesi gibi… Fakat mirasçılık belgesinin değiştirilmesi ve iptali davaları çekişmesiz değil çekişmeli yargı kapsamına girdiğinden ve şahıs varlığına ilişkin bir dava olduğundan asliye hukuk mahkemesinde görülecektir. (Abdurrahim Karslı- Medeni Muhakeme Hukuku Ders Kitabı. Sh. 217) Ancak Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 29.12.2011 tarihinde 2011/7822 ve 2011/8489 K sayılı ilamında, Asliye Hukuk Mhakemesinde görülen bir davada, davayı, Mirasçılığın iptali olarak nitelendirdikten sonra "sulh hukuk mahkemesi" görevlidir, diye bozmuştur. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, Tapuda İsim Tashihi davalarını çekişmesiz yargı davalarından olduğundan bahisle Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir, demektedir.

----- Mirasın resmi tasfiyesi (TMK.m.634), kayyım atama (TMK.m.397) işi sulh hukuk mahkemesinin görevine girer.

----- Kat Mülkiyeti Kanunun uygulanmasından doğan tüm uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.Bu nedenle, ortak yerlerdeki hasarın tazmini, ortak gider tahsili, ortak yere yapılan müdahalenin önlenmesi gibi kat mülkiyeti kanunun uygulanması gerektiren durumlarsa Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVİ

Dava konusunun değer ve miktarına bakılmasızın malvarlığına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi görevlidir.

---- Derneklerin feshi davaları Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür.

------Nüfus Kayıt Düzeltme davaları Asliye Hukuk Mahkemesinde görevlidir.

-----Yabancı mahkeme kararlarının tenfizinde Asliye hukuk Mahkemesi görevlidir.

------ İstanbul’da bazı Asliye Hukuk Mahkemeleri, , TMK.m.588 uyarınca açılan gaiplik ve tescil davalarında, gaiplik yönünden Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle, tefrik kararı vererek görevsizlik kararı vermektedir.



GÖREVE İLİŞKİN KURALLAR:

----- Dava görevsiz mahkemede açılmış, ondan sonra yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmişse, mahkeme artık görevsiz kararı veremeyip davaya bakmaya devam etmelidir. (Baki Kuru- Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 1, sh.313)

----- Görev itirazını kural olarak davalı yapar ancak yanlış mahkemede açtığını sonradan fark eden davacı da görev itirazında bulunabilir.

------ HMK.m.137’e göre,dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra, yapılacak ön incelemede görev konusu hakkında karar verir. 6100’den önceki tartışma ise hala devam etmektedir. Kuru, taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden (dilekçe aşaması tamamlanmadan) görevsizlik kararı verilebileceğini ileri sürüyordu. (Baki Kuru- Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 1, sh.314) Ancak, 20. Hukuk Dairesinin 21.4.1994 tarih ve 93/3037 E ve 94/ 4502 sayılı kararıyla, taraf teşkili sağlanmadan görevsizlik kararı verilemez, demişti. 6100 den sonra da HMK.m.137 uyarınca, duruşma yapmadan ancak dilekçeler aşamasından sonra görevsizlik kararı verilebileceği kanaatindeyim. “6100 sayılı HMK.nun dava şartları başlıklı 114/c maddesinde "Mahkemenin görevli olması" dava şartı olarak sayılmış, aynı kanunun 316 ve devamı maddelerinde, basit yargılama usulüne tabi dava ve işler düzenlenmiştir. Ön inceleme ve tahkikat başlıklı 320/2 maddesinde de, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zaman aşımı hakkında tarafları dinleyeceği hükmü öngörülmüştür. Mahkemece, az yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle, ön inceleme yapılarak, tarafların delillerini sunmaları ve toplanması istenilen deliller toplandıktan sonra HMK'nun 4/1 maddesi kapsamında görevli olup olmadığını incelemesi ve sonucuna göre karar vermesi gerekirken, anılan yasal düzenlemeler gözönüne alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” (6. HUKUK DAİRESİ E. 2012/6264 K. 2012/9311 T. 20.6.2012)


----- HMK.m.117/2 göre, ilk itirazlar dava şartlarından sonra incelenir. Buna göre, görev ve kesin olmayan yetki aynı anda gündeme gelirse, mahkeme öncelikle görev sorununu inceleyerek karara bağlar. Mahkeme hem görevsizliğe hem de yetkisizliğe karar veremez.

------ Hükmün Yargıtay’da görevden başka bir nedenle bozulmasından sonra, başlayacak yargılamada da görevsizlik itirazında bulunulabilir.

------ Görevsizlik kararında görevli mahkeme bildirilmemişse, Yargıtay kararı düzelterek onayabilir.

------ Görevsizlik üzerine, HUMK.m.193 döneminde, başvuracak olan tarafın hangi taraf olduğu hususunda, tereddütler ve farklı görüşler vardı. Yeni HMK.m.20’ye göre, “taraflardan biri “ diyerek bu tereddütlere son vermiştir. Buna göre davacının da davalının da dava dosyasını görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini isteme hakkı vardır.

------ Görevsizlik üzerine, Dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talebinin iki hafta içinde yapılması gerekir. Bu sürenin başlangıcı, verildiği anda kesin kararlar için, verildiği andan itibaren iki haftadır. Ancak Ejder Yılmaz’a göre, karar bir tarafın yokluğunda verilmişse, bu süre kararın tebliğinden itibaren başlayacaktır. (Ejder Yılmaz-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh.214)

------ Görevsizlik kararı verildiği anda kesin değilse, kanun yoluna başvurulmamışsa, kararın kesinleştiği andan itibaren iki hafta içinde talepte bulunmalıdır. Örneğin 10 kasım temyizin son günü ise, 11 kasımdan itibaren iki hafta içinde taraflar talepte bulunmalıdır. Kanun yolu başvurulmuşsa, kanun yolu mahkemesinin talebinin reddine ilişkin kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde talepte bulunulmalıdır.

------ Görevsizlik üzerine, dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talebinin iki hafta geçtikten sonra yapılması durumunda mahkeme dava açılmamış sayılmasına karar verir. Gönderme talebi sadece görevsizlik kararını veren mahkemeye yapılabilmektedir. Süre geçmesinden sonra, görevsizlik kararını veren mahkeme, davanın açılmamış sayılmasına karar verir. İki haftalık süre geçmesinden sonra yapılan başvuru fark etmeden dosya görevli mahkemeye gönderilmişse, iki haftalık sürenin geçtiği fark eden mahkeme, dava açılmamış sayılması kararının, görevsizlik kararını veren mahkeme verebileceğinden dosyayı görevsizlik kararı veren mahkemeye göndermesi gerektiği kanaatindeyim. (Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunludur. Her iki halde kararın kesinleşmesinden itibaren on gün içinde yeniden dilekçe vermesi veya yeniden çağrı kağıdı tebliğ ettirilmesi gerekir. Aksi halde dava açılmamış sayılır ( 1086 Sayılı H.U.M.K.md.193 ). Dinar Asliye ( Aile ) Mahkemesince verilen yetkisizlik kararı 3.4.2009 tarihinde Cuma günü kesinleşmiştir. Davacı ise süresinden sonra 15.4.2009’da dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvuruda bulunmuştur. Bu durumda dava, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden önce açılmamış hale gelmiştir. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken bu yön nazara alınmadan yargılamaya devamla davanın esasıyla ilgili karar verilmesi doğru bulunmamıştır.) (2. HUKUK DAİRESİ E. 2010/17523 K. 2011/18380 T.) 14.11.2011
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Usul Hukunda Dipnotlar:1- Hakimin Davaya Bakamaması Ve Hakimin Reddi halit pamuk Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 1 21-05-2009 16:08
Usul Hukukunda Dipnotlar-2 : Hakimin Hukuki Sorumluluğu halit pamuk Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 6 21-05-2009 16:03
10. Deniz Hukukunda & Deniz Ticaret Hukukunda Örnek Davalar Zeki Deniz Hukuku ve Deniz Ticaret Hukuku Çalışma Grubu 0 04-08-2007 13:31
Usul hukukunda ispat yükü,delil,ikrar... Hasan Bahadır Büyükavcı Hukuk Soruları 0 08-04-2007 20:43
ceza usul sule ulker Hukuk Soruları Arşivi 3 12-02-2002 01:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06674004 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.