Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Husumet İtirazı

Yanıt
Old 03-08-2004, 17:16   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Husumet İtirazı

Olay:

x ileride kurulacak şirket için y ile bir protokol yapar ve y nin eşi z nin gayrımenkulünün kiralanmasını kararlaştırılır.y de kurulacak şirkete ortak olacaktır.Bu protokole x şahsi imzası ile katılır. Bu protokolün 10 gün sonrasında şirket kurulur ve şirket adına kira sözleşmesi yapılır. Yenilenen kira sözleşmelerinde de tüzel kişilik imzası vardır.2 yıl sonra kira miktarının değiştirilmesine ilişkin ek protokol yapılır ve kira kontratına ek olduğu beyan edilir.Bu protokolde de x in şahsi imzası vardır.
Kira süresince bütün ödemeler tüzel kişilik adına yapılır.


Şirket bir süre sonra tasfiyeye girer. Z kira aktinin feshi bildirilmediği gerekçesine dayanarak6 ay sonra geçmiş dönem kira bedellerine ilişkin dava açar ve davalı olarak hem tüzel kişiliği hem de de x i davalı gösterir.

Soru :
1-İleride kurulacak şirket için yapılan protokol gerçek kişi ve şirket ortağı x i bağlarmı?Şirket adına yapılan kira sözleşmesi X i sorumluluktan kurtarır mı?

2-Z ,x'in kiracı olduğu iddiasında değildir.Sadece müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu savındadır.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

3-Şirket ortakları bu veya başka biçimde şirket borçlarından hangi durumda sorumlu tutulabilir.

4-X in husumet itirazı yerindemidir?

Bu soruların yanıtları niteliğinde yargıtay karar kararları ne yöndedir?

Katkılar için simdiden teşekkürler.

Saygılar
Old 03-08-2004, 19:35   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın hykayar,

1- Yapılan protokolde x kiracı sıfatını yüklenmemiş; tam tersine y eşi Z'nin gayımenkulunun kiralanması hususunu yüklenmiştir. Ben protokolü böyle yorumluyorum. Aksi halde, x kiracı sıfatı ile ve y de kiralayan sıfatı ile kira sözleşmesi yaparlardı. x ile bir kira sözleşmesi yapılmadığından bence x hiç bir yükümlülük altında değildir.

Protokolün bağlayıcılığı y 'nin eşi Z 'ye ait işyerinin kiralanmasını sağlama yükümlülüğünden ibarettir. Ki o da bu yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Böylelikle artık protokol ''eski hükümlü'' bir belge niteliğindedir. Kira konusundaki bir davada delil olarak değeri yoktur. Kira ile ilgili bir hükmü bulunmamaktadır.

2- Z 'nin bu iddiasının hukuki temeli bulunmamaktadır. Olayın hukuki nitelendirmesi ''kira sözleşmesidir'' ve x bu hukuki ilişki içinde yer almamaktadır. x 'in olayla ilgisini hukuki bir çerçeveye koymak mümkün değildir. x'in olaydaki durumunu tanımlayan bir hukuki müessese henüz geliştirilememiştir. Bence x bu olayda ''3.kişi'' bile değildir.

3- Şirket ortakları bu gibi borçlardan sorumlu tutulmazlar.

4- x in husumet itirazı yerindedir. Ama bence davaya hiç cevap vermeseydi de dava yine reddedilirdi.

5- Böyle bir iddia ile şimdiye kadar karşılaşılmadığından bu konuda örnek karar bulmanız mümkün gözükmemektedir.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 04-08-2004, 16:59   #3
ragıp

 
Varsayılan

kuruluş aşamasındaki şirket kurucuları, kurulacak şirket adına bazı işlemler yapabilirler. Kira sözleşmesi de bu işlemlerdendir. Eğer şirket kurulamaz ya da izn alınamazsa, sözleşmede imzası olanlar, kişisel olarak sorumlu olurlar. ancak şirket kurulup da kurucuların yükümlüğünü getirmesiyle sorumluluk kalkar.
kira sözleşmesinin eki olan kira bedelinin değiştirilmesine ilişkin protokol de, eğer şirket, kabul etmeseydi, x i bağlardı. Yeni kira miktarını, ititazi kayıt ileri sürmeden alan, mal sahibi de artık x in sorumlu olduğunu öne süremez
3. sorunuz çok kapsamlı, bu konuda özel bir sayfa yazarım. gerçekten çok ilginç bir konu
Old 04-08-2004, 17:42   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın ragıp,

Olayımızda x şirket adına değil, kendi adına protokol yapmış görünmektedir. Eğer şirket adına yapsaydı şirket kurulduktan sonra, şirket ile kiralayan arasında tekrar kira sözleşmesi yapılmazdı. Birinci sözleşme geçerli olurdu.

Şirket ile ikinci kira sözleşmesi yapılmakla artık x'in kendi adına yaptığı sözleşmenin hükmü kalmamıştır. x'in sorumluluğundan da söz edilemez.

Eğer "x ilerde kurulacak şirket için .. " ifadesi "şirket adına.. " anlamına geliyor da ben yanlış anladımsa sizin yorumunuza katılıyorum.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 04-08-2004, 21:24   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
x ileride kurulacak şirket için y ile bir protokol yapar ve y nin eşi z nin gayrımenkulünün kiralanmasını kararlaştırılır.y de kurulacak şirkete ortak olacaktır.Bu protokole x şahsi imzası ile katılır.


1) Bu paragraftan çıkan sonuç:

X ile Y arasında kira sözleşmesi değil, şirket kurulması ve bu şirket adına yapılacakların belirlenmesi temelinde bir protokoldür.

dolayısıyla ilk protokol, X ve Y arasında şirket kurulduktan sonra gerekleri yerine getirilip, sona ermiştir.

Alıntı:
Bu protokolün 10 gün sonrasında şirket kurulur ve şirket adına kira sözleşmesi yapılır. Yenilenen kira sözleşmelerinde de tüzel kişilik imzası vardır.



2) Bu paragraftan çıkan sonuç:

Kira kontratı şirket ile Y nin eşi arasında (yani kiralayan) gerçekleşmiştir. Şirket kiracı ve doğal olarak kiranın ilk borçlusudur.


Alıntı:
2 yıl sonra kira miktarının değiştirilmesine ilişkin ek protokol yapılır ve kira kontratına ek olduğu beyan edilir.Bu protokolde de x in şahsi imzası vardır. Kiralar şirket tarafından ödenir


3) Bu paragraftan çıkan sonuç:

Kira akdine ek olarak imza edilen sözleşme neticesinde şirket yine kira borçlusu olarak kalmış ancak şirket ortağı X müteselsil ve müşterek borçlu olarak akitten dolayı sorumluluk üstlenmiştir.

Sonuç:

1) Şirket kurulmadan önce yapılan protokol X ve Y yi bağlar ancak olaydan çıkarılanlara göre bu protkolün gerekleri yerine getirilmiştir.

Şirket adına yapılan kira sözleşmesi X ek protokol ile müşterek borçlu olarak sorumluluk üstlendiğinden, X sorumluluktan kurtulamaz. Çünkü, X in sorumluluğu garanti anlaşması niteliğindedir. (Kefaletten bahsetmediğiniz için müşterek borçluluk bunu gerektirir.)

2) Z doğru düşünüyor

3) Şirket ortakları şirket borçlarından (A.Ş. ve LTD. için) koymayı taahhüt ettikleri ancak ödemedikleri sermaye bölümü kadar sorumludur. Yani misal: X 1 Milyon TL sermaye taahhüt etti ve diyelim 500 bin TL ödedi. Bu sırada şirket borçlandı ve ödeyemedi. X Bu duurmda şirket alacaklılarına karşı, şirketin 3. kişilerdeki hak ve alacakları kapsamında ödemediği sermaye borcu olan 500 Bin Tl kadar sorumludur. Sermaye borcunu ödemiş olsaydı sorumlu olamazdı.

4) X in husumet itirazı müşterek borçlu olduğundan yersizdir.


Saygılarımla.
Old 04-08-2004, 21:46   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Dikici,

Sonradan yapılan protokol de x ve z taraftır.Atıfta bulunulan kira sözleşmesinde taraf olarak tüzel kişilik vardır. Daha sonrası da yeniden kira kontratı düzenlenmiş ve taraf olarak yine tüzel kişilik gösterilmiştir.

Bu ek bilgiler yanıtlarınızı değiştirecek mi?

Saygılar
Old 05-08-2004, 03:15   #7
ragıp

 
Varsayılan

benim yanıtım değişmiyor. sayın dikici, şirket ortakları için dediğiniz doğru ancak kurucu ve yöneticiler için durm daha farklı. örneğin, şirket adına ayrılması gereken ihtiyat akçelerinin ayrılmamasından da yöneticiler sorumlu. Daha başka sorumluluk halleri de var.
sayın hykayar, sonraki protokol garanti sözleşmesi mi yoksa kefalet mi? anladığım kadarıyla hiçbirisi değil. baştan yapılan sözleşmeler gibi, şirket adına sözlaşme yapma vaadi. bu nedenle yanıtım aynı
Old 05-08-2004, 07:57   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: hykayar
Sn.Dikici,

Sonradan yapılan protokol de x ve z taraftır.Atıfta bulunulan kira sözleşmesinde taraf olarak tüzel kişilik vardır. Daha sonrası da yeniden kira kontratı düzenlenmiş ve taraf olarak yine tüzel kişilik gösterilmiştir.

Bu ek bilgiler yanıtlarınızı değiştirecek mi?

Saygılar


Sn.Hykayar,

Şöyle düşünebiliriz:

Bildiğiniz gibi, Kira kontratları iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, kiracı ve kiralayandan oluşur.

Kira dönemleri taraflarca belirlenebilir. Dolayısıyla, her kira dönemi için yeni bir yazılı sözleşme yapılmış ve taraflar yeniden tayin edilmiş ise, ihtilafın doğduğu kira döneminde taraf olarak görülen kişi kira borcundan dolayı kiracı sıfatıyla mesuldür.

Farz edelim ki, önceki kira sözleşmesinde kiracı farklı iken yani sadece tüzel kişi iken, yeniden yazılı bir kira kontratı yapıldı ve kiracı Tüzel Kişilik ve X olarak gösterildi. Bu ikisinin imzası varsa her ikisi de kiracıdır.

Daha sonra yazılı bir sözleşme daha yapıldı ve kiracı olarak tüzel kişi kalırken X sözleşmede hiç bir şekilde yer almadı.

Son durumda ihtilaf çıktı diyelim. Böyle bir durumda; kiracı yazılı sözleşmeye göre Tüzel kişidir. Çünkü X in son halde hiç bir sıfatı kalmamıştır. Tabiki X kiracı olduğunu iddia etmiyorsa!

İşin özeti:

İhtilafın çıktığı dönem içinde yazılı kira akdinde imzası olanlar sorumludur.

Not:
1) Kendiliğinden kira akdi yenilenmediği için o konuya girilmemiştir.
2) İlk kira sözleşmesine atıf yapılması durumu değiştirmez.
3) Kira borcunun bir başkası tarafından ödenmesi de etkilemez.
Kanısındayım.

Saygılarımla.
Old 05-08-2004, 08:03   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: ragıp
sayın dikici, şirket ortakları için dediğiniz doğru ancak kurucu ve yöneticiler için durm daha farklı. örneğin, şirket adına ayrılması gereken ihtiyat akçelerinin ayrılmamasından da yöneticiler sorumlu. Daha başka sorumluluk halleri de var.


Sayın Ragıp,

Ben şöyle düşünüyorum:

Şirket öncesi yapılan protokolün konusu, şirket kurulduktan sonra yerine getirilmiş ve kanımca bu anlamda bir sorun kalmamıştır.

Şirketin kurulmasından sonra, şirket öncesi (kuruluş devresinde) yapılan protokolün icabı olarak Şirket adına kira sözleşmesi yapılmıştır ve bu nedenle Kuruluş evresindeki protokol konusuz kalmıştır.


Aradan zaman geçtikten sonra, serbest iradelerle yeni kira kontratları yapılmıştır.

Saygılarımla.
Old 05-08-2004, 09:54   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın ragıp,

x adındaki birinin
Şirket kurulmuş ve aradan iki yıl geçmiş iken,
şirketin tüzel kişiliği yerine geçerek,
şirketi temsil yetkisi olmadan
şirket adına işlem yaparak kiraya zam yapması
mümkün değildir.

Bu kira arttırımı için x'in imzaladığı belge kendi başına bağımsız ayrı bir sözleşme değildir. Kira sözleşmesinin eki olduğu belirtilmiştir. Kira sözleşmesinin tarafı olmayan birinin kiranın arttırılması hakkındaki imzasının bence hiç bir geçerliliği yoktur. Bu imza sahibi "kurucu ortak" da olsa, şirketin tüzel kişiliği varken şirket adına işlem yapması mümkün bulunmamaktadır.

Kira arttırımı konusundaki belge kira sözleşmesinin eki olarak bir kefalet ve garanti niteliği de taşımaz. Burada kira ilişkisi içinde bir yetkisiz temsil söz konusudur. x yetkisi olmadığı halde kirayı arttırmıştır. Zaten bu nedenle Sayın hyakayar'ın ikinci mesajında belirttiği şirket ile kiralayan arasında ikinci bir sözleşme yapılmıştır.Böylelikle şirket açısından kira arttırımının hukuki bağlayıcılığı sağlanmaya çalışılmıştır.

Kiranın tarafları şirket ve Z dir. Bu taraflar arasındaki imzalar geçerlidir.

x yetkisiz temsil anlamında attığı imzalar ile sözleşmenin tarafı haline gelmez. Garantör de olmaz, kefil de olmaz.

SONUÇ : x = 0

Saygılarımla

Bir Dost
Old 05-08-2004, 10:45   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Hykayar,

Sanırım içimizden birisi ya da hepimiz olayı tam anlayamadık.

1) Ek protokol'de tüzel kişinin imzası yok mu? Yani Ek Protokolü X ile kiralayan mı imzalamıştır? Ben böyle anlamadım yani hem şirket imzası hem de X in şahsi imzası vardır şeklinde anladım. Yanlış isem lütfen düzeltiniz ki cevabımızı düzeltelim )

2) Bu şirketin yetkili temsilcisi kimdir? Başka bir ifade ile şirketin müdürü kimdir?

Saygılarımla..
Old 05-08-2004, 13:27   #12
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sayın Katılımcılar,Öncelikle teşekkür ediyorum.

1-Eksik bıraktığım ayrıntıları tamamlamak gerekece.İlk ve sonraki protokolü yapan X hem şirket ortağı hem de şirketi müdürüdür.

2-Y sadece şirket ortağı ve kiraya verilen yerin malikinin eşidir.

3-Z kiraya veren maliktir.

Sırasıyla olay:

1-X ve Y kurulacak şirkete ilişkin ön bir protokol yaparlar ve kiralanacak yere ilişkin anlaşma sağlarlar.

2-10 gün sonra şirket kuruluşu yapılır ve tüzel kişi ile z arasında kira kontratı yapılır.

3-2 yıl sonra X ve Y ilk yapılan kira kontratının şartlarının aynı olduğunu ama kira miktarının şu kadar olarak kararlaştırıldığını belirten bir bir ek protokol yaparlar ve Z sadece ismini yazarak imzalar.

4- Sonraki yıllarda kira kontratı yenilenir ve taraf olarak önceden olduğu gibi hep tüzel kişi şirket taraf olarak gösterilir.

Kısacası şirket öncesi ve şirket sırasındaki protokollerde X ın ımzası vardır ve fakat atıfta bulunulan kira kontratında X in hiç bir biçimde imzası olmamıştır.Protokol sonrası da yapılan kira kontratında da şahsi imzası bulunmamaktadır.


Z açtığı davada taraf olarak X i de göstererek protokollerde imzası bulunması gerekçesi ile şahsen ve müteselsilen sorumlu olduğunu öne sürmektedir.

Saygılar
Old 05-08-2004, 13:33   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Bu durumda X şirket adına müdür sıfatıyla imza koyduğunu söyleyebilir ve sanıyorum bu savunma kabul edilir. Fiilen kiralanan yerde şirkette faaliyet gösteriyorsa bu husus vergi levhası ve ticaret sicil kayıtlarıyla da desteklenerek ortaya konabilir.

Saygılarımla hykayar
Old 05-08-2004, 19:41   #14
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın hykayar,

x 'in gerçeğe aykırı olarak şirket müdürü postuna bürünmesine gerek yok. Kendini savunmasına bile gerek yok. Z nin davası haksız. Kendiliğinden biter mahkemede.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 06-08-2004, 09:07   #15
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Hykayar'dan:

Alıntı:
Sonradan yapılan protokol de x ve z taraftır.


Yapılan protokolde taraf olan herkes (temsilci sıfatı yoksa) doğrudan sorumludur.

"taraf" kelimesinin bir anlamının olması gerekir!

Taraf: TDK'ndan

Alıntı:
İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri.


Türk Borçlar Kanunundan:

Alıntı:
Madde 1 - İki taraf karşılıklı ve birbirine uygun surette rızalarını beyan ettikleri takdirde, akit tamam olur.
Old 06-08-2004, 09:29   #16
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın hykayar,

Dava konumuz ödenmeyen kiraların tahsilidir.

Şirket bir süre sonra tasfiyeye girer. Z kira aktinin feshi bildirilmediği gerekçesine dayanarak6 ay sonra geçmiş dönem kira bedellerine ilişkin dava açar ve davalı olarak hem tüzel kişiliği hem de de x i davalı gösterir.

Kira sözleşmesinin tarafları şirket ve Z dir.

x'in taraf olup olmadığına TDK sözlüğünden değil, sözleşme metninden bakmak gerekir.

Şirket ayrı kira dönemlerinde kira artışları için ayrıca kira sözleşmeleri yapmıştır. Hiçbirinde x'in kefaleti bulunmamaktadır.

Anlamsız protokollerin "tarafı" olmanın anlamı yoktur. Geçersiz protokoller ile kira ilişkisinde taraf olunmadığı gibi, davada da taraf olunmaz.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 06-08-2004, 10:15   #17
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Hykayar sözleşmeyi elinde bulunduran kişi olarak açıklıyor:

Protokolde X ve Z taraftır diyor.

Sayın Hykayarın beyanı benim için önemli ve doğrudur. Benim cevaplarım sayın Hykayara yöneliktir.

Şiiri severim ama şairi sevmek zorunda değilim.

Ne alaka diye düşünüldü ise; bence de ne alaka ?

Saygılarımla.
Old 06-08-2004, 15:37   #18
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Dikici,

Bu dosyada X in vekiliyim.

Doğrusu ben de başından beri X nin taraf sıfatının olmadığını,davanın reddini savunuyorum.

Şirket kuruluşuna ilişkin işlemler tüzel kişilikçe kabul edilip sonraki kontratlarda da tüzel kişi yer aldığına göre,gerek X ve Y arasındaki ön protokolün, gerekse kira akti devam ederken kontrata atıfta bulunularak X ve Z arasındaki protokolde X kendi nam ve hesabına hukuki işlem yapmamıştır.Şirket hesabına olduğu çok açıktır ve eğer kendi namına işlem yaptığı kabul edilirse bu da şirket müdürü olmasına ilişkin yetki olarak değerlendirilmelidir.Yani bir temsil sözkonusudur.

Burada sanırım şirketin tasfiye halinde oluşu,ödeme yetersizliği nedeni ile,tahsilat yapılabilecek bir taraf yaratma isteği akla geliyor.

Fakat taraf ehliyeti dava şartlarındandır ve davalının kabulu ile bile bu statü değiştirilemez düşüncesindeyim.

Bu konuda çok az Yargıtay kararına ulaşabıldım.

Dosya karara çıktığında sonucu paylaşacağım.

Katkılar için çok teşekkürler.

Saygılar

Ek: yargıtay Kararı


(Y. 15 HD. 18/5/1990 T., E 1297, K. 2289)
Şirket kurucuları tarafından henüz şirket kurulmadan yapılan sözleşmenin şirketce benimsenmiş olması halinde, şirket sorumlu olur.
----------------------------------------------------------------------

Y. 19 HD, 07.03.1997 T., E 76/163, K. 97/2289
" ..... Kira sözleşmesindeki (kiracı adı) bölümünde Faruk, Mustafa
(F.......A.Ş.)ibaresinin yazıldığı ve sözleşmenin imzalandığı tarihte F...A.Ş'nin kuruluş aşamasında olduğu ; 21.2.1994 tarihinde kurulan F...A.Ş'nin yönetim kurulunun 8.3.1994
tarihinde aldığı karar ile TTK'nun 301/II maddesi gereğince kira
sözleşmesini kabul ettiği, davacının ilk altı aylık kira faturasını da F...A.Ş. adına düzenlemek suretiyle kira sözleşmesinin F....A.Ş. ile yapıldığını benimsemiş olduğu anlaşılmaktadır...
Davanın dayanağını oluşturan kira sözleşmesinde kiracının davalılar olmayıp, kira sözleşmesinin yapıldığı tarihken sonra kuruluş işlemleri tamamlanan F...A.Ş. olduğuna karar verilmesi gerekir. (YKD. C. 24, S.5, s. 722)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
husumet AV. MUSTAFA ALİ Meslektaşların Soruları 3 25-11-2008 16:00
kadastro-husumet avukat1980 Meslektaşların Soruları 2 18-12-2006 00:08
hediyelerin iadesinde husumet Ali Salman Aile Hukuku Çalışma Grubu 3 30-10-2006 14:29
Husumet İtirazı Hamsicik Hukuk Soruları Arşivi 1 11-04-2006 11:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06453705 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.