Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Maaş Ve Maaş Hesabı Haczi

 
Old 10-05-2005, 21:21   #1
gokhancay

 
Önemli Maaş Ve Maaş Hesabı Haczi

sevgili hukukçular bir banka kredi kartına olan borcum dolayısiyle maaşımın 1/4 üne haciz konulmuş ve ilgili icra dairesine bildirilmiştir. aynı banka avukatı iseği üzerine maaşımın yattığı bankaya da doğan ve doğabilecek tüm haklarım şeklinde bir haciz kararı gönderilmiş ve bunun üzerine banka hesabıma bloke koymuştur.
sizlere sorum yaşamımı idame ettirebilmem için maaşımın 4/3 ünü nasıl alabileceğim ve böyle birşeye haklarının olup olamıyacağıdır. yapıkredi bankası hesabıma şirketimden belirli tarihlerde belirli miktarların yatırıldığı ayrıca maaşım haricinde başka kimselerinde bu hesaba para gönderebileceği şeklinde bir yazı vermiş bunun bir maaş hesabı olarak adlandırılamayacağı nı belirtmiştir.
bildiğim kadarıyla hiçbir bankanın sadece maaş yatırabileceği maaş hesabı adlı bir hesap türü yok.
bu hukuk karmaşası içinde ne yapacağımı bilemez konuma geldim. acil cevaplarınızı ayrıca maaşımın 4/3 ünün ilk kısmını nasıl geri alabileceğimi bildirirseniz çok sevinirim.
şimdidfen tüm hukukçulara teşekkür ederim.
Old 13-06-2005, 13:25   #2
hun

 
Neşeli hah arama

kanuna göre maaşınızın 3/4 sizindir. Buna kimse engel olamaz.
Yapacağınız şey, banka müdürüne gidip durumu anlatmanız, aksi taktirde tutacağınız avukat ile bu parayı oluşan zarar ve masraflar ile beraber bankadan talep edeceğinizi söylemekten ibarettir.

Tamamen haklısınız ve ilk gördüğünüz avukat bürasuna giderek kolayca çözebileceniz bir durumdasınız.

Geşmiş olsun der ve bir an önce borcunuzun bitmesini dilerim.
Old 02-09-2006, 10:47   #3
kezzy

 
Varsayılan

sayın hun maaşın 3/4ü sizindir demişiniz ancak kanunda en az 1/4ine haciz konulabilir denilmektedir bu durumda daha fazlasına konulamıycağı kanaantine nerden vardınız ?
Old 02-09-2006, 11:01   #4
kezzy

 
Varsayılan

sayın gokhancay sizin yapacağınız alacak vekiline durumunuzu izah etmek eminim bankaya fek yazsını verecektir
saygılar
Old 03-09-2006, 04:05   #5
ibreti

 
Varsayılan

Sn.Gökhan Çay;
1) Yasanın öngördüğü 1/4 en az miktardır. Yani "kişi maaşının en az 1/4'unu tasarruf eder ve bu kısmı da haczedilebilir" karinesine dayanmaktadır. Maaşınızın 3/4'ünden daha az bir kısmı ile geçinebileceğiniz ispatlanır ise 1/4'ten fazlası da sn.kezzy'inde farklı anlatımı ile belirttiği gibi haczedilebilir.

2) İcra Müdürlüğü kendi yaptığı işlemleri geri alamaz. İcra Müdürlüğünün işlemlerini ancak İCRA TETKİK MERÇİİnden kaldırtabilir, iptal ettirebilirsiniz. Sizin olayınızda yasa ile belirlenen karine sınırlarını aşan aşkın haciz var ve bu işlemi de icra müdürlüğü yapmış..
Peki çözüm ne?
-Bankaya giderek soruna çözüm üretmeniz mümkün değil. Çünkü, işlem yasal olmasa bile banka YETKİLİ MAKAMLARIN (icra müdürlüğü) EMİR VE KARARLARINA RİAYET ETMEKLE mükellef..
-Alacaklı vekili avukata da müracaat edemezsiniz. Çünkü, o meslektaşımız da müvekkilinin onamını almadan haczin kalrdırılmasını talep edemez. Aksi takdirde müvekkiline karşı kişisel sorumluluğu doğar.

Yapacağınız iş hukuka aykırı icra işleminin iptalin sağlamak için memur muamelesini şikayet yoluna gitmektir. Yani sorununuzun çözüm yeri İCRA TETKİK MERCİİ HAKİMLİĞİdir.
Bunun için yapmanız gereken;
-Maaşınızın 1/4'ünün kaynakta kesinti şeklinde haczedildiğini-ki takip dosyasından anlaşılabilir- ispatlamak,..
-Bankadaki mevduatınız üzerine gelen haczin esasen aldığınız tüm maaş üzerine geldiğini -ki maaşınızın o banka vasıtası ile ödendiğini ve bankadaki paranın da maaşınızın kalan 3/4'lük kısmı olduğunu- ispatlamak..

Saygılarımla...
Old 03-09-2006, 11:49   #6
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Bir de eklemek gerekir ki, maaşınızın 3/4 lük kısmı dışında kalan, "başka insanların yatırdığı başka paraların" tamamına -talep olduğu takdirde (mevduat haczi talebi),sizin yazınızda sadece maaş haczi yazıyor ama müzekkerenin tam içeriği önemli)bloke konabilir ve o tür paraların tamamı icra kesintisine konu olabilir.

Sn.İbreti'nin belirttiği şekilde, maaşınızla ilgili yapacağınız mercii şikayeti için bir avukata danışın, yanı sıra çalıştığınız şirketten de, almakta olduğunuz maaş tutarınızı gösteren bir yazı isteyip dava dilekçenize ekleyin.

Saygılarımla
Old 10-09-2006, 22:52   #7
alifatih

 
Varsayılan

Tam böyle bir soru soracaktım, bi aratma yapayım dedim ve burayı buldum, aynı olay benim de başıma geldi ve alacaklı vekili ile görüştüm; avukat bana her ayki maaşının 1/4 ünü alabilirim ancak tamamına tedbir koydurdum, kaldırmam. Borcunu tek seferde öde kaldırayım dedi. Tam olarak araştırmadım ancak devlet memurunun maaşına haciz konulabileceği ancak tedbir konulamayacağı hükmü var dediler. Buradaki bilgileri verenlere teşekkür ederim...
Old 10-09-2006, 23:24   #8
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sayın ali fatih
Sanırım maaşın yattığı hesaba tedbir koydurmuş olmalı. Yoksa kanunen haczi mümkün olmayan maaşın haczedilemez kısmına tedbir konulmasının ne mantığı var. (Bir tek şu olabilir, Allah gecinden versin örneğin ayın 15'i günü maaşı çekmeden ölür iseniz. Hesaptaki para terekeye geçecektir. Bunu önlemek hedeflenmiş olabilir belki..) Genel olarak hesaba tedbir koymaktaki amaç da maaş dışında gelen havale vs. olursa bunların derhal haczedilmesidir.

Not: Pardon sonradan fark ettim. Maaş terekeye geçmiyor. Çalışılacak ay için peşin yattığından İdarece geri alınıyor. İlgililere aynı tarihten itibaren varsa hakettikleri maaşlar bağlanıyor.
Old 11-09-2006, 14:33   #9
avmeralarslan

 
Varsayılan

Alacaklı vekili tarafından borçulunun maaşına haciz konulup, 1/4 ü kesilirken hesaplarına haciz konulması için bankalara müzekkere yazıldığında bankalar maaş hesabı da olsa bloke koyuyor. Aslında bilmesi lazım ama bilmezden geliyor. Borçlu bunun üzerine icra dairesine başvurduğunda İcra müdürü alacaklı vekilini uyarıyor. Maaş hesabı üzerindeki blokeyi kaldırması için. Alacaklı vekili kaldırmadığı zaman (ki biz hemen kaldırıyorduk) icra hakimliğinden talep edildiğinde talep kabul ediliyor ve bi de alacaklı aleyhine vekalet ücretine hükmediliyor. Uygulamada çok karşılaştığımız bir durum. Olması gereken bankanın bir yazı ile durumu haczi koymadan evvel bildirmesi...
Old 11-09-2006, 16:55   #10
alifatih

 
Varsayılan

Fikirlerinizi paylaştığınız için teşekkürler, bu tedbirin konulma mantığını ben de düşündüm, avukatı arayıp konuştuktan sonra anladım. Zira avukat bana "böyle kesile kesile borcun ödenmesini mi bekleyecem, borcunu tek seferde öde, kaldırayım" dedi. Kaldırmazsan kaldırma dedim ve kapattım telefonu...
Böyle birşeyi vatandaşa ne de olsa anlamıyor diyerek yapsa anlarım da, adliyeciye neden yapıyor onu anlayamadım... Saygılar...
Old 11-09-2006, 19:11   #11
alisuat

 
Varsayılan

Sayın kezzy ve ibreti
Alıntı:
1) Yasanın öngördüğü 1/4 en az miktardır. Yani "kişi maaşının en az 1/4'unu tasarruf eder ve bu kısmı da haczedilebilir" karinesine dayanmaktadır. Maaşınızın 3/4'ünden daha az bir kısmı ile geçinebileceğiniz ispatlanır ise 1/4'ten fazlası da sn.kezzy'inde farklı anlatımı ile belirttiği gibi haczedilebilir.
Yasa bunu diyor olabilir ama usul ve uygulamada genel kural 1/4 değilmiki, kaldıki 3/4 ünden daha az bir kısmı ile geçinilebileceğinin ispatlanacağına ihtimal veriyormusunuz allah aşkına, bir memurun maaşı 700 ytl 3/4 ü 525 ytl yapıyorki daha az paraya kim geçinebilir sırf ev kirası 350-400 ytl civarında o da yozgat gibi ufak bir şehirde, ben buradaki olayı tamamen hukuk dışı olarak görüyorum, kanaatimce bu uygulamayı yapan sayın avukatın karşısındakinin cahil bir vatandaş olduğunu, haklarını bilmediğinii ve korkutursam parayı öder zihniyetiyle yaptığı düşüncesindeyim,
Old 04-12-2006, 17:47   #12
aequitas

 
Varsayılan

merhabalar,
ben de bir borçlunun bankadaki mevduat hesabı bilinmemesine rağmen, sırf bir işlem yapabilmiş olmak ve takip süresini uzatmak için bankadan icra dairesince hesaplarına haciz konması istenebilir mi, onu sormak istiyordum...acil cevap bekliyorum, lütfennnn!
teşekkürler ve kolay gelsin herkese...
Old 04-12-2006, 18:36   #13
kezzy

 
Varsayılan

sırf takip süresini uzatmak iin mi yoksa gerçekten o işlemi yapması gerektiği içinmi yapılmış bu işlem?
mevzuat hesabını bilmesine gerek varmıdır alacaklının bankaya haczi ihbarnamesi göndererek hem varlığını öğrenmiş hemde haczi koymuştur bence hukuka uygun bir işlem
Old 04-12-2006, 18:56   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan aequitas
merhabalar,
ben de bir borçlunun bankadaki mevduat hesabı bilinmemesine rağmen, sırf bir işlem yapabilmiş olmak ve takip süresini uzatmak için bankadan icra dairesince hesaplarına haciz konması istenebilir mi, onu sormak istiyordum...acil cevap bekliyorum, lütfennnn!
teşekkürler ve kolay gelsin herkese...

Hem bankaya, hem Tapu Sicil Müdürlüğü'ne, hem de Trafik Tescil Müdürlüğü'ne; haciz ihbarnamesi veya müzekkeresi gönderebilirsiniz.

Saygılarımla
Old 04-12-2006, 21:42   #15
icra20

 
Varsayılan

Borçlunun yasaları bilmediğinden dolayı Avukatın menfaat temin etmesi meslek kurallarına aykırı olup disiplin suçunu gerektirir. Bu nedenle borçlunun avukata müracaat edip maaş veya ücretlerin nasıl haczedileceği hususundaki kanun maddesine uygun olarak maaş hesabı üzerindeki haczi kaldırarak asıl çalıştığı kuruma haciz talimatı yazdırması gerekir. Aksi takdirde icra müdürü alacaklı vekilinin haciz talebini yerine getirmek zorunda olduğundan İcra Müdürünün bu haczi kendisinin kaldırması mümkün olmadığı ve koydurmuş haczide yanlış olduğunu bilse bile mevcut yargıtay kararlarına göre kaldıramayacağı ancak borçlunun icra tetkik merciine müracaatla hesabın maaş hesabı olduğunu ispatlaması halinde haczi kaldırabilecektir. Alacaklı vekili yapılan hatalı işlemi düzeltmediği takdirde bence büyük sorumluluk almış olacaktır. Veya borçlunun tek hesabı varsa alacaklı vekilinin maaş dışındaki hertürlü hak ve alacakları üzerine haciz koydurması gerekir. Çünkü maaş veya ücretin nasıl haczedileceği İcra ve İflas Kanununda açıktır.
Old 04-12-2006, 21:50   #16
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın icra22,

Avukat sadece talep eder. Talep üzerine açılan bir takip üzerine ödeme emrini göndermek, talep üzerine haciz tatbik etmek, talep üzerine muhafaza ve istenen diğer tedbirleri almak ve nihayet alacağı TAHSİL etmek, icra dairesinin görevidir.

Bu görevin içeriğine, İİK ve ilgili mevzuata uygun düşmeyen talepleri reddetmek görevi de dahildir.

Yani icra dairesi müdür, yardımcıları, imzaya yetkili çalışanları, tatbik edecekleri yasayı evleviyetle bilmekle mükelleftirler.

Zira her zaman takip talepleri avukatlardan da gelmez, asillerce açılıp takip edilen dosyalar da mevcuttur. Varsayalım ki A özel şahsı bu takibi açtırmış, belirtilen talepte bulunmuş olsaydı, reddedilmeyecek, kabulle imza edilecek, sonra da A mı sorumlu olacaktı?

Saygılarımla...
Old 04-12-2006, 21:57   #17
icra20

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/8659
K. 1997/9286
T. 24.9.1997
• HACİZ TALEBİNİN REDDİ
2004/m.37
ÖZET : Kesinleşen takip sonucunda, alacaklının icra müdüründen haciz isteme hakkı doğar, bu hak yapılan takibin yasal sonucudur. İcra müdürü, alacaklı talebi doğrultusunda haciz talimatını uygulamaya zorunludur.

DAVA VE KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Alacaklı İski Genel Müdürlüğü, Borçlular, İç İşleri Bakanlığı, VS.arasındaki davada verilen merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahalinden daireye 11.7.1997 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ KARARI :

Alacaklı kesinleşen takip sonucunda icra müdüründen haciz isteme hakkı yapılan takibin yasal sonucudur. İcra müdürü alacaklı talebi doğrultusunda haciz talimatını uygulamaya zorunludur. Yapılan bu hacze karşı borçlu ancak merci nezdinde itirazda bulunabilir. Memurun anılan takip dosyasındaki gibi haciz talebini reddetme hak ve yetkisi yoktur. Bu nedenle alacaklının isteminin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
Bilmem yukarıdaki karar ne demek istediğimi anlatmıştır.Bu hususta Yargıtay Hukuk Genel Kurulununda kararlarıda mevcuttur. Örneğin SSK maaşları kanunen haczi mümkün olmadığı açık ve keslin olmasına rağmen yargıtay bu konuda yine icra müdürüne takdir yetkisi bırakmamıştır. Zira borçlunun haczedilmezlik iddiasını saklı tutmaktadır. saygılarımla
Old 04-12-2006, 21:59   #18
icra20

 
Varsayılan

bahsettiğim yargıtay kararınıda yolluyorum
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/12-202
K. 2004/196
T. 31.3.2004
• HACİZ ( SSK. Tarafından Bağlanan Emekli Maaşı - İcra Müdürüne Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Takdir Yetkisi Tanınmadığı/Haczedilemezlik İddiasını Borçlunun Şikayet Yoluyla Bulunabileceği )
• EMEKLİ MAAŞININ HACZİ ( Haczedilebileceği/İcra Müdürüne Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Takdir Yetkisi Tanınmadığı - Haczedilemezlik İddiasını Borçlunun Şikayet Yoluyla Bulunabileceği )
• HACZEDİLMEZLİK ( SSK. Tarafından Bağlanan Emekli Maaşının Haczi - İcra Müdürüne Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Takdir Yetkisi Tanınmadığı/Haczedilemezlik İddiasını Borçlunun Şikayet Yoluyla Bulunabileceği )
• İCRA MÜDÜRÜNÜN TAKDİR YETKİSİ ( Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Yetki Tanınmadığı - SSK. Tarafından Bağlanan Emekli Maaşının Haczedilebileceği )
• ŞİKAYET ( SSK. Tarafından Bağlanan Emekli Maaşının Haczi - İcra Müdürüne Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Takdir Yetkisi Tanınmadığı/Haczedilemezlik İddiasını Borçlunun Şikayet Yoluyla Bulunabileceği )
2004/m. 79, 82, 85
506/m. 121
ÖZET : Şikayetçi; kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığını, borçlunun emekli maaşının haczi isteminin icra müdürü tarafından, "506 sayılı Yasa'nın 121. maddesi uyarınca SSK. tarafından bağlanan emekli maaşlarının haczinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, kamu düzenine aykırı talebin reddine" karar verildiği, oysa icra memurunun bir malın veya bir hakkın haczedilip haczedilmeyeceğini takdir edemeyeceğini, alacaklının haciz istemini yerine getirmek zorunda olduğunu, haczedilemezlik iddiasını ancak borçlunun şikayet yoluyla tetkik merciine bulunabileceği" nedenle, icra memurluğu işleminin şikayeten iptaline karar verilmesini istemektedir.

İcra müdürüne alacaklının haciz isteminin yerine getirilmesi konusunda takdir yetkisi tanındığından sözedilemeyeceği gibi, başka alanlarda tanınmış takdir yetkisinin yorum yoluyla kapsamının genişletilmesi de isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sincan İcra Tetkik Merciince şikayetin reddine dair verilen 27.10.2003 gün ve 2003/292 E. 306 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 16.02.2004 gün ve 2003/25384-2004/2916 sayılı ilamı ile; ( ...İİK.nun 85. maddesine göre icra dairesince alacaklının haciz talebinin yerine getirilmesi zorunlu olup bu konuda İcra Müdürünün taktir hakkı bulunmamaktadır. Her ne kadar 506 sayılı Kanun'un 121. maddesi gereğince işçinin emekli maaşının haczi mümkün değil ise de bu husus haciz işleminden sonra borçlunun şikayeti halinde gözönünde bulundurulacağından merciice şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Şikayetçi; kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığını, borçlunun emekli maaşının haczi isteminin icra müdürü tarafından, "506 sayılı Yasa'nın 121. maddesi uyarınca SSK. tarafından bağlanan emekli maaşlarının haczinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, kamu düzenine aykırı talebin reddine" karar verildiği, oysa icra memurunun bir malın veya bir hakkın haczedilip haczedilmeyeceğini takdir edemeyeceğini, alacaklının haciz istemini yerine getirmek zorunda olduğunu, haczedilemezlik iddiasını ancak borçlunun şikayet yoluyla tetkik merciine bulunabileceği" nedenle, icra memurluğu işleminin şikayeten iptaline karar verilmesini istemektedir.

Yerel İcra Mahkemesi, "İcra Müdürlüğünce uygulanması gerekli hükümlerin İcra ve İflas Yasası'nın 82/1-9 ve 506 sayılı Yasa'nın 121. maddeleri olduğu, bu hükümlerin kamu düzeni düşüncesi ile konulduğunu, icra memurunun alacaklının isteğini otomatikman hemen kabul ve yerine getirecek mevkide bulunduğunu öne sürmenin yasanın yapısına ters düşeceği, SSK. emekli maaşının nafaka dışında haczinin mümkün bulunmadığı ve bunun re'sen dikkate alınması gerekeceği" yönünde gerekçeler ile şikayetin reddine karar vermiştir.

Yüksek Özel Daire başlıkta yer alan gerekçe ile hükmün bozulmasına oybirliği ile karar vermiş, yerel İcra Mahkemesi önceki kararında direnmiştir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 506 sayılı Yasa'nın 121. maddesi dikkate alındığında, alacaklının, borçlu sigortalının emekli maaşının haczi isteminin yerine getirilmesi konusunda icra müdürünün takdir hakkı bulunup bulunmadığı noktasındadır.

Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır.

İcra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç üç gün içinde haczi yapması gerekir ( m.79/1 ). İcra Müdürü, "borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan menkul mallarıyla gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflarda dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı" haczedecektir ( m.85/1 ).

Gerek İcra ve İflas Yasası'nın 79. maddesinde, gerekse 85. madde ifadesinden ortaya çıkan sonuç, icra müdürüne haciz uygulaması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. Gerçekten de 79. madde kesin bir ifadeyle icra dairesinin haczi yapacağından, 85. madde; maddede belirtilen yasal koşullar altında borçlunun mal ve haklarının haczolunacağından söz etmektedir. 85. madde sadece, "alacaklara yetecek miktarın" saptanması konusunda icra müdürüne bir takdir hakkı tanımaktadır.

Uyuşmazlığın çözümünde, kamu düzeni düşüncesinden hareketle, anılan Yasa'nın 85/son maddesinden de yararlanılabilir.

İcra ve İflas Yasası'nın 85/son maddesinde; "Haczi koyan memur borçlu ve alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir" şeklinde ifadesini bulan hüküm ile, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak, alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesinin güvence altına alınmasını amaçlamaktadır. Bu ilkenin bir gereği olarak icra müdürü, işlemlerinde, bütün ilgililerin yararlarını dikkate almak zorundadır.

İcra memurları, alacaklının alacağına kavuşması için gerekli olan takip işlemlerini yapacaktır. İcra Müdürüne yaptığı bir kısım işlemlerde hiçbir takdir yetkisi tanınmamıştır.

Buna karşın, Medeni Hukukta olduğu gibi, İcra ve İflas hukukunda da Yasa bazı konularda memurun davranış tarzını direkt olarak öngörmekten kaçınarak işi memurun takdir yetkisine bırakmıştır. Bu duruma, İcra ve İflas Yasası'nın "Kısmen haczi caiz olan şeyler" başlığı ile 83. maddesi örnek gösterilebilir. Bu maddede; "Takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir."şeklinde tanımlanan hüküm ile, haciz isteminin yerine getirilmesi için icra müdürüne bir takdir yetkisi verilmesi değil, kamu düzeni düşüncesi ile alacaklının alacağını tahsil ile borçlu ve ailesinin geçimi arasında bir menfaat dengesinin sağlanması amaçlanmıştır.

Alacaklının haciz istemi konusunda icra müdürünün taktir yetkisi bulunduğu sonucuna varılırsa, olumsuz işlemleri için şikayet yoluna alacaklının, takdir yetkisi bulunmayıp haciz talebini uygulamak durumunda olduğu kabul edilirse, bu durumda borçlunun şikayet yolunu başvurması gerekecektir. Her iki durumda da soruna İcra Mahkemesince çözüm bulunsa da, bu süreç, taraflar arasında sağlanmaya çalışılan dengeyi etkileyecektir.

İcra ve İflas Yasası 83/a maddesi, 82. ve 83. maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmaları geçerli saymamıştır. Zira, borçlu, böyle bir anlaşmanın kendisine hazırlayacağı tehlikeleri önceden tahmin edemez.

Buna karşılık, borçlu haczi caiz olmayan bir malın haczine, malın haczi sırasında muvafakat verebileceği gibi, şikayet yoluna gitmeyerek zımnen rıza gösterebilir. Bu durumda borçlu artık, haczedilen bu nitelikteki mal yada hakkından mahrum kalmanın bütün sonuçlarını bilmektedir.

Alacaklı ile borçlu arasında, icra memuru tarafından gözetilmesi gereken denge, bu sürecin icra müdürünün takdirine bırakılmayıp, alıcı yararına kullanılmasını zorunlu kılacaktır.

Kaldı ki, şikayet kabul edilirse, şikayet konusu işlem ya bozulacak, yada düzeltilecektir. İşlemin bozulması, geçmişe etkilidir ( extunc ). Böylece bu işleme dayanarak yapılmış bütün işlemler de hükümsüz olacaktır. Kamu düzeni düşüncesi ile getirilen bu düzenlemeler, borçlunun menfaatlerinin gözetilerek bir denye oluşturulduğu sonucunu doğurmaktadır.

Tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alındığında, Yasa hükmünün açık ifadesi ve içeriği ile icra müdürüne alacaklının haciz isteminin yerine getirilmesi konusunda takdir yetkisi tanıdığından sözedilemeyeceği gibi, başka alanlarda tanınmış takdir yetkisinin yorum yoluyla kapsamının genişletilmesi isabetsizdir.

O halde mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Şikayet eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 31.3.2004 günü oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI :

Şikayet konusu işlem, icra memurunun, davalı borçlunun S.S.K.ca bağlanan emekli maaşının tamamının haczi için alacaklı tarafından yapılan haciz talebinin reddine ilişkin bulunmaktadır.

Haciz istem konusu yapılan maaşın haczedilemeyeceği 506 sayılı Yasa'nın 121 ve 1479 sayılı Yasa'nın 67'nci maddeleri hükümleri uyarınca emredici bir hükümle düzenlenmiştir. Anılan Yasa hükümleri uyarınca bu maaşın İİK.nun 82'nci maddesinde sayılan haczi caiz olmayan mallar ve haklar kapsamında mütalaa edilmesi gerekir. Bu durumda icra memurunun, İİK.nun kendisine tanıdığı yetki ve verdiği görev gereğince, anılan hükümler uyarınca haczi mümkün olmayan maaşın haczi konusunda alacaklı talebinin reddi karar vermesinde ve Mercii'ce de bu yöne ilişkin alacaklı şikayetinin reddinde yasaya aykırılık bulunmadığından, Merci kararının onanması düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına iştirak etmiyorum.

Işıl ULAŞ Onbirinci Hukuk Dairesi Başkanı
Old 05-12-2006, 03:02   #19
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Borçlunun yasaları bilmediğinden dolayı Avukatın menfaat temin etmesi meslek kurallarına aykırı olup disiplin suçunu gerektirir

Alıntı:
Alacaklı vekili yapılan hatalı işlemi düzeltmediği takdirde bence büyük sorumluluk almış olacaktır.

Sayın icra22,

Yukarıdaki açıklamalarınıza katılmıyorum. Her haciz talebini icra dairesi yerine getirmek zorunda DEĞİLDİR. Mesela, borçlu A'nın yaşadığı eve gidip, komşusunun evindeki malın haczini avukat talep ettiğinde ,"ben gördüm onundur , malı yan eve kaçırmış" dediğinde, haciz tatbik edecek midir icra memuru? İcra dairesi ve çalışanlarının görevi nedir? Sorumluluktan ari yetki olur mu?

Verdiğiniz örnek, SSK ve Bağ-Kur maaşlarının dokunulmazlığını, son yıllarda , borçlunun mercie şikayetine tabi kılarak yavaş yavaş alenileştirme uygulamasından başka bir anlam ifade etmiyor kanımca. Yerleşen içtihatlarla, "sen talebi uygula, borçlu merciiden karar getirirse kaldırırsın" a dönmüş durumda. Yasal mı? Hayır. İçtihatlar yerinde mi? Tartışılır. Ama uygulanır.

Mercii şikayetini takiben Mahkeme kararıyla kaldırılması gerektiği yönünde içtihat oluşturulan uygulamada, avukat yukarıda alıntıladığım şekilde suçlanabilir ve hedef gösterilebilir mi? Veya cezanın muhatabı olabilir mi? Yine hayır.

Benim dikkatinizi çekmek istediğim nokta, icra takiplerinde bir hakkın avukat gücüyle değil, icra gücüyle yerine getirilmesinin sağlandığıdır.Hiç olmazsa yasal düzlemde...


Aşağıdaki linki de bir incelemenizi isterim.

Saygılarımla...




http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=6816
Old 05-12-2006, 11:46   #20
icra20

 
Varsayılan

ÖZET : İcra Müdürlüğünün, borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarının, bunların gelirlerinin haczedilip edilemeyeceğinğe karar verme yetkisi yoktur. Ancak haciz halinde borçlu mercie şikayet edebilir.12.YHD.22.9.1989-E.1989/1089 K.1989/11074
ÖZET : Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan menkul malları ile gayrimenkullerinden alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur.İcra memurunun alacaklının talebi üzerine borçluya ait olduğu belirtilen menkuller üzerine haciz koyması işleminden sonra üçüncü kişilerin istihkak iddiasında bulunmaları mümkündür. Ancak talimat içeriği de gözetilerek icra memurunun, haciz mahallinin borçluya ait olmadığından bahisle ve İİK.nun 85/1 maddesine aykırı olarak haczi yapmaktan çekinmesi doğru bulunmamaktadır. 12.YHD.23.12.2003-E.2003/21473 K,2003/26200

bilmem ikna edebildimmi
Old 05-12-2006, 22:13   #21
A.Turan

 
Varsayılan

Sayın şehper ve İcra22 arasında uyuşmazlık, icra müdürünün alacaklının talebi doğrultusunda hiç takdir hakkı kullanmadan, haciz uyguladığı mekanın borçluya ait olup olmadığına bakmadan ve malların kime ait olduğunu denetlemeden haciz işlemini uygulaması gerikp gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
İcra memuru alacaklının talebi üzerine borçluya tebligat yapılan adresteki menkuller üzerine haciz koyar. Haciz esnasında üçüncü kişilerin istihkak iddiasında bulunmaları mümkündür. İşte burada icra memuru iki türl davranmaktadır. Ya üçüncü kişinin istihkak iddiasını haciz zabtına geçirip, icra mahkemesinden karar ister ve kural olarak icra mahkemesi bu iddayı redderek 7 gün içinde istihkak davası açma hakkı bulunduğunu belirtir üçüncü kişiye yahut da icra memuru alacaklıya menkullerin borçluya ait olduğunu ispatlama mükellefiyeti yükler. İşte burada haczin yapıldığı mekanın borçluyla ilgisini ispatlayacak herhangi bir emareye rastlamaması, ödeme emrinin başka adrese tebliğ edilmiş olması gibi hallerde genellikle bu yolu tercih eder.
Bunun haricinde İcra22 nin de isabetle belirttiği gibi icra memurunun hacizden çekinmeye hakkı yoktur. İcra memuru elbette kanunları uygulayacak ancak sayılı ve sınırlı görevleri çerçevesinde yapacak bunu aşmayacaktır.
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ssk emeklisine maaş haczi johnross Meslektaşların Soruları 25 27-05-2009 13:14
ssk emeklisine maaş haczi johnross Meslektaşların Soruları 11 22-02-2009 01:33
Maaş Haczi - Talimat hediye Meslektaşların Soruları 15 13-12-2006 18:46
maaş haczi esra giritli Hukuk Soruları Arşivi 2 19-04-2006 14:04
maaş haczi esra giritli Hukuk Soruları Arşivi 0 16-04-2006 14:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05656791 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.