Şiddete maruz kalıp boşanma istemi...

Öncelikle merhaba,
Ablam için bilgi edinmek istiyorum mümkünse.
Ablam 1994 yılında evlendi ve bu evliliğinden 3 çocuğu var.(16 yaşında bir kız, 11 yaşında bir kız ve 2 yaşında erkek çocuk) Evliliğinin başından beri problemli bir evlilikti ama bizim ve çevremizin yapıcı konuşmaları sayesinde bu yıla kadar yani ortalama 17 yıl boyunca devam etti. Şiddetli geçimsizlik, onur kırıcı davranışlarının yanında son 6 yıldır şiddet de gördüğünü öğrendik ve bu duruma çocuklarının gözlerinin önünde katlandığını bununla kalmayıp 16 yaşındaki kızına da şiddet uyguladığını anladık. Son olarak 2 gün önce yine böyle bir durumla karşılaştılar ve buna annem de tesadüf eseri şahit oldu. (Bir çok durumda zaten komşuları şahit aslında...)Annesine şiddet uyguladığını gören büyük kızı annesini korumak amacıyla babasının önüne geçmeye çalışmış ve bir boğuşma yaşanmış. Şu an rapor almadık.. Biz en azından yatışmasını beklerken o bizim evimizi arayıp tehditler savuruyor. (Bu kez ses kayıt cihazıyla kaydettim çünkü her defasında yaptıklarını inkar ediyor...)2005 yılında banka kredisiyle bir ev aldılar. O dönemde ablam çalışıyordu şimdi ev hanımı. Kredi borcu devam ediyor...
Bu durumda ablamın ve çocuklarının hakkını nasıl savunabiliriz??? İzlememiz gereken süreç hakkında bilgi verirseniz sevinirim. Teşekkürler...

Sayın Katılımcı,

Öncelikle ablanız ve çocukları şiddetten korunabilmek için aile mahkemesi yargıcına başvurarak koruma önlemi alınmasını isteyebilirler. Başvuruda hem kendisinin hem de çocuklarının şiddete maruz kaldığı belirtilmelidir. Yasaya göre şiddet uygulayan eş, ortak konuttan uzaklaştırılır, konut şiddet gören aile bireylerine özgülenir, şiddet uygulayan kişi evin geçimini sürdürmeye devam eder. Ayrıca bu süre için tedbir nafakası bağlanabilir. Yasaya göre koruma kararı alınması için darp raporuna gerek bulunmamaktadır. Ancak boşanma davasında kusurun kanıtlanması için darp raporu etkili bir kanıt olacağından üniversitelerin tıp fakültelerinin adli tıp anabilim dalına başvurarak şiddet nedeniyle darp raporu düzenlenmesini isteyebilir.

Ayrıca eşine ve çocuklarına şiddet uyguladığı için ve size tehditler savurduğu için savcılığa şikayette bulunabilirsiniz. Eşe ve çocuklara karşı uyguladığı şiddet şikayet dahi aranmadan kovuşturulması gereken bir suçtur.

Boşanma davasında onur kırıcı davranışları, psikolojik, fiziksel şiddeti kanıtlamak hem boşanma nedeninin varlığını hem de eşin kusurunu kanıtlamaya yarayacaktır. Bu aşamada çocukların, sizlerin, komşuların tanıklığı önemlidir. Ancak çocuklarla bu konuda konuşulmaması çocukların sağlığı için gereklidir diye düşünüyorum, çocukların görüşleri, duyguları aile mahkemelerinde çalışan sosyal hizmet çalışanları tarafından uygun bir yolla öğrenilmelidir.

Anne yani ablanız, çocukların velayetinin kendisine verilmesini istiyorsa şiddet nedeniyle koruma kararı almanız, tanıklarla bu olayları kanıtlamanız velayetin anneye verilmesi gerektiği konusunda yargıcı ikna edici nitelikte olacaktır.

2005 yılında alınan ev kimin adına kayıtlı, bilemiyorum. Ancak 2002'den sonra edinildiği için ayrı bir mal rejimi sözleşmesi yapılmadıysa edinilmiş mal niteliğindedir. Bunun anlamı ev kimin üzerine kayıtlı ise diğer eş, evin değerinin yarısı üzerinde alacak hakkına sahip olur. Ancak evin çalışma karşılığında edinilmesi, kredi borcunun da çalışarak ödenmesi gereklidir. Eğer bağışlarla, miras malıyla bir ödeme söz konusu ise durum biraz daha farklı olacaktır. Mal rejimi boşanma kararının kesinleşmesiyle sona ereceğinden mal rejiminin tasfiyesi için ayrı bir dava açmak gerekir. Bu dava boşanma davası karara bağlanıp kesinleştikten sonra görülür. Kredi borcu, evin değerinden düşülür ve kalan değer paylaştırılır. Kabaca anlattığımız tasfiye biçimi, başka malların varlığı ya da edinilme biçimine ya da ödenme biçimine göre değişebilecektir. Bu nedenle bir avukattan doğrudan destek alınması gereklidir.

Haklarınızı kullanırken bir avukattan destek almanızı, parasal gücünüz elverişli değilse bulunduğunuz yerdeki baronun adli yardım bürosuna başvurarak ücretsiz avukat atanmasını istemenizi öneriyoruz. Saygılarımla

Ayrıntılı yanıtınız için çok teşekkür ederim Özge Hanım.
Şu an çocuklar ve ablam bizde. Zaten evden dışarı atılmışlar. Ev eşinin üzerine kayıtlı ama sizinde sölediğiniz gibi 2002 den sonra edinilmiş bir mal ve ablam yarısı üzerindeki hakka sahip. Pazartesi günü aile mahkemesi yargıcına başvurup evden uzaklaştırma isteyeceğiz. (Bu süre içerisinde evi satılığa çıkarmış sanıyorum ki bu işlemi de gerçekleştiremez değil mi?) Boşanma durumu gerçekleşirse ve çocukların velayetinin ablama verilebilmesi için elimdeki ses kayıtlarını (tehditkar ve şiddet uyguladığına dair) delil olarak gösterebilirmiyiz?
Tekrar çok teşekkürler...

Sayın Katılımcı,

Aile konutu eşin rızası olmadan başkasına devredilemez, rehin olarak gösterilemez. Böyle bir devir geçersizdir. Ancak geçersiz biçimde devralan kişi, durumdan habersiz üçüncü bir iyi niyetli kişiye evi devrederse üçüncü kişinin kazanımı korunur. Bu nedenle bir sorun yaşamamak için aile konutunun bulunduğu yerdeki tapu müdürlüğüne

1- Konutun aile konutu olduğunu kanıtlayan muhtarlıktan ve varsa apartman yönetiminden alınmış belge.
2- Vukuatlı nüfus kayıt örneği veya evlilik cüzdanı.
3- Gereken hallerde (Gerekip gerekmediğini tapu müdürlüğündeki görevliler söyleyecektir) taşınmaz malın şerhi talep edilen taşınmaz mal ile aynı olduğunun kadastro müdürlüğünce veya muhtarlıkça tespiti
4- İstemde bulunanın yani ablanızın nüfus cüzdanı veya pasaportu ile başvurularak aile konutu şerhi düşülmesini ablanız istemelidir. Bu şerh düşüldüğünde kimse iyi niyetli olduğu iddiasında bulunamayacaktır, konut ablanızın rızası olmadan başkasına devredilemeyecektir.

Ablanızın eşinin sesini rızası olmaksızın kaydettiğiniz için bu kayıtlar yasa dışı kanıt niteliğindedir, mahkemede kanıt olarak kabul edilemez.

Ayrıca evin değerinin yarısı üzerinde hak sahibi olabilmek için mal rejiminin son bulduğu tarihte kredi borcunun bitmesi gerekir, eğer bitmezse bu borç tutarı evin değerinden düşülür, kalan değerin yarısı üzerinde hak sahibi olur.