iftira nedeniyle manevi tazminat talebi

sayın meslektaşlarım davayı alıp almamakta tereddütte bulunduğum için fikirlerinize ihtiyaç duyduğum konu özetle şöyle; bir müvekkilimin annesi, müvekkilimin ve eşinin kendisini dövdüklerini, kömürlüğe kilitlediklerini iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulunmuş ve bunun sonucunda müvekkilim ve eşi hakkında dava açılmıştır. Sulh ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda müvekkilim olay tarihinde orada olmadığı sabit olduğundan beraat etmiş, eşi ise yeterli tanık bulunamadığı için 100 ytl adli para cezası almıştır. Müvekkilim annesinin iftirası sonucu yıpranmış ve bu nedenle annesi hakkında manevi tazminat davası açmak istemektedir.(anne emekli aylığı alıyor.) Tarafların ana oğul olması davanın seyrini olumsuz yönde etkiler mi ve sizce makul olan tazminat talebi ne olmalıdır? Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim...

İftira neticesinde manevi tazminat talebinde bulunulabilir. Manevi tazminatın miktarını belirlemekse hakkaniyet ölçüleri içerisinde size düşüyor sayın meslektaşım. Ayrıca Türk Ceza Kanunu'nda bu konuyla ilgili şu düzenleme mevcut:İftiraMADDE 267. - (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır. (3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur. (5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur. (6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır. (7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar. (9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilân olunur. İlân masrafı, hükümlüden tahsil edilir. Suç uydurma MADDE 271. - (1) İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir.

Site içerisinde yaptığım aramalarda yargıtay kararlarının çok tutarsız olduğunu gördüğümden biraz çelişkide kalmıştım, paylaştığınız bilgiler için teşekkür ederim sayın engin.