|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
18-04-2007, 13:31 | #1 |
|
İcra Hukuk Mahkemesi, temyiz süresinin kaçırılması..
Öncelikle belirtmeliyim ki, bu konuda açılmış başlıklara baktım ama durumumu tam olarak karşılayan bir örneğe rastlayamadım..
İcra Hukuk Mahkemesi'nde görülen "İtirazın Kaldırılması" davasını, davalı vekili olarak takip ettim ve dava RED ile sonuçlandı. Kararı karşı tarafa tebliğ ettirip icraya koydum. Ancak davacı taraf dosyayı temyiz etti ve tehir-i icra kararı da çıkararak takibimizi durdurdu. Daha sonra Yargıtay'ın BOZMA ilamı geldi. Yargıtay ilamında açıkça kararın kabulü gerekirken reddi yoluna gidilmiştir ifadesini kullandı. Hakimi değişmiş olan mahkeme, bozmaya uydu ve davayı bu kez KABUL ettiğini bildirdi. Ne yazık ki temyiz süresinin "icra mahkemelerinde" de tefhimle başladığını unutarak kararın tebliğini beklemeye koyuldum. Daha sonra kararın kesinleştiğini öğrendim. Müvekkile yaptığım hatanın kendisini sadece süre bakımından mağdur ettiğini ve kararı temyiz etsem de bir şey değişmeyeceğini, zira Yargıtay'ın konu hakkındaki görüşünü de bozma ilamında belirttiğini anlattım. Yine de bundan sonraki aşamada ne yapabileceğini bilemiyorum. Gerçekte tefhim-tebliğ karmaşasına yenilmiş olmamın bir hata olduğunu biliyor ve son derece kaygı duyuyorum.. Bu durumda müvekkilin bana karşı tazminat için hukuk mahkemesine veya baroya şikayet yoluna gidebileceğini biliyorum. Ayrıca ceza mahkemesinde "görevi ihmal" yoluna gidebilir mi? Bir meslektaş böyle bir ihtimalden söz etti ve bu beni haliyle diğer risklerden daha fazla huzursuz etti. Bilgi ve tecrübelerini paylaşacak meslektaşlara şimdiden teşekkürler.. |
18-04-2007, 14:07 | #2 |
|
T.C.YARGITAY HUKUK DAİRESİ 11
Esas No.2001/429Karar No.2001/2307Tarihi15.03.2001 .. Vekillik yaptığı davada verilen hükmü temyiz edip,etmemesi hukuki taktirine bağlı olmakla beraber,temyiz etmeyeceği kanaatini müvekkiline bildirmesi gerekir. Hükmü temyiz etmemek ve temyiz etmeyeceğini de müvekkiline bildirmemek suretiyle müvekkilini zarara uğratan bir avukatın tazminata mahkum edilebilmesi için,hükmün temyiz edilmemiş ve bunda avukatın kusurlu olması yeterli değildir. Bundan başka,hüküm temyiz edilse idi Yargıtay'ın hükmü bozacağı hususunun da ispat edilmesi gerekir. ..hüküm temyiz edilse idi, müvekkilleri lehine bir sonuç istihsal edilip, edilmeyeceği hususlarının araştırılması ve tartışılması gerekirken,... (Bozma nedenlerine uygun karar verildiği ve kararın temyiz edilse dahi bozulamayacağı meydanda olduğuna göre, özel hukuk açısından herhangi bir sakınca oluşabileceğini düşünmüyorum. Cezai yönden de, nafile bir işlemin yapılmamasının ihmal veya savsaklama olarak değerlendirilemeyeceği kanaatindeyim. Kararın bozulamayacağı sabit olduğu sürece herhangi bir suçun da oluşamayacağı görüşündeyim. Kimsenin sonuç alınamayacak bir girişim açısından "şansını denemeliydi" deme hakkı olmamalıdır.) Saygılarımla... |
18-04-2007, 18:03 | #3 |
|
Sayın Demiroğlu açıklamanız ve eklemiş olduğunuz karar için teşekkürler..
Burada olduğu gibi bir dayanışmayı ne yazık ki gerçek hayatta göremiyoruz, dosyayı çeşitli avukatlara incelettiren müvekkil birçoğundan "avukat seni tefecilerin kucağına bırakmış" şeklinde sözler duyduğunu bizzat bana anlattı. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu da bir tecrübe oldu, bazı şeyler yaşanarak öğreniliyor. Müvekkillerle görüşmelerde meslektaşlarım hakkında yorum yapmamak için olağanüstü çaba gösteren biri olarak uğradığım hayal kırıklığı, alabileceğim tüm cezalardan daha kırıcıdır. |
18-04-2007, 18:50 | #4 |
|
Birgün büroya birisi geldi elinde mahkeme ve yargıtay kararı. Avukatı kararı temyiz etmediğinden, avukata karşı maddi ve manevi tazminat davası açmış. Yerel Mahkeme maddi tazminatı red manevi tazminatı da kısmen kabul etmiş. Yargıtay da aynen şöyle demiş" avukat temyiz etse dahi karar onanacaktı" bu nedenle manevi tazminatın da reddine karar verilmesi gerekir demiş.
Sizin ki ise bozmaya uyma var zaten.Hiç bir problem olmaz.Sorumluluğunuz yok. |
03-03-2008, 21:46 | #5 |
|
Bahse konu olayda bozmaya karşı yerel mahkeme, Yargıtay'ın ...... esas ve karar sayılı ilamına uyup bozmaya göre hüküm kurduğuna göre sizin kanun yoluna başvurmamış olmanız müvekkiliniz açısından bir hak kaybı meydana getirmeyecektir.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İcra Hukuk Mahkemesinde ISLAH | kurt | Meslektaşların Soruları | 6 | 11-07-2019 13:41 |
Hakimin Yanıltması - Temyiz Süresinin Kaçırılması - Sanığın Avukatı Şikayeti | bahar kesici | Meslektaşların Soruları | 42 | 28-07-2009 22:37 |
İcra Mahkemesi Kararı Kesin Hüküm Teşkil Eder mi? | sendurhukuk | Meslektaşların Soruları | 5 | 14-07-2009 15:11 |
İcra hukuk mahkemelerinin kesin karar sınırı | lawyerh | Meslektaşların Soruları | 3 | 22-08-2007 09:56 |
kesin sürenin kaçırılması ve bu süreden sonra tanık listesinin verilmesi | Staj.Av.Selçuk | Meslektaşların Soruları | 13 | 24-01-2007 14:37 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |