Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

dava sırasında davacının alacagını temlik etmesi

Yanıt
Old 19-05-2011, 08:00   #1
Av.S.C

 
Varsayılan dava sırasında davacının alacagını temlik etmesi

İki kardeş arasında devam etmekte olan alacak davasında,davanın son aşamasında davacı dava konusu alacagını 3. şahsa noterde temlik etmiş,temlik ettiğine dair noter senedinide duruşma sırasında mahkemeye sunmuştur.Hakim bu durumda bize seçimlik hakkımızı usul yasasına göre kullanmamız için süre verdi.Benim sizlere sormak istediğim,bu konuda hiç yargıtay kararı olan varmı? Bu arada ben davacının hakkını devretmesi nedeniyle davanın konusu kalmadıgından reddini talep edebilirmiyim?
Old 19-05-2011, 09:30   #2
Av.Suna SOYDAŞ

 
Varsayılan

Burada dava konusuz kalmış değildir. Alacağın temliki hükümlerine göre temlik alan davaya devam edecektir. Davacı olarak avukata yeni vekaletname çıkarması gerekecektir.
Old 19-05-2011, 09:47   #3
Av.S.C

 
Varsayılan

Cevabınız için teşekkür ederim.Peki burada seçimlik hakkımızın kullanılması istendi.Bu hususta ne önerirsiniz.
Old 19-05-2011, 14:31   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuya ilişkin karar

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/6786
K. 2010/8143
T. 12.7.2010
• MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ (İki Taraftan Biri Dava Konusunu (Müddeabihin) Bir Başkasına Temlik Ettiği Takdirde Diğer Taraf Seçim Hakkını Kullanacağı)
• MÜDDEABİHİN TEMLİKİ (Diğer Taraf Dilerse Temlik Eden İle Olan Davasını Takipten Vazgeçerek Davayı Devralan Kişiye Yöneltmekte Dilerse Davasına Temlik Eden Kişi Hakkında Tazminat Davası Olarak Devam Edebildiği)
• SEÇİMLİK HAK (Dava Konusunun (Müddeabihin) Temliki - Mahkemece Diğer Yana Seçimlik Hakkı Hatırlatılarak Davaya Hangi Kişi Hakkında Devam Edeceği Sorulmalı ve Sonucuna Göre İşlem Yapılması Gerektiği)
1086/m.186
ÖZET : Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti ile muarazaanın giderilmesi isteğine ilişkindir. İki taraftan biri dava konusunu (müddeabihin) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.

Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Hal böyle olunca; açıklanan ilkeler doğrultusunda HUMK'nun 186. maddesi uyarınca usulü işlemin tamamlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, dava konusu 18335 sayılı parselde paydaş olduğunu, kat mülkiyeti ve kat irtifakı kurulu olmayan binada davalı Gökhan İnal'a 4 nolu daireye isabet eden 48/576 pay temlik ettiğini, 2 nolu dairede de kiracı sıfatı ile bulunduğunu kira bedelinin ödenmemesi üzerine hakkında alınan tahliye kararının infazı sırasında diğer davalı Erkom Elektrik ve Elektronik Limited Şirketinin fuzuli şagil olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin mülkiyet iddiasında bulunduğunu ileri sürerek 2 nolu bağımsız bölümün aidiyetinin tespiti ile muarazaanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, çekişmeli taşınmazın müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olduğunu, kat mülkiyeti ve kat irtifakının kurulu olmadığını, çekişmenin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; çekişmenin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi İlknur Acar'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti ile muarazaanın giderilmesi isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Eksiğin tamamlatılması yoluyla getirtilen tedavüllü çap kayıtları ve akid tablolarının incelenmesinden; çekişme konusu 18335 parsel sayılı taşınmazda dava tarihi itibariyle davalıların kayden pay maliki oldukları, ancak karar tarihinden sonra satış suretiyle dava dışı Serkan İnal ve Nutfiye Ulusoy’a pay temlik edildiği ve bu kişilerin adına sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, HUMK'nun 186. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihin) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.

Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre işlem yapılmalıdır.

Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda HUMK'nun 186. maddesi uyarınca usulü işlemin tamamlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 19-05-2011, 14:39   #5
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.S.C
Cevabınız için teşekkür ederim.Peki burada seçimlik hakkımızın kullanılması istendi.Bu hususta ne önerirsiniz.

Siz davalı tarafın vekili olduğunuza göre, karşı davanız yok ise, HUMK 186'daki seçimlik hak sizin açınızdan anlamsızdır.
Old 19-05-2011, 14:52   #6
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.S.C
Cevabınız için teşekkür ederim.Peki burada seçimlik hakkımızın kullanılması istendi.Bu hususta ne önerirsiniz.


MADDE 186 - Dâva ikame edildikten sonra iki taraftan biri müddeabihi âhara temlik ederse diğer taraf muhayyerdir. Dilerse temlik eden taraf ile olan dâvasından sarfınazar ederek müddeabihe temlik eden kimseye karşı dâva eder. Bu suretle dâvayı kazanırsa mahkûmunaleyh, müddeabihi kendisine temlik eden kimse ile beraber masarifi muhakemeyi kefaleti müteselsile ile vermeğe mahkûm olur.

Dilerse dâvasını müddeabihi âhara temlik eden taraf hakkında zarar ve ziyan dâvasına tebdil eder.

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/8341

K. 2008/12670

T. 2.12.2008

• ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIM ( İki Taraftan Biri Dava Konusunu Bir Başkasına Temlik Ettiği Takdirde Diğer Taraf Seçim Hakkını Kullanabileceği )

• DAVA KONUSU ŞEYİN DAVA SIRASINDA BİR BAŞKASINA GEÇMESİ ( Diğer Taraf Dilerse Temlik Eden İle Olan Davasını Takipten Vazgeçerek Davayı Devralan Kişiye Yöneltebileceği Dilerse Davasına Temlik Eden Kişi Hakkında Tazminat Davası Olarak Devam Edebileceği )

• SEÇİM HAKKI ( İki Taraftan Biri Dava Konusunu Bir Başkasına Temlik Ettiği Takdirde Diğer Taraf Dilerse Temlik Eden İle Olan Davasını Takipten Vazgeçerek Davayı Devralan Kişiye Yöneltebileceği Dilerse Davasına Temlik Eden Kişi Hakkında Tazminat Davası Olarak Devam Edebileceği )

1086/m.186


ÖZET : Dava, paydaşlar arasında çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. İki taraftan biri dava konusunu ( müddeabihi ) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Kendiliğinden ( resen ) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre,mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı,sonucuna göre işlem yapılmalıdır.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar, dava konusu 5234 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduklarını, herkesin taşınmazda payına düşen yeri kullandığını dava konusu taşınmazda sonradan 162/6346 pay satın alan davalıların, davacıların payına düşen kısmı cam ve çerçeve ile çevirip dükkan haline getirmek istediklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuşlardır.

Davalılar, satın aldıkları yerin kendilerine ait olduğunu, davacılarla bir ilgisinin bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "... paydaşlar arasında harici bir taksim olgusunun ayrıca tüm paydaşları bağlayacak nitelikte fiili bir durum yaratılıp yaratılmadığı, davacının kullanımına bırakılan yer olup olmadığının araştırılmadığı, mahkemece gerekli araştırma ve incelemenin yapılması gerektiği..." gerekçeleri ile bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 2.12.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat Akın Çamoğlu ile temyiz edilen vs. vekili Avukat Ali Arbaş geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, paydaşlar arasında çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.

Hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; davanın açıldığı tarihde dava konusu 5234 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu ve taraflarla birlikte dava dışı kişilerin taşınmazda paydaş oldukları görülmektedir. Davacılar, taşınmazda kendilerinin kullandığı kısma davalıların elattıklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuş olup, davacılardan Mustafa Kavçin'ın taşınmazdaki payını yargılama sırasında dava dışı Hasan Kavçin'e 17.11.2005 tarihinde temlik ettiği görülmektedir.

Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği,hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur.Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK.nun 186.maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir.Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu ( müddeabihi ) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.

Kendiliğinden ( resen ) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre,mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı,sonucuna göre işlem yapılmalıdır.

Ne var ki; mahkemece değinilen husus gözardı edilerek ve usuli işlem tekemmül ettirilmeden yazılı olduğu üzere işin esası bakımından karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ : Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 02.12.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/11480

K. 2007/2321

T. 13.2.2007

• MÜDDEABİHİN DEVRİ ( Markanın Devredilmesi - Diğer Taraf Dilerse Temlik Eden Taraf İle Olan Davasından Vazgeçip Müddeabihi Temlik Alan Kimseye Karşı Davaya Devam Edebileceği )

• SEÇİMLİK HAK ( İki Taraftan Biri Müddeabihi 3. Kişiyi Temlik Ederse Dilerse Davanın Müddeabihi 3. Kişiye Temlik Eden Taraf Hakkında Zarar ve Ziyan Davasına Dönüştürebileceği )

• MARKANIN DEVREDİLMESİ ( Müddeabihin Devri - Husumet İtirazının Temyiz Dahil Yargılamanın Her Aşamasında İleri Sürülebileceği/HUMK’nun 186. Maddesi Hükmü Gereğince İşlem Yapılacağı )

• HUSUMET İTİRAZI ( Husumet İtirazının Temyiz Dahil Yargılamanın Her Aşamasında İleri Sürülebileceği/HUMK’nun 186. Maddesi Hükmü Gereğince İşlem Yapılacağı - Markanın Devredilmesi )

KHK-556/m. 7/1-b, 8/1-b

1086/m.186


ÖZET : Dava açıldıktan sonra iki taraftan biri müddeabihi 3. kişiyi temlik ederse, diğer tarafın seçimlik hakkı vardır. Dilerse temlik eden taraf ile olan davasından vazgeçip, müddeabihi temlik alan kimseye karşı davaya devam edebileceği gibi, dilerse davanın müddeabihi 3. kişiye temlik eden taraf hakkında zarar ve ziyan davasına dönüştürebilir. Dava konusu markanın davalı şirket tarafından dava dışı şahsa devredilmesi ve husumet itirazının, temyiz dahil yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilecek olması karşısında, mahkemece, HUMK'nun 186. maddesi hükmü gereğince işlem yapılması gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 05.07.2005 tarih ve 2004/570 - 2005/393 sayılı kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 13.02.2007 gününde davacı avukatı Arzu Sağlamdemir ile davalılardan TPE avukatı Zeynep Üyümez ve diğer davalı Prestige Cosmetics SRL avukatı Yusuf Avni Kabacaoğlu gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin kişisel kullanım için her türlü kozmetik veya temizlik amaçlı mamüllerin imali, ithali, ihracı ve her çeşit ticareti ile iştigal ettiğini, davalı şirketin 12.11.1995 tarihinde yenileme belgesi aldığı "Prestige" ibaresinin marka olarak tescili talebine karşı "03 sınıf emtialar" yönünden müvekkilince itiraz edildiğini, "Prestige ibareli başvurunun aynı mallar için başvuru sahibi adına zaten tescilli olduğu" gerekçesiyle müvekkili itirazlarının davalı TPE tarafından kabul edilmediğini, 556 sayılı KHK.nun Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 5/5. maddesi hükmüne göre aynı marka örneğinin aynı mal ve hizmetler için bir kez tescil edilebileceğini gerçek hak sahibinin davacı olduğunu ileri sürerek, 30.04.2002 tarih ve M-844 sayılı YİDK kararının iptali ile davalı TPE nezdinde 2000/11870 kod numaralı davalı şirket adına işlem gören "prestige" ibareli marka tescil başvurusunun tüm eşyalar için reddedilmesini, yargılama sırasında tescil halinde markanın hükümsüz sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı TPE vekili, diğer davalının tescilini istediği ibare ile davalı şirket adına tescilli markanın tertip farklılığı olup, birebir aynı olmadığını, davacı tarafın tescilsiz kullandığını ileri sürdüğü markanın tescili konusunda da bir başvurusu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı vekili, davacı şirketin müvekkilinin 07.08.1998 tarihinde devraldığı "Prestige" markasının iptali istemi ile Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın reddedildiğini, müvekkilinin sahibi olduğu bir markayı kendi adına tekrar tescil ettirmesinde yasal bir engel bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, dava konusu olayda davacı tarafın 556 sayılı KHK.nin 7/1-b ve 8/1-b maddeleri anlamında tescil engeli olarak ileri sürdüğü önceki markanın davalı şirkete ait olduğu, davalının 3. sınıflardaki ürünleri ister önceki 90663 nolu, isterse 11870 nolu yeni marka altında üretip pazarlamasında işletme kökeni ve ayırt etme işlevi anlamında bir karışıklık, iltibas veya markanın anılan fonksiyonlarını yerine getirmeme diye bir tehlikenin söz konusu olmayacağı, 90663 nolu markanın seri marka mantığı altında ve muhtemel ihlalleri önlemek için bir defa küçük harf kullanılıp "I" harfi yerine "i" harfi yazılmak suretiyle 11870 no ile tescil ettirilmek istenmesinde KHK.nın 7/1-b, 8/1-b ve Yönetmeliğin 5/5. maddelerine aykırı bir durumun söz konusu olmadığı, davacı şirketin "Prestige" ibaresini Türkiye'de ilk kez kendileri tarafından 1991 yılından itibaren kullanıldığı iddia edilmiş ise de, bu ibarenin davacı şirketin devir suretiyle 1965/90663 nolu markanın tek ve esaslı unsuru olduğu ve davalının hak sahibi olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Davacı vekili, davalı Prestige Cosmetics S.R.L. tarafından yapılan marka tescil başvurusuna karşı davacı itirazlarının diğer davalı TPE tarafından reddedildiği iddiasıyla, YİDK kararının iptalini, yargılama sırasında davacı adına marka olarak tescil halinde, davalı şirket adına tescil edilen markanın hükümsüz sayılmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı Prestige Cosmetics S.R.L 14.06.2000 tarihinde dava konusu "prestige" ibaresinin marka olarak tescilini talep etmiş, yargılama sırasında da "prestige" ibaresi 2000/11870 numarası ile marka olarak tescil edilmiştir. Davacı tarafından temyiz dilekçesine ekli marka tescil belge örneklerinden, dava konusu 2000/11870 numaralı "prestige" markasının dava dışı "PRESTIGE ASSOCIATES S.R.L"na devredildiği ve devrin 14.07.2003 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır.

HUMK.nun 186. maddesi hükmü gereğince dava açıldıktan sonra iki taraftan biri müddeabihi 3. kişiyi temlik ederse, diğer tarafın seçimlik hakkı vardır. Dilerse temlik eden taraf ile olan davasından vazgeçip, müddeabihi temlik alan kimseye karşı davaya devam edebileceği gibi, dilerse davanın müddeabihi 3. kişiye temlik eden taraf hakkında zarar ve ziyan davasına dönüştürebilir. Dava konusu markanın davalı şirket tarafından dava dışı şahsa devredilmesi ve husumet itirazının, temyiz dahil yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilecek olması karşısında, mahkemece, HUMK.nun 186. maddesi hükmü gereğince işlem yapılması gerekeceğinden, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA; ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir edilen 500.00.-YTL duruşma vekillik ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 19-05-2011, 16:52   #7
Av.S.C

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Siz davalı tarafın vekili olduğunuza göre, karşı davanız yok ise, HUMK 186'daki seçimlik hak sizin açınızdan anlamsızdır.
çok teşekkür ederim cevabınız için.Ben davalı vekiliyim ama ara kararı ile hakim seçimlik hakkın kullanılması için tarafımıza süre verdi.Siz bu durumda anlamsız oldugunu söylediniz.Bana da anlamsız geliyor,bu nedenle tereddüt ettim.Bu durumda bize dava açan davacı ile davanın devammı edecek,yoksa dava konusu alacagı temlik edenmi davacı olarak davaya dahil olacak?
Biz temlik eden davacıya yemin teklif etmiştik bu durumda nasıl usuli işlemler yapılacak?
Old 20-05-2011, 16:21   #8
Av.Suna SOYDAŞ

 
Varsayılan

HG 00 <> E: 2001/1-943 <> K: 2001/724 <> T: 17.10.2001

* DAVA İKAMESİ

Bir hakka veya bir şeye sahip olan kişinin tasarruflarında serbestliği ilkesi vardır. Ayrık durumlar hariç, tarafların, dava sırasında dava konusu hak veya şeyi başkalarına devir ve temlik etmelerine yasal engel bulunmamaktadır. Bir davanın açılmasından sonra dava konusunun gerek davacı, gerekse davalı tarafından bir üçüncü kişiye devir ve temlik edilmesi halinde yapılacak usuli işlemleri düzenlemiştir. Buna göre, devralan kişi davalının rızasına lüzum olmadan devreden davacının yerine geçer ve onun hak ve yetkilerini kullanabilir.

(1086 s. HUMK. m. 186)

Taraflar arasındaki "tapu kaydındaki şerhin kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Şişli 4 .Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.4.2000 gün ve 1999/686 E- 2000/396 K.sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 14.12.2000 gün ve 2000/14979-15773 sayılı ilamı ile; (...Dava, tapuda şerhin silinmesi isteğine ilişkindir. Davacı, maliki bulunduğu 65 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında "6831 sayılı yasanın 2/B maddesi gereğince Orman Sının dışına çıkarılmıştır." şeklinde şerh bulunduğunu ileri sürerek Hazine ve Orman idaresi aleyhine dava açmış, davanın devamı sırasında taşınmazı Emlak Bankasına temlik etmiş, taşınmazı devralan Emlak Bankası da oturumlara gelerek davaya devam ermiştir. Bu durumda davaya devam edilmesi zorunludur. Davalı Hazine vekilinin, davacı Emlak Bankası vekilinin davayı takip edemiyeceği yönündeki yasal olmayan itirazına değer verme olanağı yoktur.

Hal böyle olunca, işin esası hakkında gerekli araştırmanın yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın devamı sırasında el değiştirdiğinden davalı vekilinin davaya devam etmeyeceğini bildirdiğinden bahisle davanın reddedilmesi doğru değildir. Anılan husus bu kez yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 440.maddesi uyarınca kabulüne, Dairenin 26.9.2000 tarih, 2000/8468 Esas, 10877 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemece kurulan 18.4.2000 tarih, 1999/686 Esas 2000/396 sayılı hükmünün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: .Davacılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu´nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacı maliki buşunduğu taşınmazın tapu kaydında ki şerhin silinmesini istemiş, davanın devamı sırasında taşınmazı Yapı Kredi Bankası A.Ş´ye temlik etmiş, taşınmazı devralan Yapı Kredi A.Ş. vekiii de oturumlara gelerek davaya devam etmiştir.

Mahkeme, "HUMK.nun 186. maddesine göre dava ikame edildikten sonra iki taraftan biri müddeabihi başkasına temlik ederse diğer tarafın tercih hakkının bulunduğu, bu tercih hakkının temlik edene karşı olabileceği, maddenin davacı ve davalı ayırımı yapmadığı, her iki taraf için eşitlik içinde yasa maddesinin uygulanması gerektiği, olayda davalı, devralanla yargılamanın sürdürülmesine izin vermediğinden davacının aktif dava ehliyeti kalmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, Özel Daire "Dava konusu taşınmazı dava açılmasından sonra devralan tarafından, açılan iş bu davayı takip etme isteğinin kabul edilip davanın esasına girilmesi gerektiği" gerekçesiyle kararı bozmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

1- Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, dava konusu şeyin dava açıldıktan sonra davacı tarafından üçüncü kişiye temlik edilmesi halinde taşınmazı devralan üçüncü kişinin dayalının iznini almadan kendiliğinden davacının yerine geçip davayı takip edip edemiyeceği noktasında toplanmaktadır.

Bir hakka veya bir şeye sahip olan kişinin tasarruflarında serbestliği ilkesi vardır. Ayrık durumlar hariç, tarafların, dava sırasında dava konusu hak veya şeyi başkalarına devir ve temlik etmelerine yasal engel bulunmamaktadır. Bu ilkeyi gözeten HUMK.nun 186. maddesi; bir davanın açılmasından sonra dava konusunun gerek davacı, gerekse davalı tarafından bir üçüncü kişiye devir ve temlik edilmesi halinde yapılacak usuli işlemleri düzenlemiştir. Buna göre, devralan kişi davalının rızasına lüzum olmadan devreden davacının yerine geçer ve onun hak ve yetkilerini kullanabilir. Kararlılık kazanmış yargısal uygulamalar da aynı doğrultudadır. Davalının oturum zaptına geçen beyanı bu ilkenin gözetilmesinde sonuca etkili olmaz (Hukuk Genel Kurulunun 25.4.1984 gün, 82/267 E, 84/474 K, HGK. 1.6.1984 gün, 82/189 E, 84/645 K. sayılı kararlan).

Bu nedenle mahkemece, Hukuk Genel Kurulu´nca da benimsenen ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda işin esasına girilerek inceleme yapılması ve soncuna göre karar verilmesi gereğine değinen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

2- Her ne kadar Özel Daire´nin bozma kararında taşınmazı devralan "Emlak Bankası" olarak belirtilmiş ise de bu husus maddi hataya dayanmakta olup, bozma kararında ki "Emlak Bankası" ibareleri silinerek "Yapı Kredi Bankası A.Ş" olarak düzeltilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.10.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Davalının davacının isticvap edilmesini talep etmesi, furugferruhzad Meslektaşların Soruları 2 07-03-2012 11:11
davacının çeyiz eşyalarını iade almaktan imtina etmesi Av.Serbay Meslektaşların Soruları 4 20-06-2011 16:53
davacının davalının geçersiz adresine tebligat yapmakta ısrar etmesi umutlaw Meslektaşların Soruları 7 10-02-2010 16:16
işçinin maaşını temlik etmesi avktderya Meslektaşların Soruları 4 13-11-2009 13:03
davacının dava sırasında ölmesi leisure Meslektaşların Soruları 1 12-06-2008 17:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05520010 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.