Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sigorta Şirketine Başvurmadan Açılan Dava

Yanıt
Old 18-03-2017, 12:08   #1
Mehmet Mustafa ÖZÜNVER

 
Varsayılan Sigorta Şirketine Başvurmadan Açılan Dava

Yeni düzenleme ile trafik kazalarında sigorta şirketine başvuru zorunluluğu getirildi. Peki sigorta şirketlerine başvuru yapmadan açılan davaların akıbeti ne olacak? Hakimin eksik işlemi tamamlamak için ara kararla sigortaya başvuru yapma hususunda davacıya yetki vermesi uygun düşer mi? Konuya ilişkin bir içtihat bulamadım.

Çözüm olarak ise kamulaştırmasız el atamalarda idareye başvuru yapmayı zorunlu kılan Kanun hükmüne rağmen uzlaşma yoluna gitmeden dava açılması halinde davaların dava şartından reddilmemesi gerektiğine ilişkin Yargı kararlarını emsal göstermeyi düşünüyorum. Konu hakkında görüşlerini belirten meslekdaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
Old 18-03-2017, 13:03   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

10.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/17137
Karar: 2017/615
Karar Tarihi: 06.02.2017


TESPİT DAVASI - KURUMA MÜRACAAT VE MÜRACAATIN REDDİNE DAİR KURUM İŞLEM VEYA EYLEMİNE İLİŞKİN DAVA ŞARTININ TAMAMLANMASI HALİNDE İSE DAVANIN ESASINA GİRİLEREK VARILACAK SONUCA GÖRE KARAR VERİLMESİ - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1986 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davaya konu istemi hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmesi ve bu müracaat hakkında anılan yasal düzenleme uyarınca Kurumun red iradesini gösterir işlem veya eyleminin olduğunun belgelenmesi için kesin süre ihtaratlı önel verilmeli, bu süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmeli, Kuruma müracaat ve müracaatın reddine dair Kurum işlem veya eylemine ilişkin dava şartının tamamlanması halinde ise davanın esasına girilerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemenin, yukarıda belirtilen eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak, davanın esasına girerek, hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

(506 S. K. m. 2, 60, 79, 108) (6100 S. K. m. 114, 115)

Dava: Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1986 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, 01.09.1986 tarihinde 1 gün çalıştığının tespitine, 18 yaşını ikmal ettiği tarih olan 10.02.1987 tarihinin sigorta başlangıcı olarak tespitine karar verilmiştir.

Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ...tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 60, 79 ve 108. maddeleridir. 108. madde sigortalılık süresini düzenlemekte olup sigortalılık niteliği taşımayan bir kimsenin sigortalılık süresinden de söz edilemez. Olağan olarak sigortalılık niteliği, 506 sayılı Kanunun 2. maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve 6. madde gereğince çalışmaya başlaması ile edinilir. Bu maddelerde açıkça belirtildiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Fiili çalışma saptanmadıkça, sadece hizmet akdine dayanılması halinde sigortalılık söz konusu olamaz. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.

Somut olaya gelince; mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve kayıtlar dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosyadaki kayıt ve belgelerden;dava açılmadan önce, davacı tarafından; sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1986 tarihi olduğunun kabul edilmesi ve tescil talepli, Kuruma başvuru yapılmadığı görülmektedir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. fıkrasında, “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde düzenlenme gözetildiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'u dışındaki kanunlar ile de dava şartı düzenlenebileceği anlaşılmaktadır.

11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 64'üncü maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7'inci maddesinin üçüncü fıkra olarak “31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” hükmü eklenmiştir.

Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nun 115/2. maddesindeki kurala göre, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder”. Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hâkim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.

Eldeki dava 12.01.2015 tarihinde, 6552 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra açılmıştır. Davacı, 01.09.1986 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın esasına girilerek, “01.09.1986 tarihinde 1 gün çalıştığının tespitine, 18 yaşını ikmal ettiği tarih olan 10.02.1987 tarihinin sigorta başlangıcı olarak tespitine “ , şeklinde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 64. maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine 3. fıkra olarak eklenen düzenleme gereği, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatın olması ve Kurumca müracaata konu istemin zımnen ya da açıkça reddedilmesi gerektiği dava şartı olarak düzenlenmiş olup, eldeki davada, davacı tarafından 5521 sayılı Kanunun 7/3 maddesine uygun bir şekilde, davaya konu istem hakkında, Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat ve Kurum tarafından bu müracaata konu istemin reddine ilişkin bir işlem veya eylem bulunmadığı görülmekle, mahkemece, 6552 sayılı Kanunun 29'uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5. maddesinin son fıkrasına eklenen değişiklik dikkate alınarak, davacı tarafa 6100 sayılı HMK.'nun 115/2. maddesi uyarınca, 6552 sayılı Kanunun 64. maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine üçüncü fıkra olarak eklenen düzenleme doğrultusunda, davaya konu istemi hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmesi ve bu müracaat hakkında anılan yasal düzenleme uyarınca Kurumun red iradesini gösterir işlem veya eyleminin olduğunun belgelenmesi için kesin süre ihtaratlı önel verilmeli, bu süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmeli, Kuruma müracaat ve müracaatın reddine dair Kurum işlem veya eylemine ilişkin dava şartının tamamlanması halinde ise davanın esasına girilerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.

Mahkemenin, yukarıda belirtilen eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak, davanın esasına girerek, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün sair hususlar incelenmeksizin, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Başkan ... ve Üye ...muhalefetine karşı Üyeler ..., ... ve ...'ın oylarıyla ve oyçokluğuyla, 06.02.2017 gününde karar verildi.

KARŞI OY

10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun'un 64. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7/3. maddesi ile "31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz" hükmü getirilmiştir.

Davanın, yasanın yürürlüğünden sonra açıldığında ve davacının Kuruma müracaatının bulunmadığında ihtilaf yoktur.

Daire çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık, 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun'un 64. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7/3. maddesi ile getirilen hükmün dava şartı olup olmadığı, akabinde sonradan tamamlanabilen dava şartlarından olup olmadığı noktasındadır.

5521 sayılı Kanuna yapılan değişiklik ile dava açmadan önce Kuruma müracaat zorunluluğu, iş yargısında uyuşmazlıkların azaltılması, sigortalı ile Kurum arasında uyuşmazlık çıkmadan dava açılmasının önlenmesidir. Getirilen düzenleme ile sigortalı önce Kuruma müracaat edecek, Kurum isteme olumsuz cevap verirse veya belli bir süre sessiz kalırsa öyle dava açılabilecektir. Bu düzenleme 2577 İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesine benzer bir düzenlemedir.

İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine getirilen düzenleme, önce Kuruma müracaat ile ihtilafın oluşması şartını aradığı için 6100 sayılı HMK’nun 114 ve 115 inci maddeleri uyarınca dava şartıdır. Dava şartları 114 üncü maddede sınırlı olarak sayılmıştır. Dava şartı mutlaka maddede sayılan nedenler olabilir. Bu nedenle maddede sayılan dava şartları çoğaltılamaz. Çoğunluk görüşünde somut olayın 114 üncü maddede sayılan hangi dava şartlarından olduğu hususu açıklığa kavuşturulmamıştır.

İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine getirilen düzenleme ile dava açılabilmesi için önce sigortalı ile ...arasında uyuşmazlık bulunması şartı aranmıştır. Bu uyuşmazlık ise Kurumun istemi reddetmesi veya reddetmiş sayılması ile oluşur. Bunun için de Kuruma müracaat zorunludur. Sigortalının henüz Kurumca reddedilmiş bir talebi yokken, Kurumun talebini reddetme ihtimaline binaen dava açılmasında hukuki yarar yoktur. Bu haliyle önce Kuruma müracaat zorunluluğu, HMK’nun m. 114/1-h bendinde düzenlenen ve dava şartı bulunan hukuki yarar bendine girmektedir. Mahkeme, dava tarihinde hukuki yararı yoksa, hukuki yarar için uyuşmazlık çıkmasını bekleyemez. Zira Kurum, sigortalının talebini kabul ederse hukuki yarar hiç oluşmayacak ve dava açılamayacaktır. Tıpkı, vadesi dolmamış bir senedin veya ifa zamanı gelmemiş bir borcun, borcun ödenmeyeceği ihtimaline binaen alacaklı tarafından önceden alacak davası açılması gibi. Bu örnekte de mahkeme, hukuki yarar oluşması için senedin vadesinin dolmasını veya borcun ifa zamanını bekleyemeyeceği gibi somut olayımızda da mahkeme, Kurumun ihtilaf çıkarmasını bekleyemez.

Somut olayımızda bulunan dava şartı, Kuruma başvuru ile 60 günün dolması değil, hukuki yarar yokluğudur. Çünkü henüz taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu dava şartı, mahkeme tarafından uyuşmazlığın oluşması için belli bir süre verilerek giderilemez. Yani, HMK’nun m. 115/2 de düzenlenen sonradan giderilebilecek dava şartlarından değildir. Kurum sigortalının talebini kabul ederse uyuşmazlık hiç oluşmamış olacaktır. Yoksa dava konusuz kalmış olmaz. Mahkemenin davayı reddetmeyip elinde bekletmesi, yasanın çıkış gerekçesine ve davaların azaltılması amacına uygun düşmez.

Henüz uyuşmazlık oluşmadığından dava şartı olan hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava açılamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 20-03-2017, 12:35   #3
Av.ŞAKAKLI

 
Varsayılan

Alıntıdır:


6100 sayılı HMK.’nun 114/2. Maddesi, diğer kanunlarda da dava şartlarının düzenlenebileceğini hükme bağlamıştır. Buna göre başka kanunlarca düzenlenmiş “özel dava şartı” noksanlığından da davanın reddine karar verilebilecektir. 2918 sayılı KTK.’nun 97. maddesinde zarar görenin sigortacıya, dava açmadan veya alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvurmadan evvel, başvurması gerektiğini düzenleyerek özel dava şartı getirmiştir. KTK.’nun 97. maddesinin başlığı, “doğrudan dava hakkı” olmakla birlikte, 14/4/2016 tarihli 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde madde içeriğiyle başlığı arasında açık çelişki doğmuştur. Yapılan yasal değişikliklere gerekli özenin gösterilmediği anlaşılmaktadır.

Sigortacıya başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi durumunda ise, 6100 sayılı HMK.'nun 115. Maddenin 2. Fıkrasında, dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde ve eksikliğin sonradan tamamlanabilecek olması durumunda hâkimin, dava şartının tamamlanması için süre vereceği düzenlenmiştir .

Konuya ilişkin henüz Yargıtay veya Bölge Adliye Mahkemesi içtihadı oluşmamakla birlikte, hukukumuzda emsal birçok örnek mevcuttur.

Örneğin; İİK.'nun 277. Maddesinde düzenlenen "Tasarrufun İptali Davası"nda, "kesin aciz vesikası" dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava açarken elinde kesin aciz vesikası bulunmayan tarafa ise Yargıtay içtihatları gereği ve HMK. m. 115/2 doğrultusunda dava şartının tamamlanması için süre verilir.

Bir diğer örnek de; 11.9.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 Sayılı Kanun'un 64. maddesiyle 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 3. fıkrada, 5510 Sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları sebebiyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti istemleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulmasının zorunlu olduğu, diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan başvuruya 60 gün içinde Kurumca cevap verilmediği takdirde talebin reddedilmiş sayılacağı" düzenlemesi ile getirilen SGK.'na başvuru şartının "dava şartı" olarak düzenlenmesi karşısında Yargıtay ekte sunulan içtihatlarında aynen; "düzenleme yürürlüğe girdiği tarihten itibaren anılan koşul yerine getirilmeksizin dava açılamayacağı belirgin ise de söz konusu şart eksikliğinin yargılama aşamasında giderilmesi olanaklı bulunduğundan ve özellikle 6100 Sayılı Kanun'un “Usûl ekonomisi ilkesi” başlığını taşıyan 30. maddesinde yer alan, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu yönündeki hüküm de dikkate alındığında bu dava koşulunun tamamlanması için süre verilmeli, mahkemece bu kapsamda Kuruma başvuruda bulunması için davacı tarafa kesin süre tanınıp elde edilecek sonuca göre ve gerektiğinde yargılama sürdürülerek karar verilmelidir."

Görüldüğü üzere gerek kanun hükümleri, gerekse Yargıtay içtihatları açıkça, sonradan tamamlanabilir nitelikteki dava şartının tamamlanması için hâkimin, makul bir süre vermesi gerektiğini düzenlemiştir. SGK.'na başvuru şartına ilişkin yukarıda bahsedilen düzenlemeler ise KTK.'nun m.97'deki başvuruya ilişkin düzenleme ile Usul Hukuku açısından birebir emsal niteliğindedir.

Not: Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yüksek Lisans ödev konusu makale olarak hazırlanmış yazının bir bölümüdür.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
sigorta şirketine açılan davanın akabinde yapılacak ödeme hakkında ayse1728 Meslektaşların Soruları 12 12-12-2015 14:46
sigorta şirketine açılan davada yetkili ve görevli mahkeme asumann Meslektaşların Soruları 2 24-11-2014 08:30
yaralamalı trafik kazasında sigorta şirketine başvurmadan dava açma avukat_y Meslektaşların Soruları 2 10-09-2009 03:48
Sigorta şirketine karşı açılan destekten yoksun kalma davasında zamanaşımı Av. Yılmaz Meslektaşların Soruları 2 23-12-2008 21:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03603506 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.