Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Vekaletnamedeki 'ahz-u kabz' ibaresi bankadan para çekebilmek için yeterli midir?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-01-2011, 16:19   #1
Avukat75

 
Varsayılan Vekaletnamedeki 'ahz-u kabz' ibaresi bankadan para çekebilmek için yeterli midir?

Merhaba.
Tutuklu olan müvekkilin isteğiyle, ahz-u kabz yetkisini de içerir vekaletnamesi ile bir bankadaki parasını çekmek için bankaya başvurdum. Banka, sadece ahz-u kabz ibaresinin bankadaki parayı çekmem için yeterli olmadığını, vekaletteki 'ahz-u kabza' ibaresinin, sadece bu ibarenin üstünde, bu ibareye kadar yazılmış bulunan (...T.C. yargı organlarının, meclislerinin, daire ve kuruluşlarının vs...)kurumlardan para tahsil etmeye yönelik olduğunu, bankadan para çekebilmek için, ayrıca bankalardan da ahz-u kabza yetkili olunduğunun belirtilmesi gerektiğini söyleyerek talebimi reddetti.

Vekalette, diğer yazılanlardan iki virgül ile ayrılarak yazılmış olan(...,ahz-u kabza,...) ibaresi, karşı tarafın kim olduğundan bağımsız olarak müvekkil adına para tahsil etme yetkisi vermez mi? Yoksa bankanın yorumu doğru mudur?
Old 14-01-2011, 16:24   #2
Av.Suna SOYDAŞ

 
Varsayılan

Bankanın yorumu doğrudur. Yukarıda yazan kurumların içine bankalar da katılmış olsa idi banka size ödeme yapardı ancak yazılmamış olması halinde para çekmeniz mümkün değildir.
Old 14-01-2011, 17:24   #3
mntopcu

 
Varsayılan

Selam;

Vekaletnamede ismi geçen kurumlar arasında "bankalar" ibaresi bulunsa dahi bankanın ödeme yapacağını sanmıyorum. Zira uygulamada hesaptan para çekilecekse banka adının, şubesinin ve hatta hesap numarasının bile vekaletnamede yeralması şartı aranıyor. Doğru yanlış tartışılır, ama benim gördüğüm uygulama genelde bu şekilde. Ancak para Mahkeme kararıyla yatırılmışsa paranın kaynağının yazılı olması yeterli görülüyor. Mesela ....ada, .. parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedeli, kira bedeli vs. gibi.
Old 14-01-2011, 17:43   #4
Avukat75

 
Varsayılan

Bu mantıktan düşünürsek; vekaletnamede 'gerçek kişi' ibaresi de olmadığından, mesela avukatın, müvekkilin borçlusundan elden para tahsil edememesi gerekmez mi? Çünkü borçlu gerçek kişidir ve gerçek kişilerden ahz-u kabz yetkisi olduğu vekaletnamede belirtilmemiştir.

Bankaların, dayanağını sadece güçlerinden aldıkları zorlama bir yorum gibi geliyor bana. Uygulama böyle ise, hele bankaya karşı, elden ne gelir bilemiyorum.
Old 14-01-2011, 23:36   #6
Av. Eyüp KATI

 
Varsayılan

özel olarak hesap numarasının bildirilmesi gereği tartisilir ancak genel dava vekaletinde yer alan ahzu kabz yetkisinin bankalarda hesaplarda işlem yapma yetkisi vermeyeceği kanaatindeyim.
Old 15-01-2011, 00:12   #7
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

Bana göre de, ahz-u kabz yetkisi, bankadan para çekme hakkı vermez. Çünkü, banka hesabı sadece o kişi tarafından kullanılabilen ve kişinin şahsına münhasır olup, şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Dolayısıyla bu hakkın kullanımı vekaleten yapılacak ise, vekaletnamede bu konuda özel yetki bulunması gerekir. Bu sebeple, vekaletnamede bankanın adının ve şubesinin ismini de içerir şekilde para çekme yetkisinin bulunması gerekir.
Old 17-01-2011, 19:48   #8
Avukat75

 
Varsayılan

Sanırım yorumlar kötüniyete karşı ilgiliyi/müvekkili koruma düşüncesiyle yapılıyor. Ahz-u kabz yetkisi içeren (ki çoğu vekaletnamede oluyor) vekaletnameyi eline geçiren her avukat sanki hemen gidip müvekkilinin bankadaki paralarını çekip kaybolacak. Zaten böyle kötüniyetli hareket eden avukatın, hukuki sorumluluğu sözkonsu olacaktır. Bankadan çekilen paranın miktarı da belli olacağına göre, ispat sorunu da olmayacaktır. Genelde avukatlar müvekkilinin isteği ve bilgisi dahilinde hareket ederken ve müvekkilin yurtdışında veya cezaevinde olması gibi tekrar vekalet çıkarmanın uğraştıcı olduğu durumlarda, hem müvekkil hem avukat zor duruma düşebilmekteler. Yapılan yorumlara hak vermemek zor olabilir, ama bu biraz da avukatlık mesleğine olan güvenin azaldığının göstergesi galiba.
Old 17-01-2011, 20:00   #9
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat75
Merhaba.
Tutuklu olan müvekkilin isteğiyle, ahz-u kabz yetkisini de içerir vekaletnamesi ile bir bankadaki parasını çekmek için bankaya başvurdum. Banka, sadece ahz-u kabz ibaresinin bankadaki parayı çekmem için yeterli olmadığını, vekaletteki 'ahz-u kabza' ibaresinin, sadece bu ibarenin üstünde, bu ibareye kadar yazılmış bulunan (...T.C. yargı organlarının, meclislerinin, daire ve kuruluşlarının vs...)kurumlardan para tahsil etmeye yönelik olduğunu, bankadan para çekebilmek için, ayrıca bankalardan da ahz-u kabza yetkili olunduğunun belirtilmesi gerektiğini söyleyerek talebimi reddetti.

Vekalette, diğer yazılanlardan iki virgül ile ayrılarak yazılmış olan(...,ahz-u kabza,...) ibaresi, karşı tarafın kim olduğundan bağımsız olarak müvekkil adına para tahsil etme yetkisi vermez mi? Yoksa bankanın yorumu doğru mudur?

Kanımca vekaletnamede kurumların sıralandığı bölüme "tüm kamu ve özel banka ve finans kuruluşlarında, adıma işlem yapmaya, hesaplarıma para yatırmaya, para çekmeye, 5941 sayılı yasa kapsamındaki tüm işlemleri yapmaya" benzeri bir ibare eklenmelidir. Aksi takdirde, "ahz-u kabz" ibaresi hukuki yardım ve vekillik faaliyeti sonunda ortaya çıkan değere (icra dosyasına yatan parayı ahz-u kabz örneğinde olduğu gibi.) hasredilmiş gibi görünüyor.

Ancak, somut banka, şube, hesap no.su yazması gerektiği görüşüne katılmıyorum. Bu şekilde "kazüistik" metodla vekaletname tanzimini kabule olanak yoktur.
Saygılarımla.
Old 17-01-2011, 20:51   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat75
Sanırım yorumlar kötüniyete karşı ilgiliyi/müvekkili koruma düşüncesiyle yapılıyor. .....ama bu biraz da avukatlık mesleğine olan güvenin azaldığının göstergesi galiba.
Bu konunun avukatlık mesleğine güvenin azalmasıyla ilgisi olmasa gerek: Avukatlık tarihi boyunca avukatlar müvekkillerinin bankasından para çekmemiştir. Çekmemelidir. Bir avukatın müvekkili adına bankadan para çekmesinin hiç bir nedeni olamaz.

Avukat hukuki yardımda bulunur; hukuki işleri takip eder. Bankadan para çekmek için hukuk bilgisine ihtiyaç bulunmadığına göre bu işi avukatın yapması avukatı aşağılar. Herkes kendi işini yapmalıdır.

Avukat vekildir ama vekilharç değildir.
Old 17-01-2011, 21:03   #11
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Avukat vekildir ama vekilharç değildir.

Sayın Konyalı,

Görüşünüz bana naçizane biraz "katı" geldiğinden esas itibariyle hilafına düşünüyorum. Ancak yukarıdaki soylu cümleniz (daha doğru tabirle vecizeniz )çok hoşuma gitti. Ona katılıyorum. Saygılarımla.



Vekilharç: Müsaadenizle vekilharcın büyük malikanelerin, getir-götür ve sair tedvirat işlerine bakan görevli manasına geldiğini de belirtelim.
Old 18-01-2011, 12:47   #12
Avukat75

 
Varsayılan

Yanıtınız için teşekür ederim sayın Armağan Konyalı. Avukatın, müvekkilin banka hesabından para çekmesinin çok istenilen bir durum olmadığını kabul ediyorum. Fakat bazı özel durumlarda, müvekkilinin isteği ve bilgisi ile para çekmesinin sakıncası nedir anlamadım. Avukat kont mudur, dük müdür, vezir midir, padişah mıdır ki bu durum avukatı aşağılasın? Hacize gitmek de çok fazla hukuk bilgisini gerektiren bir iş değildir ama kötü koşullarda, saatlerce bekleme pahasına hacize gidiyoruz. Aşağılanma açısından özellikle icra dairelerinin çalışma koşulları, haciz koşulları daha uygun sanki.
Old 19-01-2011, 09:04   #13
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat75
Avukat kont mudur, dük müdür, vezir midir, padişah mıdır
Avukatın kendi unvanı kendisine yeter. “Avukat” sözcüğünün ad-soyad öncesinde yazılmasının nedeni unvan olmasıdır. Eğer bir meslek adı olsaydı önce ad-soyad sonra “Avukat” yazılırdı. Avukat, avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmakla yükümlüdür. Avukatın unvanı kendisinden önce gelir. Avukatın başkaca unvana ihtiyacı olmadığı gibi başkaca unvanı olsa bile (akademik unvanlar hariç) o unvanı kullanması yasaktır.

AVUKATLIK KANUNU Madde 9 - ….Aday böylece avukatlığa kabul edildikten sonra (Avukat) unvanını kullanmak hakkını kazanır.
Madde 34.- Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.
Madde 55 - ……avukat unvanı ile akademik unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır.
Madde 63 - …Baro levhasında yazılı bulunmayanlar avukatlık unvanını da taşıyamazlar. Şu kadar ki, baro levhasındaki kaydı yirmi yılı dolanlardan, bürosunu kapatarak vergi kaydını sildiren avukatlar…. avukat unvanını kullanabilirler.
Madde 135 - Disiplin cezaları şunlardır: 5. Meslekten çıkarma; avukatlık ruhsatnamesinin geri alınarak avukatın adının baro levhasından silinmesi ve avukatlık unvanının kaldırılmasıdır.

Ayrıca dük asalet hiyerarşisinde prensten sonra gelir. Avukatlar için denir ki: “Avukatlık mesleklerin prensi, prenslerin mesleğidir.”

Avukat dük değildir ama dik durur.
Old 19-01-2011, 15:33   #14
Avukat75

 
Varsayılan

Sayın Konyalı, mevzuatta avukatın saygınlığından bahseden düzenlemeler olabilir. Avukatlar için söylenmiş 'Mesleklerin prensi', '...Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı' gibi gurur okşayıcı sözlerin hayatımızda karşılığının olduğu şüphelidir. 'Her avukat kendi değerini kendi belirler' gibi, avukatın içinde bulunduğu olumsuzlukların sebebinin yine o avukatın kendisi olduğu şeklindeki kolaycı, umursamaz bakış açılarına da katılmıyorum. Ekonomik ve toplumsal koşulların dayatmasıyla birçok meslek gibi avukatlık da saygınlığını malesef yitirmiştir. Bunu benim söyleyip söylemememin bir önemi yok, zira birçok meslektaşımın bunu yaşadığını düşünüyorum. Güzel sözler ve temenniler gerçeği değiştirmiyor. Saygılar.
Old 23-01-2011, 12:27   #15
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat75
Güzel sözler ve temenniler gerçeği değiştirmiyor.
Gerçeği yazmıştım ama gözden kaçmış olabileceğini düşünerek yine yazıyorum:
''Avukatlık .......... prenslerin mesleğidir.''

Güzel olduğu sanılan bu sözün açılımı şudur: ''Bir prens kadar ekonomik gücü olmayan avukatlık mesleğine girmemelidir. ''

Süslü gerçek çıplak gerçekten daha utangaçtır.
Old 15-02-2011, 17:45   #16
Avukat75

 
Varsayılan

Prens saraylarına girme imkanı pek olmayan 'reaya' veya 'maraba'lara, kast sisteminizde hangi meslekleri bahşettiğinizi bilemediğimiz için özür dileriz!..
Old 16-02-2011, 00:29   #17
Av.Kaan

 
Varsayılan

Konuya dönersek; prenslerin şey aman avukatların, özel yetkilendirme olmaksızın müvekkillerin banka hesaplarını hortumlamaları amaaan hesaplarından para çekebilmeleri mümkün müdür?

Ben bu konuda verilmiş bir HGK kararı okumuştum. Kararda prenslerden hiç söz edilmiyordu, ama avukatlar çekemez diyordu.

Acaba prensler çekebilir mi?
Old 17-02-2011, 16:43   #18
Avukat75

 
Varsayılan

Müvekkil tutukludur. Anne-babasının ekonomik durumu çok kötü durumdadır. Tutuklanmadan önce işçi olarak çalışması karşılığı işveren tarafından bankaya yatırılan 570 TL. ücreti çekilip anne babasına iade edilmek istenmektedir. Talep babadan gelmektedir, çünkü banka kendisine de parayı vermemektedir. Yeniden vekalet çıkarılması durumunda yapılacak masraf dahi aile için kıymetlidir. O yüzden tarafımca mevcut vekaletname ile bankaya başvurulmuştur.

Ben burada işin hukuki boyutunu tartışmaya açmaya çalıştım. Olumlu veya olumsuz görüşler olabilir tabi ki, saygı duyarım. Ancak işin hukuki tartışmasından ziyade, yapmaya çalıştığım işlem üzerinden avukatlık mesleğinin aşağılandığı iddiası; bununla da kalmayıp hortumcu ilan edilmem ne kadar etiktir?

Haa, ekonomik durumu yerinde olup mesleğe yaraşır kabul edilen sayın prensler, madem paraları yok ne diye işlerini aldın diye sorabilirler. İşlerini yapmayı reddetmekte zorlanacağım akrabalık ilişkileri nedenlerden birisi. Diğer neden ise belki de prens olmamam.
Old 17-02-2011, 17:00   #19
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat75
Müvekkil tutukludur. Anne-babasının ekonomik durumu çok kötü durumdadır. Tutuklanmadan önce işçi olarak çalışması karşılığı işveren tarafından bankaya yatırılan 570 TL. ücreti çekilip anne babasına iade edilmek istenmektedir. Talep babadan gelmektedir, çünkü banka kendisine de parayı vermemektedir. Yeniden vekalet çıkarılması durumunda yapılacak masraf dahi aile için kıymetlidir. O yüzden tarafımca mevcut vekaletname ile bankaya başvurulmuştur.

Ben burada işin hukuki boyutunu tartışmaya açmaya çalıştım. Olumlu veya olumsuz görüşler olabilir tabi ki, saygı duyarım. Ancak işin hukuki tartışmasından ziyade, yapmaya çalıştığım işlem üzerinden avukatlık mesleğinin aşağılandığı iddiası; bununla da kalmayıp hortumcu ilan edilmem ne kadar etiktir?

Haa, ekonomik durumu yerinde olup mesleğe yaraşır kabul edilen sayın prensler, madem paraları yok ne diye işlerini aldın diye sorabilirler. İşlerini yapmayı reddetmekte zorlanacağım akrabalık ilişkileri nedenlerden birisi. Diğer neden ise belki de prens olmamam.

Değerli meslektaşım, birisi çıkıp seçkinci (elitist) ve avukatlar nezdinde kabul edilebilirlik oranı 0,0001 ancak olabilecek özgün bir görüş serd etti diye, her mesajınızda buna değinmeye bence gerek yok. Ben de sizinle aynı fikirdeyim üstelik. İlk okuduğumda ben de üzüldüm ve şaşırdım ama bir kere diyeceğimizi dedik ve geçtik, biz prens olmadığımızı da yasanın tanımladığı hukukçu/avukat olduğumuzu da ÇOK İYİ biliyoruz; bu yeterlidir yani anlatabiliyor muyum... Her düşünce sahibine aittir ve onu yansıtır. Bence artık, bu prenslikle ilgili mesaja alıntı/atıf yapmaya hacet yoktur. Saygılarımla.
Old 18-02-2011, 11:33   #20
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat75
yapmaya çalıştığım işlem üzerinden avukatlık mesleğinin aşağılandığı iddiası ne kadar etiktir?

Sayın avukat75

Fakir bir müvekkile yardım etmek için bankaya gitme külfetine katlanmanız takdir edilecek bir yücelik. Ancak bu müstesna davranışınızın her koşulda geçerli olacağını savunmanız kabul edilemez.

Karşı çıktığım şey sizin bu davranışınız değil; sizin savunduğunuz görüşlerdir.

Önceki mesajlarda yazdıklarım bütünüyle hukuk çerçevesindedir ve bu nedenle etiğe aykırı değildir:

Avukatlık Kanunu’nun 2.maddesinde AVUKATLIĞIN AMACI belirlenmiştir:
“Madde 2 - Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.” “Avukat bu amaçla hukukî bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.”

Görüldüğü gibi avukatlığın amacının her cümlesinde “hukuk” sözcüğü bulunmaktadır. Avukatın müvekkilinin bankasından para çekmeye gitmesi avukatlığın amacına aykırıdır.

Avukat “dük müdür, kont mudur” sorusunun yanıtı meslek kurallarında verilmektedir: Meslek kurallarının pek çok maddesinde avukatlık mesleğinin onurundan ve vakarından söz edilmektedir.

Özetle tartışmamızın konusu şudur: Avukat bankadan para çekmeye gönderilir mi?
Bu soruya verilecek “evet” yanıtı avukatlığın geçmişini geleceğini karartır.

Halbuki yukarıda yazılanları okuyunca bir televizyon dizisi izler gibiyim:

Avukat odanın ortasında ayakta durmaktadır. İş adamı müvekkil kocaman masasının arkasından kocaman kocaman konuşur:

- “Al şu arabanın anahtarlarını, önce bankaya git para çek, sonra parayı icra dairesine yatır, arabanın vizesini yaptır, dönüşte kahve al gel. Kahve dibek kahvesi olsun. Dandik kahve alıp gelme. Birazını da kendi yazıhanene götürürsün. Hadi bakayım. “

Avukat sessizce odadan çıkar. (Sahne değişir.)

Neden olmasın? Avukat dük müdür, kont mudur? Sizin söylediğinize göre zaten “Ekonomik ve toplumsal koşulların dayatmasıyla birçok meslek gibi avukatlık da saygınlığını malesef yitirmiştir.”

Bir başkasının verdiği beyanata göre ise yukarıdaki sahneyi yadırgayanlar “seçkinci (elitist), özgün ve kabul edilemez görüşlere sahiptir.” “Biz yasanın tanımladığı hukukçu/avukat olduğumuzu da ÇOK İYİ biliyoruz; bu yeterlidir yani anlatabiliyor muyum...”

“Biz” adına verilen bu beyanatı anlamak için “yasanın tanımlaması”na bakalım: Avukatlık Kanunu ve Meslek Kuralları avukatın müvekkiline hukuki yardımda bulunacağını ve bu hukuki yardım karşılığında avukatlık ücreti alacağını yazmaktadır.

Avukatlığın sınırı hukuki yardım ile belirlenmiştir. Avukat mesleki çalışmasını bu sınır içinde tutmalıdır. Ama sizin dediğiniz gibi “Mevzuatta avukatın saygınlığından bahseden düzenlemeler olabilir.” “ Ekonomik ve toplumsal koşulların dayatmasıyla birçok meslek gibi avukatlık da saygınlığını malesef yitirmiştir.” Avukat dük müdür, kont mudur” “Ne sakıncası olabilir?” denirse meslek yasa ile tanımlanmış rayından çıkar. Rayından çıkan tren hurdalığa gider.

Özetle tartışmamızın konusu şudur: Avukat bankadan para çekmeye gönderilir mi?
Bu soruya "hayır" yanıtı alana kadar tartışmayı sürdürebilirim.

Saygılarımla
Old 18-02-2011, 12:12   #21
y.can_hukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

Sayın avukat75

Fakir bir müvekkile yardım etmek için bankaya gitme külfetine katlanmanız takdir edilecek bir yücelik. Ancak bu müstesna davranışınızın her koşulda geçerli olacağını savunmanız kabul edilemez.

Karşı çıktığım şey sizin bu davranışınız değil; sizin savunduğunuz görüşlerdir.

Önceki mesajlarda yazdıklarım bütünüyle hukuk çerçevesindedir ve bu nedenle etiğe aykırı değildir:

Avukatlık Kanunu’nun 2.maddesinde AVUKATLIĞIN AMACI belirlenmiştir:
“Madde 2 - Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.” “Avukat bu amaçla hukukî bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.”

Görüldüğü gibi avukatlığın amacının her cümlesinde “hukuk” sözcüğü bulunmaktadır. Avukatın müvekkilinin bankasından para çekmeye gitmesi avukatlığın amacına aykırıdır.

Avukat “dük müdür, kont mudur” sorusunun yanıtı meslek kurallarında verilmektedir: Meslek kurallarının pek çok maddesinde avukatlık mesleğinin onurundan ve vakarından söz edilmektedir.

Özetle tartışmamızın konusu şudur: Avukat bankadan para çekmeye gönderilir mi?
Bu soruya verilecek “evet” yanıtı avukatlığın geçmişini geleceğini karartır.

Halbuki yukarıda yazılanları okuyunca bir televizyon dizisi izler gibiyim:

Avukat odanın ortasında ayakta durmaktadır. İş adamı müvekkil kocaman masasının arkasından kocaman kocaman konuşur:

- “Al şu arabanın anahtarlarını, önce bankaya git para çek, sonra parayı icra dairesine yatır, arabanın vizesini yaptır, dönüşte kahve al gel. Kahve dibek kahvesi olsun. Dandik kahve alıp gelme. Birazını da kendi yazıhanene götürürsün. Hadi bakayım. “

Avukat sessizce odadan çıkar. (Sahne değişir.)

Neden olmasın? Avukat dük müdür, kont mudur? Sizin söylediğinize göre zaten “Ekonomik ve toplumsal koşulların dayatmasıyla birçok meslek gibi avukatlık da saygınlığını malesef yitirmiştir.”

Bir başkasının verdiği beyanata göre ise yukarıdaki sahneyi yadırgayanlar “seçkinci (elitist), özgün ve kabul edilemez görüşlere sahiptir.” “Biz yasanın tanımladığı hukukçu/avukat olduğumuzu da ÇOK İYİ biliyoruz; bu yeterlidir yani anlatabiliyor muyum...”

“Biz” adına verilen bu beyanatı anlamak için “yasanın tanımlaması”na bakalım: Avukatlık Kanunu ve Meslek Kuralları avukatın müvekkiline hukuki yardımda bulunacağını ve bu hukuki yardım karşılığında avukatlık ücreti alacağını yazmaktadır.

Avukatlığın sınırı hukuki yardım ile belirlenmiştir. Avukat mesleki çalışmasını bu sınır içinde tutmalıdır. Ama sizin dediğiniz gibi “Mevzuatta avukatın saygınlığından bahseden düzenlemeler olabilir.” “ Ekonomik ve toplumsal koşulların dayatmasıyla birçok meslek gibi avukatlık da saygınlığını malesef yitirmiştir.” Avukat dük müdür, kont mudur” “Ne sakıncası olabilir?” denirse meslek yasa ile tanımlanmış rayından çıkar. Rayından çıkan tren hurdalığa gider.

Özetle tartışmamızın konusu şudur: Avukat bankadan para çekmeye gönderilir mi?
Bu soruya "hayır" yanıtı alana kadar tartışmayı sürdürebilirim.

Saygılarımla

Sayın Konyalı,
Forumdaki mesajların tamamını ben de okudum. Bir avukat olarak görüşleriniz hepimizi ilgilendiriyor. Özellikle bir prens kadar ekonomik gücü olmayanların avukatlık mesleğine girmemesi gerektiği gibi bir yazı yazdıktan sonra diğer tüm yazdıklarınızın pek fazla bir önemi yoktur. Bence, avukatlık mesleğine ilişkin mevzuat maddelerine yüklediğiniz anlam ile bahsettiğiniz sanal dizi diyaloğu ekstrem ve mesleki/toplumsal temeli bulunmayan görüşlere subjektif temel bulma amacından ibaret. Prenslik ve avukatlık arasında kurduğunuz korelasyon ve bunun inciticiliği, bundan sonra ne yazarsanız yazın ortadan kalkacak ve bence hiçbir meslektaşımızı ikna edecek gibi değil maalesef...
Old 18-02-2011, 12:16   #22
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan y.can_hukuk
Sayın Konyalı,
Forumdaki mesajların tamamını ben de okudum. Bir avukat olarak görüşleriniz hepimizi ilgilendiriyor. Özellikle bir prens kadar ekonomik gücü olmayanların avukatlık mesleğine girmemesi gerektiği gibi bir yazı yazdıktan sonra diğer tüm yazdıklarınızın pek fazla bir önemi yoktur. Bence, avukatlık mesleğine ilişkin mevzuat maddelerine yüklediğiniz anlam ile bahsettiğiniz sanal dizi diyaloğu ekstrem ve mesleki/toplumsal temeli bulunmayan görüşlere subjektif temel bulma amacından ibaret. Prenslik ve avukatlık arasında kurduğunuz korelasyon ve bunun inciticiliği, bundan sonra ne yazarsanız yazın ortadan kalkacak ve bence hiçbir meslektaşımızı ikna edecek gibi değil maalesef...

Sayın y.can_hukuk,

Tek kelimeyle tebrikler...
Old 18-02-2011, 12:19   #23
Admin

 
Varsayılan

Sayın Av.Armağan Konyalı,
Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

Özetle tartışmamızın konusu şudur: Avukat bankadan para çekmeye gönderilir mi?
Bu soruya "hayır" yanıtı alana kadar tartışmayı sürdürebilirim.
Avukat "sadece bankadan para çekmeye gönderilmez" ama bir hukuki yardım hizmetinin kapsamı dahilinde bazen bankadan para çekmesi de gerekebilir diye düşünüyorum. Hukuki yardım kavramına bazen geniş açıyla bakmamız gerekebilir, zira eğer hukuki yardımı, bir diğer deyişle avukatlığın kapsamını sadece duruşmaya girmek veya mütalaa vermek olarak görürsek o zaman avukatlık prenslerin mesleği olmakla kalmaz, sadece prenslere hizmet eden bir meslek haline de gelebilir kanaatindeyim.

Avukatlık neticede vekalet akdine dayanan bir meslektir ve vekalet akdinde de vekil "mukavele dairesinde kendisine tahmil olunan işin idaresini veya takabbül eylediği hizmetin ifasını iltizam eyleyen" kişidir. Bu zaman zaman hukuki işlemin çok hoşumuza gitmeyen "ayak işlerini" yapmayı da kapsayabilir. Esasında şu anda tartıştığımız "ahzu kabz" yetkisi de bankadan para çekmek bir yana, para alınan yer neresi olursa olsun böyle bir ayak işidir. Örneğin icra dosyasına yatan parayı da avukatın çekmesi bir ayak işidir, hukuki bir tarafı yoktur ve hukuki bir beceri gerektirmez, müvekkil de gidip dosyadan bizzat alabilir ki bu yaklaşımla ahzu kabz yetkisinin avukatlara hiç verilmemesi gerektiğini de savunabiliriz.

Avukatın vekalet kapsamında yapabileceklerinin sınırlandırılması, hak sahibinin hakkını elde etmesini güçleştireceği gibi, avukatlık mesleğinin kendisini de sınırlandırmak anlamına gelebileceğinden, avukatın yapabileceği işleri ve yetkileri geniş bir bakış açısıyla yorumlamanın avukatllık mesleğinin yücelmesine yardımcı olacağı inancındayım.

Not: Genel ahzu kabz yetkisi ile bankadan para çekmenin mümkün olduğu ya da olmadığı konusunda bir beyanım yoktur, sadece konunun geldiği nokta itibariyle vekalette verilen yetkilerin yorumlanmasının avukatlık mesleğinin konumuyla ilişkisine dair beyanda bulunmak istedim.
Old 18-02-2011, 14:10   #24
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı


“Biz” adına verilen bu beyanatı anlamak için “yasanın tanımlaması”na bakalım: Avukatlık Kanunu ve Meslek Kuralları avukatın müvekkiline hukuki yardımda bulunacağını ve bu hukuki yardım karşılığında avukatlık ücreti alacağını yazmaktadır.

Avukatlığın sınırı hukuki yardım ile belirlenmiştir. Avukat mesleki çalışmasını bu sınır içinde tutmalıdır. Ama sizin dediğiniz gibi “Mevzuatta avukatın saygınlığından bahseden düzenlemeler olabilir.” “ Ekonomik ve toplumsal koşulların dayatmasıyla birçok meslek gibi avukatlık da saygınlığını malesef yitirmiştir.” Avukat dük müdür, kont mudur” “Ne sakıncası olabilir?” denirse meslek yasa ile tanımlanmış rayından çıkar. Rayından çıkan tren hurdalığa gider.


Avukat yalnızca hukuki yardımda değil, insani yardımda da bulunur. Aksi takdirde ücretsiz dava alınabileceğine dair 164/4 hükmü ve adli yardım hükümleri yasada yer almazdı.
Old 18-02-2011, 14:22   #25
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Esasında şu anda tartıştığımız "ahzu kabz" yetkisi de bankadan para çekmek bir yana, para alınan yer neresi olursa olsun böyle bir ayak işidir. Örneğin icra dosyasına yatan parayı da avukatın çekmesi bir ayak işidir, hukuki bir tarafı yoktur ve hukuki bir beceri gerektirmez, müvekkil de gidip dosyadan bizzat alabilir
Sayın admin

İcra dosyasından para çekilirken borç, faiz, harç, giderlerin hesabının yapılması hukuk bilgisi gerektirir. Bu nedenle icra dosyasından para çekilmesi avukatın işidir. Ama bankadan müvekkilin parasının çekilmesi işi hukuki bir iş değildir.

Avukatın yetkilerinin genişletilmesinin avukatlık mesleğini yücelteceğine ilişkin görüşünüze katılmıyorum. Hukuk işi dışında verilen yetkiler avukatı Borçlar Kanunu anlamında vekilliğe ittirir. Borçlar Kanunu anlamında herkes birbirinin vekili olabilir. Ama avukatlık bir meslektir. Bu mesleğin gereği hukuk alanından dışarı çıkmamaktır.

Avukat hukuk bilgisi nedeniyle saygındır. Avukattan hukuku alırsanız geriye bir şey kalmaz.

Saygılarımla
Old 18-02-2011, 15:55   #26
av.cemile

 
Varsayılan

Olayın prenslik, düklük, kontluk boyutuna bir bayan olarak hiç girmiyorum. Cinsiyet ayrımcılığı anlamında bir tartışma da ben çıkarmayayım şimdi...Prenses, düşes, kontes de taaaa ortaçağda kaldı(İstisnaları krallıkla yönetilen bazı ülkelerde olsa da... )
Ancak Adalet Meslek Yüksekokulu öğrencilerine bile yanında çalıştığınız avukatın evinin fatura ödemesi vs. gibi şahsi işlerini yapmayın, siz bunun için okul okumadınız diye öğretilen bir zamanda avukatın Bankadan para çekmeye gönderilebilmesini ben de kabul edemiyorum.
Ancak elbette bunun istisnaları vardır, vijdani boyutu olan tarafı vardır. Müvekkil zor durumdadır, akrabadır, içeridedir,kimsesizdir vs.
Bence olay burada şahsi algılanırsa bu tartışma bitmez. Tartışmayı şahsileştirmeden yaparsak sonuca ulaşabiliriz ...

Dava vekaletnamesindeki ahzu kabz yetkisinin bu anlamda Bankadan para çekme yetkisi de görevi de vermediğini düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Banka kayıtlarında yeterli kimlik bilgisi olmadığı için para ödenmiyor. abdalcan Meslektaşların Soruları 2 03-07-2010 13:08
Hamile eşin dövülmesi evliliğin temelinden sarsılması için yeterli bir neden midir? Av.M.Yücel Meslektaşların Soruları 9 24-07-2009 14:54
Maddi tazminat için şartlar yeterli midir? sarissa Meslektaşların Soruları 1 08-12-2007 14:29
Ecrimisil İhbarnamesi, Muaraza için yeterli midir? Av.Mehmet Yılmaz Meslektaşların Soruları 1 05-01-2007 15:36
Adi senetlerde alacağın temliki için ciro yeterli midir? ARDA PINAR YILDIRIM Meslektaşların Soruları 8 24-05-2006 17:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10874701 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.