Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sulh ceza hamiline çek/ beraat /vekalet ücretine hükmedilmemesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-11-2011, 13:45   #1
av.yağmur deniz

 
Varsayılan Sulh ceza hamiline çek/ beraat /vekalet ücretine hükmedilmemesi

Merhabalar müvekkilim hamiline çek düzenlemekten yargılandı beraat etti ancak vekalet ücretine hükmedilmedi.Hakime hatırlattı hayır hükmetmiyorum dedi müvekkilin yanında konuyu uzatmadım.şimdi temyiz edeceğim.Ancak hamiline çeklerle ilgili durumda ayrık bir durum var mı onu bilmiyorum.Vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği kanaatindeyim.Ayrıca geçen hafta aynı suçtan temyiz süresini kaçırdığım,süre tutumu vermediğim bir dava daha var aynı hususta.Ona da karar düzeltme istesem olur mu?
Old 18-11-2011, 13:53   #2
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Beraat kararı verilmiş ise, tarifedeki maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Hükmedilmemesi hususu temyiz edildiğinde, bu, bozma sebebi sayılır.

Temyiz süresi kaçırılmış olan dosya ile ilgili olarak ise yapılabilecek bir husus olmadığını düşünüyorum.
Old 18-11-2011, 14:27   #3
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.yağmur deniz
Merhabalar müvekkilim hamiline çek düzenlemekten yargılandı beraat etti ancak vekalet ücretine hükmedilmedi.Hakime hatırlattı hayır hükmetmiyorum dedi müvekkilin yanında konuyu uzatmadım.şimdi temyiz edeceğim.Ancak hamiline çeklerle ilgili durumda ayrık bir durum var mı onu bilmiyorum.Vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği kanaatindeyim.Ayrıca geçen hafta aynı suçtan temyiz süresini kaçırdığım,süre tutumu vermediğim bir dava daha var aynı hususta.Ona da karar düzeltme istesem olur mu?

Sayın meslektaşım,

Temyiz süresini kaçırdığınız dosyanın temyiz şansı vardır. Şöyle ki : Kısa kararda yer almayan bir hususun gerekçeli kararda gösterilmiş olması temyiz nedenidir. Bu durumda temyiz süresi kararın tefhimi ile değil kararın tebliği ile başlar. Eğer dosyanın karar celsesinde hakim vekalet ücretine ilişkin bir kısa karar kurmamış olmasına rağmen ancak gerekçeli kararda bu hususa yer vermişse ( vekalet ücreti takdirine yer olmadığı vs gibi )ya da bu husus hüküm kısmında hiç yer almıyorsa siz gerekçeli kararın yazılması üzerine bu hususta haberdar olduğunuzdan bahisle temyiz isteminde bulunabilirsiniz. Muhtemelen mahkeme temyiz isteminizin süresinde olmadığından reddine karar verecektir. Bu durumda red kararını temyiz ederek dosyanın Yargıtay' a gitmesini sağlayabilirsiniz. Yargıtay Cmk 303 /1-h maddesine göre değerlendirme yaparak hüküm verebilecektir.

İyi çalışmalar.
Old 18-11-2011, 14:39   #4
mehmetseyrek

 
Varsayılan

13.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren Tarifenin 13/5 maddesinde yer alan hüküm şöyledir:Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.
CMK 324/1:Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama gfiderleridir.

Kararı avukatlık ücreti yönünden temyiz edebilirsiniz.
Old 18-11-2011, 15:37   #5
üye7160

 
Varsayılan

SEKİZİNCİ DAİRE

ESAS NO : 2007/263

KARAR NO : 2008/3515

DAVACI : Adalet Bakanlığı

DAVALI : Türkiye Barolar Birliği Çetin Emeç bulvarı No:46 – Balgat/Ankara

VEKİLİ : Av. Seray Şenfer (Aynı yerde)

Davanın Özeti : 13.12.2006 gün ve 26375 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe gider Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Genel hükümler kısmında yer alan Ceza Davalarında Ücret başlıklı 13. maddesinin son fıkrasında yer alan “Beraat eden ve kendisinin vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir” hükmünün hukuka aykırı olduğu öne sürülerek iptali istemidir.

Savunmanın Özeti : Ceza davalarında davanın bir tarafının Devlet olduğu, dava kamu adına açıldığına göre dava sonucunda haksız çıkan tarafın kamu, dolayısıyla Devlet olduğu, yargılama giderlerinden olan avukatlık ücretinin hazine aleyhine hükmedilmesinde hukuk aykırı bir yön bulunmadığı, davalı idarece beraat eden sanığın, açacağı tazminat davasında avukatına ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretini de talep edebileceği belirtilmekteyse de, 5271 sayılı Yasanın 141.maddesinde belirli konularla ilgili sınırlı olarak tazminat davası açabileceğinin belirtilmesi, avukatlık ücretinin ayrı bir dava açılarak alma imkanının tanındığı bir kanun hükmü bulunmaması nedeniyle bu görüşe katılmanın mümkün olmadığı, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi Mevlüt BEDEL’in Düşüncesi : Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca beraat eden kişinin sadece kendi kusurundan oluşan giderleri ödeyeceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Hazinece üstlenileceği düzenlendiğinden ücret ödeyerek avukat tutan ve beraat eden kişinin ödediği avukatlık ücreti kişinin önceden ödemek zorunda olduğu giderler kapsamında yer aldığından, dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Ahmet Yahya Özdemir’in Düşüncesi : Dava, 13.12.2006 gün ve 26375 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe gider Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Genel hükümler kısmında yer alan Ceza Davalarında Ücret başlıklı 13. maddesinin son fıkrasında yer alan “Beraat eden ve kendisinin vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir” düzenlemesinin iptali istemiyle açılmıştır.

1136 sayılı Avukatlık Kanununun Avukatlık Ücret Tarifesinin Hazırlanması başlıklı 168. maddesinde tarifenin hazırlanmasının takvimi, süreci ve biçimi düzenlenmiştir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesinin 3. fıkrasında beraat eden sanığa tazminat isteyeceği bir hal varsa bu da bildirilir. 232. maddesinin 6. fıkrasında, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir düzenlemeleri yer almış, aynı Kanunun Yargılama Giderleri başlıklı 324. maddesinde;

(1) Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir.

(2) Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.

(3) Giderlerin miktarı ile iki taraftan birinin diğerine ödemesi gereken paranın miktarını mahkeme başkanı veya hâkim belirler.

(4) Devlete ait yargılama giderlerine ilişkin kararlar, Harçlar Kanunu hükümlerine göre; kişisel haklara ilişkin kararlar, 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu hükümlerine göre yerine getirilir.

(5) Türkçe bilmeyen ya da engelli olan şüpheli, sanık, mağdur veya tanık için görevlendirilen tercümanın giderleri, yargılama gideri sayılmaz ve bu giderler Devlet Hazinesince karşılanır. Kuralları getirilmiştir.

Anılan Kanunun Beraat veya Ceza Verilmesine Yer olmadığına Karar Verilmesi Halinde Gider başlıklı 327 maddesinde

(1) Hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişi, sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkûm edilir.

(2) Bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderler, Devlet Hazinesince üstlenilir. Kurallarına yer verilmiştir.

Alıntısı yapılan 5271 sayılı Yasa kuralları birlikte değerlendirildiğinde beraat eden sanığa tazminat isteyebileceği durum var ise bunun ve kanun yolları ile izlenecek yöntemin açıklanacağı, avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, karar merciince yargılama giderlerinin miktarının ve kimlerden alınacağının belirtileceği, Devlete ait yargılama giderlerine ilişkin kararların Harçlar Kanununa göre yerine getirileceği, tercüman giderlerinin Hazinece karşılanacağı, beraat eden kişinin sadece kendi kusurundan oluşan giderleri ödeyeceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Hazinece üstlenileceği anlaşılmakta olup, bu bağlamda ücret ödeyerek avukat tutan ve beraat eden kişinin ödediği ücretin de kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderler kapsamında değerlendirilmesinde anılan yasal düzenlemelere aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Yukarıda sözü edilen 324. maddede yargılama giderinden, 327. maddede giderden söz edilmekte ise de 327 maddenin 324. maddeye göre daha geniş ve genel bir ifade kullandığı bu ifadelerin beraat eden kişinin avukatlık ücretinin Hazinece karşılanmasına engel bir hukuki durum oluşturmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu itibarla, davaya konu düzenlemede üst hukuk normlarına aykırılık görülmemektedir.

Belirtilen nedenlerle, davanın reddinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizince Dairesince duruşma için önceden belirlenen 14.05.2008 gününde davacı Adalet Bakanlığını temsilen gelen olmadığı, Türkiye Barolar Birliği vekili Av. Seray Şenfer’in duruşmaya geldikleri görülüp davalı idare vekiline usulüne uygun söz verilip savunması alındıktan ve Danıştay Savcısının düşüncesi dinlenip duruşmaya son verildikten sonra işin gereği görüşüldü.

Dava, 13.12.2006 gün ve 26375 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe gider Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Genel hükümler kısmında yer alan Ceza Davalarında Ücret başlıklı 13. maddesinin son fıkrasında yer alan; “Beraat eden ve kendisinin vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.”, şeklindeki kuralın hukuka aykırı olduğu öne sürülerek iptali istemiyle açılmıştır.

1136 sayılı Avukatlık Kanununun “Avukatlık Ücret Tarifesinin Hazırlanması” başlıklı 168. maddesinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Türkiye Barolar Birliğince hazırlanma şekli düzenlenmiştir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Yargılama Giderleri” başlıklı 324. maddesinde harçların ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamaların ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleri olduğu belirtilmiştir. Anılan Kanunun “Beraat veya Ceza Verilmesine Yer olmadığına Karar Verilmesi Halinde Gider” başlıklı 327 maddesinde ise; hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişi, sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkûm edileceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Devlet Hazinesince üstlenileceği kurallarına yer verilmiştir.

Yukarıda anılan yasal düzenleme uyarınca, beraat eden kişinin sadece kendi kusurundan oluşan giderleri ödeyeceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Hazinece üstlenileceği düzenlendiğinden, ücret ödeyerek avukat tutan ve beraat eden kişinin ödediği avukatlık ücret ide kişinin önceden ödemek zorunda olduğu giderler kapsamında yer aldığından, Devlet Hazinesince karşılanması esastır. Bu durumda, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.100.00 YTL. Vekalet ücretinin davacı idareden alınarak davalı vekiline verilmesine 14.05.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 18-11-2011, 18:44   #7
av.yağmur deniz

 
Varsayılan

yanıtları okuudm.bir temyiz bir de 309/4-a uyarınca kan.yar.bozma dilekçesi yazdım.Pazartesi vereceğim.Ancak kafama takılan hakimlerin temyiz edeceğimizi ve bozulacağını bilmelerine rağmen bu şekilde karar vermeleri idi.Çünkü onlar da kararlarının bozulmasını istemezlerbu nedenle acaba sözkonusu suçta ayrık bir durum mu var diye merak etmiştim.hepinize teşekkürler.
Old 02-12-2011, 10:35   #8
onergun

 
Varsayılan karar

Sayın meslektaşım,
Beraat kararını payhlaşmanız mümkün mü? Ayrıca elinde Yargıtay denetiminden geçmiş ve onanmış Beraat kararı olan meslektaşlarımız bu kararlarını paylaşırsa seviniriz, iliginize teşekkürler,
Selamlar, iyi çalışmalar
Alıntı:
Yazan av.yağmur deniz
Merhabalar müvekkilim hamiline çek düzenlemekten yargılandı beraat etti ancak vekalet ücretine hükmedilmedi.Hakime hatırlattı hayır hükmetmiyorum dedi müvekkilin yanında konuyu uzatmadım.şimdi temyiz edeceğim.Ancak hamiline çeklerle ilgili durumda ayrık bir durum var mı onu bilmiyorum.Vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği kanaatindeyim.Ayrıca geçen hafta aynı suçtan temyiz süresini kaçırdığım,süre tutumu vermediğim bir dava daha var aynı hususta.Ona da karar düzeltme istesem olur mu?
Old 03-01-2012, 10:27   #9
av.mfk

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlar
Ağır ceza mahkemesinde müvekkilimiz hakkında beraat kararı verildi.Ancak lehimize vekalet ücretine hükmedilmedi. Mahkeme başkanıyla görüştüm unutup yazdırmadığını söyledi.Temyiz süresini kaçırmamız sebebiyle temyiz de edemedik. Kararda yargılama giderlerinin hazineye yüklendiğinden bahsediliyor. Bu durumda
1-Avukatlık ücretini bir yargılama gideri olarak sayıp
ilamlı takip yapmak mı,
2-Yoksa asliye hukuk mahkemesinde alacak davası açmak mı daha iyi olur.
Değerli görüşlerinizi bekliyorum.
Old 03-01-2012, 10:31   #10
üye7160

 
Varsayılan

ilamda açıkça vekalet ücretinin hazinece karşılanacağı hüküm altına alınmamışsa ilama konu edebileceğinizi sanmıyorum..
Old 03-01-2012, 10:53   #11
av.mfk

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım peki bu durumla ilgili alacak davası açmak mümkün değil mi?
Old 03-01-2012, 11:08   #12
üye7160

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.mfk
Sayın meslektaşım peki bu durumla ilgili alacak davası açmak mümkün değil mi?

alacağınızı neye dayandırmayı düşünüyorsunuz? dediğiniz gibi ilamda vekalet ücretinden bahsedilmemiş.genel mahkemece alacağın varlığına karar verilir mi açıkçası bilmiyorum...

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=18242
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=57543

linkleri inceleyin belki işinize yarayan birşeyler bulabilirsiniz..
Old 03-01-2012, 11:13   #13
av.yağmur deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.mfk
Sayın meslektaşlar
Ağır ceza mahkemesinde müvekkilimiz hakkında beraat kararı verildi.Ancak lehimize vekalet ücretine hükmedilmedi. Mahkeme başkanıyla görüştüm unutup yazdırmadığını söyledi.Temyiz süresini kaçırmamız sebebiyle temyiz de edemedik. Kararda yargılama giderlerinin hazineye yüklendiğinden bahsediliyor. Bu durumda
1-Avukatlık ücretini bir yargılama gideri olarak sayıp
ilamlı takip yapmak mı,
2-Yoksa asliye hukuk mahkemesinde alacak davası açmak mı daha iyi olur.
Değerli görüşlerinizi bekliyorum.
kanun yararına bozma yoluna gidebilirsiniz ya da madem ki başkan unutmuş tavzih dilekçesi vererek ek kararla hüküm altına alınmasını isteyin.
Old 03-01-2012, 11:16   #14
üye7160

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

E. 2001/15-224
K. 2001/261
T. 21.3.2001


DAVA : Taraflar arasındaki "tavzih" isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesi'nce istemin kabulüne dair verilen 16.4.1999 gün ve 1998/1724 Değ. İş sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 3.6.1999 gün ve 1999/1857 - 2287 sayılı ilamı;
( ... HUMK.nun 455 ve sonradan gelen maddeleri uyarınca, hüküm müphem ve gayrı vazıh olur yahut birbiriyle çelişen fıkraları içerirse istek üzerine bunların tavzih yolu ile giderilmesi olanaklıdır. Bundan çıkan sonuca göre tavzih, bir hükmün müphem olması veya birbirine çelişkili fıkraları ihtiva etmesi halinde hükümle varılmak istenen gerçek anlamın ne olduğunu açığa çıkarmak için kabul olunan bir yoldur. Tavzih, asla verilmiş bulunan bir hükmün tekrar incelenmesi için kabul edilen bir kanun yolu da değildir.

Bütün bu açıklamaların ışığı altında somut olaya dönüldüğünde; 25.11.1998 günlü hakem kurulu kararının 10. sayfası VII. Bendinde "Davada kabul ve reddedilen müdeabihler toplamına göre Harçlar Kanununun 3. maddesi uyarınca mahkemece belirlenecek karar harcının davacılardan tahsiline" denildiği, anılan kararın taraflarca temyiz yoluna başvurulmayarak, mahkeme başkanının tasdiki üzerine 22.3.1999 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, şimdi tavzih talebinde bulunan davacılar temyiz yoluna başvurmamış harcın davacılara aidiyetini belirleyen hakem kararı bu şekilde kesinleşmiştir. Böylece, harç bakımından davalı TEAŞ yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. Mahkemece, bütün bu olgular gözden kaçırılarak esasen temyize konu yapılabilecek istemin reddi yerine, yasaya uygun düşmeyen değişik bazı gerekçelerle ve usuli kazanılmış hak kuralına da aykırı biçimde kabulü bozma nedenidir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tavzih isteminin kabulüne ilişkin hüküm Özel dairesince yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuş ise de, kesinleşen 25.11.1998 tarihli hakem kararının VII. Bendinde belirtilen yargı harcının davacılara aidiyetine ilişkin hüküm bölümünün maddi hata sonucu "davalıya" şeklinde yazılması gerekirken "davacılara" denilerek yazılmış olduğunun anlaşılmasına göre; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ) oyçokluğu ile karar verildi.
Old 03-01-2012, 11:18   #16
üye7160

 
Varsayılan

5. Hukuk Dairesi 2004/11216 E.N , 2005/1524 K.N.

İlgili Kavramlar

HÜKÜM
TAVZİH

İçtihat Metni

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Yasa uyarınca kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Adalet Bakanlığının Kanun yararına bozma isteğini içeren yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 14.10.2004 gün ve 181966 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle dosyadaki belgeler okunup, iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:

Dava, 2942 sayılı Yasa uyarınca kamulaştırma bedelinin artırılması istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Mahkemece, 04.03.2003 tarihli gerekçeli kararla, davanın kısmen kabulü ile 49.926.272.740 liranın dava tarihi olan 24.10.2000 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünden tahsiline karar verilip, gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesinden sonra, davacılar vekilinin 04.04.2003 havale tarihli dilekçesi ile gerekçeli karardaki maddi hataların düzeltilmesini talep etmesi üzerine, mahkemece 25.04.2003 tarihli tavzih kararı ile davanın kabul edilen kısmının 49.926.272.. 740 liradan 80.389.761.194 liraya çıkartılmasına, yargılama gideri, harç, masraf ve vekalet ücretinin de bu miktara göre yeniden belirlenmesine karar verilmiştir.

HUMK.'nun 455. maddesinde "Hüküm müphem ve gayri vazıh olur veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse, icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakuzun refini isteyebilir" hükmü yer almaktadır.

Yukarıda açıklandığı üzere; açık olmayan veya çelişik fıkralar kapsayan hükümlerin tavzihi istenebilir. Hakim, verdiği hüküm ile bağlıdır. Sonradan hükmün yanlış olduğu kanaatine ulaşsa bile, hüküm, temyiz edilip bozulmadıkça veya yargılamanın iadesine karar verilmedikçe değiştirilemeyeceği gibi, unutulan bir hususun da hükme sonradan eklenmesi mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle; kanun yararına temyiz edilen ve inceleme konusu dosyada, tavzih kararı ile hüküm altına alınan alacağın 49.926.272.740 liradan 80.389.761.194 liraya yükseltilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

H.U.M.K.'nun 427/6. maddesi uyarınca, Adalet Bakanlığının gördüğü lüzum üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki talep yerinde görülmekle, Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.04.2003 gün ve 2000/536 Esas, 2003/70 sayılı Ek Tavzih Kararının H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.02.2005. gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ceza davasında Beraat Eden Sanıklar Lehine Maktu Vekalet Ücretine Hükmedilmelidir tiryakim Hukuk Haberleri 24 04-03-2016 13:57
Vekalet ücretine hükmedilmemesi çiğdem06 Meslektaşların Soruları 25 04-06-2014 17:31
Vekalet Ücretine Hükmedilmemesi cesur_yürek Meslektaşların Soruları 7 16-04-2011 21:35
Vekalet Ücretine Hükmedilmemesi Av. Kader DEMİR Meslektaşların Soruları 1 14-04-2009 11:42
vekalet ücretine hükmedilmemesi!!! ayranci Meslektaşların Soruları 1 13-11-2008 20:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07624006 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.