ÇELİŞEN iki KANUN MADDESİ

POLİS VAZİFE VE SELAHİYETLERİ KANUNU 27.06.2007 GÜN 14.06.2007 GÜN VE 26552/5681/1,MD.)

Madde4/a 8. paragraf :

Polis, göreviyerine getirirken kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra kişilerin kimliğini sorabilir. Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir. Belgesinin bulunmaması açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması, dolayısı ile yada sair suretle kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumun derhal c.savcısına haberdar edilir. Bu kişi kimliği açık bir biçimde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Göz altına veya tutuklamaya karar verme yetkisi ve usulü bakımından 52/71 sayılı ceza mah. Kan. Hük. Uygulanır.

Aynı şekilde 25832 sayılı kanunu 5 maddesini incelediğimizde

YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE MUHAFAZA ALTINA ALMA YÖNETMELİĞİ
Madde 5 I bendi son paragraf ;[/size]
Kimliğini bir belgeyle veya kolluk kuvvetince tanınmış veya güvenilir kişilerin tanıklığı ile ispat edemeyenlerle, gösterdikleri belgelerin doğruluğundan şüphe edilen kişileri, aranan kişilerden olup olmadıkları anlaşılıncaya veya gerçek kimliği ortaya çıkıncaya kadar yirmidört saati geçmemek üzere, yakalama ve muhafaza altına almaya yetkilidir. Bu kişilere kimliklerini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir.
Dolayısıyls PVSK’unda 27.06.2007 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren hali ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 25832 sayılı kanun çelişmektedir. Arz Ederim.

CMK. 91. maddede gözaltı süresi en fazla yirmidört saat olarak belirtilmiştir.

Bu nedenle,

PVSK.da sürenin belirtilmemiş olmasının, bir çelişki olmadığını düşünüyorum.

Alıntı: Yazan Derebey06 POLİS VAZİFE VE SELAHİYETLERİ KANUNU 27.06.2007 GÜN 14.06.2007 GÜN VE 26552/5681/1,MD.) Madde4/a 8. paragraf : Polis, göreviyerine getirirken kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra kişilerin kimliğini sorabilir. Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir. Belgesinin bulunmaması açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması, dolayısı ile yada sair suretle kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumun derhal c.savcısına haberdar edilir. Bu kişi kimliği açık bir biçimde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Göz altına veya tutuklamaya karar verme yetkisi ve usulü bakımından 52/71 sayılı ceza mah. Kan. Hük. Uygulanır. Aynı şekilde 25832 sayılı kanunu 5 maddesini incelediğimizde YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE MUHAFAZA ALTINA ALMA YÖNETMELİĞİ Madde 5 I bendi son paragraf ; Kimliğini bir belgeyle veya kolluk kuvvetince tanınmış veya güvenilir kişilerin tanıklığı ile ispat edemeyenlerle, gösterdikleri belgelerin doğruluğundan şüphe edilen kişileri, aranan kişilerden olup olmadıkları anlaşılıncaya veya gerçek kimliği ortaya çıkıncaya kadar yirmidört saati geçmemek üzere, yakalama ve muhafaza altına almaya yetkilidir. Bu kişilere kimliklerini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir. Dolayısıyls PVSK’unda 27.06.2007 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren hali ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 25832 sayılı kanun çelişmektedir. Arz Ederim.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (*)

(Kurucu Mecliste Kabul Tarihi : 18.10.1982; Halkoyuna Sunulmak Üzere Tasarının Resmî Gazetede İlanı: 20.10.1982-17844; Kanunun Halkoyu ile Kabul Tarihi: 7.11.1982; Halkoyu Sonucunun Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 9.11.1982-17863 Mükerrer)

Kanun No. : 2709 Kabul Tarihi : 7.11.1982

A. Özel hayatın gizliliği
MADDE 20. – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga cümle: 3.10.2001-4709/5 md.)
(Değişik: 3.10.2001-4709/5 md.) Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.


,POLİS VAZİFE VE SELAHİYET KANUNU
Kanun Numarası: 2559
Kabul Tarihi: 04/07/1934
Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 14/07/1934
Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 2751
DURDURMA VE KİMLİK SORMA
Madde 4/A- (Değişik madde: 02/06/2007-5681 S.K./1.mad)Polis, görevini yerine getirirken, kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilir. Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir.
Belgesinin bulunmaması, açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması dolayısıyla ya da sair surette kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumdan derhal Cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi, kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Gözaltına ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usûlü bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.

Maddede Cmuk hükümleri uygulanacağı söyleniyor.


CEZA MUHAKEMESİ KANUNU


Gözaltı
MADDE 91.– (1) Yukarıdaki maddeye göre yakalanan kişi, Cumhuriyet savcılığınca bırakıl­mazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözal­tına alınmasına karar verilebilir. Gözaltı süresi, yaka­lama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez. Yaka­lama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saatten fazla olamaz.

Tüm mevzuata bir bütün olarak bakıp maddeyi ona göre yorumlarsak herhangi bir çelişkinin olmadığını görüyoruz.

kimlik sormanın özel hayatın gizliliği ile alakalı bir durum olduğunu düşünmüyorum ancak 'gözaltına ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usûlü bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.
' ibaresi 24 saati aşamayacağını gösterir sayın berk 555'e teşekkürler

Bahsedilen Polis yetkilerine ilişkin kanundaki ibarede dikkat edilmesi gereken husus; "ve" ibaresidir.Aynen aktarıyorum:

Bu kişi kimliği açık bir biçimde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Göz altına veya tutuklamaya karar verme yetkisi ve usulü bakımından 5271 sayılı ceza mah. Kan. Hük. Uygulanır.

Yani; ilgili kişi gözaltına alındıktan sonra bu gözaltı süresi 24 saati geçiyorsa ve istisnaen de bazı sebeplerle (suçun iştiraken işlenmiş olması vs) gözaltı süresi, toplam olarak 4 güne uzatıldığı halde (CMK 91/3), şüpheli hakkında, herhangi suçu işlediğine dair kuvvetli şüphe varsa, ve kimliğinin açık biçimde anlaşılamaması ile ilgili suç hakkında bağlantı kurulabilecek kadar şüphe oluşuyorsa ,yetkili ve görevli mahkeme tarafından tutuklama kararı verilebilir.

Kısaca özetlemek gerekirse, kanunun lafzından ve kapsamından anlamamız gereken; gözaltı süresinin belirtilen sebeplerle en fazla toplam 4 gün olacağı ve gözaltı sırasında, şartların oluşması halinde, bu sürenin tutuklama müessesesi ile bir manada uzatılmasıdır.

Temel hak ve özgürlüklere müdahale eden tutuklama kararı, Cumhuriyet Savcısının talebi sonucunda Sulh Ceza Hakimi tarafından re'sen verilir. Karar, mutlaka gerekçeli olmak zorunda olup, adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiilî nedenlere yer verilmek zorunluluğu vardır.

Saygılarımla

bence burada lex specialis ilkesi de uygulanabilir özel olan uygulanır yani bu durumda
YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE MUHAFAZA ALTINA ALMA YÖNETMELİĞİ
uygulanır ayrıca arkadaşların söylediklerine de katılıyorum.

Alıntı: Yazan Aydinho bence burada lex specialis ilkesi de uygulanabilir özel olan uygulanır yani bu durumda YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE MUHAFAZA ALTINA ALMA YÖNETMELİĞİ uygulanır ayrıca arkadaşların söylediklerine de katılıyorum.

Özel-Genel ayrımı yapılabilmesi için,norm eşitliği olması gerekir. Yönetmelik,yasa ve tüzüklerin uygulanışını gösterir.Ve ayrıca normlar hiyerarşisine göre,kanun yönetmeliğin üzerinde olup,kanuna aykırı yönetmelik olamaz.
Dolayısı ile yönetmelik ve kanun arasında genel-özel ayrımı kesinlikle yapılamaz..
Saygılar..

İki kanunda aynı düzenlemeyi getirmiş. Burda bir çelişki sözkonusu değil.Cünkü polis gözaltına aldırktan sonra gerekirse tutuklanabilir denmektedir.CMK da da 24 saat gözaltında tutulur deniyor. Yani 24 saat gözaltında tutulduktan sonra tutuklanabilir demek istiyor.

Kanunun ;kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar tutulur. Hükmünün uygulamasını yönetmelik belirlemiş ve polis tarafından tutulmanın en fazla 24 saat olabileceğini söylemiştir. Bencede bir çelişki görünmüyor. Yönetmelik kanunu izah etmiştir.

Tüzükler yasaların yönetmeliklerde tüzük ve yasaların uygulanma şeklini gösterirler.Belirtilen konuda çlişki yok bence 24 saate kadar gözlem altına alınabilir.

Kanun ve yönetmelikte aksı bir durum görünmüyor. PVSK da bildirilen hükmü Yönetmelik CMK ya aykırı olmayacak şekilde düzenlemiş. Zaten iki kanunun çatışması halinde ikisi de özel kanun olmasından dolayı sonraki tarihli PVSK uygulanır. Bir de şöyle düşünün; kişinin kimliği belirlenmedi gözaltı süresi neye göre uzatılacak tabiki CMK ya göre. Ayrıca CMK ile PVSK arasında çelişik bir durum da görünmüyor. CMK 91 yasal gözaltı süresinin 24 saat olduğunu ve uzatılabileceğini söylerken, PVSK kimliği belirleninceye kadar gözaltından bahsediyor. PVSK ya göre oluşacak durum zaten CMK ya göre çözülecekcek

1- Arkadaşların yorumlarına bakılırsa (herkeze ayrı ayrı teşekkür ederim) Anlayamadığım bir durum var Enson çıkan yönetmelik mi uygulanır yoksa kanunlar her zaman yönetmeliklerin üstünde midir? Bu durumu açığa kavuşturmak lazım.
2- Bahse konu olan faraziye gerçekleşti ve biz şahsı hakim karar da alarak 4 gün tuttuk ve halen kimliği ispatlanamadı. İşte bu madde aranan suçlular için yakalanmamak için bir kolaylık sağlamış olmayacak mı? (zira kolluk yakaladığında kimliğini sakla söyleme 4 gün sonra serbestsin)
3-Söz konu yakalanan kişi türk vatandaşı değil (casus) ise 4 günden fazla tutamayız diyerek serbest mi bırakacağız?
Yukarıda belirttiğim durumlar göz önüne alındığında PSVK nın 4 maddesinde geçen ‘…kişi kimliği açık bir biçimde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır….’ İbaresinde geçen zaman diliminin süresiz olmasının anlam kazandığı inancı oluştu ve buradan hareket ile arada bir çelişki olduğu inancına kapıldım.. Olayın bir diğer boyutu da Görevimle ilgili olarak birebir uygulamak zorunda olduğum 650 ye yakın kanun yönetmelik tüzük ve kanun hükmünde kararname bulunmaktadır. içlerinde su ürünleri kanundan tutnda CMK'ya 111 sayılı Askerlik kanununa kadar birçok farklı temalar işlenmektedir. işte bu kadar mevzuat içerisinde, anlatılmak istenen şeylerin, yada yapılması gereken işlemin tek noktada (bu olayda olduğu gibi 25832 sayılı yön, 2559 s. PCVK ve s. PCVK ve 5371 s. CMK yı karıştır sonra hukuki işlemi yap….) birleşecek şekilde Yönetmelikleri kanunlarla çeliştirmeyecek ve arada kafa karışıklığına neden olmayacak kadar açık bir biçimde seçilmiş cümlelerle oluşturulmasını ihtiyaç olarak hissediyorum. ben her defasında yapacağım bir işlem ile ilgili 650 kanunun içerisinde en son hangisi çıktı, başka kanunda yazılı hal var mı, ya da bu kanundan sonra çıkan yönetmelik var mı şeklinde incelemem çok zor olur şeklinde düşünüyorum.


SAYGILARIMLA

Öncelikle saygılarımla. Aranan suçluların yakalanamıyor olması , suçlu olduğu tespit edilmemiş olan kişinin, yani suçsuz kişinin süresiz olarak göz altında tutulabileceği veya tutuklanabileceği sonucunu doğurursa bu haksızlık olur ve hukuk devleti anlayışına uymaz.
Arananların bulunmasındaki eksiklikler, arama görevini yapan devlet tarafından tamamlanmalıdır. Devletin bu eksikliği , kişilere yapılan haksızlığı meşru hale getirmemelidir. Devlet kendi eksikliklerini tamamlamalıdır.
Üstelik zamanaşımından düşen dosyaları düşünürsek devletin tek eksikliğinin bu husustaki eksiklik olmadığını daha nice eksiklikler ve bu nedenlerle cezalandırılamayan suçlular olduğunu görürüz.

25832 sayılı yönetmeliğin 5 maddesinde kimliğin ispat edilemediğinde ne gibi kolaylıklar sağlanacağı veya nasıl bir hal tarzı izleneceği belirtilmiştir :
5 madde İ fıkrası:''......Kimliğini bir belgeyle veya kolluk kuvvetince tanınmış veya güvenilir kişilerin tanıklığı ile ispat edemeyenlerle, gösterdikleri belgelerin doğruluğundan şüphe edilen kişileri, aranan kişilerden olup olmadıkları anlaşılıncaya veya gerçek kimliği ortaya çıkıncaya kadar yirmidört saati geçmemek üzere, yakalama ve muhafaza altına almaya yetkilidir. Bu kişilere kimliklerini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir...'' buradan hareketle devlet şahsa kendisini ispat etmek için gerekli kolaylık da sağlandığı halde şahıs ispat edemiyorsa ben bu durumda devletin eksikliği olduğunu düşünmüyorum... Şayet kanun 'kimliği yoksa at içeri' deseydi o zaman devletin eksiği diye düşünebilirdim ama bu noktada devletin eksiği olduğuna inanmıyorum.


SAYGILARIMLA