Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ayıplı mal ihtar örneği

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-12-2009, 10:07   #1
erkanc07

 
Varsayılan ayıplı mal ihtar örneği

arkadaşlar malın ayıplı olduğuna dair ihtarı ithalatçı firmaya mı çekecez yoksa malın satın alındığı bölge bayiii ne mi?
Elinizde örnek ayıplı mal ihtarı varsa parlaşırsanız sevinirim?
Old 03-12-2009, 11:23   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erkanc07
arkadaşlar malın ayıplı olduğuna dair ihtarı ithalatçı firmaya mı çekeceğiz yoksa malın satın alındığı bölge bayiine mi?
Elinizde örnek ayıplı mal ihtarı varsa parlaşırsanız sevinirim?
Sayın erkanc07,
Ayrıntılar tarafınızca bilinmekle, farklı bir husus söz konusu ise bu çerçevede değerlendirme yapmanız gerektiği kanaatimle;

4077 S.K. m.13/3: "Tüketici onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde, 4 üncü maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı bu talebi reddedemez. Tüketicinin bu talebinin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur."

Saygılarımla...
Old 03-12-2009, 11:28   #3
erkanc07

 
Varsayılan ayıplı mal

ama bu durum bir ticari iş olduğu için bu maddeye dayanabilirmiyim?
Old 03-12-2009, 11:33   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erkanc07
ama bu durum bir ticari iş olduğu için bu maddeye dayanabilirmiyim?

Ama ticari olduğunu açıklamamışsınız ki... Yardımcı olacağı kanaatiyle;

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 28.09.2006 T., Esas: 2006/3358, Karar: 2006/8948: "Davacı vekili, müvekkili şirketin, 15.01.2003 tarihinde ithalatçı firma davalı B... Otomotiv'in bayii davalı K... Oto'dan, BMW marka 330 ci tipi, 2003 model hususi otoyu 75.480 Euro karşılığı satın aldığını, aracın satın alım tarihinden kısa süre içinde aynı arızaları ikiden çok tekrarlayıp, farklı arızaları da dörtten çok ortaya çıkararak, araçtan yararlanmamanın süreklilik kazandığını, bu durumun garanti belgesi şartları gereği aracın ücretsiz, yenisi ile değişimini gerektirdiğini, değişim istemine ilişkin keşide edilen ihtarnameden sonuç alınamadığını belirterek, başkaca talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere aracın infaz anındaki yenisi, yeni modeli ile değişimine, aksi halde satış bedelinin alım tarihinden itibaren Libor faizi ile aynen veya ödeme tarihindeki TC Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekilleri, husumet, zamanaşımı itirazında bulundukları gibi davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan delillere göre gizli ayıbın belirlenme, ihtar ve dava tarihine göre davalıların zamanaşımı definin yerinde olmadığı, davalılardan B... A.Ş.'nin imalatçı ve satıcı sıfatı bulunmadığından, bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı K... Oto A.Ş.'ye yönelik açılmış olan davanın aracın değiştirilmesine hasredilmiş olması, davada BK'nın 202. maddesi uyarınca semen tenzili talep edilmediğinden bu yönde dava açmakta muhtar olmak üzere bu davalı hakkında açılan davanın da reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu otomobilin garanti süresi içinde 2'si aynı sebeple olmak üzere, muhtelif zamanlarda toplam ( 6 )kez arızalandığı ve bu arızaların ayıp niteliğinde olduğu, iş emirleri, servis belgeleri, bilirkişi raporları ve dosyadaki diğer delillerden anlaşılmıştır. Otomobilin garanti belgesinin "Garanti Şartları" bölümünün ( 5 ). maddesinde "malın, teslim tarihinden itibaren garanti süresi içinde kalmak kaydıyla 1 yıl içerisinde aynı arızayı ikiden fazla tekrarlaması veya farklı arızaların dörtten fazla ortaya çıkması sonucu maldan yararlanamamanın süreklilik kazanması durumunda ücretsiz olarak değiştirileceği" öngörülmüştür. Borçlar Kanunu'nun 203/1. maddesi uyarınca; "satılan, miktarı muayyen misli şeylerden ise, alıcı dilerse fesih veya semenin tenzilinden hiçbirini talep etmeyip satılanın ayıptan ari misliyle değiştirilmesini dava edebilir".
Mahkemece bu yönler gözetilmeden yanılgılı gerekçelerle davanın reddinde isabet görülmemiştir. Öte yandan, kural olarak ayıplı mal satışı ve hatalı üretim hukuksal nedenlerine dayalı olarak açılan davalarda, ayıp ve hatalı üretim hususlarının saptanması durumunda ithalatçının sorumluluğundan söz edilmez ise de, somut olayda ithalatçı firma da garanti belgesini imzalamakla sorumluluk altına girmiş bulunmaktadır. Mahkemece bu yönün gözetilmemiş olması da diğer bir bozma nedenidir"

Saygılarımla...
Old 03-12-2009, 11:48   #5
erkanc07

 
Varsayılan

buradaki satımda ticari işe girmiyor sanırım ilginiz için teşekkürler
Old 03-12-2009, 11:55   #6
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erkanc07
buradaki satım da ticari işe girmiyor sanırım ilginiz için teşekkürler

Neden bu şekilde düşündünüz anlamadım... lakin rica ederim...

Saygılarımla...
Old 03-12-2009, 12:08   #7
erkanc07

 
Varsayılan ayıplı mal

çünkü hususi işinde kullacacağı otomobilden söz ediyoruz.ayrıca ticari iş olsa idi tkhk dan söz edemzdik.
Old 03-12-2009, 12:12   #8
erkanc07

 
Varsayılan

ticari iş olunca yani ticaret mahkemesinde görülen bir davada maldan yararlanamanın süreklilik kazandığı iddiasıyla savunma yapabilirmiz.benim elimde 14 tane servis arıza tutanağı mevcut.nasıl bir savunma geliştirmeliyim sizce.
Old 03-12-2009, 12:13   #9
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erkanc07
çünkü hususi işinde kullanacağı otomobilden söz ediyoruz.ayrıca ticari iş olsa idi tkhk dan söz edemezdik.

...Müvekkil şirketin... hususi işi. Peki...
...tkhk??... Ben göremiyorum "sanırım"
Kolay gelsin...
Saygılarımla...
Old 03-12-2009, 12:22   #10
erkanc07

 
Varsayılan

ticaret mahkemesinde garanti belgesine ayanılarak savunma yapılabilir mi?
Old 03-12-2009, 17:54   #11
av.knel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erkanc07
ticari iş olunca yani ticaret mahkemesinde görülen bir davada maldan yararlanamanın süreklilik kazandığı iddiasıyla savunma yapabilirmiz.benim elimde 14 tane servis arıza tutanağı mevcut.nasıl bir savunma geliştirmeliyim sizce.

Öncelikle siz iddia eden tarafta olacaksınız; bırakın savunmayı onlar yapsın. Satın aldığınız aracın ticari olsun şahsi olsun garanti belgesi kapsamında her türlü ayıp iddiasında bulunmanız mümkün (zamanaşımı ve hak düşürücü süreleri gözetmeyi unutmayın); bayi (satıcı) ve ithalatçı firma müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Old 03-02-2011, 00:07   #12
ehlihibre

 
Varsayılan

ihtarnamenin gerekli olup olmadığı hanig durumlarda gerekli olduğuna dair bir karar. umarım işinize yarar.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2003/19-184
Karar: 2003/200
Tarih: 26.03.2003

ÖZET: Alıcı yasal süre içinde ayıp ihbarında bulunmadığı halde, satıcı ihbar süresi geçtikten sonra alıcının bildirdiği ayıpların varlığını kabul etmiş ve bunların giderilmesi taahhüdünde bulunmuş ise, artık bu ayıplardan dolayı tekeffül altında bulunduğu ve dolayısıyla alıcının ancak süresi içerisinde ihbarda bulunmuş olması koşuluyla kendisine kanun tarafından tanınan seçimlik hakları, süresinde bir ihbarı olmamasına rağmen satıcının bu kabul ve tekeffülü sebebiyle kullanabilir.

(743 sayılı MK. m. 2) (818 sayılı BK. m. 202, 203) (6762 sayılı TTK. m. 25)

KARAR METNİ:
Taraflar arasındaki "itirazın iptali, sözleşmenin feshi ve istirdat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 6. Ticaret Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 12.10.1999 tarih ve 1993/306-1999/1102 s. kararın tetkiki davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 06.04.2001 tarih ve 2001/98-2553 s. ilamı ile, (...Davacı H... Gmbh vekili; müvekkilinin imal ettiği 380.000 DM değerindeki makinanın davalıya satıldığını, Türkiye'ye getirilen makinaların 23.03.1992 gününde montajının bitirilerek işletmeye alındığını ve davalıya teslim edildiğini, teslim sırasında ödenmesi gereken makine bedelinin, 230.000 DM'lık kısmının 22.07.1992 gününde ödendiğini, bakiye 150.000 DM'nin ise uyarılara rağmen ödenmediğini, bu alacağın tahsili için İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 1993/163 s. icra dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini beyanla itirazın iptalini ve %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı K... Mencucat A.Ş. vekili; Müvekkilinin davacının verdiği garantiye, ileride doğabilecek soruların çözülmesini vaad etmesine güvenerek, kumaş kalite kontrol ve paketleme makinalarını ithal ettiğini makinanın montajından sonra çalışmadığı, davacının gönderdiği elemanların makine da bazı düzenlemeler yapmışsa da makinadan tam randıman alınamadığını bu sebeple büyük zararlara uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

K... Mensucat A.Ş. vekili İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesinin 1994/432 Esas s. dosyasındaki 22.03.1994 gününde açtığı davada; Davalı satıcının güven verici sözlerine inanarak makinayı sipariş ettiklerini, ancak satın alınan makinanın tam randımanlı çalışmadığını, arızaların giderilmesi için eleman gönderilmediğini, yaptıkları araştırmada davalının ilk kez böyle bir makine yaptığının anlaşıldığını beyanla satış sözleşmesinin feshini, ödenen 230.000 DM'nin faizi ile birlikte istirdadını, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500.000.000 TL. manevi olmak üzere 4.000.000.000 TL. tazminatın tahsilini talep etmiştir.

Davalı H... Gmbh vekili cevap dilekçesinde, davanın altı aylık sürede açılmadığını, davacının makine bedelini tamamen ödemeden 23.03.1992 gününden beri kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalar arasındaki fiili ve hukuki irtibat sebebi ile 3. Ticaret Mahkemesinde açılan davanın İstanbul 6. Ticaret Mahkemesinin 1993/306 s. dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, mahkemece makinanın (davalı) alıcıya ayıpsız olarak teslim edildiği davalının makinayı kullandığını, süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne 150.933 DM üzerinden itirazın iptal edilmesine asıl alacak 150.000 DM'ye takip gününden itibaren yılık %7 oranında DM faizi yürütülmesi fazla istemin reddine, 319.668.600 TL. icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline (oyçokluğuyla) birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-davacı K... Mensucat A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici nedenlere göre K... Mensucat A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-K... Mensucat A.Ş. tarafından satın alınan makine ile ilgili olarak süresinde ayıp ihbarında bulunulmamışsa da dosya içeriğinden ve teknik bilirkişi raporlarından satın alınan makinenin tam randımanlı çalışmadığı anlaşılmaktadır. Makinenin tam randımanlı çalışmaması sözleşmenin feshini gerektirmemekte ise de istemin içerisinde semenin tenzili de olduğundan bu yön üzerinde durularak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Taraflar vekilleri

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Asıl davada davacı H... Anwendungstechnik B. H... GmbH vekili, davalı şirketin, davacı tarafından üretilen 380.000 DM. değerindeki paketleme makinesini 1991 yılında ithal ettiğini, 03.04.1992 gününde montajın bitirildiğini ve makinelerin işletmeye alındıklarını, taraflar arasındaki protokole göre, bedelin malın ithali sırasında ödenmesi gerekirken, davalının muhtelif ihtar ve yazışmalara rağmen bu yükümlülüğü yerine getirmediğini, son olarak 22.07.1992 gününde borcun 230.000 DM. lik kısmının ödendiğini, kalan 150.000 DM.'nin ödenmesi için yapılan girişimlerden sonuç alınamaması üzerine, alacağın faiziyle birlikte tahsili için icra takibi yapıldığını, davalının haksız biçimde borca itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptal edilmesine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalı K... Mensucat Fabrikaları A.Ş. vekili, içeriği aşağıda yer alan, birleştirilen davadaki dava dilekçesinde dayandığı olguları tekrar ederek, satıma konu malların protokole uygun biçimde ve tam randımanlı olarak çalıştırılamadıklarını, durumun bildirilmesine rağmen, sorunun giderilmediğini, davalı şirketin bu yüzden büyük zarara uğradığını savunarak ve tazminat konusunda dava açma hakkını saklı tuttuğunu bildirmek suretiyle, asıl davanın reddini istemiştir.

Birleştirilen davada ise, davacı K... Mensucat Fabrikaları A.Ş. vekili, davacı şirketin İndigo kumaş makinası almaya karar verip, davalı ile temas kurduğunu, davalının güven verici sözlerine inanarak garantisi de olmak kaydıyla 380.000 DM. bedel üzerinden sipariş verdiğini; davalının makineleri ambalaj dahi yapmadan davacıya gönderdiğini, tesisi kurmak üzere davalının elemanlarının 01.02.1992 günü geldiklerini, ambalaj yapılmaması sebebiyle bazı parçaların kırılmış olmasından dolayı, gelen elemanların davalıdan istedikleri yeni parçalarla montajın yapıldığını, ancak kurulan tesisin çalışmadığını, denemeler sırasında, süratinin 60 metre/dakikanın çok altında olduğunun ortaya çıktığını, sık sık arıza yaptığını, işlevlerini yerine getiremediğini, kumaşı düz top haline sokamadığını, klipslerin arızalı olduğunu, montörlerin işin uzmanı olmadıklarını, davalının onların yerine uzman olan başkasını göndereceğine dair taahhütte bulunduğunu, ancak, davacının uçak bileti dahi göndermesine rağmen bu elemanın gelmediğini; davacının sözleşmeden önce davacıya, bu makineler yönünden yeterli teknik kapasite ve tecrübeye sahip olduğu yolunda bilgiler vermesine karşın, sonradan, böyle bir tesisi ilk kez yaptığının ortaya çıktığını, yapılan tespitler sonucunda, makinelerin hız ve sair yönlerden ayıplı olduğunun belirlendiğini, makinelerin çalışmasıyla ilgili olarak davalı tarafından davacının personeline eğitim verilmesi gerekirken bunun da verilmediğini; fiktif montaj için makinelerin davacının tesisinde bulunması yüzünden kaybedilen işgücü sebebiyle davacının 1.500.000 Dolar zarara uğradığını ileri sürerek, taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, davalıya satış bedeli karşılığında ödenen 230.000 DM. nin 28.07.1992 gününden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsiline, makinelerin de davalıya teslimine, 1.500.000.000 TL. manevi ve 2.500.000.000 TL. maddi tazminatın dava gününden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

H... Anwendungstechnik B.H... GmbH vekili, birleştirilen davaya verdiği cevapta, taraflar arasındaki satış sözleşmesinin Eylül 1991 gününde yapıldığını, sözleşme konusu malın, Aralık 1991 gününde davacının ithalatı ile Türkiye'ye getirildiğini, 23.02.1992 gününde davacının fabrikasında davalının elamanları olan mühendislerce montajın tamamlandığını, davacının personeline kullanmaya yönelik iki haftalık eğitim verildiğini, kusursuz ve çalışır vaziyette olduğuna dair bu günlü tutanakla davacıya teslim edildiğini, bu şekliyle teslim alınan makine için davalıya süresinde ve usulüne uygun bir ayıp ihbarında bulunulmadığını; ayıp mevcut olsa dahi, T.T.K.nun 25/4 maddesi gereğince altı aylık zaman aşımı süresine tabi bulunduğunu, davacının bu süreyi geçirmiş olması sebebiyle açtığı davanın dinlenemeyeceğini; ilişkinin eser sözleşmesi olarak kabulü halinde dahi zaman aşımı süresinin geçtiğini; makinenin kurulduğundan beri aralıksız kullanılması karşısında davacının bir zararının söz konusu olmadığını, dolayısıyla tazminat isteminin yersiz bulunduğunu, manevi tazminatın koşullarının da oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel mahkemece verilen; taraflar arasında ticari satım ilişkisi bulunduğu, satıma konu makinelerin ayıpsız olarak teslim edildikleri, esasen, alıcının kanuni süre içinde ayıp ihbarında da bulunmadığı, o nedenle, satılan makineleri bu şekliyle kabul etmiş sayılacağı, dolayısıyla, B.K.nun 202 ve 203. maddelerinde alıcıya tanınan hakları kullanamayacağı gerekçesine dayalı; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş; direnme kararı taraflarca temyiz edilmiştir.

1. Öncelikle maddi olgu açıklanacaktır:

Almanya'da mukim davacı satıcı şirket ile, Türkiye'deki davalı alıcı şirket arasında 1991 yılı eylül ayında yapılan satış sözleşmesi uyarınca, kumaş paketleme makinelerinin 1991 yılı Aralık ayında ithal edilerek davalı şirketin fabrikasına getirildiği, orada satıcının elemanları tarafından tesisin kurulduğu, buna ilişkin, her iki taraf elemanlarının imzasını taşıyan teslim tutanağında, makinelerin sipariş konfirmesine ve üretim koşullarına uygun biçimde 23.3.1992 gününde kurulup, alıcının personeline yeterli eğitim verildiğinin belirtildiği, ancak, makinelerin tam randımanlı olarak çalışmalarının sağlanamadığı, bu konudaki muhtelif yazışmalara rağmen aksaklıkların giderilemediği; 380.000 DM. tutarındaki toplam satış bedelinin 230.000 DM. tutarındaki bölümünün alıcı tarafından ödendiği, asıl davanın ait bulunduğu icra takibine konu 150.000 DM. lik kısmın ödenmemiş olduğu, taraflar arasında söz konusu satımla ilgili yazılı bir sözleşme bulunmadığı toplanan delillerden anlaşılmaktadır.

Satıcının açtığı asıl davada, satış bedelinin ödenmeyen 150.000 DM. tutarındaki bölümünün tahsili istemiyle girişilen icra takibinde borca itirazın iptali; alıcının açtığı ve birleştirilerek görülen davada ise, satış sözleşmesinin feshiyle, ödenen satış bedelinin istirdadı, uğranılan zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminatın tahsili istenilmiştir.

Taraflar arasındaki sözleşmenin ticari satım sözleşmesi niteliğinde olduğu, satıcı tarafından teslim ve monte edilen makinelerin bazı eksiklik ve ayıplar sebebiyle tam randımanlı olarak çalışmadıkları, ancak, alıcı firmanın da, kanuni süre içinde usulüne uygun biçimde satıcıya ayıp ihbarında bulunmadığı yönlerinden, yerel mahkeme ile Özel Daire arasında uyuşmazlık yoktur.

Borçlar Kanunu'nun 202. maddesine göre, satılanın ayıplı olması halinde, alıcı, sözleşmenin feshini veya semenin tenzilini isteme hakkına sahiptir. Ancak, alıcının bu iki seçimlik haktan birini kullanabilmesi için, o ayıbın satıcının tekeffülü altında bulunması ve kanuni süre içinde ihbar edilmiş olması şarttır.

Yukarıda belirtildiği gibi, somut olayda, alıcının kanuni süre içinde ayıp ihbarında bulunmadığı çekişmesizdir.

Ne var ki, taraflar arasında gerçekleşen ve tercüme edilmiş metinleri dosyada bulunan çok sayıdaki yazışmadan, satıcı firmanın, ayıp ihbarına ait kanuni sürelerin geçmesinden sonra dahi, satılan makinelerdeki ayıpların varlığını kabul ve bunların giderilmesini taahhüt ettiği, ancak, taraflar arasındaki ilişkinin aldığı hal sebebiyle bu taahhüdün yerine getirilemediği açıkça anlaşılmaktadır.

Yargıtay'ın istikrar kazanmış uygulamasına ve öğretiye göre, alıcı kanuni süre içinde ayıp ihbarında bulunmadığı halde, satıcı ihbar süresi geçtikten sonra alıcının bildirdiği ayıpların varlığını kabul etmiş ve bunların giderilmesi taahhüdünde bulunmuş ise, artık bu ayıplardan dolayı tekeffül altında bulunduğu; dolayısıyla, alıcının, ancak süresi içerisinde ihbarda bulunmuş olması koşuluyla kendisine tanınan, Borçlar Kanunu'nun 202. maddesindeki seçimlik hakları, süresinde bir ihbarı bulunmamasına rağmen, satıcının bu kabul ve tekeffülü sebebiyle kullanabileceği kabul edilir.

Somut olayda, satıma konu makinelerin 23.03.1992 gününde sipariş konfirmesine ve üretim koşullarına uygun biçimde alıcıya teslim edildiğine ait tutanak düzenlenmiş ve bu tutanak alıcının yetkilisince imzalanmış ise de, ayıp ihbarına ait kanuni sürelerin geçmesinden çok sonra, Kasım 1992 gününe kadar uzanan dönem içerisinde, davacı satıcı şirketin, alıcı davalı şirkete, makinelerdeki ayıpların varlığını kabul ettiğini açıkça gösterecek ve bunların giderilmesini taahhüt ettiğini ortaya koyacak nitelikte bir çok yazı gönderdiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, artık, satıcı, ayıp ihbarının süresi içinde olmadığı gerekçesiyle, bu ayıplar sebebiyle tekeffülünün bulunmadığını ileri süremez; böyle bir iddia, M.K.nun 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına da aykırı düşer.

O halde, somut olayda, asıl davanın davalısı durumundaki alıcı şirketin, satılan mallarda mevcut ayıplar sebebiyle semenin tenzilini (satış bedelinden uygun bir miktarda indirim yapılmasını) isteme hakkı bulunduğu benimsenmelidir.

Her ne kadar, Özel Daire bozma kararında, süresi içinde ayıp ihbarında bulunmamış olmasına rağmen alıcının bedelden indirim yapılmasını isteyebileceği sonucunun çıkarılmasına yol açacak bir ifade yer almış ise de, bunun bir ifade zaafından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Önemle tekrar edilmelidir ki, süresinde ayıp ihbarında bulunmayan alıcı, Borçlar Kanunu'nun 202. maddesiyle kendisine tanınan, bedelden indirim isteme hakkının da aralarında bulunduğu hakları kullanamaz; meğer ki, yukarda açıklanan biçimde alıcının sonradan gerçekleşmiş bir kabulü ve taahhüdü bulunmasın.

Öte yandan, her ne kadar, alıcı tarafından açılan ve birleştirilerek görülen davada, açıkça ayıba dayalı bir bedel indirimi istemi yer almamış ise de, Borçlar Kanunu'nun 202/2. maddesindeki açık hüküm karşısında ve ayrıca "Çoğun içerisinde az da vardır" kuralı çerçevesinde, birleştirilen davada alıcının böyle bir istemi bulunduğunun kabulü ve bu doğrultuda inceleme yapılması gerekir.

İndirim miktarının ne biçimde hesaplanacağına gelince: Yasada, indirim miktarın hangi yöntemle belirleneceği konusunda her hangi bir hüküm bulunmamaktadır. Öğretide ise, bu konuda mutlak yöntem, nispi yöntem ve tazminat yöntemi adıyla, üç ayrı yöntem önerilmektedir. Öğretideki baskın görüş ve Yargıtay'ın istikrarlı uygulaması, hakkaniyete en uygun sonucu vermesi nedeniyle, nispi yöntem olarak adlandırılan hesaplama yöntemin benimsenmesi gerektiği yönündedir (Konuya ait çok sayıdaki Yargıtay kararından, gerek Yargıtay uygulamasını ve gerekse öğretideki konuya ait görüşleri ayrıntılı bir biçimde ortaya koyan bir örnek olarak, bkz: 13. Hukuk Dairesinin, 10.11.1980 tarih ve 5071-5769 s. kararı).

Somut olayda da, satış bedelinden indirilecek miktarın, nispi yöntem çerçevesinde belirlenmesi gerekir.

Nispi yönteme göre indirilmesi gereken miktar şöyle hesaplanmalıdır: Öncelikle, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla, satış tarihi itibariyle satılanın ayıplı ve ayıpsız değerleri ayrı ayrı belirlenmeli; taraflarca kararlaştırılan satış bedeli ile, ayıplı değerin çarpılması suretiyle elde edilecek rakam, malın ayıpsız değerine bölünüp, bu şekilde, ödenecek satış bedeli bulunmalı; kararlaştırılan satış bedelinden, ödenecek bedel düşülerek, yapılacak indirim tutarı saptanmalıdır.

Mahkemece, sonucu itibariyle aynı yöne işaret eden Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, direnme kararı verilmesi usule ve kanuna aykırıdır. Direnme kararı bu gerekçeyle bozulmalıdır.

2. Bozmanın kapsamına göre, davacı vekilinin vekalet ücreti miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarda birinci bent gereğince, davalı K. Mensucat A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının açıklanan gerekçeyle H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan sebeple davacı H... Anwendungstechnik B.H... GmbH vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istem halinde temyiz peşin harçlarının iadesine, 26.03.2003 gününde, oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Iki Haklı Ihtar mı?? Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 27 20-03-2014 17:02
Ayıplı Mal -Ayıplı Otomobil- Konusunda Emsal Bir Hukuk Genel Kurulu Kararı Av. Levent Kıray Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 16 13-08-2012 08:55
ihtar örneği johnross Meslektaşların Soruları 2 08-05-2009 15:45
ihtar gerekli mi? Av.Mehmet_Ali Meslektaşların Soruları 10 16-12-2008 13:38
iki haklı ihtar mertkduman Meslektaşların Soruları 5 25-11-2008 11:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05956292 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.