Ev Eşyası Firmasının Şanlı ve Fişek Gibi Avukatlar

Değerli meslektaşlarım,

Yaklaşık 3 yıl boyunca Türkiye'nin en büyük icra bürolarından birinde stajyer avukat ve akabinde avukat olarak görev yaptım. Sonra kendi büromu kurdum. Burada da varlık yönetim şirketleri, faktoring firmaları ve bir özel elektrik şirketinin icra işleri dolayısıyla icradan kopamadım.

Bugün bir müvekkilim aradı. Eminim ki çoğunuzun namını duyduğu hukuk bürolarının birinden aramışlar. Namını duymak derken Hukuk Bürosu'nun adından veya avukatın adından bahsetmiyorum elbette. Avcılar/İstanbul'da bir büro. Ben EV eşyası firmasından bahsediyorum. Zira bu firmaların avukatları isimleriyle değil, o firmanın avukatları olarak bilinirler.

Müvekkilimin anlattığına göre annesinin borcundan dolayı 3 kardeşi de devamlı aramaktalar. Annelerinin borcuyla ilgili olarak her türlü bilgiyi paylaşmaktalar. Bu neyse, ama asıl önemli nokta: hakaret ve tehditler yağdırmaktalar.

Detayına girmeyeceğim ancak haciz tehlikesinin kendilerince somutlaştırılması (yarın mutlaka evde olun, ne varsa kaldıracağız) bir yana, insanların yakınlarının borcu üzerinden haysiyetlerine laf etmeye kadar, bağırmak çağırmak dahil ne ararsanız...

Zaten bu EV firmalarının avukatlarıyla alakalı böyle olayları ben hep dinlerdim. Ama abartıldığını düşünürdüm. Mesela kendi çalışanını memur gibi hacze yollayanı bile duymuştum ama ihtimal vermemiştim. Kendimden gayet emin bir şekilde meslektaşımı aradım. Telefonu açan agent direkt büronun sahibi meslektaşıma yönlendirdi. Ben de içimden "heh şimdi meseleyi çözdük" diyerek güzelce konuşmaya başladım. Rica ettim vs...

Ancak o da ne?! Sözde meslektaşım arayan çağrı merkezi elemanlarından beter. Baktım bir de elimizde ses kaydı yok diye üste çıkıyor. Herkese borçla ilgili bilgi verilebileceğini söylüyor. Elimde ses kaydı varsa ancak şikayet edebileceğimi, yoksa boşuna uğraşmamam gerektiğini vurguluyor. Şaşkınlığımla artık olayın özünden çıkıp meslek ahlakından, avukatlık imajından, aldığımız eğitimlerden dem vuruyorum. Cevap: "Benim işime böyle geliyor, istediğiniz yere şikayet edin, benim işim bu"...

En sonunda dayanamayıp "Üç kuruş para için şu düştüğünüz hâle değer mi? Mesleğin yüz karaları" diyip telefonu kapattım.

Şimdi Savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. Savcılık kendince değerlendirir. Ama ben Baro'nun tavrına güvenemiyorum. Zira bu bürolar bu şekildeki çalışmalarıyla zaten nam salmış durumdalar. Sağır sultan dahi bunların ne olduğunu biliyor. Ancak bugüne kadar Baro tarafından verilmiş ceza var mı? Açıkçası Baro şikayeti için kurullarda görevli meslektaşlarıma güvenemiyorum. Ki bu adamlar bunları yapıp bu kadar umursamaz davranırken neye güveniyorlar?

Hiç kimseye kusur bulmayalım. Avukatın imajını bizden, yani avukatlardan başka bozan yok. En azından bizim kadar bozan yok. İğneyi değil, çuvaldızı kendimize batırmamız lazım...

Ayrıca bildiğim kadarıyla İstanbul Barosu'nun İcra ve İflas Hukuku Komisyonu yok. Daha doğrusu varmış; ancak kapanmış. Biz şifahen bunun kurulması için istekli olduğumuzu bildirdik ancak gerekli ilgiyi de alamadık malesef. Ha bu konu icra ve iflas hukukundan ziyade etik kurulu ilgilendirir, o da ayrı mesele...

Bende benzer durum yaşadım. Sabah 9 da ev telefonundan aradım. Akrabanın borcundan dolayı benden bilgi almaya çalışıyor ancak özel cümleler kurup sizi paniklettirmeye çalışıyorlar.
"X hukuk bürosundan arıyoruz. Y hakkında yasal takip başlatıldı ve hukuki süreç devam ediyor sizden yardım bekliyoruz" dedi. Önce hangi hakla kimsin vs faslını geçtikten sonra telefondaki şahıs beni azarlamaya teşebbüs etti, orada avukat olduğumu söyledim ve yaptığını etik olmadığını, avukat olmadığın için bilemezsin ama patronuna söyle avukatlık meslek kurallarına da uymadığını söyledim.

Aldığı etiğimin benden daha yüksek olduğunu beyan etti, bende "kozmonot musunuz?" Dediğimde telefonu yüzüme kapattı.

Barolar birliğine mail attım olayı anlatan, cevap gelmedi, telefon ile aradım barolar birliğinde muhatap bulamadım, barolarbirliği başkanına facebook dan yazdım yine gelişme yok. Başkanı yakaladığım yerde acaba avukatlarla da bir gün ilgilenip ilgilenmeyeceğini soracağım.

Alıntı: Yazan Özgür Kınay ...Zaten bu EV firmalarının avukatlarıyla alakalı böyle olayları ben hep dinlerdim. Ama abartıldığını düşünürdüm. Mesela kendi çalışanını memur gibi hacze yollayanı bile duymuştum ama ihtimal vermemiştim. Kendimden gayet emin bir şekilde meslektaşımı aradım. Telefonu açan agent direkt büronun sahibi meslektaşıma yönlendirdi. Ben de içimden "heh şimdi meseleyi çözdük" diyerek güzelce konuşmaya başladım. Rica ettim vs... Ancak o da ne?! Sözde meslektaşım arayan çağrı merkezi elemanlarından beter. Baktım bir de elimizde ses kaydı yok diye üste çıkıyor. Herkese borçla ilgili bilgi verilebileceğini söylüyor. Elimde ses kaydı varsa ancak şikayet edebileceğimi, yoksa boşuna uğraşmamam gerektiğini vurguluyor. Şaşkınlığımla artık olayın özünden çıkıp meslek ahlakından, avukatlık imajından, aldığımız eğitimlerden dem vuruyorum. Cevap: "Benim işime böyle geliyor, istediğiniz yere şikayet edin, benim işim bu"...

Alıntı: Yazan Olgu ...Barolar birliğine mail attım olayı anlatan, cevap gelmedi, telefon ile aradım barolar birliğinde muhatap bulamadım, barolarbirliği başkanına facebook dan yazdım yine gelişme yok. Başkanı yakaladığım yerde acaba avukatlarla da bir gün ilgilenip ilgilenmeyeceğini soracağım.

Sayın Meslektaşlarım;

Bu ve benzeri avukatlar/arama elemanları vs. ile ilgili şikayet sitelerine ve barolara yıllardır yığınla (tabir-i caizse) şikayet ve serzeniş yapıldığını bilmekteyiz.

Cumhuriyet savcılıklarına intikal etmiş olan vak'alar olup olmadığı ve cezai anlamda alınmış bir sonuç bulunup bulunmadığı ise bilgim dahilinde değil.

Ancak bu insanları nitelendirirken kullandığım mesleki tabir hiçbir zaman "avukat" olmuyor, her ortamda ve hiç çekinmeksizin "tahsilatçı" tabirini uygun görüyorum.

Bahsettiğimiz kalitesizlikteki bu şahıslar nedeniyle mesleğimizle ilgili (mağdurları açısından bakılınca garipsemediğim) oldukça nahoş bir intiba oluşmakta.

Baro örgütlerinin avukatların temel sorunlarına çözüm noktasında etkin adımlar atmalarını bekleriz ve isteriz ancak bu yönde bir yönelimleri olmuyor.

Saygılarımla..

Çok yakın zamanda benzer bir hadise başıma geldi.
Müvekkil gelerek 1250 tl lik bakiye borcu için kendi aleyhine takip başlatıldığından bahsetti. Akabinde kişilerin sen bu eşyayı alırken boş senet imzalamışsın, biz bununla herşeyi yapabiliriz. Ya borcunu öde ya da hakkında hapis kararı çıkaracağız vs. konuşmalar olmuş. Devamında kendisi evde yokken üzerinde sanki resmi mühür gibi basılmış avukatın mührü ve imzası ile dolandırıcılık suç duyurusu mahalledeki bakkala bırakılmış.
Müvekkil birkaç kez kendisinin polis memuru olarak tanıtan kişilerce aranıp "şuna olan borcundan dolayı hakkında tutuklama çıktı. adresini ibldir, gelip tutuklayacağız diye aranmış.
E devletten kontrol ettiğimizde müvekkilin adına kayıtlı açılmış icra takibi yoktu. Muhtemelen bir suç duyurusu da yok ki resmi bir evrak kişinin mahallesindeki bakkala bırakılmaz diye düşünüyorum.
Bu meslektaşlar yüzünden icra takibi yapıp borçluyla iletişime geçtiğimizde ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bu nedenle büyük üzüntü duydum ve paylaşmak istedim.