Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Cezaevindeki tutuklu boşanma davası açabilir mi ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-10-2012, 17:20   #1
mcemdurak

 
Varsayılan Cezaevindeki tutuklu boşanma davası açabilir mi ?

Merhabalar;
Müvekkilimiz adam öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanarak hakkında 10 yıl hapis kararı verildi. Ancak dosyası şu anda Yargıtay'da temyiz aşamasında. Bu gelişmeler sonrası müvekkilimizin eşi, müvekkilin ailesiyle beraber yaşadıkları evden ayrıldı ve kendisinin nerede olduğu ve ne yaptığı gibi hususlarda müvekkilimiz ve ailesinin bilgisi mevcut değil. Bu sebep, müvekkilin durumu ve diğer anlaşmazlıklar nedeniyle müvekkilimiz eşine boşanma davası açmak istiyor.
Benim sorum ise burada başlıyor. Bildiğim kadarıyla 1 yılı aşan hapis cezası alan kişiler hakkında ,M.K. 407 uyarınca, müvekkilimize vasi atanması gerekiyor. Ancak boşanma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğundan bu hakkın müvekkilimizce mi yoksa vasisi tarafından mı kullanılabileceği konusunda tam bir yargıya varabilmiş değilim. Yine boşanma davası sonucu nafaka vs. gibi diğer maddi konularda da karar verilmesi ihtimalinde, sınırlı ehliyetsiz müvekkilimizin fiil ehliyeti bulunmadığından (M.K.16/1 ilk cümle ve M.K.448-451 uyarınca) bu davanın açılmasında mutlaka vasi mi rol almalıdır? Şayet bu davayı vasi açarsa vesayet makamından izin almalı mıdır?
Ayrıca eğer eşler anlaşmalı boşanma hususunda mutabık olurlarsa yine bildiğim kadarıyla hakimin boşanmaya karar verebilmesi için eşleri dinlemesi gerekiyor. Hakim duruşmanın görülmesi esnasında cezaevindeki müvekkilimizi çağırıp dinleyebilir mi?
Ve son olarak eğer taraflar anlaşmalı boşanma konusunda uzlaşamazlarsa evlilik içindeki sorunlar ve müvekkilimizin durumu sebebiyle bu hususları (M.K. 163 suç işleyen eşin değil, diğer eşin kullanabileceği bir boşanma sebebi olduğu için) M.K. 166 kapsamında boşanma sebebi olarak gösterebilir miyiz?
Old 08-10-2012, 11:20   #2
emi_shn

 
Varsayılan

Öncelikle cezaevindeki eşin boşanma davası açması için eğer hükümlüyse MK407 ye göre evet vasi tayini gerekir,davanın vasi tarafından açılması gerekir ancak bu durum eş hükümlüyse gerekir. Bana göre dosya şu an Yargıtayda olduğu ve karar kesinleşmediği için müvekkiliniz boşanma davasını kendisi açmalıdır.
Anlaşmalı boşanma hususunda taraflar her konuda anlaşıp protokolü imzaladılarsa hakim duruşma gününde mahkemede müvekkilinizin hazır olmasını isteyecektir. Duruşma gününde cezaevinden çağrılabilir kanaatindeyim.
Anlaşmalı boşanma mümkün değilse de müvekkilinizin cezaevinde olması halinde diğer eş bu sebebi kullanarak dava açabilir siz bu sebebe dayanarak dava açamazsınınz,ancak evlilik birliğinin devamının imkansız olduğuna dair olayınızda mevcut sebepleri göstererek evliliğinin temelden sarsıldığını belirtir ve buna göre davanızı açabilirsiniz.
Old 07-11-2012, 14:48   #3
Droogi

 
Varsayılan

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2001/6587 Esas 2001/8135 Karar İçtihat

Boşanma münhasıran şahsa bağlı haklardan ise de, Hukuk sistemimiz ancak dava yolu ile boşanmaya imkan verdiğinden boşanma davasını münhasıran bu şahsi hakkın kullanılması niteliğinde kabul etmek mümkün değildir. Davaya bağlı olarak veya karşılık dava sebebiyle davanın taraflarına bir takım mali külfetin yönelmesi muhtemeldir. İşte bu sebeple mümeyyiz mahcurlar dahi boşanma davasını bizzat ( MK.405 ) ( Y.2.H.D.nin 8.10.1985 günlü ve 7164/7948 sayılı-22.2.1994 günlü 1417-1882 sayılı kararları ) takip edemezler. Hele kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri söz konusu olduğunda mutlaka akti ilişkinin vasileri tarafından kurulması zorunludur. ( MK.16. ) ( Y.2.H.D.nin 23.10.1992 tarihli 8875/10177 ve 9.12.1992 tarihli 11697/12235 sayılı kararları ).
(Karar Tarihi : 24.05.2001)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Boşanma münhasıran şahsa bağlı haklardan ise de, Hukuk sistemimiz ancak dava yolu ile boşanmaya imkan verdiğinden boşanma davasını münhasıran bu şahsi hakkın kullanılması niteliğinde kabul etmek mümkün değildir. Davaya bağlı olarak veya karşılık dava sebebiyle davanın taraflarına bir takım mali külfetin yönelmesi muhtemeldir. İşte bu sebeple mümeyyiz mahcurlar dahi boşanma davasını bizzat (MK.405) (Y.2.H.D.nin 8.10.1985 günlü ve 7164/7948 sayılı-22.2.1994 günlü 1417-1882 sayılı kararları) takip edemezler. Hele kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri söz konusu olduğunda mutlaka akti ilişkinin vasileri tarafından kurulması zorunludur. (MK.16.) (Y.2.H.D.nin 23.10.1992 tarihli 8875/10177 ve 9.12.1992 tarihli 11697/12235 sayılı kararları).

Medeni Kanunun 357. maddesi, bir sene veya daha ziyade hürriyeti bağlıyıcı bir ceza ile mahkum olan her reşit için bir vasi tayin edileceğini öngörmüştür. Davalı hakkında 15 sene mahkumiyet cezası verildiği anlaşılmaktadır. Bihakkın tahliye tarihinin de 17.9.2007 olduğu bildirilmiştir. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgilidir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Bu durumda yapılacak iş davalı vasisine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi uyarınca davayı tevcih etmek, gösterdiği takdirde delillerini toplamak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde boşanmaya, davalının davacıya yoksulluk nafakası ve tazminat ödemesi yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

KARAR : Davalı vasisinin temyiz itirazlarının bu sebeple kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına oyçokluğuyla karar verildi. 24.5.2001

MUHALEFET ŞERHİ

Dava tarihinde hükümlü olan davalı şartlı tahliyeden yararlanarak hapisten çıkmıştır.

Bu dönem için, davalı aleyhine açılan olumsuz tespit ile davalının açtığı kamulaştırma davası davalının huzuruyla görüşülmüştür.

Boşanma kişiye sıkı sıkıya bağlı haktır. Bu hak yasal temsilciye gerek kalmadan kullanılabilir (MK.16). Kişiye bağlı hakkın bağımsız olarak kullanılmasında davacı veya davalı olma arasında fark yoktur. Nitekim önceki davalarda bu nedenle yasal temsilciye gerek görülmemiştir. Hükmü bu nedenlerle doğru buluyoruz.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 16 :Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir.

Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar.

Bkz.
Old 08-11-2012, 18:33   #4
mcemdurak

 
Varsayılan

Cevaplarınız için çok teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma davası derdestken diğer taraf ayrılık davası açabilir mi? gzmkws Meslektaşların Soruları 1 08-08-2012 17:54
Cezaevindeki Eş ile Boşanma Av. Can Altuntaş Meslektaşların Soruları 10 27-03-2012 22:08
cezaevindeki eşe karşı boşanma davası av.ta Meslektaşların Soruları 4 08-09-2011 15:28
Cezaevindeki şahsa karşı boşanma davası açmak ? başka ilde cezaevinde olmak gavel Meslektaşların Soruları 8 28-01-2011 16:34
boşanma davası açtım, eşyalarımı nasıl alırım/ tazminat davası açabilir miyim? Konuk met Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 21-01-2011 11:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03666711 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.