Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kredi masraf iade

Yanıt
Old 03-09-2012, 13:30   #1
av. ayçe

 
Önemli kredi masraf iade

herkese iyi çalışmalar... bu konuda kafam çok karıştı. kredi masraf iadesi için bankaya başvurmak istyoruz. ancak bankanın kredi alırken tüketiciye imzalattığı sözleşmede masraf adı altında bir kalem var. bu durum dava açma hakkımızı etkiler mi? yani dava açtığımızda mahkeme zaten masraf miktarının sözleşmede yer aldığını sözleşmeyi imzalayarak bu durumu kabul ettiğimizi öne sürerek davamızı reddeder mi? cevap veren herkekese cok tesekkür ederim
Old 03-09-2012, 13:38   #2
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av. ayçe
herkese iyi çalışmalar... bu konuda kafam çok karıştı. kredi masraf iadesi için bankaya başvurmak istyoruz. ancak bankanın kredi alırken tüketiciye imzalattığı sözleşmede masraf adı altında bir kalem var. bu durum dava açma hakkımızı etkiler mi? yani dava açtığımızda mahkeme zaten masraf miktarının sözleşmede yer aldığını sözleşmeyi imzalayarak bu durumu kabul ettiğimizi öne sürerek davamızı reddeder mi? cevap veren herkekese cok tesekkür ederim

Öncelikle bankaya başvurunuz. İade edilmezse TSHH'ye başvurunuz. Neticeye göre, siz veya banka Tüketici Mahkemesine başvurur zaten...

Bu konuda sözleşmede bir hüküm olması elbette dikkate alınmaktadır. Fakat bu tek başına istemin reddini sonuçlayamaz. Masraf kalemlerinin belirgin olması, tüketici ile müzakere edildiğine ve ön bilgi verildiğine dair kayıt olması gerekir. Ancak bu açıklık ve netlik halinde, sözleşmedeki şart haksız olarak görülmeyebilir. Aksi halde keyfekeder alınan paralar haksız, belirsiz sözleşme şartları da haksız şart (4277/m.6) niteliğindedir ve geçersizdir.

Özellikle şu linki ve oradaki içtihatları de inceleyiniz.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=76852
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=70837
Old 03-09-2012, 13:53   #3
egemen48

 
Varsayılan

sözleşmede böyle bir şart olsa dahi,bu haksız bir şarttır.Bankanın haksız olarak aldığı bu parayı iade etmesi gerekir
Old 03-09-2012, 14:58   #4
üye7160

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Öncelikle bankaya başvurunuz. İade edilmezse TSHH'ye başvurunuz. Neticeye göre, siz veya banka Tüketici Mahkemesine başvurur zaten...

Bu konuda sözleşmede bir hüküm olması elbette dikkate alınmaktadır. Fakat bu tek başına istemin reddini sonuçlayamaz. Masraf kalemlerinin belirgin olması, tüketici ile müzakere edildiğine ve ön bilgi verildiğine dair kayıt olması gerekir. Ancak bu açıklık ve netlik halinde, sözleşmedeki şart haksız olarak görülmeyebilir. Aksi halde keyfekeder alınan paralar haksız, belirsiz sözleşme şartları da haksız şart (4277/m.6) niteliğindedir ve geçersizdir.

Özellikle şu linki ve oradaki içtihatları de inceleyiniz.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=76852
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=70837


Sayın Güntay'ın yazdıklarına ilaveten,

Bankaya başvuruda bulunduğunuzda MASRAF MAKBUZU adı altında kesilen masrafların tarafınızca ödendiğini gösteren makbuzu isteyiniz.Zira Tüketici Hakem Heyeti başvurunuzda bu belgeyi istemektedir.
Lakin bankalar bu belgeyi vermemek için direnmekte ve belgenin tarafınıza verilmesi için dosyanın arşivden çıkarılması gerektiği ,bu nedenle de asgari 100-200 TL. daha ödeme yapmanız halinde verileceğini söylemektedirler.Masrafı alayım derken masraf yapmaya mecbur bırakılıyorsunuz. Bilginize
Old 03-09-2012, 15:55   #5
olgu

 
Varsayılan

Alınan masraf ne ad altında alınmış?
Dosya masrafı adı altında geniş bir açıklama ile alınmışsa iade alabilirsiniz, ancak alınan masrafın adı açıkça yazmışsa ve bu ibare imzaladığınız sayfanın içinde açıkça görülebilir şekilde yazıyorsa TSHH iade eder ancak mahkemeler kararı iptal ediyor.

Yargıtay da kararında açıkça "aldığı masraf kalemlerini açıkça ne için ne kadar aldındığı yazmıyorsa haksız şarttır" demekte.
Old 03-09-2012, 15:57   #6
olgu

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

13.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/357
Karar: 2011/7678
Karar Tarihi: 10.05.2011


ALACAK DAVASI - KONUT KREDİSİNİN ERKEN ÖDENMESİ - ALINAN MASRAFLARIN HAKSIZ OLDUĞU İDDİASI - ÜCRET VE MASRAFLARIN HANGİ NEDENLERLE ALINACAĞINA DAİR SÖZLEŞMEDE AÇIKLAYICI BİR HÜKÜM BULUNMAMASI - ZORUNLU MASRAFLARIN NELER OLDUĞUNUN VE MİKTARININ TESPİTİ

ÖZET: Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, <Kredili müşteri ve kefiller banka tarafından düzenlenecek tarife/çizelgeye göre Bankanın talep edeceği her türlü ücret, komisyon ve masrafları … ihbara gerek kalmaksızın Bankaya ödemekle yükümlü olduklarını kabul ve taahhüt ederler.> düzenlemesi mevcuttur. Ancak, bu ücret ve masrafların hangi nedenlerle alınacağına dair sözleşmede açıklayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı banka sadece kredinin verilmesi için zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi verilmesi için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, diğer ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hükmün haksız şart olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden kredinin kullanılması için zorunlu masrafların neler olduğunun ve miktarının tespiti için bilirkişi raporu alınması ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

(4077 S. K. m. 6, 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A, 11/A, 31) (Tüketici Kredisinde Erken Ödeme İndirimi ve Kredinin Yıllık Maliyet Oranını Hesaplama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik m. 5, 7, 8)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı, 26.12.2006 tarihinde davalı bankadan konut kredisi kullandığını ve 08.09.2009 tarihinde borcunu kapattığını, bankanın kendisinden 1.000 TL dosya masrafı, 667 TL komisyon ve 488 TL sigorta bedeli aldığını, kesintilerin haksız olduğunu ve müzakere yapılmadan alındığını ileri sürerek yasal faizi ile tahsilini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, masrafların davacıdan tahsil edilmesinde hukuka aykırı bir hususun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalı banka tarafından dosya masrafları v.s. adı altında tahsilat yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ve müzakere edilmeden yapıldığını ileri sürerek 2.155-TL’nin tahsiline karar verilmesi talebi ile dava açmıştır. Mahkemece, Tüketici Kredisinde Erken Ödeme İndirimi ve Kredinin Yıllık Maliyet Oranının Hesaplanması Hakkındaki Yönetmeliğin 5, 7, 8. maddeleri ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 2. maddesi ile 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 10.maddesi hükümleri incelendiğinde davacıdan alınan komisyon, sigorta ve masrafın kanuna aykırı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve <Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir ...> hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde <satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır> hükmü getirilmiştir.

Taraflar arasında düzenlenen 26.12.2006 tarihli sözleşmenin 3. maddesinde, <Kredili müşteri ve kefiller banka tarafından düzenlenecek tarife/çizelgeye göre Bankanın talep edeceği her türlü ücret, komisyon ve masrafları …ihbara gerek kalmaksızın Bankaya ödemekle yükümlü olduklarını kabul ve taahhüt ederler.> düzenlemesi mevcuttur. Ancak, bu ücret ve masrafların hangi nedenlerle alınacağına dair sözleşmede açıklayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı banka sadece kredinin verilmesi için zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi verilmesi için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, diğer ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hükmün yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğunun kabulü gerekir. Öyle olunca mahkemece, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden kredinin kullanılması için zorunlu masrafların neler olduğunun ve miktarının tespiti için bilirkişi raporu alınması ve hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 10.5.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 31-10-2012, 17:45   #7
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/15220

K. 2012/17662

T. 9.7.2012

* BANKANIN TALEP EDEBİLECEĞİ MASRAFLAR (Sadece Kredinin Verilmesi ve Yapılandırılması İçin Zorunlu Olan Masrafları Tüketiciden İsteyebileceği - Diğer Ücret ve Masraflar Başlığı Altında Maktuen Belirlenen Bir Miktarın Tüketiciden Alınacağına Dair Hükmün Haksız Şart Olduğu/Dosya Masrafı)

* DOSYA MASRAFI (Davalı Banka Sadece Kredinin Verilmesi ve Yapılandırılması İçin Zorunlu Olan Masrafları Tüketiciden İsteyebileceği - Diğer Ücret ve Masraflar Başlığı Altında Maktuen Belirlenen Bir Miktarın Tüketiciden Alınacağına Dair Hükmün Haksız Şart Olduğu)

* HAKSIZ OLARAK KESİLEN ALACAK (Kredi Kullanıldığı Tarihten İtibaren Yasal Faiziyle Tahsili - Davalı Banka Sadece Kredinin Verilmesi ve Yapılandırılması İçin Zorunlu Olan Masrafları Tüketiciden İsteyebileceği/Bu Konuda İspat Yükünün Davalı Bankaya Ait Olduğu)

* KREDİ YAPILANDIRILMASI SIRASINDA HAKSIZ KESİLEN DOSYA MASRAFI (Davalı Banka Sadece Kredinin Verilmesi ve Yapılandırılması İçin Zorunlu Olan Masrafları Tüketiciden İsteyebileceği - Kredinin Kullanılması İçin Zorunlu Masraflarının Neler Olduğunun Bilirkişi Marifetiyle Saptanması Gerektiği)

* HAKSIZ ŞART (Diğer Ücret ve Masraflar Başlığı Altında Maktuen Belirlenen Bir Miktarın Tüketiciden Alınacağına Dair Hüküm - Davalı Banka Sadece Kredinin Verilmesi ve Yapılandırılması İçin Zorunlu Olan Masrafları Tüketiciden İsteyebileceği/Haksız Olarak Kesilen Alacağın Tahsili)

* ZORUNLU MASRAFLAR (Neler Olduğunun Kullanılan Kredi Miktarı Gözetilerek Davalı Bankanın Belirlediği Miktarın Makul Olup Olmadığının Tespiti İçin Bilirkişi Raporu Alınması Gerektiği - Kredi Yapılandırılması Sırasında Haksız Kesilen Dosya Masrafının Tahsili) 1086/m.275 4077/m.6,31

ÖZET : Davacı, davalı bankadan çekmiş olduğu konut kredisi sırasında ve kredinin yapılandırılması sırasında toplam dosya masrafı adı altında haksız olarak kesilen alacağın kredi kullanıldığı tarihten itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı banka, sadece kredinin verilmesi ve yapılandırılması için zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi verilmesi ve kredinin yapılandırılması için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, diğer ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hükmün yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğunun kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece davalı bankanın davacıya verdiği konut kredisinin tahsisi ve yapılandırılması için kesilen miktar yönünden, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra bankanın sunduğu deliller ile birlikte, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden yasal mevzuat da gözetilerek somut olayda kredinin kullanılması için zorunlu masraflarının neler olduğunun, kullanılan kredi miktarı gözetilerek davalı bankanın belirlediği miktarın makul olup olmadığının tespiti için bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, 20.08.2008 tarihinde davalı bankadan çekmiş olduğu konut kredisi sırasında ve 12.07.2011 tarihinde kredinin yapılandırılması sırasında toplam dosya masrafı adı altında haksız olarak kesilen 2.552,00 TL'nin kredi kullanıldığı tarihten itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı, dosya masrafı tahsilatının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, dosya masrafına ilişkin şartın haksız şart olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1-4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve "Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir ... " hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır" hükmü getirilmiştir.

Taraflar arasında düzenlenen Konut Kredisi Sözleşmesinin 6. maddesinde,” müşteri ve kefil/kefiller bu sözleşmede belirtilen kredi borçları için aşağıda belirtilen oranlarda tahakkuk ettirilecek kredi faizini, kredi faizi üzerinden hesaplanacak (KKDF) ile bankaca belirlenecek her türlü ücret ve masrafı ödemeyi kabul ve taahhüt ederler... müşteri dilerse düşük faizli, sabit faizli konut Finansmanı kredisinden yaralanabilecektir. Ancak bundan yaralanabilmesi için kredinin ilk açılışında... TL tutarında katkı payı/peşin komisyon ödemesi yapılması gerekmektedir. Müşteri kefil/kefiller işbu sözleşmenin akdi faiz oranının %..(emsal kredileri uygulanan faiz oranı)olduğunu,ancak... TL katkı payı/peşin komisyon alınması nedeniyle, kredisine işbu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olan geri ödeme planında belirtilen %.. düşük faiz oranının uygulandığı, temerrüde düşmesi halinde krediye akdi faiz oranının %30 fazlası üzerinden temerrüt faizi uygulanacağını kabul ve taahhüt eder.” hükmü mevcuttur. Ancak, bu ücret ve masrafların hangi nedenlerle alınacağına dair sözleşmede açıklayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı banka, sadece kredinin verilmesi ve yapılandırılması için zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi verilmesi ve kredinin yapılandırılması için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, diğer ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hükmün yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğunun kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece davalı bankanın davacıya verdiği konut kredisinin tahsisi ve yapılandırılması için kesilen 2.536,00 TL yönünden, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra bankanın sunduğu deliller ile birlikte, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden yasal mevzuat da gözetilerek somut olayda kredinin kullanılması için zorunlu masraflarının neler olduğunun, kullanılan kredi miktarı gözetilerek davalı bankanın belirlediği miktarın makul olup olmadığının tespiti için bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2-Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan 1 nolu bent gereği hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bent gereği davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 09.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 29-04-2013, 09:24   #8
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan Yeni Tarihli Bir Karar...

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E: 2013/4374

K : 2013/5267

T: 5.3.2013

* BANKANIN KREDİ SÖZLEŞMESİNE DAYANARAK ALDIĞI MASRAFLARIN İADE EDİLMESİ TALEBİ ( İstihbarat Gideri Adı Altında Masraf Alınamayacağı - İtirazın İptal Edileceği/Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İcra İnkar Tazminatına Hükmedilmesi Gereği )

* AVANS FAİZİ ( Bankanın Tüketici Kredisine Dayalı Olarak Aldığı Masrafın İadesi Talebi/İstihbarat Gideri Alınamayacağı - Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği/İtirazın İptali Davasında Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İnkar Tazminatına Hükmedilmesi Gereği )

* TÜKETİCİ KREDİ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Bankanın Haksız Olarak Aldığı İstihbarat Bedelinin İadesi Talebi/Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği - İtirazın İptal Edilerek %40 İnkar Tazminatına Hükmedileceği )

* 10 YILLIK ZAMANAŞIMI ( Bankanın Tüketici Kredisine İlişkin Haksız Olarak Aldığı İstihbarat Bedelinin İadesi Talebi – Sözleşmeye Dayandığından 10 Yıllık Zamanaşımı Uygulanacağı )

* İSTİHBARAT GİDERİ ( Bankanın Tüketici Kredisine Dayalı Olarak Aldığı Masrafın İadesi Talebi/İstihbarat Gideri Alınamayacağı - Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği/İtirazın İptali Davasında Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İnkar Tazminatına Hükmedileceği )

* İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Bankanın Tüketici Kredisine Dayalı Olarak Aldığı Masrafın İadesi Talebi/İstihbarat Gideri Alınamayacağı - Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği/İtirazın İptali Davasında Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İnkar Tazminatına Hükmedileceği ) 4077/m.10,23,30 2004/m.67 818/m.125 6098/m.146 3095/m.2/2

ÖZET: Dava, tüketici kredisi sözleşmesinde banka tarafından alınan komisyon ve masrafların tahsili için tüketici tarafından başlatılan icra takibinde itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. İhtilaf bankanın sözleşmedeki bu hükme dayanarak makul olmayan veya belgelendirilemeyen giderleri talep etmekte haklı olup olmadığı konusundadır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan bu sözleşmeye dayalı olarak haksız verilen paranın iadesi 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yapılan sözleşme banka yönünden ticari iş niteliğindedir. Bu nedenle yapılan sözleşme tüketici yönünden de ticari sayılır. Ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerde taraflar avans faiz talep edebilir. Bankanın sözleşmedeki hükme dayanarak haklı ve makul olmayan, ayrıca belgelendirilmeyen dava konusu giderleri talep etme hakkı bulunmadığı, talep edilen bu giderlerin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan talep edilebileceği, soyut olarak istihbarat gideri adı altında ücret alınmasının mümkün bulunmadığı bankanın bu tür işlemleri Merkez Bankasının nezdinde tutulan negatif kayıt sistemi ve Kredi Kayıt Bürosu A.Ş. nezdinde tutulan kayıtlardan bu durumun tespit edilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle davacı tarafın istihbarat ücreti adı altında haksız alınan bedel için icra takibi yapmakta haklı olduğu alacak miktarının likit olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı itirazının iptaline, icra takibinin devamına, asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatının (icra takibi 05.07.2012 tarihinden önce başlatıldığından) davalıdan tahsiline karar vermek gerekir.

DAVA: Taraflar arasındaki alacak, davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik, olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR VE SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı, delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde; bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK' nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

* Bu karar, abonelerimizden Mehmet Behiç Güleç tarafından gönderilmiştir.

YEREL MAHKEME KARARI

T.C.

ANKARA

7. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2012/808

KARAR NO : 2012/1370

HAKİM : İLHAN KARA 34610

KATİP : HAKKI ÜNAL 127087

Yapılan yargılama sonucunda ;

İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde: Müvekkilinin davalı bankadan konut kredisi kullandığını, banka tarafından müvekkilinden dosya, komisyon ve masraf adı altında 2.455,00-TL bedel tahsil edildiğini, alınan bu bedelin haksız olduğunu, bu bedelin tahlili için Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2012/6325 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, haksız itirazın iptali ile % 40 'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili savunmalarında: dava konusu miktarın haklı ya da haksız olduğuna dair ortada herhangi bir mahkeme kararının bulunmadığını, açılan davanın haksız olduğunu, Tüketici Mahkemesi nezdinde dava açmak yerine genel haciz yoluyla icra takibi başlatılmasının hukuki dayanaktan yoksun, usul ve yasaya aykırı okluğunu belirterek davanın reddini, %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep emiştir.

YARGILAMA GEREKÇE: Dava, tüketici kredisi sözleşmesinde banka tarafından alınan komisyon ve masrafların tahsili için tüketici tarafından başlatılan icra takibinde itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. (4077 S.K. 10/B, 23,30, İİK. 67)

Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2012/6325 Esas sayılı icra dosyası, Kredi sözleşmesi örneği, yapılan kesintilere ilişkin dekont örnekleri, bankadan gelen yazı cevabı, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.

Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2012/6325 E sayılı icra dosyasının incelemesinde, alacaklının C.K. (Davacı) borçlunun Yapı Kredi Bankası (Davalı) olduğu, 2455.00 – TL asıl alacak, 587,93-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3312,93-TL için 05.05.2012 tarihinde icra takibi başlatıldığı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Dava, İİK. 67. Maddede öngörülen yasal 1 yıllık süresinde açılmıştır. 6352 Sayılı Kanun madde 11 ile değişik İİK. 67/2 fıkrasında yer alan icra inkar tazminatının %40 olacağına ilişkin ibare %20 olarak değiştirilmiştir. Değişiklik 05.07.2012 Tarih ve 28344 Sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 05.07.2012 Tarihinden önce başlatılan icra takiplerinde icra inkar tazminatı %40’tan az olmamak üzere uygulanır. Bir mal veya hizmeti ticari ve mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiler tüketicidir. (4077 S.K. m.3/e) Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya kamu tüzelkişileri de satıcı sayılır. (4077 S.K. m.3/g) Mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlem tüketici işlemi sayılır. (4077 S.K. m.3/h) Mevcut davada taraflar arasındaki ihtilaf, Tüketici Kredisi Sözleşmesinden (4077 S.K. m.10, 10/B) kaynaklanmakta olup, Tüketici mahkemesi bu tür ihtilaflarda görevlidir. (4077 S.K. m.23) Taraflar arasında yapılan sözleşme, kullanılan kredi miktarı, sözleşmedeki hükme dayanak alınan dosya gideri, komisyon ve diğer masraflar konusunda uyuşmazlık yoktur. İhtilaf bankanın sözleşmedeki bu hükme dayanarak makul olmayan veya belgelendirilemeyen giderleri talep etmekte haklı olup olmadığı konusundadır. Satıcı veya sağlayıcının (Bankanın) tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşmede koşulları haksız şart sayılır. Sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketiciyi bağlamaz. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve özellikle standart sözleşme niteliğinde ise bu sözleşmenin tüketici ile müzakere edilmediği kabul edilir. (4077 S.K. m.6) Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna ulaşılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının müzakere edilmiş olması, kalan kısmına 4077 S.K. 6. madde hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez. Yapılan sözleşme ve alınan dosya ücreti ve komisyon ücreti konusunda ihtilaf yoktur, uyuşmazlık banka tarafından sözleşmedeki hükme dayanarak bu ücretin tüketiciden talep edilip edilemeyeceği konusundadır. Taraflar arasında yapılan Tüketici Kredi Sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen ve karşılıklı edimleri ihtiva eden bir sözleşmedir. (TKHK m.10, 10/B) Kural olarak banka bu sözleşme nedeniyle yaptığı bütün masrafları tüketiciden talep edebilir. Çünkü yapılan sözleşme daha çok tüketici lehinedir. Ancak bankanın tüketiciden yapılan giderleri talep edebilmesi için bunların haklı, makul ve aynı zamanda belgelendirilmesi zorunludur. Banka yapılan sözleşme nedeniyle mutad giderler dışında tüketiciden sözleşmedeki hükme dayanarak herhangi bir ücret talep edemez. Taraflar arasında yapılan sözleşmede bankanın alabileceği bu ücrete ilişkin düzenleme haksız şart niteliğindedir ve tüketiciyi bağlamaz. Yerleşik Yüksek Yargıtay uygulaması ve mahkememiz uygulamasına göre banka sözleşmede hüküm bulunsa dahi kredi verdiğinde veya yapılandırma yaptığında ancak haklı, makul ve belgelendirdiği giderleri talep edebilir. Aksine yapılan uygulamalar haksız şart niteliğindedir ve bu nedenle alınan bedelin iadesi gerekir. (Yargıtay 13. HD. 27.06.2011, 3576/10221; 13 HD. 10.02.2011, 2010/11726, 2011/1870) Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi kurulu raporlarında: Taraflar arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, 15.09.2009 Tarihinde ve 11.08.2010 Tarihinde yeniden yapılandırma yapıldığını, banka tarafından yapılandırma ücreti adı altında 2455, 00 - TL ücret alındığını, bu şekilde ücret alınmasının mümkün olmadığını belirterek iadesi gerektiğini bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamı ve delil durumuna uygun bulunmuş olup, davalı taraf itirazları bu nedenle reddedilmiştir.

Somut olayda davacı taraf ödeme tarihinden itibaren avans faiz talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği talep edilecek faizin türü ve faizin hangi tarihten itibaren istenebileceğini açıklığa kavuşturmak zorunludur. Taraflar arasındaki tüketici işlemi tüketici kredisi sözleşmesi mahiyetindedir. Yapılan sözleşmede banka kredi veren tüketici kredi alan konumundadır. Yeni TTK 19. madde hükmü ve Eski TTK 21. madde hükmü uyarınca tacir olan bankanın borçlarının ticari olması asıldır. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğer taraf için de ticari iş sayılır. Buna göre yapılan sözleşme banka yönünden ticari iş niteliğindedir. Bu nedenle yapılan sözleşme tüketici yönünden de ticari sayılır. Ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler de taraflar 3095 Sayılı Kanun 2/2. madde hükmü uyarınca avans faiz talep edebilir. Bu nedenle başlatılan icra takibinde tüketicinin avans faiz talebinde bulunması usul ve yasaya uygundur. Aksine uygulama yani yapılan işi sadece banka yönünden ticari iş kabul ederek tüketicinin açacağı davalarda avans faiz talep edemeyeceği sadece yasal faiz talep edilebileceğini kabul etmek Tüketici Kanunu'nun temel ilkelerine ve hukukun temel ilkelerine ayrıca hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına açıkça aykırılık oluşturur.

Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan bu sözleşmeye dayalı olarak haksız verilen paranın iadesi Eski BK 125, Yeni TBK 146. madde uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yüksek Yargıtay Yerleşik uygulaması da bu yöndedir. (HGK 17.02.2010, 2010/13-93 E., 2010/88 K.; 13 HD. 18.07.2011 2011/4736 E., 2011/11579 K.) Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması durumunda hiçbir şekilde Eski BK. 66. maddede öngörülen 1 yıllık, Yeni TBK 82. maddede öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanamaz. Zamanaşımı sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle on yıldır.

Kural olarak muaccel bir borcun borçlusu karşı tarafının yani alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer. (Eski BK.m.101, Yeni TBK m.117) Ancak borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmiş ise bu tarihte, haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmakla birlikte banka tarafından alınan bedelin sözleşmedeki haksız şart niteliğinde olan hükümlere dayanılarak alındığı sözleşmenin bu hükümlerinin geçersiz olduğu açıktır. Bankalar mevzuatları gereği anonim şirket statüsünde olup, kredi sağlama, kredi verme ve topladıkları kredilerin değerlendirme gibi bir çok işlemi gerçekleştirirler. Bankalar esas faaliyet alanları itibariyle sürekli para ile iştigal eden kurumlardır. Kural olarak temerrüt Eski BK m.101, Yeni BK 107. madde hükmü uyarınca alacaklının ihtarı ile gerçekleşir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi mevcuttur. Bu sözleşme nedeniyle haksız şekilde tahsil edilen bedelin Yeni TBK 77 vd. Eski BK. 61. madde hükmünde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri kıyasen uygulanarak yapılması zorunludur. TBK 79. madde hükmü uyarınca sebepsiz zenginleşen zenginleşmenin geri istendiği sırada elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür. Bunun için sebepsiz zenginleşen tarafın iyi niyetli olması zorunludur. Aksi halde iade borçlusunun kötü niyetli olması durumunda elden çıkardığı miktarı da iade etmek zorundadır. (Yeni TBK m.79, Eski BK m.63). Somut olayda banka iyi niyetlidir. Bu nedenle haksız şekilde aldığı bedeli aldığı tarihten itibaren nemaları ile birlikte iade etmek zorundadır. Bu nemanın asgari tutarı en az avans faiz tutarıdır. Bu nedenle davacı taraf ödeme tarihinden itibaren avans faiz talep edebilir.

Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, sözleşme, yapılan ödeme, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, bankanın sözleşmedeki hükme dayanarak haklı ve makul olmayan, ayrıca belgelendirilmeyen dava konusu giderleri talep etme hakkı bulunmadığı, talep edilen bu giderlerin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan talep edilebileceği, soyut olarak istihbarat gideri adı altında ücret alınmasının mümkün bulunmadığı bankanın bu tür işlemleri Merkez Bankasının nezdinde tutulan negatif kayıt sistemi ve Kredi Kayıt Bürosu A.Ş. nezdinde tutulan kayıtlardan bu durumun tespit edilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle davacı tarafın istihbarat ücreti adı altında haksız alınan bedel için icra takibi yapmakta haklı olduğu alacak miktarının likit olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı itirazının iptaline, toplam 3312, 93- TL için icra takibinin devamına, asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatının (icra takibi 05.07.2012 tarihinden önce başlatıldığından) davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.

Anlatılan nedenlerle,

HÜKÜM:

1- DAVANIN KABULÜNE,

2- Ankara 29. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6325 E. sayılı icra dosyasında davalı tarafın (borçlu) itirazının İPTALİNE, İcra takip tarihi itibariyle 2455,00 - TL asıl alacak, 857, 93 - TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3312, 93 - TL için icra takibinin DEVAMINA, Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık değişen oranlarla avans faiz UYGULANMASINA,

3- Asıl alacağın 40'ı olan 985, 00 - TL'nin davalı taraftan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine,

4- Davacı taraf kendisini bir vekil marifetiyle temsil ettirdiğinden AAÜT 3.12. maddeleri uyarınca hesaplanan takdiren 600, 00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline,

5- Davacı tarafça yapıldığı anlaşılan 41,00 - TL tebligat gideri, 400, 00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamı 441, 00- TL'nin davalı taraftan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine, gider avansından arta kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesi,

6- Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 21, 15 TL başvuru 169, 79 TL nispi karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 217, 94 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydedilmesine,

Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı taraf yokluğunda gerekçeli karar tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04.12.2012
Old 15-05-2013, 17:49   #9
Av. Pekince

 
Varsayılan

3 sorum olacak müsadenizle:

1. Tüketici Mahkemesi/Hakem Heyeti parasal sınırının altındaki bir haksız tahsil için (örneğin 200 TL) ilamsız icraya başvursak ve itiraz neticesi dakip dursa, itiriazın iptali davasını yine de Tüketici Mahkemsinde açabilir miyiz?

(Araştırmadan sorduğum için kusura bakmayın, Yargıtay bu şekilde açılan davanın reddi gerekir demekteymiş, öğrendim)

2. Aynı kişinin aynı banka şubesinden birden fazla kredi için ayrı ayrı alacağı varsa, Tüketici Mahkemsine yahut Hakem heyetine bunlar için tek başvuru yapabilir miyiz?

3. Hayat sigortası bedelleri için de talepte bulunmalı mıyım? Bu konuda kesin bir sonuca ulaşamadım.
Old 15-05-2013, 17:52   #10
olgu

 
Varsayılan

Hakem heyeti görevlidir. İnkar tazminatı ve vekalet ücretine hükmetmez.
Old 07-06-2013, 09:19   #11
Av.Abdullah ÖLMEZ

 
Varsayılan

Herkese iyi çalışmalar.Bankalar artık 2013 ten sonra kullanılan kredilerde müşterisine kredi kullanabilmeleri için bazı evraklar imzalatıyorlar bu imzalatılan evrakların ne olduğunu müşterileri bilmiyorlar.
Müvekkilim 2013/03/07 tarihinde kredi kullandı ve biz bankaya haksız olarak alınan giderlerin tarafımıza iadesini istedik fakat banka verdiği cevapta sözleşmenin müşteri ile müzakere edilerek imzalandığını belirtti ve gelen belgede tüm bilgiler kalem kalem yazılmış (kalemleri aşağıda belirticeğim).Bu durumda da masrafların iadesini almak mümkün müdür?

Kalemler:
Bsmv:%0,00
Kkdf:%0.00
yapılan tenzilat oranı:%0,16 vs. şeklinde
Old 07-06-2013, 10:27   #12
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Abdullah ÖLMEZ
Herkese iyi çalışmalar.Bankalar artık 2013 ten sonra kullanılan kredilerde müşterisine kredi kullanabilmeleri için bazı evraklar imzalatıyorlar bu imzalatılan evrakların ne olduğunu müşterileri bilmiyorlar.
Müvekkilim 2013/03/07 tarihinde kredi kullandı ve biz bankaya haksız olarak alınan giderlerin tarafımıza iadesini istedik fakat banka verdiği cevapta sözleşmenin müşteri ile müzakere edilerek imzalandığını belirtti ve gelen belgede tüm bilgiler kalem kalem yazılmış (kalemleri aşağıda belirticeğim).Bu durumda da masrafların iadesini almak mümkün müdür?

Kalemler:
Bsmv:%0,00
Kkdf:%0.00
yapılan tenzilat oranı:%0,16 vs. şeklinde

Uyuşmazlıklar tüketici hukukundan kaynaklandığı için bankalar sadece kredilerin verilmesi için zorunlu,makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebilirler.

Yargıtayın son yıllarda istikrar kazanmış kararlarında karşılıksız bir şekilde ,hizmet karşılığı olmaksızın tüketiciden masraf alınmasını ticari ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu ve sözleşmenin batıl olduğu kabul edilmektedir.
Old 07-06-2013, 15:57   #13
olgu

 
Varsayılan

BSMV ile KKDF devlet alacağı olup bu kalemlerin iadesi mümkün değildir.oranlar %0 göstermişsiniz bu durumda kesinti yapılmamış gözüküyor. Yapılan tenzilat oranı isimli kalem ise açık olmadığından ne amaçla alındığı belli olmadığından bu hususta çekimserim...
Old 09-09-2013, 10:38   #14
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E: 2013/4374

K : 2013/5267

T: 5.3.2013

* BANKANIN KREDİ SÖZLEŞMESİNE DAYANARAK ALDIĞI MASRAFLARIN İADE EDİLMESİ TALEBİ ( İstihbarat Gideri Adı Altında Masraf Alınamayacağı - İtirazın İptal Edileceği/Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İcra İnkar Tazminatına Hükmedilmesi Gereği )

* AVANS FAİZİ ( Bankanın Tüketici Kredisine Dayalı Olarak Aldığı Masrafın İadesi Talebi/İstihbarat Gideri Alınamayacağı - Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği/İtirazın İptali Davasında Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İnkar Tazminatına Hükmedilmesi Gereği )

* TÜKETİCİ KREDİ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Bankanın Haksız Olarak Aldığı İstihbarat Bedelinin İadesi Talebi/Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği - İtirazın İptal Edilerek %40 İnkar Tazminatına Hükmedileceği )

* 10 YILLIK ZAMANAŞIMI ( Bankanın Tüketici Kredisine İlişkin Haksız Olarak Aldığı İstihbarat Bedelinin İadesi Talebi – Sözleşmeye Dayandığından 10 Yıllık Zamanaşımı Uygulanacağı )

* İSTİHBARAT GİDERİ ( Bankanın Tüketici Kredisine Dayalı Olarak Aldığı Masrafın İadesi Talebi/İstihbarat Gideri Alınamayacağı - Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği/İtirazın İptali Davasında Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İnkar Tazminatına Hükmedileceği )

* İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Bankanın Tüketici Kredisine Dayalı Olarak Aldığı Masrafın İadesi Talebi/İstihbarat Gideri Alınamayacağı - Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği/İtirazın İptali Davasında Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İnkar Tazminatına Hükmedileceği ) 4077/m.10,23,30 2004/m.67 818/m.125 6098/m.146 3095/m.2/2

ÖZET: Dava, tüketici kredisi sözleşmesinde banka tarafından alınan komisyon ve masrafların tahsili için tüketici tarafından başlatılan icra takibinde itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. İhtilaf bankanın sözleşmedeki bu hükme dayanarak makul olmayan veya belgelendirilemeyen giderleri talep etmekte haklı olup olmadığı konusundadır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan bu sözleşmeye dayalı olarak haksız verilen paranın iadesi 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yapılan sözleşme banka yönünden ticari iş niteliğindedir. Bu nedenle yapılan sözleşme tüketici yönünden de ticari sayılır. Ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerde taraflar avans faiz talep edebilir. Bankanın sözleşmedeki hükme dayanarak haklı ve makul olmayan, ayrıca belgelendirilmeyen dava konusu giderleri talep etme hakkı bulunmadığı, talep edilen bu giderlerin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan talep edilebileceği, soyut olarak istihbarat gideri adı altında ücret alınmasının mümkün bulunmadığı bankanın bu tür işlemleri Merkez Bankasının nezdinde tutulan negatif kayıt sistemi ve Kredi Kayıt Bürosu A.Ş. nezdinde tutulan kayıtlardan bu durumun tespit edilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle davacı tarafın istihbarat ücreti adı altında haksız alınan bedel için icra takibi yapmakta haklı olduğu alacak miktarının likit olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı itirazının iptaline, icra takibinin devamına, asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatının (icra takibi 05.07.2012 tarihinden önce başlatıldığından) davalıdan tahsiline karar vermek gerekir.

DAVA: Taraflar arasındaki alacak, davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik, olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR VE SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı, delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde; bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK' nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

* Bu karar, abonelerimizden Mehmet Behiç Güleç tarafından gönderilmiştir.

YEREL MAHKEME KARARI

T.C.

ANKARA

7. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2012/808

KARAR NO : 2012/1370

HAKİM : İLHAN KARA 34610

KATİP : HAKKI ÜNAL 127087

Yapılan yargılama sonucunda ;

İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde: Müvekkilinin davalı bankadan konut kredisi kullandığını, banka tarafından müvekkilinden dosya, komisyon ve masraf adı altında 2.455,00-TL bedel tahsil edildiğini, alınan bu bedelin haksız olduğunu, bu bedelin tahlili için Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2012/6325 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, haksız itirazın iptali ile % 40 'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili savunmalarında: dava konusu miktarın haklı ya da haksız olduğuna dair ortada herhangi bir mahkeme kararının bulunmadığını, açılan davanın haksız olduğunu, Tüketici Mahkemesi nezdinde dava açmak yerine genel haciz yoluyla icra takibi başlatılmasının hukuki dayanaktan yoksun, usul ve yasaya aykırı okluğunu belirterek davanın reddini, %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep emiştir.

YARGILAMA GEREKÇE: Dava, tüketici kredisi sözleşmesinde banka tarafından alınan komisyon ve masrafların tahsili için tüketici tarafından başlatılan icra takibinde itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. (4077 S.K. 10/B, 23,30, İİK. 67)

Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2012/6325 Esas sayılı icra dosyası, Kredi sözleşmesi örneği, yapılan kesintilere ilişkin dekont örnekleri, bankadan gelen yazı cevabı, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.

Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2012/6325 E sayılı icra dosyasının incelemesinde, alacaklının C.K. (Davacı) borçlunun Yapı Kredi Bankası (Davalı) olduğu, 2455.00 – TL asıl alacak, 587,93-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3312,93-TL için 05.05.2012 tarihinde icra takibi başlatıldığı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Dava, İİK. 67. Maddede öngörülen yasal 1 yıllık süresinde açılmıştır. 6352 Sayılı Kanun madde 11 ile değişik İİK. 67/2 fıkrasında yer alan icra inkar tazminatının %40 olacağına ilişkin ibare %20 olarak değiştirilmiştir. Değişiklik 05.07.2012 Tarih ve 28344 Sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 05.07.2012 Tarihinden önce başlatılan icra takiplerinde icra inkar tazminatı %40’tan az olmamak üzere uygulanır. Bir mal veya hizmeti ticari ve mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiler tüketicidir. (4077 S.K. m.3/e) Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya kamu tüzelkişileri de satıcı sayılır. (4077 S.K. m.3/g) Mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlem tüketici işlemi sayılır. (4077 S.K. m.3/h) Mevcut davada taraflar arasındaki ihtilaf, Tüketici Kredisi Sözleşmesinden (4077 S.K. m.10, 10/B) kaynaklanmakta olup, Tüketici mahkemesi bu tür ihtilaflarda görevlidir. (4077 S.K. m.23) Taraflar arasında yapılan sözleşme, kullanılan kredi miktarı, sözleşmedeki hükme dayanak alınan dosya gideri, komisyon ve diğer masraflar konusunda uyuşmazlık yoktur. İhtilaf bankanın sözleşmedeki bu hükme dayanarak makul olmayan veya belgelendirilemeyen giderleri talep etmekte haklı olup olmadığı konusundadır. Satıcı veya sağlayıcının (Bankanın) tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşmede koşulları haksız şart sayılır. Sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketiciyi bağlamaz. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve özellikle standart sözleşme niteliğinde ise bu sözleşmenin tüketici ile müzakere edilmediği kabul edilir. (4077 S.K. m.6) Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna ulaşılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının müzakere edilmiş olması, kalan kısmına 4077 S.K. 6. madde hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez. Yapılan sözleşme ve alınan dosya ücreti ve komisyon ücreti konusunda ihtilaf yoktur, uyuşmazlık banka tarafından sözleşmedeki hükme dayanarak bu ücretin tüketiciden talep edilip edilemeyeceği konusundadır. Taraflar arasında yapılan Tüketici Kredi Sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen ve karşılıklı edimleri ihtiva eden bir sözleşmedir. (TKHK m.10, 10/B) Kural olarak banka bu sözleşme nedeniyle yaptığı bütün masrafları tüketiciden talep edebilir. Çünkü yapılan sözleşme daha çok tüketici lehinedir. Ancak bankanın tüketiciden yapılan giderleri talep edebilmesi için bunların haklı, makul ve aynı zamanda belgelendirilmesi zorunludur. Banka yapılan sözleşme nedeniyle mutad giderler dışında tüketiciden sözleşmedeki hükme dayanarak herhangi bir ücret talep edemez. Taraflar arasında yapılan sözleşmede bankanın alabileceği bu ücrete ilişkin düzenleme haksız şart niteliğindedir ve tüketiciyi bağlamaz. Yerleşik Yüksek Yargıtay uygulaması ve mahkememiz uygulamasına göre banka sözleşmede hüküm bulunsa dahi kredi verdiğinde veya yapılandırma yaptığında ancak haklı, makul ve belgelendirdiği giderleri talep edebilir. Aksine yapılan uygulamalar haksız şart niteliğindedir ve bu nedenle alınan bedelin iadesi gerekir. (Yargıtay 13. HD. 27.06.2011, 3576/10221; 13 HD. 10.02.2011, 2010/11726, 2011/1870) Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi kurulu raporlarında: Taraflar arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, 15.09.2009 Tarihinde ve 11.08.2010 Tarihinde yeniden yapılandırma yapıldığını, banka tarafından yapılandırma ücreti adı altında 2455, 00 - TL ücret alındığını, bu şekilde ücret alınmasının mümkün olmadığını belirterek iadesi gerektiğini bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamı ve delil durumuna uygun bulunmuş olup, davalı taraf itirazları bu nedenle reddedilmiştir.

Somut olayda davacı taraf ödeme tarihinden itibaren avans faiz talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği talep edilecek faizin türü ve faizin hangi tarihten itibaren istenebileceğini açıklığa kavuşturmak zorunludur. Taraflar arasındaki tüketici işlemi tüketici kredisi sözleşmesi mahiyetindedir. Yapılan sözleşmede banka kredi veren tüketici kredi alan konumundadır. Yeni TTK 19. madde hükmü ve Eski TTK 21. madde hükmü uyarınca tacir olan bankanın borçlarının ticari olması asıldır. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğer taraf için de ticari iş sayılır. Buna göre yapılan sözleşme banka yönünden ticari iş niteliğindedir. Bu nedenle yapılan sözleşme tüketici yönünden de ticari sayılır. Ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler de taraflar 3095 Sayılı Kanun 2/2. madde hükmü uyarınca avans faiz talep edebilir. Bu nedenle başlatılan icra takibinde tüketicinin avans faiz talebinde bulunması usul ve yasaya uygundur. Aksine uygulama yani yapılan işi sadece banka yönünden ticari iş kabul ederek tüketicinin açacağı davalarda avans faiz talep edemeyeceği sadece yasal faiz talep edilebileceğini kabul etmek Tüketici Kanunu'nun temel ilkelerine ve hukukun temel ilkelerine ayrıca hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına açıkça aykırılık oluşturur.

Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan bu sözleşmeye dayalı olarak haksız verilen paranın iadesi Eski BK 125, Yeni TBK 146. madde uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yüksek Yargıtay Yerleşik uygulaması da bu yöndedir. (HGK 17.02.2010, 2010/13-93 E., 2010/88 K.; 13 HD. 18.07.2011 2011/4736 E., 2011/11579 K.) Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması durumunda hiçbir şekilde Eski BK. 66. maddede öngörülen 1 yıllık, Yeni TBK 82. maddede öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanamaz. Zamanaşımı sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle on yıldır.

Kural olarak muaccel bir borcun borçlusu karşı tarafının yani alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer. (Eski BK.m.101, Yeni TBK m.117) Ancak borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmiş ise bu tarihte, haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmakla birlikte banka tarafından alınan bedelin sözleşmedeki haksız şart niteliğinde olan hükümlere dayanılarak alındığı sözleşmenin bu hükümlerinin geçersiz olduğu açıktır. Bankalar mevzuatları gereği anonim şirket statüsünde olup, kredi sağlama, kredi verme ve topladıkları kredilerin değerlendirme gibi bir çok işlemi gerçekleştirirler. Bankalar esas faaliyet alanları itibariyle sürekli para ile iştigal eden kurumlardır. Kural olarak temerrüt Eski BK m.101, Yeni BK 107. madde hükmü uyarınca alacaklının ihtarı ile gerçekleşir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi mevcuttur. Bu sözleşme nedeniyle haksız şekilde tahsil edilen bedelin Yeni TBK 77 vd. Eski BK. 61. madde hükmünde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri kıyasen uygulanarak yapılması zorunludur. TBK 79. madde hükmü uyarınca sebepsiz zenginleşen zenginleşmenin geri istendiği sırada elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür. Bunun için sebepsiz zenginleşen tarafın iyi niyetli olması zorunludur. Aksi halde iade borçlusunun kötü niyetli olması durumunda elden çıkardığı miktarı da iade etmek zorundadır. (Yeni TBK m.79, Eski BK m.63). Somut olayda banka iyi niyetlidir. Bu nedenle haksız şekilde aldığı bedeli aldığı tarihten itibaren nemaları ile birlikte iade etmek zorundadır. Bu nemanın asgari tutarı en az avans faiz tutarıdır. Bu nedenle davacı taraf ödeme tarihinden itibaren avans faiz talep edebilir.

Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, sözleşme, yapılan ödeme, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, bankanın sözleşmedeki hükme dayanarak haklı ve makul olmayan, ayrıca belgelendirilmeyen dava konusu giderleri talep etme hakkı bulunmadığı, talep edilen bu giderlerin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan talep edilebileceği, soyut olarak istihbarat gideri adı altında ücret alınmasının mümkün bulunmadığı bankanın bu tür işlemleri Merkez Bankasının nezdinde tutulan negatif kayıt sistemi ve Kredi Kayıt Bürosu A.Ş. nezdinde tutulan kayıtlardan bu durumun tespit edilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle davacı tarafın istihbarat ücreti adı altında haksız alınan bedel için icra takibi yapmakta haklı olduğu alacak miktarının likit olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı itirazının iptaline, toplam 3312, 93- TL için icra takibinin devamına, asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatının (icra takibi 05.07.2012 tarihinden önce başlatıldığından) davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.

Anlatılan nedenlerle,

HÜKÜM:

1- DAVANIN KABULÜNE,

2- Ankara 29. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6325 E. sayılı icra dosyasında davalı tarafın (borçlu) itirazının İPTALİNE, İcra takip tarihi itibariyle 2455,00 - TL asıl alacak, 857, 93 - TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3312, 93 - TL için icra takibinin DEVAMINA, Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık değişen oranlarla avans faiz UYGULANMASINA,

3- Asıl alacağın 40'ı olan 985, 00 - TL'nin davalı taraftan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine,

4- Davacı taraf kendisini bir vekil marifetiyle temsil ettirdiğinden AAÜT 3.12. maddeleri uyarınca hesaplanan takdiren 600, 00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline,

5- Davacı tarafça yapıldığı anlaşılan 41,00 - TL tebligat gideri, 400, 00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamı 441, 00- TL'nin davalı taraftan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine, gider avansından arta kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesi,

6- Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 21, 15 TL başvuru 169, 79 TL nispi karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 217, 94 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydedilmesine,

Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı taraf yokluğunda gerekçeli karar tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04.12.2012

Yargıtay'ın dosya okumadığına başka bir örnek.

Ayrı tarihli aynı konu hakkında Yargıtay'ın 2 farklı kararı gerekçesi onaması

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/3676
K. 2013/5247
T. 5.3.2013
• KONUT KREDİ SÖZLEŞMESİNE DAYALI İADE TALABİ ( Dürüstlük Kuralına Aykırı Olarak Tüketicinin Aleyhine Olan ve Durumunu Ağırlaştıran Herhangi Bir Hizmet Karşılığı Olmaksızın Dosya Masrafı Alınmasına İlişkin Sözleşme Şartının Geçersiz Olduğu - Erken Kapama Ücreti Adı Altında da Ücret Alınamayacağı )
• REFİNANSMAN/ERKEN KAPAMA ÜCRETİ ( Herhangi Bir Hizmet Karşılığı Olmaksızın Erken Kapama Ücreti Adı Altında Ücret Alınmasının Dürüstlük Kuralına Aykırı Olduğu - Alınan Ücretin Tüketiciye İadesi Gerektiği )
• DOSYA MASRAFININ İADESİ TALEBİ ( Dürüstlük Kuralına Aykırı Olarak Tüketicinin Aleyhine Olan ve Durumunu Ağırlaştıran Herhangi Bir Hizmet Karşılığı Olmaksızın Dosya Masrafı Alınmasına İlişkin Sözleşme Şartının Geçersiz Olduğu - İadesi Gerektiği )
• HAKSIZ ŞARTA DAYALI OLARAK İADE TALEBİNDE FAİZ ( Gerek Tüketici Kanununda ve Gerekse Taraflar Arasında Kararlaştırılan Sözleşme Hükümlerinde Temerrüt Faizinin Ticari Faiz Olduğu Hususunda Herhangi Bir Düzenleme Bulunmadığı - Yasal Faize Hükmedilmesinin Hukuka Uygun Olduğu )
4077/m.6, 10/B
6098/m.12, 25, 27
818/m.11
ÖZET : Davacı, alınan dosya masrafının iadesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Dürüstlük kuralına aykırı olarak tüketicinin aleyhine olan ve durumunu ağırlaştıran herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın dosya masrafı alınmasına ilişkin sözleşme şartının geçersiz olduğu, herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın erken kapama ücreti adı altında ücret alınmasının da dürüstlük kuralına aykırı olduğu, geçerli olmadığı, alınan ücretlerin tüketiciye iadesi gerektiğine karar verilmiştir. Gerek Tüketici Kanununda ve gerekse taraflar arasında kararlaştırılan sözleşme hükümlerinde, haksız şarta dayalı olarak iade taleplerinde temerrüt faizinin ticari faiz olduğu hususunda her hangi bir düzenleme bulunmadığı karşısında yasal faize hükmedilmesi de hukuka uygundur.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,
SONUÇ : Yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 269,70 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YEREL MAHKEME İLAMI
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
CEYHAN
2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA
GEREKÇELİ KARAR
E: 2012-118
K: 2012-395
DAVA : Tüketicinin Açtığı Tüketici Kredisinden Kaynaklanan
DAVA TARİHİ: 09.03.2012
KARAR TARİHİ: 09.11.2012
Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketicinin Açtığı Tüketici Kredisinden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılanmasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sözleşme şartlarının müzakere edilmemesi nedeni ile dosya masrafı alınmasının haksız şart niteliğinde bulunduğunu belirterek alınan dosya masrafının iadesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili dilekçesinde özetle; dosya masrafı alınmasına ilişkin işlemin taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine, banka prosedürüne ve Merkez Bankasınca düzenlenen masraf ve komisyon listesine uygun olduğu ile masraf tahsilinin tüketicinin bilgisi dahilinde yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamıyla; taraflar arasında konut kredisine ilişkin sözleşme akdedildiği, iş bu anlaşmaya istinaden tüketiciden dosya masrafı ve kredinin yapılandırılması sonrasında da erken kapama ücreti alındığı, alınan dosya masrafı ve erken kapama ücreti tutarının taraflar arasında ihtilaflı olmadığı, sözleme metninde vergi ve masrafların tüketiciye ait olacağı hususunun kararlaştırıldığı, Tüketici Kanununun 10/B maddesinin 1. ve 3. fıkralarının "Konut finansmanı kuruluşları tüketicilere sözleşme öncesinde kredi veya finansal kiralama işlemleri ile ilgili genel bilgiler vermek ve tüketiciye teklif ettikleri kredi veya finansal kiralama sözleşmesinin koşullarını içeren Sözleşme Öncesi Bilgi Formu vermek zorundadır. Tüketici teklifi kabul edip etmemekte serbesttir. Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun tüketiciye verilmesini takip eden bir iş günü geçmeden imzalanan sözleşme geçersizdir. Konut finansmanı sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen şartlar, sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemez." şeklinde düzenlendiği, bu madde normuna göre sözleşme öncesi bilgilendirme formunun kredinin akdedilmesinden önce usulüne uygun bir şekilde düzenlenerek tüketiciye en az bir gün önce verilip sonrasında kredi sözleşmesinin düzenlenmesi gerektiği, bu prosedüre uygun olarak akdedilmeyen sözleşmelerin geçersiz addedildiği,
Madde normunda öngörülen şeklin nitelikli geçerlilik şekli olduğu, tüketiciye verilen sözleşme öncesi bilgilendirme formunun, matbu olarak düzenlenip krediye ilişkin herhangi bir bilgiyi içermediği, alınacak doya masraf tutarının yazılı olmadığı, bu itibarla sözleşmenin bu hali ile Tüketici Kanunun 10/B maddesine aykırı olarak düzenlendiği, geçerlilik şekline aykırı olarak düzenlenen sözleşmedeki tüketici aleyhine öngörülen hükümlerin BK.nun 11. ( YBK 12. Madde ) maddesi gereğince geçersiz olup tüketiciyi bağlayıcı nitelikte bulunmadığı, diğer yandan dosya masrafı alınmasına ilişkin şartın taraflarca müzakere edilmediği, 4077 Sayılı Kanunun 6. maddesinde öngörülen; Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyiniyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır" şeklindeki madde normu gereğince tüketiciye fazladan yükümlülük getiren, hukuki durumunu ağırlaştıran ve tüketiciye tek taraflı olarak dayatılmış nitelikteki dosya masrafı alınmasına ilişkin sözleşme şartının, müzakere edilmediğinden dolayı haksız şart niteliğinde olduğu, dosya masrafı alınacağına ilişkin şartın, taraflarca müzakere edilerek kararlaştırıldığı hususunun, banka tarafından ispatlanamadığı gibi dosya masrafı tutarının sözleşmede açıkça belli edilmemiş olmasının, sözü geçen sözleşme şartının müzakere edilmediğini göstermekte olduğu, bu itibarla haksız şarta dayalı olarak tahsil edilen paranın iadesi gerektiği, bir an için dosya masrafı alınmasına ilişkin sözleşme şartının taraflar arasında müzakere edildiği kabul edilse dahi, bankanın kullandırdığı krediyi faizi ile birlikte belli ir vade sonunda geri alacağı, bu şekilde kullandırdığı kredi karşılığında kazanç ve kar sağladığı, kredinin tahsisi için dosya masrafı alınmasını gerektiren herhangi bir zorunlu masraf yapılmadığı, banka tarafından kredinin tahsisi için kredinin maliyetine dahil olmayan bir kısım zorunlu masrafların yapıldığı ve bunun karşılığında dosya masrafı adı altında ücret alındığı olgusunun ispatlanamadığı, zorunlu masraf adı altında banka personel giderleri vesair şeklinde kredinin maliyetine dahil olan unsurların ileri sürüldüğü, ancak maliyete dahil olan unsurların kredi faiz oranına dahil olduğu ve kredinin, kararlaştırılan faiz oranı üzerinden satılmış olduğundan dolayı ancak maliyet dışı unsurların tüketiciye yansıtılıp tüketiciden talep edilebileceği, yukarıda açıklandığı üzere tüketiciye yansıtılabilecek ipotek tesis ücreti, ekspertiz ücreti vesair şeklinde herhangi bir masraf yapıldığının ispatlanamadığı, bu itibarla karşılıksız bir şekilde herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın dosya masrafı alınmasının, ticari ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, ticari ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı sözleşmelerin, BK'nun 20 ( YBK 27. Madde ) maddesi gereğince batıl olduğu, yine 6098 sayılı BK'nun 25.maddesindeki "genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak karşı tarafın aleyhine ve onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamayacağı" şeklindeki madde normu yönünden de dürüstlük kuralına aykırı olarak tüketicinin aleyhine olan ve durumunu ağırlaştıran herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın dosya masrafı alınmasına ilişkin sözleşme şartının geçersiz olduğu, giderek bu yönden de alınan ücretin tüketiciye iadesi gerektiği;
Refinansman/Erken kapama ücreti yönünden yapılan değerlendirmede ise, Konut Finansmanı Kapsamındaki Kredilerin Yeniden Finansmanına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı, zira sözü geçen yönetmeliğin 6. maddesinde yeniden finansman amacı ile konut finansmanı sözleşmesinde yapılan değişikliklerin, tüketiciye ne şekilde yansıyacağına ilişkin karşılaştırmalı bilginin tüketiciye yazılı olarak verileceğinin düzenleme altına alındığı, sözleşmenin yeniden yapılandırılması sonrasında tüketicinin bu işlemden dolayı ne şekilde bir yarar sağladığı, faiz oranının indirilmesinin, alınan dosya masrafı ile birlikte tüketiciye toplam maliyetinin ne kadar olduğu, yapılan işlemin tüketicinin leh ve aleyhinde doğurduğu sonuçlarının nelerden ibaret olduğu, ezcümle faiz indirimine gidilmesinin tüketiciyi ne şekilde yansıdığı hususunda ayrıntılı bilgilendirme yapılmadığı, bu itibarla usulüne uygun bir şekilde bilgilendirme yapılmamasının dosya masrafı alınmasına ilişkin işlemi geçersiz kıldığı, zira bilgilendirme yapılması olgusunun geçerlilik şekli olarak düzenlendiği, diğer yandan kredi sözleşmesinde kararlaştırılan faiz oranının indirilmesinin tarafların icap ve kabulü çerçevesinde gerçekleştirilen sözleşmenin yeniden uyarlanması halinden başka bir şey olmadığı, kredi ilişkisinin ödeme suretiyle sonlandırılması halinin mevcut olmadığı, taraflar arasındaki kredi ilişkisinin, kararlaştırılan düşük faiz oranı üzerinden devam ettiği, bu nedenle kredi ilişkisinin, kararlaştırılan düşük faiz oranı üzerinden devam ettiği, bu nedenle kredi ilişkisinin ödeme ile sona ermesi halinde hayatiyet kazanacak olan erken kapama ücretinin somut olayda uygulama yeri bulmadığı, yine tüketiciden tahsil edilen kapama ücretinin herhangi bir hizmet karşılığı olarak tahakkuk ettirilmediği, kredi sözleşmesinde kararlaştırılan faiz oranının, düşük faiz oranı üzerinden uyarlanması işleminin, bankaya herhangi bir maliyetinin bulunmadığı, ödeme planının değiştirilmesi sırasında herhangi bir zorunlu masrafta bulunulmadığı, bu hali ile ödeme plan değişiklik ücreti alınması işlemi ticari ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, banka tarafından yapılan işlemin, kredi ilişkisinin düşük faiz oranı üzerinden devam ettirilmesinden ibaret olduğu, sözü geçen işlem bakımından ücret alınacağı hususunda tüketiciyi bağlayıcı nitelikte herhangi bir yasal mevzuat da bulunmadığı, bankanın erken kapama ücreti alınacağına ilişkin yönetimsel kararının da yukarıda açıklandığı şekilde tek taraflı olarak kararlaştırılıp tüketiciyle müzakere edilmeden tüketiciye dayatılan haksız şart niteliğinde olduğu, "6098 sayılı BK'nun 25. maddesi gereğince genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak karşı tarafın aleyhine ve onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamayacağının" düzenlendiği, bu maddenin normunun kamu düzeninden oluşu nedeni ile 6101 Sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince derhal uygulanacağı, dolayısıyla herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın erken kapama ücreti adı altında ücret alınmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, geçerli olmadığı, alınan ücretin tüketiciye iadesi gerektiği,
Faiz başlangıcı, faizin niteliği ve zamanaşımı yönünden yapılan değerlendirmede ise; iadenin hukuki dayanağının sözleşmesel ilişki olduğu, dosya masrafının alınacağına ilişkin sözleşme şartının hukuka aykırı olduğundan bahisle istirdat talebinde bulunulduğu, bu itibar ile zamanaşımı süresinin 10 yıl olması münasebetiyle zamanaşımı savunmasına itibar edilmemesi gerektiği ve davadan önce temerrüt durumunun hasıl olmaması nedeni ile faizin dava tarihinden itibaren başlayacağı ile tüketicinin tacir sıfatını haiz olmadığı, Ticaret Kanununda öngörülen bir tarafı tacir olan sözleşmelerin diğer taraf içinde ticari olduğuna ilişkin madde hükmünün, tüketici hukukunda geçerli olmadığı, zira sözü geçen madde normunun taciri korumak amacıyla vaaz edildiği, sözü geçen hükmün, ticari amaç güdülmediğinden dolayı tüketici işlemi teşkil eden iş ve işlemlerde uygulanmasının adil olmadığı, zira Tüketici Yasasının, Ticaret Yasasına göre daha özel nitelikte bir yasa olduğu ve özel yasanın uygulanması gerektiği, bu itibarla gerek Tüketici Kanununda ve gerekse taraflar arasında kararlaştırılan sözleşme hükümlerinde, haksız şarta dayalı olarak iade taleplerinde temerrüt faizinin ticari faiz olduğu hususunda her hangi bir düzenleme bulunmadığı karşısında yasal faize hükmetmek suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: 1-Davanın KABULÜ ile; Davacı tüketiciden 1280 TL'sı dosya masrafı ve 288,96 TL'sı refinansman masrafı ve yine 1155,84 TL refinansman masrafı olarak tahsil edilip istirdatı talep edilen toplam 2724,80 TL'sı bedelin dava tarihi olan 09/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsil edilerek, davacı tarafa ödenmesine,
2-Alınması gerekli 162 TL'sı karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
3-Sarf edilen gider avansından kalan bakiye gider avansının istek halinde davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen 7 adet davetiye gideri olan 49 TL'sı yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 400 TL'sı vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekiline tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 09.11.2012


Old 09-09-2013, 10:39   #15
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan olgu
BSMV ile KKDF devlet alacağı olup bu kalemlerin iadesi mümkün değildir.oranlar %0 göstermişsiniz bu durumda kesinti yapılmamış gözüküyor. Yapılan tenzilat oranı isimli kalem ise açık olmadığından ne amaçla alındığı belli olmadığından bu hususta çekimserim...

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/133
K. 2013/7654
T. 26.3.2013
• ALACAK DAVASI ( Davalı Banka Tarafından Yasal Zorunluluk Kapsamında Tahsil Edilen Vergi Bedelinin Davacıya İadesine Karar Verilmesinin Yanlış Olduğu )
• VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜK ( Alacak Davası - Davalı Banka Tarafından Yasal Zorunluluk Kapsamında Tahsil Edilen Vergi Bedelinin Davacıya İadesine Karar Verilmesinin Yanlış Olduğu )
• BSMV ALACAĞI ( Alacak Davası - Davalı Banka Tarafından Yasal Zorunluluk Kapsamında Tahsil Edilen Vergi Bedelinin Davacıya İadesine Karar Verilmesinin Yanlış Olduğu )
4822/m.Geç.1
ÖZET : Dava, alacak davasıdır. Karara konu toplam bedel içerisinde vergisel yükümlülük kapsamında tahsil edilen BSMV alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı banka tarafından yasal zorunluluk kapsamında tahsil edilen vergi bedelinin davacıya iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı; davalı bankadan kredi kullandığını, faizlerin düşmesi üzerine kredi borcunu iki kez yapılandırıldığını ve kendisinden 2.476,20 TL kesildiğini, kesilen ücretlerin iadesi istemi ile Çekmeköy Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurusu'nun kabul edildiğini belirterek, 2.476,20 TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 2.476,20 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının eldeki dava ile, davalı banka tarafından yapılandırma işlemi esnasında tahsil edilen toplam 2.476,20 TL'nin tahsilini istediği ve mahkemece de davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de; karara konu 2.476,20 TL'lik toplam bedel içerisinde vergisel yükümlülük kapsamında tahsil edilen BSMV alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı banka tarafından yasal zorunluluk kapsamında tahsil edilen vergi bedelinin davacıya iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 168.25 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 16-02-2014, 23:12   #16
umay

 
Varsayılan

merhaba benim de sizlere bu konu ile ilgili bir kaç sorum olacaktı. 11.04.2008 tarihinde 50.000,00 TL tutarında konut kredisi kullandım. Yasa gereği sözleşme öncesinde yazılı olarak sabit faizli konut finansmanı sözleşme öncesi bilgi formu da düzenlenerek bir iki gün evvelinde tarafımıza yazılı olarak verildi.
bu bilgi formunda krediye ilişkin fon,vergi ve masraflar başlığı alıtında
dosya masrafı...............1,500 tl
ekspertiz masrafı............346,5o tl
hayat sigortası ücreti.......410,00 tl
zorunlu deprem sigortası......90,46 tl
konut sigortası(dask dahil). 166,83 tl
tutar boşlukların doldurulması suretiyle düzenlenmişti.
merak ettiğim husus önceden taraflarca müzakere edildiğinin bir kanıtı olarak bu şekilde bir sözleşme öncesi bilgi formunun düzenlenmiş olması bankayı sırf bu nedenle geri iade etmekten kurtarar mı çünkü Yargıtayın içtihatlarında değindği haksız şart kavramında özellikle tüketicinin sözleşme içeriğine etki edememesinden ve müzakere imakanının olmamasından bahsediliyor iadeye ilişkin kararlarında yoksa bu yönde bir bilgi formu önceden düzenlenmiş ve matbu bilgi formunun parasal kısımları kalemle doldurulmuş olsa da biz dosya masrafı adı altında yapılan masrafları geri alabilir miyiz alabilirsek DASK dışındakileri talep edebilir miyiz. eğer bu yönde bir dava açarsam hakem heyeti sınırını aşacak kadar talepte bulunup örneğin 1.200,00 TL deyip fazlaya ilişkin hakları saklı tutup bilirkişi raporu geldikten sonra mı talebimi arttırmam doğru olur yoksa en baştan ne isteyip ne istemediğimi ayırıp tam alacak şeklinde açmam mı doğru olur. Herkese teşekkürler
Old 17-02-2014, 17:36   #17
olgu

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/22232
K. 2013/20552
T. 2.9.2013
• DOSYA KOMİSYON VE MASRAF BEDELİNİN TAHSİLİ TALEBİ ( Bankanın Konut Kredisi Verilmesi İçin Zorunlu Makul ve Belgeli Masrafları Tüketiciden İsteyebileceği - Davalı Bankadan Bu Yönde Delilleri Sorulacağı/Bilirkişi Raporu Alınarak Karar Verileceği )
• KONUT KREDİSİ UYARINCA YAPILAN KESİNTİNİN İADESİ TALEBİ ( Bankanın Tacir Olup Yaptığı Masrafları Tüketiciden İsteme Hakkı Bulunduğu - Konusunda Uzman Bilirkişi ya da Heyetinden Kredinin Kullanılması İçin Zorunlu ve Belgeli Masrafların Neler Olduğunun Tespiti Noktasında Rapor Alınacağı )
• BANKANIN İSTEYEBİLECEĞİ MASRAFLAR ( Dosya Komisyon ve Masraf Adı Altında Tahsil Edilen Bedelin Tahsili İstemi - Bankanın Ancak Kredinin Verilmesi İçin Zorunlu Makul ve Belgeli Masrafları Tüketiciden İsteyebileceği )
• ZORUNLU MAKUL VE BELGELİ MASRAFLARIN TÜKETİCİDEN İSTENEBİLECEĞİ ( Bankadan Bu Yönde Delilleri Sorulduktan Sonra Konusunda Uzman Bilirkişi ya da Heyetinden Kredinin Kullanılması İçin Zorunlu ve Belgeli Masrafların Neler Olduğunun Tespiti Noktasında Rapor Alınacağı )
• TÜKETİCİYE KREDİ VERİLMESİ İÇİN TÜKETİCİDEN İSTENEBİLECEK MASRAFLAR ( Bankanın Konut Kredisi Verilmesi İçin Zorunlu Makul ve Belgeli Masrafları Tüketiciden İsteyebileceği )
4077/m.6
6100/m.266

Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik/m.7

ÖZET : Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını, kendisinden dosya, komisyon ve masraf adı altında tahsil edilen bedelin haksız olduğunu ileri sürerek yapılan kesintinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı bankanın tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir. Davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden, kredinin kullanılması için zorunlu ve belgeli masrafların neler olduğunun tespiti noktasında rapor alınarak karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını, banka tarafından kendisinden dosya, komisyon ve masraf adı altında 13.716.35 TL tahsil edildiğini, alınan bu bedelin haksız olduğunu ileri sürerek yapılan kesintinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Standart sözleşmeler, içeriğini kısmen veya tamamen genel işlem koşullarının oluşturduğu, tarafların karşılıklı müzakereleri sonucu değil, aksine, taraflardan biri veya üçüncü kişi tarafından önceden hazırlanmış hükümlerin kullanıldığı sözleşme tipi olarak tanımlanmakta olup, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile, Avrupa Konseyi'nin 05.04.1993 tarihli, 1993/13/AET Yönergesinde ve bu yönergeyi iç hukuklarına aktaran Avrupa Birliği ülkelerinde, standart sözleşmelerde yer alan hükümlerin ve özellikle bu sözleşmelerin içeriğini oluşturan genel işlem koşullarının, haksız şart olduğuna ilişkin bir karine öngörülmüştür.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 6.maddesinin üçüncü fıkrasına göre, “ Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez” hükmü yer almaktadır.

Yine 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki “haksız şart” kurumu düzenlenmiş ve satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşullarının haksız şart olup, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı olmadığı belirtilerek, satıcı veya sağlayıcının, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükünün ise ona ait olduğu belirtilmiştir. 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde ise "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartların batıl olduğu” hükmü getirilmiştir.

Dosya kapsamına göre; taraflar arasında Konut Kredisi Sözleşmesi düzenlenmiş olup, sözleşme öncesi bilgi formunda masrafların nelerden ibaret olduğu belirtilmiş ise de; anılan maddenin taraflarca ayrıca ve açıkça müzakere edildiği hususu kredi veren tarafından ispatlanmadığı gibi tanzim edilen hükmün, yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğunun kabulü gerekir.

Davalı bankanın tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir. Buna göre; mahkemece, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ve kredinin kullanılması için zorunlu ve belgeli masrafların neler olduğunun tespiti noktasında rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 02.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 18-02-2014, 11:21   #18
umay

 
Varsayılan

sayın olgu göndermiş olduğunuz Yargıtay kararı için çok teşekkür ederim. Şimdi kolları sıvayıp dilekçe yazıp sunduğunuz karardan da yararlanacağım. İyi çalışmalar
Old 16-04-2014, 22:18   #19
yigiturk

 
Varsayılan

Değerli üstadlar bir soru sormak istiyorum: Müvekkilin imzaladığı evrakların, hesap dökümünün ve dekontların birer suretini kredi kullanılan banka şubesinden talep etmek için vekaletnamede özel bir yetkiye gerek var mı ?
Old 16-04-2014, 22:31   #20
Av.Abdullah ÖLMEZ

 
Varsayılan

Evet vekaletnamede özel yetki olmalı..Bankadan müvekkilinize ait dekont ve eklerini alabilmeniz için,vekaletnameye "Bankalardan kullanmış olduğum kredilere ilişkin tüm dökümanları alma" şeklinde bir yetki ekletebilrsiniz..Bu tür bir vekaletname ile masrafları içeren dökümanları alabilrsiniz.
Old 27-04-2014, 19:10   #21
zeynep altındaş

 
Varsayılan

avukatlık kanunu madde 2'ye göre bu dökümleri genel vekaletname ile kolaylıkla almamız gerekmiyor mu? cuma günü iş bankasına gittim ve özel ibare olmadığı için dökümü alamadım. halbuki elimdeki vekaletname ile aihm e bile dava açabiliyorken kredi masraf dökümünün verilmemesi çok saçma. bu konuda yasal dayanakları müşteri sırrı, ancak orada da vekaletname ile ilgili bir şey geçmiyor, bankanın müşteri sırrını kimseye veremeyeceği söyleniyor oysa biz kişinin avukatıyız bize verilmesi gerekmez mi?
Old 28-04-2014, 11:22   #22
olgu

 
Varsayılan

Bankadan kullanılan kredilere ilişkin belgeler bankacılık sırrı kapsamında kalacağını düşünüyorum. Bu sebepten özel yetki olmadan verilmemesini yerinde buluyorum.

Adli sicil kaydı almak dahi özel yetki gerektirirken bu durumun da evleviyetle özel yetki gerektireceğini düşünüyorum.
Old 29-05-2014, 23:18   #23
av.burhankaplan

 
Varsayılan

Değerli Hukukçu Arkadaşlarım, benim de bir sorum olacak; bankalar, müşterilerine kullandırdığı krediler esnasında sözleşmeye yazdırdıkları; okudum, anladım, müzakere ettim şeklindeki ifadelerin masrafın dava edilebilirliğine ya da hakem heyetine götürülmesine engel bir durum ortaya çıkarır mı? Ayrıca bu konuda net bir Yargıtay kararı tüketici lehine mevcut mudur?
Old 30-05-2014, 09:50   #24
yigiturk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynep altındaş
avukatlık kanunu madde 2'ye göre bu dökümleri genel vekaletname ile kolaylıkla almamız gerekmiyor mu? cuma günü iş bankasına gittim ve özel ibare olmadığı için dökümü alamadım. halbuki elimdeki vekaletname ile aihm e bile dava açabiliyorken kredi masraf dökümünün verilmemesi çok saçma. bu konuda yasal dayanakları müşteri sırrı, ancak orada da vekaletname ile ilgili bir şey geçmiyor, bankanın müşteri sırrını kimseye veremeyeceği söyleniyor oysa biz kişinin avukatıyız bize verilmesi gerekmez mi?

bir de bu karar var tabi

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15556
Old 31-01-2015, 20:31   #25
Fatih ARSLAN

 
Varsayılan Faizin Başlangici Hakem Heyeti Karari

T.C.
Tokat İli Erbaa İlçesi
Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı

Karar No : .........
Karar Tarihi : 26.01.2015

Başvuru Sahibi : ........ ( T.C. NO : ............)
Vekili : Av. ...............
Şikayet Edilen : T. İŞ BANKASI A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Başvuru Tarihi : 21.07.2014
Talep : Bedel İadesi
Uyuşmazlık Bedeli : 99,01 TL
Uyuşmazlık Konusu : Kredi Kullanılırken Dosya Masrafı vb. İsimler Altında Ekstra Masraf Alınması
Olayın Özeti : Şikayet eden vekili şikayet dilekçesinde: Müvekkilinin şikayet edilen bankadan konut/tüketici/taşıt kredisi kullandığını, banka tarafından müvekkilinden dosya masrafı v.b. isimler adı altında 99,01-TL bedel tahsil edildiğini, sözleşmenin bir suretinin müvekkiline verilmediğini, sözleşmenin önceden hazırlanan standart bir sözleşme olduğunu, müvekkili ile müzakere edilmediğini, bankanın makul olmayan veya belgelendirilemeyen giderleri tüketiciden talep edemeyeceği, sebebi ve dayanağı açıklanamayan ve sözleşmeye konular hükümler nedeniyle istenilen masraflara dair sözleşme hükümlerinin 4077 Sayılı Kanunun 6. maddesi hükmüne göre haksız şart kabul edildiği, alınan bu bedelin haksız olduğunu, haksız kesintinin kesildiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte iadesine ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Savunma : Şikayet edilen savunma vermemiş, şikayete konu sözleşme örneğini göndermemiştir.
İnceleme ve Gerekçe : Şikayet, tüketici kredisi sözleşmesinde banka tarafından alınan dosya masrafı v.b. isimler adı altında alınan haksız bedellerin kesinti tarihinden itibaren vekalet ücreti ile birlikte iadesi talebine ilişkindir.
Mevcut şikayette taraflar arasındaki ihtilaf, Tüketici Kredisi Sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, miktar ve itilaf yönüyle İlçe Tüketici Hakem Heyeti bu tür ihtilaflarda görevlidir. Taraflar arasında yapılan sözleşme, kullanılan kredi miktarı, sözleşmedeki hükme dayanak alınan dosya gideri, komisyon ve diğer masraflar konusunda uyuşmazlık yoktur. İhtilaf bankanın sözleşmedeki bu hükme dayanarak makul olmayan veya belgelendirilemeyen giderleri talep etmekte haklı olup olmadığı konusundadır.
Bankanın tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşmede koşulları haksız şart sayılır. Sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketiciyi bağlamaz. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve özellikle standart sözleşme niteliğinde ise bu sözleşmenin tüketici ile müzakere edilmediği kabul edilir. (Mülga 4077 SYK. m.6) Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna ulaşılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının müzakere edilmiş olması, kalan kısmına Mülga 4077 S.K. 6. madde hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.
Yapılan sözleşme ve alınan istihbarat ücreti konusunda ihtilaf yoktur, uyuşmazlık banka tarafından sözleşmedeki hükme dayanarak bu ücretin tüketiciden talep edilip edilemeyeceği konusundadır. Taraflar arasında yapılan Tüketici Kredi Sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen ve karşılıklı edimleri ihtiva eden bir sözleşmedir. (Mülga 4077 SYK. m.10) Kural olarak banka bu sözleşme nedeniyle yaptığı bütün masrafları tüketiciden talep edebilir. Çünkü yapılan sözleşme daha çok tüketici lehinedir. Ancak bankanın tüketiciden yapılan giderleri talep edebilmesi için bunların haklı, makul ve aynı zamanda belgelendirilmesi zorunludur. Banka yapılan sözleşme nedeniyle mutad giderler dışında tüketiciden sözleşmedeki hükme dayanarak herhangi bir ücret talep edemez.
Taraflar arasında yapılan sözleşmede bankanın alabileceği bu ücrete ilişkin düzenleme haksız şart niteliğindedir ve tüketiciyi bağlamaz. Yerleşik Yüksek Yargıtay uygulamasına göre banka sözleşmede hüküm bulunsa dahi kredi verdiğinde veya yapılandırma yaptığında ancak haklı, makul ve belgelendirdiği giderleri talep edebilir. Aksine yapılan uygulamalar haksız şart niteliğindedir ve bu nedenle alınan bedelin iadesi gerekir. (Yargıtay 13. HD. 27.06.2011, 3576/10221; 13 HD. 10.02.2011, 2010/11726, 2011/1870)
Somut olayda şikayet eden taraf kesinti tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği talep edilecek faizin türü ve faizin hangi tarihten itibaren istenebileceğini açıklığa kavuşturmak zorunludur.
Taraflar arasındaki tüketici işlemi tüketici kredisi sözleşmesi mahiyetindedir. Yapılan sözleşmede banka kredi veren tüketici kredi alan konumundadır. Türk Ticaret Kanunun 19. maddesinin 1. Fıkrası uyarınca; “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır…” . Aynı Kanun ve maddesinin 2. fıkrası uyarınca; “Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri içinde ticari iş sayılır.” Buna göre yapılan sözleşme banka yönünden ticari iş niteliğindedir. Bu nedenle yapılan sözleşme tüketici yönünden de ticari sayılır. Ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler de taraflar 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. maddesinin 2. fıkrası hükmü uyarınca avans faiz talep edebilir. Aksine uygulama yani yapılan işi sadece banka yönünden ticari iş kabul ederek tüketicinin açacağı davalarda avans faiz talep edemeyeceği sadece yasal faiz talep edilebileceğini kabul etmek Tüketici Kanunu'nun temel ilkelerine ve hukukun temel ilkelerine ayrıca hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına açıkça aykırılık oluşturur.
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan bu sözleşmeye dayalı olarak haksız verilen paranın iadesi Türk Borçlar Kanunun 146. madde uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yüksek Yargıtay Yerleşik uygulaması da bu yöndedir. (HGK 17.02.2010, 2010/13-93 E., 2010/88 K.; 13 HD. 18.07.2011 2011/4736 E., 2011/11579 K.) Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması durumunda hiçbir şekilde Eski BK. 66. maddede öngörülen 1 yıllık, Yeni TBK 82. maddede öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanamaz. Zamanaşımı sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle on yıldır.
Türk Borçlar Kanunun 117. maddesi; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.” şeklindedir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmakla birlikte banka tarafından alınan bedelin sözleşmedeki haksız şart niteliğinde olan hükümlere dayanılarak alındığı sözleşmenin bu hükümlerinin geçersiz olduğu açıktır. Bankalar mevzuatları gereği anonim şirket statüsünde olup, kredi sağlama, kredi verme ve topladıkları kredilerin değerlendirme gibi birçok işlemi gerçekleştirirler. Bankalar esas faaliyet alanları itibariyle sürekli para ile iştigal eden kurumlardır. Kural olarak temerrüt Türk Borçlar Kanunu’nun 107. madde hükmü uyarınca alacaklının ihtarı ile gerçekleşir.
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi mevcuttur. Bu sözleşme nedeniyle haksız şekilde tahsil edilen bedelin Türk Borçlar Kanunun 77 vd. madde hükmünde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri kıyasen uygulanarak yapılması zorunludur. Türk Borçlar Kanunun 79. madde hükmü uyarınca “Sebepsiz zenginleşen zenginleşmenin geri istendiği sırada elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür. Bunun için sebepsiz zenginleşen tarafın iyi niyetli olması zorunludur. Aksi halde iade borçlusunun kötü niyetli olması durumunda elden çıkardığı miktarı da iade etmek zorundadır.” Somut olayda banka iyi niyetlidir. Bu nedenle haksız şekilde aldığı bedeli aldığı tarihten itibaren nemaları ile birlikte iade etmek zorundadır. Bu nemanın asgari tutarı en az avans faiz tutarıdır. Ankara 7. Tüketici Mahkemesinin 04.12.2012 tarih ve 2012/808, 2012/1370 sayılı Kararı da bu yöndedir. Mahkeme kararı ise Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 05.03.2013 tarih ve 2013/4374 Esas, 2013/5267 sayılı Kararı ile de onanmıştır.
Bankanın sebepsiz zenginleştiği, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihin 05.07.2013 olduğu, sebepsiz zenginleşen bankanın iyi niyetli olduğu, temerrüt için bankaya bildirimin şart olduğu, şikayet eden tarafından Tüketici Hakem Heyetine başvuru yapılmadan önce bankaya bildirimde bulunduğu, bu sebeple faizin başlangıcının sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarih olan 05.07.2013 tarihi olduğu sonucuna varılmıştır.
Tüketici vekili yazılı dilekçe ile avukatlık ücretinden feragat ettiğini bildirmiştir.
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, yapılan ödeme ve tüm dosya içeriğine göre, bankanın sözleşmedeki hükme dayanarak haklı ve makul olmayan, ayrıca belgelendirilmeyen dava konusu giderleri talep etme hakkı bulunmadığı, sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hallerde bildirimin şart olduğu, şikayet edilene bildirimde bulunulduğu, bu sebeple kesinti tarihinden itibaren avans faiz oranından daha düşük bir oran olan yasal faizin talep edilebileceği, soyut olarak istihbarat gideri adı altında ücret alınmasının mümkün bulunmadığı bankanın bu tür işlemleri Merkez Bankasının nezdinde tutulan negatif kayıt sistemi ve Kredi Kayıt Bürosu A.Ş. nezdinde tutulan kayıtlardan bu durumun tespit edilmesinin mümkün olduğu anlaşılarak aşağıdaki hüküm cihetine gidilmiştir.
Hüküm:
1- TÜKETİCİ VEKİLİ TALEBİNİN KISMEN KABULÜNE,
2- Tüketicinin T. Bankası A.Ş. ...... Şubesinden 05.07.2013 tarihinde kullanmış olduğu tüketici kredisinden istihbarat ücreti+Bsmv olarak tahsil edilen 99,01 TL’nin kesinti tarihi olan 05.07.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüketiciye iadesine,
3- Tüketici vekili avukatlık ücretinden feragat ettiğinden, vekalet ücretine yer olmadığına,
4- Kararın ilgililere tebliğine,
5- İş bu kararın taraflara yapılacak tebligat masrafı olan 12,55 TL’nin 6502 sayılı TKHK’un 70/7. maddesi gereğince şikayet edilenden tahsil edilerek hazineye irat kaydedilmesine,
6- Tebliğ tarihinden itibaren 15 gün süre içinde Tüketici Mahkemeleri veya bu hususta görevlendirilmiş Asliye Hukuk Mahkemelerine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi.
Old 16-04-2015, 22:29   #26
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

KREDİYE EK OLARAK İMZALATILAN MASRAF BELGELERİ OKUDUM ANLADIM İMZALI BELGELERE KARŞI İLAÇ GİBİ YARGITAY KARARI BUYRUN
Y13HDEsas : 2012/23738Karar : 2012/25211Tarih : 08.11.2012 SÖZLEŞMELERDEKİ HAKSIZ ŞART
KONUT KREDİSİ SÖZLEŞMESİ
KONUT KREDİSİNDEN ALINAN DİĞER ÜCRET VE MASRAFLAR BAŞLIĞI ALTINDA ALINAN ÜCRET
KREDİNİN KULLANILMASI İÇİN ZORUNLU VE BELGELİ MASRAFLARIN TESPİTİ

Konut kredisi kullandığını, kredi kullandığı tarihte banka tarafından masraf ve expertiz masrafı olarak 1.975,00 TL tahsil edildiğini, daha sonra konut kredisi faizlerinin düşmesi üzerine 15/04/2009 tarihinde ve 29/09/2009 tarihinde 2 kez ödeme konut kredisinin yeniden yapılandırılması için bankaya müracaat ettiğini, 1. yapılandırmada %4 komisyon üzerinden 2.818,00 TL, 2. yapılandırmada %3 komisyon üzerinden 1.955,00 TL tahsil edildiğini, hem kredi başvurusu sırasında hem de yapılandırmalar sırasında alınan komisyon, masraf, expertiz ücreti vs. adı altında toplam 6.748,00 TL tahsil edildiğini belirterek, kendisinden masraf, komisyon vs adı altında alınan 6.748,00 TL`nin yasal faizi ile davalı bankadan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
4077 Sa.Ka.6, 31

DAVA VE KARAR:
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ KARARIavacı; 24/11/2008 tarihinde davalı bankadan 74.000 TL tutarlı konut kredisi kullandığını, kredi kullandığı tarihte banka tarafından masraf ve expertiz masrafı olarak 1.975,00 TL tahsil edildiğini, daha sonra konut kredisi faizlerinin düşmesi üzerine 15/04/2009 tarihinde ve 29/09/2009 tarihinde 2 kez ödeme konut kredisinin yeniden yapılandırılması için bankaya müracaat ettiğini, 1. yapılandırmada %4 komisyon üzerinden 2.818,00 TL, 2. yapılandırmada %3 komisyon üzerinden 1.955,00 TL tahsil edildiğini, hem kredi başvurusu sırasında hem de yapılandırmalar sırasında alınan komisyon, masraf, expertiz ücreti vs. adı altında toplam 6.748,00 TL tahsil edildiğini belirterek, kendisinden masraf, komisyon vs adı altında alınan 6.748,00 TL`nin yasal faizi ile davalı bankadan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı banka tarafından yapılan tahsilatlara ilişkin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin haksız şart niteliğinde bulunduğu gerekçesi ile Davanın kabulü ile 6.748,00 TL`nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Standart sözleşmeler, içeriğini kısmen veya tamamen genel işlem koşullarının oluşturduğu, tarafların karşılıklı müzakereleri sonucu değil, aksine, taraflardan biri veya üçüncü kişi tarafından önceden hazırlanmış hükümlerin kullanıldığı sözleşme tipi olarak tanımlanmakta olup, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile, Avrupa 2012/23738-25211 Konseyi’nin 05.04.1993 tarihli, 1993/13/AET Yönergesinde ve bu yönergeyi iç hukuklarına aktaran Avrupa Birliği ülkelerinde, standart sözleşmelerde yer alan hükümlerin ve özellikle bu sözleşmelerin içeriğini oluşturan genel işlem koşullarının, haksız şart olduğuna ilişkin bir karine öngörülmüştür. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 6.maddesinin üçüncü fıkrasına göre, “ Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez” hükmü yer almaktadır. Yine 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki “haksız şart” kurumu düzenlenmiş ve satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşullarının haksız şart olup, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı olmadığı belirtilerek, satıcı veya sağlayıcının, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükünün ise ona ait olduğu belirtilmiştir. 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde ise "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartların batıl olduğu” hükmü getirilmiştir.

Dosya kapsamına göre; taraflar arasında Konut Kredisi Sözleşmesi düzenlenmiş olup, kredisi sözleşmesinin 6.maddesinde; sözleşme ekindeki belgeler ve kredi ile ilgili her türlü işlemin gerektirdiği, tescil, onay, fek vs ye ait her türlü vergi harç ve fon payları ve giderler/masraflar, mevcut veya ileride yasalarla öngörülebilecek tüm vergi fon ve harçlar ile bankaca yapılacak tüm masrafların tamamıyla müşteriye ait olacağı belirtilmiş ise de; anılan maddenin taraflarca ayrıca ve açıkça müzakere edildiği hususu kredi veren tarafından ispatlanmadığı gibi diğer ücret ve masraflar başlığı altında, miktarı sözleşme tarihi itibariyle belirlenmeyen ve ileride doğması muhtemel masrafların da tüketiciden alınacağına dair, tek taraflı olarak tanzim edilen hükmün, yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki incelenen dosya içeriğine göre, davacıdan yapılan tahsilatlar içerisinde, dosya masrafı ve komisyon ödemeleri dışında, sözleşme kapsamında alınan sigorta bedeli ile ekspertiz ücretinin de bulunduğu anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki; her ne kadar mahkemece, kredi sözleşmesi kapsamında yapılan hayat sigortasına ilişkin hükümlerin ve bu kapsamda sigorta priminin davacıdan tahsil edilmesinin tüketici aleyhine haksız şart oluşturduğu gerekçesiyle davanın 2012/23738-25211
Kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de, bir sözleşme hükmünün haksız şart olarak kabulü için gerekli bulunan açık ve haksız oransızlık unsurunun gerçekleşen somut olayda bulunmadığı anlaşılmaktadır zira, sözleşmenin bir hükmü, tüketicinin bir menfaatini ihlâl etmekle birlikte, ona önemli avantajlar da sağlıyorsa, bu kaydın tüketicinin zararına olduğunu söylemek olanaklı değildir. Davalı bankanın kredi borçlusunun hayat sigortası yapılmasındaki asıl amacının kredi borcunun teminat altına alınması olduğu, ancak belli bir prim ödeme borcu getirmekle birlikte, hayat sigortası kapsamına alınmasında davacı sigortalının da bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında davadan tahsil edilen sigorta primlerinin ilişkin kayıtların haksız şart niteliğinde olduğu gerekçesiyle ödenen primlerin davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Davalı bankanın tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir. Buna göre; mahkemece, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra, bilirkişiden yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ve kredinin kullanılması için zorunlu ve belgeli masrafların neler olduğunun tespiti noktasında rapor veya ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın tümden kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ:
Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenler ile davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.
Y13HD 08.11.2012 - K.2012/25211
____________ oOo ____________
Old 03-01-2016, 13:54   #27
AEK

 
Varsayılan Kredi Masrafi

iyi günler dileyerek soruma acil yanıt rica ediyorum.
Tüketici mahkemesi kanalı ile kredi masrafının tarafıma iadesi kararı çıktı. Ancak banka sadece yapmış olduğum kredi masrafını ödüyor, yasal faiz ve dava için yaptığım masrafı ödemiyor. Bu durumda ne yapmam gerekiyor?
Acil olarak beni aydınlatırsanız sevinirim.
Old 03-01-2016, 18:00   #28
olgu

 
Varsayılan

Ödenmeyen kısımlar için ilamlı icra yapabilirsiniz. Takibi hazırlarken ödeme tarihini kısmi tahsilat olarak girerseniz icra programı faiz hesabını yapabilir.
Old 03-01-2016, 20:43   #29
isungur

 
Varsayılan

Tüketici Mahkemesinde dava açarken faiz talep etmiş miydiniz. Taleple bağlı olduklarını düşünmek gerek. Karar faiz alacağınıza da hükmetmiş ise bankanın bu faizi ödememe gibi bir şansı yok. İcra kanalıyla alırsınız. Dava masrafları konusunda da hüküm ile bağlı kalınacağı tabiidir.
Çok selam.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kredi masraf iadesi yetki haksun Meslektaşların Soruları 9 19-07-2012 11:20
Kredi Masraf İadesi Vekalet Ücreti Av. Emre Heper Meslektaşların Soruları 4 11-07-2012 11:30
TİS'de işe iade için özel hakem şartı, mahkemeden işe iade talep etmeye engel midir? Av.Ayşe Batumlu Meslektaşların Soruları 6 09-01-2010 00:28
süresinden sonra ayıplı mal iddiası ile iade ve iade faturasının deftere işlenmesi av.doanjan Meslektaşların Soruları 3 18-01-2008 14:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09490299 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.