TerÖr ÖrgÜtÜnÜn Propagandasini Yapmak

Herkese merhaba. Terörle Mücadele Kanununun 7/2 md.'si ( Terör örgütünün propagandasını yapmak) ile ilgili yargıtay kararına ihtiyacım var. Elinde karar olan meslektaşlarımın yadımını bekliyorum.

(Olay şöyle: Nevruz kutlamaları nedeniyle kürtçe türkü söyleyen mahalli sanatçı için - bu şahsın ortopedik özürlülüğü de mevcuttur- , bu türkülerde geçen sözler nedeniyle "bu sözlerin popaganda nitelikli olduğu gerekçesiyle" DGM'nin görevine bakan ilgili Ağır Cezada dosya açılmıştır. Bu şahıs Hazırlık aşamasında "Doğu Anadolu kürtçesini anlamadıklarını ve bu türküleri yıllardır hep ezber olarak okuduğunu, terör örgütüyle bir bağlantısı olmadığını, propaganda niyetiyle değil kutlama nedeniyle gelen istekler doğrultusunda okuduğunu" söylemiş). Bu konuda yorum ve deneyimlerinizi paylaşmanızı diliyorum.Saygılar...

Çok yönlü bir soru.Kanımca kişi istek üzerine türküyü söylediğnden propaganda yapmamış olur.Propoganda tanıtmak,yönlendirmek demektir. Türküyü isteyen olmadan kendisi söyleseydi propaganda yapmış olurdu.Tabi burda önemli bir konuda türküyü isteyenlerin dışındaki dinleyiciler türküyü anlıyorsa onlara karşı propaganda yapılmış olur.Kişi türkünün anlamını bilmiyorsa zaten kast yoktur.Burda savcılığın kişinin doğu kürtçesi dediği dili bildiğini ispatlaması lazım.

*Hayatın olağan akışı, bir "sanatçı"nın söylediği ezginin sözlerinin ne anlama geldiğini bilmesi gerektiği yönündedir. Veya sanatçıdan bu "özen" beklenir.
*Parçada özel isimler zikrediliyorsa, bu özen yükümlülüğü daha belirleyici hale gelebilir düşüncesindeyim.
Saygılarımla...

Soruyu soran meslektaşımın sorusuna cevap olarak TMK mad7-2 "Yukarıdaki fıkra uyarınca meydana getirilen örgüt mensuplarına yardım eden-lere ve örgütle ilgili propaganda yapanlara fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca bir yıldan beş yıla kadar hapis ve ellimilyon liradan yüzmilyon liraya kadar ağır para cezası hükmolunur."

Burada suçun cezalandırılabilmesi için görüldüğü üzere kast aranmaktadır.Propaganda zaten başlı başına kasten yapılabilecek bir eylemdir. Sayın meslektaşım Turhan beye katılamıyorum, yasada suçun taksirle işlenebileceği öngörülmediği müddetçe suçta cezada kanunilik ilkesi gereği müvekkilinizin suçu işlemiş olduğunu düşünülemez. Bu bakımdan savcılıkça şahsın kürtçe bilip bilmediğini veya o lehçede kürtçe bilip bilmediğini ispatı gerekir. Tarafınızca yapılabilecek başka bir şey elinizde varsa Kutlamaların kayıtlarını getirmektir. Eğer elinizdeki kayıt yoksa polis arşivinde mutlaka vardır

Orada müvekkilinizin şarkılar arasında konuşması olduysa bu konuşmaların türkçe olması halinde lehinize delil teşkil edeceğini eğer kürtçeyse bunun doğu kürtçesi olup olmadığının incelenmesini isteyebileceğinizi düşünüyorum. Eğer gelen kayıtlardaki (siz talep etmesenizde muhtemelen savcılık getirecek ve dökümünü yaptıracaktır) müvekkilinizin şarkı türkü arasındaki konuşmaları o şivede bir kürtçeyse, söylenen şarkı ve türkülerde terör örgütünün propagandasını içerir bir şeyler olup olmadığına ayrıca bakmak lazım.

Saygılarımla.

Dava alt sınır olan 1 yıl hapis kararıyla karara bağlandı. Sanığın sabıkasının olmaması, mahkemedeki iyi hali vs. nedeniyle 10 aya indirildi. Dosya şimdi Yargıtayda, sonucu merakla bekliyoruz. Dediğiniz gibi, sanığın kayıtlarda söylediği türkülerin yanı sıra aralarda kürtçe konuşma yok, zaten kendisinin bildiği Kürtçe Doğu Anadoluda kullanılan Kürtçeden çok farklılık arzetmektedir.
Terör Suçları nedeniyle alınan cezalarda ne erteleme ne de paraya çevirme imkanı bulunmadığından, gelinen aşama itibariyle hala, sadece kürtçe türkü söylemekten ibaret bir eylemden dolayı, tekerlekli sandalyeye bağlı özürlü bir insanın aldığı bu cezanın infazı nasıl olacak bilemiyorum!...