Gizli Ses Kaydı ve delil durumu

Merhaba; bir müvekkilim iş yaptığı bir kişi ile arasında sorunlar ortaya çıkmış ve neticede yüzyüze yaptıkları konuşmalar haberi olmadan kayda alınmıştır. Gizli kayıt yapan bu kişi C.Başsavcılığı'na tehditle ve zorla iş yaptırdığı iddiası ile müvekkilimden şikayetçi olmuştur. Şikayet dilekçesinde bu konuşmayı gizlice ve karşı tarafın haberi olmadan yaptığını da yazmıştır. Savcılık hazırlık tahkikatı açarak kayıtlara itibar etmiş ve bu kayıtların çözümünü yaptırmış. Ses kaydında suç unsuru bir şey yok iken çözümü yapan bilirkişi birçok kelimeyi yanlış yazmış. Savcılığa yazılı dilekçe ile müracaat ederek hukuka aykırı delil olduğunu, bu delilin kullanılamayacağını ve bu işi yapan kişi hakkında TCK 132 vd.maddeleri gereği dava açılmasını talep ettim. C.Savcısı bu olayı normal kabul etmiş ve hatta benim taleplerimi çok garip karşıladı ve aramızda biraz sorun çıktı.Ben ayrı bir dilekçe ile bu şahıs hakkında yeniden şikayetçi oldum. Bu konuda görüşlerinizi bekliyorum. selamlar

Görüşlerinize aynen katılıyorum değerli meslektaşım.
İnsanın aklına o ünlü söz geliyor.

"Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir"

Tahkikatın sonucu hakkında bilgi verirseniz sevinirim. Ayrıca ilk soruşturma ile ilgili olarak da dosyaya "Hukuka Aykırı Delilin/Gizlice kaydedilen sesin" ceza muhakemesinde delil teşkil edemeyeceğine ilişkin içtihatler sunun. Pazartesi günü konuda tekrar hatırlatırsanız ben de büromda biraz araştırırım.

Teşekkür ediyorum cevabınıza.Bu konuda yaptığım suç duyurusuna savcı bey açık açık takipsizlik kararı vereceğini söyledi. Onun yorumuna göre iki kişinin konuşmasını başkası diilerse suç olurmuş !!!! İki kişiden birinin gizli dinlenmesi normalmiş, başka türlü suç ispat edilemezmiş!!! Ben de kendisine bundan sonra yanıma kayıt cihazı alarak kendisiyle görüşme yapacağımı söyledim ) Her nedense TCK 133/3 maddesini anlamak istemiyor sanırım. Bu konuda Ceza kanunu açıklamaları çok buldum ama direkt 133/3 maddesiyle ilgili karar bulamadım. Bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.

Ben savcının görüşüne katılıyorum. Tehdit ve hakaret alan birisi ses kaydı yapmaz ise başka türlü ispatlayamaz. Ortada suç olması ve mağdurun bu kaydı yapmasının hukuka uygunluk sebebi olduğunu düşünmekteyim. Aksi halde şikayetçiye fiili ispat hakkı vermezseniz bugün tehdit eden yarın tehditlerini gerçekleştirir diye düşünüyorum.
Örneğin bazı avukatları borçlu yakınları arayıp tehdit ediyor; haciz yaparsan öldürürüm,asarım keserim diye. Avukat bu konuşmayı cep telefonunda kaydetse ve sonra savcılığa bildirse bunun hukuka aykırı olmayacağını düşünüyorum.

Alıntı: Yazan suna Teşekkür ediyorum cevabınıza.Bu konuda yaptığım suç duyurusuna savcı bey açık açık takipsizlik kararı vereceğini söyledi. Onun yorumuna göre iki kişinin konuşmasını başkası diilerse suç olurmuş !!!! İki kişiden birinin gizli dinlenmesi normalmiş, başka türlü suç ispat edilemezmiş!!! Ben de kendisine bundan sonra yanıma kayıt cihazı alarak kendisiyle görüşme yapacağımı söyledim ) Her nedense TCK 133/3 maddesini anlamak istemiyor sanırım. Bu konuda Ceza kanunu açıklamaları çok buldum ama direkt 133/3 maddesiyle ilgili karar bulamadım. Bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.

Değerli meslektaşım, TCK.132 vd. maddelerde düzenlenen suçların faili ancak, haberleşme ve konuşmanın tarafı olmayan kişiler olabilir; bu suçun oluşumuna ilişkin bir unsurdur. Madde gerekçelerinde bu hususa ve maddelerde yer alan kavramlara önemli açıklamalar getirilmiştir. Madde gerekçelerini okuduktan sonra konuyu yeniden değerlendirmenizi öneririm. Özellikle "haberleşme" kavramına dikkat ediniz. Bu açıdan, savcının kararı hukuki isabet taşımaktadır. (Bu arada savcının koğuşturmama kararını size "açık açık" söylemesine şaşırmış gibisiniz. Savcılar "terazi"nin öte tarafındadırlar; ortasında değil. Ancak yargıcın böyle bir davranışı yadırganabilir. Savcıları kayıtlayan -ihsas-ı rey yasağı gibi.- hiçbir hal yoktur.)

Sayın suna,

İnceleyiniz:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=6060

Saygılar...

cmk 135/1 e göre başka türlü delil elde etmenin imkansızlığı halinde şüphelinin iletişimin tespitinin mümkün olacağı kanaatindeyim ben de.Ancak bu bir yan delil olabilir telefonun başkası tarafından da kullanılması mümkündür.Bu yüzden tek başına hükme esas teşkil etmez.Başka delillerle desteklenmesi gerekir.

Alıntı: Yazan av.yağmur deniz cmk 135/1 e göre başka türlü delil elde etmenin imkansızlığı halinde şüphelinin iletişimin tespitinin mümkün olacağı kanaatindeyim ben de.Ancak bu bir yan delil olabilir telefonun başkası tarafından da kullanılması mümkündür.Bu yüzden tek başına hükme esas teşkil etmez.Başka delillerle desteklenmesi gerekir.

CMK.m.135'de düzenlenen yasal olanak, nihayetinde koruma tedbirleri cümlesindendir ve ancak hakim kararı ile o da 6. fıkradaki suçların soruşturması sırasında uygulanabilir. Saygılarımla.

Alıntı: Yazan suna ... Ben de kendisine bundan sonra yanıma kayıt cihazı alarak kendisiyle görüşme yapacağımı söyledim........

Aman dikkat!
TCK 133/2 " Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır."

sayın Bahar B bizim olayımız da zaten TCK 133/3 'e giren bir olay. benim şikayetim de bu yüzden. Müvekkilim işyerinde otururken şikayet edilen kişi işyerine gelip konuşmaya başlıyor ve bu konuşmaları gizlie kayda alıyor. Bu kayıtın tamamını değil de aradaki konuşmaları savcılığa veriyor. Konuşmanın başı ve sonu yok. Burada cevap veren meslekdaşlarım olayı TCK 132, 135 olarak değerlendirmiş. Burada açıkça 133/2 maddesi uygulanması gerekir, bunu açıklamama rağmen sayın Savcı dinlemeyi normal saydı. Yani olay kişiler arası telefon görüşmesi değil, bizzat müvekkilin işyerine giderek karşılıklı yapılan konuşmaya ilişkin. Teşekkürler

Alıntı: Yazan Av.Suna SOYDAŞ sayın Bahar B bizim olayımız da zaten TCK 133/3 'e giren bir olay. benim şikayetim de bu yüzden. Müvekkilim işyerinde otururken şikayet edilen kişi işyerine gelip konuşmaya başlıyor ve bu konuşmaları gizlie kayda alıyor. Bu kayıtın tamamını değil de aradaki konuşmaları savcılığa veriyor. Konuşmanın başı ve sonu yok. Burada cevap veren meslekdaşlarım olayı TCK 132, 135 olarak değerlendirmiş. Burada açıkça 133/2 maddesi uygulanması gerekir, bunu açıklamama rağmen sayın Savcı dinlemeyi normal saydı. Yani olay kişiler arası telefon görüşmesi değil, bizzat müvekkilin işyerine giderek karşılıklı yapılan konuşmaya ilişkin. Teşekkürler

Sayın SOYDAŞ,

Faydalı olacağı kanaatiyle:
http://www.turkhukuksitesi.com/showp...19&postcount=2

gerekçesi için bkz:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=1221

Saygılar...

Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay CMK.m.135'de düzenlenen yasal olanak, nihayetinde koruma tedbirleri cümlesindendir ve ancak hakim kararı ile o da 6. fıkradaki suçların soruşturması sırasında uygulanabilir. Saygılarımla.

sayın Güntay burada kastedilen iletişimin tespitidir.6.fıkra tespit dışındaki hallerde uygulanır.Kişi kendisine hakaret edildiğini başka hangi şekilde ihbar edebilir ki Ancak bu ileride yaygılama aşamasında tekbaşına hüküm teşkil etmez başka delillerle ispatı gerekir.Ancak hakim kararı gereklidir ve olayda olup olmadını bilemiyoruz.Nitekim Nevra Hanımın eklediği kararlar da fikrimi destekler niteliktedir.