Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargitay Karari Ariyorum.

Yanıt
Old 13-05-2010, 14:50   #1
hazav

 
Varsayılan Yargitay Karari Ariyorum.

Y.HGK'nın 11/10/2000 tarih 2000/8-1225 esas 2000/11281 karar sayılı ilamına ihtiyacım var.cevap verecek arkadaşlara şimdiden tşkler
Old 13-05-2010, 15:15   #2
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hazav
Y.HGK'nın 11/10/2000 tarih 2000/8-1225 esas 2000/11281 karar sayılı ilamına ihtiyacım var.cevap verecek arkadaşlara şimdiden tşkler
Sinerji'de yok maalesef...

Saygılarımla.
Old 13-05-2010, 15:37   #3
Av. O. TEKGUL

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:2000/8-1225
K:2000/1281
T:11.10.2000

Taraflar arasımbaki "alatmanın önlenmesi (zilyetliğin korunması)" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beydağ Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen (..) kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.12.1999 gün ve 1999/9721-10351 sayılı ilamı ile; (... Davacı, uyusmazlık konusu taşınmaza davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı tarafindan temyiz edilmiştir.
Dava, dilekçedeki açıklamalara göre, tapusuz taşınmaza davacının MK.un 894-897. maddelerinden kaynaklanan zilyetliğine davalının el atmasının önlenmesi isteğine ilişkindir. Taşınmaz tapusuz bulunduğuna göre, 04.12.1998 gün 4/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davacının mülkiyet hakkı tescil kararının kesinleşmesi ile doğar. Bu durumda davanın MK.un 618. maddesinden kaynaklanan mülkiyet davası olarak kabulü doğru değildir. Zira davacı zilyetliğe dayanmıştır. Zilyetlik süresi ve diğer koşulların oluştuğunun kabulü halinde dahi ortada dava konusu taşınmaz mülkiyetinin kütük dışı kazanılması söz konusu olacaktır. Bu durumda da taşınmaz mülkiyetinin kütük dışı, somut olayımızda olduğu gibi olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılması halinde, henüz tescil yapılmadan önce vuku bulan haksız bir ihlale karşı davacının müdahalenin meni davası ile birlikte tescil davası da açması gerekmektedir.
Müdahalenin meni davasında davacı ilk önce dava konusu şey üzerindeki mülkiyet hakkını ispat etmelidir. Bu konuda menkullerde MK.un 898/1. maddesindeki zilyetliğe dayanan, gayrimenkullerde ise MK.un 905. maddesindeki tapu sicilindeki kayda dayanan karineden yararlanabilir.
Davacının nizah taşınmazla ilgili tescil davası açtığı ileri sürülmediğine ve iddia edilmediğine ve mülkiyet hakkı tapu sicilindeki kayda dayanılarak ispat edilmediğine göre davacının talebi MK.un 618/2. maddesine dayanan meni müdahale davası niteliğinde olmayıp MK.un 896. maddesine dayanan davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki fiili hakimiyetine yöneltilen ihlalin mahkeme kararı ile ortadan kaldırılması (tecavüzün refi) talebini taşıyan zilyetliğin korunması mahiyetindeki zilyetlik davasıdır. Hal böyle olunca görev hususunun gözönünde tutulması gerekir. HUMK'un 8/II-3. maddesi hükmüne göre taşınmaz malın zilyetliğinin korunması ile ilgili davalara sulh hukuk mahkemesinde bakılır. Bu kural münhasır bir görev kuralıdır. Maddede yer alan "yalnız zilyetliğin korunması davaları" ile MK.un 895 ve 896. maddelerinde düzenlenen zilyetliğin gasp ve tecavüzünden doğan davalar amaçlanmıştır, (HGK.nun 30.04.1983 tarih, 1980/8-3351-1983/679) taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece doğrudan doğruya göz önünde tutulur. Açıklanan hüküm karşısında HUMK'nun 7. maddesinin son fıkrası hükmünün de tatbik kabiliyeti bulunmamaktadır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan (...) sonra gereği görüşüldü:
Bir davada öne sürülen maddi vakıaların hukuki nitelendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir (HUMK.m. 76).
Dava hukuksal nitelikçe; Medeni Yasanın 896 nci maddesine dayalı zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Yerel Mahkeme ve Yargıtay Özel Dairesi arasında bu konuda düşünce birliği vardır.
Böyle bir dava, sulh hukuk mahkemesinde açılması gerekirken; (Bkz. HUMK. m. 8/3) asliye hukuk mahkemesinde ikame edilmiş ve asliye hukuk mahkemesi davanın esası hakkında hüküm kurmuştur.
Uyuşmazlığın çözümü bağlamında, şu olguyu önemle belirtelim ki, olayda, taraflar yargılama ve temyiz aşamasında asliye hukuk mahkemesinin görevsizliğine karşı hiçbir itirazda bulunmamışlardır.
İlkin belirtelim ki; kanunla görevli kılınmış mahkeme yerine, dava görevsiz bir mahkeme önünde açılmışsa, yargılamanın her aşamasında, mahkeme doğrudan görevsiz olduğuna karar verebileceği gibi, bu husus taraflarca da her zaman ileri sürülebilir (HUMK. m. 7/2).
Yargıtay da, mahkemenin görevli olup olmadığını doğrudan gözetebilir.
Gercekte de görev bir usuli dava koşuludur. Görevsiz mahkemeye başvuran davacı dahi sonradan mahkemenin görevsizliğini ileri surebilir (HUMK. m.7).
Yine, usuli kazanılmış hak doğduktan sonra da mahkemenin görevsizliğine karar verilebilir.
Sulh mahkemelerinin gorevlerine hangi uyusmazlıklarının girdigı, HUMK. nı.S'de tahdidi olarak sayılmıştır. Anılan madde metninde görüldüğü üzere, kıymet nazara alınmaksızın bazı dava türlerinin sulh mahkemesinin görevine dahil edilmesi, günün ihtiyaçlarını karşılamak, çabukluğu ve aynı zamanda sulh ve asliye mahkemesi işleri arasındaki dengeyi sağlamak amacını gütmektedir (1711 sayılı Yasaya esas teşkil eden Tasarının Gerekçesi, Dönem 3, Sayı 781).
Konuluş amacı ve sözü gözden kaçırılmadığında anılan 8 inci maddenin buyurucu, bağlayıcı, sert görev hükümleriyle donaltıldığı görülmekte ise de yasa koyucu, 7. maddenin son fıkrası ile bu hükme bir istisna getirdiği çok açıktır.
Madde metninde kuşku ve duraksamaya yer olmayacak şekilde, "sulh mahkemesinin görevi içinde bulunan bir davaya asliye mahkemesince bakılmış ve esas hakkında da karar verilmiş ise artık bu karar görevsizlik nedeni ile temyiz edilemeyecektir." denilmektedir. Konu bağlamında hemen belirtelim ki bu yasal kuralın uygulanabilmesi için aranan tek koşul, hükmün hem yargılama; hem de temyiz aşamasında taraflarca hiçbir şekilde görevsizlik itirazı yapılmadan verilmiş olmasıdır.
Farklı bir anlatımla tarafların görev itirazına yönelik itirazları vaki olmuş ve dikkate alınmayarak esas hakkında hüküm verilmiş ise Yargıtay, temyiz edildiği için veya temyiz edilmese dahi yargılamada itirazla karşılanmış olduğundan dolayı görev konusunu doğrudan gözetip 8 inci maddeye dayanarak görev yönünden mahkeme kararını bozacaktır.
Gerçekten de, yasa koyucu; 7 nci madde ile getirdiği istisna ile bir özel mahkemenin davayı çözümleyip bitirdiği ve görev yönünden bir itirazın da vaki olmadığı hallerde davanın salt görevden bozulmasını, böylece davanın baştan görülmeye başlanılmasını sakıncalı görmüş, dahası kamu yönünden bir fayda da mülahaza etmemiştir.
Özellikle davanın çabuklukla ve ekonomik koşullarla yürütülmesi ilkesini korumayı amaçlamış, bunun yanında ancak görev itirazı durumlarında 8 inci maddede sayılan işlere sulh hukuk mahkemesinin bakmasına özen göstermistir, denilebilir.
Öte yandan, 7 nci maddenin son fıkrasında belirtilen "bir dava, asliye mahkemesinde hükme bağlandıktan sonra, davanın sulh mahkemesinin görevi icinde oldugu ileri sürülerek üst mahkemede itirazda bulunulamaz" sözleriyle yasa koyucu dava türleri arasında özellikle 8 inci madde yonunden bir istısna ve ayırıma da yer vermemiştir. Aksinin düşünülmesi halinde anılan 7 nci maddenin konuluş amacının ortadan kalkacağı ve mahkemenin işlemez ve atıl kalacağında asla duraksanmamalıdır. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesinin zorunlu olmadığına ilişkin direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir. Ne var ki, işin esasına ilişkin temyiz itirazları Özel Dairesince incelenmediğinden dosya Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 8. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE.
KARŞI OY YAZISI
HUMK.'nun 8/3-3. maddesi, dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın "Taşınır ve taşınmaz mallardan yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaları"n sulh hukuk mahkemesinde görüleceğini hükme bağlamıştır. Bu münhasır bir görev kuralıdır.
HUMK'nun 7. maddesinin ilk fıkrası da; 2494 sayılı Yasa ile değiştirilerek "Diğer bir mahkeme yahut idari makam veya yargı merciinin görevine giren bir dava veya iş kendisine arz olunan mahkemenin, duruşma yapmadan görevsizlik kararı verebileceği" öngörülmüş; bunun nedeni de Hükümet gerekçesinde ".... mahkemeye arz olunan bir dava veya işin o mahkemenin görevine girmediği açıkça anlaşılıyor ise, duruşma yapıp işi uzatmadan hakime dosya üzerinden görevsizlik karan verebilmesi olanağı tanınmıştır." şeklinde açıklanmıştır. (Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve İlgili Mevzuat, Prof. Dr. Baki KURU, Prof. Dr. Ejder YILMAZ, Prof. Dr. Ramazan ARSLAN, Genişletilmiş Ondördüncü baskı, Temmuz 1996, s.25, dipnot 6)
Bu iki kuralın birlikte değerlendirilmesi ve 7. maddenin değişiklik gerekçesinin ışığı altında; münhasır görev düzenlemesine tabi kılınan bir çekişmenin münhasır görevli mahkeme dışında bir mahkemeye götürülmesi halinde, hakimin Usulün anılan 7/1. maddesi uyarınca duruşma yapmaksızın görevsizlik kararı vermesi zorunludur, demek yanlış olmaz. Bu nedenledir ki, böyle bir durumda olayda maddenin son fıkrasının uygulanmasından söz edilmesi kanımızca olurlu değildir.
Somut olayda; açıkça zilyetliğin korunmasının istenildiğine göre, asliye mahkemesinin Usulün anılan 7/son maddesine dayanarak davaya bakılabileceğine ilişkin direnmesinin yerinde olmadığı inancı ile Çoğunluk görüşüne Katılamıyorum.
14. Hukuk Dairesi Üyesi
Mehmet Handan SURLU
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargitay Karari Ariyorum... av.d.d Meslektaşların Soruları 3 20-10-2015 14:40
Yargitay Karari Ariyorum Pınar Meslektaşların Soruları 5 10-11-2009 11:48
Yargitay Karari Ariyorum Pınar Meslektaşların Soruları 1 25-12-2008 17:45
Yargitay Karari Ariyorum Av.Selim HARTAVİ Meslektaşların Soruları 2 02-07-2008 16:26
Yargitay Karari Ariyorum... advokat34 Meslektaşların Soruları 2 17-05-2007 18:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03042793 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.