Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Karşılıksız Çek Şikayetlerinde Şirket Yetkilisinin Belirlenmesi Durumu

Yanıt
Old 17-11-2017, 12:56   #1
Av.GT

 
Varsayılan Karşılıksız Çek Şikayetlerinde Şirket Yetkilisinin Belirlenmesi Durumu

Tüm meslektaşlarıma öncelikle kolay gelsin;

Bildiğiniz üzere 2017 yılı başında İstinaf Mahkemesi; şikayet dilekçesi ve veya eklerinde karşılıksız çekten şikayet edilen şirket yetkililerin belirtilmesi ve veya anlaşılabilir olması yönünde karar vermiştir.

Belkide Savclılığa yaptığımız şikayet alışkanlıklarından, birçok meslektaşımız şüpheli olarak ....Şirket Yetkilileri demiştir ve davalar reddedilmiştir.

Benim de bu şekilde seri 3 davam reddedildi. Ancak ne var ki; Ben kanun değiştiğinde bu davaları ilk açanlardanım, her ne kadar dava dilekçemde sadece şirket yetkilileri desem de, Mahkeme tensip zaptı ile şirket yetkilierin tespiti için Ticaret Siciline yazı yazılmasına karar vermiş, şirket yetkilileri sanık olarak dosyada ifade vermiş ve sonuçta şirket yetkilierini dava dilekçemde belirtmediğim için davam reddedilmiştir. O zaman neden şirket yetkilierinin sanık olarak ifadeleri alındı?

İsnitafa gidip gitmemekte kararsızım. Mahkeme direkt reddetseydi hiç değilse süresinde tekrar şikayette bulunurdum. Ayrıca; Anayasa Mahkemesi kararı bekleniyor diyor ancak ben yeni bir başvuru yaptığım araştırmada göremedim (Eski başvurular da sonuçlanmış zaten)

Bu konuda görüşlerinizi bildirebilirseniz çok sevinirim. Aklım karışmış durumda..

Şimdiden herkese teşekkür ederim.
Old 17-11-2017, 13:37   #2
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan Temyiz/istinaf

Sayın Av.GT;

Alıntı:
İsnitafa gidip gitmemekte kararsızım.

Sizi istinafa gitmekten alıkoyan düşünce nedir?


Saygılarımla...
Old 17-11-2017, 16:35   #3
Av.GT

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım

Yanlış ifade etmişim. İstinafa tabiki başvuracağım. Orada yanlış bir cümle kullanmışım.Konuyu burada açmamın nedeni siz değerli meslektaşlarımdan öğreneceğim ve benim göremediğim görüşlerdir.
Old 26-11-2017, 22:10   #4
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan

Meslektaşım,

hukuk yargısında alacak davalarında, mahkeme tarafların talebiyle bağlıdır.

Ceza yargısında kendiliğinden araştırma ilkesi geçerlidir.
Mahkemenin bir suç kovuşturmasında, faili, kendiliğinden ticaret sicil müdürlüğü'ne yazı yazıp bulması gerekmez mi?

Ancak burada icra hukukundaki şeklilik ilkesine bağlı kalınmış görünüyor.
Halbuki konu icra – iflas kanununun cezai hükümleri ile ilgili.

(...) Gerçek kişilerde ceza sorumluluğu çek hesabının sahibine ait olmakla birlikte, tüzel kişilerde durum farklıdır. Şirketlerde çeki imzalayan değil, düzenleme tarihine göre karşılığını bankada bulundurmak zorunda olan kişi hakkında ceza sorumluluğunun doğacağı tartışmasızdır. Çekin düzenlendiği sırada şirketin yetkilisi (A) iken, düzenleme tarihine göre ödenme süresi geldiğinde (B) olmuş ve çekin karşılığı bankada hazır bulundurulamamış veya bulundurulmamışsa, bu durumda ceza sorumluluğu çeki imzalayan (A) hakkında değil, düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde çekin karşılığının ödenmediği tarihte şirket yetkilisi olan (B) yönünden doğacaktır.(...)
http://http://www.haber7.com/yazarla...duzenleme-sucu
Old 27-11-2017, 20:10   #5
Av Ali

 
Varsayılan

Benim de bu konuda İcra Ceza Mahkemesinde bir duruşmam olacak. Zannediyorum ki şikayet dilekçesinde sadece şirket yetkilisi yazmam nedeniyle davam reddedilecek. Neyse ki süresi geçmeden önce başka bir şikayet dilekçesi verdim ve bu sefer şirket yetkilisini açıkça gösterdim. Umarım derdestlik dikkate alınıp ikinci dilekçem de reddedilmez.
Old 27-11-2017, 23:33   #6
Av. Rumeysa Korkmaz

 
Varsayılan

Aynı şekilde benim de birkaç dava dosyam bu şekilde reddedildi. Yargıtayın ilgili ilamında taraf olarak "... Şirket Yetkilisi" gösterilse dahi dava dilekçesinin içeriğinden şirket yetkilisinin kim olduğu tespit edilebiliyorsa şikayetin kabulüne karar verileceği yazıyordu. ret kararlarını istinaf ettik, sonucu bekliyoruz. vekil olarak evet belki şirket yetkilisini kendi imkanlarımızla vekil olarak tespit edebiliriz. ancak okuma yazması olmayan veyahut hak arama konusunda çekingen olan vatandaşların -hukukumuzda vekille temsil zorunluluğu olmadığı da düşünüldüğünde- böyle bir tespiti ilgili odalara giderek nasıl temin edeceği, kurumların bu bilgileri vatandaşla paylaşıp paylaşmayacağı şüpheliyken vatandaşlara bu tarz bir yükümlülük yüklenmek istenmesi anlaşılamamaktadır. bildiğim kadarıyla kanunda da böyle bir düzenleme bulunmamaktadır.
Old 03-12-2017, 21:00   #7
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan "aşırı şekilcilik"

Aşağıdaki kararlarda;

İcra memur işlemini şikayet ve (diğer sebeplerle) itiraz medeni usul hukuku anlamında bir dava kabul edilmemiştir.


O halde, hasmın yanlış gösterilmesi medeni usul hukukunu

ilgileyen davalarda önemlidir.

O zaman, "karşılıksız çek şikayetinde" durum ne olur?


***********************************
T.C YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2014/ 4525 Karar: 2014 / 6768 Karar Tarihi: 10.03.2014
ÖZET: Mahkemece, N. B. bakımından şikayetin pasif husumet ehliyeti yönünden reddine karar verilmesi doğru ise de, takip alacaklısı Y. B. yönünden şikayetin esası incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yargılamaya devam olunmaması isabetsiz olup; mahkeme kararının bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Hükmün bozulmasına karar verilmiştir.(2004 S. K. m. 16, 18)

Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi E. G. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı Y. B. vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, kayden maliki olduğu 408 ada 6 parsel sayılı taşınmaza yönelik meskeniyet iddiasında bulunduğu, ayrıca, maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, takip alacaklısı Y. B. olduğu halde şikayetin N. B.'e yöneltildiği gerekçesiyle husumet yokluğu nedeniyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

İcra mahkemesine yapılan başvuru, haczedilmezlik şikayetine ilişkin olup; Medeni Usul Hukuku anlamında bir dava olmayıp; İİK'nun 16. maddesi kapsamında "şikayet" niteliğindedir. Bu nedenle, inceleme yapılırken aynı Kanun'un 18. maddesi hükmü gözönünde bulundurulmalıdır. Hasım yanlış gösterilse veya hiç gösterilmese bile şikayet reddedilmeyip; doğru hasma şikayet dilekçesi tebliğ edilmek suretiyle yargılamaya devam edilmelidir. Buna göre; haczedilmezlik şikayetinde yasal hasım alacaklı olduğundan karşı taraf olarak alacaklının gösterilmesi zorunludur.

Somut olayda, yasal hasım icra takibinin alacaklısı olan Y. B. olup; N. B., takip alacaklısı olmadığından yasal hasım olarak gösterilmesi yanlıştır. Ancak; şikayet dilekçesinde; alacaklı vekili doğru olarak gösterildiği gibi doğru hasım olan Y. B. vekilinin vekaletname ibraz ederek duruşmaya katıldığı anlaşılmaktadır.

O halde, mahkemece, N. B. bakımından şikayetin pasif husumet ehliyeti yönünden reddine karar verilmesi doğru ise de, takip alacaklısı Y. B. yönünden şikayetin esası incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yargılamaya devam olunmaması isabetsiz olup; mahkeme kararının bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)
***********************************
T.C YARGITAY 12. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 32381 Karar: 2017 / 361 Karar Tarihi: 16.01.2017
Somut olayda, vekil tarafından sunulan şikayet dilekçesinde takipte borçlu olmayan şirketin ünvanı gösterilmiş ise de aynı vekilin şikayet dilekçesi ekinde sunulan vekaletnameden borçlu şirketin de vekili olduğu şikayet dilekçesinde doğru icra dosyasının bildirildiği, şikayetçi vekilinin duruşmadan önce HMK 124 kapsamında taraf değişikliği dilekçesi sunduğu ve duruşmada bu talebin yinelendiği, davalıların bu talebe bir itirazlarının olmadığı, şikayet dilekçesinde doğru icra dosyası bildirilmek kaydıyla, yargılama aşamasında HMK 124 gereği doğru tarafı bildirerek davaya dahil etmekte yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, kaldı ki Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre ihalenin feshi talebi medeni usul hukuku anlamında bir dava olmayıp şikayet niteliğindedir. Bu itibarla karşı tarafın yanlış gösterilmesi veya hiç bildirilmemiş olmasının sonuca etkisi yoktur. İcra hakimi şikayetle ilgili kişileri icra dosyasına göre saptama ve onları duruşmaya çağırıp görüşlerini alma ve varsa delillerini incelemekle yükümlüdür (24/1/2005 T. 2004/24048 E. 2005/864 K.).
***********************************
T.C YARGITAY 12. Hukuk Dairesi Esas: 2015 / 26369 Karar: 2015 / 28816 Karar Tarihi: 19.11.2015
İhalenin feshi istemi ile icra mahkemesine yapılan başvuru şikayet niteliğindedir. Şikayet de, medeni usul hukuku anlamında bir dava olmayıp, takip hukukuna özgü icra müdürlüğünün işlemine karşı bir başvuru yoludur. Bu nedenle, dava dilekçesinin içeriği başlıklı HMK'nun 119. maddesinin mutlak anlamda ve sıkı surette şikayetlerde uygulama alanı bulunmamaktadır.
***********************************
T.C YARGITAY 12. Hukuk Dairesi Esas: 2014 / 19500 Karar: 2014 / 20857 Karar Tarihi: 10.09.2014
Şikayet, medeni usul hukuku anlamında bir dava olmayıp, icra müdürlüğünün işlemine karşı yapılan takip hukukuna özgü bir kanun yoludur. Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanununun davanın ihbarına ve davaya müdahaleye ilişkin 61 ve devamı maddeleri şikayet hakkında uygulanmaz. Öte yandan şikayetin tarafı olmayan N..P... Ltd.’ nin ihbar olunan sıfatıyla karar başlığında adının yer alması da ona taraf sıfatı kazandırmayacağı gibi, kararı temyiz hakkı da vermeyeceğinden adı geçenin temyiz dilekçesinin (REDDİNE),


***********************************
T.C YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2013/ 2959 Karar: 2013 / 12565 Karar Tarihi: 02.04.2013
ÖZET: İtiraz dilekçesinde alacaklı vekili doğru olarak gösterilmiştir. O halde mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken itirazın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsizdir.(2004 S. K. m. 169/A)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. T. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı T. Y. vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazlarını bildirdiği, mahkemece borçlunun soyadının itiraz dilekçesinde yanlış gösterildiği gerekçesiyle husumet yokluğu nedeniyle itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

İcra mahkemesine yapılan başvuru, İİK.nun 169/a maddesine dayalı borca itiraz olup, yasal hasım icra takibinin alacaklısı olan T. Y.'dır. İtiraz veya şikayet, Medeni Usul Hukuku anlamında bir dava olmayıp, hasmın yanlış gösterilmesi veya hiç gösterilmemiş olması reddini gerektirmez. İtiraz, doğru hasma yöneltilerek sonuçlandırılmalıdır. İcra takip dosyasında alacaklı doğru olarak gösterilmiş olup, borçlunun imzaya itiraz dilekçesinde hasmın doğru gösterilmediği gerekçesiyle itirazın reddi aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olur. Kaldı ki itiraz dilekçesinde alacaklı vekili doğru olarak gösterilmiştir. O halde mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
***********************************
T.C YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/ 4560
Karar: 2012 / 20395
Karar Tarihi: 13.06.2012

Yargıtay KararıMAHKEMESİ*: Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesi

TARİHİ*: 14/12/2011

NUMARASI*: 2011/438-2011/292

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki üçüncü kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için* Tetkik Hakimi* tarafından* düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

İcra müdürlüğünün yetkisine yönelik itiraz, medeni usul hukuku anlamında bir dava olmayıp takip hukukuna özgü bir yoldur. Bu nedenle, hasmın yanlış gösterilmesi veya hiç gösterilmemiş olması istemin reddini gerektirmez. Doğru hasma tebligatla itiraz sonuçlandırılmalıdır.

Somut olayda, itiraza konu icra takibini alacaklı olarak 'nun başlattığı, borçlunun yetki itirazına ilişkin başvuru dilekçesinde husumeti T,,l T,L,,.'ye yönelttiği, mahkemece, itirazın esası incelenerek takibin tarafı olmadığı halde anılan şirket hakkında karar verildiği görülmektedir.

Mahkemece, takip alacaklısı* husumet yöneltilerek itirazın incelenmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek üçüncü kişi durumundaki şirket hakkında hüküm kurulması isabetsizdir.

Kabule göre de;***

Mahkemece, yetki itirazının kabulü halinde, icra müdürlüğünün yetkisizliğine karar verilmesi gerekirken, yetki yönünden takibin iptaline şeklinde hüküm kurulması da doğru değildir.

SONUÇ* : Üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına,* ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.



İstinaf dilekçelerinde kullanılabilir


(Amacımız ceza verdirmek değil borçların ödenmesi için borçluların çabalamalarına vesile olmak, yeni karşılıksız çek olaylarıyla karşılaşmamaktır)
Old 06-12-2017, 16:08   #8
Av.GT

 
Varsayılan

Ben de bu doğrultuda istinaf dilekçemi hazırladım sonucu bekliyorum. Ancak dediğiniz gibi "Mahkemenin bir suç kovuşturmasında, faili, kendiliğinden ticaret sicil müdürlüğü'ne yazı yazıp bulması gerekmez mi?" çerçevesinde Mahkeme bu durumu araştırdı,tensip zaptında Ticaret siciline yazı yazılarak şirket yetkililerinin bildirilmesine karar verdi, hatta şirket yetkililerinin sanık olarak ifadelerini bile aldı ama aylar sonra dilekçemde şirket yetkilisini belirtmediğim için davayı reddetti.

Başta reddetseydi en azından süresinde tekrar şikayette bulunabilirdim...
Old 07-12-2017, 14:58   #9
Av. Rumeysa Korkmaz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.GT
Ben de bu doğrultuda istinaf dilekçemi hazırladım sonucu bekliyorum. Ancak dediğiniz gibi "Mahkemenin bir suç kovuşturmasında, faili, kendiliğinden ticaret sicil müdürlüğü'ne yazı yazıp bulması gerekmez mi?" çerçevesinde Mahkeme bu durumu araştırdı,tensip zaptında Ticaret siciline yazı yazılarak şirket yetkililerinin bildirilmesine karar verdi, hatta şirket yetkililerinin sanık olarak ifadelerini bile aldı ama aylar sonra dilekçemde şirket yetkilisini belirtmediğim için davayı reddetti.

Başta reddetseydi en azından süresinde tekrar şikayette bulunabilirdim...

biz de aynı şekilde bu sebepten dolayı şikayet süremizi kaçırdık. bu konu bayağı mağduriyetlere sebep olacak sanırım.
Old 19-04-2018, 13:33   #10
av.bilall

 
Varsayılan

Aynı durum malesef bugün girdiğim bir dosyada başıma geldi. Şikayet dilekçesinde şüpheli olarak yeni yetkili müdürü yazdım. Mahkeme dosyayı tefrik etti. Yeni yetkili hakkında beraat verdi. Diğer dosya eski yetkili hakkında devam etti. Bugün şirket yetkilisi hakkında bir şikayet dilekçesi olmadığından bahisle beraat kararı verdi.
Old 28-03-2024, 09:02   #11
Fatih Abdullah Öztürk

 
Varsayılan

“Bu düzenleme gereğince İcra Ceza Mahkemesi’ne yazılan şikayet dilekçesinde şüpheli olarak gösterilmeyen kişilerin icra ceza mahkemesince araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal olanak yoktur. İİK’ nun 351. Maddesindeki açık düzenleme nedeniyle yargılamanın ilerleyen safhasında da şikayet dilekçesinde şüpheli olarak gösterilmeyen bir kişinin sonradan şüpheli olarak bildirilmesi de mümkün değildir.” İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesi 2017/3549 E. 2018/8 K. sayılı ve 04.01.2018 tarihli kararı

“Keşide edilen çekle ilgili ” karşılıksızdır” işlemine sebebiyet verilmesi suçunda ise, cezai sorumluluk, 5941 sayılı yasanın 5/2 maddesine göre, çek hesabı sahibi, çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması halinde bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organı üyesi böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişilerdedir. Dolayısıyla bu suçta şirket yetkililerinin mutlak olarak cezai sorumluluğu bulunmamaktadır. Cezai sorumluluğu bulunan kişilerin tespiti için, çek hesabı sahibinin tespit edilmesi, çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması halinde mali işleri yürütmekle görevlendirilen yönetim organı üyesi, bu kişinin de belirlenememesi halinde yönetim organı üyelerinin tespit edilmesi gerekir. Bu husus gözetildiğinde ticareti terk suçu ile çekin karşılıksız işlemine tabi tutulmasına ilişkin suçun failleri farklı kişiler olabilir. Bu durumda şikayet dilekçesi veya ekindeki belgelerden 5941 sayılı yasanın 5/2 maddesinde belirtilen çek hesabı sahibi, çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması halinde bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organı üyesi böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişilerin kimler olduğunun anlaşılması gerekir. Dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden bunun tespiti mümkün değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin şikayet dilekçesinin reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan…” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi 2017/2792 E., 2017/2106 K. sayılı ve 12.09.2017 tarihli kararı

Hasım gösterirken şirket yetkilisi olarak yazma yeterli görülmüyor dava dilekçesi ekinde şirket yetkilisine dair belgelerin de eklenmesi isteniyor. Kararlar taraf teşkili sağlanması yönünden bence hukuka aykırı.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Şirket Kaşesi üzerinde şirket yetkilisinin imzası olmaması durumu takibi etkiler mi ? tiryakim Meslektaşların Soruları 1 27-10-2016 16:53
Senedin borçlu kısmında hem şirket kaşesinin, hem şirket yetkilisinin adının soyadının ve iki adet imza bulunması. ' asu Meslektaşların Soruları 2 04-06-2012 18:24
karşılıksız çekte imzası olan şirket yetkilsinin durumu avukat erdem Meslektaşların Soruları 12 24-03-2011 15:48
karşılıksız çek şikayetinde sanık şirket-yetkili durumu Av.Damla Gül Meslektaşların Soruları 3 01-03-2011 22:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04818201 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.