aşk bir suç mudur?

Alıntı: Arz-ı hal etmeye cana seni tenha bulamam Seni tenha bulacak kendimi asla bulamam

Şair birşey söylemiş ama ne demiş,tam anlayamadım

Alıntı: Yazan medenikal Şair birşey söylemiş ama ne demiş,tam anlayamadım

Anlatayım :

Arz-ı hal etmeye cana seni tenha bulamam
(Sevgili, halimi arz etmek isterim ancak seni bir türlü --hayranların okadar çok ki etrafını sarmışlar--yalnız, tek başına yakalayamam.)
Seni tenha bulacak kendimi asla bulamam.
(Seni yalnız, tek başına yakalasam bile, o anda kendimi kaybettiğimden, aklımı başımdan aldığından yine halimi arz edemem.

Özetle; seni ararım ama bulamam, seni bulurum ama bu sefer kendimi kaybederim diyor şair.

Alıntı: Arz-ı hal etmeye cana seni tenha bulamam

Seni tenha bulamam derken; kızın abisinden korkmaktadır.Çünkü kızın abisi , köyün güreş şampiyonu olan; çamyarması lakaplı ; Galip VURDUMUKIRAN 'dır.Şiirimize konu kız kardeşi ise köyün en güzel kızlarındandır.Daha önce bir kısım ,köy gençlerinin yaklaşma girişimleri olduğundan, abi VURDUMUKIRAN'ın kulağına gitmesi üzerine , ihalesiz ,doğrudan hesapları dürülmüş olduğundan, kimse Nurhayat isimli, meleğe yanaşamamakta, göz göze gelememektedir.Bu olaylardan sonra abi VURDUMUKIRAN'ı jandarma dahi zaptedmekte zorlanmışken; Nurhayata abayı yakmış; özlemle karşılaşmayı uman ,köyün gençleri tenhada bulabilmek için; VURDUMKIRAN'ın köy dışına çıkmasını dört gözle beklemektedirler.

İkinci mısraya gelirsek;

Alıntı: Seni tenha bulacak kendimi asla bulamam.

VURDUMUKIRAN'ın en son hesap sorduğu , Kazım ÖDLEKOĞLU ağır bir travma sonucun da 1 ay sonra taburcu edildiğinden, köyüde kısa süreliğine terk etme ,olayı unutturma amacıyla , ablasına uzun bir ziyarete gittiğide açıkken;

Kendimi asla bulamam derken bu cesareti bulamadığını itiraf etmektedir.

Yine eğer bu cesareti kendim de bulup,yanına yaklaşıp,aşkımı sana haykırırsam;

VURDUMUKIRAN'ile karşılaşma olursa ,bu sefer yerle yeksan olduğumda , gözlerimi hastane de açacağımdan kendimi bulmam zor olacaktır demektedir.

Ben yanlış yorumlamışım

AYN-ŞIN-KAF

Daha söylenmemiş ve söylenmişse de herkesçe anlaşılmamış olanın adıyla... '

Hiç beklenmedik bir anda apansızın gelecekmişsin. Öyle diyor lugâtler. Veya gökten –belki de aheste aheste, nazlı nazlı- inecek bir melekmişsin. Öyle anlatıyor seni kitaplar. Ama sadece bu kadar –ne olurdu az/biraz daha bahsetselerdi-.

Dedikleri gibi oldu/ kitapların ve kocakarıların ' '

Daha çok anlatsalar, keşke hep seni anlatsalar kitaplar, lugâtler ve kocakarılar. Sana ait bilmediğim bir şeyler hep kalacak zaten, muhakkak, ama yine de anlatsalar ya seni. Doyamıyorum işte sana, -gör- bahisler senden açılınca zaman duruyor, dünya duruyor; aklım duruyor, dudaklarım kuruyor -ama dilim dönmüyor-. Sadece sen ve sana dair ne varsa o kalıyor. Olacak olan oluyor. Sen, ille de sen, kaplıyorsun her yeri. Sanırım ve galiba, adı, aşk oluyor.

Aşk acıdır, hasrettir. Hicran ve hayrettir, firkat ve gurbettir. Göz yaşı ve ahtır. Tazarru ve münacaattır. ' ' '

Peki neden ? Bu soru da elbet, cevapsız değil. Lakin, henüz mukaddimesindeyim;

ay mı tutuldu önce
güneş mi
hangimiz

hiç

farketmedim

sanırım veya galiba
ben
önce tutuldum

ne de
sakınırdım kendimi
halbuki.

hal, bu ki
-bak-
sanırım veya galiba

ben
aşık oldum ' ' ' '



Farketmeden ve farkettirmeden Züleyha misal, adını başka adlara gizliyorum. Onları andığımda aslında seni anmış olmak için. Öğrettikleri gibi meleklerin / bir tek mahremlerime diyorum seni. Kimselere demesinler diye de tembihliyorum.

kimseler
bilmesin

ama herkesler
anlasın
-istiyorum-

seni ' '

Değişik.

Ansızın boşalıyor, dediği gibi şairin, içimden sebepsiz kanım. Ağlamak, -hakikaten- güzel geliyor. Herkese ve herşeye mutluluğumdan paylar dağıtıyorum. Hanımeli kokan, bahçeli sokaklar keşfediyorum, ve mahsustan hep o sokaklara düşürüyorum yolumu. Gökyüzüne dalıyorum uzun uzun. Gökyüzünden dünyaya, muhakkaktan rüyaya. Dalıp dalıp gidiyorum. San(a), doğru, geliyorum.

Peki ama ya,
di mi,
belki bihabersin ?

Aşk ki, gerisi vesairedir. ' ' '

Ne farkerder ki. Hem, keşke. Keşke, bihaber olsan benden. Bilmesen beni. Hiç tanımasan. Acaba diyorum, cidden tanımasan mı, sürse gitse mi yüzyıllarca bu hal ? Hep bu hâl, ben yansam, ben dalsam gitsem sadece, sen hep aynı mı kalsan ? Acaba diyorum, vuslat da mı olmasa hiç ? Dayanabilir miyim ki ? Ben dayanabildiğim kadar tutsam mı elimi ateşte -inatla-, ve hep seni mi seyretsem öylece ? Sen de böylece kalsan. Ateş diye beni seyretsen. Ama farkıma varmasan. Ateş değmese sana. Sen hiç yanmasan. Sen hiç tanımasan, keşke o üç harfi,

hiç bilmesen ?

halbuki
ben

üç harpte
teslim
olmamıştım

-da, şimdi-

ayn’
-ile sabit-
300
dağ
-öteden-

üç harfe
esir
düşüyorum

ayn
şın
kaf

diye
sanırım veya korkarum ki
okunuşları
aşk
olsun ' ' ' '

takibi şikayete bağlı bir suçtur'aşk'..ancak şikayet aşamasından ileri gidememektir..

Aşk,aslında tam anlamıyla tanıyamadığımız dağların arkasında gizliliği seçen şehir...Oraya gitmesi de zor orayı terketmesi de ama acaba her aşk sandığımzıda o gizli şehri görebiliyor muyuz?Aşk suç değil sadece suç olan her kırpınışları aşk sanmamız....

Aşk eylemi bir suç değildir. Aşka ihanet edenin eylemi suç teşkil eder. Bu durumda aşkına ihanet eden failin; yani maşuk ya da maşukanın 'taahhütü ihlal nedeniyle' cezalandırılması kanısındayım.Tabi şartları oluşmuşsa;
Bu şartlar;1- Taahhütü ihlal eden kişi herhangi bir mücbir neden olmaksızın aşkından vazgeçmişse,
2- Bu vazgeçme, vazgeçenin kötü niyeti yüzünden vuku bulmuşsa,
3-Nedensellik bağlantısı gereğince; suç ile verilen zarar arasında(mağdur durumda olan tarafın maddi ve manevi olarak zarar görmesi durumu) bir neden-sonuç ilikisi kurulabiliyorsa suça konu olan fiil sübut etmiştir.
Takibi şikayete bağlı bir suç olsa da esas'a geçtikten sonra artık şikayetten vazgeçilse dahi kamu hukukukunu da doğrudan ilgiendirdiğinden yargılamaya devam edilmesi gerekir.Zira terk edildiğinde özellikle manevi olarak zarar gören bir taraf vardır, terk edildiğinde büyük bir olasılıkla depresif bir ruh haline giren kişi kamu hukuku açısından incelendiğinde;ekonomik olarak da ülke ekonomisine zarar vermek durumunda kalmaktadır:Bunun nedenlerini sıralarsak; a-Aşk mağduru olan taraf depresif bir halet-i ruhiye içideyken rantabl olamaz.b-Bu kişinin halet-i ruhiyesinin eski haline dönebilmesi için yapılan tedavi masrafları devletçe; dolayısıyla halkın vergileriyle karşılanmakta olduğundan dolayı pek tabidir ki bu suç bir kamu suçudur!...

Ne aşk bir suçtur, ne de ihanet.
Bir aşk alana , bir ayrılık bedavadır .

Alıntı: Yazan imge_nil Bir aşk alana , bir ayrılık bedavadır .

Güzel söz (Kaideten elbette, her kuralın istisnası vardır )


Teşekkürler!

"Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide;Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki..." (Mevlana)

Aşkın farklı bir boyutu.

aşk fazlaya ilişkin haklardan feragattir..

Aşk suç mudur yoksa kabahat mi?

Alıntı: Yazan suskun_juliette Aşk suç mudur yoksa kabahat mi?

Cevabı bilmiyorum ama...
suçsa şikayete bağlı bir suçtur.
kabahatse özürden küçüktür.

bundan emin olabilirsiniz

Aşk yasadışıdır. Yalnız burdaki yasadışılık suç kapsamında değildir. Aşkın kendine ait kanunları var. Bizi dinlemez. Hükmedemeyiz ona. Aşk, karşısında dünyayı titreten hükümdarlar bile acze düşmüştür. Yavuz Sultan Selim "Bir gözleri ahuya zebun etti beni felek" dememiş midir? Aşk kanun yolunu takip etmez gönülden gönüle gizli bir yol vardır, o yolu kullanır. Onun için sinsidir. bazan kalbimizi hazırlıksız yakalar. Bir şimşeğin gözümüzü kapamaya fırsat vermeyen bir çabuklukta ortaya çıkması gibi. Ve bir diken gibidir kalbe bir battı mı çıkarmaya çalıştıkça içeri kaçar. Tanımlamaz birşey,bazen arzuyla bazen sevgiyle yanyana durur, bazan kutsallaşır ruhumuzu istila eder. Bazen kutsallığından vazgeçip tenimize ateş olarak girer.Aşk anarşisttir kural tanımaz.Özel ve özgün duruma göre kurallarını kendi oluşturur. Ama her ruh prizmasında farklı yansır.Bizse yaşadığımız deneyimlerden yola çıkarak onu tanımlamaya çalışırız.
Kimine göre aşk hasret olur, kimine göre vuslat, kimine göre yanılsama,kimine göre öyle bir şey yok,
tek kişilik hayel oyunu bu.

Aşk,iyi dövülmüş bir baharat karışımıdır...

Alıntı: Yazan yağmurdamlası Aşk,iyi dövülmüş bir baharat karışımıdır...

Karabiberin dozunu ayarlayamadığınızda kara sevdaya dönüşebilir

Aşk neden suç olsun ki? Eğer aşk bir suç ise çok fazla sabıkalı var bu dünyada

Aşk, cezadır.

Aşkın ne olduğunu , kişiler kendi bakış açılarına göre tanımlar.

Dünyada kaç milyar insan varsa o kadar aşk tanımı vardır

Suçsa bile suçların en güzelidir.Aranızda ne kadar farklılık olsa dahi yine de bir olabilme çabasıdır.Aşk bumerang oyunu gibidir.Ne yapıyorsan bir gün gelir seni bulur.Sabırla yoğrulur.Bazen de sabır yüzünden yorulur.Çok karmaşık bir suç olsa gerekİştiraken işlendiği kesin,suç unsurları nelerdir acaba?Düşünmek lazım..Suç unsurları oluşmamışsa suç olarak addedemeyiz değil mi?

Aşkın iştirak halinde olması zor bence ....

Aşk masumiyetin ta kendisidir...
Elleri kelepçesiz, yürekler özgür insanların
Yaşayacağı en ender yasadışı denmeyecek kadar
Herkesin bir gün yaşayacağı suçtan ve cezadan uzak
Saf bir duygudur.

Aşk neden bir suç olsun ki... İnsanın hem mutluluğu hem hüznü bir arada yaşamasını başka hangi duygu sağlayabilir ki.. Belki klişe bir söz olacak ama 'aşk bir insanın başına gelebilecek en güzel şeydir' bence de..

"Akıldan Geçirmek

Hayata Geçirmek"

Bağlamında ilki en kolay ikincisi ise cahil cesareti isteyen bir durum misali; Yükte hafif, pahada en ağır...

Erkeği bilirim (Ferhat-/Siyamend) , Kadının bu konuda tanınmış bir kahramanlığı meçhul.

Mutlu olanlar,kaybetmeyi acı bir şekilde tecrübe etmemiş olanlar ve zorla inandırılmış olmayanlar için neden suç olsun ki?Basittir aşk,bugün birinin ellerini tutarsın için acır çünkü o karşında umursamaz halde gülmektedir.Sevmedi mi,değer miydi,bitmeli miydi sorularıyla örülü bir hayat yaşamaya başlarsın artık.Acı aşktan arda kalandır aşksa acının mimarı..Böyle öğretildi bana..

Aşk, hayatınızın akışını değiştirendir...

bence aşk nikotin gibidir bir kez denediyseniz alışırsınız,alıştınız mı bırakamazsınız,bırakmayı denersiniz olmaz, yavaş yavaş sizi ele geçirir,tüm benliğinizle artık onun olmuşsunuzdur

bundan memnunsanız suç değildir ama yok memnun değilseniz suçtur (göreceli bir kavram gibi geliyor bana )

temyiz kudretinizi kaybettiğiniz an işlediğiniz suçtur

tanımının yüzyıllar boyunca tam netleştirilememiş bir konunun suç olup olmaması bence olanklı değil
aşk intikam kokan çiçektir ..der bir şarkıda

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Aşk, cezadır.

doğru bir tespit
ceza gibi bir şey... ama neyin cezası??