Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tanık dinletme

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-02-2009, 09:26   #1
av.zonguldaklı67

 
Varsayılan tanık dinletme

iş mahkmesinde delil ve tanık listemizi bildirdik.Bizim tanıklarrdan biri davalı işverenin yanında işe girdi ve tanıığımızın dinletilmesinden vazgeçtik.Karşı tarafın vekili vazgeçilen tanığı dinletmek istediklerini belrtti.Ben ise kendi tanık listemizdeki kişinin dinletip dinletmeme tasarrufunun bizde olduğunu davalı tarafın talebi ile dinlenemyeceğini vurguladım.Buna ilişkin yargıtay kararı arıyorum!!!!!!!!!!!!
Old 16-02-2009, 11:48   #2
korayoz

 
Varsayılan

Tanık üzerinde tasarruf hakkı olmaz. Eğer siz dinlettirmediyseniz onlar dinletir. Örneğin siz karşı tarafın tanıklarının kim olduğunu bilseniz ve bunları kendi listenize alsanız sonra bunları dinletmeyeceğinizi bildirseniz davadan nasıl sonuç alınacaktır.
Old 16-02-2009, 17:31   #3
Avukat Semiha

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.zonguldaklı67
iş mahkmesinde delil ve tanık listemizi bildirdik.Bizim tanıklarrdan biri davalı işverenin yanında işe girdi ve tanıığımızın dinletilmesinden vazgeçtik.Karşı tarafın vekili vazgeçilen tanığı dinletmek istediklerini belrtti.Ben ise kendi tanık listemizdeki kişinin dinletip dinletmeme tasarrufunun bizde olduğunu davalı tarafın talebi ile dinlenemyeceğini vurguladım.Buna ilişkin yargıtay kararı arıyorum!!!!!!!!!!!!

Merhaba...İşinize yarayacak bir karar göndermek istedim ama bulamadım. Aşağıda gönderdiğim ilk karar çok eski ancak belki zorlarsanız bir faydası olabilir. İkinci karar yeni tarihli ve sizin aleyhinize. Yinede içinden faydalı bir şey çıkabilir. Mesela davalı yan şahit listesini sizden önce sunmuştur ve sizin listenizde var olduğundan dolayı şahitin listelerinde yer almadığı iddiaları olamayacaktır. Kolay gelsin...
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1949/11-177

K. 1949/93

T. 28.11.1949

• MEZKUR PARANIN TAHSİLİ İSTEMİ ( Tarafların Gösterdikleri Şahitlerin Dinlenmesinden Vazgeçmeleri )

• TANIKLIK ( Tarafların Gösterdikleri Şahitlerin Dinlenmesinden Vazgeçmeleri )

• MUVAFAKAT ( Tarafların Gösterdikleri Şahitlerin Dinlenmesinden Diğer Tarafın Muvafakati Olmadan Vazgeçebilmeleri )

1086/m.307


ÖZET : Taraflar gösterdikleri şahitlerin dinlenmesinden diğer tarafın muvafakatı olmadan vazgeçebilir.
DAVA : Davacı vekili davalının Mustafa ve Hüseyin adlarındaki şahıslara borçlu bulunduğu ( 3000 ) lirayı kendilerinin parası olmadığından bahisle müvekkilinin vermesini teklif etmesi üzerine müvekkili de bu parayı adları geçen Mustafa ve Hüseyin’e ödemiş olduğu halde davalı bu parayı vaki talebe rağmen müvekkiline ödemediğinden bahisle mezkur paranın tahsilini istemiştir.Tafsilatı tutanak ve ilamında yazılı olduğu üzere; Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı Müddeabih parayı davalının namına ödemiş olduğu davacının dinlettiği tanıkların şahadeti ve Ziraat Bankasının cevabi yazısı ile anlaşılmış olmasına mebni fikri geçen ( 3000 ) liranın yargılama giderleri ve takdir olunan 66,5 lira vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hüküm ticaret dairesince toplanan delillere ve kararın dayandığı gerekçelere göre davalının diğer temyiz itirazları yerinde değilse de davacının tanık olarak gösterdiği Salih’in dinlenmesinden sarfınazar etmesine rağmen davalının bu hususta muvafakat etmemesi dolayısı ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 307. maddesinin kesin ve mutlak bulunan hükmüne tevfikan şahidin davet edilerek dinlenmesi ve ifadesi toplanan diğer delillerle beraber takdir edilerek hüküm verilmesi gerekli iken bu madde hükmünün yalnız senet ve bu mahiyetteki delillere münhasır bulunduğundan bahisle tanığın dinlenmesinden sarfınazarla noksan yargılama ile karar verilmesi yolsuz olduğu beyan ile bozulmuş olmakla yeniden yapılan yarılama sonunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 307. maddesindeki ibraz tarihinin senetten başka deliller kullanılamayacağından ve mezkur maddenin kanunun ikinci babının bütün delillere ait fazlasına yer olmadığından ve şahit dinlenmesinden vazgeçmeyi meneden bir hüküm de olmadığından ve saireden bahisle evvelki hükümde ısrar olunmasına karar verilmiştir.
Duruşma icrası için tayin olunan 28.10.1949 tarihine rastlayan Çarşamba günü muayyen zamanda temyiz eden davalı vekili avukat Aziz Tahsin Berkent aleyhine temyiz olunan davacı vekili Avukat Mirsat Yamaç gelerek hazır olup aleyhine temyiz olunan vekilinin bir diyeceği olmadığı sorularak ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verilip kayıt edildiği incelenerek anlaşılmakla Hukuk Genel Kurulunca tarafların şifahi izahları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanmasının başka bir güne bırakılması tensip kılınmıştır.
Bu gün Hukuk Genel Kurulunca dosyada mevcut kağıtlar okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü,
KARAR : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi kanunun deliller ve ikamesi hakkındaki 8. faslının senede müteallik dördüncü kısmının da yerleşmiş bir hüküm olması ve maddenin münhasıran mahkemeye ibraz olunabilen ve bu mahiyetteki delillere ait hükmü ihtiva etmesi itibariyle mezkur maddenin tanıklar hakkında tatbik kabiliyeti bulunmadığı cihetle taraflardan her biri göstermiş olduğu tanıkların dinlenmesinden hasmının muvafakatına lüzum olmaksızın vazgeçebilir.
SONUÇ : Davacının bir kısım tanıkları dinlettikten sonra sonuncu tanık Kamil’in dinlenmesinden vazgeçilmiş ve mahkemece bu vazgeçme kabul edilmiş ve mevcut deliller takdir edilerek hüküm verilmiş olmasına göre Kamil’in dilenmesinden vazgeçilmesinin hasmın muvafakatına bağlı bulunduğuna ve daireye mütedair itirazlarda isabet bulunmadığından reddine ısrar kararının ONANMASINA ve aşağıdaki müfredatı yazılı 620 kuruş temyiz ilamı harcının temyiz edenden alınmasına 12.10.1949 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. ********
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2007/8-424

K. 2007/431

T. 20.6.2007

• SATIN ALMA VE EKLEMELİ KAZANMAYI SAĞLAYAN ZİLYETLİK ( Tapu İptali ve Tescil - Satış ve Devirlerin Geçerli Olduğu/Taşınmazın Davacıya Geçmesine Rağmen Kadastro Tespiti Sırasında Yanlışlıkla İlk Malik Adına Kaydedildiğinden Kabulü Gereği )

• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Satın Alma ve Eklemeli Kazanmayı Sağlayan Zilyetlik - Satış ve Devirlerin Geçerli Olduğu/Taşınmazın Davacıya Geçmesine Rağmen Kadastro Tespiti Sırasında Yanlışlıkla İlk Malik Adına Kaydedildiğinden Kabulü Gereği )

• SATIŞ VE DEVİRLERİ GEÇERLİ OLAN TAŞINMAZ ( Taşınmazın Davacıya Geçmesine Rağmen Kadastro Tespiti Sırasında Yanlışlıkla İlk Malik Adına Kaydedildiğinden Kazandırıcı Zamanaşımı Nedeniyle Tescil Talebinin Kabulü Gereği )

4721/m.763

1086/m.307


ÖZET : Dava satın alma ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesi istemidir.
Dava konusu yerin Kamil tarafından 25.08.1995 tarihinde Duran'a satıldığı, Duran tarafından 17.07.1996 tarihinde Sultan'a satıldığı ve teslim edildiği, Sultan'ın satın aldıktan sonra evde büyük çaplı onarım yaptırıp oturduğu, satış ve devirlerin geçerli olduğu, bu suretle taşınmazın davacıya geçmesine rağmen kadastro tespiti sırasında yanlışlıkla ilk malik Kamil adına kaydedildiği anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.5.2005 gün ve 2003/199-2005/84 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.02.2006 gün ve 2006/346-822 sayılı ilamı ile;
( ... Davacı vekili, satın alma ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle vekil edeniyle davalıların ortak miras bırakanı Kamil Yalçın adına kayıtlı 306 ada 18 parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Leyla vekili, vekil edenini miras hakkından yoksun bırakmak amacı ile yapılan satışın muvazaalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Diğer davalılar, yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
Mahkemece, satışın kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 306 ada 18 parsele ait kadastro tutanağında Mustafa Karadeli'nin ceddinden intikalen ve taksimen kalan dava konusu yeri 7.8.1972 tarihinde Kamil Yalçın'a satıp devrettiğinin, muhtar ve bilirkişiler tarafından bildirilmesi üzerine 23.10.1998 tarihinde bahçeli kargir ev niteliği ile Ali Rıza oğlu Kamil Yalçın adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Mirasçılık belgesine göre tarafların ortak miras bırakanı Kamil Yalçın 6.12.1999 tarihinde ölmüştür.
Davacı vekili, 25.8.1995 ve 17.7.1996 günlü satış ve devre dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Yerel bilirkişi ve tanıklar miras bırakan Kamilin dava konusu yeri 25.8.1995 günlü senetle Duran Avcı'ya, onunda 17.7.1996 tarihinde davacıya satıp, zilyetliğini devrettiğini bildirmişlerdir.
Dava konusu taşınmaz, tapusuz bir yerdir. Tapusuz bir taşınmaz satış ve devir bakımından menkul hükmünde sayılır. TMK.nun 763. maddesine göre, bir menkulün mülkiyeti satış ve devir ile alıcısına geçer.
Somut olayda tapusuz olan dava konusu yerin tespit tarihinden önce birbirini izleyen satışlarla davacıya geçtiği belirlenmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından dinlenilmesinden vazgeçilen tanık Duran Avcı'nın sözlerine değer verilerek davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak tanık deliline dayanan taraf karşı tarafın muvafakat ve rızasına gerek olmaksızın her zaman göstermiş olduğu tanıkların dinlenilmesinden vazgeçebilir.
HUMK.nun 307. maddesi takdiri deliller hakkında uygulanamaz. Anılan madde yazılı delillerle ilgilidir.
Yazılı delil gösteren taraf karşı tarafın muvafakat ve rızası olmadıkça ona dayanmaktan vazgeçemez. Bu nedenle bilirkişi ve tanık gibi takdiri delillerden karşı tarafın rıza ve muvafakatına gerek olmaksızın her zaman vazgeçilmesi mümkündür. Dinlenilmesinden vazgeçilen ve davalı tarafın verdiği tanık listesinde ismi gösterilmeyen bir kişi dinlenerek ve sözlerine dayanılarak davanın reddine karar verilemez. Bu nedenle mahkemenin red gerekçesine katılmak mümkün olmamıştır. Toplanan deliller ve dosya içeriğine göre dava konusu yerin satış ve devirle davacıya geçtiği belirlendiğine göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir... ) ,
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, kural olarak tanık deliline dayanan taraf karşı tarafın muvafakat ve rızasına gerek olmaksızın her zaman göstermiş olduğu tanıkların dinlenmesinden vazgeçebilir. HUMK.nun 307. maddesi takdiri deliller hakkında uygulanmaz. Anılan madde yazılı delillerle ilgilidir. Yazılı delil gösteren taraf karşı tarafın muvafakat ve rızası olmadıkça ona dayanmaktan vazgeçemez. Bu nedenle bilirkişi ve tanık gibi takdiri delillerden karşı tarafın rıza ve muvafakatına gerek olmaksızın her zaman vazgeçilmesi mümkündür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27.09.1969 gün ve 1969/T-1172-705 sayılı ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12.10.1949 gün ve 1949/T-177-93 sayılı ilamı bu görüşü doğrulamaktadır. Öğretide de aynı görüş hakimdir. ( Prof. Dr.Saim Üstündağ Medeni Yargılama Hukuku İstanbul 2000, 7.Baskı Cilt: 1-2 sayfa: 680, Prof.Dr.Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü İstanbul 2001 6.Baskı Cilt III sayfa:2187 ) .
Bununla birlikte; bir taraf karşı tarafın muvafakati aranmaksızın tanık dinletmekten vazgeçebilirse de, karşı taraf diğer tarafın vazgeçtiği tanıkların dinlenmesini kendisi isteyebilir. Öyle ki, daha önceden tanık listesi vermiş olsa ve bu listede karşı tarafın listesinde yer almasına karşılık daha sonra vazgeçtiği tanığın ismi yazılı bulunmasa bile, diğer tarafın dinlenmesinden vazgeçtiği tanıkların dinlenmesini isteyebilir. Bu halde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 274. maddesindeki ikinci tanık listesi verme yasağı uygulanmaz. Çünkü karşı taraf, o tanıkları diğer tarafın delil listesinde bulunması nedeniyle kendi tanık listesine yazmamış olabilir.
Bir tarafın dinlenmesinden vazgeçtiği tanıkların dinlenmesi karşı tarafça istenmemiş ise, mahkeme, kendiliğinden re'sen vazgeçilen tanığı yada tanıkları çağırıp dinleyemez. ( Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü İstanbul 2001 6.Baskı Cilt 3 Sayfa:2595 vd, Dr.Mesut Ertanhan, Medeni Yargılama Hukuku, Tanık ve Tanıklık, Seçkin Yayınları Ankara 2005 sayfa 201 ) .
Somut olayda; Her ne kadar davacı delil listesinde tanık olarak gösterdiği Duran Avcı'nın dinlenmesinden vazgeçmişse de, davalı tarafın vazgeçilen bu tanığın dinlenmesini talep etmiş olması ve mahkemece masrafını da yatırarak davet edilen tanığın dinlenmesinde usule ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Ne var ki; tanık Duran Avcının, belediyede gece bekçisi olarak çalışan ve okuma yazma bilen bir kişi olması, satın alan ve satan olarak ismi geçen senetlerdeki imzasını inkar etmemesi, diğer tanıklar ve mahalli bilirkişilerin açıklamaları karşısında beyanına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte düşünüldüğünde, dava konusu yerin Kamil tarafından 25.08.1995 tarihinde Duran'a satıldığı, Duran tarafından 17.07.1996 tarihinde Sultan'a satıldığı ve teslim edildiği, Sultan'ın satın aldıktan sonra evde büyük çaplı onarım yaptırıp oturduğu, satış ve devirlerin geçerli olduğu, bu suretle taşınmazın davacıya geçmesine rağmen kadastro tespiti sırasında yanlışlıkla ilk malik Kamil adına kaydedildiği anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yerel mahkemece davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 20.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yemin teklifinden sonra tanık dinletme denipre Meslektaşların Soruları 2 29-01-2009 08:59
tanık ücreti/ tanık dinletme beyazbulut Meslektaşların Soruları 1 01-04-2008 12:27
Tanık Dinletme - Davaya Cevap Burak Demirci Meslektaşların Soruları 1 03-03-2008 21:15
Tanık Dinletme sefcev Hukuk Soruları Arşivi 1 15-08-2003 11:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04765606 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.