Kadın Hareketinde 18. yüzyıl

Fransız devrimi ile ortaya çıkan fikirler, kadının toplumda ki yerinin yeniden sorgulanmasına neden olmuştur.
18.Yüzyıl Fransız düşünürü Jean Jacques Rousseau insanın özgür doğduğunu yazıyor, fakat yazılarında ( karısına karşı olan tavırları ve yazdıklarıyla) bu kuralın kadınları kapsamadığını belirtiyordu.
Erkek hakları tartışması,1792 de kadın haklarının korunması adlı kitabın yazılmasına neden oldu. Fakat kitap pek rağbet görmedi.Üstelik o dönem Mary Wollstonecraft etekli sırtlan diye adlandırılmıştır.Tabi ki bu bir başlangıçtı.
AMERİKALI KADINLAR
ABD de durum faklıydı.köleliğe son verilmesi kampanyasın kadınların ilgisini çekmişti.
Kadınlara özgürlük tanınması ile kölelere özgürlük tanınmasının ortak bir yanı var gibiydi.

Londra da köleliğe karşı yapılan bir konferansa gönderilen Amerikalı kadınlar salona alınmamış, izleyici olarak üst kattaki galeriye gönderilmişlerdi.

Kölelik karşıtlarının öncülerinden William Lıyod Garrison salona girip durumu gördüğünde kadınların yanına çıkmak konusunda ısrarcı olmuştu.

Garrison gibi kararlı kişiler kadınların hareket içinde faal olmalarını isterken.Daha tutucu devrimciler kadınların ortalarda görünmesine hele konuşmacı olmalarına karşı çıkıyorlardı.

1848 temmuz da New York ta bir kadın hakları toplantısı yapıldı.Bu toplantıda bile kadınların oy hakkı, boşanabilme hakları, ve meslek sahibi olabilme gibi önemli konular gerektiği şekilde ele alınamamıştır.

Amerikalı kadınlar köleliğin kaldırılması ile birlikte diğer davaların peşine koşmaya başladılar.Oy hakkını aldıktan sonra savundukları davalara daha çabuk çözüm bulacaklarına inandılar.
1860 Amerikan iç savaşı kadınların ümitlerini arttırmıştı. Savaştan sonra erkeklerin kendilerine şükran duyacaklarını sanıyorlardı.

Savaş sonrası savaşı kazanan kuzey’in politikacıları zencilere oy hakkı tanıyan tüm özgürlüklerin tanınmasına karar verdi.

Erkekler yerel seçimlerde kadınların oy kullanmasına pek aldırmıyorlardı.Fakat merkezi seçimler için oy kullanmak başka bir şeydi.

İç savaştan sonra ABD’ de 1869 de kadın hakları hareketi başlamış ve kavga devam ediyordu.
Kısa zaman sonra her zaman olduğu gibi hareket ‘ eylemciler’ ve ‘ılımlılar ‘ diye ikiye ayrıldı.
Eylemcilerin başını çeken MRS. Woodhull özgür aşkı savunuyor ve yaşıyordu da.
Ünlü Amerikalı dansöz İsadora Duncan ‘’ evliliğe karşı savaşmak ve kadınların özgürlüğe kavuşmaları için yaşayacağım’’ dediğinde 12 yaşındaydı.
Ancak Rusya da devrimden birkaç yıl sonra kabul edilen.İki taraftan biri boşanmayı istediğinde boşanabilmek koşulu ile evliği kabul etmek gerektiğini savunuyordu.

Bu görüş her ne kadar aşırı bulunsa da giderek ılımlı bakılmaya başlanmıştı.Çok kişi evliliğin kadın özgürlüğünü yok ettiğine inanıyordu.
19. yüzyılda kadının toplumda ki statüsü değişiklik göstermeye başlamıştı.
kadın artık hayatın bir çok alanında varlık gösteriyordu.

Kadınların durumunun değiştiğini gösteren ilginç bir olayda.19.Yüzyılın sonunda

Nobel ödülüdür.M. Marie Curie 1903 de fizik ödülünü kocası ile paylaşmıştır.

1911 de radyumu bulduğu için kimya ödülünü kazanmıştır.

1905 de barış ödülü barones Vonsuttner’ e verilmiştir.

1909 da edebiyat ödülünü Selma Lagerlöf almıştır.
.................
kaynak 20.yüzyıl dosyası