Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Müşterek Banka Hesabı

Yanıt
Old 28-12-2012, 16:21   #1
Meral83

 
Varsayılan Müşterek Banka Hesabı

Sayın Meslektaşlarım,

Müvekkil ile kardeşinin ortak banka hesapları vardır, her biri ayrı ayrı para çekme hakkına sahiptir. Fakat müvekkilin kardeşi, müvekkilden habersiz bankadaki tüm parayı çekiyor. Yargıtay kararlarına göre (araştırdığım kadarıyla) Müşterek banka hesaplarında taraflar yatan para üzerinde eşit hak sahibidir, birinin hakkı olduğundan fazla çekmesi durumunda diğerine karşı o kadar borçlu konuma düşer. Fakat müşterek banka hesabı, Borçlar Kanunumuz anlamındaki ortaklık mıdır ve buradaki alacak 5 yıllık zamanaşımına mı tabidir, ya da sebepsiz zenginleşme midir ve bu durumda da Borçlar Kanunumuza göre 2 yıllık zamanaşımına tabidir. Bana göre buradaki borçluluk hali ortak bir hesap olduğundan, ortaklıktan kaynaklanan bir borç olup TBK'ya göre 5 yıllık zamanaşımına mı tabidir.

Ayrıca müşterek banka hesabında müşterek hesabın sahipleri, bankaya karşı TBK md. 169'ye göre müteselsil alacaklı konumundadır, diye düşünüyorum ve TBK md. 169'un son cümlesi " Kendisine düşen paydan fazlasını elde eden alacaklı, bu fazlalığı payını alamamış olan diğer alacaklılara ödemekle yükümlüdür." demektedir. Buradaki alacak hakkının zamanaşımı süresi nedir? 2 yıl mı ya da 5 yıl mı??

Bu alacak hakkının niteliği nedir, cevaplarınızı bekliyorum. Saygılarımla...
Old 28-12-2012, 18:41   #2
av.mass

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/7170
K. 2005/9063
T. 27.9.2005
• MÜŞTEREK HESAP ( Hesaptaki Paylar Aksi İddia Edilip Kanıtlanmadıkça Birbirine Eşit Olduğu - Zira Para Müşterek Hesaba Yatırıldığına ve Pay Bakımından Bir Anlaşma Bulunmadığına Göre Mülkiyetin Yarı Yarıya Olmak Üzere Hak Sahiplerine Ait Olması Gerektiği )
• MÜLKİYETİN YARI YARIYA OLMASI ( Müşterek Hesaptaki Payların Aksi İddia Edilip Kanıtlanmadıkça Birbirine Eşit Olduğu )
• MEVDUAT HESABININ BİRDEN FAZLA KİŞİYE AİT OLMASI ( Mudilerden Birinin Ölümü Halinde Aksine Sözleşme Yoksa Hesaptaki Paraların Eşit Paylara Bölünecek ve Hayatta Kalan Mudiye Kendi Payının Ödenebileceği )
• MÜŞTEREK HESAPTAN PAYINDAN FAZLA PARA ÇEKME ( Murisin Ölümünden Sonra Müşterek Hesaptaki Paranın Tamamını Çekmiş Olduğuna Göre Payından Fazla Çektiği Miktarda Mirasçılara Karşı Sorumlu Olacağı )
818/m.61
4721/m.599,640
ÖZET : Dava konusu alacağa ilişkin hesap gelen banka yazısına göre; Z. adına müşterek hesap olup; müşterek hesaptaki paylar aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşittir. Zira, para müşterek hesaba yatırıldığına ve pay bakımından bir anlaşma bulunmadığına göre, mülkiyetin yarı yarıya olmak üzere hak sahiplerine ait olması gerekir.

Mevduat hesabı birden fazla kişiye ait ise, mudilerden birinin ölümü halinde, -aksine sözleşme yoksa-hesaptaki paralar eşit paylara bölünecek ve hayatta kalan mudiye kendi payı ödenebilecektir. Zira, taraflardan her biri hesaptan para çekerken payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmekte olup, payından fazla çektiği miktarda diğer hesap sahibine göre borçlu durumuna girer.

Davalı, murisin ölümünden sonra müşterek hesaptaki paranın tamamını çekmiş olduğuna göre, payından fazla çektiği miktarda mirasçılara karşı sorumlu olmalıdır. Mahkemece bu husus gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu müşterek hesaptaki alacakla ilgili olarak da davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

DAVA : Dava dilekçesinde 88.580.000.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davacılar vek.Av.Sedat Sönmez geldi. Aleyhine temyiz olunan Davalı vek.Av.Hüseyin Gültekin gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte; dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili dilekçesi ile; tarafların müşterek murisi Zülfi Güleç'in 28.10.2001 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak eşi davalı ile kardeşleri davacıların kaldığını, murisin ölümü ile mirasçılara gayrimenkul-menkul, ticari emtia ve muhtelif bankalarda paralar kaldığını; davalının Etibank Çemberlitaş Şubesindeki hesaptan 81.080.000.000 TL'yi ( 48.987.70 dolar mukabili olup ) bankadan çekmesine rağmen mirasçılardan sakladığını; ayrıca, halen davalının oturduğu evin altında 15.000.000.000 TL'lık kağıt depolanmış olup bu kağıtlarında bulunamadığını, ½'sinin mirasçılara ait olması gerektiğini iddia ederek; toplam 88.580.000.000 TL'nın ihtar tarihinden itibaren ticari temerrüd faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; "Davacı tenkis istememektedir. Dava konusu yapılan para ise bankadaki müşterek hesaptır. Vadeli hesap taahhütnamesinin 1.maddesine göre hesabın müşterek olması halinde hesap sahipleri tek bir imza ile hesap üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Davalı bu parayı murisin sağlığında da tasarruf edebilirdi" gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;

Dava konusu alacağa ilişkin hesap gelen banka yazısına göre; Zilfi-İhsaniye Güleç adına müşterek hesap olup; müşterek hesaptaki paylar aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşittir. Zira, para müşterek hesaba yatırıldığına ve pay bakımından bir anlaşma bulunmadığına göre,mülkiyetin yarı yarıya olmak üzere hak sahiplerine ait olması gerekir ( 11.HD.21.3.2002;1579/2539; Acar, sh.336,337 ).

Mevduat hesabı birden fazla kişiye ait ise, mudilerden birinin ölümü halinde, -aksine sözleşme yoksa-hesaptaki paralar eşit paylara bölünecek ve hayatta kalan mudiye kendi payı ödenebilecektir. ( Reisoğlu, Seza: Bankalar Kanunu Şerhi, Ankara 2002,sh.390 ) Zira, taraflardan her biri hesaptan para çekerken payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmekte olup, payından fazla çektiği miktarda diğer hesap sahibine göre borçlu durumuna girer ( 2 HD.29.1.1987, 495/11191; HGK.11.2.1998, 40/75 ).

Davalı, murisin ölümünden sonra müşterek hesaptaki paranın tamamını çekmiş olduğuna göre, payından fazla çektiği miktarda mirasçılara karşı sorumlu olmalıdır. Mahkemece bu husus gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu müşterek hesaptaki alacakla ilgili olarak da davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 400 YTL vekalet ücretine davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.09.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/16263
K. 2004/6900
T. 10.5.2004
• MÜŞTEREK BANKA HESABI ( Hesaptaki Miktarda Paydaşların Eşit Oranda Hakları Olduğu - Müşterek Hesabın Münferit Hareket Etme Yetkisi İle Açılması Halinde Hesap Sahipleri Münferiden Hesaptan Para Çekebileceği )
• MÜŞTEREK HESAP SAHİPLERİ ( Hesap Kartonlarında İmzasının Bulunmaması Bu Hesabın İmzası Bulunan Kişi Adına Olduğunun Kabulü Anlamına Gelmediği )
• HESAP EKSTRESİ ( Paranın Banka Müdürü Tarafından Çekildiği Yazılı Olması - Tahsil Dekontunda İmzasının Bulunmadığı Anlaşıldığından Mahkemece Genel Müdürlükte Mevcut Bilgisayar Kayıtları İncelenmek Üzere Bilirkişi Aracılığıyla Kim Tarafından Çekildiğinin Tespiti Gereği )
• BANKA MÜDÜRÜNÜN BAŞKASININ HESABINDAN PARA ÇEKMESİ ( Hesap Ekstresinde Yazılı Olması - Tahsil Dekontunda İmzasının Bulunmadığı/Genel Müdürlükte Mevcut Bilgisayar Kayıtları İncelenmek Üzere Bilirkişi Aracılığıyla Kim Tarafından Çekildiğinin Tespiti Gereği )
ÖZET : Kural olarak bankacılık işlemlerinde hesapların müşterek olması halinde, hesaptaki miktarda paydaşların eşit oranda hakları olduğunun kabulü gerekir. Müşterek hesabın ( münferit hareket etme yetkisi ile açılması ) halinde, hesap sahipleri münferiden hesaptan para çekebilirler. Hesap sahiplerinin hesap kartonlarında imzasının bulunmaması, bu hesabın, imzası bulunan kişi adına olduğunun kabulü anlamına gelmez.

Dolar hesabıyla ilgili hesap ekstresinde, paranın P.B. tarafından çekildiği yazılıdır. P.B. bankanın müdürü olup, tahsil dekontunda imzasının bulunmadığı anlaşıldığından Mahkemece genel müdürlükte mevcut bilgisayar kayıtları incelenmek üzere bilirkişi aracılığıyla araştırma yapılması, hesaptaki paranın kim tarafından çekildiğinin tespiti gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "Alacak" davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de çağrı kağıdı gideri ödenmediğinden bu isteğin reddiyle incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, kardeşi olan davalının, ortak murisleri P.B. ile müşterek hesaptaki 40.000 Dolar ile yine kendileri ile murisleri annesi ve dava dışı kardeşleri F. adına kayıtlı olan 10.000.000 TL'lık banka hesabının muris annelerinin sağlığında çekip kendisine herhangi bir pay vermediğini ileri sürerek, miras hissesi karşılığı 25.000.000.000 TL'nin ödetilmesini istemiştir.

Davalı, davacının ileri sürdüğü hususların varit olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacının, davalı ile kardeş olup, murisleri P. B.nin 2001 yılında vefat ettiği, geriye mirasçı olarak davanın tarafları ile dava dışı F. Gözüaçık'ı bıraktığı, davalının olayların vuku bulduğu tarihte Vakıfbank K. Şubesi Müdürü bulunduğu davacının ise hukuki ehliyete haiz olmaması nedeniyle babasının velayeti altında olduğu dosya içindeki belgelerden anlaşılmaktadır. Vakıfbank K. şubesinden alınan karşı yazıda dava konusu 4005347 nolu hesabın davalı ile P. B. adına müşterek olarak ancak münferit hareket etme yetkisiyle açıldığı, hesap kartonunda yer alan imza örneğinin davalıya ait olduğu, bilgisayar sistemi hesap sahibinden ancak birisinin adını gösterdiğinden hesap sahibi olarak P. B. adına görüldüğü ve hesap ekstresinde 9.6.1997 tarihinde hesabın P. B. tarafından kapatıldığı anlaşılmaktadır. Yine aynı şubedeki 1004294 nolu hesabın ise murisleri P. B. ile davacı, davalı dava dışı F. adına müşterek olarak münferit hareket etme yetkisiyle açıldığı keza bilgisayar kayıtlarında hesap sahibi olarak P. B. nin adının yazılı bulunduğu, hesap ekstresine göre bu hesabın 14.5. 1996'da açıldığı, 7.6.1996 tarihinde kapatıldığı anlaşılmakla birlikte, tahsil dekontunda paranın kim tarafından çekildiği de anlaşılamamaktadır. Davacı az yukarıda açıklanan hesapların o tarihlerde aynı bankanın müdürü olan davalı tarafından kapatıldığını ileri sürmüş, davalı ise temyiz dilekçesinde vermiş olduğu cevapta bu hesapların müşterek olmayıp kendisine ait olduğunu hesap kartonunda ise sadece kendisinin imzasının bulunduğunu ileri sürmüştür.

Kural olarak bankacılık işlemlerinde hesapların müşterek olması halinde hesaptaki miktarın paydaşların eşit oranında hakları olduğunun kabulü gerekir. Müşterek hesabın münferit hareket etme yetkisi ile açılmasının anlaşılması halinde ise hesap sahipleri birlikte hareket ederek hesaptan para çekebileceği gibi, her bir hesap sahibi münferiden de para çekebilir. Hesap sahiplerinin hesap kartonlarında imzasının bulunmaması bu hesabın imzası bulunan kişi adına olduğunun kabulü anlamına gelmez. Kaldı ki banka müdürü olan davacı hesabı açtırıp hesabın diğer paydaşlarla birlikte müşterek olduğunu hesap kartonuna yazdırdığına göre mahkemenin kabulünün aksine bu hesapların müşterek olduğunun kabulü gerekir. Dolar hesabı ile ilgili hesap ekstresinde paranın P. B. tarafından çekildiği yazılıdır. Kural olarak hesap kartonunda imzası bulunmayan kişinin hesaptan para çekebilmesi için öncelikle bu kartonu imzalaması ve bilahare tahsil fişini de imzalayıp vermesi gerekir. P. Tarafından çekildiği savunulan tahsil dekontunda P.'nin imzasının bulunmaması halinde ortada açıkça bankacılık kusurunun bulunduğunu, dolayısıyla bu paranın o zamanki şube müdürü olan davalı tarafından o bankada müdür olarak görev yapmanın verdiği yetkinin de kullanılarak çekildiğinin kabulü, zorunlu hale getirir. Türk parası hesabının ise kim tarafından kapatıldığına ilişkin tahsil dekontunda isim ve imza bulunmadığı anlaşılmıştır.

Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek gerektiğinde genel müdürlükte bulunan bu hesaplara ilişkin varsa her türlü bilgi ve belge ile hesabın bulunduğu şubedeki tüm bilgi ve belgeler bunlara ilişkin bilgisayar kayıtları incelenmek suretiyle bankacılık işlerinde deneyimli ve konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulu vasıtası ile gerekli araştırma ve inceleme yapılıp hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA peşin harcın istek halinde iadesine. 10.5.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

kanatimizce bu bir alacak davası olarak görülmelidir.
Old 29-12-2012, 08:56   #3
Meral83

 
Varsayılan

O halde bu Yargıtay Kararlarından anladığıma göre, müşterek hesapta ortaklar birbirlerine karşı vekaleten iş görme hükümlerine göre sorumlu tutuluyor ve bu halde de zamanaşımı süresi 5 yıldır. Doğru mu anlamışım?
Old 29-12-2012, 18:12   #4
eray

 
Varsayılan

Sn Meslektaşım,

Müşterek hesaplarda, hesap sahipleri arasındaki hukuki ilişki, "vekaletsiz iş görme" olarak değerlendirilir ve 10 yıllık zamanaşımı sözkonusudur.

Aşağıya karar örneğini ekliyorum. Karar, KAZANCI YAYINLARIndandır.

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/1579

K. 2002/2539

T. 21.3.2002

• MÜŞTEREK MEVDUAT HESABI ( Hesabın Sahiplerinden Birinin Borcundan Dolayı Hesaptaki Paraların Haczi )

• MEVDUAT HESABININ MÜŞTEREK HESAP OLARAK AÇILMASI ( Diğer Müşterek Hesap Sahibinin Borcundan Dolayı Hesaptaki Paraların Haczi )

• BANKA HESABINDAKİ PARANIN HACZİ ( Müşterek Hesaptan Diğer Kullanıcının Borcu Nedeniyle Para Haczedilmesi )

2004/m.106,89

ÖZET : Davacının talimat ve muvafakatı ile açtırdığı mevduat hesapları müşterek hesap olarak açılmış ve davacı açılan hesapların müşterek hesap olduğunu, hesap bakiyesinin tamamına kadar herbirinin ayrı ayrı para çekmeye yetkili olduklarını, bu hususta yapılacak işlemlerden bankanın sorumlu tutulmayacağını ayrıca yazılı olarak beyan ve taahhüt etmiştir. Bu durumda diğer müşterek hesap sahibinin borcundan dolayı hesaptaki paraların haczedilmesinde hukuka aykırılık yoktur.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 1.Ticaret Mahkemesince verilen 12.12.2000 gün ve 1999/574-2000/1027 sayılı kararı onayan Dairenin 15.10.2001 gün ve 2001/4919-7922 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada bulunan 5 adet mevduat hesabının kardeşi Aysun Balin ile müşterek hesap olması için talimat verdiğini, ancak, kardeşinin bunu istememesi yüzünden gerçekleşmediğini, buna rağmen kardeşinin Maliye Bakanlığına borcu nedeniyle davacı hesaplarındaki paranın %50 sinin Bakanlık hesabına aktarıldığını ileri sürerek ( 1.736.147.000 )lira ile 1.500 USD.nın faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, hesabın müşterek hesap olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacı mevduat hesabının müşterek hesap olmadığı halde davadışı Balin borçları için aktarma yapılmasının usulsüz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairemizce onanmıştır.

Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Dava, banka hesabındaki paranın haksız olarak üçüncü kişiye ödendiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.

Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi, davacı, davalı banka nezdinde açtığı 5 adet mevduat hesabının dava dışı kardeşi F.Aysun Balin ile müşterek hesap olarak açtırdığını ve hesap kartonunu imzaladığını kabul etmekte, ancak F.Aysunun bilahare bunu kabul etmediğini ve gerekli belgeleri imzalamadığını, artık bu hesabın müşterek hesap sayılamayacağını ileri sürmektedir.

Müşterek mevduat hesap ilişkisinde, birden fazla kişinin birlikte hesap açarak tek başına veya birlikte hesaptan para çekme amaçlanmaktadır. Bu surette açılan müşterek hesapta hisselerin birbirine eşit olması esas olup, hesap sahiplerinden birinin kendi hissesi oranından fazla para çekmesi ve tasarrufta bulunması vekaletsiz işgörme hükümlerine tabi olacaktır. Davacının talimat ve muvafakatı ile açtırdığı mevduat hesapları müşterek hesap olarak açılmış ve davacı açılan hesapların müşterek hesap olduğunu, hesap bakiyesinin tamamına kadar herbirinin ayrı ayrı para çekmeye yetkili olduklarını, bu hususta yapılacak işlemlerden bankanın sorumlu tutulmayacağını ayrıca yazılı olarak beyan ve taahhüt etmiştir.

Ayrıca, somut olayın özelliğine göre, davacının kardeşi olduğu anlaşılan F. Balin'in vergi borcu nedeniyle bu hesaptaki parası üzerine icrai takip yapıldıktan sonra böyle bir dava açılması dikkat çekici olup ve tamamen MK.nun 2.maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.

Bu durumda mahkemece, davalı bankaca yapılan işlemde usulsüzlük bulunmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve Dairemizce de onanması doğru olmamış, davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüne, Dairemizin 15.10.2001 tarih ve 2001/4919-7922 sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 21.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Müşterek Banka Hesabı Meral83 Meslektaşların Soruları 1 14-12-2012 16:09
Boşanma Davası-Banka Hesabı-Alacak Kemosabe Meslektaşların Soruları 3 07-04-2010 12:06
Banka hesabı hakkında Önemli !!! Av.Yasar SALDIRAY Meslektaşların Soruları 1 25-11-2008 16:45
Banka Kiralık Kasalarının Müşterek Kullanımı Hk. haydar4tr Hukuk Soruları Arşivi 1 30-03-2005 17:42
Banka Emeklilik Hesabı-döviz Karşılığı ATAKAN Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 16:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04924512 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.