Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Boşanma davası - akıl hastalığı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-02-2008, 21:04   #1
av.remzieroglu

 
Varsayılan Boşanma davası - akıl hastalığı

müvekkilim olan bayan adına boşanma davası açmıştık, bu arada müvekkilimde psikolojık rahatsızlıklar mevcuttur. 20 yıllık evlı ve 3 çocuk annesidir. son 5-6 yıldır kocasının maddı sıkıntıları ve baskısı dolayısı ıle müvekkılımde rahatsızlıklar oluşmuştur. ara sıra kimseye haber vermeden evden kaçmakta, arkadaşlarına akrabalarına gıtmektedır. dava sonunda Aile Mahkemesı müvekkılımı kusurlu buldu ve boşanmaya karar verdı, ama nafaka ve tazmınat vermedı. ben de kararı temyız ettım. muvekkılım bakıma muhtaç birisi doktor raporu var kullandığı ilaçlar var, Yargıtay temyız gerekçesi olarak muvekkılım akıl hastalığı ıle ılgılı olarak gereklı araştırmaların yapılmadığını bu konunun araştırılmadan davanın esası hakkında karar verılmesının yanlış olduğu gerekçesı ıle kararı bozdu.
böyle durumlarda vası tayını söz konusu oluyor mu ?
Şimdi müvekkılıme psıkolojık olarak hasta raporu verılmesı bızım lehımıze nasıl hukumler doğurabılır nafaka veya tazmınat hukumlerı açısından.... veya usul açısından nasıl bir yol izlendiği hakkında bılgısı olan arakadaşlar varsa sevınırım.
Old 17-02-2008, 21:11   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.remzieroglu
müvekkilim olan bayan adına boşanma davası açmıştık, .

Alıntı:
dava sonunda Aile Mahkemesı müvekkılımı kusurlu buldu ve boşanmaya karar verdı

Bu iki cümle arasında çelişki yok mu sizce?

Saygılarımla
Old 17-02-2008, 21:24   #3
av.remzieroglu

 
Varsayılan

olayı tam olarak anlatamamış olabılırım. davalı eşine sahip çıkmıyor, hasta olan eşi ile ilgilenmemekte, davacı muvekkılımde annesinin evınde kalmakta ve bütün ihtiyaçlarını annesı karşılamakta.3-4 yıldır ayrı yaşayan muvekkılıme sadece maddı olarak bıraz destek olsun dıye nafaka istemiştik. çunku tedavısı için maddı destege ihtıyacı vardır. Hakim herhalde evden kaçmasını hasta olarak değil de kusur olarak değerlendırdı.
Old 17-02-2008, 21:40   #4
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Remzi Bey ;

Akıl hastalığı veya ruhsal problemi bulunan kişinin davada taraf olma ehliyetinin tayini bakımından vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği konusunun araştırılıp, gerektiğinin ortaya çıkması halinde atanacak vasi tarafından davada temsil edilmesi zorunludur. Daha önce vesayet altına alınıp alınmama hususunun araştırılması için vesayet mahkemesine ihbaren görev verilmekte iken son zamanlarda bu araştırmayı bizzat aile mahkemesinin yapması yönünde bir usul yargıtay kararları ile geliştirilmiştir.

Ayrıca akıl hastalığı,zayıflığı,psikolojik problem v.b. nedenlerle hareketlerin iradeye dayalı olmaması halinde boşanma davası tarafının hareketlerinin iradi olup olmadığı yönünde tıbbi raporun alınarak kusur durumunun tayini ve hareketlerinin iradi olmaması halinde kusur izafe edilemeyeceği ve iradeye dayanmayan bu hareketlerin kusur kabul edilememesi neticesinde tazminat/nafaka hakkının varolacağı,kaybedilmeyeceğine dair istikrarlı yargıtay karar ve uygulamaları(hukuka uygun bir çözüm olarak tabii)mevcuttur.

Bu konudaki içtihatların özet,tarih ve numaralarını yarın aktarmaya çalışırım.
Old 17-02-2008, 21:50   #5
av.remzieroglu

 
Varsayılan

Teşekkür ederim hatun hanım ve suat bey, son olarak muvekkılıme akıl hastası olduğu ile ilgili olarak rapor verilse davalı eş,n nafaka verme zorunluluğu gıbı bır durum soz konusu mu acaba
Old 17-02-2008, 21:57   #6
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Akıl hastalığı müvekkiliniz olan bayanın hareketlerinin iradi olmadığını ortaya koyacağından kendisine kusur izafe edilemeyecek ve tazminat/nafaka hakkı devam edecektir. Yukarıda da yazılı ama galiba dikkatinizden kaçtı.
Old 17-02-2008, 22:03   #7
av.remzieroglu

 
Varsayılan

Teşekkür ederim hatun hanım, haklısınız, dikkatimden kaçmış, tekrar teşekkür ederim.
Old 18-02-2008, 08:11   #8
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

İRADİ OLMAYAN DAVRANIŞLAR İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI :

Eşlerden birinin ruhsal rahatsızlığı nedeniyle irade dışı söz ve davranışları MY m 134(TMK m 166/1)maddesine dayalı boşanmaya esas olamaz. 2 HD 2.10.1998 8711-10191
-------------------------------------------------------
Akıl hastası olan eşin eylemleri iradi olmadığından MY 134/1.(TMK m 166/1)maddesi gereğince boşanmaya karar verilemez. 2 HD 19.6.1998 6291-7785
--------------------------------------------------------
Dava hakkı münhasıran akıl hastası olmayan eşe aittir. 17.6.1996 6042-6786
--------------------------------------------------------
Akıl hastası olan kişinin davranışları iradi olmadığından,şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan davanın reddi gerekir. 5.6.2003 2003/6627-8302
------------------------------------------------------------------

İradi olmayan davranış boşanma nedeni yapılamaz ve bu davranışlar nedeniyle MY m 134/1(TMK m 166/1)maddesine dayalı boşanma hükmü kurulamaz. 2 HD 5.2.1996 518-1154
--------------------------------------------------------
Boşanmaya neden olan davalı hareketlerinin iradi olup olmadığı doktor raporu ile belirlenmeden boşanma kararı verilemez. 2 HD 1.10.1993 7331-8593
---------------------------------------------------------
Akıl hastalığının tedavisinin mümkün olmadığı ve birliği çekilmez hale getireceği sağlık kurulu raporu ile belirlenmeden TMK m 165 e dayalı boşanma hükmü kurulamaz.
2 HD 14.7.2003 9525-10758

( Yeni TMK akıl hastalığının tedavisinin mümkün bulunmadığının mutlaka resmi sağlık raporu ile belirlenmesini şart koşmuştur,eski yasadaki hastalığın en az üç yıl sürmüş olması gerekeceğine dair koşulu da kaldırmıştır.Ayrıca akıl hastalığının,diğer eş açısından evlilik birliğini sürdürmesine olanak kalmış olmaması,akıl hastalığı yüzünden ortak hayatın diğer eş bakımından katlanılmaz duruma gelmiş olması koşulları getirilmiştir.)
------------------------------------------------------
Taraflardan birinin ruhsal rahatsızlığının ileri sürülmesi ve bu iddianın bir kısım delillerle doğrulanması halinde bu şahsa vasi tayini gerekip gerekmediği vesayet makamı aile mahkemesince araştırılmalı,bildirilmeli ve bu husus ön mesele yapılmalıdır. 2 HD 15.9.1998 6596-9336
----------------------------------------------------
VASİ TAYİNİNE AİLE MAHKEMELERİ GÖREVLİDİR :

4787 Sayılı kanunun geçici 1. maddesi gereğince Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde yargı çevresi içinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler yetkili ve görevli aile mahkemesine devredilir.

Elazığ ilinde Aile Mahkemelerinin veya bu mahkemelerin bakacağı işlerle görevlendirilmiş Asliye Hukuk Mh.nin bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2 HD 2003/6898-10317 7.7.2003 T
-----------------------------------------------------
Old 18-02-2008, 09:06   #9
av.remzieroglu

 
Varsayılan

Teşekkür ederim Sayın Hatun Olguner, Bilgileriniz çok işime yaradı tekrar teşekkür ederim.
Old 18-02-2008, 09:38   #10
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Remzi Bey,

Bu durumda kanunun tanımladığı anlamda akıl hastası ise,müvekkiliniz(VASİSİ) tarafından akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açma hakkı ve imkanı yok,davayı eşinin açması gerekiyor. Bu yönü de nazara almanızı öneririm.
Old 18-02-2008, 09:44   #11
av.remzieroglu

 
Varsayılan

hatun hanım aslında müvekkılım tam olarak hasta değil, bir takım ilaçlar kullandığında ve ilgilenildiği taktırde normal olarak hayatına devam etmektedir. Kocası ve çocuklarının ilgisizliği anneyi bunalıma sokmaktadır. kocası sahip çıksa ilgilense her şey yoluna gırebılır.
Old 18-02-2008, 10:42   #12
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Durumunun tıbben araştırılması ve tanı konulması halinde,
sorun ve çözüm de belirginleşir,yönlenir,akıl hastalığı derecesinde olmayan diğer hastalıklarla ilgili kararlar da var : Müvekkilinizin durumu,iyileşme ihtimali,akıl hastalığı,zayıflığı ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirip getiremeyeceği konularının tümü tam teşekküllü bir sağlık kurulu raporu ile araştırıldığında boyutlar ortaya çıkar ve hukuki değerlendirme/çözüm de daha somut gerçekleşir.

HASTALIKLA İLGİLİ DİĞER İÇTİHATLAR :

Davalı eşin kleptomani denilen hastalığa sahip olup olmadığının ihtisas kurulundan alınacak raporla saptanması ve sonucuna göre kararv erilmesi gerekir.
2 HD 9.12.1998 11767-13339
-------------------------------------------------------
Sara hastalığı tedaviden kaçınıldığı kanıtlanmadıkça başlı başına boşanma nedeni değildir.
2 HD 7.10.1998 8856-10522
2 HD 11.5.1998 4799-5677
--------------------------------------------------------
Kleptomani cezai ehliyeti kaldırır. İradi değildir. Boşanma nedeni yapılamaz. 2 HD 4.3.1991 1184-2883
--------------------------------------------------------
Felç evlenmeden sonra olmuş ve iyileşebilir ise boşanma nedeni olamaz. 2 HD 24.5.1976 2856-4411
---------------------------------------------------------
Old 18-02-2008, 14:32   #13
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Remzi Bey,11 nolu mesajınızdaki insani yaklaşım gerçekten çok değerli. Herkes sizin gibi duyarlı olsa,özellikle müvekkilinizin kocası bu duyarlılığa sahip olsa,müvekkiliniz durumundaki birçok insan,eş, belki düzenli ve sürekli bir tedavi ile bir/iki yılda iyileşecek, sağlıklı ve mutlu bir insan olarak yaşamını sürdürme imkanı bulacaktır. Bizim insanlarımızda,bilimsel düşünce ve davranış alışkanlığı ve yeteneği olmadığı,ayrıca insani terbiye ve düzey gelişmediği için,
ve aslında kendileri sağlıklı ve dengeli,huzurlu ve yaşamla doygun bağlar kuramadıkları için,birbirlerine huzur ve mutluluk,sevgi ve saygı,anlayış bahşetme ve birbirinin elinden tutma alışkanlığı da gelişmemiştir. Bizim insanımız,karşısındaki insanı anlama ve onun içindeki iyiyi,doğruyu keşfetmektense,onun erincini ve bilincini geliştirmektense;zayıf,zavallı,sorunlu olarak görmeye ve böylece kendi içindeki yetersizlikleri ve aşağı duygularını tatmin etmeye çalışır. Özellikle birbirine sadakat ve vefa borcu bulunan eşlerden erkek olanlar,sırf kendi içinde bulundukları haksız konumları lehlerine çevirmek için,ne yazık ki kadınlarına türlü zulümler,onu maddi manevi açıdan zayıf düşürme ve böylece istediği şartlarda ve zamanda onu mağdur ederek hayatından çıkarma fırsatçılığına yarar türlü kurnaz planlar içindedirler. Karısına sevgi ve ilgi göstererek mutlu bir aile yaşantısı kurma imkanı varken,onu sevgisizlik ve ilgisizlik içinde manevi yalnızlık ve çaresizliğe iterek içine soktuğu durumu ve sonuçlarını da boşanma davalarında aleyhine kullanmaya çalışırlar. Buna benzer bir örnek davam olmuştu. Erkek bir lise öğretmeni idi;ve akrabası olup 15 yaşında evlendiği karısını sürekli aşağılayıp başka kadınlarla aldatıp yalnızlığa ve bunalıma itmişti. Kadın da yaşadığı olayların etkisi ile bir- iki kez intihara teşebbüs etmiş,kocası artık onu hayatında taşımak istemediği ve başka kadınlarla daha rahat ve sınırsız bir şekilde birlikte olmak için kadını ailesinin yanına göndermişti. Koca açtığı davada,kadının ruhsal sorunlarından ve intihara teşebbüs etmesinden sözederek boşanma ve kendi eğitim düzeyi ve refah durumuna dayanarak fiilen de yanında bulundurduğu ve anneden koparmaya çalıştığı çocuklarının velayetini istemişti. Ben,yaptığım savunmada,kocanın tamamen kusurlu olduğunu,kendi kusurlu eylemleri sonucu karısını ittiği bu bunalımdan ötürü boşanma talep edemeyeceğini,haksızlıktan hak çıkmayacağını savundum ve çocukların küçük yaşı,anne bakım ve şefkatine ihtiyacı gözetilerek velayetin tedbiren davalı anneye tevdiini istedim.Babanın fiili durum yaratarak,anne bakım ve şefkatine muhtaç çocukların velayetini istemesine hukuk düzeni cevaz vermemektedir. Diyarbakır Aile Mh. tedbir talebimi evrak üzerinden kabul etti,kadının intihara kocasının haksız ve tamamen kusurlu hareketleri neticesi teşebbüs ettiği, ve bu durumda tam kusurlu kocanın dava hakkı bulunmadığı gözetilerek kocanın davasının reddine karar verildi. (Bu gerekçe yazılarak)Bu arada bilirkişi incelemesi sonucu kadının,çocuklarının velayetini almasına engel bir halinin olmadığı(kalmadığı) da ortaya çıktı. Böylece çocukların velayeti tedbiren annede kaldı.Bu karar temyiz ve tashihi karardan geçerek onandı,kesinleşti.

Boşanmanın reddi hükmü kesinleşmeden,kesinleşme sonrası için de fiili haklı ayrılık sebebiyle tedbiren velayet ve nafaka hükmü kurulması için müstakil dava açtım. Bu dava da lehe sonuçlandı ve anne yanında bulunan çocuklar için ve fiili ayrılık sebebiyle anne için tedbir nafakasına hükmedildi ve boşanmanın reddine dair kesinleşme ile sona erecek olan tedbir kararlarının müstakil bu dava sonucu verilen hükümle devamını sağladık. Belki sizin müvekkilinizin de rahatsızlığı bu boyuttadır ve boşanmaya yeter ağırlıkta görülmeyecektir. Sağlık kurulu raporu ile durumu ortaya çıkacaktır.
Old 18-02-2008, 19:44   #14
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Bu olayda kocanın karısını baba evine bırakmış olması ve geçimi ile ilgilenmemesi,fiili haklı ayrı yaşama nedeniyle tedbir nafakası isteme hakkı verdiğinden,boşanma davası açılmadan yalnızca tedbir nafakası talepli dava da açılabilir. Asıl amaç muhtaç olan kadına kocası tarafından maddi destek sağlamak olduğuna göre daha pratik bir yol olur. Vesayet yönünden de başvuru yapılması ve durumun değerlendirilmesi bundan sonraki tüm işlemler için faydalı-gerekli olacaktır.
Old 19-11-2012, 14:28   #15
vekilim77

 
Varsayılan

Müvekkilimin eşi şizofren hastası.Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açtım.Ancak mahkeme sulh hukuk mahkemesine durumu ihbar edecek ve Sulh hukuk mahkemesi vasi tayini yapacakmış.Sayın Avukat Hatun Olguner
''Daha önce vesayet altına alınıp alınmama hususunun araştırılması için vesayet mahkemesine ihbaren görev verilmekte iken son zamanlarda bu araştırmayı bizzat aile mahkemesinin yapması yönünde bir usul yargıtay kararları ile geliştirilmiştir.''şeklindeki beyanınız üzerine yargıtay kararlarına baktım ancak elimdeki mevcut kararlarda konuya ilişkin karar bulamadım.Bununla ilgili karar örnek koyarsanız sevinirim.Çünkü işlemlerin bu şekilde daha hızlı yürüyeceğini düşünüyorum.Ayrıca sitedeki paylaştığınız tüm bilgiler ve tecrübeleriniz için kendi adıma çok teşekkür ederim.
Old 19-11-2012, 14:59   #16
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.remzieroglu
dava sonunda Aile Mahkemesı müvekkılımı kusurlu buldu ve boşanmaya karar verdi,

Sayın Suat Ergin sorusuyla dikkat çekmek istemiş. Ancak çelişki hala giderilmemiş, bu noktada verilecek cevaplar sağlıklı olmayabilir.

Davayı açan müvekkiliniz kusurlu bulunduğu halde davası kabul mü edildi?

Sizin müvekkiliniz adına açtığınız dava "akıl hastalığı sebebi" ile boşanma davası mıydı?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
akıl hastalığına dayalı boşanma/ıslah hidayet Meslektaşların Soruları 5 29-12-2014 10:53
Akıl hastası eşe boşanma davası bsdbsdbsd97 Meslektaşların Soruları 5 22-09-2011 12:56
Askerlik Sırasında Vizite Engeli - Verem Hastalığı-Tazminat Davası köktaş Meslektaşların Soruları 3 10-06-2009 14:00
Mal Rejimi Tasfiye Davası Boşanma Davası İle Aynı Zamanda Açılabilir Mi? Nuray Başaran Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 11-01-2008 11:12
Akıl Hastalığı Yüzünden Vesayet Altindakı Mirasçının Mallarının Tasarrufu Nasil Olur bozoli Meslektaşların Soruları 1 22-09-2006 16:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07688999 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.