Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali

Yanıt
Old 13-02-2007, 18:18   #1
Av.Ender

 
Varsayılan Muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali

A şirketinin borçlu olduğu bono ile ilgili alacaktan dolayı, her hangi bir icra takibi işlemi yapılmadan, A şirketinin mallarını sattığı B şirketine karşı (A şirketiyle birlikte) alacaklılardan mal kaçırıldığı iddiasıyla, muvazaa nediniyle tasarrufun iptali davası açılması mümkün müdür?
Benzer olayla ilgili Yargıtay kararı bulunan arkadaşımız var mıdır? İlgilenenlere şimdiden teşekkür ederim
Old 13-02-2007, 18:55   #2
ragıp

 
Varsayılan

Dava açılması elbette mümkündür. kimsenin dava hakkı kısıtlanamaz. Dava hakkının kısıtlanamayacağına ilişkin yüzlerce karar var.
Old 13-02-2007, 21:17   #3
A.Turan

 
Varsayılan

--------------------------------------------------------------------------------

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/6067
K. 2004/14091
T. 13.12.2004
• MUVAZAA İDDİASINA DAYALI TASARRUFUN İPTALİ İSTEMİ ( Trafik Kazası Nedeniyle Davaya Konu Edilen Taşınmaz ve Otonun Hükmedilecek Tazminattan Kurtulmak Amacıyla Devredildiği İddiası )
• TASARRUFUN İPTALİ İSTEMİ ( Trafik Kazası Nedeniyle Davaya Konu Edilen Taşınmaz ve Otonun Hükmedilecek Tazminattan Kurtulmak Amacıyla Muvazaalı Devredildiği İddiası - Tazminat Davasının Sonucu Beklenmesi Gereği )
• TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT ( Taşınmaz ve Otonun Hükmedilecek Tazminattan Kurtulmak Amacıyla Devredildiği İddiası - Muvazaalı İşlem Sonucuna Varılması Durumunda Malların Haciz ve Satışını İsteyebilme Yönünde Hüküm Kurulması Gerektiği )
• TAPU VE OTO TESCİL KAYDI İPTAL EDİLMEDEN HACİZ VE SATIŞ İSTEYEBİLME ( Muvazaalı İşlem Sonucuna Varılması Durumunda - Taşınmaz ve Otonun Hükmedilecek Tazminattan Kurtulmak Amacıyla Devredildiği İddiası )
• HACİZ VE SATIŞ İSTEYEBİLME ( Taşınmaz ve Otonun Hükmedilecek Tazminattan Kurtulmak Amacıyla Devredildiği İddiası - Muvazaalı İşlem Sonucuna Varılması/Tapu ve Tescil Kaydı İptaline Gerek Olmadığı )
818/m.18
2004/m.277, 283/1
ÖZET : Davacı trafik kazası nedeniyle, davaya konu edilen taşınmazın ve otonun hükmedilecek tazminattan kurtulmak amacıyla, muvazalı olarak devredildiği iddiası ile eldeki bu davayı açmıştır. Davacının bu davadaki amacı, açtığı tazminat davası sonucu hak kazanacağı alacaklarını alabilmeye yönelik olarak, muvazaalı olduğunu ileri sürdüğü hukuki işlemlerin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır.

Davalıların muvazaalı işlem yaptığı sonucuna varılması durumunda, davacının açtığı tazminat davasının sonucu beklenmeli, o dava sonunda davacının tahsili gereken bir alacağı bulunduğu takdirde, tapu ve tescil kaydı iptaline gerek olmaksızın dava konusu malların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm kurulmalıdır.

DAVA : Davacı Sağlık Bakanlığı vekili Avukat N. K. tarafından, davalılar S. T. ve diğerleri aleyhine 14.8.2002 gününde verilen dilekçe ile danışıklı işlemlerin iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; aktif husumet ( sıfat ) yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen 27.5.2003 günlü kararın Yargıtay' ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

DAVA : Dava, trafik kazası nedeniyle davacı tarafından açılan davadaki tazminatı ödememek için davalılar tarafından yapılan işlemlerin danışıklı olduğu iddiasına ilişkindir. Mahkemece, davacının alacaklı sıfatının belirsizliği ve aciz belgesi bulunmadığı nedenleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dava, Borçlar Yasasının 18. maddesinde düzenlenen biçim ile dava konusu işlemin danışıklı yapıldığı ( muvazaa ) iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak üçüncü kişiler, danışıklı işlem ( muvazaalı muamele ) nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü; danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak, üçüncü kişilerin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için, onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunmalıdır.
Diğer yandan; zarara uğradıklarını ileri süren üçüncü kişilerin, danışıklı işlemde bulunduğu iddia edilen kişi hakkında tazminat davası açmış olmaları, bu davanın kabulü için tek başına yeterli olmadığından danışıklı işlemde bulunanın, üçüncü kişilere borçlu bulunduğunun gerçekleşmesi ve borcunu ödememek için danışıklı hukuki işlem yapmış olması gerekir.

BK'nun 18. maddesine dayanılarak açılan iptal davalarında, İİK'nun 277. maddesinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarından farklı olarak aciz belgesi bulunması koşulu aranmaz.
Davacı trafik kazası nedeniyle, davaya konu edilen taşınmazın ve otonun hükmedilecek tazminattan kurtulmak amacıyla, danışıklı olarak devredildiği iddiası ile eldeki bu davayı açmıştır. Davacının bu davadaki amacı, açtığı tazminat davası sonucu hak kazanacağı alacaklarını alabilmeye yönelik olarak, danışıklı olduğunu ileri sürdüğü hukuki işlemlerin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Davacı zararının, olay gününde doğduğunun benimsenmesi gerekir. Trafik kazası sorumluları aleyhine davacı tarafından tazminat davası açıldığı dosyadaki bilgilerden anlaşılmaktadır. Yargılama sonunda davaya konu edilen satış işlemlerinin danışıklı olduğunun kanıtlanması halinde davacı, satışa konu edilen maldan da alacağın tahsili için yararlanabilecektir. Ancak, davacının bu hakkı ayni değil, şahsi sonuç doğuracağından, danışıklı işlemin kanıtlanması durumunda tapunun ve otonun tescil kaydının iptaline değil, İcra ve İflas Yasasının 283/1. maddesi benzetme yoluyla ( kıyasen ) uygulanarak, iptal ve tescile gerek olmaksızın taşınmazın ve otonun haciz ve satışına karar verilecektir. Bu davada güdülen amaçta bu olduğundan, davacının karşılanması gereken bir alacağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekir. Bunun için de davacının açtığı tazminat davasının sonucu beklenilmeli ve ona göre karar verilmelidir.

O halde somut olayda, satış işlemlerinde danışıklılığın bulunup bulunmadığı konusu araştırılmalı; davalıların danışıklı bir davranış içinde bulundukları sonucuna varılması durumunda, davacının açtığı tazminat davasının sonucu beklenilmeli, o dava sonunda davacının tahsili gereken bir alacağı bulunduğu takdirde İcra ve İflas Yasasının 283/1. maddesi benzetme yoluyla uygulanmak suretiyle, tapu ve tescil kaydı iptaline gerek olmadan davacının alacağını alabilmesini sağlamak için dava konusu malların haciz ve satışını isteyebilmeleri yönünde hüküm kurulmalıdır. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeden, yerinde görülmeyen yazılı gerekçeyle, istemin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıdaki nedenlerle BOZULMASINA; 13.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
------------------
Old 13-02-2007, 21:18   #4
A.Turan

 
Varsayılan

BK 18 uygulaması
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/8923
K. 2005/8209
T. 14.7.2005
• MUVAZAA İDDİASINA DAYALI TASARRUFUN İPTALİ ( Kendi Açtığı Boşanma Ve Tazminat Davasında Hak Kazanacağı Alacağını Alabilmeye Yönelik Üçüncü Kişiye Açtığı Danışık İddiasına Dayalı - Satışın Danışık Olup Olmadığının Araştırılması Gereği )
• TAPU İPTALİ ( Kendi Açtığı Boşanma Ve Tazminat Davasında Hak Kazanacağı Alacağını Alabilmeye Yönelik Üçüncü Kişiye Açtığı Danışık İddiasına Dayalı Tasarrufun İptali Davası - Satışın Danışık Olup Olmadığının Araştırılması Gereği )
• BOŞANMA VE TAZMİNAT DAVASI ( Üçüncü Kişiye Açılan Muvazaa İddiasına Dayalı Tasarrufun İptali Davası - Satışın Danışık Olup Olmadığının Araştırılması Gereği )
2004/m.283/1
818/m.18
ÖZET : Kendi açtığı boşanma ve tazminat davasında hak kazanacağı alacağını alabilmeye yönelik üçüncü kişiye açtığı danışık iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasında; satışın danışık olup olmadığı araştırılmalı, danışıklık varsa, boşanma ve tazminat davasının sonucu beklenmeli, tahsili gereken bir alacak olması halinde İcra ve İflas Yasasının 283/1. maddesi uygulanmak suretiyle, tapu iptaline gerek olmadan davacıların alacaklarını alabilmelerini sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmeleri yönünde hüküm kurulmalıdır.

DAVA : Davacı Fatma vekili tarafından, davalı Songül ve Hakan aleyhine 11.2.2004 gününde verilen dilekçe ile tasarrufun iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin reddine dair verilen 25.3.2004 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Davacı, davalılardan Hakan hakkında açtığı boşanma, maddi ve manevi tazminat davasının yargılaması sırasında davalının taşınmazlarını diğer davalı Songül'e sattığının anlaşıldığını, satış işleminin gerçek olmayıp açtığı dava sonunda hükmedilecek tazminatı ödememek amacına yönelik olduğunu ileri sürerek muvazaalı olarak yapılan tasarrufun iptal edilmesi isteminde bulunmuştur.

Yerel mahkemece, davacı ile davalılardan Hakan arasında alacak-borç ilişkisini gösterir kanıt sunulmadığı gibi hakkında icra takibi de bulunmadığı, halen yargılaması devam eden dosya dayanak gösterilerek istemde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, Borçlar Yasasının 18. maddesinde düzenlenmiş bulunan danışık ( muvazaa ) iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak üçüncü kişiler, danışıklı işlem ( muvazaalı muamele ) nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü; danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak, üçüncü kişilerin danışıklı işlem ile haklarının nazara uğratıldığının benimsenebilmesi için, onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır.

Diğer yandan; zarara uğradıklarını ileri süren üçüncü kişilerin, danışıklı işlemde bulunduğu iddia edilen kişi hakkında tazminat davası açmış olmaları, bu davanın kabulü için tek başına yeterli olmadığından danışıklı işlemde bulunanın, üçüncü kişilere borçlu bulunduğunun gerçekleşmesi ve borcunu ödememek için danışıklı hukuki işlem yapmış olması gerekir.

Davacı, davalılardan Hakan'ın hükmedilecek tazminatı ödememek amacıyla dava konusu edilen taşınmazların danışıklı olarak davalıya devredildiği iddiası ile eldeki bu davayı açmıştır. Davacının bu davayı açmaktaki amacı, açtığı dava sonucu hak kazanacağı alacağını alabilmeye yönelik olarak, danışıklı olduğunu ileri sürdükleri hukuki işlemlerin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Yargılama sonunda davaya konu edilen satışın danışıklı olduğunun kanıtlanması halinde davacı, satışa konu edilen maldan da alacağın tahsili için yararlanabilecektir. Ancak, davacının bu hakkı ayni değil şahsi sonuç doğuracağından, danışıklı işlemin kanıtlanması durumunda tapunun iptaline değil, İcra ve İflas Yasasının 283/1. maddesi gereğince, iptal ve tescile gerek olmaksızın taşınmazın haciz ve satışına karar verilecektir. Bu davada güdülen amaçta da bu olduğundan, davacının karşılanması gereken bir alacağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekir. Bunun için de davacının açtığı boşanma ve tazminat davasının sonucu beklenilmeli ve ona göre karar verilmelidir.

O halde somut olayda, satış işlemlerinin danışıklı olup-olmadığı konusu araştırılmalı; davalıların danışıklı bir davranış içinde bulundukları sonucuna varılması durumunda, davacının açtığı boşanma ve tazminat davasının sonucu beklenilmeli, o dava sonunda davacının tahsili gereken bir alacağı bulunduğu takdirde İcra ve İflas Yasasının 283/1. maddesi uygulanmak suretiyle, tapu iptaline gerek olmadan davacıların alacaklarını alabilmelerini sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmeleri yönünde hüküm kurulmalıdır. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeden, yerinde görülmeyen yazılı gerekçeyle, istemin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıdaki nedenlerle ( BOZULMASINA ) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-02-2007, 21:36   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın Av.Ender,

Açmayı düşündüğünüz muvazaaya dayalı iptal davasını kazandığınız takdirde ne yapacaksınız? İcraya koyacaksınız. Dava üç yıldan fazla sürerse ne yapacaksınız? Elinizde bir tasarrufun iptali kararı, bir de zamanaşımına uğramış bir bono olacak.

Verilen içtihat örneklerinde, alacak somut olarak elde değil, yargılaması süren alacak iddiaları. Sizinse bononuz var.

Bonoyu icraya koyup, haciz tatbik edip, borcu karşılayacak yeterli varlık bulunmaması üzerine aciz vesikasını alıp, İİK ya dayalı iptal davası açmalısınız. (İİK da öngörülen koşullara uygunsa)

Saygılarımla...
Old 14-02-2007, 12:57   #6
Noyan Yiğit

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım,
Bence de önce elinizdeki bonoyu icraya vermelisiniz.Eğer borçluya karşı yaptığınız takipten bir netice elde edemezseniz icra dairesinden alacağınız muvakkat veya kati aciz vesikası ile İİK.made 277 ve devamında düzenlenen maddeler gereğince muvazaalı işlem yapan alıcı
durumundaki şirkete karşı iptal davası açabilirsiniz.Açtığınız davayı da "İHTİYATİ HACİZ" talepli açmalısınız.İhtiyati tedbir değil ihtiyati haciz.Hem böylece satışa konu edilen taşınmazın el değiştirmesine de engel olmuş olursunuz(bono borçlusunu da davalı olarak göstermelisiniz)borçlunun haczi kabil hiçbir malının bulunmadığına dair İcra Müdürlüğünün tutacağı zabıt muvakkat aciz vesikası hükmündedir.Ancak bu davalarda "hacizden veya haczedilecek malın bulunmaması nedeniyle acizden geriye doğru 2 senelik bir süre" var.Eğer satış geriye doğru daha eski ise bu hükümlerden faydalanmak mümkün olmaz.Bu durumda muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasını düşünmek gerekir diye düşünüyorum.
Old 14-02-2007, 18:37   #7
Av.Ender

 
Varsayılan

Yanıt gönderen arkadaşlara çok teşekkür ederim. sorun şi ki, bu olayda ben davalı şirket vekiliyim ve elindeki bonoyu icraya koymadan doğrudan bu davayı açan davacı tarafa karşı savunma yapıyorum.Açıkçası, bononun icraya konulmadan, aciz vesikası alınmadan açılan bu davanın hukuki dayanağının bulunmadığı konusunda örnek karar arıyorum.İlginize teşükkür ederim
Old 14-02-2007, 20:13   #8
ragıp

 
Varsayılan

Sayın Ender
İronik bir şekilde, dava açabilirsiniz, kimsenin dava hakkı kısıtlanamaz diye yazdım. Ama sorun ciddi olarak tartışılıyor.
İİK 277 ve devamı maddeleri çok açık. her zaman söylediğim bir şey var. Esas olan yargıtay kararı değil, yasadır.
Buna göre elinde aciz vesikası olmayan alacaklıların böyle bir dava açma şansı yok.
Old 14-02-2007, 21:55   #9
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
her zaman söylediğim bir şey var. Esas olan yargıtay kararı değil, yasadır.


Bugün bir dava kaybettim. Yasa çok açıktı. İçtihatlar da öyle. Biz davalı idik, davacı da bir banka. BK.m. 61 ve 63.maddesi hükümlerine ilişkin yasa maddeleriyle içtihatlar arasında ciddi bir uyumsuzluk, dahası içtihatlar arası bir uyumsuzluk vardı. Konu SSK, yaşlılık, maluliyet aylığı vb ise BK.m.63'te bir sorun yaşanmıyordu.

Yasalar idealizmi/olması gerekeni, içtihatlar ise olanı/mevcudu temsil ediyordu. İşte bu yüzden, katılımcılara "Yargıtay'cı" derken, üç beş kez düşünmek gerekiyor.

Ve sonra; önce ve sonra yasa demek , yasa olana/olması gerekene uygun düşmüyorsa yasayı değiştirmek, yasa değişmiyorsa içtihatları yasayla uyumlulaştırmak gerekiyor.

Sayın Ender,

Size yazdığım mesaj da yasanın açıklamasından yola çıkaraktır. Siz yine de içtihatlara bir göz atın

Saygılarımla...
Old 15-02-2007, 04:28   #10
ragıp

 
Varsayılan

Sayın demirel
benim iletimden örnek vermiş, alıntı yapmışsınız. Bana aciz vesikesı olmaksızın iptal davasının açılabileciğine ve yargılamanın bittiğine ilişkin tek bir karar gösterin, Yargıtay ile mücadelemi siz o zaman görün
Old 15-02-2007, 11:43   #11
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın ragıp,

Yukarıdaki alıntıyı size katılarak yaptım. Konu İİK.m.277 ve aczi vesikası ile ilgili değil. Konunun yanlış yönlenmemesi için alıntıdaki anlatmak istediğimle ilgisiz kalan iki cümleyi mesajımdan çıkardım.

BK.m.61-63' ün, bankalar ve sair taraflar arasındaki uygulamasına ve aynı yasa maddesi tatbik edilirken içtihatlarla oluşan kemikleşmiş aykırılığa ilişkin ayrı bir forum başlığı açacağım.

Orada tartışalım.

(Hukuk mücadelesi sözünüzü unutmayınız)

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali Tescili Davası Tapunun Devredilmesinden Sonra Zamanaşımı Av.mdogan Meslektaşların Soruları 37 16-08-2022 08:48
Muvazaa damista Meslektaşların Soruları 12 14-06-2022 19:03
muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil dilekgulsen Meslektaşların Soruları 14 03-02-2016 14:25
Muvazaa Nedenİyle Tapu İptali mi? Yoksa Tasarrufun İptali mi? SOFTWARE Meslektaşların Soruları 16 22-02-2009 11:18
KarŞi Dava-katki Payi Tasarrufun İptalİ su. Meslektaşların Soruları 3 01-02-2007 14:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03635406 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.