Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hakaret suçu

Yanıt
Old 30-11-2017, 12:03   #1
Av.Nur YAVUZ

 
Varsayılan Hakaret suçu

Herkese iyi çalışmalar diliyorum.

Müvekkilin sahip olduğu internet gazetesinde yayınlanan köşe yazısının başlığı '' ... BAŞKANA BÜYÜK KIYAK '' şeklindedir.

Bahsi geçen kişi siyasi partilerden birinin il temsilcilerindedir. Metin içeriğinde habere ilişkin detaylar yer almaktadır.

Sizce başlıkta geçen KIYAK sözcüğü hakaret suçunu oluşturur mu?

Bu hususta tecrübe edinen bir meslektaş var mıdır ?
Old 30-11-2017, 12:15   #2
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Başlıkta geçen kıyak sözcüğünün hakaret unsuru taşımadığını düşünüyorum. Yargıtay edepsiz Melih sözünün hakaret oluşturmadığana karar veren Ankara 3. Çocuk Mahkemesi kararını onamıştır. Edepsiz sözcüğünü dahi hakaret kabul etmeyen Yargıtayın kıyak sözcüğünü hakaret olarak kabul etmesi pek mümkün görünmüyor...
Old 30-11-2017, 12:32   #3
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Siyasetçilerin ağır eleştirilere katlanmaları gerektiğine dair yargıtay kararları da vardır.
Old 30-11-2017, 12:34   #4
Av.Nur YAVUZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
Siyasetçilerin ağır eleştirilere katlanmaları gerektiğine dair yargıtay kararları da vardır.


Çok teşekkür ederim değerli Av. Hatun OLGUNER
Old 30-11-2017, 12:34   #5
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Özet:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre; siyasetçilere yönelik eleştirinin sınırı özel kişiler için olandan daha geniştir ve bu durum günümüzde yerleşik bir ilke haline gelmiştir. Bu bağlamda siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere de katlanması gerekir. Çünkü siyasetçi zorunlu ve bilinçli olarak eylem ve davranışlarının gazetecilerin ve vatandaşların dikkatli bir kontrolüne açık bırakmaktadır. Siyasetçilere ve uyguladıkları politikalara yönelik eleştirilerin izin verilen sınırlarının özel kişilere nazaran daha geniş olduğu tüm hukuk sistemlerinde yerleşmiş bir ilkedir. Bu ilkenin gerekçesi, siyasetçilerin, özel kişilerden farklı olarak diğer siyasetçilerin, gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açık olan, kamuoyuna mal olmuş kişiler haline gelmeyi bilerek tercih etmeleridir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin istikrar kazanmış uygulamalarında da siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır, hatta incitici eleştirilere dahi katlanması gerektiği vurgulanmıştır.


Yazdır



T.C.
Yargıtay
4. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/2374
Karar No:2014/17154
K. Tarihi:6.5.2013

Davacı H.. Ç.. vekili Avukat M. F. A. tarafından, davalı O.. V.. aleyhine 06/05/2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarının ihlali iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, MHP Grup Başkan vekili olan davalının 28/03/2013 tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasındaki sözleriyle kişilik haklarına saldırı kastıyla tamamen gerçek dışı ithamlar, hakaret ve iftiralarda bulunduğunu, bu durumun eleştiri sınırlarını aştığını belirterek uğranılan zararın davalıdan tazminini talep etmiştir.
Davalı, davacının açıklamaları karşısında cevap hakkını kullandığını, davacı H.. Ç..'in 05/10/2011 tarihli basına da yansıyan açıklamalarında "gerekirse şeytanla bile görüşürüm" şeklinde ifadeler kullandığını, davacıya söylemiş olduğu "iblis ulağı" sözünün bir benzetme olup kesinlikle davacının kişilik haklarını hedef almadığını, davacının kendisinin yapmış olduğu açıklamasında şeytanla görüşebileceğini belirttiğini beyanla açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; eleştiri sınırlarının aşıldığı ve kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu sözlerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna bağlı olarak gelişen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde ele alınıp, ifade özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilmelidir. Gerek Dairemizin gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin istikrar kazanmış uygulamalarıyla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğünün; sadece zararsız ve ilgilenmeye değmez olarak görülen bilgi ve fikirleri değil aynı zamanda rahatsız eden, şaşırtan ve gücendiren ifadeleri de kapsadığı belirtilmiş, ifade özgürlüğü olmadan "demokratik bir toplum"dan söz edilemeyeceği vurgulanmıştır. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre; siyasetçilere yönelik eleştirinin sınırı özel kişiler için olandan daha geniştir ve bu durum günümüzde yerleşik bir ilke haline gelmiştir. Bu bağlamda siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere de katlanması gerekir. Çünkü siyasetçi zorunlu ve bilinçli olarak eylem ve davranışlarının gazetecilerin ve vatandaşların dikkatli bir kontrolüne açık bırakmaktadır. Siyasetçilere ve uyguladıkları politikalara yönelik eleştirilerin izin verilen sınırlarının özel kişilere nazaran daha geniş olduğu tüm hukuk sistemlerinde yerleşmiş bir ilkedir. Bu ilkenin gerekçesi, siyasetçilerin, özel kişilerden farklı olarak diğer siyasetçilerin, gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açık olan, kamuoyuna mal olmuş kişiler haline gelmeyi bilerek tercih etmeleridir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin istikrar kazanmış uygulamalarında da siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır, hatta incitici eleştirilere dahi katlanması gerektiği vurgulanmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kamuyu ilgilendiren, genel nitelikli sorunlara ilişkin alanlarda ifade özgürlüğüne sınırlama getirilemeyeceğini kesin bir dille belirtmektedir. (AİHM 26118/10 Eon / Fransa kararı) Ayrıca bir yazı veya açıklamanın ifade özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilerken, bütününe bakılması gerektiğinin, kullanılan ifadelerin nasıl bir içerik ile verildiğinin üzerinde durulmaktadır. (AİHM 23144/93 Özgür Gündem / Türkiye kararı)
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davalı, davacının daha önceki açıklamalarına yönelik olarak düşüncelerini paylaşmıştır. Davalının kullandığı ifadeler bir bütün olarak incelendiğinde, tarafların siyasi kimliği de göz önüne alındığında, bu gibi ağır eleştirilere katlanması davacıdan beklenmelidir. Mahkemece; davaya konu beyanların eleştiri niteliğinde olup, ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı gözetilerek; istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulü doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/12/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Old 30-11-2017, 13:22   #6
Av.Miraç ER

 
Varsayılan

Kanun maddesi gayet anlaşılır bence, burada hakaret suçu oluşmadığı çok barizdir.
Hakaret Madde 125- "(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, "
Old 30-11-2017, 14:15   #7
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

İlaveten:
Kıyak yapılan kişi edilgen konumdadır. Yani buna zemin hazırladığına dair bir iddia yoksa onun açısından değil "kıyak" olarak nitelenen eylemi yapan veya yapanlar, (kararı alan veya alanlar) rencide olduklarını iddia edebilir.
Old 30-11-2017, 14:58   #8
Av.Miraç ER

 
Varsayılan

İçtihat metninde de hakaret suçunun oluşması için gereken hususlar belirtilmiştir. Faydalı olabilir belki…

15. Ceza Dairesi 2015/2861 E. , 2015/28538 K."İçtihat Metni"

"Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır. Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir."
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hakaret suçu oluştu mu? avukatlutfi Meslektaşların Soruları 7 03-12-2015 20:35
Hakaret suçu- somut olgu kavramı- hakime hakaret m.fahrikoc Meslektaşların Soruları 5 26-04-2013 19:45
Hakaret Suçu Av. Dilmin Küçükbarak Meslektaşların Soruları 5 17-09-2008 01:38
Hakaret suçu Milano Meslektaşların Soruları 3 26-04-2008 01:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04942489 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.