Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yasal Tedbirlerin Önlenmesi Yönünde Tedbir Kararı

Yanıt
Old 12-11-2004, 12:28   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Yasal Tedbirlerin Önlenmesi Yönünde Tedbir Kararı

Vah memleketim vah! dedirten türden bir mahkeme kararını bu gün müvekkilim bana iletti. Resmen şoke oldum. Bu tedbir kararını tedbir talep eden şirketin vekili müvekkilime faks yoluyla iletiyor.Heyet halinde karar veren mahkeme tek hakim(*) ile tedbir kararını vermiş ve bununla yetinilmemiş aman allahım dedirten bir gerekçe ile tedbir vaz edilmiştir.

KARARIN GEREKÇESİ AYNEN ŞÖYLE:

"Karşı yanın tedbir talebinde bulunması ve bu talebin kabul ihtimalinin de mevcut olduğu göz önüne alınarak "...." filminin mali ve manevi haklarına sahip olan talepte bulunan şirketin haklarının zayi olmaması için söz konusu filmin gösteriminin engellenmemesi ve durdurulmaması ve bu eserin her türlü gösterimine karşı bir yasal tedbir uygulanmaması konusundaki talebin HUMK 101 ve devamı maddeler ve 5846 sayılı yasanın 77.maddesi hükümleri kapsamında kabulüne karar vermek gerekmiştir."

HÜKÜM:

1) Tedbir isteminin kabulü ile mali hakları tedbir isteyen ....... Ltd.şti. ne ait olan "G..." filminin her türlü gösteriminin engellenmemesi ve gösterimine mani olunmaması yolundaki alınması muhtemel YASAL TEDBİRLERİN ÖNLENMESİNE,

2) Taktiren teminat alınmasına yer olmadığına,

.... itirazı kabil olmak üzere karar verildi. 10.11.2004 "


Buyrun...

Yargı nereye gidiyor düşünün lütfen... Böyle bir kararın verilebilmesi için gösterilen "karşı tarafın tedbir talebinin kabul edilebilir olması" yönündeki gerekçe için ne düşnürsünüz?

Ben şimdiden itiraz değil "suç duyurusu" dilekçemi hazırlamaya başladım... Sizler ne önerirsiniz?

Saygılarımla..

Düzeltme: Bu mahkeme (Fikri ve sınai haklar mahkemesi) çok yakın bir tarihte tek hakimli mahkeme haline getirilmiş. Düzeltirim.
Old 12-11-2004, 12:39   #2
Av.Kadir

 
Varsayılan

Ne denilebilir ki?
Böyle bir tedbir kararını düşünüp isteyen meslektaşımızı kutlamak gerekir. Bu tedbir kararını veren sayın hakimi ise hukuku bu kadar zorlayarak aldığı bu karardan dolayı ve kararın Türk ve Dünya hukuku üzerinde çığır açması dolayısıyla üstün hizmet madalyası ile onurlandırmak gerekir.
Kararı vermek zor ama imkansız değildi diyelim yine de ben burada böyle bir tedbir talebini düşünüp ve alan değerli meslektaşımda ki hukuk mantığını (Türk ve Dünya hukukunda çığır açacak düzeydeki) başarısından dolayı Nobel Hukuk ödülüne aday gösteriyorum.
Old 12-11-2004, 12:48   #3
Admin

 
Varsayılan

Bu dahiyane karar hakkında hukuki bir yorum yapmaya çalışmak çok zor.

Sayın Heyeti tebrik etmek lazım, en kısa zamanda literatüre ve ders kitaplarına geçecekleri muhakkak olduğu gibi, "tedbire karşı tedbir" buluşuyla hukuk mizahı alanında da yeni bir çığır açtılar sanırım.

Benim merak ettiğim tedbirlere karşı tedbirler matematiksel olarak sınırsız mıdır? Mesela Sayın Mahkemenin "tedbire karşı tedbir" kararına karşı da "tedbir" kararı verilebilir mi? Ya "tedbire karşı tedbire karşı tedbire" tedbir verilebilir mi? Sanırım konu hukukçuları olduğu kadar matematikçileri de meşgul edecek, tekrar tebrikler (ve tedbirler!)..
Old 12-11-2004, 14:10   #4
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
filminin her türlü gösteriminin engellenmemesi ve gösterimine mani olunmaması yolundaki alınması muhtemel YASAL TEDBİRLERİN ÖNLENMESİNE,


Gündüzleri, iş saatlerinde siteye girip yazmamak için kendi kendime söz vermiştim. Yukarıya aktardığım gerekçeyi okuyunca, yazmadan edemiyeceğimi anladım.

Avukatın böyle bir tedbir kararı aldırmak için verdiği dilekçeyi belirli bir ölçüye kadar anlayışla karşılıyabiliriz. Ama bir mahkemenin
Yasal Tedbirleri Önlemeye çalışması, umarım bir ifade yanlışı, o kararı veren hakimin, geldiği yere hak ederekmi geldi? sorusunu insanın aklına getiriyor ister istemez.

Eğer bir hakim bilerek yasal tedbirleri önlemeye çalışıyorsa, değil hakimlik sıfatını, değil hukukçuluk sıfatını, bir hukuk devletiyim diyen bir devletin vatandaşı olma sıfatını bile hak etmemştir bence.

Saygılarımla
Old 12-11-2004, 14:59   #5
nfb

 
Varsayılan

5846 SAYILI YASANIN 77. m. :
Esaslı bir zararın veya ani bir tehlikenin yahut emrivakilerin
önlenmesi için yahut diğer her hangi bir sebepten dolayı zaruri ve bu hususta ileri sürülen iddialar da kuvvetle muhtemel görülürse, mahkeme, bu kanunla tanınmış olan hakları ihlal veya tehdide maruz kalan kimsenin talebi üzerine, davanın açılmasından önce veya sonra diğer tarafa bir işin yapılmasını veya yapılmamasını emredebileceği gibi ........


Sanırım karar için ne söylerseniz söyleyin bence eksik. 77. maddesinin son cümlesini de kararda dercetmeliydi. (Kararda emre muhalefetin İcra ve İflas Kanununun 343 üncü maddesindeki cezai neticeleri doğuracağı tasrih edilir.)

Sayın Dikici, suç duyurusu dilekçesi yanısıra bir de camilerde sela veya mevlit okutsak mı?
Old 12-11-2004, 16:06   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın Dikici, suç duyurusu dilekçesi yanısıra bir de camilerde sela veya mevlit okutsak mı?


Değeceğini bilsek okuturuz da, bence değmez bile...
Old 12-11-2004, 16:09   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Eğer bir hakim bilerek yasal tedbirleri önlemeye çalışıyorsa, değil hakimlik sıfatını, değil hukukçuluk sıfatını, bir hukuk devletiyim diyen bir devletin vatandaşı olma sıfatını bile hak etmemştir bence.


"bilmeyerek" böyle bir karar verilmesi "mümkün görülmese de" bilmediğini farz etmek daha büyük bir felaket değil mi?

Bilinen bir şey var ki bu kararın izahı mümkün değil.
Old 12-11-2004, 16:32   #8
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Böyle bir mahkeme kararı hüküm ve sonuç da doğurmaz ki?
Şimdi hikayeye devam edelim.. Bu karar (tedbire tedbir alınmaması yönündeki) tebliğ edildi..Ama yine de şirketin karşı tarafı olan; bir tedbir talebinde bulundu ve bu karardan bihaber mahkeme, bir tedbir kararı verdi.. Tedbir kararını veren Mahkemeye; bu tedbire itiraz ederken gerekçe olarak; o "tedbire tedbir" kararı eklendi. 2. Mahkeme ne yapacak sizce?
Ben olsam , almayacak dahi olsam; şimdi salt hukuki süreci izlemek adına tedbir başvurusunda bulunurdum..
Siz ne dersiniz sn.Dikici..
Old 12-11-2004, 18:01   #9
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Böyle bir mahkeme kararı hüküm ve sonuç da doğurmaz ki?

Anladığım kadarıyla dava konusu olay gösterime giren bir filmle ilgili ve Mahkemenin kararı da filmin gösterime girmesini engeleyecek olası tedbir kararlarına karşı veriliyor.

Siz bir başka Mahkemeden -bu karara rağmen- bir tedbir kararı alsanız dahi bu kararı pratikte uygulama şansınız var mı? Karşı taraf elindeki tedbire karşı tedbir kararı ile bu karara karşı çıkacaktır ve bu garip kararların çelişkisi yargı içinde çözümleninceye kadar bu filmin beşincisi bile çevrilip vizyona girer.

Bu nedenle bence karar pratikte amacına(!) ulaşıyor.
Old 12-11-2004, 23:31   #10
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın Admin,
Doğru. Karar pratikte amacına ulaşıyor. Anladığımız film ise yarın vizyona giriyor..Tedbire tedbir talebi, zamanlama olarak da yerinde (!) anlaşılan. Girmemesi için cumartesi günü tedbir olanağı isteme şansı yok şüphesiz.
Ama, filmin vizyona girmesi, engellenmesi gerekiyor ise (bunu ancak taraflar bilebilir) engellenmesi, buna dair bir tedbir kararı alınması; hukuki sürecin izlenmesi ve gözler önüne serilmesi açısından anlamlı olacaktır diye düşünüyorum.
Hatta hatta, yine önlem alınan muhtemel tedbir kararı (yerinde ise) filmin halihazırda vizyona girmiş olması; salt bir kaç günlük hasılat karı dışında; uzun vadede, o muhtemel tedbir kararını (tekrar ediyorum haklı bir tedbir olacak idiyse) önlemeye yönelik olduğundan; artı zarara sebebiyet vermiş duruma da düşürecektir.
Yani pratikte sağlanan geçici fayda; uzun vadede artı zarar anlamına da gelebilir şu haliyle.
Old 13-11-2004, 00:40   #11
VARTO'LU

 
Varsayılan

Sayın Dikici;
Bu ülkede, Anayasasındaki tanımlana ile "Anayasaya, kanun ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verme " yetkisine sahip hakimler, "biz böyle düşündük, vicdani kanaatimiz böyle tecelli etti " biçiminde düşünüp bu düşünceyi uygulamayı da bir hak olarak gördükçe dile getirdiğiniz gibi olayları çok görürseniz saşırmayın.
Dahası da gerçekleşecek şikayetiniz de sonuçsuz kalıp Sayın Adalet Bakanı, "Anayasa ve kanun ile tanınan takdir hakkı "nın kullanıldığı, yada "yargı yetkisi ve takdir hakkının kötüye kullanıldığına dair bir delil bulunmadığı " gerekçesi ile şikayetiniz hakkında "işlem yapılmasına gerek görülmediğine" karar verebilecektir.
Benim de bir uzmanlık mahkemesindeki bir davamda , davacının "......Lira alacağının kanuni faizi ile davalıdan tahsiline " yolunda bir karar verildi. Temyiz üzerine Yargıtay Dairesi "akdi faiz şartı" olduğu için "ödetmenin %5 faizi ile yapılması gerektiği" belirlemesi ile ilamı bozdu. Bozma kararına uyan aynı yargıcın yeni kararı ise "DAVANIN REDDİNE " karar vermek olmasın mı ? Yeniden temyiz yoluna giderek bu kararı bozdurmakla birlikte sayın yargıç hakkında şikayette bulundum. Üstelik şikayet dilekçemde de;
"gerçekleşen sonuç takdir hakkının kullanılması da değil; çünkü o takdir hakkını, "bozma kararını yasa ve usule uygun" bularak "uyulmasına" karar vermek olarak kullandı" biçimindeki vurgulamama rağmen Sayın Adalat Bakanı şikayetimiz üzerine "inceleme sonucunda yargı yetkisi ve takdir hakkının kötüye kullanıldığına dair delil buulnmadığı" gerekçesi ile "bir işlem yapılmasına gerek görülmediği" kararına vardılar.
Yüreklice bu işlemin üzerine gitmenizi istiyor ve bütün benliğim iye yanınızda yer alacağını bilginize iletiyorum.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 17 Aralık 1979 tarihli ve 34/169 sayılı Kararıyla kabul edilen "Kanun Adamları için Talimatname"nin 2. maddesi;
"Kanun adamları görevlerini yerine getirirken, insan onuruna saygı gösterir ve insan onurunu korur ve bütün insanların sahip olduğu insan haklarını kullanmasını sağlar ve bunun yanında yer alır" hükmünü içermekte
Bu yetkinliği göstermeyenler o sıfatı taşımamalı !
Old 13-11-2004, 14:12   #12
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Takdirilik Keyfilik

Sayın meslektaşım Av. Mehmet S. Dikici,

Yargıcın kararı verirken yasada kendisine bir takdir hakkı tanınmış olması ve bunun kullanılması konunu özü olarak görünüyor.

Her ne kadar kararın veya konunun tümü belli değil ise de, genel olarak şunları söyleyebiliriz.

Evet , yargıçların takdir yetkisine bırakılan konular yasalarımızda vardır, ancak bu yetki gibi tüm yetkilerin kullanımı hukuka uygun olmalıdır. Bunun yolu gerekçeden, ayrıntıdan geçer. Verdiği kararın gerekçesini sunamayan veya kararla gerekçesi arasındaki haklı bağlantıyı yeterince açıklayamayan mahkeme yargıcı, takdir yetkisini yerinde başka deyişle hukuka uygun kullanmamış demektir.

Çünkü TAKDİRİLİK ile KEYFİLİK arasında çok ince bir sınır vardır.

Keyfi davranan memur 765 s. T.C.K. m.240 uyarınca görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu işlemiş demektir.

Bir öneri :
Kararı veren mahkemeden (veya imzalayan tek yargıçtan) "KARARIN AÇIKLANMASI" 'hükmün tavzihi' istenerek karardaki sonuca hangi yasal dayanaklarla ulaşıldığı ortaya çıkartılabilir.

Bundan sonradır ki, hem genel suç ve hem de mesleksel suç olarak başvurular yapılmalı diye düşünüyorum.

Kolay gelsin.

Avukat Ömer KAVİLİ
Old 15-11-2004, 22:03   #13
Emin GÜNEŞ

 
Varsayılan

Sayın KAVİLİ,
Gerekçeli karar için hükmün tavzihi istenebilir mi? hakim "hüküm son derece açıktır" derse ne olacak. Ya da böyle bir usulun yasal dayanağı nedir. saygılarımla
Old 16-11-2004, 15:16   #14
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Bu nedenle bence karar pratikte amacına(!) ulaşıyor.


Evet çok doğru bir tespit, amaç hasıl oldu.

Alıntı:
Bir öneri :
Kararı veren mahkemeden (veya imzalayan tek yargıçtan) "KARARIN AÇIKLANMASI" 'hükmün tavzihi' istenerek karardaki sonuca hangi yasal dayanaklarla ulaşıldığı ortaya çıkartılabilir.


Öneriniz için teşekkür ederim ancak karar "tavzihi gerektirecek" bir karar değil. Oldukça açık. Gerekçesi de var. Ancak gerekçe ve hüküm, hukukun temel ilkelerine aykırı olduğu kadar akla-mantığa da aykırı.

Yasal tedbirin önlenmesi için bir tedbir olamaz. Mahkeme bir başka mahkemenin bağımsız karar vermesini önleyecek karar tesis edemez hele ki böyle saçma bir gerekçeye bağlı olarak. Mahkemenin gerekçesi, diğer tarafın tedbir talebinin kabul edilebilir olmasına dayandırılmıştır. işte çıldırtan gerekçe budur.



Saygılarımla.
Old 16-11-2004, 23:41   #15
ege

 
Varsayılan

Sayın Dikici,
Hayli ilginç görünen bu kararı aslında talep gerekçelerini bilmeden yorumluyoruz.
Düşünüyorum da TTK 324 uygulamasında verilen tedbir kararları da yasal girişimleri önlemeye yönelik değil mi?
borçta kurtulma ve menfi tespit davası açarken gerekçelerimiz de de "icra takibine konu olursa ..." diyerek yazıyoruz. Biz o tedbir kararlarını da alıyoruz.
bence,olaya özgü olarak düşünürken ilginç olabilir ama, yasalarımızda icrai eylemlere önlemler var ise,bu olayda da niye olmasın?

( Bu tedbiri talep eden avukat arkadaşın yerinde düşünüm, mali haklarla ilgili bir sorun olmalı ortada ki gösterimin engelenmesi söz konusu.. böyle bir yükümlülüğünüzün bulunmadığını iddia ediyorsanız,elinizdeki belgelerin bir başka mahkeme tarafından bilinmesi söz konusu değilse (yada talep edilmeden ibraz edemiyecek durumda iseniz) böyle bir riskiniz varsa, ve bütün bağlantılarınız gösterim tarihine uygun yapılmışsa??.. bende talep ederdim doğrusu, ve talep gerekçelerini, olayı bilmeden yorumlamak biraz haksızca geliyor bana..)
Old 17-11-2004, 13:44   #16
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın ege,

TTK.324. madde de bahsedilen tedbir ile buradaki tedbirin uzak yakın ilgisi yok.

[Alinti]Madde 324 - Son yıllık bilançodan esas sermayenin yarısının karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, idare meclisi derhal toplanarak durumu umumi heyete bildirir.

Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa idare meclisi aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilançosu tanzim eder. Esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde, umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır. Şirketin aktifleri şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetmediği takdirde idare meclisi bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Mahkeme bu takdirde şirketin iflasına hükmeder. Şu kadar ki; şirket durumunun ıslahı mümkün görülüyorsa idare meclisi veya bir alacaklının talebi üzerine mahkeme iflas kararını tehir edebilir. Bu halde mahkeme, envanter tanzimi veya bir yediemin tayini gibi şirket mallarının muhafazası için lüzumlu tetbirleri alır.[/Alinti]

Hiç kimseye haksızlık yapılmıyor. Karar gerekçesi ve hüküm aynen yazıldı. Talep de aynen hükümdeki gibi..

Kambiyo senedi için talep edilen yahut menfi tespit davası için talep edilen husus İhtiyati haciz ile alakalı olup, yasada açıkça düzenlenmiştir.

Konuyla pek ilgisinin olduğunu düşünmüyorum.
Old 17-11-2004, 15:31   #17
ragıp

 
Varsayılan

ben yazdıklarınızı okudum Hala, mahkemenin niçin tedbire karşı tedbir kararı verdiğini anlamış değilim. Bir hakimin, başka bir hakimin karar vermesini engelleyecek bir kurum var mı?
Kadı ki, ben bu tedbire karşı tedbir kararının infaz edilebileceği kanısında da değilim. Zira HUMK da tedbirin ne şekilde kalkacağı açıkça belirtilmiştir.
Tedbire ancak itiraz edilir ve aynı mahkeme tarafından kaldırılabilir. Bu nedenle, esas olan tedbir kararının uygulanması ve olayımızdaki abes kararın uygulanmaması esastır.
Bu tür karar verilir mi derseniz, ben, verilir derim. Ticaret mahkemesinde görülen bir menfi tesbir davamda, 1.5 yıl, ceza dosyasını beklenmesine ilişkin ara kararı verildi ve beklendi. Sonra ne olduysa, durduk yerde hakim, davacı tarafa yemin teklif etti. Aynı zamanda da ceza dosyasının beklenmesine de karar verdi."Ceza dosyası bekleniyor, kanıtlar toplanmadan yemin teklif edilmez" dediysek de; sonraki celse ceza dosyasının beklenmesinden vazgeçilerek, davanın reddine karar verdi. Yargıtay bozdu ama, bu arada, davalı, icra dosyasında yatan parayı da çekti
Old 17-11-2004, 21:26   #18
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan Yasal tedbir uygulanmamasına....!

Hukuk yeniden yazılıyor ..!

Benim bildiğim kadarıyla tedbir kararı şahıslara veya yürütmenin durdurulmasında olduğu gibi idareye yöneliktir, bağımsız adli makamın alacağı bir karara karşı önleyici tedbir koymak nerede görülmüştür?Yüksek Mahkeme bile bir kararı bozduğu zaman alt derece hakiminin buna direnmeye yetkisi varken aynı derecede mahkeme soyut anlamda sonuçlar doğurabilecek ve sınırı çizgisi belli olmayan bir kararla diğer mahkemelerin "muhtemel" kararına nasıl kota koyabilir? Olasılıklar üzerine genel tedbir kararı verilebilir mi?

Bu bence, bir kişinin diğerine borçlu olmadığına dair alınan menfi tespit kararının , alacaklı olduğunu iddia eden kişiye karşı "sen davacı tarafa karşı hiçbir şekilde icra takibinde bulunamazsın" şeklinde verilmesine benziyor.

Somut sonuçlara gelince:

1. Bu karar nasıl icra edilecektir?İcra memuru , bir hata edip de (!)aynı konuda tedbir kararı vermeyi düşünen hakime zor mu kullanacaktır?
2. Farzedelim karşı taraf bu konuda tamamen haklı ve filmin fikri haklarının gerçek sahibi.Buna rağmen, tedbir kararı üzerine herhangi bir başkaca tedbir kararı alamıyor (karşıda kapı gibi anti-tedbir duruyor!) ve bu nedenle bu tedbir sebebiyle yüksek miktarda zarara uğruyor.Şimdi haksız ihtiyati tedbire karşı tazminat davası açma şartlarından biri de bu tedbir kararının fiilen icrasıdır.Bu karar fiilen de icra edilemeyeceğine göre tazminat hakkınız da elinizden alınmış oluyor. Ha belki "karşı tarafın hiçbir şekilde mağduriyet yaşamayacağına tedbiren karar verilmemişse!..)

Nerden bakılırsa bakılsın, ilgili kanun maddesinin " ...davanın açılmasından önce veya sonra diğer tarafa bir işin yapılmasını veya yapılmamasını..." şeklindeki hükmünün, yargıcın takdir hakkının çok ötesinde ve genişletici yorumun sınırlarının aşırı zorlanmasıyla alınan bu karar "mesuliyet"e hatta şikayete gidilmesini gerektirir diye düşünüyorum.
Old 18-11-2004, 00:24   #19
ege

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: Av. Mehmet S. Dikici
Sayın ege,

TTK.324. madde de bahsedilen tedbir ile buradaki tedbirin uzak yakın ilgisi yok.

[Alinti]Madde 324 - Son yıllık bilançodan esas sermayenin yarısının karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, idare meclisi derhal toplanarak durumu umumi heyete bildirir.

Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa idare meclisi aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilançosu tanzim eder. Esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde, umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır. Şirketin aktifleri şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetmediği takdirde idare meclisi bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Mahkeme bu takdirde şirketin iflasına hükmeder. Şu kadar ki; şirket durumunun ıslahı mümkün görülüyorsa idare meclisi veya bir alacaklının talebi üzerine mahkeme iflas kararını tehir edebilir. Bu halde mahkeme, envanter tanzimi veya bir yediemin tayini gibi şirket mallarının muhafazası için lüzumlu tetbirleri alır.[/Alinti]

Hiç kimseye haksızlık yapılmıyor. Karar gerekçesi ve hüküm aynen yazıldı. Talep de aynen hükümdeki gibi..

Kambiyo senedi için talep edilen yahut menfi tespit davası için talep edilen husus İhtiyati haciz ile alakalı olup, yasada açıkça düzenlenmiştir.

Konuyla pek ilgisinin olduğunu düşünmüyorum.


Sayın Dikici,
konuyla pek ilgisi olduğunu düşünmediğiniz konuyu biz de pek ayrıntılı bilmiyoruz.
Talep gerekçelerini açıklamadan sonuç bölümünden yola çıkmak konuyla hayli alakalı oysaki.
TTK 324 uygulamasını sanıyorum hiç yapmadınız.İflasın ertelenmesi kararı almış bir şirkete yasal hiç bir yaptırımda bulunamıyorsunuz.Elinizde yasal kesinleşmiş kararlarınız dahi olsa.

Bu durumda bir hakim, başka bir hakimin vermiş olduğu yasal kararın uygulanmasını önlemekte değil midir?


sorun "tedbir" kararlarının bir işin yapılması olduğu kadar yapılmamasını da temin etmekte olmalı.

ve bence, bu kadar galeyana gelmeden önce olayın özelliklerini de anlamış olmalıyız.

kısacası, bence konuyla hayli yakından alakalı sayın Dikici.
Old 18-11-2004, 00:52   #20
ege

 
Varsayılan

TTK 324 'ün uygulama tedbirleri içinde ,mahkemeler tarafından verilmiş yada verilecek tüm ihtiyati tedbirleri ve ihtiyati hacizleri önlüyorsunuz.

kayıtta kalan işlemler fiili olarak icrai eyleme geçmediği sürece "ihtiyati tedbir" amacına ulaşmış demektir.

Menfi tespit davaları, yada borçtan kurtulma davaları da yalnızca kambiyo senetlerine ilşkin değildir.
Örneğin,
bir revizyon faturası yüzünden elektriğin kesilmesi tehlikesi ile karşı karşıya iseniz,
elektriğin kesilmemesi yolunda "ihtiyati tedbir" aldığınız gibi, menfi tespit davası açarak da tarafınız aleyhine alınacak bir ihtiyati haczi ve elektriğin kesilmesi yolundaki ihtiyadi tedbiri (teminat karşılığı yada değil) önleyebiliyorsunuz.

İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme, yada elektriğin kesilmesini önlemeye karar veren mahkeme, aynı zamanda bir başka mahkeme tarafından verilmiş veya verilecek bir başka ihtiyadi tedbire karşı "önleyici tedbir" kararı vermiştir.

Hakların yarışması gibi durum söz konusu mu değil mi düşünmek gerek.

Elinde kapı gibi ilamlı alacağı bulunan taraf,
hiç bir icrai eylemde bulunamıyor ve borçlunun yapmış olduğu plan dahilinde kendisine para ödenmesini beklerken bu süreyi üst üste 3 yıl uzatan mahkemeye hiç bir şey yapamıyorsa,
sözünü ettiğiniz konuda tedbir kararı almak çok daha mantıklı diye düşünüyorum
Old 18-11-2004, 10:54   #21
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
TTK 324 uygulamasını sanıyorum hiç yapmadınız.İflasın ertelenmesi kararı almış bir şirkete yasal hiç bir yaptırımda bulunamıyorsunuz.Elinizde yasal kesinleşmiş kararlarınız dahi olsa.


Sayın ve sevgili ege

Beni delirtmek mi istiyorsunuz? TTK.324. maddede yer alan "hakim gerekli tedbirleri alır..." cümlesi ile söz konusu olaydaki ihtiyati tedbirin ne alakası var? Lütfen allah aşkına..

Ona bakarsan İflasta faiz de durur. Bu evrensel bir kuraldır. Buna itirazı olan zaten yok. Oysa tartıştığımız olay tamamen farklıdır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Teminatsız İhtiyati Tedbir Kararı niliş Meslektaşların Soruları 10 19-06-2010 19:27
Gayrimenkul İçin Verilmiş İhtiyati Tedbir Kararı İlgili Meslektaşların Soruları 3 08-06-2009 16:09
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 3 29-06-2005 19:20
Tehiri İcra Ve El Atmanın Önlenmesi Davalarının İnfazı mezar-ı mafia Hukuk Soruları Arşivi 1 15-09-2004 20:31
Suya Elatmanın Önlenmesi glossator Hukuk Sohbetleri 1 25-04-2002 01:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08200693 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.