Nafaka AlacaĞi

ÖZETLE: Tedbir mahiyetinde bir miktar nafakaya karar verildi.Ancak, davalı koca avukatla temsil edildiğinden, icra müdürü avukatla birlikte davalı asile de ödeme emri gönderilmesi talebimizi - avukatı bulunması veçhile- reddetti.Ödenmeyen ( birikmiş) nafaka alacağımız için icra ceza mahkemesine gittik. Ancak mahkeme davalıya ödeme emrinin tebliğ olunmadığı için cezalandırma isteğimizi reddetti.Bu durumda ne yapalım? Nasıl hareket edelim?
Cevaplara teşekkürler.....

Sayın meslektaşım ben de icra cezada aynı durumu yaşadım. Ancak ben icra müdürünün bu talebimi reddiyle karşılaşmadım icra müdürünün bunu kabul etmemesi hatalı.Yapmanız gereken tekrar davalı asile yeniden ödeme emri tebliğ ettirmeniz.İcra müdürü bunu kabul etmezse işlemini şikayet edersiniz. Kabul etmek zorunda.Davalı asile tebligat yapıldıktan sonra yeniden icra cezada nafakayı ödememeden cezalandırılmasını istemeniz gerekir. Yalnız dikkate etmeniz gereken bir başka husus, her ne kadar karşı tarafın birikmiş olarak birkaç aylık nafakayı ödemediği için cezalandırılmasını isteseniz de her ay ayrı bir suç olacağından ,nafakası ödenmeyen ayın (bir kaç ay olarak değil de tek bir ay şeklinde) belirtilmesi gerekir.Saygılarımla

Alıntı: Yazan av.şeyda müjdeci Yapmanız gereken tekrar davalı asile yeniden ödeme emri tebliğ ettirmeniz.İcra müdürü bunu kabul etmezse işlemini şikayet edersiniz.

Derdest ve usulüne göre tebligat yapılmış bir ilamlı takipten söz edilmektedir. Soru sahibi önerdiğiniz yolu denesin de, yasal dayanak olarak ne gösterecek?

Saygılarımla

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Soru sahibi önerdiğiniz yolu denesin de, yasal dayanak olarak ne gösterecek?

Peki; vekili olan bir borçluya karşı yapılan ilamlı takipte, icra emrini Tebligat Kanunu madde 11'e rağmen hem borçluya hem vekiline tebliğ ettirirken yasal dayanağımız nedir?

Her ne kadar Tebligat kanunu'na göre vekil varken, asile tebligat yapılamaz dense de cezaların şahsiliği ilkesi gereği , nafaka ödememeden dolayı borçlu sanık asile tebligat yapılması gerekeceği.Vekile yapılan tebligatın cezai anlamda hiçbir hükmü olmayacağı asili bağlamayacağı.

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Peki; vekili olan bir borçluya karşı yapılan ilamlı takipte, icra emrini Tebligat Kanunu madde 11'e rağmen hem borçluya hem vekiline tebliğ ettirirken yasal dayanağımız nedir?

İlamlı takip açılrken, hem asile hem vekile tebligat yapılmasına engel hal olmadığına dair Yargıtay kararları bulunmaktadır.

Ancak sorudaki gibi tebligat vekile yapılmışsa; aradan aylar geçtikten sonra, tekrar asile tebligat yapılabileceği iddia ediliyorsa... Kanıtlanması gerekir diye düşünüyorum.

Saygılarımla

Gerek tebligat kanununun 11,ll de gerekse tebligat tüzüğü 16. maddede tebligatın bizzat asile yapılması gereken haller ayrı tutulmuştur.Yargıtayın da yerleşmiş içtihatlarında, özel olarak düzenlenen kanun maddelerinde de bu duruma atıfta bulunulmuştur. Mal beyanında bulunmama,nafakayı ödememe durumları da tebligatın asile yapılması gereken hallerdendir. Bu konuda birçok yargıtay kararları mevcuttur.3220 sayılı yasa ile Tebligat kanunda da yapılan değişiklikle borçluyu bu durumdan haberdar etmek amaçlanmıştır.

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin İlamlı takip açılrken, hem asile hem vekile tebligat yapılmasına engel hal olmadığına dair Yargıtay kararları bulunmaktadır. Ancak sorudaki gibi tebligat vekile yapılmışsa; aradan aylar geçtikten sonra, tekrar asile tebligat yapılabileceği iddia ediliyorsa... Kanıtlanması gerekir diye düşünüyorum. Saygılarımla

Sayın Ergin,
Birincisi; takibin en başında hem vekile hem asile tebligat yapılmasını isteyebiliyorsak, bunu sonradan neden isteyemeyelim? Engel nedir? Sözettiğiniz Yargıtay kararları hep "mal beyanında bulunmamak (ya da nafaka hükmüne uymamak vb.) suçundan dolayı ceza verilebilmesi için ödeme emrinin (ya da icra emrinin) borçlu asile tebliğ edilmiş olması gerekirdi." şeklinde, olaya cezai açıdan, cezaların şahsiliği açısından bakan kararlardır. Bu kararların hiçbirinde "vekile tebligatın yanısıra asile de tebligat yapılabilir" şeklinde bir açıklık yoktur. (Siz böyle bir karara vakıfsanız, lütfen bizimle paylaşınız)

İkincisi; aylar ya da yıllar geçse, takibin başında hem vekile hem aile tebligat yapmakla, vekile tebligat yapılmışken asile de tebligat yapılmasını istemek arasında ne fark vardır? Hatta hukuksal yarar var: "Asilin yasadan kaynaklanan mal beyanında bulunma yükümünü yerine getirmesi ve cezai sorumluluğunun doğması". Fark göremiyorum ikisi arasında. Bana kalırsa, yasa hükmüne göre tebligatı vekile yapmak zorundaysak, asil bu tebligatın her türlü sonucuna katlanmalıdır.

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Sözettiğiniz Yargıtay kararları hep "mal beyanında bulunmamak (ya da nafaka hükmüne uymamak vb.) suçundan dolayı ceza verilebilmesi için ödeme emrinin (ya da icra emrinin) borçlu asile tebliğ edilmiş olması gerekirdi." şeklinde, olaya cezai açıdan, cezaların şahsiliği açısından bakan kararlardır. Bu kararların hiçbirinde "vekile tebligatın yanısıra asile de tebligat yapılabilir" şeklinde bir açıklık yoktur. (Siz böyle bir karara vakıfsanız, lütfen bizimle paylaşınız)

" ...merciin ilamda yazılı vekile icra emri tebliğ edilmedikçe takibin kesinleştirilemeyeceği yolundaki gerekçesi isabetlidir. Ayrıca asile de icra emri tebliğ edilmesinde kanunen mani hal yoktur. "12.HD.10.03.1976, 3376/5362 (ABD, 1976/4, s.758-759)

Alıntı: İkincisi; aylar ya da yıllar geçse, takibin başında hem vekile hem aile tebligat yapmakla, vekile tebligat yapılmışken asile de tebligat yapılmasını istemek arasında ne fark vardır?

Esas olan vekile tebligat yapılmasıdır. Çünkü süreler vekile yapılan tebligat ile başlamaktadır. Takip yapılıp; aylar geçtikten sonra süreleri yeniden canlandırmak için 'olmadı bu defa da asile tebligat çıkarayım' demek, benim mantığıma ters geldi, hukuk mantığı ne der bilemem.

Saygılarımla

Takibimizin "ilamsız " olduğunu vurgulamak isterim.Biz ara karar ile takip başlattık.

Takibiniz ilamsız da olsa aynı durum söz konusudur.

Sayın krizantem,konudan farklı olarak,tedbir nafakası için nafaka şartını ihlalden ceza da çıkmamaktadır diye biliyorum. İlgili madde açıktır. Bu konuda yargıtay kararları da var diye biliyorum ama elimde şu anda yok. Bu halde nafaka ile ilgili davanın sonuçlanmasını beklemeli,sonuçlanınca da ilamı icraya koyarak hem asile hem de vekile tebliğ yaparak ödemediği takdirde nafaka şartını ihlalden şikayet etmelisiniz.

İİK.Madde 344 - (Değişik: 18/2/1965 - 538/136 md.)
Nafaka vermeye mahküm olup da ilamda gösterilen ödeme şartlarına riayet etmiyen borçlu, alacaklının şikayeti üzerine tetkik merciince tarafların hal ve vaziyetlerine göre on günden üç aya kadar hafif hapse mahküm edilir. Cezanın infazından sonra işliyecek nafaka hakkında aynı hüküm cereyan eder.
Ancak borçlu, nafakanın kaldırılması veya azaltılması hakkında dava açmış ve borçlunun ileri sürdüğü sebepler, tetkik merciince cezanın tehiri talebini kabul ettirecek mahiyette bulunmuş olursa, bu madde hükmünün uygulanması yargılama sonucuna bırakılabilir.

"...tedbir nafakası için nafaka şartını ihlalden ceza da çıkmamaktadır diye biliyorum. İlgili madde açıktır. Bu konuda yargıtay kararları da var diye biliyorum."( av. cemile)
Emin misiniz? Eğer öyle ise ara kararların işlevi olmayacak demektir.

Ara kararların işlevi nafaka şartını ihlal açısından olmayacaktır evet.İlgili kanun maddesi de açıkça ilamdan bahsetmektedir. Ben de maddenin mantığından hareketle, ceza çıkmayacağından asla tedbir nafakasından şikayette bulunmadım. Bu nedenle reddedilen davam da olmadı ama arkadaşlardan olmuştur. Karara ulaştığımda buraya ekleyeceğim.

İİK.344/SON 'Mahkemece ara kararı ile hükmedilen nafakayı ödemeyen borçlular hakkında birinci fıkra hükmü uygulanır'.ara karardan dolayı da nafakayı ödememeden dolayı şikayet edilebilir.SAYGILARIMLA

Nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezasıDE:başlık2003-4949/97):

MADDE 344 - (DE:1965-538.136) Nafaka vermeye mahküm olup da ilâmda gösterilen ödeme şartlarına riayet etmiyen borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine tetkik merciince tarafların hal ve vaziyetlerine göre on günden üç aya kadar hafif hapse mahküm edilir. Cezanın infazından sonra işliyecek nafaka hakkında aynı hüküm cereyan eder.

Ancak borçlu, nafakanın kaldırılması veya azaltılması hakkında dava açmış ve borçlunun ileri sürdüğü sebepler, tetkik merciince cezanın tehiri talebini kabul ettirecek mahiyette bulunmuş olursa, bu madde hükmünün uygulanması yargılama sonucuna bırakılabilir.

(EK§3:2003-4949/97) Mahkemece ara kararı ile hükmedilen nafakayı ödemeyen borçlular hakkında da birinci fıkra hükmü uygulanır.

Rastladığım kararlar eski kararlarmış. Kanun 2003 tedeğişikliğe uğramış. Sorun yok keşke şikayette bulunsaymışım ben de

Karar kesinleşmiş ise tedbir nafakasını ödememekten dolayı da ceza verilmesi yasa hükmüdür.

Sayın meslektaşlarım birikmiş nafaka alacağından dolayı şikayette ceza verilmiyor.Peki birikmiş nafaka alacağı neyi ifade ediyor.Örneğin iki aylık nafakayı ödememeden dolayı şikayette bulunulabilir mi?SAYGILARIMLA

Birikmiş nafaka alacağı ile birlikte cari yani işleyen nafaka alacağını da takip konusu yapmanız gerekmektedir:".......YTL ... aylık birikmiş nafaka lacağı ve her ay ....YTL cari nafaka alacağının yasal faizi ile borçludan alınarak tarafımıza ödenmesi," şeklinde talepte bulunmalısınız(takip talebi ve ödeme emriniz bu şekilde olmalı).Bu durumda her cari ay için ayrı ayrı şikayet hakkınız doğmaktadır. Ama sadece birikmiş nafaka alacağı takibe konu edilmişse ve cari nafaka alacağı takip konusu yapılmamışsa ceza çıkmamaktadır. Saygılarımla...

HD 17 <> E: 2004/13506 <> K: 2005/814 <> Tarih: 07.02.2005

* NAFAKA BORCUNU ÖDEMEME
* TEDBİR NAFAKASI

Karar tarihi itibarıyla ara kararı ile verilen tedbir nafakasının ödenmemesi İİK.nun 344. maddesinde düzenlenen nafaka ödememek suçunu oluşturmaz.

(2004 s. İİK. m. 344) (4721 s. MK. m. 169)

Nafaka borcunu ödememekten sanık Demir Ali Yanıkpınar´ın yapılan yargılaması sonunda; İİK.nun 344. ve TCK.nun 59/2. maddesi uyarınca 8 gün hafif hapis cezasıyla hükümlülüğüne dair SALİHLİ İcra Ceza Mahkemesinden verilen 11.5.2004 gün ve 2004/734 esas 2004/480 karar sayılı hükmün süresi içinde, Yargıtay´ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından 8.12.2004 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:

Karar tarihi itibariyle ara kararı ile verilen tedbir nafakasının İİK.nun 344. maddesinde düzenlenen nafaka ödememek suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA 7.2.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Corpus

[Copyright © CD MEDYA YAZILIM - Corpus™ Mevzuat ve İçtihat Programı]

Arkadaşım şimdi gönderdi bu kararı.

Hala tebligat sorununu çözemedik ama....

işleyen her ay için bu kişinin sorumluluğu devam ettiğine göre icra müdüründen borçlunun kendisine ödeme emri gönderilmesini talep edebilirsiniz. Hatta durumu izah eden talep açın bence dosyaya.Kişinin şahsi borcu olduğunu, nafakayı ödemediğini, her ay ödemesi gerekli miktardan haberi olmadığını, vekile tebligat yapılmış olsa bile asile tebligat yapmayı engelleyecek bir kuralın olmadığını(yukarıdaki buna ilişkin kararı da ilave ederek)belirten talep açarak yeniden tebligat gönderilmesini isteseniz...Denemek lazım.