Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Sabika Kaydi Ve Memur Olmabİlme Şansi

Yanıt
Old 05-07-2008, 02:31   #1
üye19576

 
Varsayılan Sabika Kaydi Ve Memur Olmabİlme Şansi

SABIKA KAYDI VE GÜVENLİK SORUŞTURMASI İLE MEMUR OLMABİLME ŞANSI


I-GİRİŞ:

Memur olabilmenin genel ve özel koşulları Anayasa, kanun ve yönetmeliklerde düzenlenmiştir. Bu şartlarından biri de, belirli suçlardan hiç mahkum olmamak, diğer suçlardan da 1 yıldan fazla hapis cezası almamaktadır.
Bu genel yaklaşımın yanında aşağıda detayı açıklanacağı üzere bazı kurumlarının atama yönetmeliklerinde hiç mahkum olmama anlamına gelen bazı kayıtların hukuki sonuçları üzerinde ilgili mevzuat hükümleri de belirtilip, ilişkilendirilerek konu tartışılacaktır.

II-AÇIKLAMA:

1-Anayasamızın “Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı” başlıklı 70/1.maddesinde “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.
Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.” Hükmü yer almaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 04/06/2003 tarih ve 2002/08 esas, 2003/47 sayılı kararında “bu madde ile güvence altına alınan kamu hizmetine girme hakkı, idare hukuku esaslarına göre devlet memuriyetine girme” hakkını ifade ettiği belirtilmiştir.

2-657 sayılı yasanın 48.maddesinde, Devlet memuru olmanın genel ve özel şartları belirtilmiştir.
Bu şartlar arasında yasanın 48/A-5.maddesinde “(23/01/2008-5728 S.K./317.mad) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.” Şeklinde mahkumiyet ile ilgili kısıtlama koşulları açıkça belirtilmiştir.

Bu hükümden yola çıkıldığında, burada açıkça belirtilenler haricinde alınan mahkumiyet kararlarının memur olmayı engellemediği gibi, memuriyete girme anlamında da bir sınır oluşturmayacağı açıkça anlaşılmaktadır.
Yine 657 sayılı yasanın 48/B-2.maddesinde de “Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak” şeklinde özel nitelikli şart getirilmeye imkan verilmiştir.

Özetle 657 sayılı yasanın 48/A-5.maddesinde yer alan şart ile aynı yasanın 48/B-2.maddesinde yer alan ve kurumlarca konulacak ek şartların aynı anda yürürlükte bulunması zorunludur.
Kurumlarca ek düzenlemeler ile getirilecek şartlar ile genel şart olarak düzenlenen 48/A-5.maddede yer alan kısıtlama genişletilemez veya daraltılamaz. Zira aynı anda birbiri ile çelişen iki şart geçerli olarak hukuken bulunamaz.
Bunun yanında 657 sayılı yasanın 48.maddesi ile birlikte yürürlükte olan aynı kanunun 98.maddesi anlamında konuya bakmak sanırım faydalı olacaktır.
657 sayılı yasanın 98/b.maddesinde “Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi” şeklinde ki hükümden de anlaşılacağı gibi, girerken öngörülen şartlar, memuriyet sırasında yitirilir ise, memuriyet son bulacaktır. Hiç mahkum olmama gibi bir şart girişte konulmuş ise ve bu şart memur iken yitirilirse, yani 1 gün hapis cezası alınır ise, bu durumda memuriyetin sona ermesi gibi 657 sayılı yasa ve memur güvenliği ile bağdaşmayan pek çok Danıştay kararı ile çelişen garip ve hesap edilmeyen bir duruma gelinir.
Kısacası, 657 sayılı yasanın 48/A-5.maddesinde belirtilen mahkumiyet ile ilgili kısıtlama, aynı maddenin 48/B-2.maddesine dayanılarak çıkarılacak yönetmelikler ile genişletilemez veya daraltılamaz. Ancak memuriyetin niteliğine göre adayın boyu, kilosu, eğitimi vs koşullar elbette getirilebilir. Zaten bu benzeri koşullar, yürürlükte olan 48/A-5.madde ile çelişmemekte, aynı anda yürürlükte bulunmalarına engel teşkil etmemektedir.
Başka ve özel bir kanun ile farklı bir düzenlemeye gidilebilir.

3-(örnek) 2003 Tarihli Adalet Bakanlığı Memur Sınav, Atama Ve Nakil Yönetmeliğinin 6/19 Maddesinde de “adli ve idari yargıda göre yapmak üzere atanacak tüm personel hakkında arşiv araştırması olumlu olmak" hükmüne yer verilmiştir.
657 sayılı yasanın 48/A-5.maddesinde yer alan hüküm ile aynı yasanın 48/B-2.maddesi maddesinde yer alan hükmün verdiği imkan dairesinde çıkarıldığı anlaşılan 2003 tarihli Yönetmeliğin 6/19.maddesinde yer alan hüküm birlikte değerlendirildiğin ve 657 sayılı yasanın 98/b.maddesi uyarınca birlikte değerlendirildiğinde, kanunda sayılan suçlardan mahkum olmayan ve 1 seneden az hapis cezası alan bir aday, 2003 tarihli yönetmelik hükmü gereği güvenlik soruşturması ve arşiv bilgisi olumsuz geldiği durumda memur olamayacak. Yani bu adayın hiç mahkumiyetinin olmaması gibi bir durum ortaya çıkıyor. Dolayısı ile bu adayın, memur olma ile ilgili yasanın 48/A-5.maddesinde belirtilen şartları bir yönetmelik hükmü ile genişletilip, siyasi nitelikli memuriyete girme hakkı kısıtlanmış ve değiştirilmiş olacaktır. Bu kez aynı yasanın 98/b.maddesi dikkate alındığında, adayın memur olması haline, hiçbir mahkumiyet almaması aksi halde memuriyete giriş şartlarını yitireceğinden memurluğunun 98/b.madde uyarınca düşmesi gündeme gelecektir. Yok efendim olur mu öyle şey desek, bu kez aynı hükümlerin memuriyete girişte farklı, memurken farklı uygulanması gibi garip ve dayanaksız bir uygulama içine girmiş olacağız.

4-Güvenlik Araştırması Ve Arşiv Araştırması Yönetmeğin 4/f.maddesinde “Arşiv araştırması: Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığının, kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydının ve hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının mevcut kayıtlardan saptanmasını” şeklinde tanımla yapılmıştır.
Yönetmeliğin 15.maddesinde de “Yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda elde edilen bilgilerin olumsuz olması halinde” yapılacak işlem ile aynı yönetmeliğin 14.maddesinde “İlgili bakanlık ile kamu kurum ve kuruluşlarının amirleri güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını bu Yönetmelik hükümlerine göre yaptırmaktan sorumludurlar.” Hükmü yer almaktadır.


5-Adlî sicil ve arşiv kayıtlarının istenmesi ve işlenmesi konularında dikkate alınması gerekli bir diğer mevzuat ise, 2005 tarihli Adli Sicil Yönetmeliği ve 5352 sayılı Adli Sicil kanunudur.

Bu Yönetmeliğin Arşiv bilgilerinin istenmesi başlıklı 12.maddesinde; Arşiv bilgilerinin, “madde metinlerinde "affa uğramış olsalar bile" ibaresi bulunan kanunlarda belirtilen suçlara ilişkin bilgiler özel kanunlarda gösterilen hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşları, tarafından istenebilir.” Hükmü yer almaktadır.
Aynı Yönetmeliğin Adlî sicil bilgilerinin silinmesi başlıklı 11/1.maddesinde de “ Adlî sicildeki bilgiler; cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması, ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık, ceza zamanaşımının dolmasına ilişkin bildirme fişinin Genel Müdürlükteki merkezi sisteme girilerek güncellenmesini müteakip Genel Müdürlük tarafından silinerek arşiv kaydına alınır.” Hükmü yer almaktadır.
5352 sayılı Adli sicil kanunun ARŞİV BİLGİLERİNİN İSTENMESİ başlıklı 10.maddesinde “ Arşiv bilgileri;
a) Kullanılış amacı belirtilmek suretiyle, kişinin kendisi veya vekâletnamede açıkça belirtilmiş olmak koşuluyla vekili,
b) Bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında Cumhuriyet başsavcılıkları, hâkim veya mahkemeler,
c) Yetkili seçim kurulları,
d) Özel kanunlarda gösterilen hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşları,
Tarafından istenebilir.” Hükmü yer almaktadır.

Kanunun “Adlî Sicil Bilgilerinin Silinmesi” başlıklı 9/1-a.maddesinde de “Adlî sicildeki bilgiler; Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması, halinde Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek, arşiv kaydına alınır.” Hükmü yer almaktadır.
Kanunun “Adlî Sicil Ve Arşiv Bilgilerinin Gizliliği” başlıklı 11.maddesinde de “Adlî sicil ve arşiv bilgileri gizlidir. Bu bilgiler, görevlilerce açıklanamaz ve bu Kanun hükümlerine göre verilen kişi, kurum ve kuruluşlarca veriliş amacı dışında kullanılamaz.” Hükmü yer almaktadır.

Öncelikle Kanun ve yönetmelik hükmünde Adli sicil kaydı ve bilgisi ile Arşiv bilgisi olmak üzere iki kayıt ve bilgi bulunmaktadır. 5352 sayılı kanuna göre bu her iki bilgi türü de, bu kanun hükümlerine göre verilen kişi ve kurumlarca veriliş amacı dışında kullanılamaz. Eğer bu bilgiler verilemiyor ise, zaten verilmesinin uygun olmadığı kişi veya kurumca kullanılması hukuken düşünülemez.
Bu bakış açısı ile konuya yaklaştığımızda;
a-5352 sayılı yasanın 10.maddesine göre, arşiv bilgileri Özel kanunlarda gösterilen hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından istenebilir. Savcılıklarca ise bir soruşturma veya kovuşturma olması halinde bu bilgiler istenebilir.
b- Adli Sicil Yönetmeliğin 12.maddesine göre de; Arşiv bilgileri, “madde metinlerinde "affa uğramış olsalar bile" ibaresi bulunan kanunlarda belirtilen suçlara ilişkin bilgiler özel kanunlarda gösterilen hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşları, tarafından istenebilir.”
2005 yılından sonra hukuk dünyamıza giren bu iki hüküm birlikte düşünüldüğünde, 2003 tarihli bir kurum atama yönetmeliğinin veya 2005 tarihinden önceki uygulama dayanağı mevzuatın, bu yeni hükümler karşında uygulanma kabiliyeti yoktur.
Mahkeme kararı ile Adli Sicilden silinen ve arşiv kaydına alınan bir mahkumiyet hükmü ile ilgili bilgilinin, Emniyet Müdürlüğünce, Güvenlik Araştırma kapsamında Adalet Bakanlığına bildirilmesi, memur atamasına bu bilginin 2003 tarihli bir yönetmelik hükmü ile hayata geçirilerek uygulanması ve mağduriyete neden olması, Arşiv kaydında ki bir bilgiyi savcı dahi bir devam eden soruşturma veya kovuşturma olmadan isteyemezken, Adli sicil bilgisine değil de, arşiv bilgisine polisin ulaşması ve bu bilginin aleyhe kullanılması 5352 sayılı yasanın 10.maddesi, Adli Sicil yönetmeliğinin 11/1.maddesi ile 12.maddesi dairesinde mümkün olmaması gerekir diye düşünüyorum.






III-SONUÇ:

1- 657 sayılı yasanın 48/A-5.maddesinde yer alan şart ile aynı yasanın 48/B-2.maddesinde yer alan ve kurumlarca konulacak ek şartların aynı anda yürürlükte bulunması zorunludur.
2- 657 sayılı yasanın 48/A-5.maddesinde belirtilen mahkumiyet ile ilgili kısıtlama, aynı maddenin 48/B-2.maddesine dayanılarak çıkarılacak yönetmelikler ile genişletilemez veya daraltılamaz. Ancak memuriyetin niteliğine göre adayın boyu, kilosu, eğitimi vs koşullar elbette getirilebilir. Zaten bu benzeri koşullar, yürürlükte olan 48/A-5.madde ile çelişmemekte, aynı anda yürürlükte bulunmalarına engel teşkil etmemektedir.
3- 657 sayılı yasanın 48.maddesi ile birlikte yürürlükte olan aynı kanunun 98.maddesi birlikte göz önüne alınması ve memuriyete giriş koşullarını yitirmek anlamında, girişte getirilen ilave şartlarında gözetilmesi gereklidir.
4- 5352 sayılı yasanın 10.maddesine göre, arşiv bilgileri özel kanunlarda gösterilen hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından istenebilir. Savcılıklarca ise bir soruşturma veya kovuşturma olması halinde bu bilgiler istenebilir. Adli Sicil Yönetmeliğin 12.maddesine göre de; Arşiv bilgileri, “belirtilen bazı suçlara ilişkin olmaları ve aynı zamanda özel kanunlarda gösterilen hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşları, tarafından istenebilir.”
5- Kanun ve yönetmelik hükmünde Adli sicil kaydı ve bilgisi ile Arşiv bilgisi olmak üzere iki kayıt ve bilgi bulunmaktadır. 5352 sayılı kanuna göre bu her iki bilgi türü de, bu kanun hükümlerine göre verilen kişi ve kurumlarca veriliş amacı dışında kullanılamaz. Eğer bu bilgiler verilemiyor ise, zaten verilmesinin uygun olmadığı kişi veya kurumca kullanılması hukuken düşünülemez.
6-Mahkumiyetin memur olmayı kısıtlama çemberi özel kurum yönetmelikleri ile kısıtlanamaz, kısıtlandığı kabul edilir ise, bu kez 98/b.madde dairesinde memur güvenliğinden büyük ölçüde yoksun memur grupları oluşturulmuş olur. Ayrıca yapılan güvenlik soruşturmalarında eski mevzuat, uygulama ve içtihatlar dairesinde, yeni Adli Sicil Kanunu ve Sicil yönetmeliğinin getirdiği yeni hükümler görmezden gelinerek ve umursanmadan işlem yapılıp mağduriyet doğrulmaması istenen ve arzu edilen sonuç olacaktır.

Saygılar
Önder ÖZLEM
Old 07-07-2008, 08:21   #2
prometeus

 
Varsayılan

Önder bey, harika bir çalışma yapmışsınız. Buradan anlaşılıyor ki, arşiv araştırmasının olumlu olmak ifadesi yasalara tamamen çelişik ve aykırı bir madde olarak sırıtıyor karşımızda. Ayrıca güvenlik araştırması ve arşiv araştırması yönetmeliğinin 11. maddesi gayet açık " Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında araştırılacak hususlar ; Madde 11- Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında kişinin içinde bulunduğu ortam da dikkale alınarak;
a) Kimlik kontrolü, kimlik kayıtlarının doğruluk derecesi, uyrukluğu, geçmişte yabancı bir devletin uyrukluğuna girip girmedigi ,
b) Kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığı, kolluk kuvvetlerinin ve istihbarat ünitelerinin arşivlerinde bilgiler bulunup bulunmadığı, adlı sicil kaydının ve hakkında bir tahdidin olup olmadıgı ,
c) Yıkıcı faaliyellerde bulunup bulunmadığı ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanuna ve Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı davranıp davranmadığı,
d) Şeref ve haysiyetini ihlal edecek ve görevine yansıyacak şekilde kumara, uyuşturucuya, içkiye, paraya ve aşırı bir şekilde menfaatine düşkün olup olmadığı, ahlak ve adaba aykırı davranıp davranmadığı,
e) Yabancılarla, özellikle hasım ve hasım olması muhtemel Devlet mensupları ve temsilcileriyle ilgi derecesinin iç yüzü ve nedeni,
f) Sır saklama yeteneğinin olup olmadığı,
araştırılır. "

Arşiv araştırmasının ne ve asıl amacının ne olduğu bu maddelerde anlatılmaktadır. Özellikle b bendinde "Kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığı, kolluk kuvvetlerinin ve istihbarat ünitelerinin arşivlerinde bilgiler bulunup bulunmadığı, adlı sicil kaydının ve hakkında bir tahdidin olup olmadıgı " belirtilenler gayet açıktır. Buna göre , bir kişinin hakkında güvenlik araştırması ve arşiv kaydı ( arşiv kaydı demekle güvenlik ve istihbarat birimlerinin arşiv kaydı anlaşılıyor burdan ) isteyecek birimlerin olumsuz değerlendirmesinde bulunması için kişinin adli sicilinde hakim kararı ile alınmış memuriyetine engel olabilecek bir mahkumiyet kararının sicil kaydında yer alması gerekiyor , adli arşiv kaydında değil. Adli arşiv kaydının , istihbarat ve emniyet birimlerinin arşivlerinde bulunması ise anladığım kadarıyla yasal değil. Çünkü burda sicil kaydından bahsediliyor. Emniyet ve istihbarat birimlerinin elde ettiği muhtelif bilgilerinin değerlendirilmesi ile oluşturulan emniyet ve istihbarat birimlerinin arşivlerinde bulunan bilgilerden ve adli sicil kaydından bahsediliyor. Şu halde adli arşiv kaydının bu birimlerin arşivlerinde bulunması yasal mıdır? Çünkü adli arşiv kayıtları gizlilik kaydıyla korunması gereken kayıtlardır. Öyle her yerde , herkese açıklanamaz.

Bu yorumuma katılırmıydınız Önder bey ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tanima Ve ÇocuĞun NÜfusa Kaydi İsa Mesih Şahin Meslektaşların Soruları 2 04-04-2010 16:53
Yapi Kooperatİfİ - Üye Kaydi KAANKAL Meslektaşların Soruları 2 04-06-2008 17:47
NÜfusta HİÇ Kaydi Olmayan KİŞİ Adina Tapuda İŞlem advokat34 Meslektaşların Soruları 2 28-04-2007 18:30
Soyadi Tashİhİne Sabika Kaydinin Etkİsİ advokat34 Meslektaşların Soruları 4 11-04-2007 13:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05732489 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.