Hukuk Sistemine Sihirli Değnekle Dokunsaniz İlk Ne Değiştirirsiniz?

Biz hukukçular elimize bir sihirli değnek verilse hukuk sistemimizde neyi nasıl değiştirirdik?Her türlü öneri olabilir bu tabi.Yani en çok neyi değiştirmek isterdiniz?Mahkemeleri, hakimleri, savcıları, suçları, rüşveti, kayırmayı, müvekkili kabulü, baroları,b arolar birliğini ama en çok neyi???

Rüşvet mi kayırmak mı?Bunlar zaten bizim hukuk sistemimizde yok ki

Bazı şeyleri değiştirmek için sihirli değneğe gerek yok bence:

Her mahkemenin duruşma sırasının otomatik olarak ANINDA bir merkezde kaydedilmesi
Avukatların cep telefonları ile bu merkezi arayarak duruşma sırasını öğrenmeleri bence teknik olarak mümkün.

Aslında sihirli değnek elimizde ama onu birbirimizin başına vurmakta kullanıyoruz.

Saygılarımla

Elimize sihirli değneği verdiğinize göre, neye dokunacağımıza karışmazsınız değil mi?

İzniniz olursa ben hukuk sistemine dokunmadan önce o sihirli değnekle kafamızdaki hukuk mantalitesine dokunurdum.

Dünyanın en kötü sistemi, insan faktörüyle iyi bir şekilde işleyebilir. Dünyanın en iyi sistemi, yine insan faktörüyle son derece kötü çalışabilir. Sistemler elbette çok önemli ama onu işleten, yöneten, kullanan kişilerin karakteri, iyi niyeti, vicdanı, dürüstlüğü, çalışkanlığı, adalete bağlılığı, hukuk nosyonu ve hukuk mantalitesi zaman zaman sistemin kendisinden daha önemli olabilir diye düşünüyorum.

İnsan faktöründen kastım ise sadece hukuk sistemini oluşturanlar değil. O sistemden yararlanan, o sisteme başvuran herkes, yani tüm vatandaşlar insan faktörüne dahil.

Ben hukuk sistemimizin en büyük sorununun insanlarımızın hukuk mantalitesinin yeterince gelişmemiş olması olduğunu düşünüyorum. Herkes her zaman her konuda sadece kendini haklı görüyor. Hukukun ve Kanunun ne dediği önemli değil. Hukuk sadece kendi taraflarındaysa saygı duyulacak bir kavram, aksi takdirde ayak altından çekilmesi gereken bir mekanizma. Kanun bizim tarafımızda değilse, her zaman "AMA.. " ile başlayan ve kanununa uymamamıza gerekçe yaptığımız bir mazeretimiz var.

Ben bana verdiğiniz sihirli değnekle kafamızdaki bu hukuk mantalitesine dokunurdum ve "Hukukun HERŞEYDEN üstün olduğu ve MUTLAK ve içten saygı gerektirdiği" kavramını zihinlerimize bir daha çıkmayacak şekilde kazırdım.

Teşekkür ederim Sayın Admin.Bu cümleleriniz beni sahiden etkiledi

Bence bizim hukuk sistemimizin temel sorunu keyfilik,
öncelikle keyfiliği değiştirirdim. Tabi ki keyfiliği ortadan kaldırabilmenin yolu hesap verebilirlik. Hesapverilebilirlik sağlanmadığı sürece keyfiliğin önünün alınamıyacağı kanaatindeyim.
Herkes yaptıklarının mutlaka cezai ve hukuki sonuçlarına katlanmalı.
Bunun en güzel örneği yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye'de ve yurtdışında yaptıkları iş ve eylemlerdir. Aynı kişiler başka ülkelerde kurallara uyarken Ülkemizde neden uymamaktadır? Demek ki sistemimizde sir sorun var. İnsanlar da değil.
Güç dengeleri iyi kurulmalı. Türkiye'de öyle mi?
Özellikle Yüksek Mahkememiz olan Anayasa Mahkemesi, Yargı erkine yapılan müdahalelerde kuvvetler ayrılığı presibine sık sık vurgu yapmaktadır. Ancak nedense Yargı erkinin kendi içinde var olması gereken kuvvetler dengesi avukatlar aleyhinedir.Yargının üç kurucu unsuru olan SAV-SAVUNMA-KARAR üçlemesinde savunmayı temsil eden Avukatlık mesleğinin Hakimlik ve savcılık mesleğinin vesayeti altında olduğu bir gerçektir.
selamlar

Özellikle üstatlardan bu soruma cevap vermelerini bekledim ama pek kimse rağbet göstermedi sanırım.Acaba sesimi duyan yok mu???

Gerçekçi ol imkansızı iste...Öyle bir sihirli değneğim olsa ilk değiştireceğim kanun maddesi 1982 Anayasası'nın geçici 15.maddesi olacak.Saygılar...

Ülkemizdeki demokrasi anlayışını değiştirirdim.

Hukuk kavramını herkesin idrak etmesini isterdim;çünkü tüm sorunların kaynağı bu kavramda gizlidir.Bu aşamadan sonra her şeyin yoluna gireceğine eminim.Saygılar..

sihirli değnek ile hukuk sistemini değil de kendimi
değiştirirdim. bir dokunuşta şöyle 10 yıllık tecrübeli bir avukat olabilsem belki hukuk sisteminin uygun görmediğim gidişatına ve hayata karşı da daha bağışıklı olurdum.keşke....

Sevgili Mehtap umarım 10 yıl sonrada bu zamanları ve mesleki heyecanınızı, öğrenme isteğinizi aramazsınız
Saygılarımla

elimde sihirli degnek olsa sanirim ilk degistirecegim sey, her girdigimde icime cok bunalti veren adliye sarayi denen (aslinda sarayla yakindan uzaktan ilgisi olmayan) binalari degistirirdim. buyuk , insanin icinde bulunmaktan zevk alacagi mekanlar yaratir
buna ek olarak iclerine, gercekten guler yuzlu, pozitif, isini yapmaktan zevk alan memurlar koyardim...

Elimde sihirli değnek olsa, ifade alınan bilumum merciilere (sorgu odaları, duruşma salonları vb. ) görüntü ve ses kaydı alan aleni kameralar koyar, bilumum zabıtların itiraza konu olmaları halinde itiraz mercii ve taraflarla birlikte izlenmelerine ve hatta temyiz incelemelerinde dahi delil olarak değerlendirilmelerine olanak sağlardım.

sevgili mehtap
ben meslege gec başlıyorum.ama ınsan kendını geliştirmek zorunda ,bunun da ılla meslekte 10 yıl tecrube şartına baglı oldugunu dusunmuyorum.

tamam belki 10 yıllık bir tecrübeye ihtiyacım yoktur ama söz konusu sihirli değnekle değiştirmeyi planladığımız hukuk sistemimizdeki yeniliklerde gene de tecrübesiz olmayacak mıyız? o değiştirip güzelleştirdiklerimiz yeniden biz insanlar ve de hukukçular tarafından eskitilmeyecek mi?evet belki debenim tecrübeden ziyade çalışabileceğim bir büroya ihtiyacım vardır.Sihirli değnek bu işe de yarar mı?

hepimiz kandimizi geliştirsek, hukuk da gelişecektir.
ama ne yazık ki genel yayılan bir yasama süreci yaşanmıyor ülkemizde.

Elimize bir sihirli değnek verilse mevcut hukuk sistemimizde ilk olarak değiştireceğim şey yargının mantalitesi olmalıdır.Bu açıda yargıda,avukatın konumunun değişmesii gerekir, çünkü günümüzde avukatlık bir meslek olarak görülüyor aslında bir meslek olarak değerlendirmemek gerekir.Bu durum gerek 1136 sayılı avukatlık kanununda gerekse yargı işleyişinin tutumunda meslek olarak ele alınıyor ve savunma kurumsallaşmadığı için kanımca avukatlara fazla ilgi gösterilemiyor yani görevini tam olarak icra etmesi sağlanamıyor.Arkadaşlar avukatlık meslek değil yargının örgütlenmesinde zorunlu bir kurumu ifade etmektedir ve böyle anlaşılması gerekir bu yargı diyaelektiği denilen tez-antitez-sentez çatışmasında hakimin hüküm sürecini etkilemesinde bana göre bir zorunluluğu ifade etmektedir ve yargının da buna göre düzenlenmesi ve avukatlara daha sağlıklı ve sitemli bir yapının sağlanması gerekir ve bu açıdan elimde bir sihirli değnek olsa ilk önce bu mantaliteyi değiştirmekle başlardım eminim şu anki mevcut sistemden daha iyi olacağını düşünüyorum..

Adaletin gecikmediği bir hukuk sistemiyle şu an ki sistemi değiştirirdim.

Bence binayı banisine sormak gerek. Kaldı ki temeli eğrerti duran bir binanın tezyiniyle meşkul olmak hamakattir kanaatimce. İnsanların beyininde oto kontrolü sağlayacak bir yasakçı olmadıktan sonra değişen ne olursa olsun neticesi akim kalır. Öyle ki insanımızın korktuğu bir mekanizma yok ki, buna kendimi de dahil ediyorum, hukuk ne yapsın sihirli değnek ne yapsın. Belki pek karamsarım ama ümitsiz değilim asla. Yani bi anlamda iğneyle kuyu kazmak zamanıdır.

Merhabalar Bence De Sayin Admİnİn DedİĞİ Gİbİ,Ülke İÇerİsİnde Kİ BÜtÜn VatandaŞlarimiza Daha Sora Da DÜnyada Kİ İnsanlarin Hukuk Mantalİtesİnİ DeĞİŞtİrİrdİm,bİrbİrlerİne KarŞi İnsan Onuruna BaĞdaŞan Hareketler Sergİlemelerİnİ İsterdİm.buna BaŞlarken İlk Öncelİk Tabİkİ Toplum OluŞumunda Merkezde Bulunan Aİlenİn Hukuka Olan Manatalİtesİnİ Daha Zengİn Kilar Ve Kendİ KuŞaklarina Da Bunlari AŞilamalarini İstererdİm.
İŞte Hayat İŞte YaŞam Ozaman..
Saygilarimla

aslında sistemde bozukluk olmadığı için ben de sadece düşünce ve kişilik değişikliğine giderdim. çünkü sihirli değnek kalıcı değil geçici bir çözüm olacak belki 1yıl herşey güzel giderken zihniyetler nedeniyle tekrar eski halini alacaktır sistem. bu yüzden önce kendime değdirip çalışmaktan bıkmayan sorumluluk sahibi birini oluşturur sonra da sistem içindeki diğer hukukçulara yönelirdim böylece hukuk temeli sağlam güzel bi ülke olma yönünde de katkım olduğunu düşünürdüm...

aslında elimizde sihirli bir deyneğin olmayışı isabetli olmuş. neden derseniz; şöyle yapılan yorumlara bakıldığında herkes bişeyleri değiştirmeye çalışıyor, e haliyle herkes bişeyleri değiştirmeye kalkarsa sonucun ne olacağını sanırım sizde çok iyi biliyorsunuz.
şimdi bizler sihirli deyneğin olmayışını sevinelim ve hukukun üstünlüğünü nasıl sağlayabileceğimizi konuşalım. umarım bu yazımız değerli meslektaşlarımı gücendirmez.

sayın hıdır bey yazınızda alınacak birşey yok ama diyorsunuz ki hukukun sütünlüğünğ sağlamaya çalışalım ve bu sebeble bu üstünlüğü sağlamak için bazı taşların yerinden oynaması lazım yani bu cümlelerim sakın türkiyede hukukun üstünlüğü yok anlamında algılanmasın aksine bu sütünlüğü daha sağlıklı ve iyi bir yapıya kavuşturabilmek için elimizde bir sihirli değneğin olmasını istiyorum..sanırım anlaşılmıştır..

Bu konu ile ilgili olarak;elimde bir sihirli değnek olsa,ilk yapacağım şey,onu, sihirsiz hale getirmek olurdu!

Elimde sihirli değnek olsa, o değneğin elimden gitmesine neden olabilecek herşeyi değiştirdim
Hem 3 gün içinde tahliye isteyen müvekkillerimi mutlu edebilirdim, hem 6 aydır kira ödemeyip evi de boşaltmak istemeyen müvekkillerimi
Az sayıda ve ucuz işgücü isteyen işveren müvekkili de mutlu ederdim, az çalışıp çok kazanmak isteyen işçi müvekkili de.
Kendi sistemim iyi işlerdi en azından

Şaka bir yana;
Aslında sihirli değneğe hepimiz sahibiz. Zira bu soruların o kadar çok türevi var ki klişeleşmiş. Örneğin, belediye başkanı olsanız trafiği nasıl düzenlerdiniz, maliye bakanı olsanız ekonomiyi nasıl düzelttirdiniz, ordu komutanı olsanız neler yapardınız gibi uzaar gider...

bizler ise hukukçuyuz! "hukukçu olabilseniz neleri değiştirirdiniz" diye sorsanız insanlara, gençlere, çocuklara ne cevaplar alırdınız kim bilir. onlar için sihirli değnek olan bu yetenek şimdi bizim elimizde, düşünsenize. polis olup suçluları yakalayacağım, dr olup hastaları iyileştireceğim, hakim olup olup hırsızları hapse atacağım diyen çocuklar değilmiydik hepimiz. Hukuktan beklenenlerin (hayallerin) ne kadarını yapabiliyoruz sizce?

selam,elımde sıhırlı bı degnek olsa ılk once bu okullardakı rezılııgı ortadan kaldırırdım.artık hukuk ogrencı o kadar cogaldı kı anlatamam.ozellıkle ozel unuverstılerde artık ogrencı almak o kadar basıtlestı kı kıme sorsan hukuk ogrencısıyım dıyor.buna bı cozum getırmek ısterdım.ama bu da benım elımde degıl

Aslında sorun cok basit.
Hukukun siyasallaşmadığı, siyasetin hukukileştiği anda biz de uygar bir yoplum oluruz.

Mesleğe başlar başlamaz insanın içinde büyük bir şevk ve heyecan:Hukukun üstünlüğü..insanlara en iyi hukuki hizmeti sunacağım.En ufak bir hukuki eğrilik karşısında dünyayı ayağa kaldıracağım.Yürürken, taşıdığım hukuki bilgi ve yeteneğimle her tarafı aydınlatacağım..
Tabi bunun için, daha önce hıtmettiğimiz ders kitaplarından sonra hemen Yargıtay içtihatlarına sarılırız;hiçbir açık bırakmamak için.Bir yıl iki yıl.. karıştırılacak kitap,içtihat kalmaz.Aşkla şevkle çalışmaya devam..Ama ne oluyor!Akşam okuduğumuz sabah aklımızdan gitmiş.Neden?Bunca kitabı dergiyi niye okudum?Neden her şey akşamdan sabaha değişiyor veya işe yaramıyor,hayatıma kolaylık katmıyor,beni uçurtmuyor bunca gayretim? Bir ömür sonra fark ediyor insan:her şeyden önce Türkiye’de içtihatlarda somut olay açıklanmıyor.Bir sürü uzun söz ama insanı asıl hayatın içine sokacak dosyadaki somut olay bize söylenmiyor.Bir Aihm kararını okuyorsunuz, o konudaki davada avukatlık yapmışsınız gibi yıllarca capcanlı gözlerinizin önünde;çünkü içtihatta verilmiş somut olay size o kadar zaman kazandırıyor ki,o kadar hamallıktan kurtarıyor ki!Şahsen yıllarca gece gündüz okuduğum içtihatların hukuk hayatımda çok az katkı yapmalarının nedeninin somut olayın içtihada hemen hemen hiç yansıtılmamış olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.
Bu nedenle eldeki değneğin öncelikle, “Yargıtay Kararlar Dergisi”ne dokunmasını ve somut olayı anlatmayan hiçbir içtihadın o dergiye (veya bütün hukuk dergilerine, kitaplarına) girmesine engel olmasını isterdim.
“Hukukta Bilirkişi Saltanatı”ndan söz edilir. Bu saltanatın gücünü kırmak ve adaletin yargıç eliyle tecellisini sağlamak üzere, Türkiye’deki bütün bilirkişilerin benzer konulardaki raporları Barolar elinde toplanarak buradan ilgili ilgisiz her avukatın ulaşabilmesini ve bu sayede olacak bir öz denetimle, aynı bilirkişinin benzer konuda “uçan halı üstündeki kişi dosyasına” başka, “aşağdakiler”e başka rapor vermesinin önlenmesini isterdim.

eğer bi sihirli deyneğim olsaydı ; aynı eğitimi gördükleri halde mahkeme salonunda savcı ve hakimlerin avukatlara üstünlük kurma cabalarını ortadan kaldırırdım.