Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

çocukluğumuz..............

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-07-2007, 14:56   #1
Alper Ersan Demirci

 
Varsayılan çocukluğumuz..............

Çocukluğumuz………


Hep aklımızın bir köşesinde kalan unutulmaz sevgilerimizin geçtiği o eski günler yani çocukluğumuz…
Hangimiz ben hatırlamıyorum diyebilir deli dolu hayatını yaşadığı çılgınca hayaller kurduğu eşi olmayan hatıralarını sakladığı çocukluğunu…
O bizim her şeyimizdi. Kaybettik elimizden kaçırdık ama unutmadık. Unutamayız unutmamalıyız. Geriye dönüp baktığımızda aklımızın bir köşesinde uyuya kalan aslında hep uyandırılmak isteyen bir sürü tatlı hatıralar onlar bizim için. O kadar tatlı ki tadına kırk yaşına değen de varamamıştır yetmiş yaşına değen de.
Çocukluğumuzu anımsayınca neler gelmiyor aklımıza neler... ilkokul sıraları mı, ilk öğretmenimiz mi, mahalle maçları mı, arkadaşlarla annelerimizin kızmasına rağmen gittiğimiz yerler mi, küçük şeyler için yaptığımız kavgalar mı, tartışmalar mı, kaybettiğimiz insanlar mı gelmiyor aklımıza… her şey geliyor çünkü bizim hayatımızdı çocukluğumuz.
Şöyle biraz daha ayrıntıya girdiğimizde yaptığımız futbol maçlarının ne kadar anlam taşıdığını fark ediyoruz farkında olmadan. Arkadaş sevgisini takım ruhunu dürüstlüğü biz bunlarla öğrendik diyoruz.
Mahalle maçlarını hatırlarken biraz gözlerimiz doluyor o günlerde yanında olup da şu an hayatta olmayan arkadaşlarımızın yokluğundan…neyse fazla kederlenmeyeyim diyorsunuz.
Okul hayatımızdaki ilk haylazlıklarımızın merkezi olan ilkokulumuzu çok iyi hatırlıyoruz. Çok sevdiğimiz derslerimizi iple çekiyorduk resim ,müzik, beden eğitimi… beden eğitimi derslerinin bitmesini istemiyorduk çünkü bizi okula bağlayan en önemli ders oydu. Beden dersi hayatımızda oyun çağımızın vazgeçilmez dersiydi. Beden eğitiminde oynadığımız oyunlar geldikçe aklımıza değerine paha biçilemeyen bir gülümseme alıyor yüzümüzü. Mendil kapmaca, futbol, deve cüce, gece gündüz, ip atlama, yakan top…
Mendil kapmaca oynarken kız arkadaşlarımıza centilmenlik yapmak isterdik belki ama o zamanlar çocuk olduğumuz için kazanma hırsımız daha fazla oluyordu. Ama futbol oynamaya gelince kız arkadaşlarımızı hiç düşünmüyorduk çünkü aklımızda yatan tek düşünce futbol erkek oyunudur… herkes forvet olmak isterdi gol atmak isterdi hareket yapmak isterdi ama takım kaptanı ne derse o olurdu… genelde takım kaptanları da forvet oynardı çünkü o daha iyi oynar daha iyi bilirdi. Hele bir de takım kaptanı sizseniz keyfinize diyecek yoktu. Gol atsanız da atmasanız da önemli değildi, hep siz haklıydınız gol olup olmadığı üzerine bir tartışma çıkınca sizin sözünüzün önemi fazlaydı; gol derseniz gol, gol değil derseniz gol değil… bu tartışma nerden çıkardı diyenler olabilir. Ona da açıklık getirelim kale direkleri yerine iki tane taş koyardık. Üst direk ve yan direkler olmadığı için genelde tartışma çıkardı. Ama tatlı tartışmalar…
İp atlama oyununa gelince kızlara diyecek yoklu allah’ları var çok iyi ip atlarlardı. Biz de gurur meselesi yapıp ‘zaten ip atlama oyunu da kız oyunu’ derdik gerçi çok iyi ip atlayan erkek arkadaşlarımız da vardı.
Deve cüce, gece gündüz ve yakan top oynarken şartların kız ve erkekler açısından eşit olduğunu düşünürdük ve gerçekten de öyle idi.
Bunları hatırlayıp biraz gülümsedikten sonra ilkokul aşkımız vardı ya hemen o gelir aklımıza. Aşk duygularımız kabarır içimizi tatlı bir heyecan alır. Sınıfın en güzel kızı olurdu genelde ama komşumuzun kızı da olabirdi. Onu hayal ederdik devamlı, bölünmesini istemezdik rüyamızın çünkü hayallerin en güzeliydi ve her şeyi unutsak da unutamayacağımız çocukluğumuzdan bize eser kalan o aşkımız… sonra düşünürken biraz duraksarız içimizi garip bir burukluk alır ‘ şimdi nerde acaba? ‘ deriz. Biliyorsak nerde olduğunu sorun yok bilmiyorsak içimizdeki bütün sevinç, bütün heyecan diner…
Ve çocukluk anılarımızı bu hatıra ile bitiririz bir daha çocukluğumuz aklımıza gelinceye dek. Sonra kendimizi çok rahat hissederiz artık çünkü insan cesaretini ve yaşam umudunu genelde çocukluğundaki olaylardan alır, ömrü boyunca çocukluk hatıralarıyla yaşar, onlarla hayata tutunur, ve yaşı ilerledikçe insanın aklında tek bir şey vardır ; yitirdiği ÇOCUKLUĞU…
Old 07-10-2007, 18:36   #2
yağmurdamlası

 
Varsayılan :)

Tabiii o çocukluk yılları unutulur mu?Unutulmaz....Kırdığımız canları,annemizden yediğimiz dayakları,kavga ettiğimiz komşu kızlarını,taş attığımız çocukları,oynadığımız ip atlamacalarını,saklambaçları,istopu...vs aslında çok hem de çok şey var çocukluğumuzda hangisini saysak bilemiyorum....Annemin saçlarıma ilk taktığı kurdeleyi,dantelden yapılmış yakalığımı alıp çantamı attığım ilk okul yolunu....Şimdilerde okula gitmeye ayaklar yetmiyor... Çoçukluğumuzda hem kavgaları hem de barışmaları ne kadar kolay yapabiliyorduk...kız arkadaşımızın yanağına kondurduğumuz bir buse onun kalbini almamıza yarıyordu ya el ele tutuşup gezişlerimiz...Babamızdan izin alıp kar topu oynadıktan sonra uzun burunulu kardan adam amcamız vardı bir de...hep gülen...o da unutulmaz de mi?
Old 09-10-2007, 16:54   #3
ÇAĞLA

 
Varsayılan Bir bilet istiyorum...Sadece gidiş olsun..Geçmişimdeki çocukluğuma...

Bir tane tren hayal ediyorum..Adı zaman olan..Vagonları çocukluğumda severek yediğim rengarenk şekerler renginde..Görenler gülsün uzaktan..Sadece bu yolculuğa çıkmayı hakedenler bu oyuncaktan bozma trenin değerini bilsinler.Arada sırada kalksın ama..Ençok isteyenler bilet bulsun..Ve dönüşü olmayan bir tren olsun..Sadece gidiş var..

O kadar farklıydı ki herşey anlatacak kelime bulamamak,belkide söylenebilecek en doğru şöz benim için..Acayip zor geçen günlerimi bukadar çok özleyeceğim o yıllarda hiç aklıma gelmezdi.
Dünyayı hayallerim kadar temiz zanederek büyüdüm ben.Zordu o günler benim için,küçücük bedenimi çoktan aşmıştı hayat sınavı.Kağıttan gemilerim vardı ama tutunabileceğim..Kağıttandı yine rengarenk uçurtmam..Beklentilerim ve zaferlerim sevdiğim çikolatayı alabilmekti sadece.Severdim hayaletmeyi gelecekti beni,mesleğimi,erkek arkadaşımı,okulumu...Daha neler neler.Hayallerim okadar güzeldiki;hayal kurmayı öğrettim çoğu kişiye..Saatlerce uyuyan insanlara öğrettim ben gözleri açık uyumayı.Hayal kurmak daha önemliydi "uyku denilen "geçici ölümden"" hatta daha zevkli.Büyüklerimin;gözlerimi kapatarak saatlerce öyle kalmam konusunda ısrar etmelerine bir anlam veremezdim o yıllarda.Ne yani büyüyecekmiydim o zaman ben!?! Nasıl birşeydiki bu büyümek;saatlerce gözlerimi kapatıp çok yemek yemem gerekiyordu.Büyüyemezsin ama derlerdi ya;nolurdu ki büyüyemezsem..Çokmu iyiydi sanki büyümek!?!
Ben hep güzel zannettim ki büyümeyi.O yüzden yedim tadını sevmediğim çoğu şeyi...O yüzden vazgeçtim gözlerim açık hayal kurmaktan ve bu yüzden tercih ettim "geçici ölüm hali"ni gözlerim açık hayal kurmaya..istemeden.
Ençok sevdiğim oyunlarım vardı.Akşam olmasın isterdim bitmesin o büyülü oyunlar.Mahalle arkadaşlarım ve ben;bugün doktor olurduk hayal dünyasında,yarınsa öğretmen..Evet ve gün biter annelerimizin bizi çağıran sesleri duyulurdu."Neyse bugün de bitti ama umarım yarın yine oyunun en güzel rolünü ben alabilirim" diye umut ederek ayrılırdık tozlu ve rüzgarlı bahçeden...
.................................................. .......
Hayatımın en güzel yılları çocukluğumda geçti.O yılları o kadar güzel yapan şey neydi bilmiyorum.Ama bildiğim tek şey o yılları çok ama çok özlediğim...
Old 11-10-2007, 00:01   #4
erkanaga

 
Varsayılan

Çocukluğuma duyduğum özlemi depreştirdiğiniz için size sitem mi edeyim yoksa teşekkür mü edeyim diye düşünürken, çocukluğumu düşünmenin bile beni ne kadar mutlu ettiğini fark ettim.

Hepinize çok teşekkür ediyorum,gerçekten çok içten yazmışsınız.
Old 18-10-2007, 01:57   #5
Gülümse

 
Varsayılan

Bir sürü alerjim ve yasakların arasında şeker de vardı.. Bayram şekerlerim genelde elimden alınır, şekerlikler benden uzak tutulurdu..

Sonunda şimdilerde yasak olan bir ağrı kesici ilacı fark ettim. Ilacın pembe şeker kısmını emer acı tarafı geldiğinde dışarıya tükürürdüm..
Old 04-11-2007, 20:51   #6
NÜANS

 
Varsayılan

Uzaylıların varlığı benim çok ilgimi çekerdi..
Küçükken de beni kaçırmaları için hep dua ederdim..
Ama tipleri benim istediğim gibi olucak !!
Old 05-11-2007, 01:33   #7
Gülümse

 
Varsayılan

Çocukken büyümeyi hayal eder, kazandığım paralar ile harika oyuncaklar alırdım.. Ama oyuncaklar ile oyanayamıyacak kadar büyüdüğümü düşünüp yeniden çocuk olmaya karar verirdim..
Old 05-11-2007, 15:29   #8
Av.Nur

 
Varsayılan

İlkokula başladığımda taşındığımız ve doğanın elini çekmediği, daha doğrusu insanların henüz doğaya o kadar da müdahale etmemiş oldukları bir semtte büyüdüm. Müstakil evler yahut birkaç katlı, az daireli ve bahçeli apartmanlar vardı o zamanlarda semtimizde. Evlerin bahçe kapıları kilitlenmeye alışmamıştı henüz. Gerçekten doğanın tadını çıkarabildiğim için mutluyum. Bizim çocukluğumuzdan da öncesinde o semtin ünlü bir gazinosunun temelleri ve bahçesi üzerine kurulmuş bir parkımız vardı. Bizi yemişleri ile besleyen bir ceviz ağacı vardı parkımızda ve daha bir çok ağaç, yakınımızda bir koru ve henüz korumuza duvar da çekilmemişti. Yakın bir komşumuzun bir kurt köpeği vardı, hepimizindi o. O zamanlar sokak köpeklerine veteriner çağırmak vardı, onları mahalle sakinleri aşılatır, ortalıkta gözükmese merak ederlerdi, bir başka köşesinde sokağın, kedilere yemek bırakılırdı. Komşuluklar çok güzeldi, bizim bahçemizdeki meyvelerle diğer bahçelerde yetişen meyveleri, bunlar hepimizin diyerek paylaşmak vardı.
Old 23-11-2007, 02:10   #9
erkanaga

 
Varsayılan

Bugün Can Dündar'ın ''4.Nesil Değişen Çoçukluk'' adlı yaklaşık 40 dakika süren bir belgeselini izledim ve de çok beğendim.Aklıma, daha önce bu sitede çocuklukla ilgili okuduğum yazılar geldi ve bu belgeseli sizinle paylaşmak istedim.İyi Seyirler

Belgesel şu cümleyle bitiyor,''Yeni yüzyıl,kaybolan çocukluğu arıyor...''

http://rapidshare.com/files/71598819...l_cocukluk.wmv


Not:Belgeseli, bilgisayarınıza yükleyebilmeniz için üstteki linke tıklayarak,gelecek olan sayfadaki Free seçeneğini seçmeniz ve biraz bekledikten sonra,gelen şifreyi oradaki kutucuğa yazarak enter tuşuna basmanız gerekmektedir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05666304 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.