Kaza yapan avukata polis dayağı iddiası

MERTER’de yaptığı kaza sonrası çağırdığı trafik polislerince dövüldüğünü öne süren avukat Timur Biber, savcılığa şikayette bulundu. Elmacık kemiği ile parmağı kırılan, dudağı patlayan avukat, 7 gün işgöremez raporu aldı.

Avukat Timur Biber, Merter E-5 Karayolu’nda önceki gün otomobiliyle bir kamyona arkadan çarparak kaza yaptı. 31 yaşındaki avukat Biber, kaza sonrası rapor tutulması için polis ekibi çağırdı. Ancak olay yerine gelen polis ekipleri ‘rapor tutulmasına gerek yok’ diyerek ayrıldı. Otomobilinin sigortalı olduğunu belirterek 155’i arayan avukat Biber, tekrar polis ekibi talebinde bulundu. Bir süre sonra gelen aynı polis ekibi rapor tutulacak hasarın olmadığını yineleyerek Biber’i azarladı.

Aracında hasar oluştuğunu ve rapor tutulması gerektiği üzerinde ısrar eden Timur Biber iddiaya göre, polis ekibi tarafından kelepçelenmek istendi. Bu durum üzerine polislere avukat olduğunu ve kelepçe takılacak suç işlemediğini belirten Biber, iddiaya göre polis ekipleri ve kamyoncu tarafından yol ortasında dövüldü.

ELMACIK KEMİĞİ VE EL PARMAĞI KIRILDI

Olay yerine gelen asayiş ekipleri tarafından Amerikan Hastanesi’ne götürüldüğünü anlatan Avukat Timur Biber’in elmacık kemiğinde ve sağ el parmağında kırık, dudağında patlak tespit edildi.

7 gün iş göremez raporu alan ve kendisini döven polisler ile kamyoncudan şikayetçi olan Timur Biber, İstanbul Barosu’nun da konu ile ilgili polisler hakında şikayette bulunacağını söyledi. Avukat Biber, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın da konuyla ilgili inceleme başlatmasını istedi.

HÜRRİYET

Söylenecek pek fazla söz yok aslında...
Kutsal savunmanın kanadını kırmak ülkemizde bu kadar kolaymış.
Umarım gerekli ceza ve tedbirler uygulanacaktır.
Saygılar..

Sn. Üyeler;

Konuyu yanlış bir başlıkta açtıysam, şimdiden site yöneticilerinden özür dilerim. Üslubumda gereksiz bir sertlik varsa onun için de peşinen özür diliyorum. İstanbul'da bir meslektaşımız, geçirdiği trafik kazasının ardından kaza mahalline gelen trafik polisleri tarafından dövüldüğü iddiasıyla savcılığa şikayette bulunmuş. Benim keçileri kaçırmamın nedeni ise, aşağıya koyduğum bağlantıdan da anlaşılacağı gibi, bu habere vatandaşların tepkisi. Bir tek "Oh Olsun" demedikleri kalmış. Biz Avukatlar, insanlar polisten dayak yemesin, işkenceye uğramasın diye yıllardır uğraşıp herkesin gözünde birer öcü (!) olmuşken, millet "Avukat da haketmiştir" düşüncesinde.

Bir kaç aydır polisin medyaya yansıyan dayak sayısında artış vardı. Arada gözünü karartıp bir de avukat dövmeye yeltendikleri oluyor. Merak ediyorum (Aslında etmiyorum), yediği dayak sonrası avukata "Oh olsun" diyenler, bir gün bir polis merkezinde dayak yerken ne diyecekler. Sorunun cevabı basit : -Avukatımı istiyoruuuuuuummmmmm.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8046851.asp?gid=180&sz=93772

Meslektaşımıza geçmiş olsun diyorum.Gazetecinin dövülmesi üzerine TV programına çıkıp "Yok Öyle Birşey" diyip etrafa tehdit sallayan Emniyet müdürü Celalettin Cerrah bunu görünce ne yapcak çok merak ediyorum.
Meslektaşımıza geçmiş olsun.
SAvcılar göreve...

bende tam bu haberi açmak üzereydim ki Sn Cana Ufuk sağolsunlar erken davranmışlar.
Benim dikkatini çekmek istediğim nokta Hurriyet okuyucu yorumları.haberde yazılanlar dışında tahminlerde bulunarak yapılan yorumlara gelin bir göz atalım

* E.D : "ben avukatım caza yazamazsınız demıste olabılır arkadas bence senaryo yazmıs polıs dovdu dıye yınede gecmıs olsun"

* E.Ü : "Avukat polislerle meslegine guvenerek kaba konusmustur muhtemelen"

* M.A : "avukat bundan sonra ısrarcı olmamayı öğrenir artık, Polislere iyi görevler, elinize sağlık."
* M.Y : "biliyorsunuzki bu aralar Polise suç atmak çok moda vede kardeşimiz avukatlık mesleğinin nimetlerinden faydalanıp herşeyi isteriği şekilde yaptırmak istemiştir.Unutulmamalıdırki T.C devletinin en yüksek orgonlarından biri olan Danıştay saldırısını yine bir avukat yapmış onuda Polis yakalamıştır."

*S.A : "vardır onda bir hinoğlu hinlik.avukatları iyi bilirim ben.polis durdukyere kimseyi dövmez hemde trafik polisi sen polisi hakaretmi ettin yoksa üniformanın altında kaldıramayacağı bir seymi söyledin"

insan hayrete düşüyor okuyunca.

Sayın Karaca,
İlgili sayfadaki haberi okudum. Birkaç yoruma da baktım. Birisi demiş ki; 'Avukatlar insanlara üstten bakarlar, ayrıcalık isterler.' Yorumu yazan kişi tam üstüne basmış. Evet biz avukatlar ayrıcalıklıyız, biz avukatların normal sağlam kişilikleri bir başkası tarafından üstten bakma olarak ta algılanabilir. Tanrı insanları tek tip yaratmamış, kimisinin diğerlerine göre artısı, kimisinin eksisi olabilir. Biz avukatlar biraz ayrıcalıklıyız, Tanrı öyle istemiş. Başta zeka olmak üzere başkaca meziyetleri biz avukatlara ve takdir ettiği diğer insanlara vermiş. Tanrının takdirine yapacak birşey yok. Biz böyleyiz. Eğer böyle olmak insanlara üstten bakmaksa, kusura bakmayın elimizden gelen birşey yok.

Alıntı: Yazan avayhan Sayın Karaca, İlgili sayfadaki haberi okudum. Birkaç yoruma da baktım. Birisi demiş ki; 'Avukatlar insanlara üstten bakarlar, ayrıcalık isterler.' Yorumu yazan kişi tam üstüne basmış. Evet biz avukatlar ayrıcalıklıyız, biz avukatların normal sağlam kişilikleri bir başkası tarafından üstten bakma olarak ta algılanabilir. Tanrı insanları tek tip yaratmamış, kimisinin diğerlerine göre artısı, kimisinin eksisi olabilir. Biz avukatlar biraz ayrıcalıklıyız, Tanrı öyle istemiş. Başta zeka olmak üzere başkaca meziyetleri biz avukatlara ve takdir ettiği diğer insanlara vermiş. Tanrının takdirine yapacak birşey yok. Biz böyleyiz. Eğer böyle olmak insanlara üstten bakmaksa, kusura bakmayın elimizden gelen birşey yok.

Sayın Ayhan,
sizi bu şekilde düşünmeye sevkeden nedenleri bilemem ama ben kendimi ayrıcalıklı hissetmediğimi peşinen söylemek istiyorum.

Evet yasalarca bana tanınmış olan ve maalesef her fırsatta çiğnenmeye çalışılan bir takım haklarım var.
Ama bu haklar (savunma dokunulmazlığı,bağımsızlık vs.) Tanrı beni diğer insanlardan üstün veya ayrıcalıklı olarak yarattığı için bana verilmiş değil.Toplumsal evrim çerçevesinde savunma makamının geçirdiği mücadele sürecinin zorunlu kazanımlarıdır bu haklar.Klişe bir deyimle adaletin tecellisi amacını taşır.

Bir kast düzeninin insanlığa reva görüldüğü sistemler yine insanlığın kendi dinamikleriyle yürüttüğü mücadelenin zorunlu/tarihsel sonucu olarak bugün pek itibar görmemektedir.

Avukat olarak değil insan olarak ben diğer insanlardan farklıyım.Bu farklılık bana kesinlikle bir üstünlük kazandırmaz.Bu farklılıklar da doğduğum günden beri içinde yaşadığım çevrenin ve doğuştan gelen bir takım kişilik özelliklerimin bir sonucudur.

Değerli okurlar;

Böylesi olaylar, her zaman ve her yerde olabilir. Uygarlık bu tip kötü olayların mümkün olduğunca azaltılmasında etkendir ancak; kabul edelim ki tamamen bitmesini sağlamamaktadır. O zaman ne yapılabilir? Bu tip olayların engellenmesinde birinci ve en etkili yol caydırıcılıktır. Evet, kağıt üzerinde yargının kurucu unsuruyuz, haklarımız var, vs... İş uygulamaya gelince elimizdekilerin leblebi tozu gibi olduğu, en ufak bir yelde uçtuğunu görüyoruz.
Bu hareket bir savcı yada yargıca yapıldığında neler olurdu düşünelim ve bir avukata olduğunda da aynı uygulamanın olmasını sağlayalım. Saldırı haberi dün çıktı ama Türkiye Barolar Birliği ve İstanbul Barosu'nun internet sayfalarında bu olayla ilgili en küçük bir haber yok. Her iki sayfada birer hizmet binası maketi konuşlandırılmış (!). Barolar ve Türkiye Barolar Birliği kulüp değil meslek örgütü olduklarının farkına varmalı, biz avukatlar da meslektaşımızın başına gelenin bir gün hepimize olabileceği düşüncesiyle olaya bakmalı, tepkimizi akılcı ve dozunda bir sertlikle göstermeliyiz.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA

Ufak bir çözüm önerisi.Belki saçma gelebilir ama işe yarayacağı kesin.
Barolar birliğinin sayfasında meslektaşlara yapılan saldırılar bölümünde saldırıya uğrayan Avukatların isimleri var.Bunların yanına kimin saldırdığı ile bilgileri verip sonra bu kişilere karşı başka avukatlar tarafından daha sonra hukuki hizmet vermemesi yönünde tavsiye kararları verilebilir.Ne de olsa bu olayda unutulup gidecek.Ama en azından büromuza gelenlerin daha önce bize karşı bir saldırısı olmuşmu onu bilebiliriz.Nede olsa işi kabul yükümlülüğümüğz yok.

Alıntı: Yazan canan ufuk ....Biber’i azarladı. ............polis ekibi tarafından kelepçelenmek istendi. ............polis ekipleri ve kamyoncu tarafından yol ortasında dövüldü.

Bırakın haber sitesindeki "hak etmişsindir,kusurlusundur,avukatlığına güvenmişsindir" tarzı yorumları haberi okuyunca bile çileden çıkıyor insan.

Gerçek,etkili, cesur ve en azından görünür hiçbir meslek örgütü, mensuplarının maruz kaldığı (en ufak haksızlık da dahil) şiddet olaylarını sitesinden duyurmakla yetinmez, yetinmemelidir de...

Aklıma şimdi geldi. 'Oh olsun' tarzı gazetelerde yorum yapanlar 'avukata bu şekilde davranan haklarını tam bilmeyen bir vatandaşa nasıl davranır' diye düşünmüyorlar. Burada mağdurun avukat oluşunun ön plana çıkarılmasının asıl sebebinin bu fikir olduğunu gözardı ediyorlar. Bu yorumlara karşı biz kendimizi ne kadar savunursak savunalım boş. Zihniyet değişmeden, bu iş olmaz. Bu durumda TBB'nin avukatlık mesleği ile ilgili olumsuz imajı sona erdirecek girişim ve tanıtımlara önayak olması gerekiyor. Hatta TBB'nin en acil ve faydalı faaliyetinin bu olduğu söylenirse yanlış olmaz.

herşeye ragmen bu mesleği bu boyuta getirenlerin kim olduğu da tartışmasız diye düşünüyorum.

Mecliste bulunan ve sayısı 100 civarında olan Avukatların geldikleri yeri unutup mesleki sorunlarla ilgilenmemesi ve Avukat kökenli olan Sayın Bakanımız M.Ali Şahin ve Başbakan Y. Cemil çiçek'in bu durumu görmezden gelemeleri ve Avukatların bu duruma düşmelerinde katkıda bululan herkesi PROTESTO ediyorum.

Bu olaylarda bir gariplik yok mu.Polis birini keyfi dövme hakkına sahip olduğunu düşünüyor ama karşısındaki birşey yapamıyor. Bize de geçmiş olsun demek kalıyor.Madem ortada hukuk kalmıyor ileride başıma gelebilecek böyle bir durumda misli ile karşılık vereyim ki ibreti alem olsun.Bu sefer de avukat polisi dövdü diye haber yapsınlar.

Avukatlık mesleğinin olumsuz bir imajı yok.Sorun kraldan çok kralcı geçinen bir takım insanların tahsilli ve dünyanın her tarafından insanların takdirine mazhar olan avukat karşısında devlet otoritesini temsil eden kolluk görevlisini güç kaynağı olarak kabul edip, tutmasıdır.Bu durum maalesef sosyal ve kültürel yönden gelişmemiş, zayıf karakterli insanların tavrı.

aslında dövülen şahsın bir meslektaş olması durumu değiştirmiyor bence yada daha da vahim bir hale getirmiyor. Çünkü olaya böyle bakmak bizleri polis sıradan vatandaşı hadi dövüyor, ama bir avukatI nasıl dövebilir yargısına götürebilir ki bu son derece sakıncalı.polis herhangi bir olayda güç kullanma yetkisinin sadece belirli şartlar altında mümkün olduğunu ve bu yetkinin bir istisna olduğunu unutup vatandaşa neredeyse her olay karşısında şiddet uygulamanın legal olduğuna inanmakta