Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

eşin ölümden sonra eski eşin birikmiş nafaka alacağını mirasçılardan talep etmesi halinde izlenebilecek yollar.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-08-2019, 15:16   #1
Özge Kılınç

 
Varsayılan eşin ölümden sonra eski eşin birikmiş nafaka alacağını mirasçılardan talep etmesi halinde izlenebilecek yollar.

Merhabalar bir konuda bilgi ve tecrübelerinize ihtiyacım var. Müvekkil 1990 yılında anlaşmalı olarak boşanıyor ve aylık 10.000.000 TL yoksulluk nafakasına ve senelik %50 artışa hükmediliyor.(Altı sıfır atılmadan önce) Boşanılan eşten 2 çocuk var ancak çocuklar için nafaka söz konusu değil. Müvekkil 1993 senesinde tekrar evleniyor ve bu evlilikten 1 çocuk oluyor. Akabinde Müvekkil 2017 senesinin temmuz ayında vefat ediyor önceki eşten olan 2 çocuk ve iş bu çocukla birlikte taraflar anlaşarak mirası pay ediyorlar. Miras pay edildikten sonra önceki eş birikmiş nafaka iddiasıyla 2007-2017 seneleri arasındaki son 10 yıllık dönemi 2018 yılında ilamlı takibe koyuyor. 1990 yılında %50 artış belirlendiğinden ve 6 sıfır atılmadan önce tutar belirlendiğinden nafaka alacağı şu an 14 Milyona tekabül ediyor. Mirasçıların taşınmazlarında haciz var ve satış talep ediliyor. Açmış olduğumuz bir menfi tespit davası da var. Menfi tespit davası uzun süreceğinden takibin iptali ya da geri bırakılması için ne gibi yollar izlenebilir. Başka başvurulabilecek dava yolu var mıdır? Şimdiden teşekkürler..
Old 15-08-2019, 08:37   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Merhaba,

1)Son muamele tarihi ?
2)Boşanma (TMK.m. 161 vd./ MK.m.138)
3)Yoksulluk nafakası (TMK.m.175 / MK.m.144)
4)İlama dayalı asıl ve faiz alacağı

5)Yargıtay

“…TBK 146. Maddesine göre kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça her alacak 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Aynı kanunun 154. Maddesinde zamanaşımını kesen nedaenler arasında dava açılması (takip başlatılması) sayılmış olup,156. Madddede " Zamanaşımının kesilmesiyle yeni bir süre işlemeye başlar. Borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanmış ise yeni süre her zaman 10 yıldır." 157.meddede ise "Bir dava veya defi yolu ile kesilmiş olan zamanaşımı dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden ve hakimin her kararından sonra yeniden başlar. Zamanaşımı icra takibi ile kesilmişse, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar. " düzenlemeleri yer almaktadır.

2004 Sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 39/1. maddesinde ''İlama müstenit takip, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına uğrar.'' hükmü düzenlenmiştir. Zamanaşımının kesilmesi için alacaklının, icra dosyasında takibin devamını sağlayıcı nitelikte taleplerde bulunması ve takibi işlemsiz bırakmaması gerekir.”
10.HD. E. 2015/13780, K. 2018/7419, T. 3.10.2018
http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/dsp.php?fn=10hd-2015-13780.htm&kw=`ilaml%C4%B1+takip`+zamana%C5%9F%C4%B 1m%C4%B1#fm

Saygılar
Old 15-08-2019, 15:17   #3
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
.Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1976/ 12-2825
Karar: 1977 / 515
Karar Tarihi: 01.06.1977

İTİRAZ DAVASI - İLAMA BAĞLI BORÇ - ZAMANAŞIMI - ON SENELİK ZAMANAŞIMI SÜRESİ

ÖZET: Borç ilama bağlandığından 10 senelik süre içerisinde müteveffa borçlunun ölümü tarihine kadar tahakkuk eden nafaka alacağının zaman aşımına uğramadığı düşünülerek mahkeme Hukuk Genel kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
(2004 S.K. m. 39) (818 S.K. m. 135)

Dava: Taraflar arasındaki itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (İstanbul 10 İcra Hakimliği)nce davanın reddine dair verilen 1.7.1974 gün ve 1974/404-974/520 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 8.12.1975 gün ve 8031-10605 sayılı ilamiyla,

(...Bozmaya uyulmuş olduğuna göre, alacaklı lehine meydana gelen kazanılmış hakkın ihlali ve direnmeyi kapsayan şekilde karar tesisi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: İcra takibi 15.3.1962 tarihli kesinleşen nafaka ilamına göre yapılmıştır. Bu ilamda, ayda 200 lira nafakanın takip yapan (Ş) lehine ödenmesi öngörülmüştür. İlam borçlusu öldüğüne ve mirasçıları mirası reddetmediklerine göre, bu borçtan alacaklının mirastaki payı düşürüldükten sonra kalanla mirasçılar sorumludur. İİK.nun 39. maddesi ve Borçlar kanunun 135. maddesi hükümlerine göre, borç ilama bağlandığından 10 senelik süre içerisinde müteveffa borçlunun ölümü tarihine kadar tahkkuk eden nafaka alacağının zaman aşımına uğramadığı düşünülerek mahkeme Hukuk Genel kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.6.1977 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 09-10-2019, 15:24   #4
Özge Kılınç

 
Varsayılan

Sorduğum soruyla ilgili ve davayı esastan etkileyebilecek bir yargıtay kararı buldum fayda sağlaması açısından sizinle de paylaşıyorum.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2018/2423 E., 2019/557 K.
"İçtihat Metni"
"... 3-Mahkemece davacı kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakası ve ortak çocuklar lehine hükmolunan iştirak nafakasının her yıl TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş, ancak artışın hangi tarihten itibaren yapılacağı hükümde belirtilmemiştir. Hükmün kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık ve infazda güçlük çıkarmayacak biçimde kurulması gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir..."
Ancak destekleyici başka bir karar bulamadım.Elinde bu karara benzer başka yargıtay kararı olan meslektaşım var mı acaba ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Eşin kayınpedere mirasçılığı (intikalden önce eşin vefatı halinde) mümkün müdür? Av.SYağmur Meslektaşların Soruları 1 24-02-2014 22:51
kesinleşen boşanma davasından sonra talep edilen birikmiş nafaka garani Meslektaşların Soruları 16 21-04-2011 15:10
terk eden eşin aile konutu şerhi talep etmesi av.yağmur deniz Meslektaşların Soruları 8 31-03-2011 10:42
eski eşin rahatsız etmesi Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 16-03-2010 23:10
2002 yılından önceki şahsi kazançlara işleyen faizde diğer eşin hak talep etmesi Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 2 22-05-2007 10:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02707410 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.