Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kiralayan kiracının devrettiği kişiden ecrimisil talep edilebilir mi?

Yanıt
Old 09-05-2010, 19:37   #1
avukat1980

 
Varsayılan Kiralayan kiracının devrettiği kişiden ecrimisil talep edilebilir mi?

Değerli meslektaşlarım;A şahsı müvekkilden kiraladığı işyerini B şahsına veriyor (müvekkilin onayı olmamasına ve kontratta böyle bir yetkisi bulunmamasına rağmen.Müvekkil bu durumu işyerindeki vergi levhasını görünce tesadüfen öğreniyor.Bu arada işyeri tahliye ediliyor fakat ödenmeyen 12 aylık kira borcu var.A şahsına karşı takip yapılıyor fakat A şahsından bu bedelin alınması zor.B şahsına karşı ecrimisil talepli dava açılabilirmi?
Old 10-05-2010, 08:27   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat1980
B şahsına karşı ecrimisil talepli dava açılabilirmi?
B şahsı fuzuli şagil (işgalci) kabul edilirse dava kabul edilir.
B şahsı kiracı olarak bulunduğu için fuzuli şagil kabul edilmezse dava reddedilir.

Bence A şahsının kendisine ait olmayan bir yeri kiralaması mümkündür. Bu nedenle B şahsının yaptığı kira sözleşmesi geçerlidir ve B şahsı fuzuli şagil değildir.

Yine de, hiç bir şey yapmamaktansa bir ecmisil davası denemeye değer diye düşünüyorum.

Saygılarımla
Old 10-05-2010, 09:18   #3
avukat1980

 
Varsayılan

Bu durumda kontrattaki devredilmezlik maddesinin bir işlevi bulunmuyor demekki..
Old 10-05-2010, 10:46   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat1980
Bu durumda kontrattaki devredilmezlik maddesinin bir işlevi bulunmuyor demekki..
Kontrattaki madde A ile kiralayanı bağlar kanısındayım: B ise kontrat hakkında bilgi sahibi değildir.
Old 10-05-2010, 10:56   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat1980
Değerli meslektaşlarım;A şahsı müvekkilden kiraladığı işyerini B şahsına veriyor (müvekkilin onayı olmamasına ve kontratta böyle bir yetkisi bulunmamasına rağmen.Müvekkil bu durumu işyerindeki vergi levhasını görünce tesadüfen öğreniyor.Bu arada işyeri tahliye ediliyor fakat ödenmeyen 12 aylık kira borcu var.A şahsına karşı takip yapılıyor fakat A şahsından bu bedelin alınması zor.B şahsına karşı ecrimisil talepli dava açılabilirmi?

Kontratta üçüncü kişilere kiraya verilemeyeceği açıkça yazılı ise, B şahsının alt-kiracı olması mümkün değildir. Ecrimisil talep edilebilir.Vergi dairesinden işyerinin mecura nakil tarihini öğrenip, o tarihten itibaren talepte bulunulabilir. Ancak mesajda tuhaf duran bir durum var.

Alıntı:
Müvekkil bu durumu işyerindeki vergi levhasını görünce tesadüfen öğreniyor.Bu arada işyeri tahliye ediliyor

Müvekkiliniz tahliye gerçekleşmeden önce durumu öğrenmesine rağmen ve kira paraları(12 ay diyorsunuz) ödenmemesine rağmen hiçbir şey yapmamış. Bana çok tuhaf geldi. Sanki B'nin kiracılığını tanımış gibi...
Old 10-05-2010, 11:50   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat1980
Değerli meslektaşlarım;A şahsı müvekkilden kiraladığı işyerini B şahsına veriyor (müvekkilin onayı olmamasına ve kontratta böyle bir yetkisi bulunmamasına rağmen.Müvekkil bu durumu işyerindeki vergi levhasını görünce tesadüfen öğreniyor.Bu arada işyeri tahliye ediliyor fakat ödenmeyen 12 aylık kira borcu var.A şahsına karşı takip yapılıyor fakat A şahsından bu bedelin alınması zor.B şahsına karşı ecrimisil talepli dava açılabilirmi?

"Alt kiracı" dediğiniz kişi ile asıl kiracının yaptığı kira akdinde, akdin "alt kira" olduğu hususu belirtiliyor mu?

Asıl kiracının, "alt kiracı" dediğiniz kişi ile yaptığı kira akdinde "alt kira" vurgusu yoksa, kiracı; "kiralayan" olarak görünüyor olmalıdır.

Bu durumda, yani alt kira hususu akitten anlaşılmıyorsa ve ilk kiracı, "kiralayan" sıfatıyla akdi imzalamışsa; "maruf" kira hukukçusu Av. Suat Ergin'e göre; durum aşağıdaki linkte yazıldığı gibi değerlendirilecektir.

Bkz: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=35791

Ben ise tam aksi fikirdeyim. Böyle bir durumda, malikin rızası dışında kiracının yaptığı akit maliki bağlamayacaktır.
Old 10-05-2010, 11:50   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Suat Ergin’in görüşü Yargıtay tarafından doğrulanmaktadır:

MK 995.maddesinde kötü niyet aranır. Kira sözleşmesine dayanarak bir taşınmazı kullanan kişinin ödediği kiradan başka, sonradan bir de ecrimisil ödemesine karar vermek adalete uygun düşmez kanısındayım.

Ancak aşağıda sunulan Yargıtay kararlarında aksine görüşe varılmış ve “tapu malikini bağlamayan kira sözleşmelerinde” iyi niyete bakılmaksızın ecrimisile karar verilmesi için yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Bu durumda herkesin kira sözleşmesi yaparken tapu malikini bulup, kira sözleşmesini bu tapu maliki ile yapması gerekecektir. Yoksa yıllar sonra ikinci bir kirayı da malike ödemek zorunda kalacaktır.

Halbuki kanunun aradığı şart kötü niyettir. Ecrimisil bir haksız işgal tazminatıdır. Kira ile kullanan kişinin kötü niyetli olup olmadığı her olayda ayrı ayrı incelenerek bir karara varılması gerekir. Kararlar gönülle yazılmalı; matbaayla basılmamalıdır.

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/6116

K. 2007/9645

T. 9.10.2007

• ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL ( Kayıt Maliki Olmayan Kişinin Yaptığı Sözleşmenin Kayıt Malikini Bağlamayacağı ve Sözleşmenin Hüküm İfade Etmeyeceği )

• HAKSIZ İŞGAL ( Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil - Kayıt Maliki Olmayan Kişinin Yaptığı Sözleşmenin Kayıt Malikini Bağlamayacağı ve Sözleşmenin Hüküm İfade Etmeyeceği )

• KAYIT MALİKİ OLMAYAN KİŞİNİN YAPTIĞI SÖZLEŞME ( Kayıt Malikini Bağlamayacağı ve Sözleşmenin Hüküm İfade Etmeyeceği )

4721/m.683,995

ÖZET : Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davalı kiracılık savunmasında bulunmuş, dava dışı M. adlı kişiyle yaptığı sözleşmeyi ileri sürmüşse de, kayıt maliki olmayan kişinin yaptığı sözleşmenin kayıt malikini bağlamayacağı ve sözleşmenin hüküm ifade etmeyeceği açıktır. Öyle ise davalının çekişme konusu bağımsız bölümü haklı ve geçerli bir neden olmaksızın tasarrufu altında bulundurduğu ve haksız işgalci olduğu sonucuna varılmalıdır. Hal böyle olunca, davanın davalı G. bakımından kabulüne karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, satın almak suretiyle maliki olduğu 247 parseldeki dairenin davalılar tarafından arada bir kira ilişkisi olmaksızın diş hekimliği faaliyetinde kullanılmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürüp, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir.
Davalılar, kiracı olduklarını bildirerek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı Gülçin'in kira sözleşmesi ile kullandığı, diğer davalının ise Gülçin'in yanında çalışanı olduğu, kullanımın haksız olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.10.2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat İbrahim Kavak ile temyiz edilen v.s. vekili Avukat Seyfettin Kara geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi Hülya Gerçeker tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 247 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümün kayden davacıya ait olduğu, anılan yerde davalı Gülçin'in diş hekimliği faaliyetini sürdürdüğü, diğer davalının da onun yanında işçi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davalı kiracılık savunmasında bulunmuş, dava dışı Muhammet adlı kişiyle yaptığı sözleşmeyi ileri sürmüşse de, kayıt maliki olmayan kişinin yaptığı sözleşmenin kayıt malikini bağlamayacağı ve sözleşmenin hüküm ifade etmeyeceği açıktır. Öyle ise davalının çekişme konusu bağımsız bölümü haklı ve geçerli bir neden olmaksızın tasarrufu altında bulundurduğu ve haksız işgalci olduğu sonucuna varılmalıdır.
Hal böyle olunca, davanın davalı Gülçin bakımından kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir.
SONUÇ : Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 500.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/7996

K. 2007/19606

T. 8.10.2007

• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Ecrimisil - Kiracılık Hakkı Kişisel Olup Bu Bağıta İcazet Vermeyen Davacıyı Bağlamadığından Red Kararı Yerinde Olmadığı )

• KİRACILIK BAĞITI ( Davalı Taraf Taşınmazda Davacının Bayiiden Haricen Satın Alan Kişiden Kiraladığını Savunmakta İse de Kiracılık Hakkı Kişisel Olup Bu Bağıta İcazet Vermeyen Davacıyı Bağlamadığından Red Kararı Yerinde Olmadığı )

• ŞAHSİ HAK ( Davalı Taraf Taşınmazda Davacının Bayiiden Haricen Satın Alan Kişiden Kiraladığını Savunmakta İse de Kiracılık Hakkı Kişisel Olup Bu Bağıta İcazet Vermeyen Davacıyı Bağlamadığından Red Kararı Yerinde Olmadığı )

• ECRİMSİL ( Elatmanın Önlenmesi - Kiracılık Hakkı Kişisel Olup Bu Bağıta İcazet Vermeyen Davacıyı Bağlamadığından Red Kararı Yerinde Olmadığı )

4721/m.683,995

ÖZET : Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi davasında davalı taraf, taşınmazda davacının bayii Salih'ten haricen satın alan keşideci kişiden kiraladığını savunmakta ise de, kiracılık hakkı kişisel olup bu bağıta icazet vermeyen davacıyı bağlamadığından red kararı yerinde değildir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 15 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu dairesini, haksız olarak davalının kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, çekişmeli taşınmazı M.U.'nun davacı bayiinden haricen satın aldığını, kendisine kira sözleşmesiyle verildiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının taşınmazı kiracı sıfatıyla kullandığı gerekçesiyle,davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, taraflar arasında kiracılık ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle,davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 8 nolu bağımsız bölümün kayden davacıya ait olduğu, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmazı kullandığı anlaşılmaktadır.
Davalı, taşınmazı, davacının bayii Salih'ten haricen satın alan kişiden kiraladığını ve buna göre kullandığını belirterek savunmada bulunmuştur.
Davacı Kemal'in çekişme konusu taşınmazı 19.12.2005 tarihinde satın almak suretiyle edindiği kayden sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki, davalının savunmasına esas teşkil eden davacının bayiinden haricen satın alan kişiyle yaptığını belirttiği kira sözleşmesinin davacıyı bağlamayacağı açıktır. Başka bir ifadeyle, kira sözleşmesinden kaynaklanan davalının hakkı kişisel hak olup, kira bağıtına icazet vermeyen ayni hak sahibine karşı ileri sürülemez. Esasen, savunmaya esas kiracılık ilişkisine davacının icazet vermediği de dosya kapsamı ile sabittir.
Hal böyle olunca, davada ecrimisil isteğinin bulunduğu da gözetilerek belirlenecek ecrimisille birlikte davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının, temyiz itirazı yerindedir.
SONUÇ : Kabulüyle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/15816

K. 2007/663

T. 30.1.2007

• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Kira Sözleşmesinin Davacıları Bağlayıcı Bir Yanı Bulunmadığı - Davalının Parsellere Haklı Bir Nedene Dayanmaksızın Elattığı Sabit Olduğundan Kabulü Gereği )

• KİRA SÖZLEŞMESİ ( Davacıları Bağlayıcı Bir Yanı Bulunmadığı - Davalının Parsellere Haklı Bir Nedene Dayanmaksızın Elattığı Sabit Olduğundan Elatmanın Önlenmesi Davasının Kabulü Gereği )

• PAYLI MÜLKİYET ( Kira Sözleşmesinin Davacıları Bağlayıcı Bir Yanı Bulunmadığı - Davalının Parsellere Haklı Bir Nedene Dayanmaksızın Elattığı Sabit Olduğundan Kabulü Gereği )

4721/m.683,995

ÖZET : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Davalı yanın dayandığı bir yıl süreli kira sözleşmesi kayıt maliki olmayan ancak davacıların babaları olduğu anlaşılan kişi ile dava dışı bazı kişiler arasında düzenlenmiştir. Kira sözleşmesinin davacıların bağlayıcı bir yanı bulunmadığı açıktır. Hal böyle olunca; davalının parsellere haklı bir nedene dayanmaksızın elattığı açıktır. Mahkemece bu olgunun değerlendirilmesi suretiyle istem konusu hakkında bir hüküm kurulması yerine orta yerde davacıları bağlayan bir kira sözleşmesi varmışçasına davanın yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmamıştır.
DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.8.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
Davalı dava konusu taşınmazların kiralandığını, kira ilişkisinin halen tarafı olması nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece çekişme konusu taşınmazlarda davalının kiracı olduğu bu nedenle haksız elatmasından sözedilemeyeceği gerekçesiyle dava reddolunmuş, hükmü davacılar temyiz etmiştir.
Çekişme konusu 3570 ve 3571 sayılı parseller tapuda paylı mülkiyet rejimine tabi olarak davacılar adına kayıtlıdır. Türk Medeni Kanunun 683. maddesi uyarınca eşyanın maliki olan kişi malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı elatmasının önlenmesini dava edebilir.
Davalı yanın dayandığı 01.04.1987 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi kayıt maliki olmayan ancak davacıların babaları olduğu anlaşılan Mustafa Yastı ile dava dışı bazı kişiler arasında düzenlenmiştir. Kira sözleşmesinin davacıların bağlayıcı bir yanı bulunmadığı açıktır. Hal böyle olunca; davalının 3570 ve 3571 parsellere haklı bir nedene dayanmaksızın elattığı açıktır. Mahkemece bu olgunun değerlendirilmesi suretiyle istem konusu hakkında bir hüküm kurulması yerine orta yerde davacıları bağlayan bir kira sözleşmesi varmışçasına davanın yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, 30.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
(Kaynak: Kazancı)
Old 10-05-2010, 12:06   #8
Admin

 
Varsayılan

A Malik.
B kiracı + yasal zilyed (kira kontratına dayanıyor).
C yasal kiracı (yasal zilyetle geçerli bir kira kontratı yapmış, kira kontratını malikin yapması zorunlu değil)
A ile B arasında geçerli bir kira ilişkisi var.
B ile C arasında geçerli bir kira ilişkisi var. (Kontrattaki devir yasağı C'yi bağlamaz, B'yi bağlar. C'nin geçerli kira ilişkisinin hukuki dayanağı B'nin kiracı olması değil, B'nin zilyet olmasıdır)
Bu hukuki ilişkide A bir alacağı varsa, kiracısı olan B'den talep eder.
Bu hukuki ilişkide B bir alacağı varsa, kiracısı olan C'den talep eder.
C'nin mecur ile yasal bir hukuki bağı var, dolayısıyla işgalci olduğundan bahsedilemez, dolayısıyla ecrimisil istenemez.

diye düşünüyor ve daha önceki düşüncelerimin de arkasında duruyorum.

PS. Ciddi ve hararetli yeni bir tartışmayı ateşlediğinizi de ayrıca düşünüyorum.
Old 10-05-2010, 12:14   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
"Alt kiracı" dediğiniz kişi ile asıl kiracının yaptığı kira akdinde, akdin "alt kira" olduğu hususu belirtiliyor mu?

Asıl kiracının, "alt kiracı" dediğiniz kişi ile yaptığı kira akdinde "alt kira" vurgusu yoksa, kiracı; "kiralayan" olarak görünüyor olmalıdır.

Bu durumda, yani alt kira hususu akitten anlaşılmıyorsa ve ilk kiracı, "kiralayan" sıfatıyla akdi imzalamışsa; "maruf" kira hukukçusu Av. Suat Ergin'e göre; durum aşağıdaki linkte yazıldığı gibi değerlendirilecektir.

Bkz: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=35791

Ben ise tam aksi fikirdeyim. Böyle bir durumda, malikin rızası dışında kiracının yaptığı akit maliki bağlamayacaktır.

Sayın Dikici,

Aktarmış olduğunuz linkteki hangi görüşüm, bu forumdaki görüşümle çelişmektedir.

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Bu durumda herkesin kira sözleşmesi yaparken tapu malikini bulup, kira sözleşmesini bu tapu maliki ile yapması gerekecektir. Yoksa yıllar sonra ikinci bir kirayı da malike ödemek zorunda kalacaktır.

Tapu malikini bulmak yerine, basiretli bir tacir/kişi gibi davranıp; ilk kiracının kontratına bakıp, devir yasağı yoksa alt-kiracı olunmalıdır.
Old 10-05-2010, 12:27   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Tapu malikini bulmak yerine, basiretli bir tacir/kişi gibi davranıp; ilk kiracının kontratına bakıp, devir yasağı yoksa alt-kiracı olunmalıdır.
Bu durumda, basiret adına, malikin imzasının gerçek olup olmadığını da incelemek gerekecektir.

"Kiracı olmak zor" derlerdi de inanmazdım.
Old 10-05-2010, 12:40   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Dikici,

Aktarmış olduğunuz linkteki hangi görüşüm, bu forumdaki görüşümle çelişmektedir.



Tapu malikini bulmak yerine, basiretli bir tacir/kişi gibi davranıp; ilk kiracının kontratına bakıp, devir yasağı yoksa alt-kiracı olunmalıdır.

Sayın Ergin,

Verdiğim linkte siz ısrarla şunu savunmuştunuz: Kiralayan hiç bir yetkisi olmayan yoldan geçen bir kişi dahi olsa, bir başkasının mecurunu kiralayan sıfatıyla kiralamış ise, o artık kanunen kiralayandır. Bu itibarla Malik, taşınmazını yetkisiz bir kişi bir başka kişiye kiraya vermiş olsa bile o 3. kişi durumundaki kişiyi işgal nedeniyle çıkaramaz, zira o kişi artık kiracıdır ve bu kiracının yaptığı kanunen geçerli bir kira akdi vardır.

Ben de tam aksini savunup, yetkisiz bir kişinin kira akdi yapması halinde bunun hiç bir şekilde malik'i bağlamayacağını söylemiştim.

Siz buna cevaben: Malik, neye dayanarak kiracıyı mecurdan çıkaracaktır? diye sormuştunuz.

Ben ise; mülkiyet hakkına dayanarak Müdahalenin men'i hükümleri dairesinde kolaylıkla çıkarabileceğini ifade etmiştim.

Oysa bu konuda, alt kiraya verme yetkisi olmayan kiracının mecuru, bir başkasına kiralaması halinde, bu akdin maliki bağlamayacağını (benim daha önce söylediğim gibi) vurgulamaktasınız.

Peki soruyorum: linkteki olayda, yoldan geçenin yaptığı akit size göre kanunen geçerli bir akit oluyor da, kiracının kiralayan sıfatıyla yaptığı akit neden şimdi geçersiz oluyor?
Old 10-05-2010, 12:41   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Bu durumda, basiret adına, malikin imzasının gerçek olup olmadığını da incelemek gerekecektir.

"Kiracı olmak zor" derlerdi de inanmazdım.

"Kiracı olmak zor" kira hukuku daha da zor.
Old 10-05-2010, 12:47   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Sayın Ergin,

Verdiğim linkte siz ısrarla şunu savunmuştunuz: Kiralayan hiç bir yetkisi olmayan yoldan geçen bir kişi dahi olsa, bir başkasının mecurunu kiralayan sıfatıyla kiralamış ise, o artık kanunen kiralayandır. Bu itibarla Malik, mecuru yetkisiz bir kişi kiraya vermiş olsa bile kiracıyı işgal nedeniyle çıkaramaz, zira kiracının yaptığı kanunen geçerli bir kira akdi vardır.

Ben de tam aksini savunup, yetkisiz bir kişinin kira akdi yapması halinde bunun hiç bir şekilde malik'i bağlamayacağını söylemiştim.

Siz buna cevaben: Malik, neye dayanarak kiracıyı mecurdan çıkaracaktır? diye sormuştunuz.

Ben ise; mülkiyet hakkına dayanarak Müdahalenin men'i hükümleri dairesinde kolaylıkla çıkarabileceğini ifade etmiştim.

Oysa bu konuda, alt kiraya verme yetkisi olmayan kiracının mecuru, bir başkasına kiralaması halinde, bu akdin maliki bağlamayacağını (benim daha önce söylediğim gibi) vurgulamaktasınız.

Peki soruyorum: linkteki olayda, yoldan geçenin yaptığı akit size göre kanunen geçerli bir akit oluyor da, kiracının kiralayan sıfatıyla yaptığı akit neden şimdi geçersiz oluyor?

Sayın Dikici,

Mugalata yapmanıza gerek yok. Yukarıdaki mesajınızda bana atfen yazdıklarınızın hiçbirini söylemedim. Söylemem mümkün değil. Bu forum konusunu oluşturan olay gibi bir sürü davam oldu. Şu an derdest bir davam da var.

Yapmanız gereken şey, çelişkili olduğunu iddia ettiğiniz mesajlarımı alt alta kopyalamaktır.
Old 10-05-2010, 12:49   #14
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Dikici,

Mugalata yapmanıza gerek yok. Yukarıdaki mesajınızda bana atfen yazdıklarınızın hiçbirini söylemedim. Söylemem mümkün değil. Bu forum konusunu oluşturan olay gibi bir sürü davam oldu. Şu an derdest bir davam da var.

Yapmanız gereken şey, çelişkili olduğunu iddia ettiğiniz mesajlarımı alt alta kopyalamaktır.

Pes diyorum...

Diğer yandan da mutlu oluyorum. Dönüp dolaşıp, doğru yolu bulduğunuz için.

Not: "Peki siz ne demiştiniz?" şeklinde sormamı isteyenler olduğu için sorayım, üzerimde kalmasın: Peki ne demiştiniz sayın Ergin?
Old 10-05-2010, 12:57   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
A Malik.
B kiracı + yasal zilyed (kira kontratına dayanıyor).
C yasal kiracı (yasal zilyetle geçerli bir kira kontratı yapmış, kira kontratını malikin yapması zorunlu değil)
A ile B arasında geçerli bir kira ilişkisi var.
B ile C arasında geçerli bir kira ilişkisi var. (Kontrattaki devir yasağı C'yi bağlamaz, B'yi bağlar. C'nin geçerli kira ilişkisinin hukuki dayanağı B'nin kiracı olması değil, B'nin zilyet olmasıdır)
Bu hukuki ilişkide A bir alacağı varsa, kiracısı olan B'den talep eder.
Bu hukuki ilişkide B bir alacağı varsa, kiracısı olan C'den talep eder.
C'nin mecur ile yasal bir hukuki bağı var, dolayısıyla işgalci olduğundan bahsedilemez, dolayısıyla ecrimisil istenemez.

diye düşünüyor ve daha önceki düşüncelerimin de arkasında duruyorum.

PS. Ciddi ve hararetli yeni bir tartışmayı ateşlediğinizi de ayrıca düşünüyorum.

Açık yasa maddesi karşısında size katılmam mümkün değil.

Alıntı:
KANUN NO: 6570
GAYRİMENKUL KİRALARI HAKKINDA KANUN

MADDE 12 - Kiracı, mukavelede hilâfına sarahat olmadıkça, kiralanan yeri kısmen veya tamamen başkasına kiralayamaz yahut istifade hakkını veya mukavelesini başkasına devredemez veyahut kendisi gayrimenkulü bırakmış olduğu halde hiç bir sebeple bu yeri kısmen veya tamamen başkalarına işgal ettiremez.

Kira akdinin esas gayesi itibariyle başkalarına kiralanması lâzım ve mûtat olan (Otel, pansiyon, talebe yurdu ve benzerleri) gayrimenkuller bütün gayrimenkulün devri veya kiralanması hali müstesna olmak üzere yukardaki fıkra hükmüne tabi değildir.

Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne riayet etmeyerek bir gayrimenkule kiracı veya devir alan sıfatiyle girenler veya bu gayrimenkulü işgal edenler hakkında hiç bir ihtara hacet kalmaksızın sulh mahkemelerinde tahliye dâvası açılabilir.


Fuzuli şagiller hakkında 5917 sayılı kanun hükümlerinin tatbikı da istenebilir
Old 10-05-2010, 13:30   #16
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Açık yasa maddesi karşısında size katılmam mümkün değil.
Yasa maddesi tahliyeden söz etmekte ama ecrimisilden söz etmemektedir:
Çünkü ecrimisil için kötü niyet gerekir. Olayımızdaki B bana iyi niyetli biri gibi geldi.
Old 10-05-2010, 15:13   #17
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Aşağıdaki kararda iyi niyetli bir kiracı malike karşı korunmuştur. Darısı tüm kiracıların başına…

Davacı = Dava dışı reklam şirketinden yeri kiralamış - panoları yaptırmış - panoların maliki
1.Davalı sigorta şirketi = Diğer davalı apartman yönetiminden davacıya ait panoları kiralamış, kullanmış.
2.Davalı apartman yönetimi - davacıya ait panoları diğer davalı sigorta şirketine kiraya vermiş


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/12433 K. 2009/1704 T. 16.2.2009

• HAKSIZ KULLANIM TAZMİNATI ( Davacılar İle Sözleşme İlişkisinin Olmadığı - Kendisine Husumet Düşmeyeceğinden Bu Davalının Kullanımının İyi Niyetli Olduğu Panoların Yalnız Başına Kullanılamayacağından Tazminat İstenemeyeceği )

• İYİNİYETLİ OLMAYAN ZİLYETİN SORUMLULUĞU ( Davacılar İle Sözleşme İlişkisinin Olmadığı - Kendisine Husumet Düşmeyeceğinden Bu Davalının Kullanımının İyi Niyetli Olduğu Panoların Yalnız Başına Kullanılamayacağından Tazminat İstenemeyeceği )

• HUSUMET ( Davacılar İle Sözleşme İlişkisinin Olmadığı - Kendisine Husumet Düşmeyeceğinden Davalının Kullanımının İyi Niyetli Olduğu Panoların Yalnız Başına Kullanılamayacağından Haksız Kullanım Tazminatı Talep Edilemeyeceği )

4721/m.995

ÖZET : Mahkemece, davalı yönetim ile dava dışı reklam firması arasında iş merkezi çatısına reklam panosu konulması için kira sözleşmesi imzalandığı, öncesinde bu firma ile davacılar arasında anılan yere ilişkin kira sözleşmesi yapıldığı, sözleşmede panoların davacılara ait olacaklarının kararlaştırıldığı, tüm dosya kapsamıyla panoların davacılara ait olduğunun ortaya çıktığı, değerinin dava tarihi itibariyle tespit edildiği,davalı yönetim mülkiyetinde kaldığı, davacılara iade etmesi veya bedelini ödemesi gerektiği, davalı sigorta şirketinin panoları diğer davalıdan kiraladığı, mülkiyet iddiasında bulunmadığı, davacılar ile sözleşme ilişkisi olmadığı, kendisine husumet düşmeyeceği,bu davalının kullanımının iyi niyetli olduğu, panoların yalnız başına kullanılamayacağı, ancak davalı yönetim çatısında kullanımının gelir getireceği, her iki davalıdan TMK'nun 995. maddesi uyarınca haksız kullanım tazminatı talep edilemeyektir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 14.06.2007 tarih ve 2005/556-2007/278 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Berkant Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, asıl ve birleşen davalarında dava dışı reklam firması arasında yapılan kira sözleşmesi uyarınca müvekkillerinin G. İş Merkezi çatısındaki reklam panosunun kiracısı olduklarını, reklam panosu konstrüksüyonlarının da müvekkillerine ait bulunduğunu, davalıların birlikte hareket ederek reklam panosu üzerindeki müvekkilleri reklamlarını sökerek davalı sigorta şirketinin reklamlarına yer verdiklerini, durumun bildirildiğini, müvekkiline davalı sigorta şirketinin 7.500,00 YTL konstrüksüyon bedeli teklif ettiğini ileri sürerek, asıl davada 10.000,00 YTL reklam panosu bedelinin tahsiline, kabul edilmemesi halinde vaki el atmalarının önlenmesine ve reklam panolarının sökülmesine izin verilmesine, kullanım bedeli olarak Mayıs 2005 tarihinden beri aylık 1.000,00 YTL'nın hüküm altına alınmasına, birleşen davalarında ise reklam panosu bedeli için 20.05.2005-30.01.2007 tarihleri arası işlemiş avans faizi tutarı 3.505,00 YTL, 20.05.2005-25.11.2005 tarihleri arası kullanım bedeli 257,00 YTL'nın davalı sigorta şirketinden, 1.078,00 YTL'nın diğer davalıdan avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı G. Sigorta A.Ş. vekili, dava dışı reklam firması ile diğer davalı arasındaki kira sözleşmesinin sona ermesinin ardından davalı yönetimle yapılan sözleşme uyarınca müvekkilinin reklamının asıldığını, konstrüksiyonun davacılara ait olduğunun önceden bilindiği hususunun doğru olmadığını, müvekkiline husumet düşmeyeceğini, aksine müvekkilin girişimleri sonucu davacıların mülkiyet iddiasında bulunabileceklerinin ortaya çıktığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkili ile davacılar arasında bir, sözleşme olmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunmalar, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davalı yönetim ile dava dışı reklam firması arasında 05.02.2005 tarihinde iş merkezi çatısına reklam panosu konulması için kira sözleşmesi imzalandığı, öncesinde bu firma ile davacılar arasında anılan yere ilişkin kira sözleşmesi yapıldığı, sözleşmede panoların davacılara ait olacaklarının kararlaştırıldığı, tüm dosya kapsamıyla panoların davacılara ait olduğunun ortaya çıktığı, değerinin dava tarihi itibariyle tespit edildiği,davalı yönetim mülkiyetinde kaldığı, davacılara iade etmesi veya bedelini ödemesi gerektiği, davalı sigorta şirketinin panoları diğer davalıdan kiraladığı, mülkiyet iddiasında bulunmadığı, davacılar ile sözleşme ilişkisi olmadığı, kendisine husumet düşmeyeceği,bu davalının kullanımının iyi niyetli olduğu, panoların yalnız başına kullanılamayacağı, ancak davalı yönetim çatısında kullanımının gelir getireceği, her iki davalıdan TMK'nun 995 nci maddesi uyarınca haksız kullanım tazminatı talep edilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın davalı sigorta şirketi yönünden husumetten reddine, diğer davalı bakımından kısmen kabulüne, reklam panosunun aynen iadesine, olmadığı takdirde 7.500,00 YTL'nın tahsiline, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 16.02.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Kaynak: Kazancı)
Old 10-05-2010, 15:36   #18
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Açık yasa maddesi karşısında size katılmam mümkün değil.
Açık yasa maddesi karşısında görüşlerimi tashih ediyorum:

Eğer kira ilişkisi BK'na tabi ise:

Alıntı:
A Malik.
B kiracı + yasal zilyed (kira kontratına dayanıyor).
C yasal kiracı (yasal zilyetle geçerli bir kira kontratı yapmış, kira kontratını malikin yapması zorunlu değil)
A ile B arasında geçerli bir kira ilişkisi var.
B ile C arasında geçerli bir kira ilişkisi var. (Kontrattaki devir yasağı C'yi bağlamaz, B'yi bağlar. C'nin geçerli kira ilişkisinin hukuki dayanağı B'nin kiracı olması değil, B'nin zilyet olmasıdır)
Bu hukuki ilişkide A bir alacağı varsa, kiracısı olan B'den talep eder.
Bu hukuki ilişkide B bir alacağı varsa, kiracısı olan C'den talep eder.
C'nin mecur ile yasal bir hukuki bağı var, dolayısıyla işgalci olduğundan bahsedilemez, dolayısıyla ecrimisil istenemez.

diye düşünüyor ve daha önceki düşüncelerimin de arkasında duruyorum.

Eğer kira ilişkisi 6570 S.Kanuna tabi ise:
Alıntı:
A Malik.
B kiracı + yasal zilyed (kira kontratına dayanıyor).
C, A'ya karşı geçersiz ancak B'ye karşı geçerli bir akitle B'nin kiracısı (yasal zilyetle farkında olmadan geçersiz bir kira kontratı yapmış, bu akit kötüniyetli B'ye karşı halen geçerli, 6570/12 gereğince A'ya karşı geçerli değil)
A ile B arasında geçerli bir kira ilişkisi var.
B ile C arasında kendi aralarında geçerli, A'ya karşı ileri sürülemeyecek bir kira ilişkisi var.
Bu hukuki ilişkide A bir alacağı varsa, kiracısı olan B'den talep eder.
Bu hukuki ilişkide B bir alacağı varsa, kiracısı olan C'den talep eder.
A'nın C'ye karşı 6570/12'ten kaynaklanan tahliye hakkı var ancak ecrimisil isteyemez, zira bir alacağı varsa zaten kiracısı B'den talep hakkı vardır, aynı mecur dolayısıyla hem B'den kira, hem C'den ecrimisil talep etmesi MK 2 gereğince kabul edilemez.

diye düşünüyor ve daha önceki düşüncelerimin de arkasında duruyorum.


Bu olayda A'nın B'ye karşı sözleşmeden kaynaklanan kira bedeli talep hakkı olduğunu unutmamamız gerek. Eğer A'ya bir de C'den ecrimisil talep hakkı verirsek, aynı mecur için iki kez bedel tahsil etmesine izin vermiş oluruz, kanaatimce buna izin vermek mümkün değil.
Old 10-05-2010, 19:22   #19
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Yasa maddesi tahliyeden söz etmekte ama ecrimisilden söz etmemektedir:
Çünkü ecrimisil için kötü niyet gerekir. Olayımızdaki B bana iyi niyetli biri gibi geldi.

Bence "çoğun içinde az da vardır" kuralı burada da işletilmektedir. B bana da iyiniyetli gibi geldi.

Alıntı:
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/1287
K. 2005/2968
T. 31.3.2005
• FUZULİ İŞGAL ( Kiralananın Tahliyesi ve İşgal Tazminatının Tahsili Talebi - Kira Alacağı Yönünden Mahkemece Olumlu ya da Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerekirken İşlemden Kaldırma Kararı Verilmesi Hatalı Olduğu )
• KİRALANANIN TAHLİYESİ VE İŞGAL TAZMİNATININ TAHSİLİ TALEBİ ( Kira Alacağı Yönünden Mahkemece Olumlu ya da Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerekirken İşlemden Kaldırma Kararı Verilmesi Hatalı Olduğu )
1086/m.409
6570/m.12
ÖZET : Dava, fuzuli işgal nedeniyle kiralananın tahliyesi ve işgal tazminatının tahsiline ilişkindir. Kira alacağı yönünden mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, HUMK.nun 409.maddesi uyarınca işlemden kaldırma kararı verilmesi hatalı olmuştur.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye-alacak davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, fuzuli işgal nedeniyle kiralananın tahliyesi ve işgal tazminatının tahsiline ilişkindir. Davalı vekili davanın reddini savunmuş, mahkemece 6570 Sayılı Kanununun 12.maddesi uyarınca kiralananın tahliyesine, alacak isteminin atiye terk nedeni ile HUMK.nun 409.maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.

1-Davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine

2-Mahkemenin 10.12.2004 tarihli oturumunda davacı vekili, kira bedeli ile ilgili istemlerini müracaata bıraktığını beyan etmiş, davalı vekili ise davanın reddini istemiş olmasına göre davalı vekilinin bu beyanı kira alacağı yönünden davalı tarafından davanın takip edildiği anlamını taşımaktadır. Bu nedenle kira alacağı yönünden de mahkemece olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, HUMK.nun 409.maddesi uyarınca işlemden kaldırma kararı verilmesi hatalı olmuştur.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda 1.bentte yazılı nedenle hükmün tahliyeye ilişkin kısmının ONANMASINA, ikinci bentte yazılı nedenle alacak yönünden kararın BOZULMASINA, onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 31.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Old 10-05-2010, 19:34   #20
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat1980
Değerli meslektaşlarım;A şahsı müvekkilden kiraladığı işyerini B şahsına veriyor (müvekkilin onayı olmamasına ve kontratta böyle bir yetkisi bulunmamasına rağmen.Müvekkil bu durumu işyerindeki vergi levhasını görünce tesadüfen öğreniyor.Bu arada işyeri tahliye ediliyor(1) fakat ödenmeyen 12 aylık kira borcu var.A şahsına karşı takip yapılıyor fakat A şahsından bu bedelin alınması zor. B şahsına karşı ecrimisil talepli(2) dava açılabilir mi?

Sayın avukat1980,

(1) Tahliye hususunu biraz açabilmeniz mümkün mü?
(2) Ve bir de B hala gayrimenkulde mi?

Saygılarımla...
Old 10-05-2010, 20:30   #21
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Bence "çoğun içinde az da vardır" kuralı burada da işletilmektedir. B bana da iyiniyetli gibi geldi.
Ecrimisil ''çoğun içinde az'' sayılmaz. Fark şurada ki, tahliye için kötü niyet aranmaz ama ecrimisil için aranır. Tahliye mülkiyet hakkının sonucudur; ecrimisil ise haksız işgal tazminatıdır.

Kiralayana kira ödemiş olan B'nin sonradan bir de malike ecrimisil ödemesi çifte adalet sayılmaz.

Yukarıda 7 nolu mesajda sunduğum Yargıtay kararları bu nedenle bence adalete uygun düşmemekte. Hele üçüncü kararda aile boyu adaletsizlik var: Baba kiralamış, oğlu ecrimisil istemiş. Kiracılar kiralayana güvenmemeli ama Yargıtay'a güvenmeli.
Old 10-05-2010, 21:20   #22
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Ecrimisil ''çoğun içinde az'' sayılmaz. Fark şurada ki, tahliye için kötü niyet aranmaz ama ecrimisil için aranır. Tahliye mülkiyet hakkının sonucudur; ecrimisil ise haksız işgal tazminatıdır.

Kiralayana kira ödemiş olan B'nin sonradan bir de malike ecrimisil ödemesi çifte adalet sayılmaz.

Yukarıda 7 nolu mesajda sunduğum Yargıtay kararları bu nedenle bence adalete uygun düşmemekte. Hele üçüncü kararda aile boyu adaletsizlik var: Baba kiralamış, oğlu ecrimisil istemiş. Kiracılar kiralayana güvenmemeli ama Yargıtay'a güvenmeli.


Öncelikle atladığım bir hususu belirtmek istiyorum.

Alıntı:
A şahsına karşı takip yapılıyor fakat A şahsından bu bedelin alınması zor

Bunu nasıl atladığımı bilmiyorum. Bu durumda tabii ki B'den ecrimisil talep edilemez. Çünkü kiralayan tercih hakkını A'dan yana kullanmıştır. Siz mükerrer, mükerer diye ısrar ettiğinizde anlamalıydım.
Old 11-05-2010, 10:25   #23
avukat1980

 
Varsayılan

B ye karşı takipti "tahsilde mükerrer olmamak kaydı ile.." şartını yazarsak netice ne olur?
Old 11-05-2010, 10:45   #24
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat1980
B ye karşı takipti "tahsilde mükerrer olmamak kaydı ile.." şartını yazarsak netice ne olur?
C ile B arasında bir kira ilişkisi (dolayısıyla C'nin B'ye kira borcu ) olduğunu bildiğinize ve sizin de B'den alacağınız olduğuna göre, C'ye İİK 89 gereğince haciz ihbarnamesi göndermeyi düşündünüz mü bu arada?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
talep edilmemiş icra inkar tazminatı sonradan talep edilebilir mi? avukat 77 Meslektaşların Soruları 3 30-11-2020 14:53
Aidat talep edilebilir mi? ACİL! detay82 Meslektaşların Soruları 2 28-11-2020 12:45
Asıl davada faiz talep edilmese daha sonra da faiz talep edilebilir mi?Hangi tarihten turgaygoller Meslektaşların Soruları 4 09-04-2011 19:43
icralık eşden nafaka talep edilebilir mi? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 23-09-2009 14:14
boşanma davası sürerken malik olunan dükkan için eşten ecrimisil talep edilebilir mi? ruze Meslektaşların Soruları 2 08-09-2008 13:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11825895 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.