aile konutu,eski mal rejimi

(A) ile (B) Medeni Kanun değişmeden evvel evlidirler. Koca (A)'nın evlenmeden önce kendi geliri ile aldığı bir ev bulunmaktadır. Eşler yeni medeni kanuna göre mal rejimi sözleşmesi yapmamışlardır. Buna göre;
1. Boşanma halinde ev eski mal rejimine bağlı olarak doğrudan doğruya kocanın malvarlığında mı kalır? Eş bu ev üzerinde hak iddia edebilir mi?
2. Bu ev için şu anda yani boşanma davası açmadan (daha boşanma davası açılmamış; ama koca, karıyı aldatmaktadır. Her an boşanma davası açılabilir.) dava açarak aile konutu olması sağlanabilir mi? Eski mal rejimine tabi olmak bunu engeller mi?
3. Boşanma davası derdest konumda iken aile konutu olması için talepde bulunulabilir mi?
4. Ayrıca boşanma davası esnasında hakim kocanın evden uzaklaştırılması kararını verebilir mi?
Saygılarımla...

Öncelikle belirtmek gerekir ki; aile konutu ile eşler arasındaki mal rejiminin bir bağlantısı bulunmamaktadır. Zira; Türk Medeni Kanunu aile konutunu evliliğin genel hükümleri başlığı altında düzenlemiş; mal rejimlerini ise ayrı bir başlık altında düzenlemiştir. Kanunun aile konutuna ilişkin düzenlemeleri, aile konutu üzerindeki tasarruflara ilişkin sınırlamalar getirmektedir. Evlilik birliği devam ettiği sürece, aile konutu üzerinde mülkiyet hakkının tapuda eşlerden hangisinin üzerine kayıtlı bulunduğu önem arz etmemektedir. Bunun yanında diğer eşin tapu siciline "Aile Konutu" şerhini koydurma imkanı vardır.Yani taşınmazın aile konutu olması için yalnızca tapuya şerh verilmesi yeterlidir. Dava açmak veya derdest davada ileri sürmek gerekemez. Ayrıca, böyle bir tehlike olduğunu düşünüyorsanız, iyi niyetli üçüncü kişilerin aile konutu üzerinde hak iktisabınıönlemek için derhal tapuya şerh verilmesini isteyebilirsiniz.

Sorunun mal rejimine ilişkin kısmına ise şu şekilde yanıt verilebilir: Türk Medeni Kanunu'nun Yürülüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10. maddesinin 1. fıkrası gereği; "Türk Medeni Kanunu'nun yürülüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler kanunun yürülüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri taktirde, bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar." Buna göre, kanunun yürülüğe girdiği tarihe kadar A ile B arasında geçerli olan mal rejimi, yasal mal rejimi olan mal ayrılığıdır. Yani boşanma esnasında tasfiye yapılırken aile konutu olarak kullanılan taşınmaza mal ayrılığı rejimi uygulanacaktır. Çünkü; sözkonusu hüküm ilk cümlesine göre, kanunun yürülüğe girdiği tarihe kadar ve bu zamana kadar sahip oldukları mallara mal ayrılığı rejimi uygulanacaktır.

Sözkonusu konut aile konutu olarak tapuya şerh verilirse, boşanma halinde yine eski mal rejimi(mal ayrılığı) uygulanır ve ev kocaya kalır. diyebilirmiyiz.
Yosa artık bu ev için yeni mal rejimimi uygulanır.

Evet ev mal ayrılığı rejimi gereğince kocaya kalır. Konulacak aile konutu şerhi 3. kişilere karşı etkilidir.

Sayın meslektaşım,
Mevcut durumda mal ayrılığı rejimi uygulanarak , ev kocanın kabul edilir.Ancak eğer evin edinilmesinde kadının katkısı varsa (örneğin ; ev alınırken bankadaki parasını , bir malını , paranın bir ksımını karşılayacak takılarını vermiş olabilir ) bunu ispatlayarak , bu bedeli talep etmesinde bir engel bulunmadığı kanısındayım.

evlilik tarihine göre mal ayrılığı rejimi geçerlidir,ancak kadın katkısı var ise katkı payı talep edebilir,fakat medeni kanun hep erkeği mağdur ettigi için kadın aile konutu olarak tescil talep edip yarısını da talep edebilir

Ben eski mal rejimi ile yeni mal rejimi arasında hangisi uygulanır diye soruyu anladım, buna göre kazanılmış haklar sorunu gündeme gelecektir. Eğer mal rejimini usule ilişkindir dersek, kazanılmış hak yoktur ve yeni kanun uygulanacaktır. Ancak mal rejimi doğaldır ki, maddi haklara ilişkindir diyebiliriz, bu durumda yeni kanun uygulanacaktır. Bence, bu konuda aile konutu olması yönünde dava açılması en doğrusu olacaktır. Ayrı bir dava açarak davaların birleştirilmesi(ek dava açılmasının uygulamada örneği olmadığı için)istenmelidir.

Sayın Ekin Ekşi,
Meslektaşımızın sormuş olduğu soruya, Yür. K. m. 10 cevap veriyor açıkca. Diyor ki; eğer mal yeni kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir sözleşme yapılmamışsa sen 01/01/2002 tarihine kadar edinilmiş mallar için yasal mal rejimini uygula; kanun yürürlüğe girdikten sonra da yine sözleşme yoksa edinilmiş mallara katılma rejimini uygula! Buna göre artık işlemin veya hükmün usule mi yoksa maddi hukuka ilişkin mi sorgulama! Tabi ki; ben soruyu ve kanun maddesini yorumlarken hataya düşmüyor isem. Umarım yanlış bir anlaşılmaya mahal vermez cümlelerim.

Ben de size katılıyorum sn.avferidun yürürlük ve uygulama şekli hakkında kanunu ben de biliyorum. Ama burada kazanılmış haklar konusu başka bir sorunsaldır. Çünkü siz de biliyorsunuz her kanun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki olaylara uygulanır. Bence sonraki kanunun lehine olduğunu düşünen taraf uyarlama gibi bir dava açmalıdır. Saygılarımla..

Sn Ekşi;

Aile konutu ile mal rejiminin bir ilişkisi yok. Aile konutu sadece aile konutunun dağılmaması veya zayıf durumda olan tarafın mağdur edilmemesi için getirilmiş bir önlemdir.

Mal rejimleri ile ilişkisi miras hukukunda her mal rejimi için ayrı ayrı düzenlenmiştir.

Yani aile konutu şerhi herhangi bir kazanılmış hak doğurmaz. Sadece diğer tarafın tasarruf ehliyetini kısıtlar.

Saygılar.