Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Avukatlık Kanunu 56/3 m. ile ilgili Yargıtay Kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-02-2008, 20:13   #1
avukat1980

 
Varsayılan Avukatlık Kanunu 56/3 m. ile ilgili Yargıtay Kararı

Değerli meslektaşlarım;Yargıtay 6.CD E.2002/10234,K.2002/13102 sayılı karar acil olarak lazım...Şimdiden teşekkürler.
Old 19-02-2008, 23:36   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, 01.06.2005 itibariyle (ve hatta daha sonrasında da bir çok kez) tüm ceza mevzuatı değiştiğinden eski tarihli yargı kararlarının bir bölümü artık bir anlam ifade etmemektedir. Aradığınız bu karar ne hakkında?
Old 20-02-2008, 11:58   #3
avukat1980

 
Varsayılan Cengiz Bey;

Cengiz bey bu karar avukatlık kanunu 56/3 maddesi ile alakalı.
Old 20-02-2008, 12:19   #5
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

İşinize yarar umarım,konuyla ilgili iki adet kararı kopyalıyorum.İyi çalışmalar

T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 2003/7-316
Karar: 2004/12
Karar Tarihi: 27.01.2004
ÖZET : Av. Şeref'in İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/739 esas sayılı dosyasında davacılar vekili sıfatıyla DSİ Genel Müdürlüğü aleyhine açtığı kamulaştırma bedelinin artırılması davasında, İzmir 10. Noterliğince düzenlenen 26.7.1995 gün ve 23172 yevmiye nolu vekaletnameden, müştekilerin murisi olan Bayram'ın adını çıkartmak suretiyle, aslına uygun olmayan 31.7.1995 günlü sureti çıkartıp onayarak, Bayram aleyhine, diğer müvekkilleri lehine ihtiyati tedbir istemli olarak İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/725 esasında kayıtlı, muvazaa nedeniyle satışın iptali ve hisseleri nispetinde taşınmazın müvekkilleri adına tescili veya saklı paylardan yoksun kalmaları önlenerek tenkis davası açtığı,
Av.Hüseyin'in, İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/1138, 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/842 esas sayılı davalarında Bayram, Ayşe, Rukiye, Zeynep, Elif ve Hatice'nin vekilliklerini yürütmekte iken, müvekkillerinden Bayram aleyhine açılmış İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/725 esas sayılı dosyasında karşı tarafın avukatı Şeref ile anlaşarak ve dava ile ilgili cevap ve ihtiyati tedbirin kaldırılması yönünden hazırladığı 16.8.1995 günlü dilekçeyi mahkemeye vermemek suretiyle müvekkillerini yeterince savunmayarak davanın kabulüne karar verilmesine, bu suretle müştekinin hissesi üzerine ihtiyati tedbir konulmasına sebebiyet vererek müsnet suçu işlediği" iddiasıyla, sanık Şeref'in TCY.nın 240. maddesi, sanık Hüseyin'in ise TCY.nın 294. maddesi uyarınca cezalandırılmaları için son soruşturmanın İzmir Ağır Ceza Mahkemesinde açılmasına karar verilmiştir.
Görüldüğü gibi son soruşturmanın açılması kararında sanıkların açıklanan eylemleri, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/725 esas sayılı dosyasında karşılıklı anlaşarak, katılanların aleyhine karar alınmasını sağlamak olarak belirtilmiştir. Yüklenen suçlar arasında CYUY.nın 230. maddesinde belirtilen şekilde gerek sanıklar, gerekse eylemler yönünden birlikte yargılama yapılmasını gerektiren bir bağ bulunmaktadır. Yerel Mahkemece sanıklar haklarındaki ortak kanıtlar birlikte değerlendirilerek, somut gerçeğe ulaşmak için davaların birlikte görülerek sonuçlandırılması isabetlidir.

(1136 S. K. m. 56) (765 S. K. m. 59) (1412 S. K. m. 2, 230) (5237 S. K. m. 62)
Dava: Aslına aykırı örnek vermek suçundan sanık Şeref'in 1136 sayılı Yasanın 56/3 ve TCY.nın 59/2. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, avukatlık görevini kötüye kullanmak suçundan sanık Hüseyin Topal'ın ise beraatına ilişkin İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesince 25.11.1998 gün ve 325-307 sayı ile verilen kararın sanık Şeref ve o yer C.Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 16.10.2000 gün ve 11448-13004 sayı ile;
"Eylemleri arasında fiili ve hukuki irtibat bulunmayan sanıklar hakkında açılmış bulunan davaların birlikte görülerek sonuçlandırılması" isabetsizliğinden hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 21.06.2001 gün ve 466-240 sayı ile; "Gerek müştekilerin iddiaları ve gerekse açılan davada avukatların karşılıklı olarak birbirleri ile anlaşarak müsnet suçu işlemiş olduklarının ileri sürülmüş olması karşısında sanıkların eylemleri arasında fiili ve hukuki bağlantı olmadığını kabul etmek ve dosyaların tefrik edilip, sanıkların ayrı ayrı yargılamalarının yapılması dosya içeriğine ve usule uygun değildir.
Yargıtay 7. Ceza Dairesinin bozma kararında sanıkların eylemleri arasında fiili ve hukuki bağlantı olmadığı belirtilmiş ise de yukarıda özetlenen iddialara göre her iki avukatın karşılıklı olarak anlaşarak suç işlediklerinin iddia edilmesi karşısında birisi hakkında verilecek karar diğerini de ilgilendireceğinden iddiaların birlikte değerlendirilerek yargılamanın birlikte görülmesinde zorunluluk bulunmaktadır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık Şeref vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istekli 07.11.2003 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Ceza Yargılamaları Usulü Yasasında, Ceza Genel Kurulunda incelemenin duruşmalı yapılacağına ilişkin bir hüküm yer almadığından, sanık Şeref Bağcı vekilinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteminin CYUY.nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verildikten sonra dosya üzerinde yapılan incelemede;
Somut olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanık Şeref Bağcı ile Hüseyin Topal haklarında açılan kamu davalarının birlikte görülerek sonuçlandırılmasının olanaklı olup olmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Davaların birleştirilmesi hususu CYUY.nın 2 ve devam eden maddeleri ile 230. maddesinde ele alınmış olup, düzenleme biçiminden ilke olarak davaların birleştirilmesinde zorunluluk bulunmadığı, takdire bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu düzenleme ile aralarında kişisel ya da eylemsel bağ bulunan davaların hem kısa zamanda bitirilmesi, hem de aynı sanık veya eylemle ilgili kanıtların bir arada toplanıp bir bütün olarak değerlendirilmesi suretiyle somut gerçeğin en doğru şekilde ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.
Öte yandan yarar görülmesi üzerine davaların birleştirilmesinden sonra, bu yararın ortadan kalkması halinde CYUY.nın 2. maddesinin son fıkrası uyarınca davaların ayrılmasına karar verilmesi de olanaklıdır. O halde, yargılamanın bir an önce bitmesi, somut gerçeğe daha çabuk ve daha kolay ulaşılması, zaman ve emek yönünden yarar umulması halinde davalar birleştirilmeli, bu yararın gerçekleşmeyeceği anlaşılırsa davaların ayrılmasına karar verilmelidir.
Bu açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık avukatlar Şeref ve Hüseyin haklarında katılanların şikayeti üzerine, yapılan soruşturma sonucunda Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesince 18.07.1997 gün ve 562-325 sayı ile;
"Av. Şeref'in İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/739 esas sayılı dosyasında davacılar vekili sıfatıyla DSİ Genel Müdürlüğü aleyhine açtığı kamulaştırma bedelinin artırılması davasında, İzmir 10. Noterliğince düzenlenen 26.7.1995 gün ve 23172 yevmiye nolu vekaletnameden, müştekilerin murisi olan Bayram'ın adını çıkartmak suretiyle, aslına uygun olmayan 31.7.1995 günlü sureti çıkartıp onayarak, Bayram aleyhine, diğer müvekkilleri lehine ihtiyati tedbir istemli olarak İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/725 esasında kayıtlı, muvazaa nedeniyle satışın iptali ve hisseleri nispetinde taşınmazın müvekkilleri adına tescili veya saklı paylardan yoksun kalmaları önlenerek tenkis davası açtığı,
Av.Hüseyin'in, İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/1138, 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/842 esas sayılı davalarında Bayram, Ayşe, Rukiye, Zeynep, Elif ve Hatice'nin vekilliklerini yürütmekte iken, müvekkillerinden Bayram aleyhine açılmış İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/725 esas sayılı dosyasında karşı tarafın avukatı Şeref ile anlaşarak ve dava ile ilgili cevap ve ihtiyati tedbirin kaldırılması yönünden hazırladığı 16.8.1995 günlü dilekçeyi mahkemeye vermemek suretiyle müvekkillerini yeterince savunmayarak davanın kabulüne karar verilmesine, bu suretle müştekinin hissesi üzerine ihtiyati tedbir konulmasına sebebiyet vererek müsnet suçu işlediği" iddiasıyla, sanık Şeref'in TCY.nın 240. maddesi, sanık Hüseyin'in ise TCY.nın 294. maddesi uyarınca cezalandırılmaları için son soruşturmanın İzmir Ağır Ceza Mahkemesinde açılmasına karar verilmiştir.
Görüldüğü gibi son soruşturmanın açılması kararında sanıkların açıklanan eylemleri, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/725 esas sayılı dosyasında karşılıklı anlaşarak, katılanların aleyhine karar alınmasını sağlamak olarak belirtilmiştir. Yüklenen suçlar arasında CYUY.nın 230. maddesinde belirtilen şekilde gerek sanıklar, gerekse eylemler yönünden birlikte yargılama yapılmasını gerektiren bir bağ bulunmaktadır. Yerel Mahkemece sanıklar haklarındaki ortak kanıtlar birlikte değerlendirilerek, somut gerçeğe ulaşmak için davaların birlikte görülerek sonuçlandırılması isabetlidir.
Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmü isabetli olduğundan işin esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle; Yerel Mahkeme direnme kararının isabetli olduğuna, esasa ilişkin temyiz incelenmesi yapılması için dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 27.01.2004 günü tebliğnamedeki isteme kısmen uygun olarak oybirliği ile karar verildi.


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
T.C. YARGITAY
9.Ceza Dairesi
Esas: 2002/1262
Karar: 2002/1378
Karar Tarihi: 11.06.2002
ÖZET : Tazminat davasında dayanılan vekaletnamenin, aykırı biçimde onaysız fotokopi olduğu ve tazminat davasına dayanak olan ceza davası nedeniyle vekile verildiği anlaşıldığından, davacı asilin dinlenmesi, vekili ile aralarında vekalet ilişkisinin sürüp sürmediğinin araştırılmasından sonra karar verilmesi gerekir.
(466 S. K. m. 1, 3) (1136 S. K. m. 56)
Dava: Haksız olarak tutuklu kaldığı günler için 466 sayılı kanun gereğince tazminat isteğinde bulunan Ali A'a 88.759.500.- lira maddi, 225.000.000.-lira manevi tazminat ile 30.000.000.-lira dilekçe yazma ücreti verilmesine dair BİNGÖL Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 11.3.2002 gün ve 2001/59 esas, 2002/59 karar sayılı hükmün tehir-i icra talebi ile Yargıtayca incelenmesi davalı hazine vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Davalı hazine vekilinin tehir-i icra istemi hakkında mahallinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Davacı vekilinin 7.8.1997 tarih ve 12923 yevmiye numaralı vekaletnameye dayalı olarak açtığı tazminat davasında, anılan vekaletnamenin, 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 56. maddesine aykırı biçimde onaysız fotokopi olduğu ve tazminat davasına dayanak ceza davası nedeniyle vekile verildiği anlaşıldığından, 466 sayılı yasanın 3.maddesi hükmü de nazara alınarak, davacı asilin dinlenmesi, vekili ile aralarında vekalet ilişkisinin sürüp, sürmediğinin araştırılmasından sonra karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Sonuç: Kanuna aykırı ve davalı hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 11.6.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargitay Karari Ariyorum Seher Meslektaşların Soruları 3 24-11-2015 14:55
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2006/14920 Esas ve 2007/4783 Karar Sayılı ilamı gerekiyor Avukat Can ÖZCAN Meslektaşların Soruları 4 07-11-2011 16:07
Yargitay Karari Ariyorum... advokat34 Meslektaşların Soruları 2 17-05-2007 18:24
Yargitay Karari Ariyorum.. avukat1980 Meslektaşların Soruları 4 01-12-2006 18:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04987502 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.