16-06-2008, 17:28 | #1 |
|
Fikir Eseri - Dava dilekçeleri eser midir?
Sayın meslektaşlarım,
Düzen bazı alanlarda giderek karmaşıklaşmaya bazı alanlarda ise basitleşmeye-sadeleşmeye başladı diye düşünüyorum.. Bir soruya cevap verirken bir meslektaşımızın, "Temyiz dilekçesinde THS'inden alıntı yaptığını " beyan etmesinden sonra düşünür oldum.. Özellikle 5846 sayılı FSEK ayrıntılı şekilde düzenlenmesinden ve eser-fikir sahiplerinin bu kanunu,haklarını özümsemesinden sonra hukuki ve cezai açıdan şikayetler akabinde davalar açıldı,kararlar verildi.. Bu kanun kapsamında sinemacılar,müzik eserleri sahipleri,fotoğrafçılar, mimarlar,sanatçılar ve daha kanun kapsamına girip bizim henüz tesbit edemediğimiz nice eser-fikir sahibi haklarını savunur ve emeklerinin heba olmasını engeller oldular.. Ben de biz "Avukatlar" açısından 5846 sayılı Kanun'u inceledim. Ama o da ne! Biz ne fikir ne de sanat eseri yapımcısı,yayımcısı,eser sahibi vs.vs. sayılmıyoruz. Halbuki, ben nice davada dava dilekçemi neredeyse başta sona kendim varettiğimi,gecemi-gündüzüme katıp ilmek ilmek,oya gibi işlediğimi,tüm içtihatları ve dava konusu hakkında çıkarılmış tüm makale,dergi,araştırma vs tüm eserleri günlerce taradığımı bilirim.Sonuçta ise,sadece benim beynimin,tecrübemin,araştırmamın sonucu olan "eserimi yani dava yada cevap dilekçemi " ben var ederim. İkimizim dahi gelse,aynı araştırmalarla aynı eseri meydana getiremez. Tüm bunlar yanında,dilekçem yada davam kabul görür ve dava kazanırsam bu takdirde eserimin güzelliği,özelliği daha fazla önem kazanır.Yine bir de bu karar yani aslında benim cevaplarım,araştırmalarım,eserim Yargıtay tarafından onaylanır ise taç giymiş, "Dava Oscar'ı " almış gibi sevinmez miyim? Hadi bir de bu karar,bir konuda yeni,farklı bir uygulama getirir ve benim eserimden,kopyala-yapıştır yöntemiyle niceleri faydalanırsa telif hakkı istemez miyim? İsteyemem ! Çünkü benim eserim ne ilmi-ne edebi-ne musiki-ne mimari anlamda güzel sanat eseri sayılıyor ne de işleme,derleme olarak kabul görüyor... Dilekçelerime tipleme-karikatür koysam bunlar 5846 S.Kanun'dan yararlanırken,saçlarıma ak düşüren,gece gündüz bana kafayı yedirten dosyalardaki dilekçelerim,yağlı-sulu boya ile bezemediğim sürece raflarda tozlanmaya mahkumlar!... Geçen gün bir mimar arkadaşım,bundan altı sene evvel çizdiği bir bina projesi için "binayı yeniden düzenlemek istediklerini ama günün rayici üzerinden projeye dair telif hakkını almadan ne binaya ellerini sürebileceklerini ne de üzerinde oynama yapabileceklerini,eserini kendi izni olmadan yok edemeyeceklerini " söylemişti. Kimse yanlış anlamasın.!. Amacım bir koyundan iki post çıkarmak değil..Ben sadece eserimin vasıfsız eser olmasını kabullenemiyorum.. Arkadaşlar, Ya sizin eserleriniz,size göre "Fikir ve Sanat Eseri " mi yoksa değil mi ? |
16-06-2008, 18:11 | #2 |
|
Fikri bir çaba sonucu oluşturulan her türlü yazı ilmi ve/veya edebi eser sayılır, (md.1/b ve 2)
Sadece "Resmen yayımlanan veya ilan olunan kanun, tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve kazai kararların çoğaltılması, yayılması, işlenmesi veya her hangi bir suretle bunlardan faydalanma serbesttir." (md.31) Bir de "Büyük Millet Meclisinde ve diğer resmi meclis ve kongrelerde, mahkemelerde, umumi toplantılarda söylenen söz ve nutuklar" haber vermek amacıyla yayınlanıp okunabilirler. Ancak çoğaltılmaları yine eser sahibinin iznine tabidir.(md.32) Buna göre mahkemeye verdiğimiz dilekçelerin ilmi ve / veya edebi fikir eseri, bizim de eser sahibi olduğumuzu düşünüyorum. |
16-06-2008, 19:05 | #3 |
|
Bir meslektaşımızın Mahkemeye sunduğu dilekçenin alt kısmında maktu şekilde "5846 sayılı FSEK kapsamında eser" sayıldığını ve izinsiz şekilde alıntı/çoğaltma yapılamayacağını yazdığını görmüştüm. Hoşuma da gitmişti. Yaptığı işe saygısı var. BaharB'ye katılıyorum.
|
16-06-2008, 21:47 | #4 |
|
Bir fikri çabanın eser sayılabilmesi için yasada öngörülen eser gruplarından birine girmesi ve sahibinin hususiyetini taşıması gerekir. Dilekçelerin ilim ve edebiyat eserleri grubu içinde herhangi biçimde dil ve yazı ile ifade olunan eserler içine girdiğini kabul edebiliriz. Ancak burada esas önemli olan nokta sahibinin hususiyetini taşıyıp taşımadığıdır. Sahibinin hususiyetini taşıması mevcut olanları tekrardan kurtulup yeni bir fikir ortaya koymakla mümkündür. İçtihatları, doktrini tarasak da kanun maddelerini ifade etsek de bunlar tekrardan öteye geçmediği sürece eser sayılamaz. Ne zaman ki bir yasa maddesini özgün biçimde yorumlayarak açıkladık, işte o zaman bu ifadeler işlenme eser olarak koruma bulur. Çünkü yasanın 6. maddesine göre bir eserin işlenmesi işleyenin özelliklerini taşıdığı ve eser sahibinin haklarına zarar vermediği ölçüde eser sayılır. Yasaların ve içtihatların işlenmesi ise yasaya göre serbesttir. Dolayısıyla dava dilekçelerinin eser olup olmadığı bu konular üzerinde kafa yorularak değerlendirilebilir.
|
16-06-2008, 22:03 | #5 |
|
Dava dilekçelerini fikir ya da sanat eseri kabul edersek, mahkeme kararlarını neden bu kapsama sokmayalım? Hakim de, eldeki hukuki verileri değerlendirerek bir fikri eser yaratmış dememiz gerekmez mi?
Bu halde, bir dava dilekçesi yazmak için kaç kişiye telif ödemek zorunda kalırsınız sizce? Saygılar, |
16-06-2008, 22:56 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Uygar; Mahkeme kararlarının, mevzuatın koruma altında olmamasının nedeni, kamu yararı olsa gerek. |
17-06-2008, 00:22 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Yücel;
Aşağıdaki karar da sizi destekliyor.
|
15-08-2008, 15:09 | #8 |
|
açıkçası tartışma çok yerinde bir tartışma olmakla birlikte, asıl tartışmamız gereken yargıtay kararlarının aleniliği ve çoğunlukla "iyi", "özgün" kararlara telif ödemeksizin (hakim kitaplarını almaksızın) sahip olamamamamız olsa gerek. yarsav'ın bu konuda girişimleri olduğunu bilmekle birlikte, "kontörlü adalet" karşıtıyım, "bütün" yargıtay, danıştay kararlarının kamusal erişime açılması gerektiğini düşünüyorum. (uyap kapsamında, muhtemelen-en kötü ihtimalle- bir iki aylık çalışma yeterlidir.)
bu yaklaşımımla, kararları kitaplarında kullanan hakimlere/avukatlara bir tavrım olmadığını eklemeliyim. kararlar üzerine yapılan özgün çalışmalar elbette çok önemli ve hepimizin bürosunda bu tür kitaplardan onlarca var. ama kararların tamamı kamuya açık olduğunda, bu tür özgün çalışmaların da nitelik ve nicelik itibarıyla artacağını düşünmekteyim. |
16-08-2008, 13:10 | #9 |
|
eser sayılmanın genel ve özel koşulları
Eser sayılmanın genel koşulları olduğu gibi özel koşulları da var. Fsek'te belirtilmiş 4 türden biri arasında yeralma,sahibinin hususiyetini yansıtma,bunu yansıtacak derecede şekillenmiş olma gibi koşullar var. Bunun yanısıra yazlı metinler için edebi eserler sınıfında bir değerlendirme yapılıyor. Ayrıca edebi eser sayılmanın özel koşulları da mevcut.
Dava dilekçeleri ise olağanüstü nitelik taşımadıkça eser kabul edilmemekte. Olağanüstü nitelik şuradan kaynaklanıyor; Dava dilekçelerinin her birinde büyük emek , çaba ,bilgi olabilir.Ancak her dava dilekçesi yine de birbirine benzeşmekte. Eser kavramı daha ileri boyutta bir kavram.Bu yüzden dava dilekçelerinin eser niteliği kazanması zor. Ancak en dikkat çekici nokta izinsiz kullanım ile eserden kaynaklanan fikri mülkiyet hakkının ihlalidir. Dava dilekçeleri,maç anlatımları,bir çok düzyazı vb. çalışmalar eser olmasa da formatı haricinde izinsiz kopyalanamaz ve kullanılamaz. Fotoğrafınız eser olmayabilir ancak izniniz olmadan uygunsuz kullanıldığında farklı kanun kapsamında hak korunur. Korunma kapsamı olarak bu gibi çalışmalar farklı kanunlarda korunabilirken veya korunmazken , eser daha güçlü olan FSEK'le korunur. Saygılarımla |
17-08-2008, 13:14 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Uçar;
Konu tartışılırken de aklıma takılmış, ancak pek vakit ayıramamıştım. Sorumu örnekleyerek açıklamak isterim: Biz kalksak ve bir şekilde, çeşitli dava dosyalarına sunulmuş dilekçeleri toplayıp tasnif etsek (ve tabi içindeki kimi kişisel bilgileri çıkarmak suretiyle) ve bunu "hukuk rehberi" adında bir kitap haline getirsek. Burada bu dilekçeleri fiziksel ve zihinsel emek harcamak suretiyle hazırlayan, yazan kişilerin bir hakkının ihlali söz konusu olacak mı, olacaksa hangi kanun kapsamında korunacak. Dava dilekçeleri çok büyük oranda eser olamayacağına göre. Diğer taraftan kişisel yani fiziksel görünümümüzü içeren fotoğrafımız Medeni Kanun kapsamında kişilik hakkı olarak korunacak. Fakat bir gezi sırasında tamamen amatör olarak ışığı, kadrajı vs hesaplamadan bir doğa manzarasının fotoğrafını çeksek. Bu fotoğraf
Saygılarımla... |
17-08-2008, 22:42 | #11 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Dülger, Sayın Özge Yücel'in bu konudaki görüşüne aynen katıldığımı peşinen ifade ettikten sonra sizden bir ricada bulunmak istiyorum. İlmek ilmek işlediğiniz ve tamamen size özgü nitelikler, özellikler taşıyan bir dava dilekçenizi (tarafların özel durumlarını yansıtmayacak şekilde) bu alana ekleyebilir misiniz? Belki bu şekilde bir dilekçenin yazan avukatın hususiyetlerini ne ölçüde yansıttığını görüp, dilekçenin "eser" sayılması gerektiğini belgelemeye çalışırız. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Müvekkil avukata hem dava hem de icra vekalet ücreti ödemeli midir ? | Günsu Akçagöz | Meslektaşların Soruları | 8 | 15-04-2009 16:10 |
Kopya Müzik Eseri | alev | Meslektaşların Soruları | 0 | 21-03-2008 10:32 |
Sözleşmede Yer Alan Dava Ve İcra Takibine İtirazdan Feragat Geçerli Midir? Acil!' | persembe | Meslektaşların Soruları | 4 | 26-03-2007 20:57 |
Sigorta Dilekçeleri | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 0 | 22-01-2003 22:47 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |