Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Konut kapıcısının işyerinde kalp krizi sonucu ölümü iş kazası sayılır mı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-01-2013, 09:47   #31
av__emrah

 
Varsayılan

Bir de bu kararları inceleyin.

-------------------------------------------------------

T.C. YARGITAY

21.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/380
Karar: 2004/1706
Karar Tarihi: 01.03.2004


TAZMİNAT DAVASI- İŞ KAZASI SONUCU MALULİYET- İŞ KAZASI NİTELİĞİ- HUSUMET- EKSİK ARAŞTIRMA

ÖZET: Uyuşmazlık davacının iş kazası sonucu iş göremezlik durumuna düşmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığının irdelenmesi için öncelikle davacının maluliyeti ile sonuçlanan olayın iş kazası olup olmadığının saptanması gerekir. Öte yandan olayın iş kazası olduğunun belirlenmesi durumunda davacıya Sosyal Sigortalar Kurumunca gelir bağlanacağından öncelikle Kurumun davaya katılmasının sağlanması ve göstereceği delillerin de incelenmesi gerekirken bu yönün gözardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
Öte yandan mahkemenin eksik araştırma ve inceleme ile husumeti Sosyal Sigortalar Kurumuna yöneltilmeksizin sonuca gitmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.


(506 S. K. m. 109)

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M. Balcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR

Uyuşmazlık davacının iş kazası sonucu iş göremezlik durumuna düşmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığının irdelenmesi için öncelikle davacının maluliyeti ile sonuçlanan olayın iş kazası olup olmadığının saptanması gerekir. Öte yandan olayın iş kazası olduğunun belirlenmesi durumunda davacıya Sosyal Sigortalar Kurumunca gelir bağlanacağından öncelikle Kurumun davaya katılmasının sağlanması ve göstereceği delillerin de incelenmesi gerekirken bu yönün gözardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Kabule göre ise; davacının davalı A. Sitesinin kapıcısı olarak çalıştığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır; Olayın dava dışı kat malikine ait dairenin ücret karşılığında temizlendiği sırada meydana geldiği konusunda tanık anlatımları var ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilerek dava reddetmiştir. Yapılacak iş, olayın meydana geldiği dairenin sahibinin bilgisine başvurmak, terasta bulunan ve indirilmek istenen kalasın kime ait olduğunu, sökülen antenin genel anten mi daire sahibine ait anten mi olduğunu saptamak bu konuda diğer kat maliklerinin bilgisine başvurmak, başka bir anlatımla davacının davalı A. Sitesinin görevlisi olarak mı, yoksa dava dışı daire malikinin temizlik işini yaptığı sırada zararlandırıcı olaya maruz kalıp kalmadığını ve maluliyet oranını, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlemek ve sonuca gitmekten ibarettir.

Mahkemenin eksik araştırma ve inceleme ile husumeti Sosyal Sigortalar Kurumuna yöneltilmeksizin sonuca gitmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 1.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
-------------------------------------------------------
T.C. YARGITAY

21.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/6213
Karar: 2008/4090
Karar Tarihi: 13.03.2008


GEÇİRİLEN KAZANIN İŞ KAZASI OLDUĞUNUN TESPİTİ VE TAZMİNAT DAVASI - İŞYERİNDE TAM ZAMANLI ÇALIŞAN DAVACI EŞİNİN APARTMAN İŞYERİNDE ÇALIŞAMAYACAĞI - KAPICI SÖZLEŞMESİNİN DAVACI EŞİ İLE YAPILMASININ SONUCA ETKİLİ OLMADIĞININ GÖZETİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: İşyerinde full-time çalışan davacı eşinin, aynı zamanda apartman işyerinde çalıştığının kabulü hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine de uygun düşmez. Bundan başka, kapıcı sözleşmesinin davacı eşi ile yapılması; işvereni sigorta yardımı ve yükümlülüğünden kurtarmaya yönelik olduğundan sonuca etkili değildir. Kaldı ki, davacı eşinin mesai saatleri dışında zaman zaman apartman işyerinde çalıştığı varsayılsa da, bu çalışmanın, işyerinde hizmet akdine dayalı olarak çalışan davacıya yardım niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.

(506 S. K m. 2, 6, 79) (1475 S. K. m. 9) (1086 S. K m. 46, 77, 438) (YHGK. 07.02.2007 T. 2007/21-69 E. 2007/55 K.) (YHGK. 06.11.1996 T. 1996/21-537 E. 1996/735 K.)

Dava: Davacı, davalı işveren nezdinde çalışırken 14.10.2004 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti ile uğradığı maddi zararın giderilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

Hükmün davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Karar: 1- Dava, davacının davalı apartman yönetimine ait apartman işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen hizmet akdine dayalı çalışmalarının ve 14.10.2004 tarihinde geçirdiği zararlandırıcı olayın iş kazası olduğunun tespiti ile bu iş kazası sonucu uğradığı maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.

HUMK'nın 46. maddesi uyarınca yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için aralarında bağlantı bulunsa bile davaların ayrılmasına, mahkemece, davanın her safhasında karar verilebilir. Yine aynı Yasa'nın 77. maddesinde, mahkemenin, yargılamanın mümkün olduğunca hızlı ve bir düzen içerisinde seyretmesini sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir.

Sigortalılığa ilişkin, <hizmet tespiti> davası ile iş kazası olduğunun tespiti davaları 506 sayılı Yasa'dan kaynaklanmaktadır ve kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını ve iş kazasının yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemelidir.

İş kazası sonucu maluliyet nedeniyle açılan maddi tazminat davasında ise, öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası olduğunun belirlenmiş olması gerekir. Daha sonra müterafik kusur oranlarının belirlenmesi ve tazminatın he saplanması için ayrı ayrı bilirkişi incelemeleri yaptırılmalıdır. Maddi tazminatın saptanmasında zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, işgöremezlik oranı ve karşılıklı kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır.

Öte yandan, olayın iş kazası olduğunun tespitine ilişkin mahkeme kararı kesinleşmeden Sosyal Güvenlik Kurumu'nca davacıda oluşan beden güç kayıp oranı belirlenip giderek davacıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmayacağından iş kazasının Kurumca tespiti ile tazminat istemli davanın da bir arada görülmesi halinde gelir bağlanmadığından ve gelirin peşin sermaye değeri bilinemeyeceğinden maddi tazminat davasının sonuçlandırılabilmesi mümkün değildir. Hukuk Genel Kurulu'nun 07.02.2007 tarihli 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.

Bu durumda; her üç dava için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar birbirinden farklı olduğundan, her üç davanın tefrik edilerek ayrı ayrı görülmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Ayrı ayrı görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

2- Öte yandan, mahkemece hizmet tespiti yönünden davanın (ve bu davaya dayanan iş kazası olduğunun tespiti ve iş kazasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkin davaların) reddine karar verilmiştir.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davaları kamu düzenine ilişkin olup, kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Gerektiğinde mahkemece soruşturma genişletilerek yeterli delilerin toplanması gerekir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki, bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.

Somut olayda, dinlenen davacı tanıkları, davacı ile eşi İbrahim'in kapıcılık hizmetini birlikte yürüttüklerini beyan etmişler, davalı işveren tanıkları ise, davacı değil, fakat davacının eşi İbrahim'in kapıcılık hizmetini yürüttüğünü bildirmiş iseler de; davacının eşi İbrahim'in 01.12.2003 tarihinden 2005 yılına kadar, Zonguldak Barosu Avukatları Yardım Sandığı işyerinde 10.00-19.00 saatleri arasında tam zamanlı olarak hizmet akdine dayalı çalıştığı ve bu çalışmalarının SSK'ya tam olarak bildirildiği anlaşılmaktadır. Davalı apartman yönetiminde hizmet tespiti istenen dönemde kapıcılık hizmetinin yürütüldüğü, ancak uyuşmazlığın kapıcılık görevinin kimin tarafından yerine getirildiği, giderek eylemli çalışmanın (servis, temizlik ve alışveriş) gibi işlerin, davacı tarafından mı, yoksa kamu işyerinde (full-time) şeklinde çalışan eşi İbrahim tarafından mı yerine getirildiği noktasında toplanmaktadır.

Geçmiş hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesi için çalışanın, <zaman> ve <bağımlılık> unsurlarını gerçekleştirecek biçimde işverenin işyerinde çalışması koşuldur. Öte yandan, 506 sayılı Yasa'nın 2. maddesine göre, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılır. Anılan Kanun'un 6. maddesinde; çalıştırılanlar işe alınmalarıyla kendiliğinden <sigortalı> olurlar. Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümleri sigortalının işe alındığı tarihte başlar. Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılmaz ve vazgeçilemez hükmü öngörülmüştür. Şu duruma göre, bir kimse hizmet akdine dayanarak çalışmaya başlaması ile kendiliğinden sigortalı olur. Başka bir anlatımla, sigortalı olmak için 506 sayılı Yasa'da, 1475 sayılı Yasa'nın 9. maddesine koşut hizmet akdinin yazılı olarak yapılması yönünden benzer bir hüküm mevcut değildir.

Somut olayda, davalı apartman yönetimine ait apartmanın kapıcılık hizmetlerinin davacı tarafından yerine getirildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Esasen, kamu işyerinde full-time çalışan davacı eşinin, aynı zamanda apartman işyerinde çalıştığının kabulü hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine de uygun düşmez. Hukuk Genel Kurulu'nun 06.11.1996 gün 1996/537-735 sayılı kararı da aynı doğrultudadır. Bundan başka, kapıcı sözleşmesinin davacı eşi ile yapılması; işvereni sigorta yardımı ve yükümlülüğünden kurtarmaya yönelik olduğundan sonuca etkili değildir. Kaldı ki, davacı eşinin mesai saatleri dışında zaman zaman apartman işyerinde çalıştığı varsayılsa da, bu çalışmanın, işyerinde hizmet akdine dayalı olarak çalışan davacıya yardım niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.

Mahkemenin bu maddi ve hukuksal olguları gözetmeksizin yazılı şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
--------------------------------------------------------
T.C. YARGITAY

10.Hukuk Dairesi
Esas: 1997/3546
Karar: 1997/4421
Karar Tarihi: 10.06.1997


RÜCUAN TAZMİNAT DAVASI - ZARARLANDIRICI SİGORTA OLAYI - GÖREV KAPSAMINDA BULUNMAMA - EHLİYETLİ ELEKTRİKÇİ OLMAMAYA RAĞMEN KENDİLİĞİNDEN VE KEYFİ HAREKET ETME - İŞVERENE YÜKLENEBİLECEK KUSUR BULUNMAMASI

ÖZET: Zararlandırıcı sigorta olayının oluş biçimine nazaran; yazlık tatil sitesi işyerinde kapıcı olarak çalışan sigortalının, kendi görevi kapsamında bulunmamasına ve işveren tarafından bu yönde kendisine herhangi bir talimat verilmemesine keza ehliyetli elektrikçi olmamasına rağmen kendiliğinden ve tamamen keyfi bir biçimde siteye ait trafo binasına, elektrik arızasını saptamak üzere girerek maruz kaldığı elektrik çarpması sonucu meslekte kazanma gücü kaybına uğramasında, davalı işverene yüklenebilecek kusur söz konusu olmayıp, zararlandırıcı sigorta olayı tamamen sigortalının işbu keyfi davranışı sonucudur. Giderek işyerinin yazlık tatil sitesi olması nedeniyle trafo dairesi anahtarının yazıhanede el altında tutulması işin gereği olduğu gibi sigortalı da yaşı ve tecrübesi itibariyle trafo dairesine girmesinin tehlikesini idrak edebilecek durumdadır.



(506 S. K. m. 26)

Dava ve Karar: İşkazasında malül kalan sigortalı işçi için yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflarca istenilmesi üzerine; Tetkik Hakimi N. Sever tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurumun temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2 - Davanın yasal dayanağını teşkil eden 506 sayılı Kanunun 26/1 maddesi gereğince davalı işverenin rücu alacağından sorumluluğu ancak maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Hükme esas kılınan kusur raporunda, zararlandırıcı sigorta olayının vukuunda davalı işveren ile sigortalıya % 50'şer oranında kusur verilmiştir. Ne var ki, zararlandırıcı sigorta olayının oluş biçimine nazaran; yazlık tatil sitesi işyerinde kapıcı olarak çalışan sigortalının, kendi görevi kapsamında bulunmamasına ve işveren tarafından bu yönde kendisine herhangi bir talimat verilmemesine keza ehliyetli elektrikçi olmamasına rağmen kendiliğinden ve tamamen keyfi bir biçimde siteye ait trafo binasına, elektrik arızasını saptamak üzere girerek maruz kaldığı elektrik çarpması sonucu meslekte kazanma gücü kaybına uğramasında, davalı işverene yüklenebilecek kusur söz konusu olmayıp, zararlandırıcı sigorta olayı tamamen sigortalının işbu keyfi davranışı sonucudur. Giderek işyerinin yazlık tatil sitesi olması nedeniyle trafo dairesi anahtarının yazıhanede el altında tutulması işin gereği olduğu gibi sigortalı da yaşı ve tecrübesi itibariyle trafo dairesine girmesinin tehlikesini idrak edebilecek durumdadır.

Mahkemece belirtilen maddi ve hukuki esaslar gözönünde tutulmadan, davanın reddi yerine kabulü yolunda hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA oybirliği ile karar verildi.
--------------------------------------------------------
Old 07-01-2013, 17:21   #32
zizou21

 
Varsayılan

İşçi İstanbul merkezli Türk firmasında işçi olarak Litvanya'da çalışırken vefat etmiştir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iş kazası sonucu yaşı küçük işçinin ölümü acil! HEATHER Meslektaşların Soruları 3 15-06-2013 17:48
kalp krizi geçiren anneme niçin müdahale edilmedi Konuk Hasta Hakları Hukuki Destek Merkezi (HASDEM) 7 13-11-2011 22:45
sigortasız işçinin iş kazası sonucu ölümü.. SINIRSIZ Meslektaşların Soruları 2 11-05-2010 20:55
UÇakta Kalp Krİzİ Sonucu ÖlÜmden Havayolu Sorumlumu avozcan Meslektaşların Soruları 0 03-08-2009 21:42
kalp krizi geçiren kişinin ailenizin güvencesi ve kredi güvence planı poliçesi vardır angel82 Meslektaşların Soruları 1 21-05-2009 20:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02559400 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.