Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

KAHDEM 8 Mart 2010 Açıklaması

Yanıt
Old 07-03-2010, 16:36   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan KAHDEM 8 Mart 2010 Açıklaması

KAHDEM 8 MART 2010 AÇIKLAMASI

Bugün hâlâ kadınlar Türkiye’de aile yaşamında, çalışma yaşamında, siyasete katılımda ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Taraf Olduğumuz Kadınlara karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinde güvenceye alınan hakların ihlali niteliğindeki ayımcılıklara bir kez daha dikkat çekerek ,hükümeti ve tüm kurum ve kuruluşları sözleşme hükümlerine uygun davranmaya davet ediyoruz.

YASAL,YARGISAL VE EYLEMLİ AYRIMCILIKLAR DEVAM EDİYOR

1-Türk Medeni Kanunu’na göre on yedi yaşındaki bireyler yasal temsilcilerinin izni ile evlenebilirken on altı yaşındaki bireyler yargıcın izni ile evlenebilmektedir. Bu yasal düzenleme açıkça CEDAW’a aykırı düşmektedir. 16 yaşındaki kız çocukları okutulmak yerine genelde ekonomik nedenlerle aile baskısıyla evlenmeye zorlanmaktadır. Erken evlendirmeye izin veren düzenlemenin mağduru kız çocukları olmaktadır, İzni isteyenler, evlenmeye karar verenler çocuklar değil onları zorlayan, baskı altına alan anne babalardır.


2-Ailenin Korunmasına Dair Kanunun salt sözel yorumu sonucunda evli olmayan ve boşanmış kadınlar şiddetten bu yasaya göre korunamamaktadır, çıkarılan yönetmeliğin şiddetin belgelenmesine gerek olmadığını öngören altıncı maddesine karşın darp raporu gösterilmeden önlem kararı verilmemektedir. Savcılık ve kolluk gücü, kararların uygulanmasını izleme konusunda çok yetersizdir. Mesai saatleri dışında önlem kararı alınamamaktadır, bu da şiddetle etkili savaşımın önünde bir engeldir.

3- Ayrıca aile adında kadına karşı ayrımcılık hem yasal düzenlemeler hem de yargı kararları (Anayasa Mahkemesi’nin yasal düzenlemelerin iptali istemlerini ret kararları ) ile sürmektedir. Kadına evlendiği kişinin soyadını alması dayatılmakta ve eşlere bu konuda ikinci bir seçenek tanınmamaktadır. Çocuğun soyadını belirlemede de kadına karşı ayrımcılık sürmektedir. Çocuğun soyadının babasının soyadı olması dışında bir olanak bulunmamaktadır.

4- Türkiye’de evli kadınlar kürtaj olabilmek için Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 24. maddesine göre eşinin rızasını almak zorundadır. Kadının kendi bedeni üzerindeki kişiliğe sıkı sıkıya bağlı haklar eşinin rızasına bağlanarak yasal düzlemde kadına karşı ayrımcılık uygulanmaktadır.

5- Boşanan bir kadın bir başkasıyla evlenmek isterse Türk Medeni Kanunu’nun 132. maddesine göre 300 gün beklemek ya da gebe olmadığını belgelemek zorunda bırakılmaktadır. Bugünün olanakları karşısında soybağının karışması gibi bir olasılık bulunmadığı halde kadına yapılan bu dayatma da kadına karşı açık bir ayrımcılıktır.

6-Eşlerin evlilik birliği içinde yaptığı katkıları da ekonomik değer kabul eden edinilmiş mallara katılma rejimi, 1 Ocak 2002’den itibaren edinilmiş mallar için yürürlükte kabul edilmektedir. Bu durumda haksız bir eşitsizlik meydana gelmektedir.

7-Sığınmaevleri hem nicelik hem de nitelik bakımından çok yetersizdir, güvenlik önlemleri zayıftır. Kamu görevlilerinin aile içi şiddet karşısındaki tutumu yeterince caydırıcı değildir. Haksız tahrik uygulaması devam etmekte ve namus savunması yasalardan çıkartılmamaktadır.

8- Türk Ceza Kanunu’da töre saikiyle öldürmenin ağırlaştırıcı bir neden olarak kabul edilmesine karşın bu cinayetlere karşı hiç önlem alınmamıştır. Kız çocukları cezadan kaçabilmek amacıyla intihara yönlendirilmekte, dahası zorla intihar ettirilmektedir.

9-Siyasete katılımda eşit temsil uygulanmamaktadır, sayısal veriler kadının siyaset yaşamına daha az katıldığı, kadının karar alma mekanizmalarında yeterince temsil edilmediğini açıkça göstermektedir.

10-Tek başına evlat edinen kadınlar,eşiyle birlikte evlat edinenler gibi çocuğa adını verememektedir.

Yasal, yargısal ve eylemli ayrımcılıklar, yaşamın her alanında varlığını sürdürmektedir. Ayrımcılığın sona ermesi, ayrımcılık içermeyen yasal düzenlemeler temelinde içten, kararlı bir siyasi irade ve ayrımcılığa karşı duran kişi ve kuruluşların işbirliği ile olanaklıdır.

Ayrımcılığa Hayır!

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi
Old 07-03-2010, 22:54   #2
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

8 MART'IN 100. YILINDA

Yasalarda, Yargıda, Eylemlerde Ayrımcılık Sürüyor

KAHDEM, yasalarda, yargı kararlarında ve uygulamalarda kadınlara karşı ayrımcılığın sürdüğünü açıkladı; Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların ihlali anlamına gelen bu durumun değişmesi için hükümete ve tüm sorumlulara çağrıda bulundu.

Burçin BELGE burcin@bianet.org İstanbul - BİA Haber Merkezi07 Mart 2010, Pazar Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM), Türkiye'de kadınlara karşı yasal, yargısal ve eylemli ayrımcılıkların yaşamın her alanında sürdüğünü açıkladı.

Türkiye'nin de taraf olduğu Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ile güvence altına alınan hakların ihlali niteliğindeki uygulamalara dikkat çeken KAHDEM açıklamasında, "Bu durum ayrımcılık içermeyen yasal düzenlemeler temelinde kararlı bir siyasi irade ve ayrımcılığa karşı duran kişi ve kuruluşların işbirliği ile sona erebilir" denildi.

Yasaya uygun, CEDAW'a aykırı
-Türk Medeni Kanunu'na göre 17 yaşındaki bireyler yasal temsilcilerinin, 16 yaşındaki bireyler ise yargıç izni ile evlenebiliyor. CEDAW'a aykırı olan bu düzenlemeden, kız çocukları mağdur oluyor. Kız çocukları genellikle ekonomik nedenlerle evliliğe zorlanıyor, evlilik iznini isteyenler ise evlenmeye karar veren çocuklar değil, onları zorlayıp baskı altına alan anne - babalar oluyor.

-Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un sözel yorumu sonucunda evli olmayan ve boşanmış kadınlar şiddetten korunamıyor. Yönetmeliğin altıncı maddesi şiddetin belgelenmesine gerek olmadığını öngördüğü halde darp raporu gösterilmeden önlem kararı verilmiyor. Savcılık ve kolluk gücü, kararların uygulanmasını izlemekte yetersiz. Mesai saatleri dışında önlem kararı alınamıyor,.

Ayrımcılık Anayasa Mahkemesi kararıyla sürüyor
- Aile adında kadına karşı ayrımcılık yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi kararları ile sürüyor. Kadına evlendiği kişinin soyadını alması dayatılırken eşlere ikinci bir seçenek sunulmuyor. Çocuğun soyadının babasının soyadı olması dışında bir olanak bulunmuyor.

- Evli kadınlar kürtaj olabilmek için Hasta Hakları Yönetmeliği'nin 24. maddesine göre eşinin rızasını almak zorunda. Kadının kendi bedenine dair hakları, eşin rızasına bağlanarak kadına karşı ayrımcılık uygulanıyor.

- Boşanan bir kadın bir başkasıyla evlenmek isterse Türk Medeni Kanunu'nun 132. maddesine göre 300 gün beklemek ya da gebe olmadığını belgelemek zorunda.

Töre cinayetlerine karşı önlem alınmadı
-Eşlerin evlilik birliğine katkılarını ekonomik değer kabul eden edinilmiş mallara katılma rejimi, 1 Ocak 2002'den itibaren yürürlükte kabul ediliyor. Bu durum, bu tarihten önce evlenmiş kadınlar aleyhinde bir eşitsizlik yaratıyor.

-Sığınmaevleri nicelik ve nitelik bakımından yetersiz, güvenlik önlemleri zayıf. Kamu görevlilerinin aile içi şiddet karşısındaki tutumu yeterince caydırıcı değil; haksız tahrik uygulaması sürüyor ve namus savunması yasalardan çıkartılamıyor.

- Türk Ceza Kanunu'da töre saikiyle öldürme ağırlaştırıcı neden kabul edilirken bu cinayetlere karşı hiçbir önlem alınmadı. Kız çocukları cezadan kaçabilmek amacıyla intihara yönlendiriliyor, zorla intihar ettiriliyor.

-Siyasete katılımda eşit temsil uygulanmıyor. Kadın siyaset yaşamına daha az katılıyor, karar alma mekanizmalarında yeterince temsil edilmiyor. (BB)

http://www.bianet.org/bianet/insan-h...mcilik-suruyor
Old 07-03-2010, 22:55   #3
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

KAHDEM'den Hükümete CEDAW uyarısı
Kadınlara Hukuki Destek Merkezi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajı yayımladı


Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir açıklama yaparak bugün hâlâ kadınların Türkiye’de aile yaşamında, çalışma yaşamında, siyasete katılımda ayrımcılığa maruz kalmakta olduğunu ve Türkiye'nin taraf Olduğumuz "Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi"nde (CEDAV) güvenceye alınan haklarının ihlali niteliğindeki ayımcılıklara bir kez daha dikkat çekerek hükümeti ve tüm kurum ve kuruluşları sözleşme hükümlerine uygun davranmaya davet etti

"YASAL,YARGISAL VE EYLEMLİ AYRIMCILIKLAR DEVAM EDİYOR"
KAHDEM 8 Mart Mesajında Türkiye'de kadınlara karşı yasal, yargısal ve eylemli ayrımcılıkların sürdüğüne işaret ederek şu görüşlere yer verdi:

1-Türk Medeni Kanunu’na göre on yedi yaşındaki bireyler yasal temsilcilerinin izni ile evlenebilirken on altı yaşındaki bireyler yargıcın izni ile evlenebilmektedir. Bu yasal düzenleme açıkça CEDAW’a aykırı düşmektedir. 16 yaşındaki kız çocukları okutulmak yerine genelde ekonomik nedenlerle aile baskısıyla evlenmeye zorlanmaktadır. Erken evlendirmeye izin veren düzenlemenin mağduru kız çocukları olmaktadır, İzni isteyenler, evlenmeye karar verenler çocuklar değil onları zorlayan, baskı altına alan anne babalardır.

2-Ailenin Korunmasına Dair Kanunun salt sözel yorumu sonucunda evli olmayan ve boşanmış kadınlar şiddetten bu yasaya göre korunamamaktadır, çıkarılan yönetmeliğin şiddetin belgelenmesine gerek olmadığını öngören altıncı maddesine karşın darp raporu gösterilmeden önlem kararı verilmemektedir. Savcılık ve kolluk gücü, kararların uygulanmasını izleme konusunda çok yetersizdir. Mesai saatleri dışında önlem kararı alınamamaktadır, bu da şiddetle etkili savaşımın önünde bir engeldir

3- Ayrıca aile adında kadına karşı ayrımcılık hem yasal düzenlemeler hem de yargı kararları (Anayasa Mahkemesi’nin yasal düzenlemelerin iptali istemlerini ret kararları[1]) ile sürmektedir. Kadına evlendiği kişinin soyadını alması dayatılmakta ve eşlere bu konuda ikinci bir seçenek tanınmamaktadır. Çocuğun soyadını belirlemede de kadına karşı ayrımcılık sürmektedir. Çocuğun soyadının babasının soyadı olması dışında bir olanak bulunmamaktadır.

4- Türkiye’de evli kadınlar kürtaj olabilmek için Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 24. maddesine göre eşinin rızasını almak zorundadır. Kadının kendi bedeni üzerindeki kişiliğe sıkı sıkıya bağlı haklar eşinin rızasına bağlanarak yasal düzlemde kadına karşı ayrımcılık uygulanmaktadır.

5- Boşanan bir kadın bir başkasıyla evlenmek isterse Türk Medeni Kanunu’nun 132. maddesine göre 300 gün beklemek ya da gebe olmadığını belgelemek zorunda bırakılmaktadır. Bugünün olanakları karşısında soybağının karışması gibi bir olasılık bulunmadığı halde kadına yapılan bu dayatma da kadına karşı açık bir ayrımcılıktır.

6-Eşlerin evlilik birliği içinde yaptığı katkıları da ekonomik değer kabul eden edinilmiş mallara katılma rejimi, 1 Ocak 2002’den itibaren edinilmiş mallar için yürürlükte kabul edilmektedir. Bu durumda haksız bir eşitsizlik meydana gelmektedir.

7-Sığınmaevleri hem nicelik hem de nitelik bakımından çok yetersizdir, güvenlik önlemleri zayıftır. Kamu görevlilerinin aile içi şiddet karşısındaki tutumu yeterince caydırıcı değildir.haksız tahrik uygulaması devam etmekte ve namus savunması yasalardan çıkartılmamaktadır.

8- Türk Ceza Kanunu’da töre saikiyle öldürmenin ağırlaştırıcı bir neden olarak kabul edilmesine karşın bu cinayetlere karşı hiç önlem alınmamıştır. Kız çocukları cezadan kaçabilmek amacıyla intihara yönlendirilmekte, dahası zorla intihar ettirilmektedir.

9-Siyasete katılımda eşit temsil uygulanmamaktadır, sayısal veriler kadının siyaset yaşamına daha az katıldığı, kadının karar alma mekanizmalarında yeterince temsil edilmediğini açıkça göstermektedir.

Yasal, yargısal ve eylemli ayrımcılıklar, yaşamın her alanında varlığını sürdürmektedir. Ayrımcılığın sona ermesi, ayrımcılık içermeyen yasal düzenlemeler temelinde içten, kararlı bir siyasi irade ve ayrımcılığa karşı duran kişi ve kuruluşların işbirliği ile olanaklıdır.

Ayrımcılığa Hayır"

http://www.kazete.com.tr/haber_detay.php?hid=5289
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kahdem 25 Kasım 2009 Basın Açıklaması Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Haberleri 0 24-11-2009 16:58
KAHDEM 8 Mart 2009 Basın Açıklaması Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 0 07-03-2009 21:01
Kahdem 25 Kasım Basın Açıklaması Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 0 24-11-2008 15:50
8 Mart 2008--1.KAHDEM,KHÇG İstanbul Buluşması Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 42 11-03-2008 16:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04343700 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.