Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tasarrufun İptali Davası - Fabrika

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-04-2017, 12:02   #1
tiryakim

 
Mutsuz Tasarrufun İptali Davası - Fabrika

Merhabalar Değerli Meslektaşlarım ;

Bilindiği Üzere ; Tasarrufun İptali davaların amacı; alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile borçluların kötü niyetle yaptıkları hukuki işlemleri, davacı alacaklı bakımından hükümsüz sayarak, borçlunun malvarlığından çıkardığı dava konusu mal üzerinde, alacaklının sanki mal hala borçluya aitmiş gibi bu malın haciz ve satışını isteyerek cebri icra yolu ile alacağını elde etmesini sağlamaktır. Yapılan açıklamalardan da anlaşıldığı gibi Tasarrufun İptali Davası dava konusu malın aynına ilişkin bir dava olmayıp kişisel bir davadır. Yani, bu davada tasarrufa konu mal devir alanın malvarlığından çıkartılarak, tekrar borçlunun malvarlığına geri verilmez. Tasarrufa konu mal alıcı (veya devir alanın) malvarlığında kalmakla beraber, davayı kazana davacı-alacaklı, o malı haciz ettirip sattırma ve atış bedelinden alacağını alma imkanını elde etmiş olur.

Tasarrufun iptal edilmesi için borcun doğumundan sonra yapılmış olması şarttır.
Dava konusu olayımızda ise ; 13.10.2014 tarihli evraka istinaden borçlu aleyhine 25.12.2014 tarihinde ilamsız icra takibi yapılıyor. ( Borcun doğum tarihi 13.10.2014 ) Yani borcun doğum tarihinden sonra icra takibi yapılıyor. Takip tarihimiz 25.12.2014'dür.

Borçlu şirket borcun doğum tarihinden sonra, takibin yapıldığı gün (25.12.2014) mallarını aynı işkolunda faaliyet gösteren şirkete devrediyor.

Öğrenmek istediğim husus şu , borcun doğum tarihinden sonra takibin yapıldığı gün yapılan devir işlemi tasarrufun iptali davasının konusunu oluşturur mu ?

Teşekkürler...
Old 04-04-2017, 13:20   #2
Retgar

 
Varsayılan

Süreler haciz veya aciz vesikası tarihinden geriye yönelik işler. Sizin olayınızda devirden önce haciz yapılmadığını düşünerek aşağıdaki kararı paylaşıyorum. Umarım yeterli olur. İyi çalışmalar.

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2013/17-2087
Karar: 2015/1330
Karar Tarihi: 13.05.2015


TASARRUFUN İPTALİ DAVASI - BİR YILLIK SÜRENİN BAŞLANGIÇ TARİHİNİN BORÇLUNUN ADRESİNDE YAPILAN HACZE GÖRE HESAPLANACAĞI - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ

ÖZET: Hukuk Genel Kurulundaki tartışmalar sırasında bir kısım üyeler İcra ve İflas Kanunu'nun maddesinde gösterilen bir yıllık sürenin başlangıç tarihinin, borçlunun adresinde yapılan hacze göre hesaplanacağını? diğer mallar üzerine konulan hacizlerin bu sürenin başlangıcında dikkate alınmayacağını belirtmişlerse de çoğunluk tarafından yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde bu görüşe itibar edilmemiştir. O halde mahkemece … tarihli haciz gününün esas alınması usul ve yasaya uygun olup, direnme kararı onanmalıdır.

(2004 S. K. m. 277, 279)

Dava: Taraflar arasındaki “tasarrufun iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda? İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk (Kapatılan Kadıköy 1. Asliye Hukuk) Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.06.2011 gün ve 2009/409 E., 2011/291 K. sayılı karar, davalılardan K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ. vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25.09.2012 gün ve 2012/11636 E., 2012/9991 K. sayılı kararı ile?

“... Davacı vekili, müvekkilinin davalı A. İnşaat Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti.den olan alacağı nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazlar üzerinde diğer davalı şirket lehine ipotekler tesis edildiğini öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiş, yargılama sırasında taşınmazların cebri icra suretiyle satılmaları nedeniyle davasını tazminat isteğine çevirmiştir.

Davalı K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. A.Ş. davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir.

Mahkemece İİK.nun 279. maddesi uyarınca dava konusu 717 sayılı parsel üzerindeki 1 nolu bağımsız bölüme ilişkin davanın kabulüne ve bu taşınmazın icra yolu satılması nedeniyle davalı K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. A.Ş.nin 130.000.00TL üzerinden sorumlu tutulmasına, diğer taşınmazlara ilişkin davanın reddine karar verilmiş? hüküm, davalı K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece aynı yasanın 279. maddesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir.

İİK. 279. maddesinde borcunu ödemeyen bir borçlu tarafından hacizden veya mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından evvelki bir sene içinde, borçlunun teminat göstermeyi evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler, para veya mutat ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemeler, vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler ve kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhlerin iptale tabi olduğu belirtilmiştir. Bu maddede sözü edilen haciz, borçlunun adresinde yapılan haciz işlemi ile ilgili olup borçlunun taşınmazlarına konulan haciz işlemlerini içermemektedir. Somut olayda dava ve tasarrufa konu edilen ipotek işlemi 27.05.2008 tarihinde yapılmış olup borçlunun adresinde yapılan hacizlerin tarihi ise 06.06.2009 ve 15.09.2009’dur. Bu durumda tasarruf, haciz tarihinden geriye doğru bir yıllık süre içinde yapılmadığından mahkemece İİK.nun 279. maddesinin uygulama yeri olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile borçlunun taşınmazı üzerine konulan haciz tarihinin anılan maddedeki bir yıllık sürenin hesaplanmasına esas alınması doğru bulunmamıştır...”

gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalılardan K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekili müvekkilinin, davalı A. İnşaat Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. ile akdedilmiş 20.04.2008 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden dolayı alacaklı olduğunu ve adı geçen aleyhine giriştiği takipte aciz vesikası aldığını? borçlunun, maliki bulunduğu taşınmazları üzerine diğer davalı lehine 06.05.2008 ve 27.05.2008 tarihli ipotekler tesis ettiğini? bu ipoteklerin İcra ve İflas Kanunu'nun 279 uncu maddesinin birinci bendi uyarınca iptale tabi olduğunu ileri sürerek tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiş? yargılama aşamasında bu taşınmazların icraen satıldığını bildirerek davasını tazminat istemli olarak sürdürmüştür.

Davalı A. İnşaat Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. yargılamaya katılmamıştır. Diğer davalı K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ. vekili davacının, diğer davalıdan alacaklı olmadığını? müvekkili lehine tesis edilen ipoteğin, davacı yanca yapılan haciz tarihinden geriye doğru bir yıllık süreden evvelki tarihi taşıdığını? davacının diğer iddialarının da yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava konusu edilen parsellerden biri hakkındaki tasarrufun (hacizden geriye doğru bir yıl içinde yapıldığı gerekçesiyle) iptaline dair verilen karar, Özel Dairece yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına bozulmuştur.

Mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını davalılardan K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ. vekili temyiz etmektedir.

Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK.) 279 uncu maddesinin birinci cümlesinde yazılı “haciz” ibaresinin her türlü haczi mi, yoksa borçlunun adresinde yapılan haczi mi ifade ettiği? buna göre tasarrufların geriye doğru bir yıllık sürede yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

İcra ve İflas Kanunu'nun 277 nci maddesindeki ifade ile tasarrufun iptali davası aynı Yasa’nın 278, 279 ve 280 inci maddelerinde yazılı tasarrufların butlanına hükmettirmektir. Öğretideki tanıma göre de bir borçlunun, mallarının haczinden veya iflas etmeden önce, alacaklılarından mal kaçırmak maksadıyla yapmış olduğu bağışlamalar ve şüpheli (hileli) tasarrufların iptal edilebilmesi için, alacaklılara tanınan talep hakkına iptal davası denmektedir (bkz., KURU, B.: İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2.b., Ankara 2013, s.1396-1397).

Tasarrufun iptali davası bakımından Yasa’nın dava şartı olarak getirdiği temel husus, davacının elinde geçici ya da kesin aciz vesikasının bulunmasıdır (İİK.m.277/1).

Somut olayda davalılar arasındaki tasarrufun iptaline ilişkin istemin, acizden dolayı butlan halini düzenleyen İcra ve İflas Kanunu'nun 279 uncu maddesine dayalı olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yukarıda belirtilen uyuşmazlığın çözümü, iptali istenen tasarrufun yapıldığı tarih bakımından, Yasa’nın öngördüğü sürenin hangi başlangıç tarihine göre hesaplanacağı noktasında toplanmaktadır. Nitekim anılan maddenin birinci fıkrasına göre bu süre hacizden veya mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından evvelki bir sene olarak belirtilmiştir.

Yasa koyucunun iradesine bakıldığında haciz ve mal bulunamaması nedeniyle aciz halleri, bu sürenin başlangıcı bakımından birbirine eşit değerde görülmüştür. Esasen mal bulunamaması nedeniyle aciz, aynı Yasa’nın 105 inci maddesinde de düzenlenmiş ve borçlunun adresinde yapılan hacizde, haczi kabil mal bulunamadığına ilişkin tutanağın aciz vesikası hükmünde olacağı belirtilmiştir (İİK.m.143). Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi bakımından aciz vesikasının bir dava şartı olduğu düşünüldüğünde? bu düzenlemelerin paralellik arz ettiği tartışmasızdır. Nitekim 105 inci maddenin ikinci fıkrasında, haczi kabil malların yetersiz olduğunun anlaşılması halinde dahi haciz tutanağının “geçici aciz vesikası” sayılacağı ve bunun da tasarrufun iptali davasının açılması bakımından aranan dava şartını sağlayacağı vurgulanmıştır.

Ne var ki, 279 uncu madde sadece haczi kabil mal bulunamaması ve bununla varsayılan aciz halini tek başına sürenin başlamasına esas saymamış? yapılan tasarrufların butlanına hükmedilebilmesi için hesaplanacak bir yıllık sürenin başlangıç tarihlerinden biri olarak da “haciz” tarihini göstermiştir.

Bu durumda geriye doğru bir yıllık sürenin hesaplanmasında dikkate alınacak haciz, borçluya ait herhangi bir malın haczi olup, adreste yapılan hacizle sınırlı değildir? zira adreste yapılacak haciz, zaten mal bulunamaması haline münhasır olarak ayrıca sayılmıştır.

Varılan noktada yerel mahkemenin geriye doğru bir yıllık sürenin başlangıcı olarak B. Mah., 2891 Ada, 5 parsel üzerine konulan haczin tarihi olan 26.05.2009 gününü esas almasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Hukuk Genel Kurulundaki tartışmalar sırasında bir kısım üyeler İcra ve İflas Kanunu'nun 279 uncu maddesinde gösterilen bir yıllık sürenin başlangıç tarihinin, borçlunun adresinde yapılan hacze göre hesaplanacağını? diğer mallar üzerine konulan hacizlerin bu sürenin başlangıcında dikkate alınmayacağını belirtmişlerse de çoğunluk tarafından yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde bu görüşe itibar edilmemiştir.

O halde mahkemece 26.05.2009 tarihli haciz gününün esas alınması usul ve yasaya uygun olup, direnme kararı onanmalıdır.

Ne var ki, davalılardan K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ. vekilinin diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun olup davalı K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ. Vekilinin bozma nedenine göre incelenmeyen, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 17. Hukuk Dairesine Gönderilmesine, 13.05.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)
Old 05-04-2017, 10:19   #3
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

İcra takibiniz kesinleşmiş ise ve tasarrufun iptali davasının diğer şartları da yerine gelmiş ise bana göre oluşturur (tasarruf tarihi borcun doğum tarihinden sonra) ve bu durumda, İİK m.280 kapsamında değerlendirme yapılmalıdır. Eğer takibe itiraz varsa, şu aşamada tasarrufun iptali davasını takip kesinleşmeden açamazsınız.


ZARAR VERME KASTINDAN DOLAYI İPTAL (*)

_____

(*) Madde 280 nin "Diğer Butlan Halleri" şeklinde olan başlığı, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 66. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____

MADDE 280 - (Değişik: 538 - 18.2.1965 / m.115) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.66) Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflas yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.

(...) (Madde 280 nin 2. fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)

(Değişik 3. fıkra: 3494 - 9.11.1988 / m.55) Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları evlât edineni veya evlâtlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun hilâfını üçüncü şahıs, ancak 279 uncu maddenin son fıkrasına göre isbat edebilir.

Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilân olunduğunu ispatla çürütülebilir.
Old 05-04-2017, 10:30   #4
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/22908

K. 2017/49

T. 16.1.2017

Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.

Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise, İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tasarrufun İptali Davası mı yoksa muvazaa nedeni ile tasarrufun İptali mi açılır ? tiryakim Meslektaşların Soruları 15 28-01-2021 19:57
Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali mi? Tasarrufun İptali Davası mı açmalıyım? pehlivanoğlu Meslektaşların Soruları 1 05-09-2014 16:01
Tasarrufun İptali Davası dsahutoglu Meslektaşların Soruları 7 17-03-2011 00:52
Tasarrufun İptali Davası Kemosabe Meslektaşların Soruları 3 04-04-2010 13:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02857804 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.