Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Enjeksiyon sonrası kişide ayak düşüklüğünün olması komplikasyon mudur, malpractis mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-06-2019, 15:26   #1
Son Amazon

 
Varsayılan Enjeksiyon sonrası kişide ayak düşüklüğünün olması komplikasyon mudur, malpractis mi?

Bir müvekkile hemşire tarafından "Intramuskıler enjeksiyon" yapılmış ve sonrasında başka hastaneden alınan doktor raporuyla sabit olduğu üzere Ayak Düşüklüğü meydana gelmiştir. Yaptığım araştırmalar sonucu pek çok kararda bu durum komplikasyon sayılmıştır.Ancak 2015 tarihli bir kararda (Bu kararı malesef yalnızca gazete küpürü şeklinde bulabildim karar numarasına ulaşamadım.) malpractis sayılarak mahkeme yüklü miktarda tazminata hükmetmiş.
1) Bu konuda daha önce dava açan var mı ?
2) Malpractis konusuyla ilgilenen meslektaşım var ise konuyla ilgili bilgilerini paylaşabilir mi ?
3) Enjeksiyon Özel hastanede bir hemşire tarafından yapılmıştır.Bu durumda görevli yargı kolu hangisidir ?
Old 19-06-2019, 15:46   #2
Av. M. Bahadır Özer

 
Varsayılan

Zarar ile fiil arasında illiyet bağı mevcuttur. Hastane görevlisinin tıbbi müdahaleyi yapmakta ehliyeti bulunmaktadır. Buna göre tıbbi müdahalede bulunan kişinin gerekli eğitimleri almış, müdahale ve müdahalenin sonuçları bakımından yetkin bir kişi olduğu kabul edilmektedir. Buna göre tıbbi müdahalede bulunan kişinin müdahalenin çeşidi kadar sonuçlarını da öngörüyor olması gerekir. Fiil, netice ve illiyet bağının kurulması halinde ispat yükü tıbbi müdahalede bulunana geçmelidir.

Malpraktis denilen şey tamamen uydurmadır. Zaten ‘malpraktis değil bu’ denen durumlarda ağır kusur bulunmaktadır. Hafif kusurun bulunduğu durumlarda ‘efendim burada malpraktis vardır’ deyip sorumluluktan kurtulmayı doğru bulmuyorum.

Tıbbi müdahaleler öncesinde hasta, müdahale ve tüm sonuçları açısından açık bir şekilde aydınlatılmalıdır. Buna dair ispat yükünün de müdahalede bulunan üzerinde olması gerekir.

Bu tür uyuşmazlıklarda bilirkişi raporunu iyi incelemek gerekmektedir. Raporların bilimsellikten uzak her türlü hususlarına itiraz etmek gerekmektedir. Hatta imkan varsa uzman mütalaasına başvurmakta yarar vardır.

Hukuki uyuşmazlıkta görevli yargı yolu adli yargıdır.
Old 20-06-2019, 05:25   #3
Lord Mozart

 
Varsayılan

Yakın zamanda, davalı doktor vekili olarak idare mahkemesinde yürüttüğümüz bir dosyada hatalı enjeksiyon sebebiyle ayağı felç kalan hastaya karşı enjeksiyonu yazan ve enjeksiyonu yapan hemşireye karşı izafe edilecek kusur olmadığı yapılan tıbbi müdahalenin tip biliminin gereklerine uygun olduğu,eylemin enjeksiyonun komplikasyonu niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildi . Dosya suanda Bölge idare mahkemesinde.Burada bir başka doktordan hatta bir kaç doktordan yapılan tıbbi müdahalede hata olup olmadığı noktasında vatandaşın muayene olarak görüş alması sonucu daha sağlıklı bir yol izlenebilir.
Old 20-06-2019, 09:14   #4
Son Amazon

 
Varsayılan

Yanıtlayanlara çok teşekkür ediyorum. Müvekkil ayağını hareket ettiremediği için davayı kesinlikle kazanacağını düşünüyor. Maluliyet raporu almalarını söyledim. Maluliyet oranı da dava açıp açmamakta etkili olur. Taradığım kararlarda çoğunluk müdaheleyi yapan sağlık çalışanına izafe edilecek kusur olmadığı yönünde karar vermiş. Böyle bir riskin belkide %50'den daha fazla olduğunu belirteceğim. Açmak isterlerse de açarım. Çünkü iğne öncesi yürüyebiliyorken kişi artık yürüyemiyor sanırım.Burada da sonuç olarak kaybetse bile hakkını aramalıyız, belkide kazanırız ve emsal karar olur.

peki ikinci sorum burada manevi tazminatı kaç üzerinden açmalıyım sizce ?
Old 25-06-2019, 14:57   #5
hukukçu306

 
Varsayılan

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2002/5927
Karar No : 2004/1667



Temyiz Eden (Davacı) : Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı -ANKARA
Vekili : -------
Karşı Taraf (Davalı) : ---------
Vekili : ----------
------
İstemin Özeti : Sivas SSK Hastanesinde apandisit teşhisi ile ameliyat edilen ...... 10.10.1998 tarihinde yapılan enjeksiyon sonucu sol bacağını kullanamaz hale gelmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle işgücü kaybı nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılan davada; Sivas İdare Mahkemesince Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 19.9.2001 günlü, 41468-5482 sayılı raporuyla idarenin olaydaki hizmet kusurunun sabit olduğu gerekçesiyle yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda toplam 27.469.607.385.-lira tazminata hükmedilmesine ilişkin 28.5.2002 gün, E:1999/719, K:2002/415 sayılı kararın davalı idare tarafından, kararın hukuka uygun olmadığı ve harçtan muaf olmalarına rağmen kendilerine harç ödeme yükümlülüğü getirilmesinin yasal olmadığı iddialarıyla temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : Aytaç Kurt
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Mehmet Karaoğlu
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, esas yönünden usul ve hukuka uygun bulunmaktadır.






Ancak, 4792 sayılı Kanunun 24/c maddesi uyarınca davalı Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı her türlü harçtan muaf olduğundan, başvuru ve nisbi karar harcının davalı idareye yüklenilmeyip davacıya iadesine karar verilmesi gerektiğinden, aksi yöndeki mahkeme kararında bu yönden usule uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyize konu Sivas İdare Mahkemesinin 28.5.2002 gün, E:1999/719, K:2002/415 sayılı kararının esas yönünden onanmasına, yargılama giderlerine ilişkin başvuru ve nisbi karar harcı yönünden bozulmasına, dosyanın bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine, 17.2.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Medikal estetik uygulaması sonrası komplikasyon Konuk Hasta Hakları Hukuki Destek Merkezi (HASDEM) 1 30-09-2017 13:24
İşe iade sonrası işverenin işe davetinin kötüniyetli olması ozkose71 Meslektaşların Soruları 5 28-04-2016 21:16
yanlış enjeksiyon ve sakat kalma komplikasyon mu malprakts mi? doktor2002 Hasta Hakları Çalışma Grubu 2 08-07-2011 20:52
Kollektif şirketin nevi değiştirerek Limited olması sonrası ortakların borcu Hammerfall Meslektaşların Soruları 1 16-07-2008 14:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04669094 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.